31 Temmuz 2023 Pazartesi

Dikenler Şehri//C.N. Crawford Kitap Yorumu^^

Herkese merhabaaa^^
Böyle başlamayalı uzun zaman olmuştu, özlemişim eskileri yazmayı. Blogumda öyle ahım şahım değişiklikler yapmıyorum, hatta en son değişimi pandemiden önce yaptım diye hatırlıyorum. Çok değişim insanı değilim, o yüzden kalıyor böyle. :)
Yazı olarak eskiye göre hareketsiz, mesela eskiden mim falan yazardık ama o da yok. Film yorumları yazardım, onu da bıraktım çünkü eskiye göre çok az film izliyorum. Şimdi işte sadece kitap ve dizi yorumu kaldı. Alışverişleri bile çok geç yazıyorum. :/
İç dökmeli bir başlangıç oldu, kitabımıza dönelim. :)
Serinin birinci kitabı olan Dikenler Şehri'ni sevdim ama en sevdiğim o sonunda bizi merakta bırakmasıydı. Normalde hiç sevmem, hatta derim ki seri tamamlansın öyle başlayayım okumaya ama bu sefer yeni kitap olduğu için okumak durumunda kaldım ve olanlara bakın. :/
Yine de, bunlara rağmen cidden sevdim.



Bir zindanda kendi kendime doğum günü şarkısı söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama akıl almaz derecede seksi bir iblis içki içmeye gittiğim barı basınca tam da öyle oldu. O iblis, Kaos Lordu olarak tanınıyordu ve beni, bana ikizim kadar benzeyen biriyle karıştırıyordu.
İyi ki doğdum. Sonunda kanımı tattığında benim düşündüğü kişi olmadığımı anladı. Ben de ortak bir yanımız olduğunu fark ettim; ikimiz de intikam arzusuyla yanıyorduk. Böylece bir anlaşma yaptık: Annemin katilinin izini sürmek için yasak şehirde kalabilecek, karşılığında da onun arzuladığı intikamı almasına yardım edecektim. Sadece koca bir şehir dolusu iblise rol yapmam gerekecekti. Ama bir sorun vardı: O, benim baş şüphelimdi. Bunu hatırlamak onunla iş birliği yaparken gittikçe zorlaşıyordu. Kaos Lordu’nun her sıcak dokunuşuyla tehlike girdabına biraz daha çekiliyordum. Onun büyüsüne tamamen kapılırsam beni bekleyen tek şey ölüm olacaktı.


Rowan burs alıp dikenler şehrinde okumak ister, çünkü seneler önce ölen annesinin intikamını almak zorundadır. Bunun içinde iblislerin olduğu dikenler şehrine gidip, annesine bunu yapanı bulmaktır.
Kötü bir günün ardından arkadaşıyla eğlenmeye giderken karanlık lord ile karşılaşır ve bir anda hayatı değişip bambaşka bir insana bürünür.
Rowan'ın azmini sevdim, olması gereken kişi olduğundaki o motivasyonu harikaydı. Sürekli o olsaydı böyle yapardı düşüncesi çok hoşuma gitti. Şurada pot kıracak diyordum ama beni şaşırtıyordu.
Böyle aklı bir havada, boyundan işlere kalkışan bir karakter değildi. Genelde bu tarzda karakterlerimiz dik başlı olduğundan böylesine denk gelince şaşırıyoruz. :D
Devamından büyük sürprizleri var gibi ama bakalım neler olacak. :)


Karanlıklar Lordumuz vay anasını sayın seyircilerdi resmen. Aslında ne olduğu ortada ama zaten genel fantastik erkek karakterlerimiz böyle değil mi? Ama Rowan'ın tasvir edişi başkaydı, beğendimm :D
Lord hem bize hem de Rowan'a karanlık biri olduğundan kendisini okuyup öyle tanıyım derim ama seveceğinizden eminim ve sonuna rağmen kendisine hayranız :D Gazabından korkulacak bir karakter, neler yaptı neler :O

