8 Aralık 2013 Pazar

Sevilesi ve izlenilesi dizi Böyle Bitmesin^^


Herkese çok çok değişik bir yazıyla merhaba!! :))
Evet şu sıralar aklımda bin tilki dolaşıyor blogum da neler yazayım diye ama bir türlü fırsat olup da yazamıyorum :( Sonunda yazıyorum yazımı, şükür :D Evet fazla dizi izlemem ama TRT 1 dizileri favorimdir ;)
Bunlardan biride Böyle Bitmesin^^
Cuma günleri saat 19.50'de yayınlanıyor ;)
Dizi detaylı tanıtımı yapmayacağım sadece dizimizden bazı şeyleri ve çok sevdiğim yerleri anlatacağım :)) 

Konusu her bir bölümde değişik olan, bir sürü harika konuk oyuncuların oynadığı bu diziyi tek geçerim :) Dizi de bir polis, bir avukat ve de bir psikolog ile bir araya gelindiği aile masası var, boşanmak isteyen, aile içi çatışmaları önleyen kurum gibi bir şey :)
Polisimiz Nisa kendi kafasına göre giden, her bir olaya parmağını basıp çokta güzel işleri yoluna koyan polis :)  Birde çay müptelası ki görmeyin, nereye gitse acil çay! stresine girip çay istiyor :D
Nazlı ve Yusuf, ilk bölümlerde evlendikleri gün boşanan çift. Boşansalar da aynı işi yapıyorlar ve ne kadar ayrı kalmak isteseler de hep yan yanalar :) 
Aşk budur arkidişler :D
Diğer kişiler ise Nisa'nın ailesi :) Arkadaş ben böyle aile görmedimm :D Her telden çalan, hep aynı düşünceye sahip olan, her dakika yarışa hazır ve nazır olan kişiler Nisa'nın annesi,kocası ve oğulları :D
Nisa'nın kocası Latif kel olduğundan Nisa'nın kocasına söylediği sevgi sözlerine bitiyoruz ailecek :D
Unutmadan bu aile tam bir Langırt hastası :) Sürekli çekişmeli Langırt oynasınlar otur izle :)


Aile masamız :)
Çözmedikleri tek bir olay yok :) Yaa çok dram yada tam bir komedi olan olayları hooop çözüyorlar :) Böyle bir tane aile masası lazım boşanmak isteyen çiftlere bence ;)




Nisa Komiserin ailesi :)
Son resim bir kaç bölüm önceden alınma :) Evlerine duble misafir geliyor yani 2 misafir, hemen bir atışma, plan yapma olayına girişiyorlar ve ikiye ayrılıyorlar Nisa ve oğulları, Latif ve kaynanası :)
Kim kazandı hımmm bence o bölümü izleyip siz öğrenin :D


Geçen hafta ki bölüm de Bakanlığı  hediyesi olarak toplucana tatile gidiyorlar ama orada da rahat dururlar mı dakika bir gol birde hemen bir olay .D
Çözmek biraz zor oldu ama işi tatlıya bağladılar :)


Unutulmaz sahnelerden biri:D
Bir şey yazmayacağım sadece resme bakın anlarsınız :)



Sette keyifler yerinde ;)



Ahh Nisa Ahh görev aşkı yüzünden romantik sahnede basıp gidilir mi?? :D
Ama bu kişi Nisa ise yapar ;)

Bir çok alıntı var diziden onları sizinle paylaşmazsan olmazdı :)


Ne çekişmeli bir aşk hikayesiydi ama sonu iyi bitti vesselam ;)


Bu söz en son bölümden :(
En son bölüm acayip dram, duygusaldı :(


Nisa'nın tam bir çay delisi olduğu söylemiş miydim?? :D
Söyledim tabi ki de :D Unutulur mu hiç?? :)





Bu teyzenin her bir sözü her şeyi açıklıyor^^



Giflersiz dizi yorumuna dizi yorumu demem! Nokta.
:D Şaka bir yana bir tane bile gif olmalı benim yorumlarda ;)
Alışmışım artık, gif olmazsa bir yazım da için bi buruk, bi hüzün :/ Neyse çok duygusala bağladım :D




