Legend Stephanie Garber Kitap Yorumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Legend Stephanie Garber Kitap Yorumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Haziran 2023 Salı

Legend//Stephanie Garber Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız? Bu ay blog çok sessiz kaldı, doğru düzgün paylaşım yapamadım. Şu an kitap yorumlarını yazayım fotoğrafları halledeceğim bir şekil. O kadar yorumlarım birikti ki ya fotoğrafım yok ya da yorum hazır değil. Ne bileyim karıştı bu ay.
Yoruma geçeyim fazla uzatmadan, Legend Caraval serisinin ikinci kitabı. Birinci kitabı bitirdiğimde bu kitabın konusuna bakmış ve ne yalan okumak içimden gelmemişti. Çünkü Scarlett’i sevmiştim, onunla devam etmesini istemiştim ama olmadı.
Yine de seri bitsin dite okuyayım dedim ve ne yazık ki Caraval kadar sevemedim. Neden olduğunu belki spoiler olarak yazarım.



Kendisini Caraval’ın dünyasına kaptıran Donatella Dragna, en sonunda babasından kurtulmuş ve ablasının istemediği bir adamla evlenmesine engel olmayı başarmıştı. Kızların bunu kutlaması gerekiyordu belki ama 
Tella tam olarak özgür sayılmazdı. Gizemli bir suçluyla yaptığı anlaşma sonucu, yerine getirmesi gereken görevi ondan başka kimse başaramazdı: Caraval’ın efendisinin gerçek kimliğini ortaya çıkarmalıydı. Legend’ın gerçek kimliğini bulmanın tek yolu Caraval’ı kazanmak olduğundan, Tella bir kez daha kendisini bu efsanevi oyunun içinde buldu. Yolu tahtın cani varisiyle, lanetlenmeye mahkûm bir aşk hikâyesiyle ve sırlarla örülmüş örümcek ağlarıyla kesişecekti… Buna kız kardeşinin sırları da dahildi. Caraval’ı oynamak her zaman cesaret, beceri ve fedakârlık gerektirirdi. Ama oyun bu sefer daha fazlasını istiyordu. Tella, Legend’ın ismini öğrenemezse önemsediği her şeyi kaybedebilirdi – belki kendi hayatını bile. Kazanması durumunda ise Legend ve Caraval sonsuza kadar ortadan kaybolacaktı. Caraval’ın dünyasına hoş geldiniz. Asıl oyun şimdi başlıyor.


Birinci kitapta Caraval bitmiş, bazı sırlar ortaya çıkmıştı. Burada da tekrardan Caraval oluyor ama bu sefer tamamen oyuna odaklıdır. Tella’da bu oyuna dahil olmak zorundadır çünkü çok büyük sırları vardı. Yıllar önce onları bırakıp, giden annesini bulmak isteyen Tella sadece mektuplarla haberleştiği kişiden haber bekleyip harekete geçecektir.
Caraval’a dahil olduğu anda her şey sarpa sarınca bir anda kendini geçmişte olan olayların içinde bulur. 
Tella’yı sevdim ama Scarlett kadar değil. Mesela ablasının yalan söylediğinin farkında ama hiç oralı değil. Yani çok vasat bir karakter kalmış.


Hiç ummadığımız karakterlerin değişimlerini gördük bu kitapta. İsim vermeyeceğim, verirsem  spoiler olur diye bir şey demeyeceğim.
Ama serimize dahil olan prensimiz var, böyle prens gibi değil ama anlatılana göre bile düştük düştük asdfghjklş Yine de üçüncü kitapta neler olacak, prensin tavrı ne olacak merak ediyorum. 
Scarlett için diyeceğim çok şey var ama ne yazık ki o da spoiler olur. Sadece diyeceğim şu kendine gelsin lütfen, eğer başka türlü olursa çok kızarım, üzülürüm. :/


Genel olarak çok sevdiğim söylenemez, yani o mükemmel birinci kitaptan sonra bu aşırı vasat geldi. Vasatlığı bırak o güzelim evren ne ara bu hale geldi. Caraval oyununu göremedik, o gizemli dükkanlar, kıyafetler, insanlar yoktu. O yüzden ben birinci kitabı daha çok sevdim, evreni çok güzeldi. Yukarıda da dediğim gibi son kitaptan umudum var, biraz baktım da işler çok karışacak gibi.
Birde Kupa Prensi var, onun kitabıda çıktı, hatta geçenlerde aldım kitabı. Onuda çok merak ediyorum.

Bunlara rağmen yazarın kalemi yine ve yeniden akıcıydı. Bir oturuşta 50-100 sayfa okuyorsunuz. Bunu sevdim ama evren olarak şaşırttığı için hayal kırıklığı oldu benim için.
Yazarın diğer serinin çıkmasını istiyorum, beğenenleri çok fazla bende merak ediyorum haliyle. :D


Caraval yorumu için tık tık^^



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

“Dikkatli ol,” diye ekledi.
“Falcılar senin ya da benim gibi değillerdir. Dünyayı olabileceği gibi görürler ve bazen de olması gerekenden ziyade olmasını istediklerini gerçekleştirmeye çalışırlar.”


*****

Hepsi de korkunç şekilde güzeldi; tıpkı sihirli bir kabusun hazineleri gibi…


*****

Ne yazık ki Tella insanların kurtardığı değil, insanların artlarında bıraktığı türden bir kızdı.

*****

“İmparatoriçe’ye El mi diyorsun?”
“Elantine söylemesi çok zor bir isim.”
“Bana Donatella diyorsun.”
“Onun ağzımda bıraktığı tadı seviyorum.”

*****

“Ne bulmaya çalışıyorsun Donatella? İçimde iyilik mi arıyorsun? Asla bulamayacaksın, çünkü öyle bir şey yok,” dedi fısıldadı.
“Bana bunu söylemene gerek yok.”
“O halde niye cevap arar gibi bakmaya devam ediyorsun bana?”





Bir yorumun daha sonun geldik, başka yazılarımda görüşmek üzere sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^