Türk Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Haziran 2015 Cuma

Beni Yarına Bırakma//Burçin Çelik Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Uzun zaman önce okumak istediğim kitabı sonunda okudum ve yorumumu yapıyorum. Kitabımızı herkes tarafından okundu ve sevildi. Bende sevdim ama, aması var işte. Amasını yorumumun ilerleyen yerlerinde öğrenebilirsiniz. İlk olarak yazarın kalemini sevdim, akıcı ve güzeldi. Kendisinin de bir Blogger olması bunda büyük bir etken olabilir ama yine de pek Blogger olmakla alakası olduğu sanmıyorum, yetenek bu bence ;) Kitabın konusunu ise okuyunca anlıyorsunuz ve seçtiği konu gerçekten ilginç.


Sadece üç harfli bir kelime, aşk… Tüm duyguları barındıramaz ki içinde! Hiç ummadıkları anda aşkla çarpılan Selma ve Selim birbirlerine ait olmadıkları halde sevebilirler mi aşkla? Bazen aşka direnmek yersizdir. İnkâr ettiğimiz ne varsa imkânsızlıktan çıkar, korkularımıza, çaresizliklerimize rağmen sarılır bize aşk diye. Selim de Selma'yı da böyle buldu aşk… Kimsesizliklerinin, korkularının arasında. Birbirleriyle sınanıp, akıllarıyla savaştılar; her mağlup çıkışlarında araflarından birbirlerine bir adım daha yaklaştılar. Aşk günahlarınla sınanmaktı belki de, masumiyetini yaktıkça aklanmaktı. Bedel ödedikçe daha çok yanmaktı. Yandıkça pervane misali ateşe çekilmekti. Aşk, cennetten vazgeçip bir ömrü araflara sürgün etmekti onlar için; araflarını cennete çevirmekti.

Evet bu sefer çok değişik bir şey yaptım ve arka kapak yazısını kopyala yağıştır yaptım, çünkü bu kitap hakkında ne yazsam cidden spoiler olacak ;) O yüzden bu seferlik böyle. Kitap ilk çıktığı zaman kapak ve konuya baktığımda bambaşka bir şey bekliyordum. İşte sevgililerdi, olaylar oluyor ayrılıyorlar ama kız hamile ve gizliden çocuğu doğuruyor falan filan ben böyle bir şey bekliyordum ama okuyunca O_o bu haldeydim. Vaay bee ben ne düşünüyordum ne çıktı dedim :D


Selim ve Selma'nın hikayesini sevdim, okuyunca bazı düşünceleriniz olabilir ama ben pek o taraflı bakmadım. Tamam olmayabilir ama yazar yazmış, iyi de yazmış. Çok sıra dışı ve bildik konu değildi. Selma karakterini de sevdim, kızdığım tek bir yer bile olmadı, belki siz kızabilirsiniz ama pek sanmıyorum :D Selim ise vay vay vay :D Kitapta hem sinir olduğum hemde sevdiğim tek karakterdi. Başta vay be ne adam diyorsunuz sonra tüü rezil seni yapılır mı bu kıza diyorsunuz :D Ben dedim ne yalan :D 

Kitabımızın akıcı olduğunu yukarıda belirttim, cidden yazarın kalemi güzel, akıcı. Kitabın kalın olduğu için korkmayın su gibi akıyor, benim elimde biraz fazla kaldı sadece. Nedeni ise zamanımın olmaması ne yazık ki. My Twin elinde bu kadar kaldığına göre sevmedin dedi, diyorum yok sevdim ama işte zaman yok, tam oturup iki sayfa okuyacağım hop iş ve ya başka bir şey :/



Kitabı sevdiğimi ve akıcı olduğu söyledim ama eksikleri de vardı ne yazık ki. Mesela kitap sadece Selma ve Selim çevresinde geçiyor, tamam bu mantıklı, olması gereken bu zaten ama diğer karakterlerden bahsedildiği, geçmişte yaşandığı konulara da değiniyor yazar ama detay vermemiş. Sonuna kadar bekledim neler olacak onlar hakkında diye ama yok geçmedi. Başka kitapta anlatacaksa amenna ama daha yazılmayacaksa bu karakterlere olmadı bu :/ Ben onları da merak ediyorum :( Mesela bazı tanışmalar falan var, ben mi atladım diyorum yok atlama yapmadım bütün sayfaları okudum :P ama yok :/ Kafamda deli sorular, buna bir açıklık istiyorum :D



Tavsiye kısmına gelecek olursam, merak ediyorsanız hemen alın okuyun. Akıcı, konusu ilginç, kapağı da dikkatinizi çekiyorsa zaman kaybetmeden okuyun derim. Benim gibi Türk yazarlara önem verenlerdenseniz kesinlikle tavsiyemdir.


