Dünya Klasikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dünya Klasikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ağustos 2017 Çarşamba

İkna//Jane Austen Kitap&Film Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Bir kitap yorumunda daha sizlerle beraberim. Bu sefer ki çok sevdiğim Jane Austen'ın İkna kitabı.
Jane Austen kitaplarını çok sevdiğim biliniyor. Bu sevgime My Twin vesile oldu. Timaş Yayınlarından çıkan İkna kitabını özellikle kitapçıdan almıştı o zamanlar. Okuduğu zaman çok güzel Esra, çevirisi vs. harika bir kitap demişti ama ben yine de ileri bir tarihe atmıştım. Sonunda okudum ve My Twin'in ne demek istediğini anladım. Kitap cidden çok güzel. Gerek çevirisi, gerek yazım hatası bulunmaması vs.

Jane Austen'ın ölümünden önce tamamladığı son romanı olan İkna, yazarın sıkıntılı yıllar geçirdiği Bath kentinde geçen dokunaklı bir aşk hikâyesi üzerine kurulu. Romana adını da veren 'ikna', işlenen temel konularından biri. Romanın kahramanı güzel, hassas ve iyi yürekli Anne Elliot, kibirli, para ve mevki düşkünü Sir Walter'ın ortanca kızıdır; 19 yaşındayken nişanlandığı ve sevdiği genç donanma yüzbaşısı Wentworth'ten ayrılması için ailesi genç kızı ikna eder. Nedeni, yüzbaşının parasız olması ve soylu bir aileden gelmemesidir. Sekiz yıl sonra genç adam geri döndüğünde, katıldığı savaşlarda kazandığı paralarla servet sahibi olmuş, donanmada da terfi etmiştir. Yirmi yedi yaşına gelmiş olan Anne ise artık evde kalmış bir kız sayılmaktadır. İki genç birbirlerini unutamamış olsalar da Yüzbaşı, Anne'i bağışlamamıştır. Çevrenin müdahaleleri ve ikna çabaları bu kez nasıl bir sonuç verecektir?

Konu böyle, Anne sevdiği halede aile ve çevre baskısı ile Yüzbaşıdan ayrılır ama 8 yıl boyunca hayatı mutsuzlukla geçer. Şimdi ki zamanda Anne'in ailesi maddi sıkıntıları nedeniyle evlerini kiraya verip Bath şehrine taşınırlar. Bu sırada küçük kız kardeşi Mary'nin hasta olduğunu öğrenir ve onun yanına yardım etmek için gider. Burada olaylar değişir ve beklenmedik bir misafir gelir, o misafir ise Yüzbaşı Wentworth'dan başkası değildir. 
Anne karakterini sevdim. Önceden yaptığın şeyden çok pişman oluyor ama geçmiş geçmişte kaldı deyip yoluna bakıyor. Hatta beklenmedik olaylar geliştiğinden bile içi içini yese de sükunetini koruyup gelişen olayları izliyor. Kitapta ne kadar sevdiysem filmde ki Anne'i sevemedim. Haa oyuncuya lafım yok, karaktere bunu yazan senariste sözüm. Neyse ben film hakkında da sona doğru yorum yapacağım, oradan detayları yazarım.


Diğer karakterlerden Yüzbaşı sık gözükmese de kendisini pek bir sevdim, Anne'e olan düşkünlüğü, sonradan öğrendiği gerçekler ve 8 yıl boyunca içine gizlediği aşkı. Hepsi çok güzeldi ve bunu ifade etme biçime harikuladeydi. Anne'in babası ve ablasına sinir olduğum doğrudur. Filmde daha beterdiler. Bir de Mary var, her dediği olay olup, fazla dikkate alınmayan Mary. Yüzbaşının ablası ve eniştesini çok sevdim. Tabii Bayan Russel'ıda ama o da az değilmiş önceden. -_-


