Distopya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Distopya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2017 Salı

Levana//Marissa Meyer Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Kitap yorumlarım gelmeye devam ediyor. Bu sefer ki kitabım Ay Günlüğü serisinin 3.5 kitabı olan Levana. Kendisi kitabımız da kötülüğü ile herkese yaka silktiren kötü Kraliçe. Bu kitabımız da merak edenler için(Kimse merak  etmiyordu.) Levana'nın neden bu kadar kötü olduğunu anlatıyor. Peki kötü olmasının sebebi beni tatmin etti mi? Bu sorunun cevabı da yorumun devamında.

Ayna, ayna, söyle bana benden güzeli var mı dünya'da? Ya da Ay'da...
İki gezegen arasında aşklarını ne kadar sürdürebilirlerdi kİ?Daha doğrusu, bir gezegen ve Ay arasında. Ya da her neyse.
Saf kötülüğün bir adı var. Aldatıcı maskelerin ardında gizleniyor ve gücü eline geçirmek için "büyü"sünü kullanıyor. Peki ama Kraliçe Levana kim? Yolu Cinder, Scarlet ve Cress'le kesişmeden yıllar önce, Levana'nın çok farklı bir hikâyesi vardı. Daha önce hiç anlatılmamış bir hikâye... Şimdiye kadar.

Levana bence gelmiş geçmiş bütün kitapların en en en kötü karakteri. Şimdilik geçmiş zaman eki kullanamıyorum çünkü daha yeni Winter'a, yani son kitaba başladım. Kısa bir kitap olmasına rağmen Levana diğer kitaplara göre elimde çok uzun kaldı. Hem diğerlerine göre daha ağır ilerliyordu hemde kötü karakterin hayatını kim okumak ister ki? Belki birazcık iyilik olsaydı kalbinde yine merak ederdik ama cıks yani bu karakter ne sevilir, ne merak edilir. Bunu bu kitabı okuyarak daha iyi anladım.
Geçmişin de yaşadığı bir trajedi olmuş, hatta bundan yola çıkarak mı kötü karakter oldu dedim ama gerçekten çok saçma bir şeyden bu hale gelmiş. :D Ben fazla bir şey söyleyip spoi vermeyeyim ama yine de hazır seriyi okumuş, fiyatı da indirimdeyken okuyun derim. Kitabın son kısmın da Winter'ın ilk dört bölümü yer alıyor ama benim zaten elimde Winter var. O kısımda bırakıp direk Winter'ı elime aldım. :D


Levana'dan biraz daha bahsedecek olursam gerçekten farklı bir yapısı vardı, kadının ne yapacağını kestiremiyor okur. Mesela o sonda yaptığını düşünebilir miydim? Hayır ve okurken şok oldu, Aslında izin verseydi çevresi onu iyiliğe, sevgiye bağlayabilirdi ama diyorum ya değişik bir karakter Levana. Şimdi Winter'da neler yapacak çok merak ediyorum. Karakterde acıma duygusu denen hiçbir şey yok. -_- Yazarın böyle bir kitap yazmasını başta onayladım, kötü karakteri de biraz tanımak lazım dedim ve evet tanıdık ama kötülüğüne sebep olacak şeyin çokta geçerli bir sebep olmadığını görünce o kadar da önemli değilmiş kitap dedim. Gerçi yazar bu kitapta 4.kitapta yer alacak olan Winter'dan ve ailesinden de bahsetmiş. 
Bu yönle iyi olmuş ama diğer taraflı boşuna çıkmış kitap dedim. Kısacası kitabın çıkma sebebi benim açımdan yarı iyi olmuş yarı kötü. Haa tavsiye eder miyim? Yukarıda da dediğim gibi kötü karakteri merak ediyorsanız, şu anlık indirimden yararlanıp alabilirsiniz. 
Okuyacağınız yorum belki sizi tatmin etmeyebilir ama okuyanlarla bu kitap hakkından konuştuğum zaman bana hak verdiler, tam da herkesin düşündüğü gibi düşünüyormuşum. :D 
Şu kısacık kitap hakkında daha ne desem bilemedim, gerçi bu kadar da yeter. Normalde yorum yapmayacaktım, Winter'ın bir köşesine eklerim demiştim ama olmaz deyip ayrıca yorum yaptım. Levana diğer kitaplardan ayrı olmalı. :D



Kitaba Puanım 5/3



Ne yazık ki alıntı çıkartamadım bu kitabımızdan. :/ 

Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın.^^




Buralarda da varım^^


11 Nisan 2017 Salı

Yıldız Gemisi//Melissa Landers Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Üç-dört hafta öncesinden okuduğum kitabıma yorumumu yapıyorum. Çıktığı anda baya ilgimi çeken, gerek konu gerek kapakla gönlümüze taht kuran Yıldız Gemisi okundu bitti. Yazarın Yabancı serisini okuyup beğenmiştim, tabii favori yazarım mı tartışılır ama hayal gücü ve gezegenler arası konuları kaleme alması çok güzel ve okunulası.

Yıldızlara yolculuk artık çok kolay. Ama Solara için değil. On sekiz yaşındaki Solara Brooks kimsenin, tırnaklarının arasındaki makine yağını ya da parmaklarındaki mahkûmiyet dövmelerini önemsemeyeceği dış diyara giderek hayatında yeni bir sayfa açmak istemektedir. Ama Dünya dışı seyahat onun gibi kimsesiz bir kız için hiç de ucuz değildir.
Seyahat boyunca vereceği hizmetlere karşılık bir bilet bulmaya çalışan Solara’nın şansına hizmetlerinden faydalanmak isteyen tek kişi ona okul hayatını zehir etmiş olan şımarık, zengin çocuğu Doran Spaulding’dir. Beş aylık yolculuk boyunca bütün ayak işlerini yapması karşılığında bilet ücretini karşılamayı kabul eden Doran ona daha ilk dakikadan itibaren köle muamelesi yapmaya başlar. Ama çok geçmeden işler tersine dönecek ve bu kez Doran kendini Solara’nın hizmetkârı olarak Banshee adındaki tuhaf bir uzay gemisinde, geminin kendisi kadar tuhaf olan mürettebatı ile birlikte yolculuk yaparken bulacaktır.

