Romantik Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Romantik Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Eylül 2023 Cumartesi

Bay Yanlış Numara//Lynn Painter Kitap Yorumu^

 Herkese merhabalar^^
Yaz bitmeden yazın okunacak kitapları okumaya çalışıyorum bu ara. Bu kitabımızda onlardan biri. Aslında yazın daha sert kitaplar okunmaz mı diye düşünebilirsiniz ama kitaplığın önüne geçtiğimde canım hiç o tarz okumak istemiyor, hep böyle akıcı, romcom kitaplar okumak istiyordu, işte bu kitapta o.
Gardrops hesabımdan çok uyguna almıştım, gelir gelmez okudum diyebilirim. Geçen sene yazarın Filmlerden Daha Güzel kitabını okuyunca böyle minnoş, eğlenceli bir şey bekledim ama farklı bir şey çıktı. :D Kötü anlamda değil ama şaşırdım açıkçası. :D



Çok satan Filmlerden Daha Güzel kitabının yazarı Lynn Painter’ın bu yeni romantik komedisinde, bilinmeyen bir numaradan gelen ateşli bir mesajın anonim bir ilişkiye nasıl dönüştüğüne tanık olacaksınız. Kötü şans, daima Olivia Marshall'ın peşinde olmuştur. Ya da belki de ailesinin düşündüğü gibi her şeyi batıran kişi, bizzat Olivia’nın kendisidir. Ama yanlış numaradan gelen "Üstünde ne var?" mesajı, anonim de olsa, hayatının en ateşli ve en eğlenceli ilişkisine dönüşür. Olivia, bir an için şansın, yüzüne gülmüş olabileceğini düşünür. Colin Beck, Olivia'yı her zaman yakın arkadaşının sinir bozucu küçük kız kardeşi olarak görür. Oliva ise başına gelen talihsiz bir olayın ardından Colin’in evine taşınır. Colin, onun tamamen farklı ve insanın aklını başından alan çekici birine dönüştüğünü fark eder. Haftalardır ateşli mesajlar gönderdiği karşı konulmaz Bayan Yanlış Arama’nın, Olivia olduğunu fark edene kadar mesafesini koruyabileceğinden emindir. Ancak şimdi, işler karışmadan önce, ateşi harlayıp harlamayacağına karar vermesi gerekir.


Olivia başına gelenlerden sonra abisinin yanına taşınmak zorunda kalır ama bir sıkıntı vardır. Abisi tek değildir ve bu abisinin arkadaşıyla yıllardır anlaşamıyordur.
Bunun yanında bir de iş bulmak zorundadır ve eski evinde çıkan yangın yüzünden bütün kıyafetleri yanmıştır.
Hayatını düzene sokmaya çalışan Liv bir gece telefonuna gelen mesajla sıkıntılarının yanında az da nefes almayı öğrenir ve bay yanlış numara ile mesaj yoluyla bir nevi arkadaş olur.
Ama günler geçtikçe evde varlığından rahatsız olduğunu düşünen Colin’in iyi davranması, ona yardım etmesi işleri farklı bir yere sürükler.
Liv çok çatalak bir karakterdi, sanki bütün talihsizlikler bu kızı buluyor gibi. Bir de sevgilisin aldatması yok mu, üzüldüm kıza. Tabii bazı şeyleri anlamadan, dinlemeden önyargılı olması çok hoşuma gitmedi ama hikmetse beni sinirlendirmedi de. :D Hak verdim çünkü, en çokta sondaki olayda.
Başarılı bir köşe yazarı olması hoşuma gitti, böyle ilginç karakterleri okumayı seviyorum.


Colin, ev arkadaşının kız kardeşinin evlerinde kalmasına pek fazla takılmamaktadır. Kendi işine gidip gelirken bir gün mesaj attığı kişinin yanlış kişi olduğunu öğrenince orada bırakmaz ve mesajlaşmaya devam eder.
Kısa bir zaman sonra aslında mesajlaştığı kişinin Liv olduğunu öğrendiğinde ise konuşmayı kesmek ister ama artık Liv onun karşısında bambaşka biridir.
Colin’i sevdim ama verdiği kararlar çok saçmaydı, gerçi bir yerde hak verdim. Kıza nasıl gidip ben bay yanlış numarayım desin. Bu spoiler değil bu arada, konuda yazıyor. O yüzden bahsettim. :D
Ama güzel sevdi, ay ben aşık mı oldum şaşkınlığı az oldu. Bunu seviyoruz ama o sonda yaşananlar. Bu konu hakkında ufak bir spoi detayı açabilirim, bilirsiniz içimde tutamam. :D

