Fantastik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fantastik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ocak 2023 Çarşamba

Karanlık Taç(Cam Şato #2)//Sarah J. Maas Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yeni yılın ilk yazısını 2022 yılının son kitaplarında birine yorum yazarak başlıyorum, umarım yeni yılda bolca farklı farklı güzel yazılar yazarım inşallah^^
Cam Şato serisi yedi kitaptan oluştuğu için arayı fazla açmadan devam edeyim dedim. Normalde aklımda okumak yoktu ama öyle denk geldi.
İlk kitap durağandı, açılır diye bunu da okudum bu da durağandı ama son yüz sayfa var ya yüz sayfa, olaydı resmen. Hele o son sayfa :O
Seriyi okuyanlar sürekli kitap sonradan açılıyor, ilk kitaplar biraz sakin geçiyor dedikleri için çok fazla takmayıp okumaya devam ediyorum. Ama belli ki bu kitabın o sonundan sonra ortalık daha da karışacak. :) Ayy çok heyecanlı^^ Ama yine aldığım bilgilere göre üçüncü kitapta yarısına kadar sakinmiş. 


Celaena şeytanın buyruklarını yerine getiren zalim bir suikastçı mı? Gerçek sevgiyi arayan tutkulu bir âşık mı? Kralın bir numaralı suikastçısı olan Celaena, sarayın en korkulan kadını. Ne kadar kan dökerse o kadar özgür olabiliyor. Ama üstlendiği her ölüm, söylediği her yalan, sevdiklerini tehlikeye bir adım daha yaklaştırıyor. Yüzbaşı Westfall ve Prens Dorian onu korumaya devam etseler de, Celaena korkunç bir gecede, büyük bir trajedi yaşayacak. Celaena ne için savaşacak: Özgürlüğü mü, kalbi mi yoksa krallığının geleceği için mi?


 Detaylara girmeden önce birinci kitabı okumayanlar spoiler olur devamını okumasın.
Celaena kralın özel suikastçı olarak yaşamını sürdürürken yeni görevlerini de yapmaya devam etmektedir. Bir yandan da hem gizemleri çözmeye çalışan Celaena zamanla öğrendiklerinden sonra işlerin daha da karmakarışık hale geldiğini ve ne yapacağını bilemez. Zaman sonra başkalarının da sırlarına şahit olan Celaena neler yapacağına karar vermek zorundadır.
Celaena'yı seviyorum yaa, güçlü, lafını esirgemeyen karakterlere bayılıyorum. Bir de maceraya direkt atılan karakterlere. Aldığı intikam olaydı bence ama arkasından çevrilen işleri ben bile öğrenince şok oldum.
Bakalım o sondan sonra devam kitabından neler olacak.


Bu kitapta Prens Dorian'ı yine çok sevdim ve bazı zamanlar yalnız kalmasına çok üzüldüm. Tabii o sonda yaptıkları, keşfettikleri falan neydi öyle. Devam kitabında Dorian'ı neler bekliyor merak ediyorum. Betül(Betül Güçlü)'le konuşunca onun Dorian hakkındaki düşünlerini duyunca içim burkuldu. Şu anlık Celaena'dan sonra en sevdiğim karakter Dorian. Kalp Prens <3

Yüzbaşı Chaol var bir de. Yani ilk kitaptan sonra kimi sevdiğimi biliyorsunuz, Prens daha baskın bu konuda ve bu kitapta beni şaşırtmadı. Sonradan yaptıklarına Celaena gibi ben de aynı tepkileri verdim. Çok kızdım, çok. Yani olması gereken buydu ama yok yani neden böyle olmak zorunda mıydı? Bir de o sonda yaptıkları -_-
Yine Betül bu arkadaş hakkında bir şeyler dedi gülmekten kırıldım :D
Söylemeyeceğim ama çok güzel uyuyor, bundan sonra o benim gözümde öyle. :D Devamında neler yapacak merak ediyorum, geri dönüşü olmayan kararlar verdi çünkü.


Henüz yeni karakterler yok, geleceklermiş ama. Hele birini aşırı merak ediyorum, bakalım nasıl gelecek.
Genel olarak sevdim ama eğer devamını nasıl olacağını bilmesem inanın devam etmek istemezdim. O kadar sakin geçiyor kitap, tabii ister istemez diğer serilerle kıyaslıyoruz. Hala Dikenler ve Güller Sarayı serisini çok seviyorum. Burada nasıl bir fantastik dünya olacak ayrıca merak ediyorum. Bir şeyler oldu bu kitapta ama hala tam olarak anlayamadık.
Bir de ilk üç yüz sayfa hiçbir şey öğrenemedik, tabii Celaena bile bu saklanan olaylardan sıkıldı bizim gibi. Bir türlü cevaplar çıkmadı ortaya, ne bileyim bunların çıkmaması bile sıktı biraz.
Bunlara rağmen o son kısımlardan sonra kitap kendini telafi etti ve devamını merak ettirdi.