Solara ve Doran. İkisinin de hayatı birbirlerine zıt olan iki karakter. Solara özgürlüğüne kavuşmuştur ama yaşadığı gezegenden ayrılıp, kendini her konuda rahatsız edilmeyeceğini bildiği ıssız gezegene gitmek ister. Tabii bunun içinde bir miktar paraya ihtiyacı vardı. Parmağındaki mahkum dövmeleri buna engel olsa da okul hayatında kendisini her konuda hor gören Doran Spaulding’den başka şansı kalmadığını anlayınca onun teklifini kabul eder ve zor olsa da her dediğini yapmaya çalışır. Ama Solara’nın bile bir sınırı vardır. Bazı sebepler nedeniyle Doran ile arası daha bozulur ve bu olaylardan sonra kendilerini mürettebatı ilginç kişilerden oluşan bir gemide bulurlar.
Solara’yı sevdim, Doran ile arasındaki kapışmaya da çok güldüm. Gerçi Doran tam dayaklıktı ama Solara hakkından iyi geldi. 
Doran ise bambaşka bir karakterdi. Zengin, şımarık ama içine bakınca geçmişte yaşadıklarından dolayı sıkıntılar yaşayan biri. Babasının verdiği görev nedeniyle seyahat etmek zorunda kalan Doran kendini birden çok başka bir gemide bulur. Bu yaşananlara çok sinirlense de aslında Solara’nın ona iyilik yaptığını yakın zamanda anlar.
Bu iyiliği söylemeyeceğim tabii ama okuyunca vay bee dedim. Her kötü olaydan iyilik de doğabilir olayı yaşandı. Doran’a başta çok sinir oldum. Sonradan geçmişinden yaşananları anlatınca hak vermeden geçemiyoruz.


Kitap yorumuma gelecek olursam. Kitabın konusunu oyunca aklımda beliren çok farklı bir konu vardı. Doğrusu böylesini beklemiyordum, biraz hayal kırıklılığı olduğunu söylemek isterim. Ben daha çok, işte oğlan kıza eziyet ediyor ama yaşananlardan sonra oğlan yavaş yavaş kıza aşık oluyor, onu sevmeye başlıyor ve yaptıklarında pişman olup geri almak istiyor falan ama(Biraz yeşilçam tarzı oldu ama böyle de olsa güzel olurdu. :D) bu kitap öyle değildi. İlk olarak konunun çoğu değişik geçmişleri olan insanları barındıran gemiden geçiyor. Ve Doran’ın Solara’ya iyi davranması çok değişik sebeplerden sonra başlıyor. Haa böylesi kötü müydü? Cıks yine de sevdim ama yazarın tek bir hatası vardı, o da, ilk sayfalarda geçişleri çok çabuk yapmış.. Bir iki bölüm geçip Doran Solara’yı yanına hizmetçi olarak aldıktan sonra bölüm bitti, diğer bölüme geçince de aradan bir haftadan fazla geçtiğini okuduk. Böyle olmamalıydı. Bu sadece örnekti. Birkaç sefer böyle geçişler yaptı, yine olmadı. Keşke birkaç sayfa daha fazla olsaydı da atlama yapmasaydı.
Bunun yanı sıra kafama takılan birkaç şey haricinden beni etkileyen sevmememe neden olacak bir şey çıkmadı. 


Konuyu, yazarın kaleminin akıcılığını sevdim. Hatta serinin her kitabında farklı bir çifti anlatmasına daha çok sevindim. İkinci kitapta geçecek olan çiftimizi söylemeyeyim, sizde seri bilgilerinden bakmayın derim, okuduktan sonra size sürpriz olsun.^^
Konuyu ve yazarın kalemini beğendiğinizi(Yabancı serisinden dolayı) ve bu seriyi de okumak istediğinizi düşünüyorsanız okuyun derim. Uzay ve gezegenler arası kitapları sevenlere de şiddetle tavsiye ederim. Az da olsa gezegenler arası bu heyecanı tatmak isteyenlere birebir. 


Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"On bin çip. Hepsini kendim saydım."
"Saydın mı?" diye sordu kaptan. "Neden makineyi kullanmadın?"
Doran donakaldı. "Ne makinesi?"
"Ticari tartı," diye cevap verdi Kane sıranın öbür ucundan. "Çipleri elle saysaydık hiçbir iş yapamazdık. Lara'ya söylemiştim."
Doran kötü kötü bakınca Solara, "Ama bazen ayarlarında hata olabiliyor. Kaptanın parasını eksiksiz aldığından emin olmak istedim."

*****

"Suç işlemekte ki ustalığın şu an çok hoşuma gidiyor."
Solara kapıları açarken gözlerini devirdi. "Dikkat et, yine hıyarca konuşmaya başladın."
"Bu bir iltifattı."




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^


14 Mart 2017 Salı

Kargalar Meclisi//Leigh Bardugo Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Çıktığı andan itibaren gözümü diktiğim, uzun bir zaman sonra alıp , uzun bir süre de kitaplıkta beklettiğim Kargalar Meclisi kitabını okudum. Bekletmem deki sebep, okuduğum bir yorumda kitabın pekte iyi olmadığı yazıyordu. Hayal kırıklığına uğramamak adına okumayı geciktirdim ama neden, niçin o yoruma kandım diye kızdım kendime. Ben böyle güzel, sıra dışı ve olağanüstü bir kitap okumadım. Son sayfasına kadar tahmin edilemez, neler olacak diye merakın ve heyecanın bitmediği bir kitaptı. Daha şimdiden kesinlikle tavsiye ediyorum.^^

İntikam duygusuyla yanıp tutuşan bir mahkûm. Bahis düşkünü bir keskin nişancı Ayrıcalıklı hayatını geçmişte bırakan bir kaçak, Hayalet ismiyle tanınan bir casus Hayatta kalmak için sihir kullanan bir cellat Ve hepsini bir araya getiren kaçış uzmanı bir hırsız, 6 Tehlikeli serseri 1 Imkânsiz görev. Bu ekip büyük bir felaketi önleyebilecek tek seçenek, tabii önce birbirlerini yok etmezlerse.




