28 Kasım 2015 Cumartesi

Secret Love Kore Dizi Yorumu^^

Selam^
Uzun zaman da sonra bir Kore dizisi yorumu ile karşınızdayım^^ Bu dizimizi izleyeli, aylaaaar, aylaaaaar oldu. Başlangıç da o kadar hızlı izledim ki son iki bölüm sırf dizi bitmesin diye izleyemedim :O Evet yanlış okumadınız, sırf dizim bitecek diye son iki bölüm kaç ay beklettim telefonda :P Aslında dizim bir ay öncesine bitmişti ama ben şimdi yorum yazıyorum :(


Dizimizin konusu baya dram, Kang Yoo Jung savcı olan sevgilisi ile nişanlarını kutlamadan sonra eve dönerken trafik kazası geçirir ve birine çarparlar. Yağmurlu olduğu için pek olayı pek anlayamayan Yoo Jung'yu sonradan bir sürpriz beklemektedir. Nişanlısı savcı Ahn Do Hoon bir kişiye çarpmıştır ve polisler tarafından aranmaktadır. Daha yeni savcı olduğu için korkan Do Hoon'a ise Kang Soo Jung yardım edip, suçu üstüne alıp hapse düşer. Ölen kadın ise Min Hyuk'un sevgilisidir ve hamiledir. Her ne kadar ailesi tarafından istenmese de onunla evlenmeyi düşünen Min Hyuk elim kazada ölen sevgilisinin kinini güder ve Yoo Jung'un peşini bırakmaz. Ama bu saplantılı kin onu imkansız bir aşkın pençesine düşürür. 
Olay bu. Min Hyuk çok çektiriyor çook. Hemde öyle böyle değil. İzledikçe üzüldüm Yoo Jung'a.



Min Hyuk//Ji Sung^^

Sevgilisinin öcünü almak isteye n Min Hyuk her şeye rağmen Yoo Jung'a yapmadığı bırakmaz, hapishane dahilinden her adımını izletip, acı çektirir ama gerçeklere yavaş yavaş yaklaşan Min Hyuk Yoo Jung'a geri dönülemez şekilde aşık olur.
Ji Sung <3 Adam on numara beş yıldız oyunculuğa sahip. Bir dizi de komedi rolünü üstlenirken bir dizi de kötü, sert karakteri oynuyor. Kendisi en sevdiğim oyuncular arasında, ve o bakışlar^^ <3

Kang Yoo Jung//Hwang Jung Eum^^

Nişanlısı için her şeyi yapmaya kafayı koyan Yoo jung onun için suçunu üstlenir ve hapse düşer. Yıllar içinde yine aşkına sahip çıkan Yoo Jung ona yapılan ihanetten sonra Min Hyuk gibi intikam almak için elinden geleni yapar.
Bu unniyi de Ji Sung kadar severim, her dizisi olay ve sevilesi^^ Burada da harika işler başarmış, şu an oynadığı iki dizisi izlenmek için bekliyor, en kısa zaman da izleyeceğim ;)

Ahn Do Hoon//Bae Soo Bin^^

Yoo Jung'un nişanlısı ve para, mevki için her şeyi feda eden kötü adam. Yaptığı kötülüklerden sonradan pişman olsa da artık çok geçtir.
Oyuncuyu bir kaç dizi de izledim ve gerçekten güzel bir oyunculuğa sahip :)

Shin Se Yeon//Lee Da Hee^^

Min Jung'u karşılıksız sevmektedir ve aşkına karşılık almak için Min Hyuk'n 
zayıf yönleri kullanmaktadır. Kendisini Davichi grubunun klibinden tanırım, güzel bir bayan ama bu dizi haricinde hiç bir dizi de görmedim ;) Yine de güzel oyunculuk, beğendim.



Min Jung'un tatlı sekreteri^^ Hem işlerini halletmektedir, hemde ona kalmış gibi Min Hyuk'a akıl vermektedir :P

Diziden Kareler^^


İlk bölümden. Bu kafeyi çok sevdim yaa, dizi de o kadar güzel duruyordu ki^^


Wuuu işte bu sahne beni bu diziye sürükledi. 
İşte görün Min Hyuk Yoo Jung'dan nasıl nefret ediyor :(


Anaaam spoi :S Ama merak etmeyin ilk bölümler de bizlerle^^ Burada bu çiftimiz birileri tarafından dikizleniyordu. 


Bu sahne :(


Ve bu sahne :(


Artı bu sahne :( 
En beterleri. Buraları izleyince ne kadar dram olduğuna hemen anlıyorsunuz :(




Aşk adamı diyorum ve devam ediyorum <3


Yoo Jung'un hapishane arkadaşları.


Bu arkadaşı en fenası ve en komiği :P


Oyyy şu gülüşe bakınız yaaa <3 Ne kadar tatlı değil mi <3



:'( Yoo Jung'un da baya acı çekti boşu boşuna :(


Şu adamı benim yerime de dövseydin Min Hyuk -_-


İşte bu sahne :'( Evet Yoo Jung yaralı ama nasıl yaralandı. Bunu Min Hyuk biliyor ve gördükçe gerçekler ve acı Min Hyuk'u yiyip bitiriyor.