Kitapta geçen kral, arkadaş ve düşmanda vardı tabii ki ama kitabımız kısa olduğundan çok ön planda değillerdi. O yüzden pek kimseden bahsetmeme gerek yok.
Sadece devam kitaplarında önemli roller üstlenecekler gibi geliyor.
Seri başlangıcı olduğunu için çok fazla neden burası olmamış diyemiyorum, çünkü olması gerekenler bunlar. Kısa olması beni bir miktar üzmüş olabilir ama buna rağmen dolu dolu bir kitaptı.
O sonla zaten nasıl dolu dolu olmasın.
Devam kitaplarında gereken kişilerin gereken cezaları olmasını istiyorum bu arada. Gözüme gözükmemesi gereken bir kaç karakter var -_-


Devam kitabını ciddi anlamda bekliyorum, o kadar merak edilesi bitti ki dayanamadım hemen gidip diğer kitapların konularına baktım. Şu anlık üç kitaptan oluşuyor, devamı gelir mi bilmem ama şu anlık seriyi sevmeme rağmen üç kitapla kalmasını ümit ediyorum. :)
Fantastik severler için on numara beş yıldız bir kitap. Evreni sevdim, aynı bizim dünya gibi ama dikenler şehri bambaşka bir yer. Garibime gitse de hoşuma gittiğini fark ettim.
O yüzden fantastik olarak akıcı, çerez ve güzel bir kitap öner derseniz önereceğim bu kitap olur.
Sadece diğer türlerine göre yetişkin içeriği daha fazla, buna dikkat etmenizi öneririm. :)



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^

"Sen gerçekten ateşten korkuyorsun."
"Evet, öyle bir sorunum var."
Bir adım yaklaştı. "Burada benimle birliktesin, benimle çalışıyorsun. Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim. Anlaşıldı mı?"


*****


"... O benim bilinçaltım gibi."
"Hımm. Bu kulağa, fanilere özgü daha fazla incelemek istemediğim, incelersem beni sinir edecek bir şeymiş gibi geliyor."


*****

"Gülünç olma. Ben tanrısal güçlerle donatılmış dört yüz yaşında ölümcül bir kaos lorduyum. Hiçbir şeyden korkmam."
"Artık sana inandığımdan emin değilim, Orion."
"Büyüden anlamıyor olabilirdim ama kaygıyı tanırdım.


*****

"Göğsün nasıl?"
"Her zaman olduğu gibi." Kurnaz bir ifadeyle gülümsedi.
"Dışarıdan iyi, içeride ölü. Neyse ki sadece mecazi anlamda."


*****

"Nesin sen?" dedim.
"Muhteşemim," diye mırıldandı.




Kısa kitaptı ama bir sürü alıntısı oldu, en sevdiğim^^
O zaman başka yorumlarımda görüşmek üzere. :)




Buralarda da varım^^


30 Temmuz 2023 Pazar

Aşk Sözleşmesi//Falon Ballard Kitap yorumu^^

 Selamlar^^
Uzun zamandır Go yayınlarından kitap okumuyordum, yeni çıkan kitapları Aşk Sözleşmesi de tam benim kafadan olunca neden olmasın dedim?
Gerçekten tam benim kafadan bir kitapmış, aşk, arkadaşlık, yeni hayatlar, geçmiş sıkıntılar ve yavaşça başlayan aşklar.
Kitabı genel olarak sevdim ama en sevdiğim şey kadın karakterimizin yeni işi ve gelişmesi oldu. Bunun nedenini birazdan yazacağım. :D


Sadie Green, öğrenci burslarını ödeyebilmek için sabırsızlıkla beklediği terfi başka birine gidince hayatını kökünden değiştirmeye karar verir. Yeni bir iş, bütçesine daha uygun bir daire ve çiçekçi dükkanı açma hayallerini gerçekleştirmek için sonsuz motivasyona ihtiyacı vardır. Kız arkadaşlarıyla dışarı çıkıp dağıttığı bir gece flört uygulamasıyla ev arkadaşı uygulamasını karıştırır ve kendisini, evinin bir odasını ona çok ucuza kiralamaya hazır olan Jack Thomas’ın muhteşem kırmızı tuğlalı evinin kapısında bulur. Sadie’nin gözü, hayalleriyle arasında duran bu adamı başlarda pek tutmasa da çok geçmeden onun yumuşak mizacından, hayallerini desteklemek için duyduğu heyecandan ve geçmişinde aldığı yaralara rağmen ayakta kalışından etkilenmeye başlar.
İkisi de hayatlarının anlaşmasını yaptıklarından ve aslında aynı hayalin peşinde koştuklarından habersizdir.