Konumuzdan pek bir şey anlayamıyoruz, anlamak için kitabı okumak gerek. Kitaba başladığım zaman ilk 30 sayfa bocaladım. Kim kimdir, bu yaşananlar, olaylar ne diye biraz kafam karıştı. Haa diğer seri Grisha için değil. Bu kitapla o kitap apayrı. Sadece ilk 30'da olaylara adapte olamadım. Ama sonradan gelsin aksiyon, gelsin heyecan.
Ketterdam şehrinin Fıçı adı verilen yerine aklınız varsa girmek istemezsiniz. Çünkü insanın aklına gelen her türlü adam bulunur. Bunun yanı sıra böyle bir yerde düzen olması için kurulan çeteler vardır. Kaz ve ekibinin ismi ise Döküntülerdir. Kaz bu çetenin başıdır ve Per Haskell’inde sağ koludur. Ellerindeki eldivenleri hiç çıkarmayan Kaz için Kirlieller denmektedir. Kaz’a gelen tehlikeli bir görev için grup kurması ve bu işi sapasağlam bitirmesi gerekir.
Kaz hiç düşünmeden grubunu kurar. Bunlar keskin nişancı Jesper, Cellat Nina, harita bilgilesi olan Matthias, hayalet lakabıyla her şeyden gizlenen Inej. İmkansız göreve dahil olan bu 5 kişi(6.kişi sizlere sürpriz olsun) seçilmiştir. Görev için verilen meblağ hepsinin hayatını değiştireceği için imkansız olsa da teklifi kabul ederler. Ve olay böylelikle başlar.
Kaz acayip zeki bir karakterdi. Sonra ki hamlesini çetedeki üyeleri dahilinde kimse bilemez ve yaptıklarını okuyunca ağzım açık kaldı. Vay be zekaya bak dedim. Her ne kadar yazarın zeka ürünü desek de karakterin bizi şaşırtması daha heyecanlı ve sevilesi. 
Kaz’ı çok sevdim, tabii diğer çete üyelerini de. Hepsi birer suçlu olsa da kendince sebepleri olan karakterlerdi. Hangisinden bahsetsem bilemiyorum. Şu an için hepsiyle alakalı bir şey yazmayıp, yorumun akışına bırakayım en iyisi.


Biraz önce dediğim gibi kitabın ilk 30 sayfasında adapte olamadım diye ama sonradan sayfalar nasıl çevriliyor, nasıl heyecanla okunuyor anlatamam. İlk olarak yazarın başa koyduğu bölümü okuyunca acaba neyden bahsediyor diyoruz ama ilerleyen kısımlarda olayı çözüyoruz. Kitap konusu ve karakterleri gereği on numara beş yıldızdı. Çok sevdim, en başta dediğim gibi keşke yorum falan okumasaydım, hemen alıp okur kitapla daha erkenden tanışırdım. Yazarın kalemi akıcı, zekası hayran duyulacak kadar iyi. Kaz’ın yaptıkları, çetesine güvenmesi falan çok güzeldi. Şu an neler neler yazardım da spoi olur diye ne yazsam bilemiyorum. Sıcağı sıcağına bir yorum yapıyorum ki sonradan yazacaklarımı unutmayayım. 

Yazarın diğer serisini okusam da bu onlardan çok farklıydı. Çok değişik bir dünya, insanlar ve yaşananlar. Diğer serimiz Ravka’da geçerken bu kitabımız Ketterdam ve başka bir şehirde geçer. Bu kitapta Grisha’lara düşman olan topluluklarla karşılaşıyoruz. Her iki tarafa da hak veriyoruz diyemeyeceğim, tek bir topluluğa hak veriyorum o da Grisha. Okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız. Çünkü yaşananlar gerçekten çok zor ve insan dışı muameleydi.
Kitabı okuyunca son yaşanan olaylarda vaay be dedim. Şimdi neler olacak diye çok heyecan yaptım. Neler olduğunu okuyun derim ama son sayfasına kadar heyecanı üstümüzden atamıyoruz.
 Kitabımız da geçen 5 kişinin de kendi düşüncelerini, yaptıklarını okuyoruz. Tek bir kişide kalmamış yazar. Bence en iyisini yapmış, bu imkansız olayda kimin ne yaptığını bilmek isterdik.
Kaz hayalet lakabıyla Fıçı’nın en sessiz çete üyesi Inej’e çok güvenir, doğrusu okuyunca beden acayip güvendim. Dedim Inej bu, kesinlikle bir hal bulur halleder işini. Tabii diğer karakterler de böyle düşünüyor. Peki bizi hayal kırıklığına uğratıyor mu? Okuyup öğrenin.^^
En komik karakterler Jesper ve yoldaşıydı.(İsmi bende saklı) Nine ve Matthias’a gelince onların yaşadıkları ise gerçekten zordu, hele Matthias’u yaşadıkları çok daha kötüydü. 


Kitap hakkında daha ne yazsam bilemiyorum. Akıcı, heyecanlı ve sevilesi bir kitaptı. Böylesi bir konu, karakter ne okudum ne izledim. Gerçekten sıra dışı, olağanüstü bir kitaptı. Tabii bazı hatalar vardı, onlar hem kitapla alakalıydı hem de yazarla. Yazar karakterleri 16-17 yaş olarak yazmış ama bu tarz konuda yaş sınırı öyle olmamalıydı. Bunların yaptıkları şeyler 20-25 yaş arasında hatta daha büyük karakterlerin yapacağı şeylerdi. Bu konuda yazarın daha iyi düşünmesini isterdim. Ne yalan gözümün önüne hiçte 16-17 yaşında karakterler gelmedi. Çok yazdım ama okuyunca anlayacaksınız. 
Gelelim kitabın genel sorunlarına. Kitabın kapağı, cildi falan çok güzel. Ciltli çıkarmaları çok iyi olmuş ama keşke kapak ve tasarım için verdikleri önemi birazda kitap içeriği için verselerdi. İlk olarak çok kelime hatası vardı. Harf demiyorum çünkü öyle değişik yanlış yazılmıştı ki cümlenin anlamına göre ne yazdığı çıkarabildim. Sonradan her bir bölüm için farklı karakterleri anlattığından bahsetmiştim. Bu bölümlere başlamadan önce kimi okuyacağımız isim olarak yazıyor, işte burada öyle hatalar yapılmış ki yuh dedim. Hatta bir değil tamı tamına üç kere yapılmış. Hangi karakterden bahsettiğini anca okuyunca anlıyorsunuz. Doğrusu bunlar kabul edilecek hatalar değil. Hadi birkaç harf hatasını anlarım ama cıks bunlar bu güzelim kitap için çok fazlaydı. Birde Distopya yani, o kadar değişik kelimeler var ki onlarda hataların yapılmadığına inanmak istiyorum. 

Bunların yanı sıra kitap tarafından memnun edildim açıkçası. Bu nasıl cümleydi bilemiyorum ama tatmin oldum bu kitaptan ve seriden. Şimdi gelsin ikinci kitap. O kadar heyecanlı ve merak edilesi bitti ki hemen ikinci kitabın çıkmasını istiyorum. Artık ne zaman çıkar muamma ama duyulsun sesim! En kısa zaman da ikinci kitabı istiyorum!!!
Kaz ve ekibinin yaptıklarını, bu işlere nasıl bulaştıklarını nasıl olaylar olacağını merak ediyorsanız kesinlikle tavsiyemdir. Aksiyon ve distopyayı bir arada sevenlere öneririm. Yazdıklarımın hiçbirini merak etmeseniz bile kesinlikle okunulması gereken bir kitap diyor yorumumu bitiriyorum.



Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^


Onun için geçerli tek kural yerçekimiydi ve bazı günler ona da meydan okuyordu.