Ne kadar nefret etse de o da insan ve insaflı :(


Beter ol -_-





Ne kadar dizi de düşman olsalar da gerçek hayatta kankiler bizimkiler^^

Gifler^^



Birilerinin canı sıkılmış :P


Her sahnesi olay olan dizi de bu sahne hepsinden beterdi :(



Her şeye rağmen gülmek.




Acıların adamı Min Hyuk. Burada ne fenaydı. 
Başta vaay bee dedim ama devamın da çok üzüldüm :'(




Mimiklere dikkat!! :)




Haşin bir erkek :O






Bir o kadar da utangaç, komik ve fevri :D








İşte bunlar hep aşk yüzünden :P


Aşkını yavaş yavaş anlayan Min Hyuk ve ona laik olmadığı düşünen Yoo Jung! Kız haklı :( Ama gerçekler, ahh o gerçekler :/



Sevgi pıtırçıkları <3





Ve son^^
Dizi süper ötesi bir şeydi. Gerek konu, oyuncular, gidişat ve o son. Başta her Kore Dizisi finali gibi saçma olma yolunda ilerlese de harika bir şekilde bitti. Çok ama çok sevdim, böyle bir kaç dizi daha olsa keşke. Ama bu oyuncularla. Bir kere Ji Sung ve Hwang Jung Eum'un kimyaları acayip uyuşuyor. İkisi bir olsun altından kalkamayacakları dizi olmaz diye düşünüyorum. Zaten bu diziyi de başka oyuncular çekemezdi. Oyuncu seçimini kim yaptıysa harika bir seçimle bizi bizden alan bir yapım üstlenmişler^^ Kesinlikle tavsiye ediyorum, dram severler uzak dursun, izleyeceğim diyorsanız da ağlaya ağlaya bir hal olursunuz benden söylemesi. Dizi de ihaneti, sadakati ve güvensizliği her şekilde güzel anlatmışlar ama aşk'ı bir tık daha güzel anlatmışlar. 
Yılın enlerin de en başta yer alacak olan diziyi çok sevdim ve arada açıp dinlerim diye düşünüyorum ;)

Bir kaç Ost paylaşıp yorumumu noktalayacağım ;)



Çok beğenirim bu Ost'u hele o nakarat yok mu :'(


Bu şarkımız ise kafeler de arka müzik olarak çaldı ve o gün bu gündür en sevdiğim^^


Olay 3.21 saniye de başlıyor, başka türlü bulamadım :P Ama Ji Sung'un mimiklerine bittim :*



Bir yorumun daha sonuna geldik, sırada ki yorumum Healar olacak ama ne zaman gelir yorum bilemiyorum :D


Başka yorumlar da görüşmek üzere :*

Buralarda da varım^^


27 Kasım 2015 Cuma

Ölümsüz Aşk//Burcu B.Filiz Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yine ve yeniden kitap yorumu ile sizlerleyim ;) Bu sefer ki kitabımız çok ama çok sevdiğim Ünlü Aşk kitabının devamı olan Ölümsüz Aşk. İlk kitap bittiğin de bu kitabı dört gözle beklemiştim ve yeni yayınevi adıyla kitabımız bizlerle buluştu. O kadar çok merak ettim ki kitaplıkta daha fazla kalmasına gönlüm razı olmadı ve şu an bitirmiş bulunmaktayım. İlk söyleyeceğim şey ise Ünlü Aşk yine en sevdiğim kitap :)

O bir kadın. O bir bodyguard. O bir… Psişik! Melis, uzun yıllardan sonra ilk saha görevini aldığında, başına geleceklerden de, vermesi gereken zor kararlardan da habersizdi. Görevi gereği erkek kılığına girmesi, alkol kokan gece âlemlerine dalması ve her türlü fuhuş ve seks oyunlarının döndüğü bu yerde, kimliğini deşifre etmeden ipuçlarının izini sürmesi gerekiyordu.
Ta ki… Toprak Arslan'la yeniden karşılaşana kadar!
Arslan Holding'in yakışıklı ve güçlü sahibi Toprak Arslan için hayat sadece işten ibarettir. Uzun yıllar önce ayrıldığı bodyguard'lık görevinden sonra kendisini ticarete vermiş ve aile şirketlerini ülkenin sayılı şirketleri arasına sokmuştur. Fakat yeni bir yatırım için, bir gazinoya ortak olduğundaysa işler hiç beklemediği bir hal almaya başlar. Asla unutamadığı, asla kavuşamadığı kadın yeniden karşısındadır! Geçmiş, iki âşık için de geçmişte kalmayacaktır. Büyülü bir dünyanın kapıları sizler için aralanıyor…