Sadie yıllardır çalıştığı şirketten saçma bir şekilde ayrılınca hayatını geçindirmesi zor olmaya başlar, bir gün yanlış uygulamadan kiralık bir o da bulunca neden olmasın der ve kabul eder ama evi gidip gördüğünde gözlerine inanamaz.
Hayalindeki evdir ve evin arkasından bir de bahçe vardır.
Beyaz yaka bir işi olsa da çiçekçi dükkanı açmak isteyen Sadei bunu fırsata geçirmek için kolları sıvar.
Karakterimiz çok neşeli ve ne istediğini bilen biriydi ama karşısındaki karaktere baktığımızda aşırı uçarıydı asdfghjk
Sadie hakkında tek olumsuz düşüncem başta ki ruh halinin değişmesi. Mesela başta Sadie çok sakin ve nereden ne konuşacağımı bilen bir karakter izlenimi veriyor, sonra karakterimize ne oluyorsa ağzında laf durmuyor.
Hoşuma gitmedi açıkçası, bir de sürekli öğrenci burslarını dedi durdu ama son sayfalara gelince o kısımdan hiç bahsetmediler. Bir garipti ama diğer türlü sevdim, Jack ile çok tatlılardı. :D
Bir de o kadar şanslı ki, daha ne olsun diyorsunuz :D


Jack koskocaman evde yalnızlık istemediğinden ev arkadaşı arar. İlan verdiği uygulamadan bulduğu kişi tam aradığı kişi olunca fazla irdelemeden kiracı olarak kabul eder. Sadie ve arkadaşları sayesinde az da olsa hayata karışan Jack zamanla başka duygularla da tanışacaktır.
Jack çok tatlıydı yaa, evi var, çok düşünceli ve anlayışlı biri. Böyle karakterlerin hayal ürünü olması üzücü. :/
Karakter olarak tek sıkıntım biraz daha ön planda olsaydı, bakıyorum birazcık gözüküyor, sonra kayboluyor ve her şeye başa sarıyor. Kitabın esas fikride bu ama ne bileyim bir var bir yok biraz hoş değildi. :D

Sadie'nin diğer iki arkadaşını çok sevdim ama bir tanesi sevmediğim bir şey olduğundan hoşuma gitmedi. Neyse. Diğer ikisinden bahsedecek olursam kitapları olsa da okusam kıvamındaydı. Çok bir şey yazıp spoiler vermek istemiyorum ama onların kitapları iste değil ihtiyaç :D


Baştan beri sevdiğimi söyledim. Yazarın kalemi akıcı, karakterlerimizin sürekli mesajlaşması kitabı çabuk bitirmenize olanak sağlıyor. :D Tabii bilin bakalım kim hemen bitiremedi? :D
Ama tam bayrama denk gelince okuyamadım napayım. :/
Kitabımızda geçen bi girişimcilik işi var, hatta instagramda hesap falan açıyor Sadie, yazar o kadar güzel yazmış ki burayı tam hayatın içinden. Tabii devamında olanlardan bizde isterdik ama işte öyle şeyler sadece kitaplarda. :/
Sadie işletmesini açıyor ama yavaş yavaş büyüyor, bir kaç sipariş alıyor sonra yine durulma aşamasında yani öyle ha deyince büyümedi işletmesi ve bunun yanında ek işte yaptı.
Bu kısmı gerçketen sevdim ve tuttum. Genelde dizi ve kitaplarda bir anda karakterimiz yeni işinde anında yükseliyor ve bu hiç inandırıcı değil. Böyle birazda hayatın içinden olması hoş.