Seriye giriş kitapları olarak sayılan bu kitapları şu anlık benim gibi düşünüyorsanız bırakmayın sakın. Beklentimi yüksek tutmak istemiyorum ama ne bileyim bir yükseliyorum da seriye. Umarım dedikleri gibi olurda hayal kırıklığı yaşamayız. ;)
Seriyi almak isteyenler olursa indirimleri takip etsin, arada Hepsi Burada sitesinde indirimler oluyor, linkleri instagram hesabımdan veriyorum, takip edebilirsiniz. ;)
Bu arada biz seriyi tamamladık, cidden çok uzun bir seri, bu sene okuyup bitirir miyim bilemiyorum. :D Hala o kadar çok yarım serim var ki. :/

İlk kitabımın yorumu için Tık Tık^^




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"Çünkü gerçekten endişeleniyorum."
"Eh, endişelenmemelisin! Senin kadar ben de başımın çaresine bakabilirim!"


*****

Celaena'nın bedeni yara izleriyle yamalanmış gibiydi; Dorian o bedeni bizzat görmüştü. Fakat yeni açılan yara izleri(manevi) daha derin olabilirdi.




Başka yazılarımda, yorumlarımda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^




21 Kasım 2022 Pazartesi

Caraval//Stephanie Garber Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız? Nasıl gidiyor kitap okuma halleri, artık diziden çok kitap yorumları olduğu için onu soruyorum. :D Beni sorarsanız hızlı okumaya gayret ediyorum ama bazen olmuyor ama akıcı kitap buldu mu affetmem. :)
Caraval serisi üç kitaptan oluşuyor, bunu seneler önce alıp kitaplıkta bekletmiştik. Bundan bir kaç ay önce indirimleri görünce seriyi tamamladık, hazır tamamlandı ben de okuyayım dedim. Konusu çok güzel, okumaya başladığım zaman bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim, hatta ilk bölümlerde sıradan bir kitap sandım ama nasıl ki karakterlerimiz Caraval'a doğru yola çıktı o zaman farklılığını görüp merakla ve severek okumaya başladım.



Caraval’a hoş geldiniz! Burada duyduğunuz ya da gördüğünüz hiçbir şey gerçekle karşılaştırılamaz. Bu yalnızca bir oyun ya da gösteriden çok daha fazlası. Caraval, bu dünyada bulabileceğiniz, sihre en yakın şey. Çocukken Scarlett, büyükannesinin anlattığı Caraval’ın sihirli öykülerine inanırdı ama büyüdükçe, o masalları ardında bıraktı. Yine de annesi kendisini ve kız kardeşi Tella’yı terkedip, onları zalim babasıyla bıraktığında, Caraval Ustası Legend’a mektuplar yazarak onu ve sanatkârlarını adalarına çağırdı ama bir türlü cevap alamadı. Ta ki yedi yıl sonra, düğün gününden çok kısa süre önce, Legend’dan bir davetiye alana kadar. Özgürlük. Seçenekler. Mucize. Sihir. Caraval’daki oyuna katılır ve tek dilek hakkını kazanabilirse belki de bunların hepsine sahip olabilirdi. Ama korkuyordu Stella. Caraval hayal mi, gerçek mi?


Scarlett senelerdir ninesinden duyduğu masallardan sonra Caraval'a gitmeyi her zaman hayal etmiş, her sene mektup göndermiştir.
Arada seneler geçip, Scarlett evlenmesine günler kalırken hiç beklemediği mektubu aldıktan sonra işler karmaşık bir hale gelir. Babalarından gördükleri zorbalık yüzünden birbirlerine bağlı olduğu kız kardeşi Tella'ya mektubu söylediğinde  hemen gitmek isteyen Tella'yı durdurmak isteyen Scarlett yaşananlardan sonra kendini kaçırılmış, Caraval'ın olduğu adada bulur.
Yanında ise çokta güvenmediği denizci Julian vardır, kız kardeşi ise ondan önce gitmiştir.
Üç gece boyunca oynanacak oyuna başlayan Scarlett bu sırada hem ipuçlarını bulmaya çalışır, hem de kardeşini aramaya başlar.
Scarlett'ı sevdim sayılır ama kendi başına kararlar vermesine bazı noktalarda sinir oldum ama sonuçları tatlıya bağlandığından çok üstünde durmadım. :D
Kardeşi için kendini feda edecek hale gelmesi, bunu gerçekten yapacak olması yüreğime dokundu.

Julian'ın başta sadece sıradan bir karakter sandım ama devamında sürekli ortaya çıkması var bu oğlanda bir şeyler dedim. Zaten sırları, bildiklerini düşünürsek sonunu öyle bekliyor muydum? Hem evet, hem hayır. Buna da değineceğim.
Julian'i de Scarlett kadar sevdim, beni çok şaşırttı ama bu şaşırtmaya hayran kaldım.


Tella hakkında çok yanıldım çooook. Neden yanıldım, iyi mi, kötü mü onu da okuyun öğrenin. Çünkü okumanızı çok istiyorum.
Kızların zorba babası ve bir tane kont var ki dayaklıktı. Bu kadar iğrenç bir karakter görmedim, kesin diğer kitaplarda yine çıkacak ama nasıl çıkacak göreceğiz.

