5 Mayıs 2024 Pazar

One Day//Yabancı Dizi Yorumu^^

 Selamlar^^
Kore dizilerinden sonra arada yabancı dizide izliyor bu kız biliyor musunuz? :D
Aslında bu diziyi izlemek aklımda yoktu çünkü film ve kitap çok ayrı bende. Bir de şu oyuncu seçimine bakar mısınız?
Hiç ama hiç konduramadığım için izlemek istemiyordum, bir de sonunu biliyorum yani. O sürekli ağlamalı videolar atmışlar falan ama bildiğim için çokta etkilemedi açıkçası ama bazı yerler vardı ki... Neyse onları belki spoiler olarak yazarım belki.
Benden önce İkiz izleyip sevmiş, Esra ısrarla izle! deyince daha fazla dayanamadım başladım.
Evet güzeldi, filmle aynı kıyafetler, olaylar vardı ama ona rağmen yine film, yine film! :D



Konusu;
Emma ve Dexter birbirlerine tamamen zıt sosyal yapılardan gelen iki genç insandır. Emma işçi sınıfı bir aileden yetişmiş, hayata dair devrimci ruhu olan bir genç kızdır. Dexter ise baba parası ile okuyan, çapkın ve eğlenceden başka bir şeyi umursamayan biridir.
İlişkileri başlamadan arkadaş olarak devam etmek isteyince her sene 11 Temmuz'da ya buluşurlar ya da telefonlaşırlar.

İnternetten alıntıdır.


Oyuncular;
Ambika Mod//Emma
Leo Woodall//Dexter
Essie Davis//Alison
Eleanor Tomlinson//Sylvie
Tim McInnerny//Stephen



Şimdi şu iki oyuncudan başlayalım.
Oyuncu seçimine çok önem verdiklerini söyleyemem. İlk olarak Dexter'ı oynayan arkadaş başlarda eh işteydi ama sonradan düzeldi.
Ama Emma'yı oynayan oyuncu yok ya, kadında mimik yok. O kadar kötüydü ki oyunculuk, şaşırması gereken yerde dümdüz bakıyor ya.
Aşık mı, şaşırmış mı, üzgün mü belli değildi.
Tamam bir şekilde gözüm alışır, oyunculuğu güzeldir izlerim beğenirim deyip başladım ama yokmuş yaa. Eğer bu oyuncu daha iyi olsaydı var ya diziyi cidden severdim ama yok yani yoook, kadında MİMİK yok! :D
Başta dediğim gibi oğlanda da vardı sıkıntılar ama bunun kadar değildi ya, o anladı toparladı herhalde bir şekilde. :D




Kadının en mimikli hali bu işte gjhsdfjhsjkfksd





Filmdeki çiftimiz bu karakterler için biçilmiş kaftandı resmen, belki de o yüzden dizideki karakterlere iyi gözle bakamadım bir türlü.
Ve taraflı olmayayım diye hemen sonrasında film bir kez daha izledim ve dedim ki evet ikiside kendince güzeldi. Mesela film çok hızlı gelişti, dizide daha yavaştı ve güzeldi.
Ama dizide de Emma için ilk baştaki o araba içi sahnesi ne alaka?
Ve müdürle olan mevzular?
Yani onlar kitapta var mıydı, yok muydu hatırlamıyorum ama yoksa ve diziye eklemişlerse çok iğrençti.
Çünkü Dexter’ın ilişkileri tam filmdeki gibiydi ama Emma dizide çok başkaydı.


Kız burada bile suratsız yaaa -_-



Gifler^^






Filmde karakterlerin gençken, yetişkinlik çağına kadar öyle güzel geçişleri vardı ki yani yaş aldıkları gözle görülür şekilde ortadaydı ama dizide çok çok az fark vardı. Yani son yıllarda biraz daha kıyafetlerle vs. Yaş aldıklarını gösterebilirlerdi.
Onun dışında dizideki Dexter’ın o yaşadıkları, ağlamaları vs beni çok duygulandırdı. Ağladığım doğru ama tiktoktaki ablalar kadar değil sdfghjkl
Onların gözler kan çanağı gibi olmuş, şişmiş vs vs asdfghj
Tabii benim olayı bilmemde bunda etkili olmuştur.  İlk filmi izlediğim zaman acaba ağladım mı hiç hatırlamıyorum. :/
Ama güzeldi, o duyguyu vermesine hayran kaldım. Oğlanın projelerini takip ederimde, kadını sallayın sdfghjkl