*****


“…Ah birde yeni bir şapka siparişi ver.”
Lütfen.”
Kaz kendini acı dolu üç kat merdiven için hazırlarken göğüs geçirdi. Omzunun üzerinden bakarak, "Lütfen, biricik Inejim benim, kalbimin hazinesi, bana yeni şapka siparişi verme nezaketini gösterebilir misin?." dedi.


*****

Kaz. bastonuyla Helvar'ın çenesini nazikçe vurdu. "Sen bir numara biliyorsan ben bin tane biliyorum..."


*****

"Arada bir gülse ölür mü sanki?"diye sordu Jesper.
"Büyük olasılıkla."

Alıntıya Not: Bu Kaz için söylüyorlar. :D Haklılar da :p


*****

"Gerçekler."
"Gerçekler hayal ürünü olmayanlar içindir,"


*****

"Ne yapıyor?" diye sordu Matthias.
"Kadim bir zemeni ayini gerçekleştiriyor,"dedi Kaz.
"Cidden mi?"
"Hayır."

Alıntıya Not: Kaz ve esprileri. :D



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^


23 Ocak 2017 Pazartesi

Cress//Marissa Meyer Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Kitap yorumları gelmeye devam. Bu sefer ki kitabım Ay Günlüğü sersinin 3.kitabı Cress. İkinci kitap Scarlet'ı çok yanlış zamanda okuyunca bu kitabı daha uygun bir zamanda okumayı planlamıştım. P.S. Zaten Boyun da Küçük kitabı bitince aklımdaki kitap belliydi. Kore&Kitap dostları Ay Günlüğü serisini okuyup, hakkında konuşuyorlardı, bende gaza gelip Cress'e başlamayı kafaya koydum^^ Seri okudukça azalıyor ve beni üzüyor ama her kitabın heyecanı ve merakı da hiç bitmiyor^^

Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti. Gelecekte bile, Kuleye Hapsedilen Genç Kızlar Var...
Cress, Cinder'ı Kraliçe Levana'nın hain planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı. Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress'in de efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı. 
Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf'un peşindeydi. Onlar ise Levana'nın planlarını altüst etmek için Cress'i esir tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder'ın peşini bırakmamaya kararlıydı. 


Karakterlerimiz saniye durmadan, seri ve yeni kitap demeden maceradan devam ediyorlar. Bu sefer yeni bir karakterimiz daha var, Cress^^ Cadı tabiriyle, Levana'nın yandaşı(ismi bende kalsın),ihirbaz Cress'in engin yeteneklerini görüp dışarı çıkması zor olacak bir uyduya kapatır. Yıllarca teknoloji yeteneğini Levana'nın hain planlarında kullanan Cress yaşanan olayları ve gerçekleri görünce artık Levana'ya yardım ermek istemez ve Cinder'ı bulur. İşte bundan sonra gelsin maceralara, entrikalar^^
Bu kitabı diğer kitaplar gibi sevdim ama burada macera ve olaylar daha fazlaydı. Gerçi Cinder serinin en en ne beğendiğim kitabı ama neyse :D Scarlet biraz talihsiz bir zamana geldi ama olsun her kitap ayrı güzel.
İkinci kitapta dahil olan Kaptan Thorne'u bu kitapta daha fazla okuyoruz. Scarlet'da kendisini çok sevmiştim burada ise bayıldım <3 Yine yersiz esprileri yine maceraya her türlü atılışı vardı ama Cress'e olan davranışı ve Iko için yaptığı her şeyi unutturur. Iko demişken yine ve yeniden beni güldürmekten yerlere yatırdı^^ Iko'yu seviyorum yaaa <3
Cinder ise Dünya'yı kurtarmanın peşindedir ama ilk önce Kai ve Levana'nın düğününü iptal etmelidir. Başarıyor mu okuyun görün derim :)
Kai'yi Scarlet'daki gibi bu kitapta da çok az okudum :( Ama artı yönü de oldu, sürekli Levana'yi okumama gerek kalmadı. Gerçi kendisi inzivaya çekilmiş ama olsun, çok kötü bir karakter kendisi -_- Okumak dahi istenmeyecek kadar kötü -_-

Her kitabın bir masal karakterine uyarlandığını biliyoruz. Cinder Külkedisi, Scarlet Kırmızı Başlıklı Kız, Cress ise Rapunzel oluyor. Diğer masalları hem okumuş hemde izlemiştim ama Rapunzel'e bu zamana kadar hiç denk gelmedim. Kitabı okudukça ne oluyor böyle acaba merakıyla internete sarıldım. Sonradan her  şey yerli yerine oturdu. Bu kadına hastayım, masalları ustalıkla yeni ve distopya tarzına harika bir şekilde getirmeyi başarmış.
Cress son kitabın bir öncesi(Levana hariç) olduğundan bazı sırlar açığa çıkıyor. Mesela Cress hakkında ki gerçekleri öğrenince şok oldum ne yalan. Bu kadar da kötü olunmaz dedim.(Levana için!)
Kitap her şeyiyle iyiydi, gerek konu gerek karakterler gerekse kötülerin yaptıkları. Cress'in çoğu düşüncesine hem hayran kaldım hemde çok güldüm. Ama kız Dünya'yı tam olarak bilmiyor. Dünya ile ilk karşılaşması ve sonradan yaşananlar Cress için zor olsa da güçlü bir karakter yazmış yazar. 
Wolf ve Scarlet'a ise değinmeden geçemeyeceğim. Her iki karaktere de üzüldüm. Nedenini tabii ki söylemeyeceğim ama son kitap için geçerli olduğunu düşünüp üstünde durmadım. Wolf ise onna yapılanlar yüzünden muzdarip ama dayanmak ve Cinder'a yardım etmek zorundadır.

Kitabımızın sondan bir önceki kitap oluşuna gerçekten üzülüyorum. Seri bitiyor yaa :( Daha 3 kitap olsa da(Son kitap Uzak Yıldızlar) insan düşününce hüzünleniyor. O derece sevmişim ben bu seriyi. Ve seri bitince belki bir kere daha okurum diye daha şimdiden de düşünüyorum :D 
Fantastik ve distopya severlere kesinlikle tavsiyemdir. Benim gibi bu tarzı okumayı seviyorsanız ya da daha yeni başlayacaksanız hemen alın derim. 
Not: Okuoku'da halen daha kampanya da bu arada^^


Ay Günlüğü Serisi
Cinder için yorumum Tık Tık!
Scarlet için yorumum Tık Tık!



Kitabı puanım 5/5



Alıntılar^^


Aralarında iki tane ekran ve koskoca bir uzay boşluğu olsa da, Cress onunla sağlam bir bağı olduğunu hissedebiliyordu.