Kitabın dünyasına hayran kaldım, uzun zamandır böyle sihirli kitap okumamıştım. Sihirli elbiseler çok güzeldi, sırlarını, korkularını öğrenip onların karşılığında bir şeyler vermeleri kitabı ilginçleştiren şeylerdi.
Yani o sihirli dünyayı hayal etmek zor değil ve filmi olsa ne hoş olurdu, düşüncesine bile o kadar çok heyecandım ki. Şimdi yazdığımı yanlış anlamayın, filmi falan yok ama olursa var yaaa on numara beş yıldız olur. Fanartlarına bakınca baya popüler bir kitap olarak gördüm, bence olur yaa, olmalı, istek değil ihtiyaç. <3


Yazarın kalemi çok akıcıydı, bir akşamda iki yüz sayfa okudum diyebilirim. O kadar heyecanlı şeyler oldu ki bir baktım bırakamıyorum kitabı.
Sihir konusunu seviyorsanız, farklı dünyaları okumak istiyorsanız okuyun ama bence bunları sevmeseniz de okuyun yani. Ben çok sevdim, bu yılın en en en güzel fantastik kitaplardan biriydi.
Sonunu az çok tahmin ettim, tahmin etmeden beni şaşırtmasını çok isterdim ama olsun böyle bile çok güzeldi. Kitapta eksik şey çeviriydi, bazı cümleleri anlamadığım için geçmiş olabilirim.
Devam kitaplarında farklı şeyler olacakmış, konularını okuyup anladım. İnşallah aynı bunun gibi güzel olur, gerçi bu sihirli dünyayla devam ederse her türlü okunur.
Belki onları bu kitaptan daha çok severim, belli mi olur. Bu arada kapakların güzelliği der yorumumu bitiririm.



Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^

Julian'a dair ilk izlenimleri hatırladı Scarlett: uzun, genel hatlarıyla yakışıklı ve tehlikeli; tıpkı göz alıcı bir şişedeki zehir gibi.


*****

Aldığı eğitimler sırasında Scarlett'in babası onun bir düzine farklı dilde uygun şekilde teşekkür etmeyi öğrenmesini istemişti ama o sırada, öğrendiği o sözlerin hiçbiri yeterli gelmiyordu Scarlett'e.





Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^


5 Kasım 2022 Cumartesi

Cam Şato(Cam Şato Serisi #1)//Sarah J.Maas Kitap Yorumu^^

 Selamlaaar^^
Nasılsınız bakalım? Sizleri şaşırtmıyor yine ve yeniden kitap yorumuyla karşınıza çıkıyorum. Bu aralar sadece kitap ve dizi yorumlarıyla karşınıza çıkıyorum. Geçen seneye göre çok film izleyemiyorum, haliyle yorumda gelmiyor. İzlediğim filmlerinden kısa yorumlarını instagramda paylaşıyorum. Oradan bakabilirsiniz. ;)
Şimdi ki yorumumuz yedi kitaplık serinin ilk kitabı Cam Şato, ilk iki kitabı yıllar içinde almıştık, sonra zamlar vs. dedikleri için yılbaşından önce yedinci kitap hariç hepsini aldık. Şu an ki fiyatlara baktığınızda çok iyi bir alışveriş oldu. Geçen haftalarda ise son kitabı aldık ve seri tamamlandı.
Yorumumu yazarken yazarın okuduğum Güller ve Dikenler serisiyle azıcık kıyaslama yapabilirim.
İlk olarak dünyası klasik bir şato, krallık, veliaht prensin etrafından geçiyor. Henüz tam olarak fantastik dünyaya dahil olmadık, büyük ihtimal devam kitaplarında olacak ama zaman alacak gibi.



Celaena ömür boyu hapse mahkûm edilmişti. Oysa o, eğitimli bir suikastçıydı, benzerlerinin en iyisiydi ama bir hata yapmış ve yakalanmıştı. Genç yüzbaşı Westfall ona bir teklifle geldi. Celaena, kraliyetin en yetenekli savaşçıları ve suikastçılarıyla katılacağı ölümüne bir yarışmada veliaht Prens Dorian’ı temsil edecek. Yarışmayı kazanırsa kralı korumaya ve sonrasında özgür bırakılmaya hak kazanacak. Ama önce bir biri ardına ortaya çıkan cinayetlerin katilini bulmalı ve hayal bile edemeyeceği bir geleceğe hazırlanmalı.

Celaena yıllarca eğitimini alarak suikastçı olarak yaşamaktadır, en son ki olaydan sonra yakalanıp en kötü hapishaneye gönderilen Celaena'nın önüne çok büyük bir fırsat çıkar. 
Kral yaverlik sınavı için bir kaç suçluyu ya da yetenekli insanları toplayıp sınav yapacağını duyurur. Yüzbaşı Westfall ve Veliaht Prens Dorian ise Celaena'yı tutulduğu yerden kurtararak sınavlara katılmasını ister. Özgürlüğü için tereddüt etmeden kabul eden Celaena'yı büyük maceralar beklemektedir.
Celaena'yı sevdim, cesur oluşu, kendine güveni, yetenekleri (Tabii asıl yeteneği değil, dövüş vs. yeteneği) hepsiyle çok iyi bir karakter yazmış yazar. Bakalım devamında neler yapacak, onları çok merak ediyorum. Sadece son kısmı beklemiyordum ya, devam et gitsin Celaena'cım, boş ver şimdi mevki vs. asdfghjkl