Merak ederseniz bakın ama yazdıklarımı da unutmayın. Konu cidden güzeldi ama işte karakter seçimi olmamış…




Buralarda da varım^^




3 Mayıs 2024 Cuma

Finale - Stephanie Garber//(Caraval #3) Kitap Yorumu II Blogları Canlandırma Projesi Nisan Ayı^^

 Merhabalar^^
Bir serinin daha sonuna geldik. İlk Caraval serisini okuduğum zaman bu nasıl güzel bir seri, böylesini hiç okumadım falan demiştim, cidden de öyleydi. Sonra aynı heyecanla ikincinin konusuna baktım ki karakterimizin kız kardeşini anlatıyor.
Biraz hevesim kaçtı ama dedim olsun, bununda evreni güzeldir falan derken şok! Hiç istediğim gibi olmadı ikinci.
Seri üç kitaplık olduğu için son kitapta bir ümitlendim falan ama yok arkadaşlar o ilk kitabın güzelliği hiçbir kitapta yoktu.
O yüzden bir tık hayal kırıklığı yaşamış olabilirim. :)
İlk iki kitabı okumayanlar varsa yorumun devamını okumalarını önermiyorum.
Sadece ne kadar istediğim evren olmasa da seriye uygun bir sondu, klasik bir fantastik olsaydı daha çok severdim. :)
Yorumu okumuyorsanız serinin diğer kitaplarına yaptığım yorumu okumak için burayı tıklayabilirsiniz^^



Finale'ye hoş geldiniz. Mücadeleye değer bir aşk. Ölmeye değer bir rüya. Beklemeye değer bir son.
Bir deste kartın insanların kaderini değiştirmesinin, Legend'in tahtı ele geçirmesinin ve Tella’nın âşık olduğu gencin gerçekte var olmadığını keşfetmesinin üzerinden iki ay geçti.
Hayatların, imparatorlukların ve kalplerin arasında kalan Tella, Legend’a mı yoksa eski bir düşmanına mı güveneceğine karar verecek. Hayatını altüst eden bir sırrı ortaya çıkaran Scarlett’ın imkânsızı yapması gerekecek.
Ve Legend onu sonsuza dek değiştirecek.
Caraval bitti ama belki de en büyük oyun başladı.
Bu sefer seyirci yok, sadece kazananlar ve her şeyini kaybedecek olanlar var.
Her hikâyenin dört kısmı vardır: Başlangıç, orta, yaklaşık son ve asıl son. Ne yazık ki her birinin asıl sonu olmaz. Çoğu insan, her şeyin kötüye gitmeye ve durumun umutsuz hissettirmeye başladığı kısımda hikâyeden vazgeçer, ancak umuda en çok o zaman ihtiyaç duyulur. Sadece sebat edenler asıl sonlarını bulabilirler.


Tella öğrendiği gerçeklerden sonra Legend’e duyduğu duygulardan vazgeçemez. O sıra da ise ablası Scarlett gerçek nişanlısıyla görüşmek istemektedir. Anneleri de henüz uyanmamıştır ve Kupa Prenside sürekli etrafından dolanmaktadır.
İşler arapsaçına dönerken Legend’in her gece rüyasına girmesiyle işler daha da karışır.
Tella bildiğimiz klasik fantastik kitap karakterleri gibi, hemen her şeye anında atlayan bir karakterdi ama neyse ki çok abartmadı ama aşkı için vazgeçmemesi çok hoşuma gitti. Yürü be kızım!!! Kim tutar seni!!
Son hakkında yazarsam spoiler olur, o yüzden geçiyorum.