Asalete bak sen yaa, kafa attıktan sonra bile pozitif hal ve hareketler :D



Valla daha çok şey yazmak isterdim ama sıkmakta istemem siz değerli blog takipçilerimi ;) Ne iyi kalpli, düşünceli bir bloggerim değil mi?? :D Kıymetimi anlayan yok o ayrı yaa neyse :D
Şaka bir yana uzuuuun zaman önce düşündüğüm şeyi sonun da gerçekleştirmenin verdiği mutluluk paha biçilemez ama bir eksik var bu yazı da çözemedim gitti :(
Neyse daha sonra aklıma gelirse yazarım :D
Dizi böyle canlar, ben bayılarak izliyorum, her gün tekrar bölümlerini izliyorum hiç bıkmadan :)
Diğer yerli dizilere bakınca çok masum sevecen tam bir aile dizisi :) Ailemle oturup izleyeceğim tek dizi ;)
Uzun lafın kısası Trt 1 bu işi bildiğinden diğer dizilerini de takip ediyorum :)
Tabi kide tavsiye ederim, sadece bir bölümünü izleseniz bile bağımlısı olursunuz :)

Not:Resimlerin çoğunu Böyle Bitmesin Facebook sayfasından aldım, buradan teşekkürlerimi sunuyorum :)

Başka bir yazıda görüşmek üzere canlar, eğer kafanızı şişirdiysem özür ;)



6 Aralık 2013 Cuma

Eve Dallas Serisi Çıplak Ölüm//Nora Roberst Kitap Yorumu^^



Eve Dallas serisinin ilk kitabı Çıplak Ölüm yorumumdan herkese Selam!!

Evet yanlış okumadınız herkeslerin çok sevdiği, halen daha serinin devam edip çıktığı serinin ilk kitabını okudum :) Valla seri baya uzun ben daha birinci kitaptayım, ben devam ettikçe üzerine kaç kitap gelir bilemeyeceğim ama seri o kadar iyi  ki kesinlikle devam edeceğim :)


Eve Dallas serisinin herkesden duydum ve çok beğenildiğini işittim :) Ama kitap çoook uzun zaman önce çıktığı için Epsilon yayınları yeni baskı yapmamış ilk zaman da çok aradım kitabı ve bulamadım :( Ama kitap dostu ablamm N. bana kitabı gönderdi hatta onun için bir post yazmıştım :) Buradan bakabilirsiniz :)

Neyse efenim kitap biraz kitaplığımda bekledi ve en sonunda dayanamayıp okudum :) İyi ki de okumuşum çünkü acayip değişikti :) Yazarın dilini çok seviyordum burada da hayal gücüne hayran kaldım :) Bazı yerler de çok güldüm, neden güldüğü yazımın ilerisinde açıklayacağım :)
Doğrusu Nora'nın okudum ikinci kitabı ve daha elimde baya kitabı var :) Mesela Anahtar serisi, onu da çok merak ediyorum yaa neyse :)

Kitabımızın konusuna gelecek olursak;
2060'lı yılların da Eve çok başarılı ve iyi bir polistir. Kendi halinde, suçluları kovalayıp yakalayan, hiç bir konuyla ilgilenmeyen sadece işiyle ilgilenmektedir.
Geçmişi rüyaları olarak yakasını bırakmaz ama hep beyninden anıları geriye attığı için hatırlamamakta diretmektedir.
Bir gün sadece 2 kişinin ilgileneceği ve kimsenin bu işe bulaşmayacağı bir cinayet işlenir. Kadın Senatörün torunudur ve bu cinayet hemen çözülmelidir. 
Bir kaç sene önce yapılan kanunlar arasında siyahlar toplanmıştı ve kullanmak yasaktır. Bu cinayet bir silahla işlenmiştir ve bu silahların koleksiyonun yapan kişiler çok azdır,  bu koleksiyonu yapanlar arasında 
Roarke'da vardır.
Bütün deliller Roarke'ı gösterir ve Eve Roarke'ı araştır adam müthiç zengindir ve silah koleksiyonundan eksik bir parça yoktur. 
Eve Roarke'nın suçsuz olduğundan emindir yine de meslektaşının şüpheli listesindedir.
Buna karşın çekim gücüne karşı çıkamaz.