Yüzbaşı ve Prens için yazacağım çok şey var ama şimdi yazsam spoiler falan olur ne gerek var ama şunu bilin ki iki karakteri de çok sevdim. Bundan aşk üçgeni çıkar mı bilinmez, inşallah çıkmaz çünkü en en en sevmediğim konu. Ekstradan biri de girer mi bilemiyorum, yazar Güller ve Dikenler serisindeki ana erkek karakteri gözümüzde öyle bir arşa çıkardı ki yani altını kabul edemiyoruz. :D Tabii umuyorum ki bu seriden de öyle bir şey çıkacak, yani umuyorum. :D
Prens ve Celaena'nın arasındaki atışmalara çok güldüm, bir kitap sahnesi var ki hak etmişti bence. :D Aynı performansın daha fazlasını devam kitaplarda görelim plizzz

Aslında serinin ilk kitabı olduğundan çok sakin geçti ama bu kadar sakin beklemiyordum açıkçası. Diğer serisine baktığımda normal karşılıyorum, o üç kitaplıkken bu yedi ama bu kadarda değildi ya. :D Şimdi sevenleri beni topa tutabilir ama lütfen dediğim gibi kıyaslama yapacağımı baştan söyledim.
Bir de ben diğer dünyayı daha çok sevdim, bu dediğim gibi klişe geldi bana, devamında daha farklı olur mu zaman gösterecek ama şimdilik ne yazık ki çok yükselemedim. Ve şu aşk üçgeni olursa işler daha karışacak gibi.
Diğer karakterlerden Prensesi sevdim, şu bi tane adam var o ortalığı çok karıştıracak gibi ve kral. Celaena o kadar korkuyor ki ondan, her şeye cesareti olan Celaena kralı görünce eli ayağı titriyor resmen. Bakalım neler yapacak devamında, hinlik bekliyorum ben o adamda. Bir de büyüyü falan kaldırmış, bakın buraya yazıyorum kesin onunla da işi çıkacak. :D
Çok fazla detay var aslında ama yazarsam spoiler olacağı için çok yüzeysel yorum yazmaya çalıştım. :) 


Biraz önce yazdığım gibi ilk kitaba çok yükselemedim, şimdilik hala Güller ve Dikenler Sarayı favorim. O seri başka yaa, bakalım bu nasıl olacak. Arayı fazla açmadan okumayı düşünüyorum. Çok akıcı değil, yani bana göre oturayım da bi yüz sayfa okuyayım yok ama başkası için oturup bir, iki günde bitirebilir. Ben alimde süründürdüm resmen. :D
Elinizde varsa okuyabilirsiniz ama yeni almak için çok düşünmenizi öneririm. Az para değil, bundan önce Güller ve Dikenler Sarayı serisini toplayın bence. :D
Umarım ikinci kitapta da bunları bu seri için derim. :D



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


Kütüphaneler fikirlerle -tüm silahların belki de en tehlikelisi ve güçlüsüyle- doluydu.


******

Kuralsız rekabete karşı hiçbir kural yoktu.


*****


Şatodaki kötülüğü bul... Fakat bu dünyadaki yegane kötülük ona hükmeden insandır.


*****


İnsanların içinde -derinlerde bir yerde- iyilik vardı; içlerinde her zaman bir parça iyilik oluyordu. Olmaz zorundaydı.


*****


Bir kayalıktan aşağı atlamıştı. Artık tek ümidi aşağıda bir ağ olacağını ümit etmekti.


*****

"Hepimizin yara izleri var Dorian. Benimkiler sadece çoğu kişiden daha görünür halde. ..."







Çokça alıntı çıkan kitapları seviyorum. <3
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^

14 Eylül 2022 Çarşamba

Kayıp Ruhlar Şehri//Cassandra Clare Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bir yorumla daha karşınızdayım. Aslında şu an yayımlanmış kitap yorumlarımdan en önce bu kitabın gelmesi lazımdı ama diğerlerini yazdığım gibi hemen yayımlayınca bu da kaldı. Serinin nasıl bir uğursuzluğu varsa hem bitmiyor hem de yorumu geç geliyor. Hatta okurken çok hızlı devam ederken bir anda hastalık baş gösterince bu sefer de elimde kaldı.
Ölümcül Oyuncaklar serisinin beşinci ve sondan bir önceki kitabı. Bitmesine son bir kala kitap aşırı sakin geçti. Son kitabı ne zaman okurum Allah kerim. :D

 "Ölümcül Oyuncaklar" serisi devam ediyor.
Tabii Jace, Clary ve Simon'ın başındaki tehlikeler de...
Jace'le Clary yeniden karşılaştığında, Clary korkunç gerçekle yüzleşti. İblis Lilith'in büyüsü altındaki Jace, kötülüğün hizmetkarı olmuştu.
Gölge Avcıları şimdi ne yapacaktı?
Kaybedilen geri istenebilir miydi?
Aşk için ödenecek bedel, ne olabilirdi?
Günah ve kurtuluş işbirliği yaptığında, kime güvenmek gerekirdi?