Melis Saygın, istihbaratta çalışmaktadır ve ufak, minyon bir tip olsa da her şeyin altından kalkacak cesarete sahiptir. Her şeye cesareti olan Melis en yakın arkadaşına platonik aşk besleyen Toprak'a aşık olmadan geri kalmaz ve yine yeniden cesaretini toplayıp aşkını itiraf eder. Toprak'ın o dakika sonrasın da kafası karışır ve yakın takibe aldığı Melis'e aşık olup Melis'in hayallerini gerçekleştirir, ta ki bir gün aşk sözleri söyleyen adamın yarındası gün hiç bir şey demeden terk etmesi ise Melis'i çok büyük hayal kırıklığına uğratır. Melis çok üzülmesine rağmen işe devam etmek zorundadır ve sonunda beklediği iş teklifi gelir. Görevi çok basittir, erkek kılığına girip ünlü olan bir gazino da bodyguard olacaktır ve gizli işleri bir bir ortaya çıkaracaktır. Tabii gazino sahibinin yeni ortağı Toprak ve görevin amiri Taha olmasa daha çabuk işleri halledebilirdi. Melis'i ilk kitapta çok sevmiştim ama burada hem hak verdim hemde "Oyyy Melis ömrümü yedin!" dedim :D 
Anneanne tarafından gelen Psişik özelliği var Melis'in ve onun özelliği çok ama çok önemli ve zor bulunan bir özelliktir. Bu Psişik özelliği ile olayın seyrini değiştiren Melis'i çok tehlikeli şeyler bekler. Başta dediğim cesaretli oluşunu sevdim ama son anda bir yamukluk yapacak diye de çok koktum ama sağ olsun Melis beni hayal kırıklığına uğratmadı :)


Toprak, bodyguard'lık yaptığı işinden ayrılık mütevazi olan şirketlerini holding yapmıştır ve ülke çapından önemli bir yere getirmiştir. Melis'e olan aşkı için her şeyi yapan Toprak bir anda Melis'i ve bütün ailesini terk edip yurt dışına gider. Geldiğin de ise ne Melis kalmıştır geriye ne de eski düzeni, ama buna alışmak zorundadır.
Toprak en sevdiğim karakter olduğunu söylemek isterim ama Can'ın yerini kimse alamaz. Tabii Toprak kitapta daha fazla geçseydi belki Can ile yer değiştirebilirdi :) Toprak'dan daha fazla bahsetmeyeceğim, devam edersem bazı şeyleri yazabilirim :P 


Diğer karakterlerden çoğunu sevdim, arada Can ve Karen'de vardı, hatta yazar onlara bir heyecan kattı ama sonradan iyi toparlandılar. Taha karakterini ise cıkkss böyle karakter olamaz, yorumsuz! Çok tatlı bulduğum kişi ise Melis'in anneannesiydi.( Namı diğer Yıayıa, Yunan dilinde Anneanne demek.) Çok komik ve sözüm söz dediğimiz yaşlılar gibiydi. Hele Kara adlı torununa yaptıkları ise komedi. 
Diğer kitabımız Kara ve Adonis'den bahsedecek belli ki, çünkü yazar sonra öyle bir ibarede bulunmuş ;) Kara Melis'in kuzeni ve Adonis ise..işe bunu kitapta öğrenin. Kitabın kilit noktası diyebiliriz.


Karakterlerden bahsettiğimize göre az da kitabımızın genel anlamda nasıl olduğuna bakalım. Yazarımızın kalemi akıcı ve güzel. Ama beni benden alan bir kitap olmadı. Doğrusu kitabı o kadar hevesle okumaya başladım ki anlatamam ama ne yazık ki ilk kitap gibi değildi ve beni hayal kırıklığına uğrattı. İlk olarak kitapta Toprak'ın olduğu sahneler çok azdı, keşke çok olsaydı, çünkü Toprak her çıktığın da "İşte geldi, daha gitmemesi dileğiyle!" dedim ama bir kaç dal sonrasın da Toprak yine yok ve olaylar, olaylar. Fazla Melis iç sesi vardı ve olaylar çok uzatılmıştı. Keşke daha çok Toprak'lı ve daha az olaylı olsaydı. Yada olaylara tamam, zaten kitabımız polisiye, o zaman Toprak'da yer alsaydı. Tamam bazı durumlardan dolayı olmazdı diyorum ama ne bileyim kitabın tamamı Melis ve araştırdığı olay olmuş. Ortaya kadar başlangıç güzeldi, ortası durağan, sonu ise başta ki gibi güzeldi ama bu güzellikte az sürdü. Bazı yerleri anlamadığım doğrudur, bunları diğer kitapta öğreneceğiz gibi duruyor. Kısacası bu kitabı ilk kitap kadar sevemedim, ümidim sonraki kitap, Kara ve Adonis'in hikayesinde. Çok zıt olan bu karakterlerin başlarından geçecek olayları merak ediyorum, bu sebeple devam kitabına şans vereceğim tabii ki de ;)


Ünlü Aşk'ı sevip merak edenler bu yorumu okuduktan sonra belki okumak istemezler ama herkesin fikri başkadır, belki ben sevemedim ama siz seveceksiniz ;) Polisiye ve Psişik olayları sevenler için kesinlikle öneriyorum ve Kara&Adonis çiftini de kaçırmayın derim, o son harikaydı çünkü ;) Yazarın kalemini seviyorum, bu yüzden seriye de bir şans verin derim, hatta Ünlü Aşk'ı okumayanlar da hemen okusun ;) 


Yorum boyunca bahsettiğimiz ilk kitap Ünlü Aşk^^


Kitabımıza Puanım; 5/3



Alıntılar^^


*****

"...En üşüdüğün zamanlarda umutlarını yakmak yerine, onlara şans vermeyi denemeliydin. Bazen küçücük sandığın umutlar, seni seven ellerde öyle büyük bir ateşe dönüşür ki, en kara kışları bile bahara döndürmeyi başarırlar."


