11 Haziran 2015 Perşembe

Benim Uzak Yıldızım//Amie Kaufman-Meagan Spooner Kitap yorumu^^

Herkese merhaba^^
Bugün sizlere harika bir bilim kurgu kitabının yorumu ile geldim^^ Kitabı okumadan önce ilk olarak kapağa aşık olduğumuzu hepimiz itiraf edelim. O yıldızlar, kızın elbisesi ve köşeden az da olsa çıkan bir erkek^^ Şaka bir yana renk uyumu harika olan bir kapak, şahsen ilk gördüğümde aşık oldum. Kitabın kapağı ne kadar güzelse içi de o kadar güzeldi. Biraz şüphelerim oldu okumadan önce, o şüpheyi yorumumun devamında bahsedeceğim ama şüphelerimin yerini olumlu bir düşünce aldığını söylemek isterim. Daha fazla detaya girmeden önce kitap hakkında bilgi verip devam edeyim.

Lilac gezegenin en zengin ve dokunulmaz unvanını alan genç bir kızdır. Herkes yanına gideceği, konuşacağı zaman iki kere düşünmesi gereken ulaşılmaz kişidir. Binbaşı Merendsen ise savaştan sonra aldığı unvan ile zengin kesimde gözükmeye başlar ve İkarus uzay gemisinde yer alır. Güzel devam eden günlerden sonra devasa büyüklükte olan İkarus'un başına felaket gelir ve elli bin yolcu alan uzay gemisi bir anda yakın bir gezegene düşer. Kurtulmanın mümkün olmadığı bu kazada sadece iki kişi kurtulmuştur. Lilac Laroux ve Binbaşı Tarver Mrendsen. O dakikadan sonra macera, hayatta kalma mücadelesi ve tabii ki aşk başlar.

Konumuz böyle, daha fazla detay için arka kapak yazısına bakabilirsiniz ;) Kitabı sevdiğimi başta söyledim, çok güzel bir bilim kurgu romanıydı. Böyle bir uzaylı kitap ikinci kez okuyorum, ilki de yine Go Kitap'dan olan Yabancı ama bu çok çok farklı bir şeydi. İlk olarak zengin kız fakir oğlan nostaljisi yaşıyoruz. Ne romantik değil mi? Ama öyle olmuyor işte bir anda kendilerini bilinmez bir gezegende bulunca Lilac ve Tarver neye uğradıklarını şaşırırlar. Başta Lilac'a sinir oldum, tamam zengin aileden geldiğin için tripli olabilirsin ama kuzum sen bilinmez bir gezegene düştün uyan artık :P
Yine de sevdim kendisini^^ Cesur ve sevimli bir hal aldı zaman sonra, hele o geçmişte yaşadıkları yürek parçalayıcı. Okuduktan sonra siz hakkında ne düşüneceksiniz merak konusu.



Tayver'a gelecek olursam fakir oğlan olarak iyi idare etti demeyeceğim muhteşem idare etti tatlı şey^^ Unvanının hakkını verdi kitap boyunca, bir çok zorluklar atlattı. Yeri geldi yoruldu yeri geldi sinirlerine hakim oldu yeri geldi aşık oldu :P Ne aşktı be arkadaş neyse. :D  Bir adet Tarver ve onun Lilac'a olan aşkından alabilir miyim? :P Şaka bir yana cesurluğun kitabını yazan bu iki çifte birbirinden güzeldi.

İlk başlangıçta bazı şüphelerim vardı demiştim. Bu şüphe ise kitabımızın iki yazarın yazması. Biraz değil baya korktum acaba altında kalkabilmiş mi yazarlar diye. Sonuçta kapak güzel, konuda ilgi çekici olup içeriği kötü olunca hepsi bir anda yerle bir oluyor. Ama bu kitap öyle değildi, yazarlar ortaklaşa harika bir kitap çıkarmışlar. Kitapta ayy bu olmamış, keşke tek yazar yazsaydı dediğim tek bir yer bile olmadı. Hatta acaba bu yazarlar nasıl yazdı dedim. Bir bölümü biri bir bölümü biri mi yazdı acaba ama cıks olmaz öyle bambaşka bir şey çıkardı her halde :D Uzun lafın kısası şüphelerim doğru çıkmadı, buna sevindim. Yazarları ve kalemlerini sevdim^^



Kitabın içeriğine biraz daha değinecek olursam bazı yorumlarda çok durgun olduğu yazılmış bence, şahsım adına öyle değildi. Belki fazla hareketli sevmediğimden belki de gerçekten öyle bir eksikliğe rastlamadığım dan yorumları okuyana kadar öyle bir şey hissetmedim. Kitabın ilerleyen sayfalarında neler oluyor neler. Bir kere gezegende meydana gelen olağanüstü olayların neler olduğunu hem karakterlerimiz hemde ben öğrenince şok oldum, tabii vay bee dedim de az orada kafam karıştı bu bir gerçek. Hele bir yer vardı ki evlere şenlik. Okuduğum sırada gözümden uyku akıyordu ama öyle bir sahneydi ki kitabı elimden bırakamadım. Amie ve Meagan siz neler yaptınız öyle O_o Ahh Tarver ahh Lilac :(


Çok merak ettiniz değil mi? Bence hiç bekletmeden alıp okuyun, bu iki yazar çok güzel bir kitap yazmış. Neler olacağını tahmin edemeyeceğiniz, olanları öğrenince de şok üstüne şok yaşayacağınız kitabı kesinlikle öneriyorum ;) Daha fazla yazmak isterim, ama bu kadar kafi. Gerisini siz okuyun ve bana hak verin ;) Bu arada kitapta geçen soruşturma kısımlarına sinir oldum -_- Okuyunca anlayacaksınız ;)

Kitabımız 3 kitaptan oluşuyor. -En sevdiğim^^- İkinci kitabımızın konusuna bakacak olursak Lilac ve Tarver çiftinin devamı olmuyor. Bu kitapta başka çift oluyor ve son kitapta her iki çifte buluşuyor. Bunu öğrendikten sonra gel de merak etme :O

İşte serimiz^^
Kapaklara bit^^


Benim Uzak Yıldızım Yorumu için Tık Tık!
Paralanmış Dünyam için Tık Tık!
Sonsuz Işığım için Tık Tık!