Bundan sonrasını okumak isterseniz ilk dördü okumuş olmasınız tavsiye ederim. Spoiler olacak çünkü, okursanız ben karışmam. :D
Gerçi dördüncü kitabın sonunu ben de unuttum asdfghjkl En son Clary'nin kabul etmediği abisi ortadan kalkınca bir oh çekene kadar bu sefer Jace ortadan kayboluyor ama Clary ve diğerleri ne olduğunu bilmiyor. Biz dördüncü kitabın sonunda biliyoruz tabii ki. Bizimkiler Jace'e ne oldu, nereye kayboldu derdine düşmüşken Jace tekrardan dirilen Sebastian ile beraber çoktan planları uygulamaya sokmuşlardır.
Sebastian Jace'in ruhunu emip, onu oyuncağı yaptığında Jace'e kimse ulaşamaz. Tabii tek aşkı olan Jace'i kafaya koyan Clary ne yapıp edip Jace bulup, neler olduğunu öğrenmek zorundadır.
Bilirsiniz Clary'nin bencil ve söz dinlemez tavrına sinir oluyorum ama bu sefer helal be, helal be yusufi demiş olabilir. :D
Bu sefer annesine aşırı kıl oldum. -_- Clary'nin yaptığı mantıklıydı ve Jace'le aralarındaki bağın olmaması, bunu hissetmesi ve görmemesi o kadar kötüydü ki bu sefer Clary'ye sadece üzüldüm. Bir de o sonda olanlar, gerçi ona da bir çözüm buldular ama olsun. :D

Jace hakkında çok fazla bir şey yazmayacağım, zaten kendinde değildi ne yazabilirim ki. Sadece bazı şeyler için yapacağı fedakarlık çok manidardı. Gerçi işler karıştı, bu iyi mi oldu, kötü mü onu da okuyanlar bilecek. ;) Son kısımda Jace'e neler olacağını merak ediyorum, sürekli bir şeyler çıkıyor ve daha yeter yaaav. :D


Bu tarafta Simon'ın ailesiyle yaşadığı sıkıntılarla uğraşır ve iblis mührü nedeniyle herkes ondan korkmaktadır. Bu da Gölge Avcılarının işlerini daha kolay yapar. Isabelle ile aralarındaki çekime hala bir isim koyamayan Simon ve Isabelle bakalım son kitapta neler yaşayacak.
Sonra Luke'un başına gelenler falan üzücüydü.
Bir de Jordan ve Maia var. Bu kitapta varda var yani. Bu çifti tamamen unutmuşum, son kitabı inşallah kısa zamanda okumak istiyorum yoksa bütün seriyi unutacağım. Yani genel hatlarıyla bazı şeyleri hatırlıyorum ama kitabı okuduğum zaman çoğu şeyi unuttuğumu fark ettim. O yüzden bu çift hakkında pek bir şey yazamayacağım ama Jordan'ın aşkına hayran kaldım desem yalan olmaz. <3


Kitapta sevdiğim şeyler;
*Kitap aşırı hızlı okundu ve yazarın kaleminin akıcı olması.
*Clary'nin diğer kitaplardaki gibi beni sinir etmemesi.
*Bazı işlerin yolunda gitmesi.(No detay)
*Son kısımda çok fazla ihtimaller olsa da kapağı kapattığım da az da olsa mutlu olmam, devamında neler olacak diye kafayı yemiyoruz en azından.(Spoiler değildir)
*Ve yazarın yufka yüreğinin karaktere yansıması, demek istediğimi bence anladınız(inş).
*Yer değiştiren eve bayıldım asdfghjk
*Fantastik yazan yazarların hayal gücüne hayranım, o kadar şeyi nereden bulup, üretip yazıyorlar aklım almıyor.



Kitapta sevmediğim şeyler;
*Kitabın için bütün karakterleri okumak hoş değildi, sırf altı yüz sayfa yazmak için böyle bir şey yazması hoşuma gitmedi.
*Margus'u ve Alec'in kısımlarını okumadım ki neden olduğunu biliyorsunuz. Neyse ki okumadığım için hiçbir şey kaybetmedim. :P
*Clary ve Johathan'ın(Sebastian) arasında geçen saçma olaylar aşırı iticiydi, tam bir pislikti. Yazarın buna çanak tutması ise sinirlerimi bozdu.
*Clary'yi bu sefer övmüş olsam da yüzük mevzusunda bu kadar umursamaz olması biraz asabımı bozmuş olabilir. :D


Aklıma geldikçe sevdiğim, sevmediğim maddeler yazacağım. Bakalım devam yorumlarımda olacak mı?
Seri olduğundan önermem biraz garip olacak, zaten seriyi okuyan illa ki devam etmek ister ya da istemez. Şu an piyasada çok dönen bir seri değil, dizisinden sonra belki de kimsenin ilgisini çekmemiştir çünkü hatırlamak için diziye bakayım dedim beynim yandı. Oyunculuk olarak Jace'i oynayan on numaraydı ama Clary'i oynayan -_- Sırf kızıllığından seçtilerse yoldan geçen kızıl bir kız daha güzel oynardı. :/
O yüzden okumak isterseniz ilk önce seriyi okuyun, sonra filmi izleyin(O oyuncularla devam etmediler ya ben bir şey demiyorum. -_-) ve sonra isterseniz diziyi izleyin. :D



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

   "Clary?" Jace başını yana eğip kızın yüzünü inceledi.
    "sen... Sen beni hala seviyorsun, değil mi?"
"Ben Jace Lightwood'u seviyorum," dedi Clary. "
"Senin kim olduğunu bilmiyorum."