*****

Arkamda dikilmiş dururken, onu bırakıp yürüdüm gittim. Birazdan yanıma gelecekti nasılsa. Hep geliyordu. Öyle de oldu. 
Sessiz bir şekilde yanımdan gelirken, gülümsedim.

Alıntıya not: Oyy Toprak, ne hallere düştün :( Aşk adamı seni :*



Yorumun sonuna gelmiş bulunmaktayım başka yorumlarda görüşmek üzere :*


Buralarda da varım^^



24 Kasım 2015 Salı

Konuş Benimle//Laurie Halse Anderson Kitap Tanıtımı^^

Selam^^

Go kitap! hız kesmeden yeni kitaplarının duyurmaya devam ediyor. Bunlardan biri de konu ile herkesi kendine çeken ve acaba nasıl bir kitap ki dedirten Konuş Benimle^^



Kitabımızın konusu;

Konuşmak gittikçe zorlaşıyordu. Boğazım sürekli acıyor, dudaklarım kuruyordu. Geceleri uyurken çenemi o kadar sıkıyordum ki sabahları başım ağrıyordu… Ne zaman annemle, babamla ya da öğretmenlerden biriyle konuşmaya çalışsam ya kekeliyor ya da donup kalıyordum. Sorunum neydi benim?

Melinda Sordino’nun bir sırrı var. Ama sırrını paylaşabileceği kimsesi yok. Bütün arkadaşları, hatta tanımadığı
insanlar bile ondan nefret ediyor. Ve günden güne içine kapanan Melinda, çareyi susmakta buluyor.
Yalnızlaştıkça susuyor, sustukça yalnızlaşıyor. Ta ki O ŞEY’den kaçıp saklanamayacağını, O GECE'yi unutamayacağını anlayana dek...


Kapak kadar konusu da ilginç :O


Kitap ile bilgileri öğrendiğim an kesinlikle okumam gereken bir kitap dedim. Evet biraz melankolik bir şey ama severim böylelerini ;) 






Kapağın ne anlattığını okuyunca anlayacağız gibi duruyor, yoksa acayip değişik bir kapak.



Çıkış tarihini en kısa zaman da Go Kitap! sosyal medya hesapların da duyuracaktır. Ama pek fazla beklemeyeceğiz gibi :)


Ve Ön Okuma;






Şimdi sıra kitabın çıkmasını beklemede ;)

Başka yazılarda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^

23 Kasım 2015 Pazartesi

Meleklerin Gölgesi//Tara Fuller Kitap Yorumu^^

Selam^^
Harika bir kitabın yorumu ile karşınızdayım pek sevgili Fighting sakinleri^^ Elveda Haziran bittikten sonra acaba ne okusam diye düşünürken başımın ucundaki bu kitabı gördüm, doğrusu başta tereddüt ettim fantastik okusam mı diye. Bir de arka kapak yazısı pek açıklayıcı değildi, kafamda deli soruyor. Daha fazla düşünmeden ilk sayfayı açıp okumaya başladım ve birde baktım 1.bölüm çoktan bitmiş. Daha devam ederdim de saatin geç olması buna engel oldu. Uzun lafın kısası daha ilk dakika da sizi kendine bağlayan bir kitaptı. 






Bir ölüm meleği olarak Finn'in beklediği son şeydir aşk. Korumak için çevresinde gezindiği Emma'nın hayatı, Finn'in geçmişinde yaptığı bir hatadan dolayı tehlikededir. Hayatını kurtarmaksa onun elindedir, en büyük sırrını ortaya çıkaracak olsa bile.






Arka kapak yazısı tam olarak bizi aydınlatmıyor, kitabı okumamız gerek konunun tam olarak ne olduğunu öğrenmek için. Başlarda da insanın kafasın da soru işaretleri kalıyor ama sonradan her şey yerli yerine oturuyor ve gelsin olaylar, gelsin sırlar. Karakterlerin hepsini sevdim, sadece kafamda  klasik kız karakteri boğma düşüncesi geçmedi değil ama işte yazarlar yazıyor ne yapayım :P Onlar o kadar salak olmasa o olaylar, entrikalar nasıl olacak :D Yazarlar da bir yerde haklılar :)
İlk olarak Emma karakteri, 15 yaşında elim bir kazada babasını kaybeden Emma o günden sonra başından bin türlü ölüm tehlikesi geçer. Hep kıl payı kurtulan Emma bunların sebebini öğrenmek için elinden geleni yapmaya ve kurtulmaya hazırdır tabii bunu nasıl yapacaktır? Emma sevdiğim bir karakter oldu, anne ve çevresindekiler onu babasının ölümünden sonra toparlanamadığına inansa da aslında durum bambaşkadır. Finn'e olan aşkına hayran kaldım ilk olarak, ve bazı şeyleri kabullenip yoluna devam eden haline. Başka ne diyebilirim ki sevdiğim bir karakter oldu. Finn'i hak ediyor yani :P (Böylesi iltifatı her zaman her karaktere yapmam, Emma şanslı :D)