Tam yaz aylarından içinizi kıpır kıpır edecek, rahat okunan kitaplardan. Sonuna doğru olması gerekenler oldu, çiftimizin geçmişte yaşadıkları önlerine geldi haliyle ve birbirlerini anlayıp, kalpler kırılsa da bir şekilde düzeltmeleri çok tatlıydı.
Devam eder mi, sanmam. Olması gerektiği gibi bitti dedim gibi. Diğer karakterlerin içinde devamı olacağını düşünmüyorum.
Eğer denk gelirseniz bakın derim, çerezlik kitap arayanlara birebir. :)



Kitaba Puanım 4/5^^



Alıntılar^^

"Doğrusunu mu söyleyeyim? Gülmeyi seven birine benziyorsun. Ve benim hayatımda biraz kahkahaya ihtiyacım var."


*****

"Bence bana iyi geleceksin, Sadie Green,"


*****

"Sade?" Adım ağzından bir vaat gibi çıkıvermişti.
"Efendim?" Ciğerlerim yanıyordu, o yüzden bu tek kelimeyi bile zor söylemiştim.
"Teşekkür ederim."


*****


Dikkatimi okyanusun gelgitlerine çevirdim.
Kalp kırıklığı abartılmış bir saçmalıktı.


*****


Jack: Kafanı dağıtmak istemem, ama bir şeye ihtiyacın olursa burada olduğumu hatırlatmak istedim.





Bir yorum daha böylece biter, başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^


22 Temmuz 2023 Cumartesi

En Çok Beni Sev//Julia Quinn Kitap Yorumu^^

 Herkese Merhaba^^
Bridgerton serisini okumaya devam ediyorum. Ben biraz sıralamayı karıştırdım, mesela ilk Pen ve Colin’in kitapları Rüyalar Gerçek Olsa’yı okudum. Sonra Benedict’in Son Söz Aşkın kitabını, ondan sonra Daphne ve Simon’ın kitabı Yüreğe Söz Geçmiyor'u, şimdi de bu. Numaralanmaya göre şöyle okumuşum. 4-3-1-2 asdfghjkl Neyse ki bağlantılı değil, istediğiniz kitaptan okumaya başlayabilirsiniz. :)
Gelelim kitaba, ilk İkiz okudu ve sevdiğini söyledi. Diziyle alakası olmadığını, diziden daha güzel olduğunu da dipnot olarak ekledi.
Peki ben sevdim mi?
İşte onun cevabı yorumumum devamında. :)


Yazarınız 1814’ün olaylarla dolu bir sezon olaca
ğına inanıyor, özellikle de bugüne kadar evlenmeyi düşündüğüne dair hiçbir işarette bulunmayan, Londra’nın en gözde bekârı Anthony Bridgerton için. Aslında neden evlensin ki? Söz konusu eksiksiz bir zampara gibi davranmak olduğunda, ondan daha iyisi bulunamaz... 
LEYDİ WHISTLEDOWN’UN CEMİYET GAZETESİ, Nisan 1814 
 
Ne var ki dedikoducu yazarımız bu defa yanılıyordu. Anthony Bridgerton sadece evlilik kararı kalmamış, bir eş adayı da seçmişti! Önündeki tek engel ise seçtiği kişinin ablası Kate Sheffield’dı - kendisi Londra balolarının o güne dek gördüğü en baş belası kişiydi. Nüktedan ve entrikacı Kate, bir yandan bu izdivacı engellemek konusundaki kararlılığıyla Anthony’yi deli ederken, diğer yandan çapkın vikontun erotik rüyalarının başmisafiri oluyordu. Genel inancın aksine Kate, zampara beylerin zamanla ıslah olup iyi birer koca olabileceklerine inanmıyordu ve Anthony Bridgerton da bu zamparaların arasında en ahlaksız olanıydı. Kate kız kardeşini korumaya kesin kararlıydı fakat kendi kalbinin korunmasızlığı yüzünden de endişe içerisindeydi. Ve Anthony’nin dudakları kendi dudaklarına değdiği anda, Kate ona karşı koyamayacağını anlayıp korkuya kapılmıştı...