****

"Bilirsiniz, cesaret kendini bambaşka şekillerde gösterir."


*****

"Poz vermekten hoşlanmıyormuş," diye mırıldandı Jaccin dükkandan çıkarlarken. "Püf. Çok Aylısın."


*****

"...Bir kere zekisin. İkincisi cesursun. Düşüncelisin ve iyi kalpli..."
"Çekiciyim."
"Ve..."
"Karizmatik."
"Evet, karizmatik ve..."
"Yakışıklı."
Cress dudaklarını birbirine bastırıp ona öfkeyle baktı. Thorne muzipçe gülümsedi.
"Özür dilerim. Devam et."
"Ve birazda kendini beğenmiş."





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^



10 Ağustos 2016 Çarşamba

Parçalanmış Dünyam//Amie Kaufman & Meagan Spooner Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Pc başına o kadar az geçiyorum geçtiğim anda da yorumları ardarda sıralıyorum. Bu sefer ki yorumum yine ve yeniden kitap. Benim Uzak Yıldızım serisinin ikinci kitabı çıkmıştı bir ay öncesinden. Kitabı fazla uzatmadan hemen okumak istedim. Zaman sıkıntısı nedeniyle erkenden bitiremedim, o yüzden elimde biraz süründüğünü söyleyebilirim. 

JUBILEE CHASE İLE FLYNN CORMAC’ın hiç tanışmaması gerekiyordu. Gezegenleri yaşanılır hale getirmek için kurulan terrafom şirketleri daha iyi bir gelecek vaadiyle topladıkları kolonicileri yeni gezegenlere yerleştirerek zengin olmuş, ama Avon gezegenine ilişkin vaatlerini hiçbir zaman yerine getirmemiştir. Flynn zorlu yaşam şartlarına isyan eden kolonicilerin başındaki isimdir. Yüzbaşı Lee, isyancı kolonicileri kontrol altına almak için Avon gezegenine gönderilen askeri birliğin bir üyesidir ama isyancılardan nefret etmek için bambaşka nedenleri vardır. Bitmek bilmeyen kanlı bir savaşta üstünlük sağlamaya çalışan Flynn, Yüzbaşı Chase’i kaçırıp rehin alır ama diğer isyancılar onu öldürmek isteyince hayati bir seçim yapar. Tüm gezegeni tehdit eden Cinnet, bataklıkta bir görünüp bir kaybolan gizemli ışıklar, birdenbire ortadan yok olan bir üs, bu iki düşmanı ortak bir savaşın içine çekecek ve ikisi için de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Nefes kesen bilim kurgu üçlemesinin ikinci kitabı Parçalanmış Dünyam, savaşın paramparça ettiği bir dünyada yeşeren bir aşkın hikâyesi…


Konu böyle. Doğrusu konuyu her okuduğum da içerik hakkında zerre bir şey anlamadım. Ta ki kitaba başlayıp bir bölüm okuyana kadar. Jubilee ve Flynn hiç tanışmaması gerekiyor diyor en başka ve kesinlikle katılıyorum. Daha ilk karşılaşmada olaylar, olaylar^^
Jubilee Avon'da bulunan askeriye de Yüzbaşı olarak çalışmaktadır. Amacı Avon'un sakinliğini korumak ve yeni gelen askerlere eğitim vermektir. Avon'da herkes onu tanır ve nasıl biri olduğunu bilir. Bu sebeple isyancıların başı olan Flynn onu kaçırır. Başta hata yaptığı düşünen Jubilee aslında gerçekleri ortaya çıkarmak için bu olayın meydana gelmesinin gerektiğine karar verir. 
Bu dakikadan sonra Jubilee kendini ve birliğini sorgulamaya başlar. Kendisini çok sevdim. Yazarlar öyle bir yazmış ki tam bir asker kişiliği okudum. Duyguları, düşünceleri ve yaptıklarının hiç bir mantıksız yönü yoktu ve kitabın sonuna kadar verdiği kararlara güvendim, öyle bir karakterdi Jubilee^^


Flynn, bazı nedenlerden dolayı isyancıların yanına sığınan Flynn ablasından sonra isyancıların başı olur. Herkes özgülük isterken bazıları savaş istemesi Flynn'yi zor durumlara sokar. Bunlardan biride Yüzbaşı Lee'yi kaçırmaktır. Daha ilk dakika da yaptığı hatayı anlayan Flynn için artık çok geçtir. Sığınaklarda kalan arkadaşlarından olumsuz tepki alınca çok farklı yollara baş vuran Flynn aslında doğruları seçtiğinin farkına varır.
Flynn karakterini de çok sevdim. Arkadaşlarına karşı duyduğu saygı ve onları kendi canından bile çok önemsemesi benden artı puan aldı.
Valla karakterlerimize laf yok, ikisi de birbirinden güzel, akıllı, cesur ve aşık^^ 
Daha ne olsun :*


İlk kitabımız da olan Tarver ve Lilac karakterlerimiz de sonradan kitaba dahil oldular. Doğrusu bu konuda o kadar çok güldüm ki anlatamam. Şahsen benim isim hafızam zayıf, birde yabancı isim olunca hiç aklıma gelmiyor. Tarver'ı Jubilee tanıyor ve kitabın yarısına kadar bazı yerlerde ondan söz ediyor. Bende jeton düşmedi tabii. Sonradan Lilac'in ismi geçiyor ve yine benim jeton düşmüyor. Hatta ve hatta o kadar unutmuşum ki (B12'me bir ara baktırsam iyi olacak)Lilac ve Tarver'ın düştüğü uzay gemisini bile hatırlayamadım, ta kii bazı ipuçlarını bir araya getirene kadar :D İşte bu kadar unutmuşum kitabı :D Gerçi akılıma geldikçe olaylar bir bir önüme geliyor ama ne bileyim, kitap o kadar bağımsız duruyordu ki ilk kitaptan aklımın ucuna dahi gelmedi :D Öyle saçma sapan bir olay yaşadım anlayacağınız canlar :D Bu da bana anı olsun. ;)
Ve evet Tarver'ın geçtiği yerleri birer kez daha okudum ;)


Kitabı Benim Uzak Yıldım kadar sevdim. Tabii başta benim elimde sürünmesi, zamanım olmadığından okuyamam yarıya kadar ilgimi çekmese de sonradan işler değişti ve Benim Uzak Yıldızım kadar çok sevdim. Belki bir tık Benim Uzak Yıldızımı daha çok sevmiş olabilirim :)
Yazarların ortaklaşa bir kitap yazması ve hiçbir karışıklılığın olmaması takdire şayan. Bu sebeple kendilerini tebrik ediyorum ;)
Kalemleri akıcı ve konu seçimi harika, daha ilk dakika da olaylar başlıyor. Başlarda olaya girmede bazı yazarlar sıkıntı yaşıyor ama bu iki yazar harika bir giriş yapmışlar. Her anlamda çok güzel bir kitaptı, hele o son ve sırların ortaya çıkışı beni benden aldı. Bakalım son kitapta neler olacak neler. Merakla bekliyorum ;)

İlk kitabı sevmeyen bir çok okur olmuş, belki distopya yönü kendilerine ağır gelmiştir bilemem ama ben bu seriyi seviyorum^^ Bir kaç yorumda ilk kitabın eksik yönleri var denmiş, bu kitapta o eksiklerin çoğu kapanıyor gençler. O yüzden yazarlar o kitapta fazla detaya girmemiş. Uzun lafın kısası seriyi öneriyorum^^ Çok ama çok farklı bir bilim kurgu kitabı ve serisi. 