Kitaba puanım 5/5


Alıntılar^^

Lilac Rose LaRoux. Dokunulmaz. Zehirli.
Adımı Zehirli Sarmaşık koysalarmış keşke. Ya da Yüksük Otu. Veya Güzelavratotu. 


*****

"Sen ölürsen," diye fısıldadım, gözlerimi ondan ayırmadan, "ben de ölürüm."




Yüzünün her tarafında çillerle karışan lekeler vardı. Yanağındaki o morluk duruyordu. Uykusunda bile o dudakları düzgün, kararlı bir çizgi halini almıştı.
Gözlerinin altında mor halkalar vardı. Terli, perişan ve bitkindi. 
Gözüme hiç bu kadar güzel görünmemişti.

*****

O olmayınca içim üşüyordu.



Son olarak K-Pop sevdiğimi bilirsiniz. Kitabı okuduğum sırada çok sevdiğim Infinite grubunun pek sevgili Sung Kyu üyesinin mini albümü çıkmıştı, şarkılarını dinledim. Ama bir tanesi beni benden aldı. Daha Türkçe alt yazısına bakmadan bu şarkı tam Benim Uzak Yıldızım için yazılmış dedim. Sonra alt yazılı izledim ve şok. Bu kadar mı denk gelir^^ Kitabı okuyanlar izleyin hak vereceksiniz ;)


Keyifli dinlemeler^^

Bir kitap yorumunun daha sonuna gelmiş bulunmaktayım. Emeği geçen herkese teşekkürler :P Başka yorumlar da görüşmek üzere^^



5 Haziran 2015 Cuma

Agapi-Ölümsüz Aşk//Sarah Jio Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yorumlarım gelmeye devam ediyor. Bu yorumu hemen yazıyorum ama ne zaman yayınlarım Allah Kerim :D Şimdi saat 23.00 ben oyalanmadan her şeyiyle yazsam saat 01.00'da biter :P Şaka bir yana Fighting!! deyip yorumuma başlayayım. Sarah Jio'yu sevdiğimi bilirsiniz, çıktığı sırada aldık kitabı ama hemen okuyamadım. Okuduğum yorumlara göre ise kitabımız yazarın diğer kitaplarına benzemiyormuş. Cidden benzemiyordu. Bununla ilgili detaylar yorumun devamında gelecek ;)


Jane sevdiği ve ailesinin devam ettirdiği çiçekçi dükkanında işlerini sürdürmektedir. Çevresinin geniş olması ve seveninin çok olması Jane için çok iyidir ama ne yazık ki sevdiği köpeği Sam'de olsa da yalnızlık hissi başına beladır. Bu sırada Noel ve doğum günü denk gelmektedir ve ona gelen mektuplar arasın da çıkan kırmızı mektup ilgisini çeker. Mektubu okuduktan sonra hayatındaki bazı anlamsızlıklara cevap bulacaktır ve bambaşka şeylere yol açacaktır.





Konumuz böyle, devam etmeyeceğim konuya yoksa spoiler olur. Zaten kapak arkasında olan yazı da pek bahsedilmemiş. Neyse okuyunca ne olduğu anlıyoruz kitabımızın. Kitabı sevdim mi hımmm ne diyebilirim ki Sarah daha çok tarihi üzere kitaplar yazsın. Bu da güzeldi ama çoğu şey eksikti. Pek tatmin olmadım ne yalan. Kitabı okumadan önce Instagram'da bir yorum gördüm, Sarah bu tarz kitaplar yazmasın olmamış diye yazılmış, çok doğru buldum. Sarah'cım duy sesimizi, sen bırak bu işleri, sürekli tarihi yaz^^


Konumuz mistik özellikli bir kitap, karakterler iyiydi ama kopukluk vardı, yani dostluk, arkadaşlık vardı ama hepsi kopuktu ne yazık ki :/ Haa kitabın tamamı kötü mü, hayır değil güzel yönleri de vardı, bambaşka bir kitap olmuş, böyle tarzda kitap okumamıştım. İlk defa Sarah'ın kitabına böyle bir yorum yazıyorum, için içimi yiyor ama ne yazık ki bunlar bana göre gerçekler. Karakterlerden sevdiğim oldu, duygulandığım oldu kızdığım da oldu yine de eksiklik var :D 

Ana karakterimiz Jane ama bölüm bölüm kitapta geçen diğer karakterlerin hayatlarına da el atmış yazarımız, çok duygulu alıntıları, yazılar vardı. Sarah'ın kitabı işte bu dedirtiyor, gerçek aşkın önemli ama bazen ulaşılamayacak olduğunu yazarımız ince bir detay ile anlatmış. Bu kısımlar insanın içine işliyor, sona doğru neler olacak diye merak ediyorsunuz ve bum! neler neler oluyor. Şok oldum hani, böyle bir son beklemiyordum. 


Tavsiye kısmına gelecek olursam Sarah'ın bu tarz kitabı ilk, okumak isterim diyorsanız deneyin derim, bazı yönleriyle sevdim ama başta da dediğim gibi fazla eksiklikler vardı. Aşkı anlatması, bununla ilgili kitap yazması cesaret işi. Bu kitapları yazmak diğer kitaplara göre daha fazla emek ister ama yazarımız eğer yine bu tür yazacaksa haddime değil ama biraz daha kendini geliştirsin derim ;)

Kapağa ve kitabın ismine gelecek olursam, isinin anlamı kitapta geçiyor, kitabı okudukça kapak ve isim mantıklı geldi ama ama yine de orijinal kapağı kullansaydı keşke yayıncımız. 