Kitabı sevdim ama daha uzun olmasını isterdim. Doyamadım desem yeridir, çünkü yazar sonu oldu bittiye öyle bir getirmiş ki ben şok. :D
Kitabı hem Liv’in, hem de Colin’in gözünden okuyoruz, en en en sevdiğim şey. <3
Kitap kısa olduğu için her şey oldu bittiye gelmemişti, hatta birbirlerine olan duygu değişimi bile yavaş yavaş oldu.
Sadece lisede kız kardeşine çıkma teklifi eden birine saldıran abinin bu ilişkiyi öğrenince sakin kalması şaşırttı beni, imkansız bir ilişki okumak hoşuma giderdi, buna beraber okuduğum Zencefilli Kitaplıktan Melisa'da hak verdi.  :D
Sonrasında ikisinin de aileleri çok değişikti, en çokta Liv’in. Ona karşı davranışlarını okurken şok oldum, yani bir aile nasıl böyle davranır. Colin en azından kendi yolunu çizmiş ama Liv. Sabırlı kızdı vesselam. :D

-Spoiler başlangıcı-

Liv’in iş mevzusunu hemen Colin yaptı demesi beni çok kızdırmadı ama önyargılı olması hoşuma da gitmedi. :D Normalde ben buna çok kızarım, hayret ettim kendime. :D
Sonrasında bay yanlış numarayı öğrenmesi ve verdiği tepkiyi sonuna kadar destekliyorum, Colin çok fazla geri plana attı, kısa zamanda söyleyebilirdi. işte bu olay sonda olunca kavuşmaları da aşırı saçma oldu.
Ayrılmalarından sonra bir ay geçiyor, Liv özlemiş mi, özlememiş mi anlamıyoruz bir anda şükran günü ve abisinin Colin gidiyor demesiyle, ‘Bana neden söylemedi?’ saçmalığıyla beraber hemen kendini Colin’in evinin önüne atması aşırı saçmaydı.
Yani Liv’in gereksiz tavırlarına değilde yazarın böyle yapmasına aşırı sinir oldum, hani bir gif var ya kitabı atıyor camdan, o raddeye gelmiş olabilir. :D
Bir bölüm daha ekleyebilirdi yazar, çok oldu bittiye gelmişti ve bu benim hoşuma gitmedi.
Kitabı sevdim ama o son -_-

-Spoiler sonu-

Başta yazarın kalemini daha tatlı bekledim, smut olmaz diye düşünüyordum ama vardı, hatta ilk sayfadan baya baya konuşmalarda vardı. Bu beni şaşırttı ama genel kitaplar gibi fazla da değildi. Yine de okurken kal geldi asdfghjkl
O zaman Filmlerden Daha Güzel gençlik kitabı diye tatlı yaptı, bu da yetişki içerikli oldu. :D
Neyse, okursanız bunu bilerek okuyun. :)
Sonu istediğim gibi bitmediğinden 'Seri mi?' demiştim. Evet seri ama ikinci kitap Liv'in abisinin kitabıymış. Belki orada bizimkileri görürüz, ha ne dersiniz?


Beklentimi hem karşıladı, hem karşılamadı ama yine de sevdim. Akıcıydı, olaylar beklenmedikti ve güzeldi. Garip ailelere, olaylara rağmen sevdim.
Çok pahalıya almaya gerek yok ama, benim gibi ikinci el bulursanız alın. :)
Bu arada abinin arkadaşına aşık olma mevzusu var diye ona benzer bir çin dizisine başladım, ayy orada da abi, kardeş anlaşamaması, oğlanın nazik hareketleri çok tatlı.
Son olarak, kitapta baskı hatası vardı. İkinci baskıda düzeltilmiş ama ben söylenmese anlamazdım, sadece neden böyle oldu derdim.
İlk baskıdan okursanız eğer ilk sekizinci bölümden sonra onuncu bölümü okuyun, sonra dokuza geçin. :)
Şöyle; 8.bölüm, 10.bölüm, 9.bölüm.


Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Muhteşem bir geceydi ve gerçekten eğleniyordum.
    Yanlış bir numarayla konuşuyordum.
Tanrım, ne acınası bir haldeyim.


*****

"Bir aya kalmadan gideceğinden asla şüphe duymadım," 
Jack homurdandı. "Öyle mi? Dostum, sen ona benden çok daha fazla güveniyorsun."