Finn, işte benim karakterim. O kadar naif, düşünceli ve aşık ki anlatamam. Acı bir ölümden sonra Ölüm meleği olan Finn'in hayatını değiştiren biriyle tanışır ve olaylar istediği gibi gitmesi için elinden geleni yapar. Bazı şeyler yasak olsa da onu yapmayı kafasına koyan Finn gelecekta başına bela olacağını bilemez. Ta ki görev nedeniyle bir kazanan ölü bir ruhu alana kadar. O zaman zarfından sonra hep tetikte olması gereken Finn her türlü yasağı yıkıp, cezasını çekmeye razıdır.
Ayyy gelin de şu ölüm meleğine aşık olmayın :P Yanii o kadar fedakar ki hadi canım, o kadar var mı diyorsunuz :D Emma'dan daha çok sevdiğim Finn'di. Tabi bir de Cash var, Emma'nın çocukluk arkadaşı, o da çok tatlı, Finn kadar sevilesi ama ondan fazla bahsetmeyeceğim. Çünkü ikinci kitapta Cash var *_* Ne kadar mutluyum anlatamam <3 <3 Cassshhhh <3 Belki Finn'den daha çok severim kim bilir.


Bir de Anaya ve Easton var. Finn gibi ölüm meleği görevini yapmaktadırlar ama onların görevi faklı, okuyunca öğreneceksiniz :) Her ikisini de çok sevdim, Finn'e olan sevgileri ve destekleri alkışı hak ediyor. Anaya ve Easton'dan da bahsetmeyeceğim. Bu kadar yazdığım yeter karakterleri için çünkü iki karakterimiz de devam kitaplar da bizi bekliyor olacaklar. Valla ne kadar merak ediyorum bir bilseniz. Gerçi siz de okuyunca Novella Dinamik'i "Hadi çıkar artık!" diye sıkıştıracaksınız :D
Son olarak bir de Scout var, yazarın onunla ilgili planları ne, devam kitaplar da ona neler olacak bilmem ama kesinlikle kitabının olmasını isterim.


Kitap gerçekten çok güzeldi, yazarın kalemi akıcı, konu ise süperdi. Okuduğuma pişman olmadım, sadece keşke azıcık daha geç okusaydım da Cash'e tez zaman da kavuşsaydım diyorum ama daha olan oldu. :D Kitabı hem Emma hemde Finn'in bakış açısından okudum, bence en güzeli bir kitap için her iki tarafında neler yaptığını ve düşündüğünü bilmek. Sizlerin de seveceği bir kitap bence, kesinlikle tavsiye ediyorum. O imkansız aşka o kadar özeneceksiniz ki anlatamam. Finn ve Emma için üzülüp, keşke böyle bir aşkı yaşasam diye delireceksiniz :P Şaka bir yana yazar gerçekten o aşkı bize çok güzel yansıtmış.

Bu kadar olumlu yorumdan sonra tabii ki de tavsiye ediyorum. Bu kitap kaçmaz canlar, okuyun okutun. Fantastik severler hayran kalacak aynı benim gibi. ;) Belki çok abartıyor diyebilirsiniz ama Sezarın hakkı sezara demişler, harika bir kitap olduğunu üstüne basa basa söylüyorum. Emeği geçen herkese teşekkürler^^

Kapaklara değinecek olursam;


Orijinal kapak, ben hiç beğenmedim, diğer serinin kapaklarına bakacak olursak bu çok çocukça kalmış, o yüzden bizim kapağı daha çok sevdim^^



Seri hakkında yukarıda bahsettim az buçuk, serimiz şimdilik 3 kitaptan oluşuyor, her kitapta faklı karakterler var. İlk kitapta bildiğiniz üzere Finn ve Emma ikinci kitapta Cash ve Anaya ve son kitapta Easton var. Hepsini çok merak ediyorum, bakalım ne zaman çıkacak :D


Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^


Hatırlamasını istemediğim çok fazla şey vardı. Hatırlamasını istediğim çok fazla şey de.



*****

Ne mi düşünüyordum? Artık ne düşündüğümü bile bilmiyordum. Bildiğim bir ley vardı. O da Emma için her şeyi yapabileceğimdi.


*****

Bazen gerçekleri duymak yalanlardan daha zordur.




*****

Onu bu şekilde sevmek canımı acıtıyordu. Geçmişimizle ilgili her şeyi bilip de birlikte bir geleceğimiz olmadığını bilmek işçimi kavuruyordu. Uyuyup uyandıktan sonra her şeyin bir rüya olmasını görmek istiyordum. Çünkü acı ...'den bile hızlı öldürebilecek güçteydi.



Not: Ölüm melekleri dedikte, bunlar gibi düşünmeyin sakın :D



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^



20 Kasım 2015 Cuma

Elveda Haziran//Sarah Jio Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^

Uzun zamandır Sarah Jio kitabı okumuyordum. Hazır yeni kitabı çıktı, bizim de yakında ellerimiz de olacağına göre okuyup Sarah koleksiyonuna ekleyeyim istedim. Biliyorsunuz ki Sarah Jio'nun harika bir kalemi var. Hatta kalemi kadar harika kalbi de var, bunu TÜYAP için imzaya geldiğin de gördük. Kısmet artık Kristin Hannah'a^^ Pegasus Yayınlarına duyuru olsun ;) Neyse kitabımıza dönecek olursak bu kitapta diğerleri kadar güzel ve elimizden bırakmayacak kadar sürükleyiciydi.