 Bu kapak çok güzel, çok beğeniyorum. Bu kapağında bir anlamı var, iki kapakta çok gizemli, okudukça anlıyoruz anlayacağınız :D

Puan ve alıntılardan önce Sarah Jio'nun kitaplarına yaptığım yorumları okumak isterseniz linkleri vereyim.

Mart Menekşeleri(My Twin'den) Tık Tık!!
Yağmur Sonrası Tık Tık!!
Böğürtlen Kışı(Özel Yorum) Tık Tık!!
Son Kamelya Tık Tık!!
Gündüzsefası Tık Tık!!

Kitaba Puanım 5/3.5^^


Alıntılar^^

"Evet, çünkü biz filmlerdeki gibi aşklar istiyoruz. Hepimiz. Ama öyle bir şey yok. Olsa bile sonsuza dek sürmüyor."

*****

"Olabilirsin değil Mary, olacaksın. Tekrar sen olacaksın. Bunun kendin göremiyorsun ama ben görebiliyorum. Bu yarışa başlayan bir koşucu bitiş çizgisini göremez. Ama oradadır, seni bekliyordur. Sadece inan."

*****

Adele özel biriydi. Onu adeta kitap gibi okurdu. Kötü bir paragrafa denk gelse bile kitabı asla rafı kaldırmazdı. O aşk kitaplarına bayılırdı. Zor bölümlerde bile.


*****

"Gerçek aşk hayalet gibidir. Herkes ondan bahseder ama çok az kişi onu gerçekten görmüştür."



Kitaba yorumum böyle, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiler, saygılar^^




Tatlı Şeytan//Wendy Higgins Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Uzun bir aradan sonra yine sizlerleyim şükür :) Finaller bitti, okul bitti. Gelsin tatil, kitaplar diziler inşAllah. Yazıma gelecek olursam, daha okul bitmeden bitirmiştim bu kitabı. Pc'nin sorunlu olması, benim zamanımın olmaması şimdiye bıraktı yorumu. Çok geç yorum yayınladığım farkındayım ama inşAllah hepsini yetiştirmek niyetim :D Tabii yine zamanım olursa falan filan :P
Kitabımıza gelecek olursam harika bir kitaptı, gerek yazarın konuya yaklaşımı, kalemi falan okunulası^^ Çok sevdiğim bir kitap oldu, ikinci kitabı daha okumadan üçüncü kitabın çıkmasını istiyorum o derece der konuya geçerim.


Anna liseye giden 16 yaşında bir genç kızdır. Çocukluktan beri ona musallat olan şeylerin farkındadır ve neden olduğunu bilmemektedir. Yeni yaşına girince işler daha karmaşık hal alır ve kasabaya gelen gizemli Kaidan ile karşılaşınca da bazı gerçekler bir bir ortaya çıkar. Karanlık bir soydan geldiğini öğrenen Anna seçimler yapmak zorundadır. Ya iyilik meleği lakabını alan Anna böyle olmaya devam edecektir yada aynı ırka mensup olduğu kişiler gibi bazı emirlere boyun eğecektir. 



Konumuz böyle. 
Şimdi şöyle ki neredeyse bütün fantastikler böyle başlar, yaa birbirlerine benzer yada çok çok farklıdır. Bu kitapta onlardan biri. Tamam kız genç, ne olduğunu yeni öğreniyor ve bambaşka olayların ortasında buluyor kendini. Hepsi klişe ama çoğu şey farklı bu kitapta ;)

Anna sevdiğim bir karakter oldu gibi :D Dediğim dedik değildi bir kere, karakterin hakkını veren bir karakterdi. Yaşadığı o kadar zorluk ve devamında gelen olaylar katlanılacak gibi değil ama Anna sağlam basıyor yere ve olanlar oluyor. İkinci kitapta neler yapacak çok merak ediyorum, bilirsiniz bu klişeler arasında bir de kitabın sonu vardır. Öyle bir bitti ki ama olmaz ki böyle dedim. Elimde kitapta yok, en kısa zaman da alacağım ama :P



Gelelim ismi, kadar kendide ilginç olan Kaidan'e^^ İsmi nasıl okunacağını yazmış kitap ama ben yine bildiğimi okudum :D Çok tatlı, asil, kendinden emin biriydi ama tek şikayetim var bu kişiden. Kitabı okuduğumu duyurduğum zaman Kaidan için oyy, oyyy dendi ama ne yazık ki kitapta fazla yoktu. Okudum bekledim, okudum bekledim ama cıks :/ Olmaz böyle şey, ikinci kitapta daha fazla görmek dileğiyle :*


Pek fazla ekşın yok kitapta, ama o kadar akıcı ve güzeldi ki haa olmuş haa olmamış fark etmiyor insan. Bir kaç eksiği vardı tabi onlardan biri de Anna ve Kaidan'ın arasındaki iletişim. Bir tek ben mi öyle hissetim bilmiyorum ama ikinci kitapta daha farklı bekliyorum bakalım :D Yazarın kalemi gerçekten kuvvetli. Yazarlığa hız kesmeden devam etsin. Tabii eğer serinin devamını saçma bir hale sokarsa onu bilemeyeceğim :D
Bu arada kitapta geçen bir kaç karakter vardı, bazıları hariç hepsini sevdim. Hele bir tanesi vardı, tatlı şey^^ Adı bende saklı olun bu arada :*

Kitabı bitirir bitirmez iknciyi okumak istediğim yukarıda söyledim, cidden öyleydi. Nasıl merak ediyorum nasıl merak ediyorum anlatamam ama zamanla başka kitap okuyunca geçti. Belki üçüncü kitap çıkarsa onuda alır okurum. Yine de şu an yazdığım halde merak ediyorum :D Kapaktan söz etmek istiyorum. Renkler uyumlu çok güzel ama karakterleri ve kapakta ki kişileri birbirlerine benzetemedim :P Hayalimde başka Anna ve Kaidan gelişti :D Yine de orijinal kapak kullanıldığı için Go Kitap'a teşekkürler^^ Bir teşekkürü de sevgili H.ablama gelsin, seviliyorsun ablam^^