Kitaba Puanım 5/4


Alıntılar^^


Selim basit bir gerçeği dile getirir gibi söylemişti bu cümleyi. Dillendirmek için seneler feda ettikleri bu cümle tüm yaşananları temize çekebilir miydi?


*****

Selma gülümseyip "Saçmalama,"dedi. Parmakları adamın alnındaki çizgilere dokundurup "Herkesin yüzünde çizgileri vardır; hayat kanaviçe işler gibi işliyor bizleri de... Yaşadıklarımızın artıkları yüzümüzde taşıdıklarımız. Acılarımızın bıraktığı yaralar kadar derin çizgilerimiz de," mırıldandı, kendi kendine konuşur gibi.


*****

"Nereye gidersen git, başını kaldırıp baktığın gök hep aynı... Omuzlarının üstünde taşıdığın kafayı değiştiremediğin, kalbini söküp atamadığın müddetçe kaçtığın acı da seninle beraber dolaşıp duruyor."



Bir yorumun daha sonun geldik, başka yazılar da görüşmek üzere sevgiler, saygılar^^





1 Mayıs 2015 Cuma

Buselik//Başak Kızıltan Kitap Yorumu^^

Selam^^
İlk olarak 1 Mayıs işçi bayramınızı kutlar yeni yorumuma başlarım. Bugünü tatil bilerek kalmış iki yorumumu yazıp yayınlayayım dedim. Yoksa kalacak yorumlar yine :/
Buselik kitabı ilk yazılıp yayınlanmaya bir kaç sene önce başladı ve ilk okumak kısmet oldu. Devam etmeme nedenimi şu an hatırlamıyorum ama ya kitap olacak diye yarıda bırakıldı yada ben devam edemedim vs. vs. :D İlk bir kaç bölümü okuduğum için konuyu biliyordum ve arka kapak yazısını okumak istemedim, kitabın yarısına gelince ya bu konuda bir karışıklık var dedim ve arka kapağı okudum ve bingo! meğer başta geçen iki karakter ana karakterimiz değilmiş, Berke bizim asıl karakter :D Neyse konumuzu anlayıp yoruma devam edeyim ;)


Buse içine kapanık ama arkadaş ortamına geldiğinde şen şakrak olan bir yapıya sahiptir. Lise zamanın da ilk aşkını yaşar ama zaman geçtikçe ve araya yollar girince en acı şeyler yaşamak zorunda kalır. Bu zaman zarfında çoğu erkeğe gönlünü kapatan Buse'nin aşk tekrar kapısını çalar ama hayat bu ya yine ve yeniden acılar gelir bulur kendisini. Sonunda hayatına çeki düzen vermek amacıyla Göcek'e giden Buse'nin karşısına kendisi gibi acılar çeken Berke çıkınca ikisi de kendilerin de açılan yaraları birbirlerin de saracaklardır.


Kitabımız da Buse ne kadar güzel günler geçirse de acı günler her daim kapıdaydı. Çok şey çekiyor, tam her şey düzeldi, mutluluk kapıda derken tepetaklak oluyor her şey. Bu nokta da çok sinir olduğum yerler oldu, hele kitabımız da geçen Saner yok mu en en en sinir olduğum kişiydi. Tabii başta sevdim, okuyanlar arasında sizde ilk başlarda hak verip, seveceksiniz ama sonra. Neyse siz okuyun öyle karar verin. 


Kitabımızın arkasın da 'Aşkta İkinci Şansa Olan İnancınızı Tazeliyor...' diye geçiyor, gerçekten öyle. Tam her şey bitmiş derken hayatınıza giren insanlarla ve aşkla hayata tekrardan tutuna biliyorsunuz. Buse de bu tür duyguları yaşadı, hatta hayatında bir çok kez gel gitler oldu ama ayakta durabildi. Buse'yi sevdim, öyle sinir olduğum yerler de olmadı. Güzel yazılmış bir karakterdi, sizlerin de bir şeyler bulabileceğiniz, onunla üzülüp onunla ağlayacağınız bir tarzdaydı. 

