24 Haziran 2021 Perşembe

İzlediğim Filmler 47//Adalet Birliği, Wonder Woman, Geleceğe Dönüş^^

 Selamlaaaar^^
Ramazan içinde izlediğim filmlerin yorumları şimdi yazmam utanç verici ama geç yorumlarıma takipçilerim alıştı bence. Bir gün hiçbir işim olmadan eski yazılarımı yazıp tamamen bitirip, yeni yazılarımı anında yazmam gerekiyor, aksi zor yani. :/
Bu sefer ki filmlerim diğerlerine göre daha vurdulu kırdılı. Son film farklı ama ilk ikisi benden beklenmeyecek filmler sanki. :D Oysa ki severim, sadece her zaman ruh halime uygun olmuyor. :)


Adalet Birliği

ATV'de yayınlanıyordu, yarısından sonrasını yakaladık izlemeye başladık. İlk yarıyı bilmediğimiz için Netflix'de olduğunu öğrenince oradan devam ettik. Sevdim, eğlendim. Çok iyiydi bence.
Ama seri olarak hangi sıraya göre izlenecek bilmiyorum o yüzden öyle ortadan başladık. Mesela Superman burada ilk kısımda ölüydü sonra dirildi falan. Superman'i izledim, onu da sevmiştim.
Klasik kötü adam dünyayı yok etmeye kalkarken ona engel olmaya çalışan kahramanları konu alıyor.
Büyük ihtimal herkes izlemiştir ama izlemeyen varsa ve bu tarz filmleri seviyorsanız kesin çok seversiniz.








Wonder Woman

Adalet Birliği filminde Wondar Woman'ı izleyince kendi filmini merak ettik. Böyle güçlü kadınları izlemek çok güzeldi, o yüzden hemen de izledik ama Adalet Birliği bundan çok çok iyiydi. Bir kere ikinci dünya savaşında geçiyordu, sonra Türkiye hakkında filmde geçen saçma şeyler hiç hoşumuza gitmedi.
Wondar Woman dünya için iyilik istiyor, kimse kimseyi öldürmesin istiyor ama ne hikmetse karşı taraftaki bütün savaşanları öldürüyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu derler buna. Dünya iyiliğini istiyorsan bebiş herkesi kollaman gerekiyordu. O yüzden hiç sevemedim, eğer günümüzde geçseydi daha çok severdim belki. Şimdi diyeceksiniz karşı tarafa sempati beslemek olmaz ama burada savaş var, askerler emir alıyor. Bütün insanlığı kurtarmak daha mantıklı olurdu.
Merak edenler izleyebilir ama genel anlamda yorumum böyle. ;)


Şu ikiliden daha güzel bir film çıkabilirdi.







Geleceğe dönüş filmini izlemeyen ya da bilmeyen var mı ki? Genelde tv'de yayımlanınca bakıyorduk bu sefer baştan sonuna kadar izledik. Çok eğlenceliydi ya, eski filmler bence aşırı tatlı, daha güzel. Gerçi hepsinin yeri ayrı.
Şu an Netflix'de iki film var, henüz ikinciyi izlemedik. Üçüncü filmle beraber izleriz artık.
Herkes izlemiştir diye öneride bulunmuyorum asdfghjklş 






Bu sahneler çok iyiydi bence :)




Hala bir sürü film yorumları duruyor, bakalım diğerleri ne zaman gelecek. :D
İzleyecek olanlara şimdiden keyifli seyirler^^
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle 💗