Kitabı tavsiye ederim, ikinci kitabı okuduktan sonra da seriyi tavsiye ederim kim bilir ama yine de bu kitabı okuyun eyy fantastik severler ve kitap severler. Yeni bir soluk yeni bir fantastik serüvene adım atmak için bu kitabı kaçırmayın^^

Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^

"Al sana bir bilmece. Davulcularla takılanlara ne denir?"
Cevap bekleyerek kaşlarını kaldırdı, ben de bir an düşündükten sonra omuz silktim. "Bilmiyorum, ne denir?" dedim.
"Zurnacı!"dedi. Jay, tekrar Kaidan ile ilgili sorularla beni sıkıştırmaya başlamadan önce kendi şakasına kahkahalarla gülerken bende başımı salladım. 

******

Gerçekler insanın canını yalanlardan çok yakar.

******

"Birazdan şu partiye gideceğiz," dedi Kaidan onlara. Bana da Kope ile aranızdaki o bakışmayı gördüm, diye bağıran bir bakış attı.

Ben de kaşlarımı kaldırarak ona sessizce, Sana ne? diye cevap verdim.


Yorumumuz bu kadar, başka yorumlarda görüşmek üzere^^


14 Mayıs 2015 Perşembe

Beyaz Yakalı Serseriler//Janet Evanovich Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^

Başka bir yorum ile yine karşınızdayım, bu sefer okuduğum kitap diğer okuduğum kitaplardan çok faklı bir kitaptı. Gerek karakter gerek karakterin yaptığı meslek ilgi çekiciydi. Kapağı ve konusu da ilgi çekici, hele kapak rengi evlere şenlik. Kitabımız polisiyeyi, aksiyonu içeriyor ama bazı eksiklikleri vardı. Bunları ilerleyen yorumum da bahsedeceğim ;)



Stephanie Plum kuzeninin yanında, kefalet ofisinde çalışmakta. Burada mahkemeye gelmeyen suçluları yakalayıp götürmek görevi ama yaptığı iş öyle kolay değildir. Her türlü insanla karşılaşan Stephanie birde gizemli cinayetlerin arasında kalır ve son olarak tehdit mesajları alır. Zamanla hayatı ne kadar şenlikli olsa da iş çığırından çıkar ve Stephanie ne yapacağını şaşırır. Buna artı olarak karışık ilişkiler ve evlenme baskısı yapan aile çıkınca Stephanie ne yapacağını bilemez.



Konumuz böyle, anlattığım gibi dolu dolu kitap. Her türlü işler var. Cinayetler, tehditler, evlenme baskısı yapan aile, vampirlere inanan bir arkadaş daha ne olsun. Böyle bir ortam da olsam kafa gider yani ama Stephanie iyi dayandı. Hele kapıya sürekli dayanan biri var ki evlere şenlik, ne için geldiği öğrenseniz kahkaha komasına girersiniz. Yine de kitabın eksik yönleri vardı. Başta adapte olamadım kitaba, sonradan olaylar gelişir dedim tık yok. Tamam polisiye falan ama daha çok entrika beklerdim neyse yine de yeterince Stephanie'nin başı belaya girdi :D



Stephanie'nin arkadaşı Lula komedi ötesiydi, gerçek dışı şeylere inanıp sonra onlara dönüştüğüne inanması süperdi. Her bir konuşması, hareketleri okunulasıydı. Acaba ona ait kitap var mı, keşke olsa :D Doğrusu Stephanie'den iyi :D Kitapta geçen iki erkek karakterimiz var, hangisi daha iyi ne Stephanie ne de ben karar veremedik ama ikinci kitapta bulsun birini, döverim :P

İkinci kitap demişken elimde ama hemen okumayacağım, yakın bir zaman da olur belki. Doğrusu kitabı pek sevemedim, belki ikinci kitap daha farklı olacak beklemedeyim ama pek aman aman kitap değil, beklentim yüksek değildi ama bu kadarını da beklemiyordum. Neyse yine de espriler yerindeydi, karakterler komedi ötesiydi. Bakalım ikinci kitapta neler olacak.



Tavsiyeye gelecek olursak konuyu beğendim, okumak istiyorum diyorsanız alıp okuyun ama tam olarak tavsiye edemeyeceğim ;) Bu kitabı okumayı size bırakıyorum :D


Kapaklardan bahsedecek olursam kapakların şeklini, rengini falan çok beğendim :D Renkler süper^^


Orijinal kapaklar değil ama bizimkiler daha güzel :D Serimiz bay çok kaç kitap olduğunu sayamadım ama işte fotoğrafı, siz sayın :D Ve bilgiyi eklemek isterim bu ilk kitap değil, ilk kitap çıkmamış Beyaz Yakalı Serseriler 17.kitabımız. Neden öyle anlamadım ama değişik :D



Kitabımızın daha doğrusu serimizin bir filmi var ;) Çok güzel fragman izlemek lazım ;)



Kitaba puanım 5/3.5^^

Alıntılar^^

"Yemek yapmayı öğrenebilirim," dedim.
"Elbette öğrenirsin," dedi Lula. "B*k püsür pişirirsin. Neden bahsediyorsun sen?"
"Sadece aklıma geliverdi işte."
"O halde bunu hemen aklından çıkar, yaptığın yemeği gördüm ve hiç de hoş değildi."

******

Bazen ne dilediğinize dikkat etmeniz gerekir, zira dilediğiniz şey gerçeğe dönebilir.


******

Kötü şeylerin bazen iyi şeylere dönüşmesi ne tuhaf, değil mi? Her şeyi düşünürseniz, aslında berbat bir gündü ama harika bir makarnayla bitiyordu.