Kitabı gerçekten çok sevdim, elimden biraz süründü. Sebebi ise bilirsiniz işler, güçler. Daha tez zamanda bitirmek isterdim ama derler ya geç oldun güç olmasın. Jane Austen kitapları gerçekten çok güzel, klasiklerden okumak isteyenler Jane Austen ile başlamalı bence. Kitaplar kadar filmler de çok güzel oluyor. 
Kitap içeriğinden fazla bahsetmeyi düşünmüyorum sizler okuyup, öğrenin derim. :) Sadece Timaş Yayınlarından almanızı kesinlikle öneriyorum. öyle güzel olduğunu önceden bilseydik bütün klasikleri bu yayın evinden alırdık. Kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum, İkna Aşk Ve Gurur'dan sonra en sevdiğim kitap oldu. Bundan sonra Northarter Manastırı kitabını okumayı düşünüyorum ama o kitap İş Bankası Yayınlarından çıkan baskısı. Nasıl olur, ağır ilerle mi okuyup göreceğim. :)


Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^


Mary bir şeyler söylüyordu ama Anne onu duymuyordu. Onu görmüştü. Karşılaşmışlardı. Bi,r kez daha aynı odada bulunmuşlardı.


*****


Anne aralarında daha fazla bakışma ve konuşma olsun istemiyordu. Adamın o soğuk kibarlığı, o göstermelik zarafeti her şeyden daha kötüydü.


*****


"Lady Russell'ın ondan hoşlanacağından eminim. Tam onun seveceği türden bir adam. Eline bir kitap ver, bütün gün okusun."





Gelelim filme.^^

Oyuncular bir kere çok iyiydi, tam hayal ettiğim kişilerdi ama Anne'in o davranışlarını ağzım açık izledim. Kitapta Anne daha olgun, daha güçlü, davranışları daha iyi olan bir karakterdi. Filmde bu kadar dikkatsiz oluşu beni benden aldı. Ama diğer karakterler, hele Yüzbaşı vay beee dedim. :D 


Filmimizi İkna diye ararsanız bulamazsınız. İkinci Şans diye arayın ve Jane Austen Yazmayı unutmayın. Bu sefer de Özcan Deniz'in filmi çıkıyor. :D Türkçe Dublaj var ama zor bulunuyor. Siz kaliteli izlemek istiyorsanız orijinal, alt yazılı izleyin. :)


Anne Elliot//Sally Hawkins^^



Yüzbaşı Wentworth//Rupert Penry Jones^^



Anne'in babası, ortada ki evde kalmış kız kardeşi, sağ başta olan Mary.










Film ve kitap yorumum böyle.



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere.^^


 Buralarda da varım^^



3 Mart 2017 Cuma

Jane Austen'ın Kayıp Anıları// Syrie James Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Jane Austen sever olarak onun hayatını merak eden biriyim. Sağ olsun yazarımız olan Syrie James'da Jane Austen'ın Kayıp Anıları kitabını bizlerle buluşturmuş. Charlotte Bronte'nin hayatını da okudum ama en çok ilgimi çeken Jane Austen oldu ve bunu daha çok sevdim. Kısacası Jane Austen severler için kaçırılmayacak bir kitap. :)

Jane Austen romanlarının 19. yüzyılda romana bakış açısını değiştirdiğini söyleyebiliriz.
Günümüzdeyse onun zekâ ve mizah dolu satırları arasında gezinmek, hâlâ birçok okur için vazgeçilmez bir keyif. Gözlerden uzakta ve sade bir hayat süren yazarın özel hayatı hakkında bilinenler ise sınırlıydı.'Ta ki bir tavanarasma gizlenmiş anıları gün yüzüne çıkana dek. Bu gizli hatıratta Austen, ketumluğunu bir kenara bırakıyor ve uzun süre kalbinde sakladığı aşkının ayrıntılarını, okurlarla paylaşıyor. Jane Austen'ın Kayıp Anıları sadece sadık Austen okurlarına değil, harika bir hikâye anlatıcısından mükemmel bir hikâye dinlemek isteyen herkese hitap ediyor.