*****

Komikti, başarılıydı, yakışıklıydı ve zor durumda bırakmak konusunda ustaydı ama biz, "bize" bir seferlik bir hatadan başka bir şey demezdik. O mükemmeldi, bense... neyse. O bir Audi'ydi, bense Hyundai'ydım. Colin ve ben, hiçbir anlam ifade etmiyorduk.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^

15 Ağustos 2023 Salı

Rüzgargülü//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu yazın daha böyle akıcı, tam yaza uygun kitaplar okumak istiyorum. Bu kitapta imdadıma yetişti ve tam yazın okunacak kitaplardan biri oldu.
Kübra Nur'un kalemine bayılıyorum, yeni kitaplarını takip ediyorum. Hatta şu an eski kitaplarına gözümü diktim, onları da almak istiyorum. Zaten burada geçen bir karakterin bir kitabı varmış, onu merak ediyorum mesela. :)
Kitabı çok sevdim, karakter, konu, geçen yerler, olaylar gerçekten çok güzeldi.


Asi kızlar ile ilgili hikâyeleri bilirsiniz. Hani ailelerinin bir türlü zapt edemediği, sürekli sorun çıkaran, bir süre sonra artık uğraşılmayıp sadece bir yerlere postalanan ve kendilerinden hiçbir şey beklenmeyen kızlarla ilgili hikâyeler… Klasiklerdendir bunlar. Mutlaka duymuşsunuzdur. Duymadıysanız da hoş geldiniz, şimdi o kızlardan biriyle tanışmak üzeresiniz. Yaz mevsimini, denizin rüzgârını ve güneşin parlaklığını iliklerinize kadar hissedeceğiniz, eğlenceli ve kalbe dokunan bir hikâye. Hayat bazen planlarımızı buruşturup bir kenara atar ve karşımıza hiç beklemediğimiz insanlar çıkarır. Bazen birilerinin bizimle birlikte savaşması kadar bize karşı savaşması da değerlidir. Rüzgârgülünün altı yaprağı vardır ve her birinde bambaşka bir hikâye saklıdır. İşte bu da onlardan biri. Bir genç kızın kendine dönmesinin ve aile kelimesinin asıl manasını öğrenmesinin hikâyesi.

Beyza babasının zoruyla hiç istemediği bir ailenin yanında yaz tatilini geçirmek zorunda bırakılır. Bu sürede yine haylazlık yapmak ister, yapar da ama karşısında öyle bir aile vardır ki ne yapsa karşılığını alıyordur. Bunlar yüzünden planları ters tepince uyum sağlamak ister ve işler bu sefer eğlenceli bir hal alır ve bu sayede bu zamana kadar nerede hata yaptığını çözmeye çalışır.
Beyza gibi bir karakteri ilk defa okudum desem yeridir, o kadar haylaz biriydi ki bazen yaptıklarına aşırı şaşırdım ama bu kadar haylaz birinden daha fazlasını da beklerdim yalan değil. :D
Geçmişte yaşananları Beyza'nın yüklenmesi, kendinden başka herkesi düşünmesi kalbimi kırdı. En çokta babasının yaptıkları. Kalbim parçalandı resmen o kısımlara. :/
Sonlara doğru yaptığı inatçılığa biraz kızmış olabilirim, tabii anlıyorum ama kızdım. Nedenini okuyanlar anladı. :D


Ayaz, bir anda evlerine gelen ve bir sürü garip saçmalıkları olan kıza ailecek alışmaya çalışırlar ama Ayaz Beyza'ya daha çok dost olarak yaklaşmak ister. Zamanla daha sık yan yana geldikçe aslında farklı biri olduğunu anlar ve o zamandan sonra onu anlamaya çalışır.
Bu anlama mevzusu uzadıkça yanından ayrılmak istemez ve bir anda aşık olduğunu anlar.
Ayaz'a bayıldım, bayıldımmmm
Kübra Nur'un erkek karakteri bir başka zaten, Ayaz'da onlardan biriydi. Böyle düşünceli hali, Beyza'ya yaklaşımı çok tatlıydı. Aynı babası gibi. :D

Evet hazır baba dedik onlarda da bahsedelim. Meriç ve Damla, Çirkin Ördek Yavrusu kitabındaki karakterlerimiz. Ben okumadım ama konusu çok hoşuma gitti. O yüzden almayı düşünüyorum. Onunda dışından burada çok tatlılardı, hele Meriç. Damla'yı çok okuyamadık ama Beyza'ya yaklaşımı çok tatlıydı. Bulup alabilirsem bundan sonra onu okumayı düşünüyorum inşallah. :)
Eğer satmak isteyen varsa bana ulaşsın. :)