******

"...Hayvanlara kötü davranan insanlara tahammülüm yok. Ayrıca, tavukları severim.
Connie, "Özellikle de, parçalara ayrılıp kızartıldıkları zaman," dedi.
Lula, "Evet ama o başka bir tavuk,"dedi. "Onlar tüysüz, yemeklik tavuklar. Minik Kırmızı Tavuk*değil."
"Yemeklik tavuklar tüysüz değildir,"dedim.
Lula,"Süpermarkette gördüm,"dedi. "Tüyleri yoktu."



Yorumum, alıntılar ve kitap hakkında bilgiler bunlar başka yorumlarda görüşmek üzere^^



1 Mayıs 2015 Cuma

Buselik//Başak Kızıltan Kitap Yorumu^^

Selam^^
İlk olarak 1 Mayıs işçi bayramınızı kutlar yeni yorumuma başlarım. Bugünü tatil bilerek kalmış iki yorumumu yazıp yayınlayayım dedim. Yoksa kalacak yorumlar yine :/
Buselik kitabı ilk yazılıp yayınlanmaya bir kaç sene önce başladı ve ilk okumak kısmet oldu. Devam etmeme nedenimi şu an hatırlamıyorum ama ya kitap olacak diye yarıda bırakıldı yada ben devam edemedim vs. vs. :D İlk bir kaç bölümü okuduğum için konuyu biliyordum ve arka kapak yazısını okumak istemedim, kitabın yarısına gelince ya bu konuda bir karışıklık var dedim ve arka kapağı okudum ve bingo! meğer başta geçen iki karakter ana karakterimiz değilmiş, Berke bizim asıl karakter :D Neyse konumuzu anlayıp yoruma devam edeyim ;)


Buse içine kapanık ama arkadaş ortamına geldiğinde şen şakrak olan bir yapıya sahiptir. Lise zamanın da ilk aşkını yaşar ama zaman geçtikçe ve araya yollar girince en acı şeyler yaşamak zorunda kalır. Bu zaman zarfında çoğu erkeğe gönlünü kapatan Buse'nin aşk tekrar kapısını çalar ama hayat bu ya yine ve yeniden acılar gelir bulur kendisini. Sonunda hayatına çeki düzen vermek amacıyla Göcek'e giden Buse'nin karşısına kendisi gibi acılar çeken Berke çıkınca ikisi de kendilerin de açılan yaraları birbirlerin de saracaklardır.


Kitabımız da Buse ne kadar güzel günler geçirse de acı günler her daim kapıdaydı. Çok şey çekiyor, tam her şey düzeldi, mutluluk kapıda derken tepetaklak oluyor her şey. Bu nokta da çok sinir olduğum yerler oldu, hele kitabımız da geçen Saner yok mu en en en sinir olduğum kişiydi. Tabii başta sevdim, okuyanlar arasında sizde ilk başlarda hak verip, seveceksiniz ama sonra. Neyse siz okuyun öyle karar verin. 


Kitabımızın arkasın da 'Aşkta İkinci Şansa Olan İnancınızı Tazeliyor...' diye geçiyor, gerçekten öyle. Tam her şey bitmiş derken hayatınıza giren insanlarla ve aşkla hayata tekrardan tutuna biliyorsunuz. Buse de bu tür duyguları yaşadı, hatta hayatında bir çok kez gel gitler oldu ama ayakta durabildi. Buse'yi sevdim, öyle sinir olduğum yerler de olmadı. Güzel yazılmış bir karakterdi, sizlerin de bir şeyler bulabileceğiniz, onunla üzülüp onunla ağlayacağınız bir tarzdaydı. 

Berke, sonradan konuya dahil oluyor ama dakika bir gol bir de hemen kalbimize taht kuruyor. Çok sevdim kendisini, o da Buse gibi acılar çekmiş ve çekmeye de devam ediyor, ta ki Buse ile karşılaşana kadar. O dakikadan donra hayatı renkleniyor ve bambaşka yol alıyor. Onun o düşünceli hali, sevgisi falan süperdi. Buse'de şanslı hani :D


Kitabı sevdim, ilk kitap olması açısından bazı eksikler vardı ama kitabı etkileyecek kadar değildi. Kitabımızın başında kafanız biraz karışabilir. İlk olarak geçmişten anıları anlatıyor Buse sonradan geleceğe dönüyor ve böyle devam ediyor, bu geçişler de bazen kafam karıştı doğrusu. Kitabımızı tavsiye ederim, bambaşka bir konuya, yalnızlıklara, hayal kırıklığına ve yeni başlangıçlara kucak açan bu kitabı okuyun derim ;) Son olarak kapağı çok sevdiğimi söylemek isterim, konuya o kadar uyumlu ki anlatamam, yeşiliyle, kırmızısıyla güzel bir kapak olmuş.

Kitaba Puanım; 5/4


Alıntılar^^

Konservatuvar binasına gelene kadar çeşitli fakültelerin önünden geçti, öğrencilerin hangi bölümde okuduklarını çıkarmaya çalışmıştı. 'Ellerinde t-cetvel ile salınan kızlar kesin mühendis ya da mimar, kendileri bile taşımaya halleri kalmamış çocuklar koltuklarının altında kalın kalın kitaplar kesin hukuk fakültesinde geleceğin hukukçuları, saçları yeşil çocuk Allah'ım sen kesinlikle güzel sanatlardasın... heyy pantolonun düşecek şimdi,' diye içinden söylenip kıkırdayarak yol aldı beklenen binaya.

*****

"...Hep yanındayım, hep seninleyim... Günü yaşa... Var olduğunu göster dostum
Seda..."

Alıntıya Not: İşte böyle dostlar mükemmel^^


*****

Buse'nin hemen yakınından rüzgarını bırakarak geçmesi ve ardından bıraktığı kokusu ile Berke öylece kalakaldı. Geceler boyunca uykusundan uyandıran, her gittiği yerde burnuna gelen koku buydu işte! Kaç kere etrafına, "Burası çiçek gibi ne kokuyor?" diye sormuş, herkesin şaşkın bakışları ile karşılaşmıştı. Toparladı kendini ve masadan çantasını alan Buse ile otelden çıktılar.