Konumuz böyle :)

Roarke'ın cidden müthiş zengin, Eve ne araştırsa altında hep onun ismi çıkıyordu :D 
Nora bu kitabı 1995'de yazmış ve 2013'de veya 2060'lar da neler olur bilememiş çünkü teknoloji gelişmemiş ama şu an günümüz de akıllı telefonlar, tabletler olunca o zamanda daha yeni çağrı cihazlarıyla görüntülü konuşulması çok komiğime gitti :D Ama bir o kadar da ilginçti, bir seslenmeyle hemen işler, işlemler gerçekleşiyordu, kahveler, tostlar hemen yapılıyordu :) 


Yakında bizim zamanımızda da olur hiç şaşırmam :D
Yani süperdi, değişik bir deneyim oldu sevdim ben seriyi, ikinci kitap ellerimde beni bilenler okuduğum serinin ikinci veya sonradan gelen kitapları hemen okumam bu kitabı da bekleteceğim :)

Tavsiye kısmına gelince seriyi merak edenler daha fazla merak etmeyin kitabı bulduğunuz anda alıp okuyun :) 
Bulmak biraz zor olacak ama :( Bence yayıncıyı ikna edip ilk kitabın yeni basımının çıkmasını sağlamalıyız :)
Kitabı okumama vesile olan Ablamm N'ye çok teşekkürler KALP KALP :)

Biraz da kapak ve seri ile ilgili bilgi vereyim :)
Kitabımızın orijinal kapağı bu;



Bu da serinin ülkemizde çıkan kapakları :) Seri sıralaması böyle değil, yanlış dizilmiş kitaplar :))
Çıplak ölüm kitabının kapağı diğerlerinden farklı, yazısı da farklı bu arada :)


Kitap puanına gelirsek 5/5

Şimdi de alıntılarımıza bakalım :)

"Verilen bilgi ve tahminler çerçevesinde, Roarke'un katil olma olasılığı yüzde seksen iki nokta altı."

Alıntıya not: ehehehheh vay be burayı okuyunca ne kadar harika bir şey dedim, kesin tahminde bulunuyor hemde sesli :)

*****

"Son üç yıldır gizli ve duygusal bir ilişkimiz oldu ve ona doğurduğum oğlumuz ayın öbür yüzünde budist rahipler tarafından yetiştiriliyor." 



Eve yüzünde şaşkın bir ifadeyle erkeğin avucundaki küçük, gri düğmesine baktı. "Bu benim elbisemin düğmesi."
"Evet. Gerçi pek beğendiğimi söyleyemem. Daha kuvvetli renkler seçmelisin. Limuzinim de buldum. Sana geri vermeyi düşünüyordum."
"Ya!" Almak için uzandığında, Roarke avucunu kapattı. Düğme içindeydi.
"Masum bir yalan," dedi neşeyle gülerek. "Onu sana geri vermeyi asla düşünmedim."
"Düğme fetişin mi var, Roarke?"
"Onu bir lise talebesinin sevgilisinin saçından bir tutamı saklaması gibi saklıyorum."

Alıntıya Not: Oyyy romantikliğin böylesi^^

Yorumum ve alıntılarım burada sona eriyor :)
Başka bir yorum da görüşmek üzere canlar^^



3 Aralık 2013 Salı

Yepyeni Bir Yarışma Başlıyooooor!!^^


Herkeslere merhaba^^
Eveeeet upuzun bir aradan sonra bloguma özel bir yarışmayı başlatıyorum :))
Heyecan tavan, baya oldu çünkü blogum da yarışma yapmayalı, turlar hariç tabii :D
Kitabımız son zamanlarda yeni çıkan ve ilgi odağı olan Araf kitabı :) Şu an okuyorum en kısa zamanda yorum gelecek :))

Şimdi biraz kitabı tanıyıp, yarışmaya geçelim :))


Işığın olduğu yerde, karanlık da vardır.

Nina, babasının ölümüyle kendisini Providenceta varlığından hiç haberdar olmadığı bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Babasının cenazesinin olduğu gün otobüs durağında tesadüfen karşılaştığına inandığı çekici, karşı konulamaz Jared ile yakınlaşmasıysa Ninanın hayatını tamamen altüst eder.