Berke, sonradan konuya dahil oluyor ama dakika bir gol bir de hemen kalbimize taht kuruyor. Çok sevdim kendisini, o da Buse gibi acılar çekmiş ve çekmeye de devam ediyor, ta ki Buse ile karşılaşana kadar. O dakikadan donra hayatı renkleniyor ve bambaşka yol alıyor. Onun o düşünceli hali, sevgisi falan süperdi. Buse'de şanslı hani :D


Kitabı sevdim, ilk kitap olması açısından bazı eksikler vardı ama kitabı etkileyecek kadar değildi. Kitabımızın başında kafanız biraz karışabilir. İlk olarak geçmişten anıları anlatıyor Buse sonradan geleceğe dönüyor ve böyle devam ediyor, bu geçişler de bazen kafam karıştı doğrusu. Kitabımızı tavsiye ederim, bambaşka bir konuya, yalnızlıklara, hayal kırıklığına ve yeni başlangıçlara kucak açan bu kitabı okuyun derim ;) Son olarak kapağı çok sevdiğimi söylemek isterim, konuya o kadar uyumlu ki anlatamam, yeşiliyle, kırmızısıyla güzel bir kapak olmuş.

Kitaba Puanım; 5/4


Alıntılar^^

Konservatuvar binasına gelene kadar çeşitli fakültelerin önünden geçti, öğrencilerin hangi bölümde okuduklarını çıkarmaya çalışmıştı. 'Ellerinde t-cetvel ile salınan kızlar kesin mühendis ya da mimar, kendileri bile taşımaya halleri kalmamış çocuklar koltuklarının altında kalın kalın kitaplar kesin hukuk fakültesinde geleceğin hukukçuları, saçları yeşil çocuk Allah'ım sen kesinlikle güzel sanatlardasın... heyy pantolonun düşecek şimdi,' diye içinden söylenip kıkırdayarak yol aldı beklenen binaya.

*****

"...Hep yanındayım, hep seninleyim... Günü yaşa... Var olduğunu göster dostum
Seda..."

Alıntıya Not: İşte böyle dostlar mükemmel^^


*****

Buse'nin hemen yakınından rüzgarını bırakarak geçmesi ve ardından bıraktığı kokusu ile Berke öylece kalakaldı. Geceler boyunca uykusundan uyandıran, her gittiği yerde burnuna gelen koku buydu işte! Kaç kere etrafına, "Burası çiçek gibi ne kokuyor?" diye sormuş, herkesin şaşkın bakışları ile karşılaşmıştı. Toparladı kendini ve masadan çantasını alan Buse ile otelden çıktılar.


Yorumumuz bu kadar, başka yorumlar da görüşmek üzere^^





17 Nisan 2015 Cuma

Ünlü Aşk//Burcu Bahtiyar Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^

Yepyeni yorumlarım ile karşınızdayım. Şimdi de sizlere harika bir kitaptan bahsedeceğim. Kitabı çok ama çok sevdim. Daha ilk çıktığı hatta çıkmadan önce hatta ve hatta belli platformlar da yayınlandığı zaman da çok merak ediyordum. O zaman nedense okuyamadım ama iyi ki okumamışım, kitap haliyle okumak bambaşka bir şey! ;) Yazarın bir kaç e-kitabına bakmıştım, kalemine alışığım ama bu kitapta o kadar güzel anlatım var ki hem konuya hemde karakterlere hemen adapte oluyorsunuz^^ Zaten polisiye bir kitap olduğu için aksiyon, sürprizler, şoklar hiç bitmiyor.


Karen zeki, çalışkan ve ünlülere Bodyguard yapan biridir. İşini çok sevse de bazı işlere tahammül edemez, onlardan biri de sürpriz müşterisi Can. Can yarı Türk yarı Amerikalı ünlü Holywood oyuncusudur. İş için Türkiye'ye gelince ona bodyguard'lık yapmak için Karen'i gönderirler ve daha ilk dakikadan Can'ın hayatına ani bir giriş yapar. Karen ise memnun olmasa da hem işine saygısından hemde Can'a olan çekiminden geri duramaz. Yapacağı işin çocuk oyuncağı olacağını da düşünen Karen yaşadığı aksiyonlar ile aslında öyle olmadığını anlar.