Yorumumuz bu kadar, başka yorumlar da görüşmek üzere^^





30 Nisan 2015 Perşembe

Benim Uzak Yıldızım//Amie Kaufman & Meagan Spooner Kitap Tanıtımı^^

Herkese merhaba^^
Bugün yine bir kitap tanıtımı ile karşınızdayım. Evet son zamanlar da baya kitap tanıtımı yaptım ama bahar sebebiyle yeni kitap patlaması oldu sanki^^ Hemde çok cici ve güzel kitaplar :)
Bu kitabımız da yayın hayatına yeni başlamış sayılan ve başladığı dakikada ilgi odağı olan Go! Kitap'dan :)
İlk olarak kapağa bittim, sonrasında ise konu mükemmel^^ 
Anlayacağınız Uzaylılar istila edecek yine :*

Konumuza bakalım^^


O GECENİN, DEVASA UZAY GEMİSİ İKARUS'TAKİ DİĞER GECELERDEN HİÇBİR FARKI YOKTUR. 
Ta ki o büyük felaket gerçekleşene ve İkarus yakınlardaki bir gezegene düşene dek. Elli bin yolcu kapasiteli gemiden yalnızca iki kişi kurtulmuştur: Evrenin en zengin adamının kızı Lilac LaRoux ve genç bir savaş kahramanı olan Binbaşı Tarver Merendsen.
Binbaşı Merendsen, Lilac gibi kızların insanın başına beladan başka bir şey getirmediklerini uzun zaman önce öğrenmiştir. Lilac da, Tarver’ın kendi iyiliği için, onu kendisinden uzak tutması gerektiğinin farkındadır. Ama ıssızlığın ortasında hayatta kalabilmek için birbirlerine ihtiyaçları vardır. Açlık, soğuk ve vahşi hayvanlara bir de Lilac’ın duyduğu fısıltılar eklenince birbirlerine güvenmekten başka çareleri kalmaz. Ne var ki çok geçmeden, onları birbirlerinin kollarına iten bu trajediden büyük bir aşk doğar. Artık kurtulup kendi gezegenlerinde bir ömür ayrı kalmaktansa düştükleri bu ıssız gezegende birlikte olmayı tercih ederler.
Ama her adımda onları takip eden gizemli fısıltıların ardındaki gerçeği öğrenmeleriyle her şey bir anda değişir. Lilac ile Tarver o gezegenden ayrılsalar bile artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Nefes kesen bilim kurgu üçlemesinin ilk kitabı, Benim Uzak Yıldızım, zaman ve mekân tanımayan sonsuz bir aşkın hikâyesi…


Konuda anlaşıldığı üzere serinin ilk kitabı ve üç kitaplık bir seri. Serinin az oluşuna bayıldım :* Kitabımız böyle mayıs ayının ilk haftasında çıkması bekleniyor, sabırsızlıkla bekliyoruz^^


Başka bir yazımda görüşmek üzere, sevgiler^^



28 Nisan 2015 Salı

izmir Kitap Fuarı^^

Herkese Merhaba^^

Kitap severler bilirler geçen hafta İzmir Kitap Fuarı vardı ve yine yeniden dolu dolu geçmiş aldığımız bilgiler doğrultusunda. Şimdi diyeceksiniz bu başlık altına yazdığına göre sende gittin demii? Falan ama hayır biz şu dünya hayatımız da hiç Kitap Fuarına gitmedik, neyse bunlar derin mevzular yaramızı deşmeyelim. Evet yazıya gelecek olursam, biz çok şanslı ikizler olduğumuzdan bizi düşünen ablalarımız, K.mm var! Sağ olsunlar her fuarda bizi düşünüp kitap alıyorlar. Normal de yazmam da yazı bu fuarın anlam ve önemi büyük^^ 

İlk olarak kitaplarımızı ve gelenleri tanıyalım sonra kısa yazıdan sonra bitireyim :D



İlk olarak yeni çıkmış bir kitap olan Hayallere Dokunmak kitabına bakalım^^ Sınırları Zorlamak kitabını çok beğenmiştim ikinci kitabı da çıkınca isteyelim dedik hem uygunmuş fuar da Aspendos Yayınları^^

Sınırları Zorlamak yorumum için Tık Tık!!


Kocan Kadar Konuş kitabı çıkalı sene oldu hatta ikincisi çıktı hatta ve hatta filmi de çıktı ve sonunda bizim elimize ulaştı :D Filmi çıkmış olabilir ama daha buralara gelmediği için okumadan gitmeyeceğiz filme :D  Okuyalım bakalım nasılmış kitap :D


Son olarak Senli^^
Merve Akıncı'nın ikinci kitabı, ilk kitabı Şahmelek eh işteydi ama o zamanlar daha yeni yazmaya başladığı Senli'yi çok beğenmiş, kalemine hayran kalmıştım. Şimdi de çıkan taptaze Senli kitabı ellerimiz de^^ 
Not: Kapak çok güzeeeell^^



Alınan kitaplar bu kadar, her bir kitap her bir ablamızdan K.mm'dan yanii Pudra Tozu, Kitap Tutkusu ve Benherneysemo (Kütüphanemden Kitap Manzaraları) Bloglarının sahiplerinden. Fuara giden Pudra Tozu (H.ablam.) Sağ olsun bizleri tehdit ederek (bunlar tatlı tehditler) zorla kitap ismi istedi ve sağ olsun hemen de gönderdi. Bunun yanı sıra çok güzel şeylerde var^^ Onların hikayesi de birazdan burada olacak^^ Neyse bu kitaplar için her bir ablama, K.mmm çok ama çoooook teşekkür ederimmm, ederizzz^^ İyi ki varsınız, her anlamda çok mutlu ediyorsunuz bizi^^ Teşekkür ederiz^^ <3 <3


