Ren Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ren Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Şubat 2022 Salı

Ayçöreği//Zeynep Sahra Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Şu an sıcağı sıcağına yorum yapıyorum, umarım sizi sıkmadan, içimden geçenlerin hepsini yazabilirim :)
İlk olarak Ayçöreği serisi Kırmızı Kurabiye ile bitti. Ve Ayçöreği dizi oluyor arkadaşlar. Eskiden çok alayım demiyorum ama dizisini  öğrendiğim de benim neyim eksik dedim ve seriyi bulup aldım. Bir kaç kişi sıfır almana değecek bir seri değil, okuma dedi ama merak kediyi öldürür derler, ben de sırf merakımdan aldım. En son çok iyi indirimden son kitabı aldım ama iyi mi yaptım, kötü mü bilemedim. Neden böyle dediğimi birazdan açıklayacağım. :)
Yazarın okuduğum ikinci kitabı, birincisi Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza Kadar kitabıydı. Yorumumu okumak isterseniz burayı ziyaret edebilirsiniz. :)
O kitapta beni çok strese ve sinir krizlerine sokmuştu ama bu kitap kadar değil arkadaşlar. -_-



Ahmet; Sahra'ya yürümeyi, bisiklete binmeyi, erkek gibi dövüşmeyi öğretmişti. Ama hepsinden önemlisi ona, aşkın can yakıcı yanını tattırmıştı, hem de farkında bile olmadan...
Sahra, Ahmet'e olan karşılıksız aşkının ağırlığına dayanamayıp Çıkmaz'dan uzaklaşırken, boynunda ayçöreği kolyesi, dudaklarında tarçın tadı ve çantasında gizemli mektuplarının sahibi Mutlu Kelebek vardı.
Ancak tüm bunlara rağmen katıldığı okul partisinde trajik bir şekilde hayatına giren şımarık Romeo, bir şeyleri değiştirecekti. Belki de birçok şeyi...


Şimdi kitabımızın anlatıcısı Sahra, onun etrafından geçiyor olaylar. İlk olarak Ayçöreği mevzusunu ve çocukluk anılarını okuyoruz. O kısımları okurken içim yumuş yumuş oldu, sonra ilk aşkını okuduk Sahra'nın, yani Ahmet'i. Bu kısımlara bittim, bayıldım zaten. İşte beni #teamahmet olmama vesile olan yerlerde buralar oldu.
Şu satırlardan sonra Emir ağzından kuş tutsa Ahmet'in yerine geçemez, tabii işler farklı olursa.;) Nedeni birazdan sizlerle.
Şimdi Sahra güzel kız, zeki, Tıp kazanmış ve Çıkmaz'ın en sevilen çocuklarından biri. En yakın arkadaşı Erva var ve onun abisi Ahmet. Ahmet'e küçük yaşından beri aşık ama sürekli Abi diyor. Abi deme lazım olur deseydi Ahmet belki de bu kadar şey olmayacaktı ya neyseeeeeee. -_-
Sonrasında Sahra Ahmet'i unutmak için aynı şehirde kazanmasına rağmen yurda yerleşiyor. Mahallede geçen kitapları çok seviyorum, o komşuların sıcacık ortamları falan beni yumuş yumuş ediyor, kitap ilk başladığı zamanda işte budur dedim ama Sahra nasıl ki Çıkmaz'dan çıktı o zaman kitaptan bir kez daha soğudum.
Bu arada Çıkmaz bir mahalle adı, geçekte de var. Yazar burada esinlenerek yazmış Hatta en son ki canlı yayınında dizi Çıkmaz'da çekilecek mi diye soru gelmişti. :) 
O yüzden Ayçöreği fanları gibi ben de Çıkmaz'ı baya seviyorum. DBY ve Sonsuza Kadar kitabında da Çıkmaz vardı mesela. :)

Sahra'yı yeterince övdüm bence, birazdan yerelim. Şöyle ki kız Tıp'ı nasıl kazandı çok merak ediyorum asdfghjk O zekayla biraz zor gibi yani. Nedeni ise oğlan kıskandığı o kadar çok belli ediyor ki kör biri bile anlar kıskandığını ama illa diyor ki 'Neden öyle baktı anlamıyorum.' -_- Gel de sinir olma. Normalde ilgi duyduğun birinin ufacık bir hareketi bile kesin seviyor beni olurken kız duvar gibi cevaplar verdi, en sonda bir abi mevzusu vardı onu bile bile, altını çizerek söylemesi beni geçekten delirtti. İnanın şu an yazarken bile bir top sinir oldum. -_- Bakın şimdi eğer Ahmet'te ilgi göstermeseydi derdim ki tamam sevmiyor, Sahra platonik davranıyor ama daha ne kadar ne gösterebilir? Bir komşunun oğlu abi böyle şeyler mi yapar eyy Sahra??? Karakter gerçek biri olsa omuzlarından tutup, adını bile unutturacak şekilde sarsardım, o derece sinir oldum.
Haa burada Ahmet sütten çıkmış ak kaşık mı? Hayır. Oğlum kız okula gidiyor, yeni ortamlar görecek eğer seviyorsan söyle, en azından içinde tutmazsın. Bu arada sürekli bırakma, okumaya devam et ediyorlar ama sırf yazar ortalık sakinleşsin diye Ahmet'in aslında Sahra'yı sevmediğiyle ilgili bir şey yazarsa işte o zaman kitabı elimden zor alırlar. -_- Uzun zamandır okuduğum kitaba böyle iliklerime kadar sinir olmamıştım bu arada.