*****


Clary, Java Jones'tan çıkıp da onu kendisini beklerken gördüğü anı hatırladı. O anda hayatı bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde değişmişti.
"Geri dönüş hiç olmadı," dedi. "Seninle hiç," Gözlerini açtı. "Gidelim."





Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^





5 Temmuz 2022 Salı

Özel Baskı Harry Potter Kitapları//Blogları Canlandırma Projesi Haziran Ayı^^

 Selamlar^^
Şu yazı o kadar geç kaldı ki acaba silsem mi diye çok düşündüm. Kitapları aldığımız zaman video çektim ki Youtube'da yayınlıyayım diye ama bir türlü olmadı, belki bu yazının gazına gelir yayınlarım ama editlemek şu an bana o kadar zor geliyor ki, bir edit perileri gelse ne hoş olur ama :) Bakacağız artık. :D
Ben yayımlayana kadar BCP geldi çattı, yoğunluktan ne yazık ki temaya uygun ne kitap okudum ne de izledim. O yüzden hazır bekleyen yazım vardı onu düzenleyip yayımlayayım dedim. :)
Haziran ayında Harry Potter ya da Yüzüklerin Efendisi, fantastikti. :) Katılmak isteyenler varsa geç kalmadınız. ;)

Harry Potter serisini seviyorum, özel baskılarına da denk geldiğimde o kadar beğeniyor, hayran kalıyordum ki alamam gibi geliyordu. İlk zamanlarda fiyat araştırması yaptığımda çok pahalıydı, sonrasında BKM Kitap'da 50 ₺'ye inmesin mi? Üçüncüye hem paramız yetmedi hem de 70 ₺'di. Pahalıydı ama şimdi daha kötü oldu. :D Kısmet, belki bir indirim daha falan buluruz inşallah o zaman alırız ama şu zamanda ciltli normal kitaplar bile 100₺ olmuş, bunun indirime girmesi hayal. Mesela Azkaban Tutsağı resimli özel baskısı şu an en ucuzu 116₺ 😭😭😭😭
Allah bize yardım etsinnnnnn

Yine de incelediğim zaman parasını sonuna kadar hak eden özel baskılardı, hala öyle. Alalı aylar oldu ama hala okumadım, ya seriyi bitirir öyle okurum ya da araya alır çizimleri için okurum, zaman gösterecek. :)




İlk olarak Felsefe Taşı^^
Ya şu kapağa bakar mısınız????
İç çizimlerde Harry çok değişik ama yine de çok güzeeel 😍😍




Hedwig'e bakar mısınız? <3
Şu an bunu yazıyorum ama kalkıp içerden kitapları getirip biraz daha inceleyip, hayran kalmak istiyorum. :D (Engellere çıktı, unuttu gitti -_-)




Bu tarzda okumak kim istemez ki <3







Sırlar Odası'da Felsafe Taşı kadar güzeldi ama iç tasarımın fotoğraflarını çok çekmemişim. Çektiğimde güncelleme yaparım, ya da videoayı editlersem sizlerle olur. :D



Şu sahne favorim 😍💓




Güzelliğinden bahsettik ama garip çizimleri de yok değildi. Yine de güzellerinin yanında nazarlık olsun onlarda. :D
Şu anlık ülkemizde ilk dört çıktı gerisi yok, araştırmalarıma göre yabancı ülkede de en son Ateş Kadehi çıkmış. Bu zamana kadar biraz geç kalınmış değil mi?
Eğer bildiklerim yanlışsa beni aydınlatın olur mu? :D


Bir ayı daha geride bıraktık, Temmuz ayında İspanyol Kültürü ya da Romantik- Drama temasını ele alacağız. Katılmak isterseniz bekleriz^^
Geçen aylardaki yazılarımı merak edenler varsa Buraya alabilirim. :)


Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle, kendinize iyi bakın^^
Sevgiler... 😍


Buralarda da varım^^







2 Temmuz 2022 Cumartesi

Suyun Gazabı//Elise Kova Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız?? Nasıl geçiyor günler, beni sorarsanız çok dolu değilim ama boşta kalmıyorum. Anlamıyorum neden asdfghj Büyük ihtimal geç uyuyup geç kalktığımdan, buna bir düzen getirmem lazım. Sizlerde bu durumdan muzdarip misiniz?
Bugün gündüz temizlik yapıp daha fazla geç kalmayayım diye yorum yazmaya başladım, en son sık sık yorum paylaşayım diyordum yine yorumlar üst üstte geldi. :/ 
Suyun Gazabı serisinin dördüncü kitabı, finale son bir kaldı. Artık yavaştan bitiyor Hava Uyanıyor serisi. İlk olarak seriyi kutulu aldık, eğer tek tek alsaydık devam eder miydim hala düşünüyorum. Geçen senelerde yine toplardım belki ama şu an ki fiyatlara bakınca öncelliği başka kitaplara verirdim. Seri güzel, konu güzel ama uzatmaya gerek var mıydı bilmiyorum. Zaten yazarın maşallahı var yapmaz dediğimiz şeyleri yaptı sürekli. Çıldırıyorum -_- Ama zekide, mesela sonları öyle bir yazıyor ki devam etmek zorunda kalıyor insan.


