8 Şubat 2019 Cuma

İzlediğim Filmler 15//Alvin ve Sincaplar Yol Macerası, Ratatuy, Demir Maskeli Adam^^

Merhabalar^^
Hızla film izliyor ama yorumlarını yeni giriyorum. :D
Bu yazıdan başka bir tane daha yorumlanmayı bekleyen yazım var ve bu kaplumbağa hızıyla yazar ve paylaşırsam yine yığınla yorum birikecek gibi. :D Neyse ben bunu yazıp kaydedeyim de devamı da gelir herhalde. :D
Bu sefer izlediğim filmlerin ikisi animasyon diğeri ise ilk ikisinden farklı bir film. O zaman bakalım bunlar nelermiş.



Alvin ve Sincaplar: Yol Macerası^^
Serinin yeni filmi olduğunu bu filmi izlemeye başladıktan sonra anladım. Hatta kaçıncı onu bile bilmiyorum. :D Bu filmde diğerleri kadar eğlenceliydi. Tekrar tekrar izleyeceğim filmlerdendi. Seriyi zaten çok seviyordum, sevmeme rağmen yeni filminin olduğunu bilmemem de ilginç. :D 
Sizlere de öneririm, eğlenceli kafa dağıtıcı bir animasyon, çocuklara önerir miyim onu siz ebeveynler karar verin. ;) Film Netflix'de mevcut, izlemek isterseniz eğer. ;)



Bu filmde kendisi de baş roldeydi. ;) Sincaplar ve bu arkadaşlar beraber yaptıkları gizli işler süperdi. :D











Ratatuy^^
İkinci filmimiz ise TV'de kesin izlediğiniz ve sevdiğiniz filmlerden biri. Fare arkadaş diğer cinslerine göre farklı olup aşçı oluyor ve pek becerikli olmayan yeni arkadaşına yardım ediyor.
Tekrardan izlemiş olmama rağmen yine izlerim, izledim de. Eğlenceli, seveceğiniz filmlerden biri olabilir. Animasyon olsada yemek yapımlarını izledikçe acıkıyorsunuz, bunu da söylemeden geçemeyeceğim. :D
Yine çocuklarınız için önerir miyim ona siz karar verin ve son olarak bu filmde Netflix'de mevcut. ;) 






Aşçı dayanışması^^












Demir Maskeli Adam^^
TV'de babamların denk geldiği ve beraber izlediğim bir film oluyor kendisi. Beyaz TV sağ olsun çok ilginç filmler yayınlıyor her akşam. :D Bu filmde onlardan biri, başta olayı pek anlayamadım ama devam ettikçe sevdim.
Filmde anlayacağınız üzere Leonardo Dicaprio oynuyor, hem de iki rolde.
İlginç ve bir o kadar güzeldi, arkadaşların dayanışması, krallığın sonsuz özgüveni ve onun yerle bir edilmesi vs. çok iyiydi ve o son. Bayıldım. Kesinlikle öneriyorum. ;)
Eski ve kraliyet filmlerini seviyorsanız izleyebilirsiniz, ya da Leonardo Dicaprio'nun Titanik'ten bile iyi rol aldığı ve role baya yakıştığı için izlemek isterseniz de bir şey diyemem. :D
Tv'de izlediğim için belki siz internette bulabilirsiniz. ;)



Ortadaki arkadaşı tanıdınız mı?


4 Silahşörler. :)





Bir film yorumları daha biter, yenisi ne zaman gelir bilemiyorum. Umarım yorumlarımdan memnun kalıyorsunuzdur. Kısa ve öz olmaya çalışıyorum. Sorunuz olursa yorumda ya da Instagram hesabımdan sorabilirsiniz. ;) Diğer hesaplarım aşağıda. ;)


Önceden İzlediğim filmleri merak ediyorsanız TIK TIK!! 