Jared ile Ninanın birbirlerine âşık olmaları işleri tamamen zora sokar. Jared, Ninayı sadece babasının düşmanları olan insanlardan değil, kendi soyundan olan yarı meleklerle Cehennemdeki Şeytanlardan da korumak zorunda kalır. Jared ile Ninanın birlikte olabilmek için kaderlerine karşı gelip düşmanlarını alt etmeleri gerekir.

Tatlı Bela ve Ayaklı Bela romanlarıyla olay yaratan Jamie McGuire, bu kez farklı bir seriyle karşımıza çıkıyor.

Providence üçlemesinin ilk romanı Araf, devamını merakla bekleyeceğiniz fantastik bir aşka sahne oluyor. 

Kitabımızın konusu böyle :))
İlgi çekici :))

Vee gelelim yarışmamıza :)
İlk olarak kurallardan bahsedeceğim :)
*Bu linki varsa Facebook profiliniz de herkese açık paylaşmanız,
*İlk üç kutucuk önemli sonra ki kutucuklar Twitter yada Bloglovin'e üye olan doldurması gerekiyor üye değilseniz boş bırakabilirsiniz.
Yapacaklarınız çok kolay, anlamadığınız bir yer olursa yorum olarak, mail olarak yada Facebook sayfama mesaj atabilirsiniz :)



a Rafflecopter giveaway


Bitiş tarihi 14.12.2013 tarihinde ama geç veya erken açıklanabilir :)
Yarışmamıza herkesi bekliyoruz :)))
Katılan arkadaşlarımıza şimdiden başarılar^^
Son olarak Katkılarından dolayı Yabancı Yayınlarına çok teşekkürler^^

Görüşmek üzere^^



2 Aralık 2013 Pazartesi

Şans Bilekliği//Cathy Lamb Kitap Yorumu^^


Herkese merhaba canlar :)
Uzun zamandır kapağına aşık olduğum kitap Şans bilekliğini okudum :)
Okuyup, son sayfaları kapattığımda vay be dedim, o derece süper, harika ve dram bir kitaptı^^
Kitabımızın arka yazısını okuyunca zaten konuyu çok ama çok merak ediyoruz bir de okuyunca işini, gücünü bırak otur kitap oku :)

Yazarın ilk Rüzgarla Gelen bir kitabı var ama yazarın daha yeni kitabını okudum ve tek kelimeyle hayran kaldım, anlatım tarzı ve konu seçimi süperdi :)


İlk olarak konudan bahsedip sonra bazı konulara değineceğim :)
Stevi Barrett'in geçmişi pek iyi değildir. Bu kötü yıllar nedeniyle yemek yemek en iyi dostu olmuştur ve ne zaman zor durum yaşasa hemen yemek yemeğe başlamıştır ama sonunda Obezite olur. Fazla kiloları yüzünden sağlık sorunu çeker ve her şeyi tehlikeye atarak ameliyat olur ve hayatının düzeleceğini inanarak hayatına kaldığı yerden değilde daha değişik bir şekilde devam eder.
İşin de işler pek iyi gitmez ve kendisini bazı şeylerde dolayı suçlu hisseder. En yakın arkadaşı kilolarını verdikten sonra Stevie'e pek iyi davranmaz ve kopma noktasına gelirler.
Birde geçmişi, kuzenleri, teyzesi ve eniştesi vardır.
Geçmişini unutmaya çalışır ama geçmişi yakasını bırakacak mıdır?
Peki Stevie şimdi yaşadığı hayatındaki olumsuzluklarla baş edece bilecek midir??
Bunları öğrenmek için okuyun derim canlar!!! ;)


Vee gelelim özellikle not alıp da sizlerle paylaşacağım şeylere :)
İlk olarak bu kitapta ve gerçek hayatta da başımızın belası olan Obezite sorununa! Bence yazar çok iyi anlatmış çünkü karakterimiz obezite olduğu sürede ne kadar sıkıntı çektiğini çok iyi anlatıyor. Yani şu an ki halime şükredip okumaya devam ettim.