Neyse yine çıktık çizgiden. 
Ve Emir. Bakın Ahmet olmasaydı eğer inanın kitap o kadar güzel ilerler, severek okurdum ki belki de devam eder seriyi bitirirdim ama Emir bile aşırı gözüme battı. Zaten yaşadıkları, yaptıkları onaylanacak gibi değil ve Sahra'nın olağanmış gibi davranması çok garip olsa da bir yerden sonra ona da ısınamadım. Çok seviyor diye yaptıklarını onaylayamaz bir insan, normal değil yani. Devamından neler olur bilemem ama Sahra umarım bazı şeyleri yaşamak için şartlar koyar.
Emir'in son kısımda yaptığı yemek mevzusu aşırı iyiydi, esprileri, geçmişte ki sıkıntıları sevilmeye neden. Fanları o yüzden anlıyorum ama işte #teamahmet yaniiii :'( :'(

Birde Mutlu Kelebek var. Biz aşk üçgenine gıcık olurken aşk dörtgeni oldu buralar ya. Daha ne kadar sakin kalabilirim arkadaşlar siz söyleyin. Arkadaşları on numara tavsiyeler verirken Sahra'nın yokları, olmazları, itirazları beni aşırı gerdi. Bir yerden sonra artık Sahra'yı saldım, ne halin varsa gör dedim. 155 sayfayı sırf bitsin de kurtulayım şu kitaptan deyip okuyup bitirdim. Konu ve gidişat olarak cidden çizgimden çıktığım yerler oldu, ikize sorun anlatsın asdfghjkl

Ve o son, sırf meraktan ikinci kitabın başlarına baktım. Tam olarak anlamadım ama zaten Sahra ne yaparsa yapsın artık şaşırmam yani. Ahmet'te bıraksın, değmeyecek insanları yüz vermesin, Yasemin'ede vermesin ama. Sonra saçma gibi ucu açık cümleler kurmasın falan filan offfff yoruldum asdfghjklş


Şimdi bu kadar olumsuz yorumdan sonra geliyorum en sevdiğim yerlere. İlk olarak yazarın kalemi gerçekten çok çok iyi. Zaten DBY ve Sonsuza Kadar'da o kadar sevmiştim ki onda da sinir olsam da diğer kitaplarını okumak için listeye aldım. Burada da kitapta geçen Romeo ve Juliet kısımların bayıldım, bayıldım. Bakın yukarıda yazdıklarım olmasaydı inanın aşırı severdim. Çok anlamlı yerlerde geçiyor alıntılar ve yazarın sırf yanlış yapmamak için bir sürü kaynaktan bakması bile takdirimi kazandırdı.
Bunun yanında akıcı kalemi benden bir artı puan daha aldı, seviyorum bir oturuşta 50-100 sayfa okumalarını.
Sonrasında mahalleri olan Çıkmaz, eğer diğer kitapları da burada geçip ya da geçtiyse hemen almak isterim. Fanı olmadım Ayçöreğinin ama Çıkmaz'ın fanı oldum, umarım mahalle sakinleri izin verirde dizi orada çekilir. :)

Bu kadar yorumdan sonra alıp okumak size kalmış, gençlik, aşk tarzı kitapları seviyorsanız ve benim kadar takıntılı değilseniz belki siz seversiniz. :) 
Son olarak lütfen ama lütfen Ahmet için ortaya attığım sevmeme durumunu olmasın, çok amin. Kalbim aşırı kırılır. :/ :( :'(



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^

Binlerce kez iyi geceler sana...


*****


"Birini sevmek için bir nedene ihtiyaç yok ki. Bazen sadece seversin. Sebepsiz..."



*****


O yine gülümsedi. Ben yine ona aşık oldum.


*****

"Bu, saklambaç oynarken iki tarafında gizlenip birbirini bulamamasına benziyor."




Uzun bir yorumdan sonra sonunda bitti. :D
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^




30 Aralık 2021 Perşembe

Yıldız Haritası//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bir buçuk yıl sonra Betül Güçlü'nün kitabını sonunda okudum arkadaşlaaaaar. Özlemişim resmen, sevdiğimiz kalemlerin kitapları neden bu kadar geç çıkıyor ya. -_- Hâlâ çıkmasını beklediğim kitaplar var ve yeni yıl yaklaşıyor. Denilene göre zam kapıdaymış, bakacağız artık, inşAllah sırf kitaplar satılsın diye yapılan yalan bir haberdir. :D Tamam şu zamanda zam zam ama bu kitap zam olayı aylar önce çıkmıştı.
Neyse efenim alıyoruz işte bir şekil indirimli falan, Allah alamayanlara yardım etsin.
Çıktığından beri her kitabını okuduğum nadir yazarlardır biri Betül Güçlü, öyle ki kaleminin gelişimi an be an okudum desem abartmam. İlk kitapları da çok güzeldi ama gelişimi o kadar güzel ki bu kitabını
 okurken aşırı gurur duydum. 😍


Öykü onu karanlığa çeken her şeyden uzaklaşıp yeni bir başlangıç için yola çıktığında atacağı adımları hesaplamıştı. Geçmişte onu yıpratan tüm ilişkilerden uzaklaşacak, kimseyle yakınlık kurmadan mutlu olacağına inandığı yalnız ama huzurlu bir hayat için savaşacaktı. Güçlü ve sarsılmaz görünüşünün altındaki kırılgan kızı herkesten saklarken güvende olacağına inandığı tek yer kilitli kapıların ardıydı.
Oysa hiçbir kilit aşılmaz değildir.

Öykü küçük yaştan üniversiteye gelene kadar zor zamanlar geçirir, o kadar ki hayata küsmüş, insanlardan uzak yaşamayı kafaya koymuştur. Suratına bakan bakışlarından korkup kaçıyor, yanına yaklaştırmıyor. Üniversite için gittiği şehirde hem yatacak hem de çalışacak yer bulunca hayatı kendine göre düzene girer, istediği gibi korkularından uzak yaşamaya başlar ama geçmişte ki acılar hiçbir zaman yakasını bırakmaz. Taşındığı evde yaşayan ev arkadaşlarından başta kaçsa da yaşanan olaylardan sonra aralarına bir sıcaklık girer, lakin bu hiçte kolay olmayacaktır.
Öykü'nün yaşadığı sevgisizlik ve korku onu bu hale getirmiş, ama ne korkusu? Zaten çoğu kötülüğün altında sevgisizlik yok mu? Öykü'nün insanları kendinden uzaklaştırıp okuluna, yaşamına devam etmesini çok iyi anlıyorum ama psikolojik olarak gerçekte de anlamadığımız, yaşamadığımız olaylar için düşünmek gerçekten zor. Burada da Öykü'nün yaptığı şeylere bazen çok kızdım, yeter falan dedim ama dediğim gibi yaşamadıkça(Allah göstermesin)bilmiyor, anlamıyor insan.
Bence böylesi bir karakter yazmak bile yürek, cesaret ve yetenek ister. Öykü'nün yaşadıklarını okumak gerçekten kolay değildi ama, aması var. Onu okuyunca anlayacaksınız. ;)


Yağız, bu ismi unutmayın arkadaşlar çünkü Selim ve Meriç'ten sonra çok duyacaksınız. O kadar güzel bir karakterdi ki bayıldık, BAYILDIKKK...
Öykü'ye o kadar iyi geldi ki biz mutlu olduk... 😍 Bulmaz mı böylesi bizi acaba. 😔😭 Böylesi şartlarda bulmasın tabii ki. :D
Davranışları, sürprizleri, Öykü'yü anlaması hepsi çok iyiydi. Öykü'ye çok iyi geldi.