Konumuz böyle^^

Başka birinden daha bahsederdim konuda ama onu boş verin şimdi, yorumumun devamın da bahsederim :P Kitap gerçekten çok güzeldi, elinize aldığınız ve okuduğunuz anda öyle hızlı okunuyor, akıp gidiyor ki kitap ne zaman okuyup bittiğini anlamıyorsunuz. Yazarın kalemini ve mizacını çok sevdim, doğrusu hemen bitmesini de üzüldüm yani :P Ciddiyim, biraz geç okusam da hemen bitmesine üzüldüm o kadar güzeldi yani ;)

Karakterlere gelecek olursam, Karen'i sevdim ama sevmediğim tarafları da oldu. Çok zekice düşünceleri, davranışları vardı hele birde bu düşüncelere kendi esprilerini ekleyince komediydi. Sevmediğim yönleri ise az saplantılı oluşu. Ya tamam saplantı iyi hoşta yani olmayan bir şey için de zorla yapamazsın ki demi ama. Şimdi anlamadınız ama okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız ;) Diğer taraftan sevilen bir karakter oldu, böylesi, aksiyonu seven ve esprili karakter bulunmaz ;)

Can^^ Datlu çocuk dermişim neresi çocuk, bildiğiniz şu baklavası bol olanlardan biri. Benlik değil ama karakteri on numaraydı. Neden Türkiye'ye geldiği, başındaki belanın neden olduğunun hepsinin bir açıklaması var. Bunların yanında Karen'e olan davranışı bir öyle bir böyle olsa da aşkına hayran kaldım yaaaa!! Sevilesi bir karakterdi^^
Not: Son bir kaç bölüm de başına bir şey geliyor, orada o kadar üzüldüm ki anlatamam. Ahh dedim ahh bu oğlana yapılır mı bu!!



Ve son olarak Toprak. Fazla bir şey demeyeceğim, sadece son kısımlara kadar sevmediğim bir karakterdi kendisi. Hele saplantılı hali falan dövülesi ama yazarımız ona da çare bulmuş :P İkinci kitabı sabırsızlıkla ekliyorum, heyecan, heyecan^^

Her bir duygu mevcuttu kitapta, yeri geliyor kahkaha atıyor yeri geliyor hüzünleniyorsunuz. Bazen de sinirden kurdeşen döküyor, neden, neden diye düşünüyorsunuz ama hepsinin bir nedeni var :D Kitapta ilk Can ve Karen'in karşılaşması, Karen'nin Can'la olan ilk atışması süperdi, başta ne yapıyor bu kız deli mi ne dedim ama sonraki bomba süper :D Okuyanlar hak veriyor kesin, iyi laf dalaşı yapacak bir karakter. :D 


Kitabın sonrasında yaşanan aksiyonları okuyunca kendimi tam bir filmde gibi hissettim. Son zamanlarda böylesi bir kitap okumamıştım, aşkın, sevginin, aksiyon-polisiyenin ve kabullenişi iyi anlatan bir kitap! İşte bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum, ben Türk yazar okumam diyenlere gelsin bu kitap, kesin sizde çok seveceksiniz benden söylemesi ;) Şimdi gelsin ikinci kitap ama ne zaman? En kısa zaman da gelmesi dileğiyle^^ Yazarımıza sormak lazım ne zaman çıkacak diye, kesinlikle fazla bekletilmemeli, hele de yazarımız Toprak'ın kitabı daha güzel dedikten sonra :O



Kitaba puanım 5/5


Alıntılar^^

Şairinde dediği gibi; belki de Toprak onun kendisini sevebilme ihtimalini seviyordu.

*****
Tenim kanasaydı, sarardım iyileşirdi. Ama kalp kanayınca... Onu kanatandan başkası saramıyordu. Böyle olunca da, orada ki yara hep sızım sızım sızlayarak kanamaya devam ediyordu işte.

*****

...Hatırlarsanız, size kaderin benimle oynadığını söylemiştim! İşte bu noktada kader, naniğini çekti ve bana müstahak olan parçayı sıraya koymayı başardı.

*****

Şeytan yoldaşına yardım etmek içi işbaşındaydı çünkü. Peki ya iyilerin koruyucuları neredeydi? Haa! Kesin onlar da trafiğe takılmakla meşguldüler! Ondan sonra Neden kötüler hayatta hep 1-0 önde? diye sorarlar. Cevabı belli efendim! Şeytan çalışıyor, iyilik melekleri de yatıyor!