Buralarda da varım^^






2 Haziran 2021 Çarşamba

Sevda Uğruna//Damlanur Büyükşen Blogları Canlandırma Projesi Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız, günlen nasıl geçiyor? Beni sorarsanız aşırı yoğun, bir süre de böyle devam edeceği gibi ama ben yine de buralara zaman ayırmaya çalışıyorum. BCP'yi artık herkes biliyordur diye bir şey yazmıyorum ama beş aydır yazdıklarımızı merak ediyorsanız Burada! bakabilirsiniz^^
Not: Mayıs ayında Aşk ve Sevgi temasını konu alıyoruz.
Harry Potter ve Ateş Kadehini okumaya başladım ama yoğunluktan bir gıdım yol kat edemedim, o sırada canım daha akıcı, eğlenceli bir şey çekince Sevda Uğruna kitabı başladım. Zaten BCP için kitap okumam gerekiyordu. Şu an HP'a devam ediyorum, umarım tez zamanda bitiririm. Kitabın kaderi herhalde, ikizinde elinde çok süründü HP ve Ateş Kadehi. :D
Sevda Uğruna Bir Deli Bahar Rüyası serisinin son kitabı, Selim ve Sinan'nın küçük kız kardeşlerinin hikayesini okuyoruz burada. İlk üç kitapta genelde karşımıza çıktı, çokta uslu bir şekilde değildi tabii ama burada kendisi hakkında daha çok bilgi edindik ve yaşadıklarını okuduk.


 

Derya; kendisinden yaşça büyük, fazla korumacı iki ağabey, ve ona hâlâ beş yaşındaymış gibi davranan ebeveynlere sahip üniversite öğrencisi bir genç kızdı. Tek istediği, ailesinin artık onun büyüdüğünü kabullenerek biraz da olsa nefes aldırmasını sağlamaktı. Yirmi birinci yaşını doldurduğu yaz tatilinde stajı için masum bir yalanın arkasına sığınarak hayatının ilk gerçek macerasının yolculuğuna çıktığında ise bu yalanın onu dönüşü olmayacak şekilde değiştireceğinden habersizdi.
Sonunda o da hep düşlediği, başkalarında tanık olduğu aşkı bulacak mıydı yoksa aşk sandığı şey bir musibet miydi?
Emir ise hiç hesapta yokken omuzlarına yaşından ağır yükler koyulmuş, kayıpları yüzünden vaktinden önce büyümüş bir genç adamdı. İşi, ailesi ve yıllar önce ettiği bir yeminin uğruna yaşıyordu. Ta ki derya’yı görene dek... Bu güzel kızı sevmek bataklıkta kendisine uzatılan bir dala tutunmak gibiydi. Ancak kırmadan, kirletmeden, aynı batağa çekmeden sevmeké işte bunu nasıl yapacağını hiç bilmiyordu.
Sevda uğruna, iki gencin yalanlar arasında filizlenen aşkının ve bu aşk uğruna birbirlerine tutunuşunun hikâyesi...


Genel olarak kitap böyle başlıyor ama olaylar, olaylar. Kitap beş yüz sayfa, yazarın kalemi akıcı ama kitapta ayrılıklar, olaylar ve yaşanan sıkıntılar yüzünden bana göre üç hikaye okuduk gibi oldu.
Derya el bebek gül bebek büyümüştür ama üzerinde baskı ile. Okulunun üçüncü senesinde yapacağı stajı babasının fabrikasında değil de en yakın arkadaşıyla beraber başka bir ilde yapmak ister. Buraya kadar, hatta arkadaşıyla başka şehre gitmelerine kadar her şey normal ama ondan sonra söylediklerini yalanlar başlarına bir bir bela olur. Buraya kadar da yine beklenen bir şeydi ama dakika bir dol bir de hemen yakalanmaları garibime gitti, ne bileyim bir kaç gün geçseydi diyeceğim ama durup düşününce zaten bir kaç günde geçmezdi. :D Okuyanlar varsa anladı bence.;)
Derya'nın tek istediği birazcık özgürlük, liseden başlayan uğursuz arkadaş seçimlerinden sonra ailesi tarafından sürekli baskı altında olsa da hayalleri için elinden geleni yapmaya hazır. Tam her şey istediği gibi gidiyor derken başına bir de aşk belası çıkıyor, bundan sonra zaten hayatını düzene sokayım derken iyice batıyor.
Derya sıradan karakterlerden değildi ama böyle aşırı iyiydi, akılda kalıcı bir karakterde değildi. Mesela Bahar gibi değildi. :D Hayalleri olan, kariyerini düşünen bir genç kızdı, sıradan olmamasının sebebi de aklına geleni hemen yapmasıydı mesela, öyle aman dursun her şey ayağıma gelsin vs. bir karakter değildi. Aşkının, kariyerinin peşinden koştu. Aşkı için dobra oluşunu ayakta alkışlıyorum. ;)