Ciddi anlamda okurken çok üzüldüm :( Keşke herkes Stevie gibi şanslı olup fazla kilolarından kurtulsa ama bu kadar tehlikeli ameliyat olmadan :(

Karakterimizin çocukluğu o kadar kötü geçiyor ki okuyunca akıl sağlığı nasıl yerinde olup büyüdü diye sürekli aklımdan geçti ama hayat ne kadar zor olsa da sevgi ile her şey kolaylaşıyor.


Karakterimiz ve evi gerçek olsa hemen gidip evine bakmak isterdim, ciddi söylüyorum :) O kadar güzel anlattı ki evinin tasarımını ve kendi elleriyle yaptığı tasarımları :) Birde çok güzel sandalye süslüyor ama buna fazla değinmeyeceğim okuyun görün :)

Karakterlere gelecek olursak;
Stevie'yi sevdiğimi söyledim ama çoğu yerde beni sinir etmedi değil ama neyse bunu da okuyun görün :)
Lance ve Polly :) Süper ötesi kuzenler, öyle kuzenlerimizin olmasını isterdik :) Biri başarılı iş adamı diğeri ise başarılı bir haber spikeri ama onların da geçmiş hayatları pek parlak değil :(
Yine de komedi kişilerdi^^


Birde bir kısım var davetiye olayı :D
Okuyanlar bunu okursa hemen anlarlar :)) O kısmı okuyup anladığım da gecenin bir vakti
bastım kahkahayı :D Süperdi yaa :D

Kitabın sonundan bahsetmeyeceğim tabii ki de sadece diyorum ki okuyun görün(ne çok dedim bunu :D ) :))
Toplu bir yorumdan bahsedecek olursam her türlü duyguyu yaşadım diyebilirim :)
Sevgi, saygı, umutsuzluk, aşk, mutluluk ve kızgınlık :)

Tavsiye kısmın da tabii ki de herkes okumalı çünkü süper bir kitap, gözüm kapalı kitabı verip al oku derim o derece :))

Kitabı bize sunan Ephesus Yayınlarına çok teşekkürler, yazarın bir diğer kitabı Rüzgarla Gelen kitabı en kısa zaman da alıp okuyacağım, o kitabı da çok merak ettim :)

Alıntılara geçmeden önce kitaba puanım;
5/5


Şimdi gelelim benim en sevdiğim alıntılara :)


***Alıntılar***

Polly, bebeklerden birine bakıp yattığı yerden kaparak yüzüne doğru tısladı. "Kaç! Özgürlüğün, haysiyetin, ruhun aşkına. Kaç!" Bebeği havaya fırlattı ve Lance, bebeği tek eliyle yakalayarak öfkeyle ona karşı çıktı.
Alıntıya Not: Birde kitabımız da şişme bebekler var ki komedi ötesi :D

******
Vee yine bir Şişme bebek alıntısı :D
Lance, Polly ben el ele tutuştuk. Kelebek Fiona kafası üstü, Katerina da arkası üstü düştü. Garsonlar onları hemen kaldırıp yerleştirerek tabaklarımızı getirdiler. İçlerinde sanki yemek değil de, yemek kılığına girmiş sanat eserleri vardı.
Ne Kelebek Fiona aç görünüyordu, ne de Katerina.

*****

Arkadaşlar, bitkilerin bilimsel adlarını ezberlediğinizde, bahçıvan olmayı geçmiş, bahçe manyağı olmuşsunuzdur.
Kimsenin size aksini söylemesine izin vermeyin.
Eldivenlerinizi takın ve bunu kabullenin.

*****

Ameliyatımın, hayatımdaki her şeyi çözmesini beklemiyordum ama şeker hastalığım yok olup gitti. Tansiyonum normale döndü.Diz ya da kalça protezi ameliyatına gerek kalmadı. Yürürken nefes alabiliyorum, bir kalp krizi daha geçirmemin an meselesi olduğunu hissetmiyorum ve hareket ederken acı çekip oflamıyorum. Bunların hepsi inanılmaz. Her gün kendimi minnettar hissediyorum. Nefes almak öyle güzelmiş ki.
Alıntıya Not: Evet bu sıkıntıları sadece Stevie çekmiyor günümüz de fazla kiloları olan insanlar da çok ama çok dikkat etmeli :(

*****

Asla Kaybolmayacak yaralar almıştım ama hayatın böyle olduğunu da kavramıştı. İçimde de, dışımda da yaralar vardı.