Yorumum bu kadar, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle keyifli hafta sonları^^



18 Şubat 2015 Çarşamba

Çirkin Güzel-Aşka Uyanış//Aslıhan Akagöz Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^

Kitabımızda ve havada aşk kokusu var!! nidaları ile yorumuma başlıyorum. Yazarımın çıkan ikinci ve seri devamı olan Çirkin Güzel-Aşka Uyanış kitabını beklete, beklete sonunda okudum. Normalde tatilimin bitmesine yakın okumayı düşünmüyordum ama tam olarak ne dediğim oldu ki bu da olsun. Okulun açılmasına az bir zaman kala aldım ellerime kitabımı, çok iyi motive etti beni kitap. Okulumuzun ilk haftası biraz olaylı geçti de sağ olsun kitabım benimleydi. Neyse konumuza azda olsa değinip yorumuma devam edeyim.
Not: Eğer ilk kitabını okumadıysanız bence yorumu okumadan kapatın derim, ilk kitap hakkında spoiler olur kesin :/



Çağrı'nın bıraktığı mektuptan sonra hayatına zorda olsa devam eden Melike Çağrı'sız hayatı yaşamaya alışmıştır. Kalbinde sürekli kanayan yara kendisini zorlasa da geçmişte büyük acılar çekmiş Çağrı'dan vazgeçmek zorunda kalır. Babasının şirketi ona devretmesi ile işleri yoğun olan Melike çok önemli bir anlaşma için İzmir'in yolunu tutar ve orada karşılaşacağı sürpriz hayatını değiştirir.





Evet yanlış okumadınız İzmir'de çok güzel bir sürpriz ile karşılaşıyor. Şahsen bunu spoiler olarak algılamayın, zaten kitabımız Aşka Uyanış diye geçiyor ve aşıkların kavuşacağını biliyoruz. Böylelikle karşılaşıyorlar ama o ilk karşılaşma ve devamı beni benden aldı.


 İlk yazdığım "Kitapta, havada aşk kokusu var" sözüm ise kitaba cuk diye oturuyor. Dolu dolu, aşk, sevgi, arkadaşlık barındıran bu kitap serinin ilk kitabı Çirkin Güzel'e kıyasla daha güzeldi. İlk kitabı da sevdim ama orada ihanetler, sevgisizlik, yanlış anlaşılmalar ve sinir harbi baya vardı burada ise sevgi pıtırcıkları, aşk böcükleriydiler :D Bu kitapta diğer çiftlere nazaran Melike ve Çağrı daha çok ön plandaydı. Diğer çiftlerimizde de gelişmeler şok edici ama Melike ve Çağrı Forever^^ Geçmişi unutan çiftimiz yeni hayata yelkenleri açsalar da geçmiş hiç bir zaman unutulmaz ama aşkları o kadar büyüktü ki bununda üstesinden gelmeye başardılar. Yine diyorum bunlar spoiler değil, zaten tahmin ettiklerimiz ama yine gelişen olaylar ve devamı okunası. 


Melike'ye ilk kitapta sinir olmuştum hele o arkadaşı Sinem yok mu tam dayaklık, arkadaş falan ama yardım mı ediyor yoksa köstek mi oluyor belli değildi. Doğrusu burada da yıldızımız pek barışmadı. Mehmet'i ne kadar sevsem de Sinem benden uzak dur canım :P Neyse Melike diyorduk biz. İlk kitaba göre burada Melike melek, melek. Pek bir sevdim kendisini. Çağrı'da ilk kitapta duyguları karma karışıktı. İlk sinir olduk hepimiz, sonra gerçekleri öğrendik ve Çağrı baş taçımız oldu bir anda. Tabii yaptıkları affedilmez ama o yapmak zorunda oldukları şeyler bizi bizden aldı. Bu kitapta da çok değindi Çağrı ve yine üzüldüm. Aşklarına daha çok şahit oluyoruz, Çağrı'nın Melike'yi daha ilk dakikadan kanı kaynadığına falan. Tamam sustum, sustum :P