Scarlett, aynı Tella gibi kendini maceralara atıyor ve ortaya çıkan sırlardan sonra ne yapacağını şaşırıyor. İkinci kitabın sonunda gerçek nişanlısına mektup yazmıştı, dedim hayırdır?? Julian’ı düşün demiştim ki çok şükür tahminlerim olmadı. Bunun için cidden çok sevindim, okurken çıldırtmadı en azından.
Onun dışında bu karakterlerin ‘hepsi benim yüzümden’ triplerini ne zaman bırakacaklar?
Tamam Tella böyle yapsa haklı, o kartları serbest bırakmayacaktı ama Scarlett sen hayırdır?
Neyse, onunla icabına bakıldı ama baya zordu.
Scarlett’da en sevdiğim şey giydiği elbiseydi, duygulara göre rengini değiştiriyor. Düşünsenize öyle bir elbise olduğunu, kızdığınızda başka bir renk, mutlu olduğunuzda bambaşka bir renk oluyor.
Zaten bu seriyi bu evren yüzünden sevdim yaa <3

Diğer karakterler için Legend’in durumuna üzüldüm ama sonunda olması gereken oldu.
Kupa Prensi, birazda o yüzden bu seriyi hemen bitirmek istedim. Çünkü prensimizin kalbi kırık. Gerçek aşk mevzusu yüzünden zaten sıkıntılar çekti, bir de sonradan yaşananlar. Kısacası kendisi serisini okumak için sabırsızlanıyorum, artık onu Caraval evreni olarak değilde Kupa Prensinin evreni olarak düşünüp okumam lazım. :) Zaten konuda çok farklı, bakalım neler olacak.


Caraval’ı ilk okuduğum zaman yok böyle bir evren demiştim. Değişen evler, olaylar, sırlar ve karakterler. O kadar güzeldi ki, o evrenin devam etmemesi, işin içine başka varlıkların girmesi kitabı resmen başka bir fantastik kitaba çevirdi. O yüzden son iki kitap kendi çapında güzel olsa da ilk kitabın yerini hiçbiri tutamadı. Bu da seriden az da olsa soğumama neden oldu.
Yine de dediğim gibi kendi kulvarına göre çok güzel, kafa yormayan, akıcı bir seriydi.
Yazarın kalemini seviyorum, diğer serisi için heyecanlıyım ama çokta beklentimi yüksek tutmak istemiyorum. Seri güzeldi ama beklentim dolayı bu kadar hayal kırıklığı oldu diyebiliriz. :/

Buna rağmen önerdiğim seriler arasında. Kolay okunan fantastik kitapları seviyorum, çok fazla karakter, çok fazla olaylar ve terimler olunca bende bütün ipler kopuyor ama art arda okuduğunuz zaman seriyi seveceğinizi düşünüyorum.
O yüzden okuyun diyeceğim ama şu an bu yorumu okuyanlar büyük ihtimal seriyi okuyanlar, ben şimdi önersem bir anlamı kalmıyor. :D Yine son kitabı okunmayanlar için başlamalarına ya da devam etmeleri için öneri olsun. :)


Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


Ama büyülenmek de tıpkı romantizm gibiydi, devam ettiği sürece harikaydı ama asla sonsuza dek sürmezdi.


*****

"Teşekkür ederim Vale."
Vale gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. "Sana bir iyilik yaptığımdan emin değilim aşkım."


*****

Scarlett ve Julian arasında söylenenlerin hepsini duymamıştı ama Scarlett'ın ona nasıl baktığını görmüştü.
Bu, bazı insanların tüm hayatları boyunca beklediği, diğerlerinin ise tüm hayatlarını onu bir kez bile görmeden geçirdiği bakıştı.


*****

Scarlett korkmayı reddetti. Korku sevgi için bir zehirdi. Ve sevgi korku için bir zehirdi.


*****

"Bunları kendin mi diktin?"
Julian utangaç bir tavırla gülümsedi. "Başkalarının dokunmasına güvenemedim."