Kate kendisinin takdim etme zamanı geçtiği için kardeşinin bu sezonda takdim edilip, aşık olacağı bir adamla evlenmesini ister.
Bir kaç adayın olmasına rağmen kız kardeşi gözde ve çapkın bekar Anthony ilgisini çeker ama Kate bu durumu istemez. Kate ne kadar istemese de Anthony sürekli etraflarında olunca istenmeyen şeyler olur.
Ben dizideki Kate’ide sevmiştim buradakini aynı şekilde sevdim. Kardeşini kendinden fazla düşünen bir ablaydı ama dizide bu huyu aşırıya kaçmıştı bence. Yani dizi de azıcık bencil olsaydı o son olmazdı çünkü.
Olmasaydı güzel olurdu gerçi -_-

Anthony artık hovardalığı bırakıp düzenli bir hayata başlamak ister, bu da evlenmekten geçiyordur. Annesinin yardımıyla bir sürü genç bayanla tanışan Anthony en sonunda yeni sezonda takdim edilen Edwina’yı tanır ve onunla evlenmek ister ama önünde çok büyük bir engel vardır, Edwina’nın ablası Kate.
Şimdi diziye baktığımız zaman kitapta ki Anthony daha aklı başında, ne istediğini bilen biriydi ama dizide offf yani, illet etmişti bizi. Seviyor mu, sevmiyor mu belli değil. Ne istediğinden emin değil. Neyse işte dizide bizi sinir krizlerine soktu.
Burada da sevdim ama beklediğim kadar oldu mu? Düşündürücü.


Ve Edwina. Bence kitapta çok iyiydi, o kadar tatlıydı ki işte dedim işte karakter dediğin bu. Ablasına destek olması, onun iyiliğini düşünmesi o kadar tatlıydı ki. :)
Bu kitapta diğer karakterleri çok fazla göremedim. Mesela Yüreğe Söz Geçmiyor'da Colin, Benedict resmen kitabı eğlenceli hale getirmişti ama burada başta gözüktüler sonra az çok.
Bizimkilerin annesi de çok gözükmedi ya. O yüzden çok sakindi kitap.

Genel olarak başlarda çok güzeldi, son bölümler aşırı sakindi. Hatta beklentimin altında kaldı kitap ne yazık ki, sevdim mi onu bile bilmiyorum. 
Dizide her ne kadar sevmediğim şeyler olsa da inanın dizi kitaptan daha güzel geldi bana. Yüreğe Söz Geçmiyor kitabındaki o aşkı bu kitapta göremedim. Tamam aralarındaki aşk güzeldi ama bunlara rağmen dizideki yakınlaşmalar, aşkları daha güzeldi.
Şimdi dizi yorumumu halen daha yayımlamadığım için bilmiyorsunuz ama kitaptan sonra dizi bir tık daha iyi geldi. Sadece karakterlerin bir türlü doğru karar vermemeleri, kardeşlerin aralarındaki sıkıntılar diziyi de iyi yapmamıştı işte. Ayyy ne bileyim canlar, kitabında sevmediğim yerleri oldu, dizininde asdfghjkl


Tavsiye olarak diyeceğim pek bir şey yok, seri olarak seviyorum ama işte bazen beklediğimizi bulamıyoruz. Bundan sonra bir tek Eloise'in kitabı kaldı. Ondan çok heyecanlanmıyorum, dizisi yok, konusu da çok ilgimi çekmiyor yalan yok ama belki güzel çıkar. Seriyi almaya devam eder miyim onu da bilmiyorum ama tekrardan Rüyalar Gerçek Olsa'yı okumak istiyorum. 😍😍



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


"... O halde çıkmışken çiçek bahçelerine de bir uğra. En nadide türler açmaya başlamıştır. Londra'da asla göremeyeceğin kadar güzeller."


*****


"Bu şu demek; aşk korkulacak ve uzakta tutulacak bir şey değil. Aşk, yüreğini tamamlayacak kişiyi bulabilmektir. Aşk seni hayal bile edemeyeceğim kadar iyi bir insan haline getirebilecek kişiyi bulabilmektir. Aşk, eşinin gözlerinin içine bakıp şimdiye kadar tanıdığın en mükemmel kişinin o olduğunu iliklerine kadar hissetmektir.