İlk kitabı okuyanlar bu kitabı kesinlikle okuyun derim. Sadece Melike ve Çağrı'da şok olmuyorsunuz. Bir çiftimiz daha var, onlara çok sevindim şahsen. Yazarım yine yapmış yapacağını ;) İlk kitabı okuyup, sinir olup, bu nasıl sondu diyenler var ise ve halen daha okumamışsanız bu kitabı acilen alın okuyun ve seriyi yüzünüzde gülücükler ile bitirin. Ben çok sevdim, şimdi yazarımın yeni çıkacak kitabını bekliyorum ve halen daha yazdığı Bir Aşkta İki Cambaz'a devam ediyorum. Senden Bebek İstiyorum'u yeni okuyacağım ama alıntılar harika ötesi, tez zamanda çıksa da okusak :D Fazla uzatmadan puanıma ve alıntılarıma geçeyim ;) 
Ama ondan önce kapağı çok ama çok sevdiğimi belirtmek isterim, ilk görüşte aşka inanmam ama kapağa olan ilk görüşte aşka inanırım. Renk uyumu falan süper ne diyebilirim ki okunmasa bile kapak için alınır. Nokta. :D


Not: Yazarımın okuduğum diğer kitap ve e-kitapları için yaptığım yorumlara bakıp devam edelim :)

Bir Damla Aşk(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Aşk: Kör Kuyu(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!
Çirkin Güzel-1 yorumu için TIK TIK!!
Ne Olacak Halim(e-kitap) yorumu için TIK TIK!!

Dipnot: Yazarım ile yaptığım RÖPORTAJ'a bakmak isteyenleri BURAYA! alalım :*


Kitaba Puanım 5/5

Alıntılar^^

...elini kalbinin üstüne götürerek"Burası bunu kabul etmiyor. Burası Çağrı'dan başkasını istemiyor. Aradan kaç ay geçerse geçsin, isterse yıllar geçsin, burası hep onu isteyecek. Bu gerçeği değiştiremem Vedat. Nasıl ona gidip, onunla olmak istediğimi söyleyemeyeceksem, kalbime de sözümü geçiremeyeceğim. Bu durumu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez."

******
"Seni seviyorum. Çekilmez bir kadın olduğum zamanlarda bile bana katlandığın için kesinlikle cennetliksin!"
"Ben de seni seviyorum ve eğer ben cennetliksem, senden benim o cennetteki hurimsin!"

Alıntıya not: Sinem kendini ne de iyi tanıyorsun ama :P


******
"....Hayat bana nasıl acımasızsa, bende etrafımdakilere karşı aynı şekilde acımasız olacaktım. Bu konuda başarılı da oldum. Ta ki seni holdingte ilk kez karşımda bulana kadar." Sanki o anı tekrar yaşıyormuş gibi dudakları tatlı bir gülümsemeyle kıvrıldı. Melike ise hayran bakışlarını onun yüzünden çekemiyordum. "Çok neşeli, enerji doluydun o gün. Senin o halin beni bile uzun bir zamandan sonra gerçekten güldürmeyi başarmıştı. Ben sana daha ilk saniyede yenildim Melike. ....

Alıntıya not: Beni benden alan kısım ve devamını merak ediyorsanız kitabı okuyun ;)


Yorumumuzun sonuna geldik, başka bir yorumla görüşmek üzere^^
Kitaplarla ve aşkla kalın^^




10 Şubat 2015 Salı

Şahmelek//Merve Akıncı Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Tatil bitti ve okul başlasın modundayız ama hiç okula gidesim yok :'( Neyse, o güzelim tatil de okuduğum kitabın yorumunu şimdi yapıyorum. Daha erken yapmak kısmet olmadı ve artık okuduktan sonra yorum yapmaya özen göstereceğim. Yorum kaldıkça kalıyor. Bu sefer ki yorumum ise, herkes tarafından sevilen ve Aslan Balkanlı diye dolaşmaya vesile olan Şahmelek kitabından gelecek. 



İde'nin annesi ve babası hasta olan kardeşleri ile birlikte tedavi için Amerika'ya giderler. Okul sebebiyle gidemeyen İde ise tanıdık vesilesi ile Balkanlı ailesinin yanından kalır. Bir gece hiç ummadığı kişi Aslan Balkanlı'yı rüyasında gören İde evin sert ve her şeye gözünü kapamış oğluna karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Başta zor olsa da zamanla Aslan Balkanlı'ya daha yakın olur ama her şeye soğuk davranan Aslan Balkanlı'nın huyunu değiştirebilecek midir?