Beyza'nın babası hakkında çok şey yazardım da hem spoiler olur hem de yazarsam duramam diye sadece diyeceğim şu ki iyi ki kitapta azıcık okuduk, yoksa kitabı zehir ederdi. -_-
Kitabı çok sevdim, okurken çok eğlendim. Gidemiyor olsam da tam bir deniz insanıyım ve Beyza'nın denizden çıkmaması, onu sevmesi ve Ayaz'la sürekli gitmeleri çok güzeldi. Diyorum ya tam bir yaz kitabıydı, o yüzden daha çok sevdim.
Bir kaç karakter daha var ama söylersem spoiler olur diye es geçiyorum.
Bu arada kitapta çoğu sahneyi sevdim ama bir bulaşık yıkama sahnesi var ki evlere şenlik. :D


Karakterlerin kendini bulduğu, aşkın nahif halinin anlattığı, akıcı ve tam yaz aylarına laik bir kitap istiyorsanız kesinlikle öneriyorum. Zaten yazarın her yeni kitabında kendisiyle o kadar çok gurur duyuyorum ki anlatamam. Bu yüzden bile öneririm sizlere. Günümüzde çıkan kitapların yanında o kadar masum kalıyorlar ki alıp bağrıma sokasım var yani, o yüzden okuyun okutun. Bu tarz aile bağları güzel olan, arkadaş ve aşkı anlatan kitapları daha çok ihtiyacımız var. :)



Son olarak arkadaşlar, kitabın tasarımı ŞAKA MI???
Arife Şeyma Gök gün geçtikçe değil de her zaman çok iyi ve her çalışması bir diğerinden çok iyi. Sürekli tasarımı incelerken kendimi buluyorum inanın. <3 Sadece bu yüzden bile kitabı alır insan <3




Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^

Bir yerlerde birileri, çocuklarının mutluluğunu tavana yıldızlar yapıştıracak kadar önemsiyordu. Ne hoş.


*****


Bu zamana kadar bütün kalp kırıklıklarıma yaptığım gibi bunu da yuttum. Üzülüp surat asmanın hiçbir şey kazandırmayacağını biliyordum.


*****


"Birine sarıldığımızda güvende hissederiz ve kötü şeylerin geçeceğine daha kolay inanırız. Sarılmak bize yalnız olmadığımızı hissettirir. Böyle zamanlarda birilerine sarılmaya ihtiyaç duyarız."


*****

Hayatta bazı kırılma anları olduğunu biliyordum. Bunlar bazen büyük acılar ya da büyük sevinçler olurken bazen de beklenmedik küçük korkular ya da bir anlık şaşkınlıklar oluyordu. Bu kırılma anlarından sonra insanın bir daha eskisi gibi olması güçtü.




Aybarsların sayısı yediye çıktığında ortalık düğün yerine dönmüştü. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Herkes birine sataşıyor, birileri sürekli gülüyor ve hepsi daima konuşuyordu. Ürettikleri enerjiyi, elektrik enerjisine dönüştürmek mümkün olsaydı bu küçük kasabayı günlerce aydınlatabileceğimize inanıyordu.


*****


"Sen çok güzelsin  ama en çok denizdeyken güzelsin. Neden, biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü denizdeyken mutlusun ve hiçbir şey sana mutluluk kadar yakışmıyor."


*****


Sizi bir kuyuya indiren iple oradan çıkaracak olan ipin aynı ip olması ilginç değil miydi?


*****

Aras gülümsedi. Öyle geniş bir gülümsemeydi ki bu, kalbimin semalarını aydınlattı.






Bu sadece alıntıların yarısı, diğerleri bana kalsın spoiler olur falan. :D
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^



25 Haziran 2023 Pazar

Icebreaker//Hannah Grace Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Sıcağı sıcağına kitap yorumu yapmaya geldim, şimdi yazıyorum ama ne zaman yayımlanır Allah bilir ama ben yazayım, aklımdan çıksında ne zaman yayımlarsam artık(kısa zamanda olsun ama).
Kitabımız Olimpos yayınlarının yeni kitabı. Yabancı kitap kurtları çok sevdim, bayılıyorlamış bu kitaba, seriye ve sonunda bizde de çıktı.
Peki o kadar övülmeyi hak etti mi? İşte onun yorumu devamında. :)
Her şeyden önce kitabın akıcı olması çok güzeldi, o yüzden bir kaç günde 550 sayfalık kitabı bitirdim, benim için rekor asdfghjklş


Hayatını bütünüyle planlamıştı, ta ki o gelene kadar...