Başka bir yorumda görüşmek üzere canlar, güle güle^^

28 Kasım 2013 Perşembe

OKK 21.Blog Turu Saplantı//Jennifer L. Armentrout Çekiliş Sonuçları^^



Selammm!!!

Herkesin beklediği büyük gün geldi!! :D
Eveet herkes çok heyecanlı, kazanan 3 arkadaşımız birazdan öğreneceğiz ama eğer kazanmadıysanız üzülmeyin turlarımız devam edecek!! ;))
Vee Turumuz da yanımız da olan bütün canlara kocaman teşekkürler KALP

Evet kazanan arkadaşlarımız;
Hilal Orhan
Esra Dilay Us
Başak Yaşar


Kazanan arkadaşları tebrik ediyoruz ;)
Lakin kazanan arkadaşlar en kısa zamanda adres bilgilerini göndermezlerse tekrardan çekiliş yapacağız :)
Adres bilgilerini okuyankizlarkulubu@gmail.com yada OKK Facebook sayfamıza bekliyoruz :)


Tekrardan tebrik eder, iyi günler dilerimm!! :))


Vee katkılarından dolayı DexPlus yayınlarına çok teşekkürler^^


24 Kasım 2013 Pazar

OKK 21.Blog Turu 5.gün Saplantı//Jennifer L. Armentrout Kitap Yorumu^^


Herkeslere merbaha :)

Geldik turumuzun son gününe ve yorumumuza :)
Yazarın Lux serisi ve Melez kitabından sonra 4.kitabımm :) Bu kitabımız diğer gençlik kitaplarına göre çok faklı, aslında okuduğumuz Gece yarısı ve Gölge avcıları serileri gibi ama burada uzaylılar baş göstermekte hatta bunlarda Lux serisindeki kötü uzaylılar Arumlar :)


İlk Lux serisini okuduğumuz için Arumlardan nefret etmişizdir, çünkü hep Öküzümüz Daemon'a ve arkadaşlarına zarar veriyorlardı ama burada Arum gönlümüzü fethediyor :)
Yine Luxenler var ama bu sefer düşmanlar hemde ne düşman :O


Yazarımızın erkek karakterleri hep öküz arkadaş, burada da Hunter'ımız öküz. Kız yani Serena bunu çok güzel dile getiriyor. Yani öyle çok öküzlüğü yok ama sürekli emretmesi insanı çileden çıkarıyor tabii Serena'yıda :D
Kitabı sevdim, konusu falan çok ilginçti çünkü acaba ne yapacaklar, nasıl kurtulacaklar bu işin içinden diyoruz :)

Neyse efenim birazda konudan bahsedelim :)
Serena kendi halinde yaşayan, bir lise okulunda rehber öğretmenidir. Bir gün arkadaşıyla bir barda otururken arkadaşının ilginç şeyler gördüğünü dinler. Başta umursamaz ve dinlemez ama arkadaşının bu kadar kötü durumda olması kendisini şüphelendirir ve onu kendi evine götürmeye karar verir. Otoparta arkadaşını aramasının yanında bırakır ve arabasını almak için arkalara ilerler, o sırada gölgeler arasında çok değişik ve yakışıklı bir adam görür ama ne kadar kötü biri olacağını ve hayatını değiştireceğini bir kaç dakika sonradan öğrenecektir. Arkadaşının dediklerinin hepsi gerçektir ve artık arkadaşı da yoktur.

SD bunu duyar ve hemen işlemlere koyulurlar. Bu cinayeti işleyen ve kendini ifşa eden kişiler senatörün oğullarıdır. Bunun üzerinde araştırma yaparken Serena'nın kesinlikle koruma altına alınması gerektiğine karar verirler ve kendileri için çalışan Arum Hunter'ı ararlar. Hunter başta çok sinirlenir, kendi çapında yaşayan hiç kimseyle uğraşmak istemeyen Hunter'ın başına bela olacaktır.
Başta bu görevi yapmak istemeyen Hunter Serena'yı bir beladan kurtarınca görevi kabul eder ve Serena'yı korumak için onu kendi evine götürür. Serena'nın hırçın hallerine ve ağzı bozukluğuyla uğraşmak hoşuna gider ama bir zaman sonra kendini onun çekim gücünden koruyamaz.