Diğer karakterimiz Emir ise aynı Derya gibiydi, tabii yaptığı hatalar yok değildi ama kitabın gidişatı için onlar şarttı bence. Evin tek erkeği olarak her şeye koşan Emir bir gün İzmir'deyken başına gelen kazadan sonra hayatın ona çok büyük sürprizleri olduğunu keşfeder. Bursa, İstanbul arası gidip gelen Emir hayatını göçebe olarak yaşar, ta ki hayatını değiştiren Derya'yı görene kadar. Ya aşkının peşinden gidip, intikamından vazgeçecektir ya da aşkını kalbine gömüp intikamını alacaktır.
Sevdim Emir'i, güzel sevdi, yani bu tarz karakterler bağıra çağıra bir şeyleri yoluna sokmaya çalışıyorken Emir hep mantık yönünden bakıp Derya'yı bir şeylere zorlamadı. Bu yönden yazarın kalemini seviyorum.

Şimdi kitap diğerlerinden farklı olarak lanse edildi bana, öyle miydi evet. Bunu sevdim, ilk iki çift gibi olsaydı benzerliklerden dolayı sıradan gelebilirdi. Bu konuda sevindim. Yukarıda dediğim üç hikaye şöyleydi, Derya ve Emir'in karşılaşmaları ve yaşananlar. Sonra Emir'in İzmir'e gelişi(buraları detaylı yazmıyorum ki spoiler olmasın) ve son olarak Derya ve Emir'in köy evinde konuşmalarından sonra yaşananlar.
Hızlı okuma gibi bir yeteneğim ya da zamanım olsaydı bunları art arda okuyarak daha çok aklımda tutabilirdim ama son sayfalarda başta olanları okuyunca bir afalladım asdfghjkl Eğer bir iki güne bitirseydim inanın daha çok severdim, eğlenirdim. Aksi mi oldu, hayır ama daha çok etkilerdi beni kitap. ;) Yazarın kalemine yine hayran kaldım, ne yazarsa okurum kafasındayım, çünkü seviyorum.
Olaysız bir günleri geçmeyen bu aileye veda ettiğimize üzülüyorum, umarım kısa zamanda bu tarz yeni kitaplarına kavuşuruz, bekliyorum. :)


Son olarak serideki bütün kitapları sevsem de benim kalbime taht kuran tabii ki Bir Deli Bahar Rüyası. Onun yeri değişmez, hatta sırf özlediğimden bir daha okurum. :)
Yazarlarımızdan kitap okumayı seviyorsanız bence kesinlikle kaçırmayın, sizde benim gibi seveceksiniz. ;)
Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumları Buradan! okuyabilirsiniz. ;)



Aklımda kalanlar;

*Derya'nın sürekli ikilemde kalıp hatada olsa doğru kararları vermesini sevdim.

*Derya'nın abileri ve babalarının öyle her şeye evet diyen birileri olmadığını seviyordum, çok sıkmaları mantıklı değil ama toz pembe aile olmadıkları bir diğer güzel olaylardan.

*En son yaşananlar kitaba yakışır bir sondu.

*Yazarın Bahar'ın yaşadıklarını hatırlatan bir kaç detaya yer vermesine o kadar sevindim ki tekrardan okuma isteğimi bastıramıyorum.

*Seriyi ayrı ayrı olsa da okuma güzelliğini de sizlerle paylaşmak isterim, diğer kitaplardan bağımsız okuyabilirsiniz yani.

*Yazarın adetlerimizi her kitabında yer vermesine bayılıyorum. Mesela dini nikah. :D Anneannesinin geleneksel olup dayatması değil bunlar. Zaten Anneanne detayı da ayrı bir hoş, seviyoruz kendisini. <3



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"Seni sevmek hiç kolay bir şey değil. Sana rağmen seni hayaller kurmak çok zor. ..."


*****

"Biliyor musun?" dedi.
"Ben hep sana bela olduğumu düşündüm, istemeden de olsa sana yaptığım her şey için üzüldüm. Ama şimdi biliyorum. Ben ne yaptıysam asıl senden çok kendime yapmışım."

Alıntıya Not: Ne yazık ki Emir bu konuda haklıydı. :(




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^