Anastasia Allen’ın küçüklüğünden beri tek hayali, Amerika Birleşik Devletleri olimpiyat takımına girmekti.
Kaliforniya Üniversitesi, Maple Hills’ten tam burs aldığında ve rekabetçi artistik patinaj takımına çiftler kategorisinde seçildiğinde her şey planlarına uygun gidiyordu.
Önüne hiçbir engel çıkamazdı; ajandasındaki bütün planlarını altüst eden hokey takımı ve Kaptan Nate Hawkins bile.
Nate, okuldaki son senesinde kaptan olarak görevini yerine getirip takımının buzda başarılı olmasına odaklanmak istiyordu. Ama üniversitenin iki buz pistinden birinde hokey takımı yüzünden ufak bir aksilik yaşanmıştı. Bu yüzden ona katlanamadığı açıkça belli olan Anastasia da dâhil olmak üzere artistik patinaj takımıyla aynı pisti paylaşmak zorunda kaldığında, görevine odaklanmak çok da kolay olmayacaktı.
Diğer yandan, Anastasia’nın partnerinin başına gelen talihsiz bir olay sonucu turnuvaya hazırlanmak için tek şansı kalmıştı: Hiç hoşlanmadığı ve köşe bucak kaçtığı Nate Hawkins.
Buz pistinde kıvılcımlar havada uçuşurken Anastasia’nın hedeflerini başarmak dışında hiçbir endişesi yoktu. Çünkü bir ilişki istemediği gibi bir hokey oyuncusuna da asla âşık olamazdı. Öyle değil mi?


Anastasia artistik patinaj takımında çift olarak çalışmaktadır, önemli maçları olan Anastasia‘ya hayatını planlı olarak yaşamaktadır. Planı bozulduğunda strese giren Anastasia‘yı en son ve en çok strese sokan da Nate olur. Kaydıkları buz sahası kullanılmayacak hale geldiği için Anastasia‘gilin kullandıkları sahayı kullanmak zorunda kalan Honey takımı iki takımında anlaşması için elinden geleni yapmak isterler, en çokta takımın kaptanı olan Nate bununla uğraşmak zorunda kalacaktır.
Partneri ile yeri gelince sorunlar yaşayan Anastasia Honey takımınıda sürekli etrafında görünce Nate’in bir kaç hatasında şahit olunca hokey takımı Anastasia‘yı kendilerinin tarafına çekmek zorundadırlar.
Böyle okuyunca sanki Nate’i anlatıyorum ama konu böyle başlayınca anca bu kadar analatabildim. :D
Anastasia’ya ya aşırı sinir olmuş olabilirim. Kız herkese iyi, Nate’e gelince bi çemkirmeler, sinirlenmeler falan. Yazarlara birileri söylesin karakterleri böyle yazınca sempatik olmuyorlar. Beni sinir ediyor mesela, yani bi tane adı lazım değil var, ona var ya gösterdiği sabrın %0,00001’ini Nate’e göstermedi. Şimdi ben nasıl seveyim?
Onun dışında öyle masum bir karakter değildi, yaptıklarını okuduğunuz zaman masum olması sırıtırdı cidden. Bu yüzden sevdim asdfghjkl Yani kıza sinir olduğum kadar sevdim de :D



Okulun Hokey kaptanı olan Nate takımı için elinden geleni yapmak istemektedir. Üç arkadaşıyla beraber aynı evde kalan Nate kullandıkları sahanın bozulmasıyla Anastasia’gilin sahayı kullanmak zorunda kalırlar ve onlarla iyi geçinmek için elinden geleni yapmaya hazırdır, ta ki söylediği şeylerden sonra Anastasia‘yla arası bozulana kadar. Tam düzelteyim derken yine bozulması kendisini hem zora sokar hemde Anastasia ile aralarında çekime yol açar.
Offf aşk neden bu kadar kırocasın???? asdfghjklşi
Şimdi kendisi kıro değildi ve böyle her kızın hoşlandığı davranışları da vardı ama ben bunlardan hoşlanmıyorum. Hatta kızın davranışlarından sonra halen daha kendini suçlaması, oy bebeğim yapma etme demesi sürekli gözlerimi devirmeme neden oldu.
Hayır sende haklısın bebişim neden böyle davranıyorsun? Burada yazar bence kendi egosunu mu tatmin ediyordu anlamadım?
Bunların dışında o kadar düşünceli oluşu beni benden aldı ve Anastasia’ya karşı bu kadar tatlı oluşu çok hoştu.
Evet bunlar hoştu, şimdi gelelim asıl mevzuya.