June Andersen, her akşam yatmadan önce teyzesinin ona ve kız kardeşine okuduğu bu masalla büyümüştür. Ancak zaman acımasızdır ve maalesef hayat, çocukluklarındaki o masumiyeti yok etmiştir. Artık güçlü bir kadın olarak tek başına yol alan June, yıllardır yüzünü görmediği teyzesinin ölüm haberiyle çocukluğunu geçirdiği Mavi Kuş Kitabevi'ne yeniden adımını atacaktır. Hatıralarını süsleyen bu masal diyarı June'un içindeki karanlıklara ışık tutarken, June kendini yeniden keşfedecektir. 


Daha ilk sayfa da karakterin hayatına dahil oluyoruz. İnsanı her türlü duyguya sürükleyen bu tür kitapları çok sevdiğimi bilirsiniz. Bu kitapta onlardan biriydi, yeri geldi güldürdü yeri geldi ağlattı, duygulandırdı. Sarah'ın tarzını bilenler için tanıdık olaylar ama diğer kitaplara göre geçmişe gitmiyor Sarah, mektuplarla olayları bize aktarıyor ve karakterimiz bizim için birleştiriyor bunları. Bu tarzı farklı olmuş ama ben geçmişe gidilmesini daha çok seviyorum. Kitabımızı nereden ilham aldığını daha ilk satırda bize söylüyor Sarah Jio. İsmini duyduğum İyi Geceler Aydede'den. Doğrusu sevdiğim bir yazarın ilham aldığı bu kitabı çok merak ettim. Ve aldığım bilgilere göre öyle bir kitap daha çevrilmemiş bizim ülkede Ben Şok, Ben iptal :P  Şaka bir yana daha derin araştırmalar yapmam lazım ama önce yorum. 


June Andersen, küçük yaştan hayal kırıklığıyla büyüyüp daha küçük yaşta olan kardeşine bakan June! Anneleri olduğu halde çok zorluklar yaşayan June ve kardeşi Amy'yi teyzeleri Ruby bakmaya çalışır. Zaman akıp gidince June büyür ve okumak için Seattle'den ayrılır ve gidiş o gidiştir. Ünlü bir bankanın müdür yardımcısı olan June sağlık sorunları yaşar ve o sırada eline geçen mektupla uzun süre ayrı kaldığı Seattle'ye geri döner. Başta işlerini halledip tekrardan işine dönmeyi planlayan June'un teyzesinin ona bıraktığı Mavi Kuş Kitapevi ile hayatı farklı yöne çoktan sapmış olacaktır. June çok sevdiğim bir karakter oldu, hep beni şaşırttı. Bir an yok yaa kesin bu beni hayal kırıklığına uğratır dedim ama hayır Sarah harika bir karakter yazmış. June kitapçıyı düzen sokmak için uğraşırken eline teyzesi ve ünlü masal kitapları yazan yazar arasında geçen mektuplar geçer ve bu mektuplarla geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. O mektuplar gerçekten insanı etkileyen mektuplardı. June'da bundan nasibini alıyor tabii.

Kitabımız da bir de Gavin vardı, Başka karakterler tabii vardı ama ön planda June ve Gavin'dı. Kendileri Mavi Kuş Kitapevinin yan komşusu ve harika İtalyan yemekleri yapan aşçı. June sinir olmadım ama Gavin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ama yine de bizi çok iyi ters köşe yaptı tatlı şey. Hele o sonda June'a bir konuda yardım etmesi, "İşte bu!!" dedirttiriyor. 


Diğer karakterleri pek değinmeyeceğim, sizler okuyup tanıyın derim. Konu ve olaylar o kadar akıcı ve gerçekçiydi ki okudukça göz yaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Olayları belki tahmin edebilirsiniz ama hayır Sarah Jio tam yerin de noktayı koymuş. Zaten o olaydan önce June ve kardeşi Amy ile olan olay beni bende aldı. Oraları okuyunca June'a hak verebilirsiniz ama Sarah, ahh sarah öyle olmasaydı keşke. June'un cesaretine, sevdiği için ellinden geleni yapan haline ve kocaman bir kalbinin oluşunu çok sevdim. Aldığı ilhamla yazdığı bu kitabı çok beğendim. Geçmişin geleceğe nasıl ışık tutacağını çok iyi yazıyor bu yazar. Ve hem ağlatırken hemde güldürmeyi de başarıyor. Kısaca çok ama çok sevdiğim bir kitap oldu.


Kitap hakkında daha neler yazsam diye düşünüyorum ve hep sonu spoi olarak bitiyor, o yüzden hemen tavsiye kısmına geçeyim. Çok ağır dram sevmeyenler için birebir olan Sarah Jio ve kitaplarını kesinlikle öneriyorum. Biraz geç okumuş olsam da olsun yeni kitabına kavuşmuş oldum. Sarah'cığım Agapi kitaplar değil bu tür kitaplar yazsın. Çok sevdiğim bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum, alın okuyun, okutun!! ;)


Kapaktan bahsedecek olursam, doğrusu orijinale baktığım da bizim kapağın daha güzel olduğunu kabul ediyoruz. Zaten Arkadya Kitap'ın kapakları harika, onlara söz yok. :) Ve işte orijinal kapak^^




Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^

Masalsız bir çocukluğa çocukluk mu denir? Peki, kitapevleri olmadan çocuklar masalları nasıl sevebilir? Bir bilgisayar insana bunları veremez.