*****

"Bence insan kalbi, bizim tahmin bile edemeyeceğimiz kadar kuvvetli."





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^








13 Temmuz 2023 Perşembe

Crash Landing On You//Kore Dizi Yorumu^^

 Selamlar^^
Geç yazdığım konusunda burada uzun uzun bir şey yazmayacağım ama valla usandım inanın. Bazen taslakları silip yazmak istemiyorum ama ama işte bloguma ve size olan saygımdan dolayı başladım yazmaya. Kalp siz^^
Bir de zorlanıyor olsam da seviyorum dizi yorumlarını yazmaya. :)
Dizimizi izlemeyen bir ben bir de kdrama izlemeyenler kaldığını düşünüyorum. Aslında ilk bölümü izlemiş bırakmıştım, sonra devam etmeye karar verdim, o kadar uzun zaman oldu ki neden devam etmeye karar verdim onu bile bilmiyorum. :D
Dizi cidden güzeldi, sonuna kadar izletti. Zaten çiftimizin gerçekte evlenmesi, çocuklarının olması diziyi daha güzel yaptı. Her dizimin çifti evli ya da başı bağlı değilse shiplerim. Allah affetsin bazen başı bağlı olanları da shipliyorum. Ahh o kimya asdfghjklş
Dizimizi zaten bilen biliyor, Kuzey Kore ve Güney Kore'de geçen bir dizi. Kuzey Kore kısımlarını izleyince oyy bir daralma geldi, Allah o ülkede yaşayanlara sabır versin. Valla çok zor bir ülke ki bu sadece tahmin edilen bence, birebir her şeyi nasıl bilsinler.
Bunlara rağmen güzeldi, cidden sevdim. :)



Konusu;

Dizi, bir Güney Koreli kadın ile bir Kuzey Koreli adamın arasındaki aşk hikâyesini konu almaktadır. Güney Kore'deki bir holdingin mirasçısı olan Yoon Se-Ri (Son Ye-Jin) yamaç paraşütü yaparken sert rüzgâr nedeni ile Kuzey Kore’ye acil iniş yapmak zorunda kalır. Burada, Kuzey Koreli bir subay olan Lee Jung-Hyeok (Hyun-Bin) ile karşılaşır. Lee Jung-Hyeok, Yoon Se-Ri’yi koruyup gizler ve bu süreçte gönlünü Yoon Se-Ri’ye kaptırır.

Güney Kore Sineması sitesinden alıntıdır.



Son Ye Jin//Yoon Se Ri^^
Ülkesinin en başarı kadınlarından biri olan Se Ri aile şirketlerinin yeni varisi olması için gün sayarken bir gün paraşütle gezintiye çıkmak ister ama işler ters gider ve iki ülkenin sınırından geçerek Kuzey Kore'nin ormanlarında kaybolur. O sırada bir kaç askerle karşılaşır ve bütün kirli çamaşırlarını öğrenir. Bu sebepten dolayı askerler Se Ri'yi sınırdan geçiremez ve ülkede gizlice kalmak zorunda kalır. Başta ne askerler ne de Se Ri ortama alışır ama zaman geçtikçe birbirlerine alışır, arkadaş olurlar.
Askerler diyorum çünkü dizide her ne kadar çiftimiz ön planda olsa da diğer dört askerde bence başroldü. :)
Son Ye Jin çok tatlı bir kadın, Hyun Bin akıllılık etsinde kadını elinden kaçırmasın. Tabii huy olarak bilinmez ama çok iyi bir çift oldular, Allah nazarlardan korusun sdfghjklş
Daha dün kameraların karşısına çıktı, maşallah yaaa Çocuk doğurmuşa bin şahit ister <3