Vee konu böylelikle başlar, Arum olduğu için çok gizemli bir yerde kalırlar ve kimse rahatsız edemez ama çevresi çokta tekin bir yer değildir. Başları beladan kurtulmaz ama neyse ki çok güçlü olan Hunter vardır. ^_^

Saplantı bildiğimiz üzere Lux serisinin yan kitabı ama son satırları okurken kesin bu kitabın devamı gelir diye düşünüyorum :)
Bence gelsin hatta Hunter'ın diğer kardeşlerini de anlatsın yazarımız Jennifer :))
Yine de yazarın kalemi harika ve her şeyi ağzına gelip yazması beni acayip güldürdü :D Çünkü Kitabımız bölüm bölüm ilerliyor ve her bir bölümde hem Serena hemde Hunter anlatıyor. İkisininde duygularını ve akıllarından geçen düşünceler hem duygusaldı hemde çok komikti :))
Lux serisini okuyan herkes bu kitabı da merak edip okumak isteyecektir, yine de gelenek bozulmasın deyip tavsiye ederimm :)
Yayıncımız DexPlus'a gelince, çeviri harikaydı, tek bir yazım hatası görmedim ve katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum :))

Alıntıları özel yazı olarak yazmıştım ama bu alıntıya bitiyorumm :D

"Sakinleştin mi?"
"Sen bir..."
"Bir kez daha uzaylı dersen seni azıcık boğacağım. Anladın mı? Benim ne olduğum meselesini çoktan açıklığa kavuşturduk. Ben sağda solda sen insansın diyerek dolaşıyor muyum?"

ahahhahah süper bir altı çizilecek satır değil mi?? :D

Kitabıma puanımm ise 5/5


ÇEKİLİŞ!!
Çekilişimiz devam edecek, kuralları hepsini yapan 3 arkadaşımıza Saplantı kitabı hediyee!!
Çekiliş için TIK TIK! :)


DexPlus'a katkılarından dolayı çok teşekkürler^^


22 Kasım 2013 Cuma

OKK 21.Blog turu 3.gün Saplantı//Jennifer L. Armentrout Altı Çizilesi Satırlar^^



Saplantı turumuzun 3.gününden herkeslere Selammm!!

Bugün kitabımızdan çok sevdiğimiz, kesinlikle herkeslerle paylaşabileceğimiz Altı Çizilesi Satırları sunacağım, yani alıntıları :)
Süper bir kitap olduğunu, yazarımızın harikalar yarattığını okuyoruz :)
Lux serisinde ne kadar Daemon Öküz ise, burada Hunter'ımızda az değil hani :)

Neyse efenim uzun lafın kısası alıntılar harika, o zaman fazla heyecanda bırakmayıp Altı Çizilesi Satırları paylaşayımm :))

Keyifli okumalar^^

"Sakinleştin mi?"
"Sen bir..."
"Bir kez daha uzaylı dersen seni azıcık boğacağım. Anladın mı? Benim ne olduğum meselesini çoktan açıklığa kavuşturduk. Ben sağda solda sen insansın diyerek dolaşıyor muyum?"



*****

Karanlıkta dikildiğim için bu güzel erkek numunesini incelerken yakalanma korkum yoktu. Beni görebilmesi mümkün değildi; o yüzden ben de rahat rahat onu seyrettim...hatta salyalarımı akıtmış bile olabilirim biraz.


*****

Hayatımda hiç bu kadar hayal kırıklığına uğramamıştım. Gel gör ki buna sebep olan bir insan bile değildi uzaylıydı. En azından artık erkek türünün hangi gezegenden gelirse gelsin Öküz olduğunu öğrenmiştim.