Vhalla, Kuzey’i Solaris İmparatorluğu’nun ellerine teslim etmiş ve vurulduğu zincirlerden kendini aşkı pahasına kurtarmıştı. Ancak yaptığı bu fedakârlığın savaşı bitirmek yerine başka bir cepheye taşıdığından bihaberdi. Gizli güçler gölgelerin ardında pusuya yatmışken Rüzgârgüdücü’ye bağlı kadim plan ise işlemeye başlamıştı. Vhalla yıkım getirecek bu oyunda bir kukla olmamak için içindeki ateşi tekrar harlamak zorundaydı.

Şimdi dördü yazacağım için ilk üç hakkında spoiler verebilirim. Şimdiden uyarıyorum ilk üçü okumadıysanız kitabın konusunu bile okumadan bırakın derim.
Üçüncü kitabın sonunda ortalık karışmış, Vhalla özgürlüğüne kavuşmuştur ama Aldrik'ten ve büyüdüğü saraydan ayrılmak zorunda kalmış kuzeye gitmiştir. Bir süre ayrı kalmak istese de yanında tuttuğu Kristal balta sebebiyle işler karışmıştır ve peşindeki düşmanlarından kurtulmak zorundadır.
Vhalla bu sefer beni fazla sinir etmedi, hikaye olması gerektiği gibi gitti, hatta Aldrik ve Vhalla'ın arasındaki olanları takdir ettim.
Son kısımlarda kızdım ama, nasıl tanıyamadım diye çok kızdım. :/ Bakalım son kitapta neler olarak. Bir kaç tahminim var, büyük ihtimal yazar bizi şaşırtmayacak.


Aldrik kitabın yarısına kadar yoktu, sonradan ortaya çıkınca ben şok. Yanında nişanlısı var, burada var yaa nasıl üzüldüm. Sanki benim sevdiğim adamın yanında nişanlısı. İşte yazarda sağ olsun bu bölümü çok güzel yazmış. Aldrik son zamanlarda geldiği ve kitabında olaysız geçtiğini düşünürsek çokta önemli kısımlar olmadı diyebiliriz.

Yazara bir karakter için sayıp sövmek istiyorum, yaa zaten gerçek hayat yeterince zorken neden yani neden!!! Kitapta bir yaşanan ihaneti bir de bu kısmı hiç sevmedim. Önceki kitaplarda Aldrik'in sadık arkadaşını öldürmüştü bu yazar, şimdi başka biri. Ne oldu, başın göğe erdi mi Elisa Kova?


Kitap genel olarak sakin geçti, yukarıda da dediğim gibi neden bu kadar uzatılmış bu seri anlamış değilim. Doğrusu arayı açtığım zaman çok şey unutuyorum, fantastik ve distopya serilerinde hep böyle oluyor. Art arda okumak sıkıcı, arayı açınca da unutuluyor işte.
Üçüncü kitaba göre sevdim, hatta ikinciye göre bile. Çünkü Vhalla şatoya geri dönüyor ve ilk kitaptaki gibi geçiyor hayatı. Birinci kitabı çok severim, o ilk tanışmalar, gül bahçesi, Vhalla'ın gücünü keşfetmesi vs. Seri bittikten sonra Hava Uyanıyor'u bir daha okurum belki.
Siz seriyi okudunuz mu? Okuduysanız en sevdiğiniz hangisi?
Birazda sohbet edelim, tavsiye etsem zaten serinin dördüncü kitabı, zaten buraya kadar geldiyseniz son kitabı da okuyup bitirin. :D
Son olarak serinin önceki okuduğum kitaplarını merak ediyorsanız Buraya tıklayabilirsiniz. :)


Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^


"Ve seni hala seviyor?"
Soru bir an durulmasına neden oldu. Vhalla her ne kadar üzerine düşünmek istemese de sorgulaması lazımdı: Bu doğru muydu?
Gözleri görmek istemiyordu, zihni bunu reddetmek istiyordu fakat yüreği her zerresiyle cevabı biliyordu.


*****


"Biz umutsuz vakayız, senle ben," diye fısıldadı Vhalla.
"İlla biri için umutsuz olacaksam, senin için olayım, Vhalla Yarl".



*****


"Güç ne iyi ne de kötüdür, silahı şövalyenin ya da kasabın aracına dönüştüren şey insanın yüreğidir."




Seriyi bitirmeden yorumu yayımlamam güzel olacak. :D
Yeni yazılarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^

23 Mart 2022 Çarşamba

Her Gün//David Levithan Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Yeni yorumla geldim. Bu aralar hem güzel, hem de eh işte kitaplar okuyorum. Eh işte nasıl oluyorsa artık. :D Bundan önce Portakal Kokulu Kız'ı okudum. Bir önce ki yorumumda nasıl sevdiğimi! okumuşsunuzdur belki. :D Bunu da hem sevdim hem sevemedim. Kitap güzeldi, verdiği mesaj da güzeldi ama arkadaşlar o son nedir yaaa. Dedim ne güzel ben de ikinci kitap var, hemen olmasa da okurum ama gelin görün ki yazar öyle bir son yazmış ki devamı yok yani. Ne, nasıl olur diye merak edenlere, cevabım yorumumun devamında.



Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.
Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil… gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum… Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat. Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de. Hep böyle olageldi.