Hyun Bin//Lee Jung Hyeok^^
Kuzey Kore'de yüzbaşı olan Jung Hyeok bir gün ormanda karşılaştığı garip kadından kaçar ama daha o dakika kendisinin başına bela olacağını az çok anlamıştır.
Kendi ve erlerinin yaptığı hata yüzünden Se Ri'yi bir süre gizlemek ve sınırdan geçirmek isterler ama çok zordur. Bunların yanında mahalledeki kadınların ve düşmanlarının baskıları yüzünden sevgili rolü yapan Jung Hyeok ve Se Ri'nin hisleri zamanla değişir.
Uzun zamandan sonra Hyun Bin'in dizisini izledim, özlemişim. Hatta inanın en son Secret Garden'da izledim. Ondan sonra böyle güzel, izlemek istediğim bir dizisi olmadı. Zaten çok dizisi de yok, diziden çok filmi var.
Hyun Bin'ciğim müthiş bir karın, (kesin çok tatlı) bir çocuğun var bunların kıymetini bil ve diğer ayrılan çiftler gibi olmayın. Bir de şöyle Secret Garden gibi bir dizi çek beee, nasıl güzel olur ama. :'(



Kim Jung Hyun//Koo Joon Hee^^
Ülkesinde dolandırıcılık yapan Joon Hee Kuzey Kore'ye kaçmak zorunda kalır, orada rahat bir hayat yaşamaya odaklanmak ister ama ne mümkün. Düşmanları peşine düştüğünde kaçmak isterken daha çok çıkmaza giren Joon Hee sonunda aşık olduğu kadın için bambaşka kararlar verecektir.
Bu karakterimiz hakkında diyeceğim çok şey var ama spoiler olduğundan oraları es geçiyorum.
Diziye resmen renk katmıştı, zaten maşallah yakışıklı da. Daha çok sahnesi olmasını isterdim ve bu saçla başka bir dizi çekmeli. İstek değil ihtiyaç asdfghjklş



Seo Ji Hye//Seo Dan^^
Jung Hyeok'un ailelerin karar verdiği şekilde nişanlısı olan Seo Dan aşık olmasa da Jung Hyeok'la evlenmek ister ama mahalledeki kadınların dedikoduları sonucunda Se Ri'den haberdar olur ve bazı planları yapar. Bunların sonucunda Joon Hee ile karşılaşan Seo Dan'un hayatı çok karışır.
Bu kadın çok tatlı ama baştan beni çok sinir etti, tabii hak veriyorum ne yazık ki. Tamam aileler arası bir anlaşma ama üzüldüm yani. Zaten bahtsız bir kişi kendisi, neden olduğunu izleyenler anladı. :/



Ve o bizi güldüren dört erimiz^^
İsimlerini yazmama gerek var mı? asdfghjkl
Çok uzun olduğundan es geçiyorum burayı.
Hepsi birbirinden komikti, bir tane daha dahil oluyor ama bunu söylersem spoiler olur. Onu daha çok izleyip öğrenin derim.
Bu arkadaşlar bir sebep yüzünden Güney Kore'ye geçiyorlar. İzlemeniz gerek, hem çok tatlılardı hem de üzüldüm bee. :/
Çiftimizden sonra diziye renk katanlar olduğundan bence hepsi başrol. :)



Mahallenin gülleri, sümbülleri, bülbüleri asdfghjklş
Yüzbaşıya olan tavırları çok komik ve sinirdi ama sonradan olanları izleyince çok tatlı geldi hepsi. Diziye renk katan bir diğer gruptu. :D



Kendisini tanımayan yok o yüzden ismi geçiyorum sdfghjk
Dizide konuk oyuncuydu ama şu tipe bakar mısınız? O sahne asdfghjk



Resimler^^



Üniformada kendilerine pek bir yakışmış ama ben bunu değil diğerini tercih ediyorum :D


Şu sahne sdfghjk



İlk romantik anlar <3


Se Ri'nin şüphelenip ilk Jung Hyeok'a yedirmesi ama haklı :D



İşte bu üniforma favorim <3


Güney Kore'de ünlü olan şeyleri Kuzeydeki erlere anlatması, göstermesi, onlarında ilgiyle dinlemesi çok güzeldi yaaa <3




Birileri nasılda yapıyor kalpleri falan sdfghjkl




Ya sana gülmek yasaklanmalı, karın nasıl izin veriyor yaaa sdfghjkl





Bu kadın gerçekten çok güzel ve ne giyse, ne oynasa çok yakışıyor. Duru bir güzelliğinin olması da ayrıca maşallahlık mevzu. Ayy çocuklarını çok merak ediyorum yaaa <3
Bu arada giydiği şu kıyafetlere bakar mısınız? İşte dizilerdeki zengin kesim böyle giyinir, fakirler giyince hoş olmuyor ne yazık ki :P



