Bridget Jones Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bridget Jones Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ekim 2023 Salı

Bridget Jones'un Günlüğü//Helen Fielding Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
En son yaptığım yorumdan sonra dedim bir kaç gün bloga zaman ayırayım ama bilin bakalım ne oldu. :/ Hasta olup iki gün yattım ve şu an bile halsiz bir şekilde yatıyorum. :/
Ama bir yerden sonra başlamalı diyerek oturdum yeniden yorum yazmaya.
Aslında bir sürü dizi yorumum var ama ondan önce kitap yorumlarımı halledeyim unutmadan, diziler fotoğrafta falan aklına geliyor ne yazacağın ama kitapları unutuyorum. :D
Gelelim kitabımıza. Bridget Jones'u tanımayan çok azdır. Yıllar önce filmlerini televizyonlarda görüp sevmiş, eğlenmiştik. Kış içerisinde Pegasus Yayınlarının büyük indirimden kapmıştık seriyi, gerçekten çok uyguna geldi üç kitap.
Ondan sonra aşırı merak eder oldum, hatta filmini izlemeden önce okuyayım dedim ama olmadı ilk filmi izledim.
Aslında filmi az buçuk biliyordum ama izleyeli seneler olmuş herhalde sonunda neler oluyor vs. hiç hatırlamıyorum. O yüzden filmi izleyip, kitabı okudum ve büyük hayal kırıklığı yaşadım aaa dostlar. Neden böyle oluyor yaa, büyük beklenti içinde olduğum kitaplarda neden sınıfta kalıyor??? :/



Modern insan ilişkilerine dair kafanızı allak bullak edecek bir eleştiri mi? Çekirdek ailenin ölümüne ironik, trajik bir bakış mı? Yoksa siniri bozuk, otuzlarında bir kadının karman çorman deli saçmaları mı?
Bridget Jones'un Günlüğü, Bridget'ın lanetli kişisel gelişim sürecine ışık tutan korkunç derecede bilinçli, kendi kendini ti'ye alan harikulade bir günlük. Bridget, bu gelişim uğruna bir yıl süreyle kendini her bir kalçasını 4 santim inceltmeye, haftada en az üç kere spor salonuna gitmeye ve sorumluluk sahibi bir yetişkinle ilişki kurmaya adıyor. Teknolojiyle barış ilan ediyor.
Malum yılın sonunda, toplamda 20 kilo kaybediyor ve 25 kilo alıyor! Ama ne yapıyor? İyi niyetinden asla hiçbir şey kaybetmiyor. O başına gelenleri günlüğüne yazdıkça siz de elinizde olmadan gülmekten katılacak ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca okur gibi kendinizi, "Bridget Jones benim!" diye haykırırken bulacaksınız!


Bridget 30 yaşına gelmiş bekar bir kadındır. İş hayatı eh işte olmasına rağmen çalışmaktadır ama ilk hedefi bir sevgili bulmaktır. O sıralar patronu ile internetten(msn gibi bir şey) konuşmaya başlar ve işler tam da istediği gibi gider tabii patronunun gerçek yüzünü görene kadar.
Bunun yanında ailesinin yeni kararlar alması ve ilginç bir şekilde uygulaması Bridget'ı sıkıntıya sokar. Bir de annesinin ve onun arkadaşlarının Mark Darcy'ye ayarlama mevzusu vardır ki onu hiç istememektedir.
Bu tarz kitaplarda karakterlerde mantık aramayın üzülürsünüz, hatta karakterleri bırakın kitaplarda mantık aramayın. Bridget'da öyle. Kitap günlük olduğu için o tarz yazılmış ve Bridget'ın sürekli kilo, içtiği sigara, alkolü ve kalorisini yazdı ama o kadar absürt bir mevzu ki bugün 57 kiloyla iki gün sonra 55'e iniyordu asdfghjkl
İnanılır gibi değil yaaa, gerçekte yok bu yaaa. :D İki gündür hastayım, yediklerimin kalorisini hesaplasak üçlü sayılarda kalır ama kilo vermemişim asdfghjk İşte mantığı burada aramıyoruz. :D
Sevgili konusunda Daniel'e nasıl güvendi yaaa, filmde daha iyi bir karakter gibi duruyordu. Kitapta ne istiyor, ne istemiyor belli değil ve Bridget'ın bi telefon etse de buluşsak modundaydı. :P
Karakteri sevip sevme mevzusuna girmeyeceğim burada, sadece çatlak ama sonunda doğru yolu bulan bir karakterdi, Alkışşşş