Şimdi kitabımız aşırı aşırı yetişkin içerikli, yani tavşanlar gibilerdi diyeyim siz anlayın. Kitabın genel anlamı böyle olsaydı sevmezdim kesin ama kitabın neden 550 sayfa olduğunu şimdi anlamışsınızdır. asdfghjklş
Bu tarz kitapları sevmiyorum ama bunun karakteri, akıcı oluşu ve tostik ilişkilerin olmaması kitabı sevmeme neden oldu. Yine de cidden çok fazlaydı, acaba yabancılar o yüzden mi sevdi? Çünkü okuyan Türk okurlara bakıyorum da çok sevmemişler gibi.
Şimdi her şeyde olduğu gibi kıyaslama şart, bu tarzda da en çok sevilen lukov’dan Sevgiler geliyor. İnanın bu kitap o kitaba bin basar. O kitapta kızın iç sesi beni baymıştı, burada öyle değildi. Her ne kadar Anastasia’yı okuduysak Nate’ide okuduk. O yüzden belki de kitap sıkmadı.
Sonra bu tarz kitaplarda argo davranışlar falan çok olur ama burada yoktu, hatta Nate’in arkadaşları o kadar tatlıydı ki sdfghjkl Hele Henry, ona da geldiysek bahsedelim bari.
Hem açık sözlü hem düşünceli hem de yufka yürekli bir karakter kendisi, serinin ikinci kitabı Henry’yi anlatmıyor ama anlatmasını isterdim, istek değil ihtiyaç resmen asdfghjklş
Sonrasından Nate’in arkadaşlarının Anastasia’ya karşı davranışları, onu kelimenin tam anlamıyla yenge gibi görmeleri(başta değil) çok tatlıydı. Başta değildi dedim ama o zaman çiftimizin ilişkisi farklıydı. Mesela o mevzuda çok hoşuma gitmedi ama bu yazarların ne yaptıkları, ne yazdıklarına akıl sır eriyor mu? Yok.


Toplarsak yorumu kitabı sevdim, sevmediğim şeyler olmasına rağmen yine de sevdim ama en çok sevmeme neden olan şey, yine diyorum akıcı olması.
Bu tarz sevenlerin bayılacağı ama sevmeyenlerin rahatsız olacağı bir kitap bu arada. Bu tarz kitapları okumuyorsanız sevemeyebilirsiniz. Zaten karakter olarak sinir oluyorsunuz ama böyle anlaşmaları, tostik ilişki olmaması daha çok sevmenize neden oluyor, kafa karıştıran mevzular asdfghjkl
Mesela olaylar oluyor, diyorsun karakterler burada kesin saçmalayacak ama bir bakıyorsunuz aşırı sakin ve aklıselim davranıyorlar. İşte aradığım karakter, şimdi nasıl sevmeyeyim? :D
Yani böyle karakterler için ne çok sevdim ne de böyle sevmedim diyebiliyorum. O yüzden bu yorumdan bir şey anlamadım falan derseniz anlarım. :D
Biraz uzun bir yorum oldu, durup düşündüm unuttuğum bir şey kaldı mı diye ama yok gibi.
Yine de kitap hakkında dedikodu yapmak isterseniz sosyal medya hesaplarından beni bulun sdfghjklş


Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


Dalgaların her an beni alıp götüreceğini hissettiğim bir dünyada Nate, adeta olduğum yere daha sağlam tutunmamı sağlayan çapaydı. 


*****

“Gördün mü? Güvendesin.”
“Seni hak edecek ne yaptım ben?”
“Bilmiyorum ama ben de yengeç kıskaçların bile olsa senden hoşlanırdım.”


*****

Anastasia güneş gibiydi, insanın içini ısıtacak ve göz kamaştıracak kadar güzeldi. Ama dürüst olmak gerekirse onu en sevdiğim insan yapan asıl şey bu değildi.
Onun kararlılığına, bağlılığına, sevecen yanına, ilk başta ne kadar rahatsız olsa da bana tam olarak ne hissettiğini açık açık anlatabilmesine aşık olmuştum.

*****

Benim hayal gücüm, böylesine büyük bir mutluluğu düşleyecek kadar geniş değildi.




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^











30 Mayıs 2023 Salı

Yüz Karası//Brittainy C. Cherry Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız, nasıl gidiyorum hayat? Ramazan bitti, bayramda bitti tabii ki. Ben şu an bu yorumu bayramdan hemen sonra yazıyorum, inşallah en kısa zamanda paylaşırım. :D (Paylaşana kadar seçim iki kere oldu, yeğenim doğdu, bayrama bir ay kaldı. :D) O yüzden geçmiş bayramınızı kutluyorum, onu bilerek okuyun burayı. :D
Gelelim yorumunu yapacağım kitaba. Takip edenler bilir, benim ağzım yansada uslanmam ve yine kitap alırım. İşte bu kitapta o. Sosyal medyada o kadar çok övüldü ki almayan bir kaç kişiden biriydim. İndirimli bulamadım, ikinci elde bulamadım en sonunda BKM Kitap’tan satın alıp gelir gelmezde okuduğum bir kitap. İlk defa gelir gelmez başladığım kitaplardan biri. :D 
Bir kaç günede bitirdim. Evet kitap güzel, içiniz rahat olsun hayal kırıklığı yaşamadım hatta sevdim.