Bu sahnenin bi fotoğraflarını gördüm, sahne hiç aklıma gelmiyor ya :D
Ama çok iyi değil mi? <3


Dizinin basın tanıtımında^^


Gifler^^



İlk karşılaşma :)



İlk temas :D


Ama ya ama böyle de olmaz :D


Böyle de çok iyi mesela :D



Ne kadar sert görünse de resmen kalbi pamuk gibiydi <3





Sakın sakın ev hanımı, köylü dizisi çekme Son Ye Jin abla, sana ceoluk, patronluk, klaslık yakışıyor :D


Ay bu kadınında şu asaleti <3


asdfghjklş



Şimdi bu kadar güçlü ve başarılı bir kadının illa ki düşmanları olacak. Buna değinmeyi unuttuğumdan sonu yazmadan buraya geldim. :D
O düşmanların kim olduğunu tabii ki söylemeyeceğim ama öğrenince şok oldum. Bu kadar kötü olunmaz. 




Asil kadın yaaa 





Bu sahneden sonra gelişen olayların komikliği sdfghjkl



Şu sahnelerin güzelliği ve komikliği. Her şeyin kısıtlandığı bir ülkede büyüyen insanların bir anda her şeyin serbest olduğu, teknolojinin geliştiği ve çeşit çeşit yemeklerin olduğu bir ülkeye giderlerse böyle olur. Bu konu hakkında belki bir spoiler kısmı yazarım, çok ihtiyacı var bu dizinin spoilera. :)



Bu çiftimiz başrollü bir dizi çekmeli kesinlikle. ;)





Sona geçmeden önce biraz spoiler yazalım. ;)

Spoiler başlangıcı

Şimdi dizimizin bir yerinde bütün Kuzey Kore'liler Güney Kore'ye gidiyor ya, oradaki mutlulukları, çoğu şeyle yeni tanışmaları falan cidden güzeldi ama üzücüydü de.
Ama işte bir yerden sonra dizinin hayal ürünü olması farklı şeylerin olmasını istetiyor. Mesela dizinin sonunda iki ülke barışsaydı ve karakterlerimiz rahatça gidip gelseydi ülkelere?
Sonrasında çiftimizin son bölümde yılda bir kere buluşması bu güzelim diziye yakıştı mı? Tamam iki ülke arası sıkıntılı ama dediğim gibi hayal ürünü, bunu daha farklı yapabilirdiniz. :/
Neden böyle gizli aşk modunda bitti dizi anlamadım. Yaşlanana ya da birinden biri vazgeçene kadar böyle mi devam edecek yani?
Tamam kdrama dizilerinin sonları saçma ama bu en saçması olmamış mı? İzleyenler desin hele asdfghjk
Bir de Joon Hee'nin saçma şekilde ölmesi ve Seo Dan'ın bir kez daha terk edilmesi kötüydü yani.

Spoiler sonu


Ya maşallah nasıl güzeller <3
Nasılda doğal ve güzeller. Cidden Kore'nin en iyi çifti diyebiliriz. ;)



Ve son^^
Dizi eğlenceli, güzel, yeri geldiğimizde üzüldüğümüz, duygusal insanların belki de ağladığı dizilerden biriydi. Karakterler olarak hepsi çok iyiydi, resmen o karakter için seçilmiş gibiydi. Gerçi evet seçiyorlar ama bu kadar uyumlu olunmaz. 
Genel olarak evet sevdim ama spoilerda yazdığım şeyler yüzünden tatmin oldum diyemem. Hayal ürünü bir diziyse öyle yapsalardı güzel olurdu.
İzlemeyen varsa eğer bakmanızı öneririm. ;) Gerçi sadece ben kalmışımdır izlemeyen demiştim başta, kesinde öyledir ama varsa da netflix'de var izleyebilirsiniz. ;)





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle ve aşkla kalın^^




Buralarda da varım^^