Jane Austen'ın hayatını tam olarak bilmesek de evlenmediğini çok iyi biliyoruz. Şahsen ben öyle biliyorum. Gerçi sevdiği biri olduğunu da sonradan öğrendim. İlk olarak Becoming Jane filmini izlemiştim. Gerçek olaydan esinlenme mi bilmiyorum ama Becoming Jane filmindense bu kitabı daha çok sevdim. Keşke bunun filmi çekilse, izleyenler filmde neler olduğu bilir ama buradaki olaylar daha farklı ve güzeldi.
Kitabın ilk satırlarında yazar Jane Austen'ın abisinin evinde bir kaç mektup bulunduğundan bahsediyor. Yazarda bunlardan esinlenerek bu kitabı yazıyor. İlk olarak aile hayatından bahsedip sonra merakla beklenen aşkından söz ediyor. O kısma kadar sıkılmadığımı söylemek isterim. Jane Austen'ın neler yaşadığını, nerelerde kaldığını, aile fertlerini öğrendim. Çok cana yakın ablası ve abileri vardı. Annesi aynı Aşk Ve Gurur'daki gibi bir anne ama bu karakteri daha çok sevdim. Karakter diyorum çünkü kitapta geçiyor, gerçekte de yaşamış olsa da olsun kitap yorumu yazıyorsan karakter diye bahsetmeliyim. Jane Austen'ın en yakın arkadaşı gibi olan ablası Cassandra ise çok sevdiğim bir karakter oldu. Jane Austen'ın ablası olmasının yanı sıra sır arkadaşı olan birisiydi. Jane'nin yaşadığı, hissettiği her şeyi bilen tek kişi. O da Jane gibi evlenmemiş. Nişanlandığı doğru ama yaşanan üzücü bir olaydan sonra daha da evlenmeyi düşünmemiş Canssandra. 


Jane Austen genç yaştan yazmaya başlar. İlk olarak o zaman adı Susan olan Northanger Manastırı kitabını yazar, bir yayınevine de satar ama yayınevi yayımlatmaz. Sonralarda kitap yazmaya devam eder ama çıkarma gibi bir girişimde bulunmaz. İşte burada hem abileri hemde o gizemli beyefendi yardım eder. Evet gizemli beyefendiden de bahsettiğimize göre adını da verelim. Adı Frenderick Ashford'dur. Ahh o ilk karşılaşma, yaşanan olaylar falan çok güzeldi. Çok sevdim ki ben Bay Ashford'u. <3
 Jane Austen ve Bay Ashford arasında geçen aşk, imkansızlıklar, gizem vs. her şey çok tatlıydı. Bir an heyecandan sayfaları çeviriyor, bir an üzülerek okumaya devam ediyordum. Birde yazar çok güzel bir şey yapıp birinci şahıstan yani direk Jane Austen'ın ağzından anlatmış olayları. Böylesi daha bir güzeldi, sanki Jane Austen karşımızda bize aşkını, hayatını anlatıyor. 
Yazarın kalemi ve dili akıcıydı, bu sebeple de sıkılmadım. Gerçi yazarın diğer kitabı Charlotte Bronte'nın Gizli Günlükleri kitabını sevsem de kalın olduğunu için hemen bitiremediğim doğrudur. Yine de onun hikayesi, yaşadıkları da çok güzeldi.


SPOİ BAŞLANGICI!!

Evet kitabı çok sevdiğimi, yazarın kaleminin iyi olduğunu, Jane Austen'ın gerçek hayatından kestleri okuduğuma mutlu olduğumu söylemek isterim ama kitapta geçen aşkın gerçek olmadığını bilmenizi isterim. Başta yazar bizi ters köşe yapmak için bunlar Jane Austen'ın abisinin evindeki çatı katında bulunan mektuplar olduğunu söylüyor ama en son ki yazar notunda hepsi hayal ürünü demesin mi!!??? Gelde sinir olma, ben bu kitabı böyle hayal etmemiştim, kitaba karşı halen daha sevgim var ama yazarın böyle hainlik yapası beni derinden etkiledi. Tamam böyle mektuplar bulunsa kimler neler yazardı ama yani oldu mu şimdi bu? -_- Bay Ashford'un gerçek olmaması, o güzelim aşkın, yaşananların hayal ürünü olması tam bir hayal kırıklığıydı. 
Ailesinin yaşadığı yerlerin, babasının vefat ettikten sonra bir süre yerleşik hayata geçememeleri falan hep gerçek ama Bay Ashford hayal ürünü. Neyse yine güzel sevilesi, okunulası bir kitaptı, en son ki ayrılık sahnesi beni benden aldığını bilmenizi isterim. Harika bir ayrılık sahnesiydi diyemem çünkü Jane Austen'ın Bay Ashford'u öyle bırakıp gitmesi çok üzücüydü. Yine de o aşk, hayal ürünü olsa da çok güzeldi. <3

SPOİ SONU!!