Her gün kocamın beni tekrar sevmesi için dua ettim.

Birlikte geçirdiğimiz on beş yılın ardından beni terk etti ve başka birinin kollarına gitti.
Üstesinden nasıl geleceğimi bilmiyordum. Kendi değerimi bilmiyordum.
O yanımda olmadan nasıl var olacağımı bile bilmiyordum.
Tek istediğim bana geri dönmesiydi.
Sonra Jackson Emery ortaya çıktı.
Aklımı dağıtması gerekiyordu. Bir yaz kaçamağı olacaktı.
Yaralı kalbimin kendine güvenmesini sağlayacaktı.
Birbirimiz için mükemmeldik çünkü ikimiz de bunun kalıcı olmayacağını biliyorduk.
Her şey yolundaydı, ta ki bir gece kalbim ritmini kaçırmaya başlayana kadar.
Her gün kocamın beni tekrar sevmesi için dua ediyordum ama dualarım yavaş yavaş benim için doğru olmayan bu adama kaymaya başladı.
Bir gülümseme, bir öpücük, bir dokunuş daha olsun diye dua ettim…
Onun benim olması için dua ettim.
Kalbinde aşka yer olmadığını biliyor olsam da…

Grace kocasından boşanma aşamasına gelmiştir ama bundan hiç memnun değildir. Kocasının tekrardan geri dönmesini isteyen Grace bunun için savaşmaya hazırdır ama hiç ummadığı şeyler olunca her şey değişir.
Kasabanın en iyi ailesinin kızlarından biri olan Grace küçük kasabaya gelir gelmez söylentiler, yüzüne gülüp arkadan konuşmalar başlar. Daha ilk günden kasabanın canavar lakaplı kişiyle karşılaşması ve ondan beklenmeyecek yardımdan sonra yaşamaya başka gözle bakan Grace’in hayatında büyük değişiklikler olacaktır.
Grace’i sevdim, kızmam gereken yerler oldu ama büyütülme tarzını göz önüne alırsak bir şey diyemiyor insan, buna rağmen bazı yerlerde şöyle okkalı bir laf edecekti ki off yani offff.
Kendisi için üzüldüğüm yerler çok oldu, aşırı duygusal olanlar için baya ağlak bir kitap olabilir. :’(


Jackson on yaşından yaşadığı bir ayrılıktan sonra hayatı kelimenin tam anlamıyla cehenneme döner, kasabanın gazabı üstlerinde olsada yaşadıkları yeri bırakıp gitmek istemezler ve sürekli kasaba halkının küçümseyici bakışlarına maruz kalırlar. Bunları takmayan Jackson bir gün kendini kasabada en nefret ettiği ailenin kızına yardım ederken bulur. Zamanla insanların aslında çok farklı oldukları yaşayarak öğrenen Jackson yeni yaşadığı duyguları, gördüğü muameleyi hiç unutmaz.
Çok farklı ama bir o kadarda tanıdık bir karakterdi. Sert olmasının sebebini öğrendiğimde kalbim kırıldı resmen, üzdü, üzüldüm.
Jackson’ı sevdim ama bazı şeylerini sevmedim. Bunu konuyada değineceğim inşallah.

Diğer karakterlerinden sadece kitapçı sahibini, Grace’in ablası, eniştesi ve Alex karakterlerini sevdim. Diğerleri zaten sinir stres yaptı beni. O koca olacak boynu altında kalasıca uyuzun önde gideniydi, bir an Grace’in fikrinin değişeceğini düşündüm ama neyse ki güçlü bir karakter okuduk olmadı. ;)