Sıla ve Derya, her kitapta olduğu gibi en yakın arkadaşlar. Sıla şen şakrak, Derya ise yerine göre davranan biri, daha düşünceli, daha uyumlu. İkisini de sevdim, Derya'nın yerinde ve zamanında söyledikleri o kadar iyiydi ki okudukça ben de hak verdim, kendi üstüme de aldım. Yağız gibi Sıla ve Derya'da Öykü'ye ilaç gibi geldi.

Bu kitap hakkında ne desem az, okudukça okuyası geliyor insanın, bırakamıyorsunuz elinizden. Zaten yazarımın kalemi akıcı, güzel ve karakter, yaşananlar hepsi çok etkileyici. Okudukça Öykü gibi üzülüp, onunla sinirleniyorsunuz. Detaylara girmek istemiyorum, girsem neler neler yazarım.


Son satırlara gelecek olursak, bekleyişime değen bir kitap oldu, çok sevdim. Böyle farklı karakterleri okumak o kadar iyi geldi ki sen her zaman yaz böylesini Betülcüğüm, çok beklesek de dediğim gibi değiyor beklemek. Kitabın bana kattığı güzel şeyler oldu, güzel şarkılar. Düş Sokağı Sakinleri//Hüzün Kovan Kuşu o kadar güzel ki, şarkının geçtiği yer o kadar anlamlıydı ki ağlıyoruz...😭😭
Yeni kitap için ne kadar bekleriz bilmiyorum ama inşAllah çok beklemeyiz. :D O zamana kadar Süper Dadı'dan okumaya devam. :)
Betül Güçlü'nün diğer kitaplarına yaptığım yorumları okumak isterseniz buradan bakabilirsiniz. :)


Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Hayat her zaman isteklerimizi önümüze altın tabakta sunmuyordu belki ama bazen bize çıkış kapıları gösteriyordu.


*****

Küçük bir kutunun içinde yaşarken dünyam birden koca bir şehre dönüşmüştü.


*****

Bir çukurdan çıktığınızda yokuşlar sizi korkutmuyordu. Gökyüzünü görebildiğiniz hiçbir yol, korkunç değildir.


*****

En üzgün insanları bile mutlu eden şeyler vardı bu hayatta.


*****

Dünya, önüne her şeyi serseniz de mutlu olmayan çocuklarla doluydu. Aynı dünyada bazı çocuklar çift ayakkabı aldığı için hayatının en güzel gününü yaşıyordu.


*****


Kalbimdeki tıkırtılar sonunda bir şarkıya dönüştüğünde, önüme tertemiz bir sayfa açıldığını biliyordum. Bu kez o sayfayı en güzel şarkılarla ve yıldız tozlarıyla süsleyecektim.




Alıntıların güzelliklerine bakar mısınız?
Sevdiysek böyle severiz. <3
Yeni yazılarımda görüşmek duasıyla, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^







30 Kasım 2021 Salı

Bir İstanbul Gecesi//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız, keyifler nasıl? Güz yavaş yavaş yerini kışa bırakıyor gibi ama şimdiden güneşi mi özledik ne. :D Tam bir sıcak hastası olarak kapalı havalar her zaman ruhumu sıkıyor ama yağmurda bereket. İkilemde kaldım iyi mi. :D Bugün biraz böyle yazasım geldi. :)
Kitabımız yeni çıktı, yenilerin fiyatları uçuyor ve bekledikçe daha da ucuza alabiliyoruz ama ben ve beklemek. Hemen okumasam bile almak istiyorum ama inanın aldıklarımın çoğunu okudum bu zamana kadar. ;) Yazarın okuduğum ikinci kitabı, birinci kitabı Üç Yapraklı Ahududu, zaten o kitaptan sonra bu kitabı almak istedim, kalemi gerçekten güzel ve ilk kitap gibi bunu da çok sevdim. :) Yorumu için tık tık!


Kırık bir kalple Ankara’dan ailemin yanına dönerken tek istediğim biraz sükûnetti. Kalbimin kırık parçalarını bir araya toplamaktan fazlasında gözüm yoktu fakat çaldığım bir kapı karşıma hiç ummadığım birini çıkardı. Hikâyem bitti zannederken gözlerinde yıldızları misafir eden bir adamla karşılaştım. Bana daha önce hiç kimseden duymadığım bir masal anlattı. İkimizin masalını. Gökyüzünde bir hilal. Karşımda Kız Kulesi. Ilık, sakin ve eşsiz bir İstanbul gecesi.