Seri hakkında bilgi^^



Kitabımız 3 kitaptan oluşuyor. -En sevdiğim^^- Son kitapta her iki çifte buluşuyor. Zaten bu kitabı okuyanlar sonuncu kitapta neden birleştiği anlıyor. Bence çok ilginç bir seçim olmuş :)
Not: This Night So Dark kitabının çıkmasını çok isterdim. Seri bitiminden sonra Go Kitap umarım çıkarır^^


Benim Uzak Yıldızım Yorumu için Tık Tık!
Paralanmış Dünyam için Tık Tık!
Sonsuz Işığım için Tık Tık!


Kitaba puanım 5/5



Alıntılar^^


Ona cehenneme kadar yolu olduğunu söylemek istiyordum. Kendini yüksek bir yerden atmasını söylemek istiyordum. Yumruklaya yumruklaya, suratındaki o ukala ifadeyi silmek istiyordum.
Ama suyu daha çok istiyordum.


*****


"Kendine zarar vermek cesaret değildir, tatlım. Cesaret başkalarının zarar görmesine engel olmaktır. Beni hayal kırıklığına uğrattın."



******

Yukarıda umut, aşağıda yüreğim bekliyordu.




Bir yorum daha biter^^ Başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle ve bol kitapla kalın :)



Buralarda da varım^^







28 Temmuz 2016 Perşembe

Savaşçı//Melissa Landers Kitap Tanıtımı^^

Merhabalar^^

Kitap yorumlarından sonra tanıtımları da yazayım dedim :) Bu sefer ki kitabımız Go Kitap'dan çıkan Yabancı serisinin 3.kitabı Savaşçı.
Seriyi sevmiştim, uzaylıları konu alması ilgi çekiciydi ve üçüncü kitabımız Yurt dışında çıktığı an itibariyle bizde de yayına hazırlandı ve şimdi de çıktı^^

Gelelim kitabımıza^^



 Ölümcül bir darbeyi savuşturup iki dünya arasındaki ittifakı güvence altına alan Cara ile Aelyx nihayet bir tatil yapabilecektir. Tam da hayal ettikleri gibi bir yer olan minik kolonilerinde günlerini sahilde midye toplayarak ve birbirlerinin kollarında uyuyarak geçirirler. Ama tatil kısa sürer. Dünya ve Leihr gezegenleri arasındaki anlaşma, her iki gezegeni de ortadan kaldıracak kadim bir gücü uyandırmıştır. Yıldızlararası barışın gizemli koruyucuları olan Ariboller bu ittifakı galaksiye karşı bir tehdit olarak görmektedir. Dünyalıların ve Leihrlilerin ittifakı bozup kendi gezegenlerine dönmeleri için bir ay süreleri vardır, yoksa her iki ırk da Ariboller tarafından ortadan kaldırılacaktır.

Zaman daralırken Cara ile Aelyx kolonicilerden oluşan bir ekiple Dünya'ya gider, burada eski dostlarıyla bir araya gelip Aribollerin kim olduğunu, ne istediklerini ve ittifakı neden bir tehdit olarak gördüklerini çözmeye çalışacaklardır. Gittikçe artan gerilim iki gezegeni de topyekûn bir savaşa doğru sürüklerken Cara ile Aelyx hem kendi gelecekleri hem de dünyalarının kurtuluşu için canla başla savaşmaya hazır olmalıdır.


Vaayy konuya bakın hele, yine heyecan dorukta^^
Ve kapak yine harikaa^^
Merakla bekliyorum^^





Serimiz şimdilik 3 kitaptan oluşuyor, Savaşçı kitabının sonunda neler olur bilinmez ama serinin devamı olduğunu da o sonla öğreneceğiz ;)


Yabancı Kitap Yorumu İçin Tık Tık!!
İşgalci Kitap Yorumu İçin Tık Tık!!


Başka yazılarda görüşmek üzere^^
Sevgiler :*



Buralarda da varım^^



23 Temmuz 2016 Cumartesi

Scarlet//Marissa Meyer Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Son bir kaç gündür Ülkemiz de olan olaylar nedeniyle insanın bir şey yapası gelmiyor. Elimizden sadece dua etmek geliyor ve Allah'ım Ülkemizin, Vatanımızın, Milletimizin Yar ve Yardımcısı olsun. Bir daha yaşanmaz inşAllah...
Ülkemiz yeni, yeni düzene girmesi sebebiyle bende az kafa dağıtmak amacıyla PC başına geçtim.
Bu sefer ki yazım yine yorum. Şu sıralar hem olaylardan, hem de malum yine işlerden dolayı pek bir şey yapamıyorum ama bir yerden başlamak gerek değil mi ;)

Cinder kitabını bir kaç ay önce okumuştum. Sevdiğim bir seri olduğunu ve indirimler sayesin de seriyi tamamladığımı Cinder yorumumdan bilen vardır belki. Tekrarlamaya gerek yok zannımca :D Cinder'ı gerçekten sevdim ve Scarlet kitabı da aynı sevgi çerçevesinde ilerleyip, bitti^^

Dünya Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıyayken, Külkedisi İle Kırmızı Başlıklı Kız'ın Yolları Kesişecek… Mekanik ustası sayborg Cinder hapishaneden kaçma planları yapıyor ancak bunu başarabilse bile dış dünyanın tehlikelerine karşı kendini nasıl koruyacak?  Dünya'nın diğer ucunda, Scarlet Benoit'nın büyükannesi günlerdir kayıp. Scarlet büyükannesini bulmasına yardımcı olabilecek bir sokak savaşçısı olan Wolf'la tanıştığında, başta bu yabancıya güvenmekte tereddüt ediyor. Ne de olsa sokaklar 'kurt'larla dolu! Yolları kesişen Scarlet, Wolf ve Cinder birlikte esrarengiz bir maceraya atılırken onları bekleyen yeni bir gizemden habersizler. Şimdi üç masal kahramanı da Ay Ülkesi kraliçesinin hep bir adım önünde olmak zorunda. Çünkü kötü kalpli kraliçe, yakışıklı prensi kendi kralı ve esiri yapmak için elinden geleni ardına koymayacak. 