İki karakterinde kendini bulması, kalplerini iyileştirmesi ve daha ilk baştan azda olsa birbirlerini anlaması aşırı duygusaldı ama ağladım mı? Hayır asdfghjklş
Yani evet duygusal bir kitap ama sadece çok duygusal olan insanlar için ağlama sebebi olabilir. :D
Ben yerine göre duygusal bir insan olarak çok etkilenmedim. :D
Grace’e yapılanlara aşırı kızdım, annesi resmen dayaklıktı. Kızı hakkında atıp tutuyorlar gelmiş kızına çemkiriyor. Sabırlı bir karakter yazmış yazar asdfghjk Ama Jackson’da bir o kadar sabırsız, tabii söz konusu Grace olduğunda. ;)
Çiftimizin ilk baştan atışmaları güzeldi ama sonradan yazar işleri biraz karıştırmış, gerek var mıydı? Bence hayır, zaten yazamamışta, daha doğrusu çok üstünde durmamış. Sırf popüler kültürün getirdiği bazı şeyleri kitaba yansıtmak istemiş ama keşke yapmasaymış. İnanın o olmadan da kitap on numara beş yıldız olabilirdi. Azıcık spoiler olarak yazsam mı diye düşünüyorum, sanki o zaman daha çok içimi dökebiliyorum asdfghjkl



-Spoiler başlangıcı-


Biraz önce dediğim gibi yazar bazı şeyleri eklemeseydi de kitap güzel olabilirdi. Şimdi okuyanlar bilir Jackson herkesin gözünce canavar ama çoğu kadının gözünde seksi canavar, buradan da yola çıkarak sırf kafası dağılsın diye kadınlarla takılıyor. 
Bunu bile Grace Jackson’a teklifi sunuyor ve öyle devam ediyorlar. İşte bu gereksizdi, yani tam olacakken aslında ilişkilerinin böyle başlamasını istemeyebilirdi Grace, bence daha güzel olurdu. O yüzden yazar yazamamış dedim.
Zaten birbirlerinin dikkatini çekiyorlardı, konuşarak, birbirlerini tanıyarak olabilirdi bazı şeyler. Çokta tatlı olurdu.
Sonradan o koca neydi öyle. M*l aldat kadını sonra ben seni seviyorum aslında de, hem de en yakın arkadaşıyla. Yok böyle yüzsüzlük. Bence yüz karası bu kocaya, en yakın arkadaşa ve anneye denmeliydi.


-spoiler sonu-


Grace ve Jackson’ın arasında yaş farkı vardı, Grace büyüktü. Normalde bu durum beni aşırı rahatsız ederdi ama sonradan alıştım diyebilirim. Sonuçta Jackson’da küçük değildi ki bu da hayal ürünü bir kitap.
Rahatsız olduğum diğer konu aşırı argo kelimeler vardı. Evet Jackson’ı kötü bir karakter gibi göstermek istediniz ama bu biraz fazla kaçmış.
Şöyle okuyunca Esra sen neresini sevdin diyebilirsiniz asdfghjk
Ben akıcılığını, karakterlerin birbirlerine olan yardımlarını ve iyileşme süreçleri çok güzeldi.
Sonra kasaba halkı, anne, koca gibi etkenlerin bizi çokça sinirlendirmesi kitaba olan ilgimi ve duygularımı daha da etkiledi diye düşünüyorum. Kısacası kitaba karşı bizi diri tutan şeyler bunlardı, bu güzeldi yoksa öyle klişe kitap okuyup geçerdik.

En sevindiğim nokta çok şükür ki hayal kırıklığı yaşamadım. Hem konudan hemde yazarın kaleminden razıyım asdfghjkl Çokta akıcı olması bir kez daha önermemi sağlıyor zaten.
Yazarın çıkan başka kitaplarını okuyabilirim, onlarda böyle ilginçse hoşuma gidebilir. ;)



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


“Bana prenses deme,”
“Tamam prenses.”


*****


Gözlerinin içine bakarken onda kendi ruhumda gördüğüm bir şeyi fark ettim: Yalnızlık.


*****

    “İnsanlar hiç durmadan sana tepeden bakıp duruyorlar.”
“Ne? Hayır, bakmıyorlar. Sadece bana dualarını söylüyorlardı.”
“Öyle dualar varken kimin bedduaya ihtiyacı olur ki?”


*****

“Üzgün olma. Sonuçta bu doğru. Dağılmış haldeyim.”
“Herkes dağılmış halde,” dedi ısrarla. “Bazı insanlar saklanmakta daha iyi.”


*****

“Diğer insanların acıları kendininkinin önüne koyuyorsun.”
Gülümsedim ve omuz silktim. “Bu benim armağanım, lanetim.”


*****

“Gerçi bu tuhaf,” dedi bana.
“Tuhaf olan ne?”
“Kurtarıcı prensimin dünyanın kalanı için canavar olması.”


*****

Bazen hüzünlü bir kalbe en iyi gelen şey seni güldüren bir kitaptı.


*****

“Prenses?”
“Efendim Oscar?”
“Gerçekten zorlaştırıyorsun.”
“Neyi?”
“Bütün dünyadan nefret etmemi.”




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^