*****

Gavin'ın rüzgardan dağılmış saçlarını karıştırdım. "Nereden çıktın sen karşıma?"
"Komşu restorandan."
"Neden ben Seattle'dan ayrılmadan önce orada olmadın ki sanki?"
"Çünkü o zaman birbirimiz için hazır olmazdık,"


*****


Nihai hedefimiz de bu değil mi zaten? Tüm kusurlarımıza rağmen birbirimizi sevmek.


*****


"Ne kadar vahim görünürse görünsün, hiçbir durum umutsuz değildir."




Yorumumun sonuna da geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere, bol kitaplı günler^^



Buralarda da varım^^


YGS-LYS Sınavına gireceklere DUYURU!!

Herkese Merhaba^^

Bu sene YGS sınavına girecek arkadaşları ilgilendiren harika bir fırsatı sunacağım sizlere. En yakın arkadaşım HİÇ KULLANILMAMIŞ, SIFIR YGS-LYS kitaplarının çok uygun fiyatlara satmaktadır. 

Kitapların resimleri;





Kitap fiyatları ise üstteki gördüğünüz 4 kitabın toplamı 30 TL.
Alttaki kitapların fiyatları ise 70 TL'dir.






İLGİLENENLERİN ACİLEN YORUM VEYA MAİL ADRESİME MAİL ATMASINI RİCA EDİYORUM. Detaylı bilgileri mail yoluyla öğrenebilirsiniz ;)

Buralarda da varım^^

Konu hakkına diğer sosyal medya hesaplarımdan da bana ulaşabilirsiniz.


Sevgiler^^









15 Kasım 2015 Pazar

Süper Dadı//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

Selam canlar^^
Yorumlar gelmeye devam ediyor. Kitap biter bitmez yorum yapmaya dikkat ediyorum ama Süper Dadı bittiğin de öyle olmadı, biraz gezdik de :P İlk olarak kitabımız ilk çıktığı zaman çok ama çok merak edip aldım ama hemen okumadım. İşte bu da aç gözlülük müdür nedir yani alıyorsun hemen oku :P Ama okunacaklar çok olunca bir de ruh hali meselesi engel olabiliyor ;) Kitabı merak etmemde ki ilk sebep kapağı ve arka kapak yazısı. Zaten bunları gördükten sonra bu şirin kitabın kitaplığınız da yer almasını istiyorsunuz ;)

Âşıksanız; Dağları delebilirsiniz, "Ferhat" derler, 
Çölleri aşabilirsiniz, "Mecnun" derler, 
Canınıza kıyabilirsiniz, "Romeo" derler, 
Ya iki küçük sevimli canavarın tüm sorumluluğunu alıp, kalplerini çalar ve oradan sevdiğiniz kadına ulaşmayı başarırsanız?
İşte o zaman, "Süper Dadı" derler. 
Efran'ın verdiği zorlu, eğlenceli, acılı ve sevimli mücadeleyi okurken aşk uğruna girilebilecek en güzel sınavlardan birine şahit olacaksınız. Beril, Baler, Sare ve Efran'ın "aile"si sizi de aralarına alacak kadar sevgi dolu; gerçek bir aile olmak için kan bağından daha fazla ihtiyacımız olan tek şey de bu.


Konumuz böyle, cidden al beni oku tarzında bir konu ve gerçekten çok güzel. İlk olarak yazarın kalemine hayran kaldım, bu yaşta ve fazla eğitim almadan harika bir kitap yazdığını size söyleyebilirim. Doğrusu bu kadar beklemiyordum ama okuyunca yazar beni ters köşe yaptı. Olaylar akıcı ve merak edilesi. Hele o çocuklar yok mu^^ Yazar öyle bir anlatmış ki al onları bağrına bas o derece şeker ve tatlılık abidesi birer karakterlerdi. Zaten o Efran yok mu aşkı için iki tane şekerleri baş tacı yapıyor. Hazır karakterler dedik onlardan devam edelim ;)

Efran, zengin iş adamı ve Ceo. Sırf aşkı için kendine ve diğer erkeklere karşı olan Beril'e yakın olmak ister, ufak bir araştırma sonucu ikiz çocuğunun olduğunu ve daha bir hafta dolmadan dadıları gönderdiklerini öğrenir. Fazla riskli olan ama başka çaresi kalmayan işe adımını atar ve Beril'in ikiz çocuklarına dadı olur. Kabul edildiği anda mutluluk sarhoşu olan Efran çocukları gördükten sonra bir kez daha düşünür ama Sare onu bu düşüncesinden vazgeçirir. Sare'den ayrı sıkıntısı olmayan Efran Baler için aynı şeyi söyleyemez. Sare ne kadar uysal ise Barel o kadar fena ve Efran'a kök söktürür. Yaa böyle karakterlerle karşımıza gelmeyin yaaa sonra hayal kuruyoruz ve elimiz de kalan tek şey hayal kırklığı :P Çünkü Efran'ın öyle bir aşkı ve çocuklara olan bağlılığı o kadar güzeldi ki bir adet istenilecek cinste. Beril de ne şanslı gacı, ne diyebilirim ki sözler kifayetsiz kalıyor bu saatten sonra :D