Hani kitap okurken o kitap sizi bir anda içine çeker ya ha, işte bu kitapta o. Daha başlangıçta tanıyoruz çiftimizi. Zeynep Ankara'dan ailesinin yanına dönerken ilk olarak kardeşinin evine uğramak ister, tam kardeşini karşısında bulacakken kendine hayretler içinde bakan biriyle karşılaşır. Kardeşinin ev arkadaşı olan Ayaz'la hemen anlaşan Zeynep zamanla kalbini de ona teslim etmek ister ama Ankara'dan kalbi kırık gelmiştir ve uzun bir süre ilişkilerden uzak kalmak zorundadır, lakin Ayaz her dakika etrafından olunca bu oldukça zor olur.
Zeynep hem çatlak hem de tatlış bir karakterdi, Berk denilen şahsa nasıl dayanmış bilemiyorum. Genelde kızdığım karakterler olduğunu için bunlara değiniyorum ama bu sefer ki karakterimize kızmadım. Son zamanlarda beni çok kızdırmıyorlar hayret. :D
Ayaz'da Zeynep kadar sevilesi bir karakterdi, Zeynep'e olan sevecenliği, düşünceli halleri falan kalbimizi eritti ve yazarın son dakikalarda bize attığı gol her iki tarafı da sevindiren cinstendi.(Hani maç berabere kalır da ikisi de puan alır ve iki tarafta sevinir, o hesap. :P)


Bunların yanında yan karakterleri de sevdim, en son ki bölümlerde yazarın hepsinden bir kuple ekleyip bizi merak bırakması ise vicdansızlıktı!! Biz nasıl bekleyeceğiz. 😭 En merak ettiğim karakterler ise Bahar ve Nehar oldu, belki en çok Nehar'dır. :D Umarım ilk Nehar'ın kitabı çıkar, 444444 gözle bekliyorum asdfghjk
Yazarın kalemini ilk kitaptan sevdim, ilk kitabıyla bağlantılı değil ama Üç Yapraklı Ahududu'dan tanıdığımız Poyraz'da bu kitapta geçiyor, hatta Ayaz Poyraz'ın erkek kardeşi ve onların üçüncü kardeşlerini de sonradan okuyacağız, onu da çok merak ediyorum.
Kitapta beni rahatsız eden bir taraf olmadı. Aile, arkadaşlık, aşkı konu alan, birbirine bağlı arkadaşların ve kuzenlerin eğlenceli hayatlarını okuduğumuz sevilesi kitaplardan biri kendisi. Bizi yormadığı gibi eğlendiren kitapları seviyorum. <3


Yazarın çıkmış bir kaç kitabı daha var ama ben yenilerden devam etmeyi düşünüyorum. Ve umarım en en en kısa zamanda yenileri gelir. :) Bu tarz kafa dağıtmalık, okudukça akan, aktıkça sizi eğlendiren, sıkmayan kitaplara meraklıysanız okuyun derim. Hayat yeterince yoruyor, bu kitaplarla biraz nefes alalım değil mi?
Eğer yazarımız yorumumu okursa rica ediyorum ilk Nehar'ın kitabı çıkar, ne oluuuur!!! :D
Ayy en önemli şeyi az daha unutuyordum, kapak!
İlk kapak görseli paylaşıldığı zaman düşmüştüm, elime alınca bir kez daha düştüm. Harika kapaklar bunlar, içeriği de öyle güzel yansıtıyor ki. <3 Not defterine ayrıca bayıldım. Dört dörtlük kitap kısacası. <3



Kitaba Puanım 5/5^^





Alıntılar^^

Sanki tatlı ve neşeli bir Fransız filminin içindeymişim gibi hissediyordum. Bu hissin güzelliğine kapılıp gitmek çok kolaydı. Böyle güzel anların çabucak biteceğini unutmak hep çok kolaydı. Mutluluğun sonsuza dek süreceğini sanmak çok ama çok kolaydı.


*****

Bakışları almam gereken bir emanetmiş gibi orada öylece bekliyor ve beni her hatırladığımda tekrar tekrar gülümsetiyordu.


*****

Bu sefer doğru yerdeydim. Yanlış durakta bir süre oyalansam bile varacağım yeri sonunda bulmuş olduğum için mutluydum.


*****

Bana hala, burada olduğuma inanamıyormuş gibi bakıyordu. Bana hep burada olduğuma inanamıyormuş gibi bakıyordu.




Böyle güzel alıntıyla yorumu bitirelim o zaman^^
Sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^


15 Temmuz 2021 Perşembe

Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza Kadar//Zeynep Sahra Kitap Yorumu^^

Merhabalaar^^
Yoğunluğum konusunu bir önceki yazılarımda bahsettim. Bu yoğunluğun içinde tabii ki kitap okumak hayaldi, öyle de oldu. O kadar yorgun oluyordum ki kitap okumak bile canım istemiyordu siz düşünün. O sıra Harry Potter ve Ateş Kadehini okumaya başladım ama devam edemedim, eğer devam etseydim kitap elimde sürünecekti ben de okuma düzenimi düzene sokamayacaktım. Onu yarım bırakmak zorunda kaldım, yakın zamanda devam etmeyi düşünüyorum, bakalım. :)
Onun yerine hemen okunacak Zeynep Sahra'nın Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza Kadar kitabını okumak istedim. Yazarın okuduğum ilk kitabı bu oldu, ilk olarak kalemini çok sevdim, konu olarak klişe olsa da karakterler çok iyiydi ama yarıdan sonra beni çileden çıkaran çok fazla olay da oldu. Bunları yorumumun devamından yazacağım. :)


Bir çığlık, bir aksilik ve aşkla dolu bir hikaye...
Düzenli, kontrollu, kuralcı Elif hayatındaki her şeyi planlamıştı. Uygun bir sevgili, standart üstü bir iş ve sadık arkadaşlar... Mükemmel bir hayat için her şey tamamlanmıştı. Ama hesaba katmadığı bir şey vardı...
Elif kutlama yapmak için gittiği gökdelenin asansöründe sıkışıp kaldığında yalnız değildi. Dünya üzerindeki en sınır bilmez kişi ona hayatın planlanamaz olduğunu gösterecek ve o asansörden çıktığında kurallara uymak onun için eskisi kadar kolay olmayacaktı.
Kulağınızdan The Beatles sözlerinin eksik olmayacağı bu hikayede, kalbin ve aklın savaşına ve aşkın keşkeler içinde kaybolmaması için verilen uğraşa tanık olacaksınız.