Diğer karakterlerden Mark ve Daniel hakkında yazacak çok şeyim yok. Mark zaten Bay Darcy'i anlatıyor, yazar orada bir kalbimizi çalıyor tabii. Daniel bildiğimiz erko işte, sevilmez bir tip. İkinci kitapta&filmde neler olacak merak konusu.
Ama Bay Darcy mevzusunu çok sevdim, hatta yazar sonunu resmen Gurur ve Önyargı'ya benzetmiş, en sevdiğim^^
Güzel miydi oralar, evet ama mevzusunun gelişmesi yine mantıksız asdfghjkl
Yani okuyanlar bana hak versin lütfen. :D
Anne ve babası hakkında ne yazsam olmayacak, biraz üşengeç olduğumdan atlıyorum buraları. Bir de spoi veremem şimdi. Sadece Allah düşmanımın başına bile böyle anne vermesin diyorum asdfghjkl
Arkadaşlarına hiç gelmiyorum, çünkü kim kimdi, hangisi daha yakın, hangisi daha uzak bilemediğim için bir zaman sonra isimlere çok dikkat etmedim. Hatta anlatım biçimi öyle değişikti ki 'burada ne diyor şimdi bu' deyip durdum. -_-

Kitaba hevesle başlayıp, hayal kırıklığı olduğunu başta yazmıştım. Evet, ben daha böyle film gibi eğlenceli, akıcı bir kitap bekliyordum ama arkadaşlar kitap akmıyordu resmen. Hani bu tarz kitaplar bir oturuşta akar gider yaa bu yok yani. Yazarın kalemi gerçekten ağır. Beklediğimi bulamadım.
Bir de yarıdan fazlasından sürekli Daniel'i okumak gına getirdi, ne zaman ki mevzuya Mark girdi ortam güzelleşti. Ama buna rağmen sevemedim, olmadı. Günlük olduğu için tabii ki böyle olmalı, neyse ki diyalog falanda vardı ama sürekli içmesi, içmesi ve yine içmesi baydırdı beni.
Olumsuzluklar bu tarz kitaplarda hep vardı ama bunda çok daha fazlaydı.
Filmle aynı olan yemek mevzusu çok güzeldi. İşten ayrılmada ben filmi tutuyorum, çünkü orada Daniel'ın ağzının payını veriyor. Burada bir an geri dönecek diye korktum. :D


Beklentimi karşılamadı, film cidden güzeldi ve onu çok sevdim ama kitap tırttı diyebilirim. İkinci kitaba sadece Mark için beklentiye girebilirim. Şu an bunu yazarken devam kitapların konularına baktım da çokta beklentiye girmeyeyim. Hele o bebek mevzusunda hiç mi hiç. Yani şu an öyle bir hayal kırıklığı yaşıyorum ki belki de kitaplara devam bile etmem. Offfff



Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntılar^^


Neden? Neden? Herkes romantizmin zaten bir işe yaramadığını bilirken neden tüm dünya romantizm yaşamayan insanları aptal gibi hissettirmeye çalışıyor?





Aslında anlamlı yerler vardı ama çok uzun olduğu için eklemedim. :)
İşte bu kitaplarında sorunu bu, çok sevemiyorsun ama çok anlamlı yerleri oluyor. :D



Buralarda da varım^^