Blogları Canlandırma Projesi olarak Nisan ayında bu kitabı seçtim, Mayıs ayı temamız Dram, Tarihi, Gotik ve İrlanda.
Katılmak isteyenler bekleriz^^
BCP yazılarım için tık tık^^



Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^



26 Nisan 2024 Cuma

Sekreter Gam Arızalandı(Secretary Out of Order)//Webtoon Yorumu^^

Selam^^
Sene sonu yazımda webtoon daha fazla okurum diyordum ama Nisan ayı oldu daha yeni bunu bitirdim ve yeni başladığım webtoon'un anca 18.bölümüne geldim. Webtoon 140 bölümlük siz düşünün. :D
O yüzden bir şey söylemeyeceğim daha. :D Sadece inşallah sık sık okurum. Okumaya başladığım zaman baya okuyorum ama sonradan bir türlü devam etmiyor. :D
Bu Webtoon'uda kısa diye okumaya başladım ama sorun bakalım ne kadar sürede bitti. :D
Webtoon 49 bölümcük.
Günümüz ve klişe bir webtoon.
Konusu aşağıda^^



Sekreter Gam piyangoyu kazanınca saatlerce çalışıp, patronunun her dediğini yaptığı için zorlandığı işinden istifa etmek ister ama patronu katiyen istemez ve işinde devam etsin diye her şeyi değiştirmeyi kafaya koymuştur.
Konusu çok tanıdık geldi değil mi?
Sekreter Kim'in Nesi Var?'a benziyor. Onda da sekreter işi bırakıyor, patron gitmesin diye evlenecek kıvama geliyor. :D
Bu da öyle işte ama burada sonradan işler değişiyor. Tamam orada da çiftin geçmişinde sıkıntılar var ama burada farklıydı.
Kısacası onu sevdiyseniz bunu da seversiniz. :)




Çizimler çok güzeldi, konuyu daha farklı yapıp daha çok sevmemize sebep olabilirdi. :)
O yüzden çok sevdiğim bir webtoon olmadı, güzeldi ama ahım şahım değil.
Zaten aynısını okuduk, izledik falan.
Gereksiz gibi geldi bana.



Şu webtoonlarda düğün dernekler çok güzel.
Şu gelinliğe bakar mısınız?
Çok güzeller, bu konuda çok tebrik ediyorum çizerleri. :)



Hemen bitecek webtoon arayanlar için çok güzel bir öneri, çoğu site çevirmiş oradan bulabilirsiniz^^ Ben yine Hayalistic sitesinden okudum, oranın çevirilerini ve altına yapılan yorumları seviyorum. :D



Diğer webtoon yorumlarımı okumak için tık tık!!!




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^

24 Nisan 2024 Çarşamba

Çirkin Ördek Yavrusu//Kübra Nur Kitap yorumu^^

 Merhabalar^^
Uzun yıllardan sonra ilk defa Ramazan'da bu kadar kitap okudum aa dostlar. :D Bu kitap ile beraber üç kitapla Ramazan'ı bitiriyoruz ki daha bitmesine beş gün var.
Yine de arayı baya açtım, yani iki-üç güne bitmesi gereken kitapları bir haftada okudum resmen.
Yine de yoğunluk, misafir vs. derken bence normal.
İşte bu kitapta onlardan biri.
Kübra Nur'un eski basım kitaplarını topluyordum. En son üç kitaplık serisini toplamış, sonrada tek olan kitapları almıştım.
Bu da onlardan biri. Okuyanlar çok sevdiği için merak ediyordum, çünkü çiftimiz sürekli diğer kitaplarda geçiyordu. Hangi kitaplarda geçtiğini sonradan size yazacağım inşallah, heyecan olsun biraz. :D
Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumu okumak için Tık Tık!


Bu hikâye, şişman olduğu için çirkin damgası yiyen bir kadının zayıflama macerasını anlatmıyor. Bu hikâyede esas kızımız diş tellerini çıkarıp dünyanın en güzel kadınına dönüşmüyor ve birilerinden intikam almıyor. Hayır, bu hikâyede şişe dibi gözlükler takan bir karakter de yok. Bu bhikâyede yalnız ve yaralı bir kadın, bir de onun rengârenk iç dünyası var. Ayrıca bu hikâyede herhangi bir 'bad boy' yok. Bu hikâyedeki esas oğlan aşırı kaslı bir mafya babası da değil. Bu hikâyedeki esas oğlan kimsenin göremediğini gören bir kahraman.