Konumuz böyle.

Her kitabın konusundan bahsedince spoiler vermemeye dikkat ettiğim için hep arka kapak yazısına benziyor. Ama yorum devam ettikçe kitap hakkında az da olsa bilgi vereceğim :)
Kitaba karşı görüşüme gelecek olursam doğrusu kitap beni hayal kırıklığına uğrattı. Tatil başlamadan önce gözüm sürekli bu kitaba kayıyordu, gerek konusu gerek kapağı beni kendine çekiyordu ama okuyunca bu kadar beklememe değmedi açıkçası. Nedeni ise yazarın  kalemi değil kurgusuydu. Tamam konu olarak iyi, eve yeni gelen bir kız  soğuk davranan evin oğluna aşık olur ve onunda aşık olması için elinden geleni yapar ama o kadar değişikti ki anlam veremedim. İlk olarak bazı yerler de kopukluk vardı ondan da olabilir bilemiyorum ama beklediğim gibi çıkmadı. Dediğim gibi kalemini sevdim, Sen'li E-kitap'ı harika yazarın devem edeceğim. Duyguları çok güzel anlatıyor bunu da sevdim. Zamanla zaten yazdıkça geliştireceğini, geliştirdikçe harika şeyler çıkacağını düşünüyorum :)


Krakaterlere gelecek olursam, karakterleri sevdim. Aslan Balkanlı dendiği kadar vardı. Çok tatlı bir karakterdi, kedisini çok sevdim, hele İde'nin Aslan Balkanlı'lı için Güzel Adam deyişi var işte tam ona uyuyor. Soğuk halleri falan süperdi.
İde ise çözemediğim bir karakterdi. Pek sevdiğim söylenemez. Dediğim dedik ama bir o kadar işini zamanın da yapmayan biri. Zamanın da yapsaydı o olacaklar belki olmazdı, okuyunca ne demek istediğimi anlarsınız yada okuyanlar bana hak verir. İde'nin sevdiğim yönleri de oldu, ilk olarak tam benlik kitap okuyor, uykuyu seviyor. Her ikisini seven karaktere az rastlanır. :P


Kitap hakkında fazla bir diyeceğim yok. Hızlı okunan bir kitap, yazar bir çok kitaptan alıntı yapmış, her bir alıntı da duruma cuk diye oturuyordu. Sadece sondan az bahsedeceğim. Güzeldi hoştu ama ortalarda yada başta söylenecek şey taa en sonda söylenmiş, belki yazarın başka bir sebebi vardı ama sonda olunca kitabı okuduğunuz sırada çok soru işaretleri oluyor kafada -_-


Tavsiye kısmına gelecek olursam, yorumumu okuyup yok ben yine de Aslan Balkanlı'yı daha iyi tanımak istiyorum diyorsanız okuyun derim. Ama pekte tavsiyem değil ne yalan ;) Yine de zevkler ve renkler, okuyun isterseniz ;)) Yazarın çıkacak başka kitabı okumakta isterim, hele Sen'li son zamanlar da sevdiğim E-kitaplar arasında, öneririm^^


Kitaba Puanım: 5/3.5


Alıntılar^^

Bu nasıl bir rahatlıktı? Aklıma bin bir türlü senaryo gelse de hepsini savuşturdum. Çünkü o Aslan Balkanlı'ydı; size oyunlar oynamaz. Doğrusu bunun için uğraşmaz.

******

Tam yirmi dakikadır dolabımla bakışıyordum. Belki Aslan'a bu kadar uzun baksaydım kendime aşık ederdim. Kim bilir?

******

Beni görürürdü tüm hayatı boyunca. Beni bırakmazdı artık, sevmek zorunda kalırdı. Bitmezdi sevgisi...Nasılsa bir tek beni görüyor olacaktı. Aslan'ın ve kendimin üzerine kilit vurmak istiyordum. Mümkünse o kilidin anahtarını da denize atmak...

******

Gözlerini de benden kaçırdığında keyifle gülümsedim. Ona iltifat etmeyi seviyordum. Doğrusu ona iltifat ettiğimde verdiği tepkileri izlemeyi daha çok seviyordum. Ne zaman Aslan'a güzel adam desem şaşırıp kalıyor sonra güzel olanın ben olduğumu söylüyordu.


Başka yorumlarda görüşmek üzere^^