Spoi kısmından sonra tekrar tekrar kitabı çok sevdiği söylemek isterim. Ve kesinlikle tavsiyemdir. Jane Austen severseniz ve kitapları hakkında bilgi almak istiyorsanız okumanızı öneririm. Jane Austen hakkında çok şey öğrendim, en çokta kitaplarının çıkması ve nerelerden esinlediğini öğrenmem kitaplara karşı bakış açımı değiştirdi. Mesela bundan sonra Akıl ve Tutku kitabını okumak istiyorum. Kitapta çokça yer aldı, tabii arada spoi de yedim ama olsun çok merak eder oldum bu kitaptan sonra.



Kitaba puanım 5/5



Alıntılar^^

"İşleyen bir akıl ve dikkatli bir gözle kulağın, canlı bir hayal gücüyle birleşince erdemli ve eğlenceli bir edebi eser yaratabilmesi ve sırası geldiğinde hayatın kendisine benzeyen düşünce ve duygular uyandırabilmesi mümkün değil mi?"


*****

"Bence ilginç haberlerle dolu mükemmel bir mektup almak tatmin edici hiçbir şey olamaz."


*****

Bay Ashford döndü ve bana bakışı nasıl tanımlasam? Öyle sıcak, öyle duygu doluydu ki, ayrıldıkları akşam Romeo'nun Juliet'e balkondan bakışının aynı gibi göründü bana.



*****

"Ama herkesin onu aramaya, en azından hayatında bir kere aşk için evlenebileceğine ve evlenmesi gerektiğine inanmaya hakkı vardır, değil mi? Bütün umutlarımı feda mı edeyim?"






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^



29 Ekim 2016 Cumartesi

Aşk Ve Gurur Ve Zombiler//Jane Austen&Seth Grahame-Smith^^

Herkese merhaba^^
Aşk ve Gurur kitabını herkes bilir. Gerçi şimdi diziler sayesinden kitap okumayanlar bile biliyor. Bazen dizilerin yararı oluyor ama çoğunluk zarar. Aşk ve Gurur kitabı sevilen ve her kesimin neredeyse okuduğu bir kitap. Seth Grahame-Smith ise bu kadar sevilen bir kitabı günümüz de pek çok rastladığımız zombiyi de eklesem nasıl olur demiş ve kitabı baştan aynı şekilde yazmış,  zombi ve o zaman her kesimin bilmesi zorunlu olan savaş ve ağza alınmazlar(Kitapta direk zombi denmiyor) için dövüş tekniklerini eklemiş. Olmuş mu? Bence çok güzel olmuş^^





Jane Austen'ın sevilen romanının kemik kıran zombi kaosu sahneleri eklenmiş yepyeni ve genişletilmiş versiyonu böyle başlıyor. Öykümüzün başında sessiz sakin İngiliz köyü Meryton tuhaf bir salgının pençesine düşmüştür... ve ölüler dirilmektedir! Hırçın kahraman Elizabeth Bennet zombi tehdidini ortadan kaldırmakta kararlıdır, ancak küstah ve kibirli Bay Darcy'nin gelişiyle dikkati kısa sürede dağılır. Bunu iki genç aşığın arasındaki hayli eğlenceli ve genelde uygarca geçen duygusal çatışmalar ile zombilere karşı verilen ve pek de duygusal olmayan kanlı çatışmalar takip eder. Elizabeth, Şeytan'ın veletlerini yenebilecek midir? Ve toprak sahibi züppe soyluların sosyal önyargılarını alt edebilecek midir? Romantizmle, kalp kırıklıklarıyla, kılıç dövüşleriyle, yamyamlıkla ve binlerce çürüyen cesetle dolu olan Aşk ve Gurur ve Zombiler, dünya edebiyatının bir başyapıtını gerçekten okumak isteyeceğiniz bir kitaba dönüştürüyor.