Serimizin her kitabı bir masal karakterine göre yazılmış. Bu kitapta da Scarlet Kırmızı Başlıklı Kız^^ Masalda Büyükannesi kaçırılan Kırmızı Başlıklı kız Scarlet'ın da Büyükannesi kaçırılıyor. Bunun sebebini öğrenmek için elinden geleni yapmaya kafayı koyan Scarlet Wolf adında gizemli ve bir o kadar da tehlikeli biriyle Büyükannesini aramaya çıkar ve olaylar bu vesileyle başlar. 
Scarlet ve Wolf'u sevdiğimi söylemek isterim. Bazen Scarlet'a davranışları nedeniyle kızmış, Wolf'unda yaptığı şeylerden dolayı kızmış olabilirim ama yine de çok tatlılardı^^


Kitabımız da Cinder, Kai ve yeni katılan bir çok karakter vardı. Ve onlarında düşüncelerini okuma fırsatı bulduk. Gerçi Kai yine fazla gözükmedi ama gözüktüğü zaman da neler oldu neler. :( Sona doğru ona çok üzüldüm yaa :( Bazı sırlar ortaya çıkmaya başladığı zaman Kai'nin düşüncelerini çok merak ediyorum bu arada :) Kitabımıza birde çok eğlenceli biri geliyor, Thorne. Tam çatlak biri, ikinci kitaptan konuya dahil olması mükemmel ;) Iko'yu unutmayalım tabii. Kendisi bu sefer bambaşka bir şekilde karşımıza çıkıyor :D Tabii yine o eğlenceli hali ile ;)



Serimizin çok akıcı olduğunu Cinder'a söylemiştim. Yazarın kalemi hem sevilesi hem de çok iyi bir şekilde akıcı. Sıkılmadan, hadi bitsin bu sayfa ya da bölüm demeden hızla bitiyor kitap. Gerçi benim okuma zamanım çok yanlış bir zamanda oldu. Ramazandı, bayramdı derken daha yeni bitirdim diye bilirim. Akşam Güneşi kitap yorumunda bahsettiğim gibi, Ramazan ve Haziran ayı çok verimsiz geçti. Devam kitaplarını ne kadar merak etsem de yine araya kitap ve ay koymayı düşünüyorum :) Hem serim bitmesin hemde ard arda aynı seri, kişiler vs olmuyor bende ;) 

Cinder ve Scarlet karşılaştırmasına gelecek olursam, iki kitap arasında da ayrım yapamam, her ikisi de farklı konuları, kişileri, heyecanı ve olayları barındırdı. Scarlet'da Cinder gibi çok büyük bir merakla bitti. Yeni kitap da neler, neler olacak çok merak ediyorum ama şunu biliyorum ki heyecan hiç bitmeyecek ;) 



Kesinlikle Ay Günlüğü serisini tavsiye ediyorum. Çocukluktan beri dinlediğimiz, izlediğimiz ve okuduğumuz o masalları birde bu versiyonu ile okuyun. Sizlerde çok beğeneceksiniz bence. ;)
Hemen biten, fantastik, Distopya tarzı severlere zaten hiç tereddütsüz öneriyorum ;) 



Seri hakkında,

 Levana ve Stars Above serinin yan kitapları. İlk 5 kitap, yukarıda resimde gördüğünüz gibi ülkemizde yayınlandı, en son Stars Above kaldı, Artemis onu da en kısa zaman da yayınlar diye düşünüyorum^^



Ve resimde görüldüğü üzere ilk defa bir serinin bütün kitapları elimde^^
 İndirimler sağ olsun :?



Ay Günlüğü Serisi Yorumlarım^^

Cinder Yorumu İçin Tık Tık!!




Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^

"Siz ikiniz gidin de bir güzel eğlenin. Ben burada tek başıma oturur, radar tespit kontrolü yapar, gemi sistemlerini falan kontrol ederim. Müthiş keyifli dakikalar beni bekliyor."

"Alaycılığında baya gelişme var," dedi Cinder.



Not: Alıntı sadece bir tane, kitap o kadar elimde kaldı ve günde sadece bir kaç dal okuma nedeniyle alıntı bulamadım :(



Bir başka yoeumda görüşmek üzere^^
Mutlu Olun, Allah'a Emanet Olun^^
Sevgiler^^



Buralarda da varım^^







24 Haziran 2016 Cuma

Parçalanmış Dünyam//Amie Kaufman & Meagan Spooner Kitap Tanıtımı^^

Herkese Merhaba^^
Kitap yorumları yanı sıra tanıtımları ile de sizlerleyim. Şu sıralar pc başına zor oturuyorum ve bayrama kadar da öyle olacak gibi. Bayramdan sonra inşAllah sık sık gelirim buralara :)
Şimdi ki tanıtımımız ise geçen sene bu zamanlar da okuduğum Benim Uzak Yıldızım sersinin ikinci kitabı. Kitabı merakla beklediğimi söyleyebilirim çünkü kapak harika^^ Şaka bir yana çoğu okurlara göre ben bu seriyi sevdim^^ 
Kitap hakkında düşüncelerimi yazmadan konuya ve kapağa bakalım^^



JUBILEE CHASE İLE FLYNN CORMAC’ın hiç tanışmaması gerekiyordu. Gezegenleri yaşanılır hale getirmek için kurulan terrafom şirketleri daha iyi bir gelecek vaadiyle topladıkları kolonicileri yeni gezegenlere yerleştirerek zengin olmuş, ama Avon gezegenine ilişkin vaatlerini hiçbir zaman yerine getirmemiştir. Flynn zorlu yaşam şartlarına isyan eden kolonicilerin başındaki isimdir. Yüzbaşı Lee, isyancı kolonicileri kontrol altına almak için Avon gezegenine gönderilen askeri birliğin bir üyesidir ama isyancılardan nefret etmek için bambaşka nedenleri vardır. Bitmek bilmeyen kanlı bir savaşta üstünlük sağlamaya çalışan Flynn, Yüzbaşı Chase’i kaçırıp rehin alır ama diğer isyancılar onu öldürmek isteyince hayati bir seçim yapar. Tüm gezegeni tehdit eden Cinnet, bataklıkta bir görünüp bir kaybolan gizemli ışıklar, birdenbire ortadan yok olan bir üs, bu iki düşmanı ortak bir savaşın içine çekecek ve ikisi için de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Nefes kesen bilim kurgu üçlemesinin ikinci kitabı Parçalanmış Dünyam, savaşın paramparça ettiği bir dünyada yeşeren bir aşkın hikâyesi…