Damla işinde başarılı, herkes tarafından sevilen bir dergi fotoğrafçısıdır. Herkes tarafından sevilse de Damla aksi düşünüp kendini pek beğenmez. Bu yüzden uzun zamandır platonik takıldığı Emre'yi her gördüğünde konuşmakta zorlanır, daha çok kendini ön plana atamaz.
Başına gelen bir olaydan sonra tanıştığı Meriç ise olanları görünce ona yardım etmek ister.
Kader bu ya Meriç komşusudur ve Emre ile akrabadır.
Meriç'in yardımıyla bir şeyler olurken gerçekten istediği bu mu o mu düşünür.
Damla çok tatlıydı ama geri planda kalması ya da kendini ifade edememesi sıkıntıydı, üzdü. Yani neden böyle olduğunu en son öğreniyoruz ama başlarda pek anlayamadım. Yani çok başarılı biri ama neden böyle olduğunu, neden her anlamda geri planda kalması başta çok anlamsız geldi. Sadece güzel değilim deyip durdu, bir özgüvensizlik var ama neden? Ya da neden çok fazla böyle bahsedilmedi anlamış değilim.
Bu yüzden Damla karakterimizi anlamak benim için zor oldu, anlattıklarından önce tabii.


Meriç, zor durumdan kurtardığı kadının birkaç kez daha görünce ve gözlemleyince neden böyle yaptığını, neden geri durduğunu anlamaya çalışırken bir anda Damla ile Emre'nin arasını yapmaya çalışacaktır ama işler hiçte istediği gibi gitmez.
Meriç çok tatlıydı ya, Damla'yı sürekli kızdırması, ona yardım etmesi ama anlamaması aşırı komikti. Yine de bazen üstüne gidince yaşananları düşününce Damla'ya üzülmedim değil.
Ama Meriç'in kısmına gelene kadar kitabı eh işte bulmuştum, Meriç'ten sonra kitap resmen şaha kalktı asdfghjk
Çünkü Meriç yaaaa <3
Bunu spoiler olarak yazacağım, o yüzden bu kadar yeterli.
Sadece Meriç senin o güzel kalbini sevsinler... <3


Bir de Naz'ımız var.
Büyümüşte küçülmüş resmen ve inanın ki büyüklerden daha mantıklı konuşuyor kendisi. :D
Tabii kendisinden akıl alan var mı?
Yok. :D
Kendisinin kitabı var mı hiç bilmiyorum, varsa yazsanıza bana. :)
Yazarın sevsem de yeni yeni kitaplarını tanıyorum.


Damla ve Meriç'i ilk Rüzgargülü kitabında okudum, o kitap çiftimizin çocuklarının kitapları ve onları da sık sık okuyoruz haliyle. Ben bilmiyordum tabii, sonran bu kitabın karakterleri olduğunu öğrendim. Hemen almak için aramalara başladım haliyle.
Bundan önce okuduğum Son Çarem kitabından da geçiyorum Damla ve Meriç çiftimiz, ondan sonra  zaten sıradaki kitabım bu oldu.
Anladığım kadarıyla bütün serilerin başlangıcı bu kitap ve çiftti. :)


-Spoiler Başlnagıcı-

Şimdi ben beklentimi yüksek tuttuğum için konuyu çok kafama takmadım, zaten arka kapakta da pek bir şey yazmıyordu ama arkadaşlar bunu da beklemiyordum.
Yani Damla'nın Emre'ye karşı olan hayranlığı bir yere kadar tamamdı ama kitabın iki yüz sayfasını kaplaması aşırı moralimi bozdu. Yani birden Emre'den vazgeç Meriç'ten hoşlan demem tabii ki ama en azından Meriç'le zaman geçirdikçe Emre'ye olan duygularından az da olsa şüphelen be Damla dedim.
Doğrusu Meriç'in kısımana kadar bu mu dedim ama Meriç'in kısmı okuyunca vay bee dedim, bu nasıl aşk!
Adam hemen aşık oluyor, sevdiği kadın üzülmesin diye neler neler yapıyor ve o sondaki buluşma.
İşte bu yüzden kitabı sevdim.
Meriç'in Damla için söyledikleri çok güzeldi mesela. Damla kendini beğenmezken Meriç'in onu sürekli güzel bulması. <3
300 sayfalık bir kitap, şöyle 320'lik olsaydı da çiftimizi daha çok okusaydım. Çok çabuk sevgili olup, çok çabuk bitti kitap. Üzdü.