Kitabı okurken kulaklarımda kitapta geçen The Beatles grubundan çok Emir Can İğrek'in Beyaz şarkısı çaldı. Elif karakterine aşırı uyan bir şarkı, yorumumu okuduğunuz sırada bu şarkıyı dinleyebilirsiniz, ben şimdi yorumu yazarken bile dinleyeceğim. :D
Konuyu okuduğunuzda klişe kokusunu buram buram içinize çekiyorsunuz, haklısınız da. Asansörde kalan bir çift ve karanlıkla ve küçücük alanda geçen saatlerden sonra değişen hayatlar. Tabii bu sadece filmlerde olduğu için fazla üstünde durmuyorum, çünkü bir insan ilk dakika nasıl aşık olabilir. Buna da yazar öyle bir açıklamayla gelmiş ki ağzım açık kaldı ve o kısma aşık oldum desem yeridir.
Elif hayatın getirdikleri nedeniyle düzen ve plancı birisidir. Güzel ama zorlu bir işi, yıllardır beraber olduğu ve evlilik teklifinin yakın zamanda geleceğini düşündüğü bir sevgilisi vardır. Bir gün sevgilisi tarafından saatlerce bekledikten sonra bütün siniriyle asansöre binen Elif bir anda asansörde kalır. Baştan boş zannetse de arkadan gelen sesle hem korkar hem utanır. Asansörde sürekli hımm'layan ve işi dalgaya alan bir adamla kalmıştır. Başta korksada o küçük yerde geçen saatlerden sonra o adam artık yabancı değil, kalbini tekrardan attıran bir adam olup çıkacaktır.
Elif hayatını, sevgilisini ve işini sorgulamaya başlayacaktır ve daha bir kaç saattir tanıdığı adama sırılsıklam aşık olmuştur. Ve bu adam kendisine iki seçenek sunmaktadır, Elif ya eski ve yeni fark ettiği sıkıcı hayatına devam edecektir ya da ilk görüşte aşık olduğu adamla hayallerini gerçekleştirecektir.
İşte burada hayatının seçimini yapacaktır Elif, ama ne?


Eser, gizemli, yakışıklı, açık sözlü ve gamzeli bir beydir. İlk görüşte aşık olduğu Elif'i bırakmamakta kararlıdır. Kendisini seçmesi için elinden geleni yapmaktan geri durmayan Eser bu zorlu serüvende istediğini alacak mıdır? Büyük anne ve babasında gördüğü aşkı kendisi yaşayacak mıdır?
Kitap bu sorularla yol aldı desem yeridir.
Bir de Okan var, o kadar iğrenç bir karakterdi ki Elif bile ona yaptıklarından sonra insanlığından üzüldü ama ben değil. O kadar içten pazarlıklı, tehditçi, kötü bir karakterdi ki. Tabii onun da bunları yapması için bir sebebi vardı ama yok ya şimdi bile yazarken sinir oluyorum. Neyseee -_-

Tek tek karakter hakkında analiz yapmak isterdim ama bu sefer herkesi bir kerede, aynı paragraf için anlatıp çıkmak istiyorum. Hepsi birbiriyle bağlantılı çünkü.
İlk olarak Elif ve arkadaşlarından bahsetmek istiyorum. Elif'in sürekli kararsız halleri beni çileden çıkardı, evet hayatın getirdikleri yüzünden çok fazla yapması gerekenler var ve bunlara mahkum, bu kısımlar normaldi. Beni çileden çıkaran yaşanan olaylardı. Buraları büyük ihtimal spoiler olarak yazacağım, yoksa ne anlamı kalır bu yorumun asdfghjklş
Okurken güzel bir liste yaptım düşüncelerim hakkında, az çok bunlardan bahsetmek istiyorum.
İlk olarak Eser'in bir kaç yerde ilgisiz oluşu aşırı hoşuma gitti çünkü Elif hak etti ama bir yerden sonra Elif kadar üzüldüm ya. :/
Elif'in kız arkadaşları çok tatlıydı, biri tam aşk kadınıyken, diğer feminist. Ama Begüm'e aşırı gıcığım. Onunla olan mevzuda aslından elinde gelecek çok şey vardı ve arada Elif gibi kendisi de çok fazla bencillik yaptı. Şimdi ne alakası var diyecek okuyanlar ama eğer söylemezse arkadaşının hayatı kayacak aloooo. :P
Bir ara Elif'te çok bencillik yaptı, tamam yine hak verdim ama yok ya sinir etti beni kitapta.
Elif'in erkek kardeşine bayıldım, acaba onun kitabı var mı ya da olacak mı? Olsa ne tatlı olur.


Şimdi yazarın kalemini gerçekten çok sevdim ama öyle yerler okudum ki dedim yazar tıkandı kaldı nasıl devam edeceğini bilemedi o yüzden böyle yazdı. Yani ilk defa okusam da konduramadım yazara bunu. Umarım diğer kitaplarında böyle şeyler olmaz.
Sonracığıma kitapta geçen iki şey beni çok rahatsız etti. Biri aldatma, diğeri ise şiddet. Şu an ne yazsam yanlış olacağı için bunları spoiler olarak yazmak istiyorum ki yanlış anlaşılma olmasın.
O zaman gelsin SPOİLER!!!

SPOİLER UYARISI!!

Biraz önce yazdığım aldatma mevzusundan bahsetmek istiyorum. Şimdi Elif asansörde kaldığı zaman bir sevgilisi vardı, Evet Okan'ı sevmiyordu ama onun sevgilisiydi. Asansörden sonra eğer Okan'dan ayrılıp Eser'le devam etseydi, Okan'la zor durumda kaldığı için tekrardan beraber olsaydı inanın bir şey demezdim ama Okan'ı bırakmayıp Eser'i sürekli düşünmesi, onunla yaşadıklarını hayal etmesi, onu özlemesi beni rahatsız etti. Tamam Okan'da tekin ayak değildi, o da aldattı ama ikisinden de rahatsız oldum. Bu kısımda Begüm'ün Okan'ı aldatma olayını görüpte susması asabımı çok bozdu, arkadaşın elden gidiyor, pislik biriyle evlenecek, bırak şu inadını. İnanın okurken aşırı şok oldum, nasıl böyle susabilir diye. Tamam onun da korkuları vardı ama sana darılması mı yoksa dostunun mahvolacak hayatı mı? :/
Ve şiddet, Okan Elif'in üzerine yürüyor ve kollarını yaralıyor. Burada Elif artık burada bırak şu adamı dedim ama gel gör ki bir yerden sonra Elif'in Okan'ı savunurken ki kısımlarını okudum. Şiddet en hassas noktamız, burada Elif'in dik durmasını o kadar çok istedim ki anlatamam. O kuralcı, işinde başarılı, kariyer sahibi karakterin zorba davranmasına rağmen Okan'ı savunması hiç iyi değildi. -_- Tamam şimdi Elif Okan'ı uzun zamandır tanıyor, bizim okuduğumuz Okan'ı bilmiyor Elif ve duyguları yüzünden de tabii ki suçluluk duyuyor. Hakkıdır ama şiddet, bu üzdü beni.
Bu şiddette erkek kardeşinin tavrı içinde bir şeyler bekledim ama o da olmadı bu arada, bir hayal kırıklığı daha. :/
Ve Eser, Elif sürekli uzattığı elini tutmamasına rağmen vazgeçmemesi, ilk görüşte aşık olduğu için onunla olmaktan başka çaresinin olmadığı sürekli dile getirmesi harikaydı ve elinden gelenin hepsini yaptı. O sonda, düğünde yapacağı planlar. Bence kitapta en iyi karakterdi.