Konumuz böyle^^
Serimiz de şöyle bir farklılık var, her kitapta ayrı çifti anlatıyor. İlk kitapta olan Tarver ve Lilac çiftimizi anlattı bu kitapta ise Jubilee ve Flynn'in hikayesini anlatacak^^ Üçüncü de ise çıktığı zaman bahsederiz^^



İkinci kitap This Night So Dark Traver'in ağzından anlatılıyor. Serinin 1.5 olan kitabı^^
Belki Go Kitap onuda çıkarır^^




Kitabımız ön siparişte, almak isteyenler için link için Tık Tık^^

Bneim Uzak Yıldızım kitabına yaptığım yorumu okumak için de Tık Tık^^






Bir tanıtım yazısının daha sonu geldik, başka yazılarda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^
Facebook
Twitter
Instagram
Tumblr






8 Haziran 2016 Çarşamba

Devrimin Kızı//Amy Engel Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Turumuzdan sonra ki ilk yorumum sizlerle. Ben bu kitaba yorum yapana kadar 3.kitabımı okuyorum ne yazık ki :) Bir yorum giremedim. Neyse geç olsun güç olmasın :D
Kitabımız Kurucunun Kızı serinin ikinci kitabı. Seri zaten iki kitaptan oluşuyor, Devrimin Kızı'nı okuduktan sonra belli oluyor zaten seri sonu mu diye. İlk Kurucunun Kızı kitabını pek sevmediğimi söylemiştim. Sırf bu kitabı almam da ki neden ise sonu olmasıydı. Sağ olsun OKK ablalarımız bize hediye ettiler^^ Doğrusu ilk kitap Devrimin Kızı'ndan bir tık daha iyiydi.

Ben ıvy westfall. Kurucunun kızı. 
Nükleer bir savaş sonrası hayatta kalan az sayıdaki insandan biriydim. 16 yaşında kendimi bir güç savaşının ortasında buldum. Annemin katilinin oğluyla evlenmeye zorlandım. Görevim o kadar da zor değildi. Devrime öncülük edebilmem için kocamı öldürüp ailemin yönetimi ele geçirmesini sağlamalıydım, o kadar… 
Ben Ivy Westfall. Artık sistemin kurbanı değilim. Görevim artık eskisinden daha zor. İnandığım şeyler uğruna, her şeyimi kaybetme pahasına savaşacağım… 
İsmim Ivy Westfall. Ben Devrimin Kızı'yım. 


DİKKAT! 
İlk kitabı okumayan arkadaşlar, yorumun devamını okumamalarını rica ediyorum :D

Ivy işlediği suç nedeniyle çitlerin arkasına atılır. Babası ve ablası hiç bir yardım da bulunmazken, Bishop'unda ihanete uğramış yüzü ona işkenceler çektirir. Her ne kadar dışarı atılmış olsa da hayata tutunması şarttır. Bu devre de yeni arkadaşlar giriyor.
Ivy öyle çok sevdiğim bir karakter olmadı, ne bunda ne de birinci kitapta. Fazla iç sesi var ve çoğu mantıksızdı. Bazen vay be, bazen de bu kız çok fazla düşünüyor dedim. 
Yaptığım şeyler için ona kızmıyor hatta aferin diyorum. Çok zorlu şeyler atlattı, buda bir gerçek. Kim olsa yerinde bu kadar ihaneti kaldıramazdı ama Ivy bu konuda başarılıydı.


Bishop, kitabın belirli yerine kadar gelmedi kendisi. Sonrasında ise ilk kitap da olduğu gibi kalbimizin baş köşesine oturdu. Ivy'yi bazı konular nedeniyle sevmezsem de Bishop'u çok sevdim. Hele o yatıştırıcı davranışları ve düşünceleri benden koca bir artı puan aldı. Kitapta yaptıkları beni şaşırttı mı, hayır. Bekliyordum kendine böyle bir performans :D Helal sana Bishop^^



Kitabımıza iki yeni ve seveceğimiz karakter geldi. Bunlar Caleb ve Ash'dı. Başta kendilerinden şüphelensem de çok sevdiğim iki karakter oldu. Ivy ile nasıl tanıştılar, neler yaptılar vs. Bunları öğrenmek için okuyun derim :) Ivy'nin babası ve ablası. Yine kötüler, yine çekilmez insanlardı. Hele ablası bir kaşık su da boğulması gereken kişi. Ivy nasıl katlanmış buna anlamıyorum. Kitap sonunda onlarında akıbeti belli oluyor. Yine tüyo yok, okuyup öğrenin :D

Kitaba genel yorumum ise, başta dediğim gibi Kurucunun Kızı Devrimin Kızı'ndan daha iyiydi. Nasıl bir şey olacağını çok düşündüm ama böyle vasat bir kitap beklemiyordum. Belki Bishop için devam etmişimdir onu bile bilmiyorum. Yazarın kalemi iyi, akıcı ama konu akışı benlik değildi. Harika bir konuya sahip seri ama yazar bunu düzgün bir kitaba çevirmeyi ne yazık ki başaramamış. Yazarın başka bir kitabı çıkarsa alır mıyım, sanmıyorum. Yazarın bu yorumu okumayacağını bilsem de kendisini biraz daha geliştirse daha iyi olacak kanaatindeyim^^
Bu arada bazı yerler de yazar Türk mü dedim ama tabii kitabın Bestseller'de olduğundan buna fazla kafayı yormadım. Çevirmenden kaynaklanan bir şey belli ki :)


Kitabı ve seriyi tavsiye eder miyim, yine sanmıyorum. Belki konuyu merak edip okumak isterseniz size kalmış bir şey ama öyle ahım şahım bir kitap, seri değildi. Benim için hayal kırıklığı oldu diyeyim siz anlayın :) Yine de son karar size kalmış^^



Seri kitaplarımız bunlar^^ Başta dediğim gibi 2 kitaptan oluşuyor. Bu yönünü sevdim ama, en azından yazar fazla uzatmak istememiş. Ne seriler gördük biz :D


Kitaba puanım 5/3


Alıntılar^^

Hayatımda hayaletlere hiç inanmamıştım. Beni korkutan şeyler hep tam önümde olmuştu, görmesi ve sınıflandırması kolay şeyler.


*****

Ash birkaç adım attıktan sonra durup bana baktı. "Gözlerin hala hüzünlü,"dedi. "Ama ona baktığında bütün yüzün aydınlanıyor."



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^




Buralarda da varım^^
Facebook
Twitter
Instagram
Tumblr