-Spoiler Bitişi-


Beklentim çok yüksekti kitap için ama iki yüzüncü sayfaya kadar kitap beni üzdü açıkçası ama Meriç'in kısmına gelince... -Çok kalp annecim-
İşte o kısımdan sonra kitaba bayıldım, bayıldımmmm
Yani bir adam bu kadar mı güzel sever, bir yazar erkek karakteri bu kadar mı güzel yazar bilemedim.
Cidden Kübra Nur'un kitaplarındaki erkek karakterin kısımları çoook güzel.
Bundan önce ki kitabında da erkek karakterin kısmını çok sevmiştim.
Burada da kitabı sevdiren Meriç ve duyguları oldu. Tabii sonradan olanlarda.
Kısa olduğu için üzülmüş olsam da ben sevdim. Yazarın yaşını ve ne zaman yazığını düşünürsek ve en önemlisi şu an çıkan kitaplarını göz önüne alırsak bence çok güzel bir kitaptı.
Kübra Nur biliyor bu işi... 👏👏👏
Şimdilik biraz ara vermek istiyorum Kübra Nur kitaplarına ama ben kendime güvenmiyorum, canım istedim mi alır okurum. Sonuçta okunmamış bir sürü kitabı var elimde. 😏😏



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


Keşke dedim, insanların daha düşünceli olduğu bir dünyada yaşasak. İnsanlar kalp kırmak için bu çabalamasa. Keşke kalp kırmanın, bir insanı üzmenin ne kadar beter bir şey olduğunu herkes anlasa.


*****


Gecenin sonunda evime ağlayarak ve umutsuz bir vaziyette dönmem. Çünkü biliyordum ki bu defa yalnız olacaktım. Ve yalnızlığım, kalp kırıklıklarımı taşıyabilecek kadar güçlü değildi.


*****


"Gerçek tutkumu bulamazsam yapacağım hiçbir şeyi yeterince iyi olamayacağını hissediyorum."


*****


Hayat, bazen canımızı yakacak kadar yavaş ilerlerken bazen de ne olduğunu anlayamayacağımız kadar hızlanıyordu.


*****

Hayatımda gördüğüm en mavi, en iri, en güzel gözler karşımda duruyordu. Ve ben onlara bakarken, bu anı zihnimde defalarca başa sarıp oynatacağımı bilmiyordum.
(Meriç'ten)


*****

Yüzümde ne zaman belirdiğini hatırlamadığım yarım bir tebessümle izlemeye başladım Damla'yı... İzlediğim en güzel filmdi.
(Meriç'ten)


*****

Ona dair her şeyi merak ediyordum, ona dair her şeyi bilmek istiyordum ve bunun için bana istediği kadar kızabilirdi. Umurumda değildi.
(Meriç'ten)


*****

Her güzel yol bizi mutlu bir sona götürmez. Bu, hayatın ne yazık ki acı gerçeği.


*****


Sevdiğiniz biri gözlerinizin önünde böyle üzülürken ve sizin elinizden hiçbir şey gelmezken, hayat tam bir kabusa dönüşüyordu.


*****


Dünya için güzel olmanıza gerek yoktu, sadece doğru insan için güzel olmalıydınız. Hepsi bu.





Bir yorumda böylece biter, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle, aşkla kalın^^



Buralarda da varım^^




16 Nisan 2024 Salı

Miras Oyunları//Jennifer Lynn Barnes Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız? Nasıl gidiyor Ramazan?(Yorumu yazarken Ramazan ayındaydık :D )
 Benim çok şükür kolay gidiyor, okumalarla, iftar-sahur hazırlıklarıyla geçip gidiyor ve on beş gün bitti bile.
Normalde Ramazanlarda kitap okuyamıyorum, aslında daha çok vaktim oluyor ama neden okumadığımı bilemiyorum. Büyük ihtimal yine telefonu elimden bırakamıyordum sdfghjkl
Bundan 7-8 sene önce bir ayda bir kitap okuduğumu biliyorum.
Bu sefer iki kitap, bir webtoon bitirdim. Tabii sıfırdan başladığım kitaplar değildi, hepsini Ramazandan önce başladım, Ramazan içinde bitirdim.
Bu kitaba Ramazandan önce başlamıştım, aslında uzun zamandır aklımdaydı ama biraz akıcı olsun, merak ettiğim mevzular olsun dedim ve okumaya başladım.
Seriyi okuyup sevmeyen görmedim, herkes bayılıyor.
Peki ben beğendim mi?
Cevabı devamında. :)