Gelelim son olaya :D


Çeşit, çeşit ayraç ve poşet görüyorsunuz fotoğrafta, dersiniz bunlar ne ki yanii. Bunlar bizim için önemli, ilk olarak özenle H.ablamız bizim için almış My Twin ayraç hastası olduğu için seçmiş onun için, ikinci olarak ablamız heyecanla ve yorgunlukla tez elden kitaplarımıza kavuşalım diye hemen göndermiş ama sadece kitapları, ayraç ve poşetleri unutmuş. Tabi bizim haberimiz yok ve hemen onları da kargolamış! İşte bu arkadaşlar, nasıl da hemen sırf bu yazı için, sırf mutlu olalım diye o kadar yoğun zaman da göndermiş. İşte sevilesi bir insan^^


Vee son olarak toplu İzmir Fuarı hediyeleri^^ Hepsi birbirinden güzel, okunulası, kullanılası^^ 
Hepsi için çok çok teşekkür ederiz, kim demiş fuara gidemiyoruz diye K.mm deyimi ile Fuar ayağımıza geliyor^^


Bu yazımın da sonuna geldim, en kısa zaman da başka yazılarım da görüşmek üzere, sevgiler^^




25 Nisan 2015 Cumartesi

Haftanın Şarkıları #8

Bir Haftanın Şarkıları yazısından daha Merhaba^^

Bu  hafta yine geç yayınladım ama artık siz alıştınız demi :D Bu sefer fazla uzatmadan direk şarkılara geçeceğim :D

Bu sefer şarkılarım Youtube'dan seçmeli olacak, bakalım önüme ilk çıkan iki şarkı hangisi ;)

İlk şarkımız Kyuhyun'dan^^
Şarkının ismi:  Hope Is A Dream That Doesn't Sleep.


Bu şarkı bir OST, dizi ise King of Baking^^ 
Çok duygusal ve çok güzel bir şarkı^^


İkinci şarkımız ise;
Beast&Apink// Skinny Baby.


Beast'e olan sevgimi bilirsiniz bu şarkıyı da çok severim :) Apink fazla dinlemem ama şarkı çok güzel hele dansları^^


Bu hafta böyleydi, başka bir yazımda görüşmek üzere şarkılar ve sevgiyle kalın^^



24 Nisan 2015 Cuma

Kitap Tanıtımları^^

Herkese Merhaba^^
Son zamanlar da sadece kitaplar hakkında paylaşım yaptığımın farkındayım ama Kore ile ilgili paylaşımlar çok uzun olduğu için geniş bir zamana ihtiyacım var ve halen daha o zamana kavuşamadım :( Yine ve yeniden doluyum :P Neyse son zamanlar da harika haberler alıyorum, görüyorum ve beğeniyorum :D Ephesus Yayınları yepyeni kitaplar çıkıyor daha doğrusu yeni baskı yapıyor hatta bu kitaplar ciltli O_o En sevdiğim^^ Neyse kitaplarımıza bakalım^^


İlk kitabımız kaç sene önce okuduğum yazarım Güneş Demirel'in kitabı Şimdi Benimsin^^ Yeni baskısını dört gözle bekliyorduk ve Ephesus Yayınları bir anda sürpriz yaparak çıkardı hemde ciltli^^ Ne kadar sevindim ve heyecanlandım anlatamam^^
Şimdi tanıtımımız yapalım :*



Kötü bir başlangıçtı onlarınki. Ne Elif hak etmişti başına gelenleri, ne de Fırat istemişti böyle olmasını. Bir gecede hayatlar değişmiş, hayaller yıkılmıştı... Zaman unutturabilir miydi kötü anıları? Affedebilir miydi günahı? Haksızlıkların en büyüğünü yaşayan Elif, ailesi tarafından dışlanırken, felaketi olan insanlar tarafından sarıp sarmalanır. Her geçen gün nefret ateşiyle bilense de, hayata tutunmaya çalışır.

Fırat ise pişmanlıkları ve vicdanı ile savaşırken, Elif'in masumiyetine ve güzelliğine yenilir. Gün geçtikçe ilmek ilmek her hücresine işler Elif. Artık Fırat için hayatın amacı, affedilmek ve kara sevdasına karşılık bulabilmektir. İki töre mahkûmunun hayat yolculuğuna eşlik ederken, hem yüreğiniz acıyacak, hem de dev bir aşka tanık olacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)


♥♥♥♥♥♥♥♥



Tazecik resimlerde geldi^^ Şunun tatlılığına bakın hele ^_^ ♥♥♥♥

Kitabımız İzmir Fuarına kavuşacak gibi, zaten yazarlarımız da imza için orada ;)


İkinci kitabımız ise yine Ephesus yayınlarından^^
Fatma Erdek'in kalemini severim, bu kitapta güzele benziyor^^
Şimdi konumuza bakalım;




Karanlıkta bile gören gözdü yürek. Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu. Onlar sevgiyi de, acıyı da birlikte yaşamışlardı. Büyüklerin dünyasında kötülüğün kurbanı olmuş, kaderin savurduğu farklı yönlerde kaybolmuşlardı.

Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu.

Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti. Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın… Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek… Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek…

Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar… 

Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar…

Tehlikenin koynunda, sırlarla çevrili derin bir AŞK hikâyesi okumaya hazır mısınız?
(Tanıtım Bülteninden)




Kitap tanıtımlarımız böyle^^ İzmir Fuarına o zamanlar da gidecek olanlar şanslı, hem yeni kitap hemde imzalı kitap daha ne olsun^^


Başka bir yazımda görüşmek üzere^^





22 Nisan 2015 Çarşamba

Ardımda Kalanlar//Ellen Marie Wiseman Kitap yorumu^^

Bir başka kitap yorumundan herkese merhaba^^

Son zamanda okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesiydi Ardımda Kalanlar. Kitap ilk çıktığı zaman o kadar merak etmiştim ki bir kere konusu insanı kendine çekiyor. Zaten konusunu okuyup etkilenen varsa dakika durmasın ve hemen okusun derim, harika bir kitaptı. Yazarın okuduğum ilk kitabı ve son kitabı olmayacak gibi. Eğer bir çok kitabı var ise çıksın, kalemi okunulası.