 Beril, ikizlerin babasından aldığı darbe nedeniyle dışarıdaki bütün erkeklere gönlünü kapatmıştır. İkizler için erkek dadı gelince de ilk önce şok olur ama referanslarını gördükten sonra kabul eder. Çocuklara da olan davranışı nedeniyle Efran'a karşı ilgi duymayan başlayan Beril arkadaşının etkisiyle ona çekilmeye başlar ama Efran'ın yalanını öğrendiği an hayatı o kötü günlere geri döner ama Efran eski kocası gibi değildir ve bu işin peşini bırakmaz.

İkizler ise bal, kaymak. Hele o Sare var ya tatlılık abidesi. Barel çok fenaydı, annesini paylaşamayan Barel Efran'a ilk önce kötü davranır ama sonrasın da Efran'ın davranışları ile yumuşar, yine de yapacağını yapar. Sare ise yakışıklı Efran'ı gördüğü an ben onunla evleneceğim nidaları atıp, hayaller kurar ve daha ilk dakika da Efran'a bağlanır. Tabii Sare'de Barel gibi az çektirmiyor Efran'a :D




Kitapta çok tatlı karakterler de geçiyor. En sevdiğim ise Efran'ın kardeşi Akın oldu. Abisiyle hem dalga  geçti hemde sürekli atıp tuttu :P Tabii sona doğru yazarın bize bir sürprizi vardı, onuda çok sevdim^^ Bir de yine Efran'ın kız kardeşi Nil var, kız da bir çene var bütün karakterler artık yaka silkti :D Uzun lafın kısası kitapta geçen her bir karakter kendi çapında harikaydı ve hepsini çok sevdim.

Kitabımız kesinlikle tavsiye ediyorum. Yazarın Wattpad yazarı olması sizi engelleyebilir(Wattpad okumayanlar derneğine gelsin) sakın öyle düşünmeyin, alın okuyun. Yazarın kalemi gerçekten güzel ve akıcı. Espriler yerinde ve olay örgüsü sevilesi. Yazar gerçek bir aile olmak için kan bağı olmadan da olunabileceği mesajını o kadar güzel vermiş ki vaay be gerçekte böyle var mı diye düşünüyorsunuz. Bu konuyu ele alıp bu şekilde yazması gerçekten taktire şayan, ne diyelim ellerine sağlık ve devamının gelmesi dileğiyle^^


Kitabı almadan önce Seyhan'dan Hayata Dair Güzellikler blogunun sahibesi kitabı okudu ve tam benlik bir kitap olduğunu belirtti. Cidden öyle, tam benlik kitap. tek kelimeyle bayıldımmm^^ Alın okuyun, okutun Efran ve iki tatlı şeyle tanışın^^
Not: Kitabı o kadar beğendim ki N.ablama öve öve bitiremedim o da hemen gidip aldı^^ Şimdi en kısa zaman da okuyup yorumuna bakacağız :D
Dipnot: Yazarın Wattpad'de olan diğer e-kitaplarına baktım. Hepsi çok güzel konu olarak, en kısa zaman çıkması dileğiyle^^ 
İşte yazarın Wattpad hesabı; Tık Tık!!

Kapak ve iç tasarıma değinecek olursam, kitabımız göründüğü üzere ciltli ve en sevdiğim^^ Ve iç sayfaların da konuyu anlatan çizimler vardı. Kitabı daha şeker ve güzel hayale getirmiş o çizimler, bayıldım^^ 



Kitapta en sevdiğim çizim^^


Çocuk yatağına sığmaya çalışan Efran ve onu bir saniye yanında ayırmak istemeyen Sare^^



Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^


"Bunu en çok ben istiyorum, inanın," dedi. Efran samimiyetle. Anlaşmak, hatta mümkünse yakınlaşmak istiyordu. Çok eğil canım, evlenseler yeterdi onun için.

*****

Nil elini çenesine yaslamış abisini dinlerken iç çekti. Bir gün onu da böyle sevecek bir adam olur muydu ki? Genç kız hiç sanmıyordu. Efran abisi bir istisnaydı. Erkeklerin çoğu Akın abisi gibiydi. Öküz, kendini beğenmiş ve salak.

*****

"Hiç kız çocuk bakmadım ben," dedi. Aslında erkek çocuk da bakmadım. Ben dadı falan değilim  Beril. Evlenelim mi?

*****

"Ne zaman gitti?" Sare tek bacağını havaya kaldırıp bacaklarının arasından annesinin yüzünü görmeye çalıştı. 
"Akşam."
"Hangi akşam?"
"Yarın ki akşam."
"Yarın daha gelmedi ki anneciğim."
"O zaman dün mü?"
"Hayır, bugün."
"Biliyorsan niye bana soruyorsun anne şapşik misin?" dediğinde Beril pes ederek iç çekti.



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^