SPOİLER SONU!!!

Kitapta geçen The Beatles şarkılarına aşık oldum, belli ki yazar şarkılardan yola çıkarak bu kitabı yazmış. İşte kalbimi çalan bir diğer detay daha.
Şimdi o kadar spoiler ve sinir, stresten sonra diyeceksiniz nasıl sevdi bu kız. İlk olarak o son beni kendime getirdi, inanın kitap öyle bir hal aldı ki Elif ne halin varsa gör, hayatın mahvolsa bile üzülmem, kitabı alıp yerlere fırlatmaya ramak kala gibi ruh hallerim çok oldu ama o son her şeyi affettirdi. İnanın yazarın kalemi ve The Beatles'den yola çıkan hikaye olmasa bu kitabı sırf emek yüzünden yakmazdım. :D Çok mu abarttım ne :P
Neyse arkadaşlar lafı çoook fazla uzattım, o yüzden burada bırakmak istiyorum. Listemde ne yazdıysa çoğunu yazdım yorumumda, bu tarz kitapları seviyorsanız tavsiyemdir, siz benim kadar sinir olmayabilirsiniz o yüzden okuyun derim.:)
Ben hala Beyaz şarkısını dinleyip, Çıkmaz sokaklarına dalıyorum. Sevdim seni Çıkmaz sokak. ;)
ve;
'İhtiyacın olan tek şey...benim.'

En sevdiğim cümle...


Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

Aşk mı? Hani şu filmlerde, kitaplarda anlatılan ama nesli tükenen duygu mu?


*****


Dört saat yanında kaldığım insanı böylesine özlüyor olmaz normal miydi? Bir daha görmeyeceğim birini özlemek. Bir daha göremeyeceğim biri... Onu bir daha göremeyecektim... Soluğum kesildi.


*****

Ben sana dünde aşıktım. Bugün de aşığım. Yarın da aşık olacağım. Dün, bugün, yarın ve sonsuza kadar.


*****


Kalbimin merkezinde deprem oluyordu. Kalbimin merkezinde devrim oluyordu. Kalbimin merkezinde her şey altüst oluyordu. 


*****

Ne çabuk yaralanıyormuş insan meğer... Birinin seni kollarından tutup savurması yetiyormuş bedeninin güçsüzlüğünü anlaman için, ya da bir başkasının bütün kurallarını yıkıp kalbini ele geçirmesi zor değilmiş savunmasız olduğunu hissetmek için. 


******

"...Ben seni bulmadan seni sevmeye başlamıştım zaten. Dün, bugün, yarın ve..."





Çok güzel alıntılar bıraktım, yorumda öyle oldu gibi. Okuyan herkese teşekkür ederim, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, aşkla kalın^^


Buralarda da varım^^



27 Nisan 2021 Salı

Üç Yapraklı Ahududu//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız? Şu an yorumumu yazıyorum ama büyük ihtimal yorum Ramazan'da yayımlanacak gibi duruyor. Ben şu anlık yazayım da ne zamana yayımlanırsa artık, çünkü unutuyorum arkadaşlar. :D O anda bitirip hemen yorum yazmam en iyisi oluyor, aksi olunca osırada bana verdiği histe uçup gidiyor.
Kitap yeni bir kitap, çıkalı bir kaç ay oldu, tabii ki yorumları da çok döndü instagramda.  Bu tarz kitapları da sevdiğim için sepete ekledim, ikizi ikna ettim ve aldım, hatta okudum da gördüğünüz üzere. :P Yazarın okuduğum ilk kitabı, çıkmış baya kitabı var. Konu olarak, kalem olarak sevdim, aman aman bir kitap değildi ama ayy bu neydi diyeceğim bir kitapta değildir. Orta şekerde bir kitaptı. ;)


Pansiyonumun hemen yanı başında gece kulübü açma girişiminde bulunan bu adamdan daha ilk bakışta, hatta adını duyduğum ilk anda nefret etmiştim. Hem de bütün kalbimle ve inanılmaz bir şiddetle. 
Eğer içinde yaşadığımız dünyanın düzenini biraz olsun kabullendiyseniz şunu bilirdiniz; böyle ani ve büyük nefretlerin yalnızca iki sonucu vardır. Ya siz silahlarınızı kuşanıp nefret ettiğiniz kişiyi mahvedersiniz ya da hiç hesapta yokken ona âşık olursunuz ve o sizi mahveder.
Benim başıma hangisinin geldiğini tahmin etmek hiç de zor değil. Ama hikâyemin bütün detaylarını sizinle paylaştığımda ve nihayetinde beni yakından tanıdığınızda artık çok yakın iki arkadaş olacağımızı ve beni anlayacağınızı ümit ediyorum. Başlayalım mı?
 