Alıntıya Not:Yazarın bütün erkek karakterleri Öküz :D Ama hakkını da veriyorlar :P

*****

Şüphe, Mel'in yüzünden bir gölge gibi geçti. "Yüzünde o ifade var da; mustarip olduğum zihinsel sorunların aklından bir listesini yapıyor gibisin."
"Hayır yapmıyorum." Anında sırıttım. "Onu daha önce yapmıştım."

*****
İkiz kardeşi öne doğru bir adım atınca Hunter da attı. Adımları birbirine uyumluydu. Odanın iki ayrı köşesinden üzerime doğru gelmeleri sinir bozucuydu. İçgüdülerim kaç ya da savaş tepkimi körüklüyordu.

*****

Bu kızı boğacaktım. Daha da iyisi, onu boğup sonra odasına kilitleyeceğim.Bir kez daha düşününce, boğma kısmından vazgeçip doğruca odasına kilitlemeye ve yatağına bağlamaya karar verdim.
Eveeeet... bu gerçekten iyi bir fikirdi.
Kahretsin, Dex haklıydı. Bakıcılık konusunda cidden berbattım.


*****

Hunter gülümsedi. "Ben de seni gördüğüme sevindim Paris."
Paris mi? Tek düşünebildiğim Orlando Bloom ve Brad Pitt'ti oysa. Adam kapıyı iyice açtı. "Kuralları biliyorsun."

*****

"Ahh." Luc canı yanmış gibi yaptı. "Ben öyle dolaplar çevirmem."
"Doğru, ben de aslında küçük sevimli bir tavşanım."
:D

*****

Burada binlerce yıllık Arum ve Luxen savaşı yapılmıyordu. Beslenmek için dövüşmüyordum. Bana öyle söylendiği ya da mecbur olduğum için de dövüşmüyordum.
Serena için dövüşüyordum.
O, benim için her şet demekti.
Bunun bilinciyle öfkeden kudurmuştum.


Alıntılarımız bu kadar :)
Okumanız için bir sebep daha çıkmış bulunmakta :)


Şimdide gelelim Takvimimize :)
Takipte kalın canlar^^

22.11.2013
Fighting!!-Altı çizilesi satırlar.
The Reading Lady-Geçmişten Günümüze Hayatımıza Giren Uzaylılar.
23.11.2013
Kütüphanemden Kitap Manzaraları -Işıldayan Luxenler mi, yoksa Karanlığın Çocukları Arumlar mı?

24.11.2013
Yorum
Tur Boyunca Lux serisi kitaplarının yorumları da her öğlen sizlerle olacak^^

ÇEKİLİŞ!!
Çekilişimiz halen daha devam ediyor!!
Çekiliş kurallarını yerine getiren 3 kişiye tur kitabımız Saplantı hediye!! :))





21 Kasım 2013 Perşembe

OKK 21.Blog Turu 2.Gün Saplantı//Jennifer L. Armentrout Ön Okuma^^


Saplantı turumuzun 2.gününden herkese merhaba^^

Bugün size kitabımızın Ön okumasını paylaşacağım :)
Kitabımız zaten süper birde ilk sayfaları okudunuz mu hemen okumak isteyeceksiniz o yüzden okuyunca kitabı henüz almadıysanız dikkat edin bu bir uyarıdır :D 
Şaka bir yana daha ilk sayfalarda sizi kendinize bağlıyor nedeni çok ekşınlı :D  
Okuyun ve bana hak verin :)


Vee Ön Okumamız :) Keyfli okumalar :)




Tur Takvimimiz^^

21.11.2013
Fighting!!-Ön Okuma
Kitap Tutkusu-Jennifer L. Armentrout / Yazar ve Kitapları Hakkında Bilgi

22.11.2013
Fighting!!-Altı çizilesi satırlar.
The Reading Lady-Geçmişten Günümüze Hayatımıza Giren Uzaylılar.
23.11.2013
Kütüphanemden Kitap Manzaraları Işıldayan Luxenler mi, yoksa karanlığın çocukları Arumlar mı? 

24.11.2013
Yorum

BONUS!
Tur Boyunca Lux serisi kitaplarının yorumları da her öğlen sizlerle olacak^^

Çekiliş :)
Şartları yerine getiren 3 kişiye Saplantı kitabı hediye^^
Çekiliş için TIK TIK!!

Takipte kalın canlar^^