Ana karakterimize kitapta kendine A diyor, bende öyle diyeceğim. A daha ilk doğuştan her gün bir bedende uyanıyor. Gece uyuyup, sabah kalktığı zaman kız, erkek fark etmeksizin 16 yaşında farklı birinin bedeninde uyanıyor. Anılarına erişebiliyor ve sorunsuz o günü geçiriyor. Bir gün Justin diye çocuğun bedenine girdiğinde Justin'ın sevgilisini fark eder, aralarındaki sıkıntıyı anlayınca kıza iyilik yapıp onu sahile götürür. Güzel bir günden sonra kızı unutamayan A, kızla aralarındaki mesafe  bir saatte olsa, dört saatte olsa onun yanına gitmek ister, giderde. Bir gün, bir partiye gidince işler karışır ve bedeninde ki çocuk içine şeytan girdiğine iddia eder. Sonrasında ise bazı şeyleri artık açığa çıkarmak ister ama çokta kolay olmayacaktır.

Karakterimizi sevdim, çeşit çeşit anne babasının, kardeşleri olmasına rağmen gerçek anne baba özlemi duyması üzdü beni. Ne olduğuyla ilgili bir şey yazmamış yazar, neden böyle olduğuyla ilgili. İşte burada nedenini ikinci kitapta öğrenebiliriz diye düşünürken neler oluyor neler. 
Farklı yaşamları, her insanın farklı sıkıntıları oluşu hayatın gerçeklerini yansıtıyor kitap. Bir aile iyiyken, diğer aile çocuğuyla ilgilenmiyor. Biri rahatlık içinde yaşarken bir diğer çocuk okula bile gitmiyor. Bu konuda gerçekten çok sevdim. A'nın çocukların hayatlarına müdahale etmemesi güzeldi ama bazı hayatlar vardı ki müdahale etseydi ne güzel olurdu dedim. Tabii çok ağır şeyler yaşayanlar için durmadı, buralarda güzel mesela. :)


Onun dışında yazarın sevmediğim bir şeyin üstünden sürekli durmasına gıcık oldum. Anladık savunuyorsun ama yeter yani. A sürekli benim cinsiyetim yok, ben A'yım demesi off dedirtti yani.
Bir de kızımız var, kim olduğu hakkında bir şey demeyeceğim, eğer okursanız siz öğrenin. Onda da yazar neden A gibi düşünmediği için kızıyor. :D Allah'ım ya, bitirirken bu düşünceleri beni aşırı irite etti o yüzden ne fantastik, ne yabancı okumak istedim . -_-
Konu olarak cidden sevdim, farklı ve sevilesi. Sadece bu yazarın eline düşmeseymiş keşke. Çünkü adam öyle bir son yazmış ki, tam ikinci kitapta neler olduğunu öğreniriz derken meğer o son gerçekten sonmuş. İkinci kitapta kızın yaşadıklarını anlatıyor. Yazar birinci kitapta kızla ilgili açıklanmayan şeyler ortaya atıp hiç anlatmadı, yani ikinci kitabı okuyalım diye sebep oluşturmuş ama bu sonla onu bile merak etmiyorum.


Ve olaylar öyle bir hal aldı ki acaba ne olacak, A söylenen şeyleri yaparsa sonucu istediği gibi olacak mı diye çok merak ettim. Yani yazar bizler için bunu açıklığa kavuşturmasını isterdim, bunu hak ediyorduk bence. Hani yazar sonu yazarda neler olacağını bize bırakır yaa bunu bize bıraksa bile o kadar çok ihtimal var ki ve A niye bu halde onu bile bilemediğimiz için kesin bir şey diyemiyoruz, düşünemiyoruz. :/

Bence böyle bir konuya bu son yakışmadı, zaten erkek bir yazarın yazdığı apaçık belliydi. Ayrım yapmıyorum ama argo ve bel altı konuşmaları daha çok erkek yazarların. O yüzden isim anonim bile olsa geneli belli ediyor kendini, bazen hoşuma gitmiyor.

Kısacası kitabı hem sevdim hem de sevmedim. Sonuyla ilgili sıkıntı olmasaydı onlara rağmen sevebilirdim hatta. İkinci kitabı hemen okumam gibi. Seri çıkalı seneler oldu, yazar çıkarsaydı çoktan çıkarırdı devamını. :/
Genel olarak yorumum böyleydi, yazarın kalemi akıcı oluşu kitabı okutuyordu. İlginç, hayatın içinden kitapları seviyorsanız okuyabilirsiniz. :)


Kitaba Puanım 5/3,5^^


Alıntılar^^

Uğruna yaşanılan bir şey olduğunda düşülen tuzak budur işte:
Diğer her şey ruhsuz gelir.


*****

Kötü bir insanın iyi davranmasını sağlamaya çalışmak bezdiricidir. Kötü olmanın onlar için neden bu kadar kolay olduğunu anlayabilirsiniz.


*****

Aşkın her şeye galip gelmesini isterdim. Fakat aşk hiçbir şeye galip gelmiyordu. Kendi başına hiçbir şey yapamıyordu.
Onun adına galip gelelim diye bize güveniyordu.




Bir yorumda böylece biter.
Başka yorumlarımda görüşmek duasıyla^^
Sevgiyle kalın...