Bu tarz arka kapak yazılarını pek sevemiyorum, bana uzun uzun kitabı anlatan arka kapak yazıları ile gelin. :D Konumuz böyle, pansiyon açmaya niyetlenen Şafak hayallerine adım adım yaklaşırken engellere takılır. Engel ise yanında yeni açılacak olan gece kulübüdür. Pansiyon olduğu için müşteri gelmez, işi batar korkusu yaşayan Şafak elinden geleni ardına koymaz, tabii aşkı hesaba katmayacaktır.
Burada konu olarak gerçekten sevdim ama Şafak'ın bir anda hemen gidip adamdan hesap sorması vs. çok saçmaydı. Git bir önce konuş, seçenekleri sun sonra adam kabul etmezse o zaman nefret etmeye başla. Sonuçta adam nereden bilsin yan binası pansiyon? Burada ya ben bir şeyleri atladım ya da Şafak karakterlerimiz nefret etmeye dünden razı. Tamam en büyük aşklar nefretler başlar sözü doğru ama daha işin içini bilmeden anından nefret etmekte ne bileyim. Orta yolu illa ki bulursun, bunun  şikayet edeceğin kurumlar vardır değil mi? Burada yazar gerçekten büyük bir hata yapmış ama bu kitabın gidişatı, çiftimizin didişmesine ve bunu keyifle okumamıza engel değildi. :D Yiğidi öldürdüm ama hakkını yemedim görüyorsunuz. :D Bir de Şafak'ın eski işi modellikti, yazarın bu konuya değinmesini çok isterdim. Neden model oldu, neden bıraktı. Yani her okuduğumuz kitapta model bir karakter görmüyoruz değil mi? :D


Poyraz'a gelecek olursam, geçmiş yılların uslanmaz çapkını olan Poyraz bir anda kendi kabuğuna çekilir, insanlar merak eder neden böyle, yoksa sevgilisi mi var ya da gizliden çapkınlığa devam mı ediyor? İşte burada bunları bir kişi daha merak ediyor, Şafak. Başta ki niyeti Poyraz'ı eski hayatına tekrardan döndürmek ve yeni pansiyondan elini eteğini çektirmek ama iş sandığı gibi gitmez. Poyraz sert gibi dursada çok minnoş bir kalbi vardı, klişe erkek karakter. Sevdim kendisini, Şafak'ı da tabii ki. Bir adan Şafak'ın kapısında belirmesi falan beni şok etse de kitabın gidişatı için bence gerekliydi. :D O kısımda Poyraz'ın bardak tutuşunu hatırlayalım. :D

Kitap seri olarak devam edecek mi bilmiyorum, hatta kitap seri devamı mı diye de baktım ama öyle bir şey bulamadım. Seri değilse bile olmasını isterim, Poyraz'ın kardeşlerini merak ettim, belki olur. ;)
Kitap nefretle başladı, aşkla bitti ama aşılması gerekenler vardı. Poyraz klasik bir karakter olsa da Şafak öyle değildi, hem meslek açısından, hem yaşadığı sıkıntılar yüzünden normal bir karakter değildi benim gözümde, o yüzden daha çok sevmiş olabilirim kendisini.
Kitap konusunda yazarın Şafak'ın annesi hakkında yazdığı şey yine alışılagelmişin dışındaydı ama sonradan neler olduğunu yazar yine yazmamış, buraları seri olursa diğer kitaplara mı sakladı yoksa unuttu mu bilmiyorum ama kitabın editörü yok muydu acaba? Aklıma ilk gelen şey buydu.
Yazım konusunda kalemini beğendim, okutuyor kitabı. Bir an birinci sayfadasınız, bir anda ise ellinci sayfaya falan gelmişsiniz. Akıcı kitaplar kalp ben zaten. Sevdiğim bir sahneden de bahsetmek isterim. :D Gömlek sahnesi ve Poyraz'ın tepkisi. :D Ve yazarın sadece Şafak'ın gözünden değil de Poyraz'ın düşüncelerine de yer vermesine bayıldım. En azından Poyraz ne düşünüyordu o sıralar mevzusuna girmiyor insan, okuyoruz mis gibi. :D 


Genel anlamda gerçekten güzeldi ama anlatılmayan bir kaç şeyi de atlayamıyor insan. Önemsiz gözükse de bence kitabı daha iyi yapmalarına vesile olabilirdi. Haa kötü müydü kitap, hayır. Bitirince yüzünüzde tatlı bir gülüş oluyor, çokta gülüp, okurken eğleniyorsunuz ama yazarın daha çok çalışması gerektiğini de düşünüyorum. :) Yazarı okursa umarım beni yanlış anlamaz ama böyle güzel kalemin daha iyi şeyler yazmasını çok isterim. ;) 
Son olarak, bu tarz kitapları seviyorsanız deneyin derim. ;)
Not: Biz kitabın siparişini BKM Kitap'dan verdik, set olarak almadık ama yanından not defteri ve ayracıyla geldi. Ya yanlışlık oldu ya da şu an satın alımlarda böyle eklemelerde yapıyorlar, eğer öyleyse almak istiyorsanız kaçırmayın derim. :)
Dipnot: Kapak nasıl ama? 💓💓💓



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


"Sana bir güvenlik sistemi lazım." dedi
"Biliyorsun değil mi?"
Kapıyı üç kere kilitleyip annemden öğrendiğim bir duayı hızlıca okuyup üfledim. Alın size güvenlik sistemi.


*****

Bir noktada Poyraz'ı çok sevmekten ölüp gidecektim. Biyolojik sistemim, 'Bir insanı bu kadar çok sevemezsiniz!' uyarısı verecekti ve yok olacaktım. 




Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın^^




Buralarda da varım^^







7 Ekim 2020 Çarşamba

Sarı Puantiyeli Şemsiye//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Betül Güçlü'nün kitaplarını sevdiğimi herkes biliyordur artık, yazarın çıkan en son kitabı okuyup bitirdim. Şu an çok üzgünüm arkadaşlar, başka okuyacak kitabım kalmadı. En kısa zamanda çıkarsa iyi olur, yoksa tekrardan Süper Dadı'dan başlayacağım okumaya. :D Bu kitapla beraber Mısra'nın ailesi bitmiş bulunmakta. Bilmeyenler için değineyim biraz, Yalancı Aşklar Sokağı'nda Mısra, Aşk ve Diğer İhtimaller'de Sinan, Sevgili Limon Çiçeği'nde Ecrin'i ve bu kitapta ise Emre'yi okuyup bitiriyoruz. Çok sevdim bu aileyi, tekrardan okurum belki. :) 


Stalker
1.Takipçi
2. İz süren avcı
3. Defne Bilger
Hedef 8 adımdan sonra kafeye girip bir kahve istiyor. Siparişini alan görevliye gülümseyip bir şeyler söyledikten sonra kafenin diğer ucundaki boş bir masaya oturuyor. Bilgisayarını ve dosyalarını açarken, tahminen mesaj sesi geldiği için cebinden telefonunu çıkarıyor ve ekranda gördüğü şey onu güldürüyor. 
Bu beklenmedik bir durum merkez. Tetikçi tehlikede. Bize onun gülüşüyle insanları felç edebildiğini söylememiştiniz!
Merkezin verdiği bu görevde Emre Sezgin zorlu bir hedefti. Ben ise güçlü bir ajandım. Onu alt edebilirdim. Hayatına sızabilir, tüm sırlarını öğrenebilir ve yapılması gerekenleri yapabilirdim. En azından hayalimdeki Defne Bilger böyleydi.
Gerçekte ise işler planladığım gibi gitmemişti. Yürüdüğüm yollarda bazen korkmuş, bazen kaybolmuş ama ne olursa olsun neşemi ve ışıltımı hiç kaybetmemiştim.
Belki biraz tuhaftım. Heyecanım yüzünden sık sık zor durumlara düşüyordum. Belki hayali arkadaşlarımla çok fazla konuşuyordum ama ne olursa olsun kendimi sevmeyi biliyordum.
Emre Sezgin’in de beni sevmesi için bu kadarı yeterli olur muydu?

Bu zamana kadar çok fazla çatlak karakter okudum ama bu sefer ki karakterimiz aşırı çatlak.
Defne, ağzına geleni söyleyen, duygularını hiçbir şekilde gizlemeyen, sosyal medyada iyi Stalker olan Defne. Kuzeninin yanına gittiğinde Emre'yi görür görmez aklı gider. Araştırmaları sonucunda Ecrin'le arkadaş olan Defne her türlü Emre'ye sulanır ama Emre'nin pek haberi olmaz. Tabii bundan Emre ile hiç konuşmadı, görüşmedi anlamı çıkmasın. Sinan ve Ecrin sayesinden görüştü ama ilk görüşmeleri kendi çabası ile oldu.
Emre ise kendini ailesine adayan, sosyal hayatla hiç alakası olmayan, sadece aile ve işle kafayı bozmuş küçük beyimizdir. Etrafında dolanan açık sözlü kızı fark ettiğinde ona kapılmaya başlar ama kabullenemez. Defne'ye usulünce her şeyi açıklayan Emre karşılaşacağı tavra hazır değildir, işte o zamanda sonra aslından Defne'ye çok alıştığını fark eder. 


Biraz önce Defne için çok farklı bir karakter demiştim, okurken yaptıklarına o kadar şaşırdım ki bu kadar da olmaz dedim. Cesareti büyük yani. :D Yazarımız kendine benzeyen karakterin Defne olduğunu söyledi, acaba onun kadar cesaretli olabilir mi? :D
Yaptıklarına çok şaşırmış olsam da iyi ki yapmış, Emre'yi anca öyle ikna edebilirdi.
Bir de Defne'nin Emre'ye olan ilgisini uygun ve mantıklı dile açıklamasına bayıldım. Orayı yazmayacağım, zaten kelime kelimesine unuttum ama zaten siz okuyun, öğrenin, sevin istiyorum. :D
Defne'nin kendini düşündüğü yerde ise kalbimi bıraktım arkadaşlar, o ne güzel sahneydi öyle. Üzüldüm tabii ama her zaman böyle dobra karakterlere denk gelmiyoruz, biraz şımartmalı. :)

Mısra'yı, Sinan'ı, Bayan Renk'i ve Ecrin'i okumak çok güzeldi. Sadece Bayan Renk'i bilmeden bu kitapta okusaydım herhalde sevemezdim. İyi ki ilk Aşk ve Diğer İhtimaller'i okumuşum. :)
Hazır seriden bahsetmişken her yorumumda yazdığımı buraya da yazayım. Kitaplar birbirlerinden bağımsız, yani gidip Sarı Puantiyeli Şemsiye'yi ilk okuyabilirsiniz, sıralama önemli değil ama ne kadar sürekli bağımsız olduğunu söylesek de bana göre sıralamalı okumak daha güzel olur bence. :)
Son olarak kitabı çok sevmeme, bayılmama rağmen bana birazcık garip gelen şeylerden bahsedeceğim.
İlk olarak Defne'nin bir anda aileye, arkadaşlar arasında girmesi biraz garipti. Yardımlar vs. gerçekten garipti. Sonrasında, en son kısımda Emre'nin davranışlarına şaşırdım. Çocuğum seviyordun neden süründürdün, az biraz geri çekseydin kendini. Zaten Defne senin yerine yeterince yakın olurdu. :D Biraz utangaç Emre'yi görmek isterdim. :)


Evet gelelim son satırlara. Serinin her kitabına hayranım ama en sevdiklerim sıralamasında Aşk ve Diğer İhtimaller birinci sırasını hala koruyor. Tabii bunu sevmediğim anlamına gelmesin, çok sevdim ama Aşk ve Diğer İhtimaller çok farklı ve aşırı güzel bir kitap. Bu tarz kitaplar bana göre değil derseniz bence Aşk ve Diğer İhtimaller'e şans verin derim.
Tabii Defne ve Emre'yi de es geçmeyin, böyle çatlak ve sevilesi karakteri de okumalısınız. ;) Çok eğleneceğinize garanti verebilirim.^^



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Bu merasimde dileğin kimden dilendiği hakkında hiçbir fikrim yok. Pastadan mı? Artan Yaşımdan mı? Doğduğum günden mi? Dileklerimi özel bir günde değil, her gün dualarımda dile getiriyorum zaten.





Not: Nedense bu kitapta alıntı az çıktı. :D 
Başka yazılarda, alıntılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^