Clara o zamanlar herkesin hayalini kurduğu zenginlikte yaşamaktadır. Herkes imrense de pekte onların gördüğü gibi değildir. Zor ve sıkıntılı günler geçirse de onu mutlu eden bir kaç detay vardır ve bu detaylar ile hayatına devam eder ta ki ailesinin sözlerine karşı gelene kadar. Isabella yaşadığı trajediden sonra koruyucu aile yanında kalmaktadır. Hayatının ne yöne gittiğini bilmeyen Izzy'nin kafası çok karışıktır. Bunların yanı sıra üvey annesi ile beraber şu an için kullanılmayan Akıl hastanesinde olan eşyalara göz atan Izzy bir günlük bulur ve hem kendi hayatını hemde geçmişte yaşayanlar için hayatını değiştirir.

Konumuz böyle^^

Kitap beni benden aldı, daha ilk dakikadan kitaba bağlanıp bırakamıyorsunuz. Bu zamana kadar böyle bir kitap okumadığım bir gerçek ki böyle başka bir kitap yazıldı mı onu bile bilmiyorum, belki yabancı ülkede yazılmıştır. Neyse biz kendi kitabımıza dönelim. Aklınızın alamayacağı şeyle geçiyor kitapta, ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilinmez ama eğer gerçekte böyle oluyorsa çok acı verici. Hadi Akıl hastanelerin de öyle şeyler yaşanıyor deyip kabullenelim peki aile? İşte en, en kötüsü. Konuda geçiyor ama bu kısmı spoiler içerikli olarak yazacağım.




SPOİLER!!
Evet ilk olarak konuda dediğim gibi zengin olsa da aile yönünden çok çile çekiyor Clara. Hemde ne zorluklar. Bir aile neden öyle bir şey yapar, hiç acımadılar mı dedim durdum. Clara sadece bir erkeği sevdi diye Akıl hastanesine kapatılıyor ailesi tarafından ve bir daha çıkartmıyorlar. Clara'nın yaşadığı her sıkıntı da ailesine ne kadar sinir oldum anlatamam, onlar gerçek aile olamaz dedim. Ne günahı var Clara'nın, hele sonradan yaşanacaklar neden, ne uğruna? 
SPOİLE SONU!!

Çok kötü ve çok acılar yaşıyor Clara. Onun yerinde olduğunuzu düşünmek dahi istemiyorsunuz, istemeyeceksiniz. Clara da bir hiç uğruna yaşıyor bunları ve öyle bir bünyeye sahip ki biz onun yerin de olsak akıl sağlığımızı dakikasına yitiririz. O yüzden Clara'yı çok ama çok sevdim. Bunun yanı sıra gelecek zaman da Izzy var. Onun da hayatı çok farklı değil, onunda geçmişi acılar içinde geçmiş. Clara kadar olamaz tabii ama sonlara doğru ortaya çıkan gerçekler ile onun da Clara'dan farkı yok dedirtiyor. Izzy'yide Clara kadar sevdim, her söze bir lafı vardı, işte en sevdiğim karakter bu arkadaş, sus pus olup kaderine razı olanlar dövülesi.


Şimdi ki Akıl Hastaneleri bilinmez ama eski zaman da gerçekten böyle oluyormuş, hikayemizin çıkış noktası gerçek bir hikayeden uyarlanma zaten. Hikayenin geçtiği akıl hastanesi gerçek mesela. Orada neler bulundu bilinmiyor ama kesin yürek burkan hayatlar, anılar yer almıştır. Kitabımızın az sonundan bahsedip yorumumu bitireceğim, son 70-80 sayfa ağlaya, ağlaya bir hal oldum, Yazar nereden vuracağını çok iyi bilmiş ve uygulamış. Taa derinden etkiliyor insanı yaşananlar, yazılanlar.


Kitapta tek sıkıntı bazı şeylerin eksik ve cevapsız kalması. Daha kitabın ortasından bu soruların cevabını bekliyordum ama ne yazık ki okuyamadım bu cevapları. Okuyanlar da benim gibi hissetti mi bilmiyorum ama hissettiyseniz bana ulaşın :D

Aile-dram severler kesinlikle okuyun bu kitabı, vay be insanlar ne kitap yazıyor diyeceksiniz. Okuduktan sonrada sizi etkisinde bırakan nadir kitaplardan olduğu için herkese kesinlikle tavsiye ediyorum^^

Kitabımızın kapağından bahsedecek olursam bizim kitabımız Arkadya Yayınları farkıyla yine ve yeniden harika ötesi. Ama sadeliğiyle orijinal kapakta çok güzel.



Kitabımıza Puanım 5/5


Alıntılar^^


Izzy bütün eşyaları not alırken zaman zaman gözünün anne babasını, eşini, çocuklarını, fiziksel olarak henüz bu dünyada ayrılmamış olsalar da, sevdiklerinin yasını tutup ne yapacaklarını bilemez halde olduklarını düşünmeden edemiyordu.


*****

Uzaktaki binalarla ağaçlar gittikçe karanlığa gömülüyordu, pastel renkli gökyüzüne karşı belirsiz siluetlere dönüşüyordu. Bu, Clara'nın bir kişinin cennetle cehennemin, aydınlıkla karanlığın, iyiyle kötünün dünyevi halini gerçekten görebileceğini düşündüğü günün tek saatiydi. 

*****

... güldü. "Emin misin?" dedi.
 "Aklıma sorarsan emin değilim," dedi Clara. "Ama yüreğim hemen anladı."




Yorumum bu kadar, başka yorumlarda görüşmek üzere^^