Aşk ve Gurur'un yeri bende apayrı. Gerek kitap olsun gerek film hepsini çok severim. Gerçi kitabı okuyalı yıllar, yıllar oldu ama fark etmez. Özlememi filmle geçiştiriyorum. Karakterler hakkında diyecek bir şey bulamıyorum, aynı ön yargılı Elizabeth ve Daryc, aynı aşk, aynı ayrılıklar, aynı anne-baba ve kardeşler. Değişen tek şey zombilerdi. O yüzden karakterden ve bir çok şeyden bahsetmeme gerek yok. 
Kitabı ilk aldığımız zaman karakterler aynı konu aynı ama gidişat farklı olacak dedim ama öyle değilmiş. Başta da dediğim gibi sadece ek olarak zombi ve savaş teknikleri eklenmiş. 


Tabii burada da Bay Daryc'ye hayran oluyoruz, Elizabeth'i bazı yerler de boğmak istiyoruz vs. vs. Hatta bu kitabı okuduğum Martı Yayınları baskısı dışında daha çok sevdim. Bir kere Bay Darcy'nin Elizabeth için ilk düşünceleri beni benden aldı. Bu düşünceler okuduğum kitapta mevcut değildi mesela. Olsaydı hatırlardım. My Twin'e söyleyince her çeviri farklıdır dedi ve mantıklı da.

Genel anlamda sevdim, bazı yerler de yazar ek olaylar yerleştirmiş, bunlar zombiler değil ama o kısımlara üzüldüm. Okuyanlar belki anlamıştır. 
Bir kaç değişiklikler daha vardı. Mesela Bay Darcy'nin itiraf sahnesi burada dövüşle anlatılıyor. Buraya çok güldüm, kız çok haşin ama yazık bizim Bay Darcy'mize^^ Sonradan Bay Darcy'nin Yenge ziyareti. Orada Elizabeth'e bir alkış lütfen :D Kızı hem sevdik hemde dövdük olayı oldu bu kısımda :D
Tabii bir de Wickhan vak'ası vardı. Burada yazar artık Wickham ve Lindy'a ne kadar kızmışsa halleri çok fenaydı :D İyi de oldu hani, hak etmişlerdi :P


Kitap tasarımını çok sevdim, Domingo yayınları Jane Austen'ın diğer kitaplarını da böyle tasarımla çıkarsa ne hoş olur ama^^
Çeviri çok güzeldi sadece bir kaç yerde kelime hatası vardı, o da olur yani^^
Aşk Ve Gurur'u seven, başının tacı edenler için kesinlikle önereceğim bir kitap. Bu kitapta sadece fazla kan ve ağza alınmazlar mevcut. Hepsi de gerekliydi, hatta yazar bir kaç değişiklik yapmasaydı belki sevmeyebilirdik, böylesi iyi olmuş der tavsiye ederim^^


Kitabımızın filme uyarladığını bilmeyen kalmamıştır. Filmi de en kısa zaman da izleyeceğim. Keşke bizim en sevdiğimiz Keira Knightley (Elizabeth), Matthew Macfadyen (Bay Darcy) oynasaydı ama başka, daha genç oyuncular oynamış. İzleyince onlara da not vereceğiz artık :D


Filmi izlediğim zaman ya ayrı yorum yaparım yada buraya ek olarak film yorumu da düşerim. Belli olmaz benim işim, takipte kalın derim :D


Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^

"Çok doğru,"diye karşılık verdi Elizabeth, "ve gururlu oluşunu kolayca bağışlayabilirdim, benimkini kırmasaydı. Ağza alınmazlar dikkatimi dağıtmasaydı boğazını kesiverecektim."


*****

Bay Darcy, güzel performansçının yüzünü görebilmek için yer değiştirdi.