Hem çalışıp hem okuyan Avery Grambs, kendine iyi bir gelecek kurmak istiyordu ve bunun için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Liseyi bitirecek, üniversitede istediği bölümü okuyacak ve mezun olacağı güne kadar hayatta kalmayı başaracaktı. Ancak ünlü milyarder Tobias Hawthorne, ölümünün ardından ona neredeyse tüm servetini bıraktığında hayatı hiç beklenmedik bir şekilde değişti. Avery bir anda dünyanın en zengin gençlerinden biri ve en şanslı insanı olmuştu. Tüm gözler artık onun üzerindeydi. Peki ama hiç tanımadığı bir adam ona neden böyle bir miras bırakmıştı? Mirası alması için ise tek bir şart vardı: Avery bir yıl boyunca muhteşem Hawthorne Malikânesi’nde yaşamak zorundaydı. Bu dillere destan malikânenin her yeri özel mesajlarla, kodlarla, şifrelerle ve karanlık aile sırlarıyla doluydu. Avery için en büyük sürpriz ise mirasın hiç tanımadıkları biri tarafından ellerinden alınmasına öfkelenen Hawthorne'un torunlarıydı. Onlar sınırsız olanaklarla büyümüş, son derece zeki, çekici ve sıradışı çocuklardı. Bu tehlikelerle dolu görkemli dünyaya adım atan Avery’nin çözmesi gereken gizemler vardı. Tabii hayatta kalmayı başarabilirse!

Avery okulunu başarıyla bitirip, üniversiteye geçmenin derdindedir ama bunlara kavuşması için sakin bir hayat yaşamak zorundadır. Üvey ablasıyla kaldığı evden, onun sevgilisi yüzünden çıkıp arabasında kaldığı gecenin sabahında okuluna gelen tanımadığın bir oğlanın dediklerinden sonra bir anda milyarder olmuştur.
Başta ne nedir, necidir diye araştırana kadar mirası bırakan kişinin hiç tanımadığını ve kendisine neden bıraktığını araştırmaya koyulur.
Tabii bu mirasın Avery'ye geçmesi o kadar kolay değildir. İlk olarak gizli geçitlerle dolu olan malikanede kalmak zorundadır tabii içinde mirası yabancı bir kıza gitti diye afallayan dört erkek torun, adamın kızları ve damadı vardır.
Hem onlarla uğraşıp, hem de Tobias Hawthorne'un bıraktığı ipuçlarıyla mirası neden kendine bıraktığını öğrenmek için uğraşmaya başlar.
Avery normal ergen bir kızımız. Neden mirası bıraktı diye kafa patlatırken etrafından olan saçmalıkları, geçmişte yaşananları da öğrendikçe ben buralara nereden geldim, neden geldim diyor sürekli. Haklı sdfghjkl
Kendisine kızdığım yerler oldu, tam bir ergen gibi davrandığı doğru. Kızım o kadar para kalmış sana, resmen koca koca otellerin, sadece sana çalışan hukuk büron var. O yüzden akışına bırak ve her şeye bir kulp bulma deyip okudum.
Tamam yaşadıkları kolay değil ama en basitinden kılık kıyafetine düzenleme yapacaklar yaa orada sürekli itiraz etmesi falan sinir bozucuydu ve ablasına karşı olan tutumu. Biraz daha sert olabilirdi. :/


Diğer karakterlerin hangisinden bahsetsem spoiler olacak, o yüzden bu yorumda torunlardan, annelerden, düşmanlardan bahsetmeyeceğim.
O yüzden kısa yorum olabilir. :(