Alıntıya not: Güzel performansçı Elizabeth oluyor :D


*****

Ne büyük bir güçtü bu! Ama nasıl kullanılmalıydı? Aşk, Elizabeth'in kullandığı bütün silahlar içinde en az tanıdığıydı; ve aşk, dünyanın en tehlikeli silahıydı.


*****

Geçmişi sadece size haz verdiği ölçüde anımsayın.








Bir kitap yorumu daha biter, başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^







16 Haziran 2013 Pazar

Jane Eyre-Yıllar sonra gelen mutluluk/ Charlotte Bronte^^



Jane Eyre-Geç gelen mutluluk kitabı keyifle okundu ve bitti :))

Dünya klasiklerinden okuduğum ikinci kitap olan Jane Eyre ilk okuduğum kitap Aşk ve Gurur gibi çok ama çok güzeldi. ;)) Başlangıçta yazıların küçük olması ve kitabın kalın olması gözümü korkuttu ama ben yine de merakıma yenik düşerek okumaya başladım. İlk bir kaç bölümde Jane Eyre'nin küçüklüğünü ve yaşadığı sıkıntılardan bahsetti doğrusu biraz sıkıldım ama kitap devam ettikçe bambaşka bir hal aldı ve beni de benden aldı :)) Çoook eski zamanda yazılan bu kitabın dili güzeldi, yazarın kalemi güçlü ve anlatımı alıcıydı.Kitabı ben okuyana kadar bir çok kişi okumuş ve filmini bile izlemişlerdir ama okumayıp ve izlemeyen varsa bu yazacaklarımı okumadan önce fragmanı izleyip yazımı okumaya öyle devam etsin derim ;))

Fragmana buradan bakabilirsiniz ;)


Kitaplarda geçen her iki karakteri de yazar klişe olmuş çok güzel kız ve yakışıklı erkek karakterlere benzetmemiş aksine erkek karakter zengin, kibirli, soğuk ve bir o kadar da karizmatik ve gizemli biridir ama çok yakışıklı değildir. Kız karaktere gelirsek yaşadığı zorluklara rağmen okuyup öğretmen olan, özgür ruhlu ve akıllıca düşünceleri vardır ama fazla güzel değildir. Bir şekilde bu iki karakter bir araya gelir ve Jane'nin hayatı bambaşka yol alır. Bay Rochester Jane'yi gizemli haliyle etkilerken hayatını değiştirecek bir sırrı vardır.



Az biraz konudan bahsettim fazla anlatmayayım zaten arka kapak yazısı konudan çok az bahsetmiş ;)) 
Kitabı olurken sürekli filminin fragmanını izledim, izledikçe daha çok pekişiyordu konu. Jane'nin çektiği sıkıntılar gerçekten çok kötüydü ve yürek burkan türdendi. O ağladıkça ve zorluklar yaşadıkça bende hissettim.


Yazar kitabın sonunu öyle bir yazmış ki ağzım açık okudum resmen :)) Londra'da geçen bu hikayede yazar bir çok kere Türkiye'den ve Türk kültüründen bahsetti buda ilgimi çok çekti ve çok Sevindim. :)
En kısa zamanda filmi izleyeceğim inşallah çünkü çok ama çok merak ediyorum :)) 
Bu kitaptan sonra daha çok Dünya klasikleri okuyacağım,  ilgimi daha çok çekti ne yalan söyleyeyim ;))
Kitap tabi kide tavsiyemdir, başlarda biraz sıkılırsınız ama sakın bırakmayın devamı harika ötesi ;))

Bir kaç alıntı ile yorumumu bitiriyorum ;))


Pencerenin önündeki oturağa tırmandım: ayaklarımı toplayıp bir Türk gibi bağdaş kurdum; kırmızı perdeyi de çekince, iki kez gizlenmiş oldum.

Süleyman ne güzel demiş, "Nefretin olduğu bir yerde koca bir öküzü yemektense, sevginin olduğu yerde ot yemek daha hoştur"

Filmiyle ilgili resimler :)


Bir daha ki kitap yorumumda görüşmek dileğiyle^^