Bir kere Avery'ye kalan mirası okurken ağzım açık kaldı, her ne kadar kitapta olsa, hayal ürünü de olsa vay be dedim. Bu zenginliği iyi yaşasa iyi olur Avery, yani sadece kelimelerde kalmasın sdfghjkl
Sonrasında gizemler ve verilen ipuçlarının bu kadar kolay olması garibime gitti. Konuda torunlardan bahsedince ben çok farklı şeyler bekledim ama olmadı, tam tersi oldu. Daha sert şeyler yazabilirdi yazar. Zaten gerilim yazarı kendisi, onun için daha farklı şeyler bekledim.
Bunun dışında ortaya çıkanlar çok kolay olmadı mı ya? Ne bileyim şak diye orada, şak diye burada buldu durdu. Biraz heyecan beklerdim.
Bölümlerin kısa olması çabuk bitmesine olağan sağladı ama ben Ramazan'da okuduğum için azıcık elimde sürünmüş olabilir. O yüzden zamanında okumadım diyorum.
Ve en önemlisi neden kitaptan buram buram bir zenginlik kokusu alamadık yaaa. Ya da kızımızın ruhu o kadar fakir ki normal anlattı geçti sdfghjklş
Devam kitaplarda olsa seviniriz. En sonda bir oyun odası mevzusu geçiyor, çok tatmin olmadım. :/
Diğer okuduğum milyarder kitaplarındaki karakterler çatır çatır para harcıyordu ya sdfghjkl


Kitapta şüphelendiğim çok kişi oldu ama biri vardı ki şu an yanımda olsa gözü kapalı inanırdım.
Kim olduğunu anlamamış olabilirsiniz, o yüzden ipucu veriyorum(kitabımızda öyle ya) torunlar değil. Bunu bilin yeter. :D
Sonlara doğru azıcık heyecan falan oldu, onlar güzeldi. Ortaya çıkan sırlar beni şaşırttı mı? Hayır. O yüzden azıcık hayal kırıklığı yaşadım.
Sonda bir isim çıkıyor, kim olduğuna azıcık şaşırdım ya da şaşırmadım bilemiyorum. Nedeni zaten tahmin ediyordum ama o kişi mi? Belki adını koymamıştım ama o kişide bir şeyler vardı diye düşünüyordum ve oldu da.
Şu an iki şeyi merak ediyorum, esas erkek karakterimiz ve neden miras Avery'ye kaldı?
O yüzden tam olarak beklentimi karşılamamış olsa da devam etmeyi, ikinci kitabı okumayı düşünüyorum.
Bence bu kurgu bu şansı hak ediyor. :)

Yazarın kalemi akıcı, konu seçimi azıcık garip ve azıcık heyecansız olsa da sevgim gibi gibi.
Umarım devam kitaplarında daha çok geliştirmiştir kendisini. :)
Tavsiye etmem için devam kitaplarını okumak istiyorum, o yüzden tavsiye kısmını es geçiyorum.
Bu kitapta da ne kadar çok şeyi es geçtim yaaa :D
Son olarak, bir karakterin sürekli resmi konuşmasına bayıldımmm ama Avery'nin hiç sorgulamamasını garipsedim asdfghjklş
Okuyanlar anladı, bence o olsun. Ayyy yok ya diğeri olsun.
Amaaaan, kafam karıştı. Ben ikisini de tutuyorum asdfghjklş
Hangisi olursa memnun olurum :D




Kitaba Puanım 5/3-5^^



Alıntılar^^


"Bazen dışarıdan çok farklı görünen şeyler aslında içlerinde tamamen aynıdır,"


*****

"Her şey bir oyundur, Avery Grambd. Bu hayatta karar vereceğimiz tek şey, kazanmak için oynayıp oynamayacağımız."


*****

"Sana bir servet bıraktı Avery ve bize bıraktığı tek şey de sensin."


*****

Hayatlarını alaşağı eden ben değildim. Fakat ben buradaydım, Tobias Hawthorne değildi.


*****

"Neden bir hikaye anlatmak zorundayım?" diye sordum.
"Çünkü eğer sen hikayeyi anlatmazsan başka birisi senin yerine anlatır."






Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^