Buralarda da varım^^







6 Şubat 2019 Çarşamba

Harry Potter ve Sırlar Odası//J.K. Rowling Kitap&Film Yorumu^^

Herkese Merhaba
Karşınıza yine Harry Potter ile geliyorum. Serinin arasını açmadan devam etme planların olduğu için fazla bekletmeden ikinci kitabı okudum. Ya ben kaç senedir kitap severim neden Harry Potter ile tanışmam geç oldu anlamış değilim. Belki o zamanlar çok popüler olduğu için pek ilgimi çekmemiştir bilemiyorum ama bu seriyi ve filmlerini acayip sevmeye başladım. Kitapları gerçekten güzel ama film uyarlamaları daha güzel. Tek sıkıntım biraz geç bitirmem kitapları. Yorumunu bile kaç haftadan sonra yapıyorum.

Dursley'ler o yaz öylesine çekilmez olmuşlardır ki, Harry bir an önce okulu Hogwarts'a geri dönmek için can atmaktadır. Eşyalarını toplarken ortaya çıkan ev cini Dobby ise onu uyarır: Hogwarts'a dönerse, bir felaket olacaktır. Olur da: Sırlar Odası'nın açılmasıyla ortaya çıkan karanlık bir güç, Hogwarts'takileri taşa çevirmeye başlar. Harry, hayatını tehlikeye atarak, Oda'nın elli yıllık ölümcül gizemini çözmeye çalışır. Ve gerçekten de başına gelmedik felaket kalmaz.

Harry Potter yine Muggle'larla beraber yaz tatilini geçirmeye çalışır. Bu sefer diğer zamanlardan çok farklı olmasa da en azından Muggle'lar Harry'den korkuyor. Başlangıç kısmında yaşanan talihsiz kaza ve sonradan Ron'un gelip onu kurtarması çok iyiydi. Yoksa Harry oradan asla çıkamaz, arkadaşlarına ve çok sevdiği okuluna kavuşamazdı. Öyle bir şey olsaydı gerçekten üzülürdüm. Hem Harry için hem de Hogwast okulunda yaşanacak olan olaylardan mahrum kalacağım için. :D Her dönem(kitap) belli ki böyle entrikalı, aksiyonlu, hainlik barındıran serüvenler olarak devam edecek, severiz böylesini. ^_^


Bunların yanı sıra yeni karakterlerde geliyor kitaba. Mesela Draco Malfoy'un babası, Ron'un kız kardeşi okula başlıyor ve çok fazla kendini öven yeni profesörde var.
Bu tarz kitaplarda gelen her yeni karakter için içimde bir şüphe oluyor, mesela yeni profesörden çok fazla şüphelendim, peki çıktı mı? Onu okuyup öğrenin derim. ;)
Kitap hakkında daha fazla ne diyebilirim bilmiyorum. Yine ve yeniden bizi şoka uğratan bir sondu, sevdim ben. Beklediğim gibi bitti, arkadaşlıklar, dostluk ve güven yine kazandı. Kitapta sevdiğim başka şey ise Zümrüdüanka kuşunun ortaya çıkması oldu. Filmde bile çok tatlıydı. :)
Bazı yerlerde Harry'ye kızdım, Ron ve Hermion'ye her şeyi anlatıyor ama önemli kısımları Dumbledore'dan sakladı. Artık tahammül edemiyorum böyle  gizli, saklı film, dizi ve kitaplardan.
Ben böyle yazsam da değişeceğini pek zannetmiyorum yaa neyse. :P 

Okuyalı çok fazla zaman geçtiği için aklımda olanlar uçup gitti, ama sevdiğimi ve en kısa zamanda seriye devam etmek istediğimi söyleyebilirim. ;) Halen daha bu seriyle tanışmamış olanlar varsa en kısa zamanda başlasın, akıcı, güzel ve eğlenceli bir serüven sizi bekliyor çünkü. ;)
Not: Kitaplar kadar filmlerde güzel.^^
Dipnot: İlk kitapta çokça yazım hatası vardı ama bu kitapta yoktu. Sadece birkaç gözden kaçmış yazım hataları o kadar ki sadece bir tane gördüm. ;) Yani ilk kitabı okuyup devam etmemezlik yapmayın. ;)



Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^

Myrtle onlara yuvalarından fırlamış gözlerle baktı.
"Yaşıyorsun," dedi Harry'ye kayıtsızca.
Harry gözlüklerinden kan izlerini ve yapış yapış sıvıyı temizleyerek, sert sert, "Bu kadar üzülmene gere yok," diye cevap verdi.
"Yani...düşünüyordum da...ölmüş olsaydın, memnuniyetle tuvaletimi seninle paylaşabilirdim," dedi Myrtle, utangaç gümüşi bir renk alarak.

Alıntıya Not:
Myrtle tuvalette saklanan bir hayalet. ;)



*****






Kitap yorumum böylece bitti, şimdi film yorumuna bakalım^^

Film Yorumu^^


Kitap biter bitmez birkaç gün aradan sonran hemen filmini izledim. Kitaptan sonra filmi izlemek çok eğlenceli, birde böyle fantastik bir kitapsa daha güzel oluyor.
Film hakkında diyeceğim pek bir şey yok, yine bire bir aynıydı. Beklediğim bir kaç sahne vardı onları da filmde gördüm, sadece bir tane vardı, o da hayalet partisi. Detaya girmeyeyim ama onun filmde yer almasını isterdim. ;)
Bunların yanı sıra Ron'un ve Dracon'un babalarını görmek güzeldi. Uçan araba filmde daha hoştu ama salyangoz olayı çok iğrençti. :P
Kitabı okuduktan sonra hemen filmini izlemenizi öneririm. ;) Eğer kitabı okuyamam diyorsanız yine öneririm, belki filmden sonra okumak isteyeceksiniz. ;)









Hagrid^^ Favori karakterim. :)





Baştan kendisine sinir oldum ama sonradan kendini sevdirdi kerata. :D




Dediğim Zümrüdüanka kuşu^^




Buralarda da varım^^

1 Şubat 2019 Cuma

Beni Hatırladın mı?//Sophie Kinsella Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yeni kitap yorumum sizlerle^^ Instagram'da beni takip edenler uzun zaman önce Sophie Kinsella kitabı okuduğumu bilir. Ne zamandır okumuyordum, özlemişim. Biraz kafa dağıtmalık, hoş bir kitaptı ama sinir etmeden de bırakmadı! Yorumda bahsedeceğim neden sinir olduğumu, hatta hak vermeyebilirsiniz de ama o sırada beni çileden çıkardı. Bu tarz şeylere gelemiyorum arkadaşlar! Bunu es geçersek sevdiğim bir kitap oldu, yine akıcı, anlaşılır ve komik. Gerçi bu sefer fazla çik-lik tarzı değildi sanki, duygusallık biraz daha ağır basıyordu.


Bir sabah uyansanız ve hayatınız kusursuz olsa…?
Lexi, berbat bir trafik kazasının ardından hastanede gözlerini açıyor. Ona göre sene 2004. Kendisi yirmi beş yaşında ve çarpık dişli biri. Felaket bir aşk hayatına sahip. Ancak, her ne kadar inanamasa da, öğreniyor ki, sene aslında 2007 Lexi artık yirmi sekiz yaşında, dişleri inci gibi ve çalıştığı departmanın da patronu olmuş; üstelik de evli! Hem de yakışıklı mı yakışıklı bir milyonerle! Rüyalarındaki hayata aniden nasıl iniş yapıverdi böyle acaba?
Lexi şansına inanamıyor özellikle de nefes kesen yeni evini gördüğü zaman! Kocasını yeniden tanımaya başlayınca muhteşem bir evlilik hayatı olduğunu da öğrenecek, çok iyi biliyor. Üstelik sevgili kocası bir de 'Evlilik Kitapçığı' hazırlamış onun için.
Fakat Lexi yeni kimliği hakkında daha çok bilgi edindikçe, kusursuz hayatının yüzeyinde çatlaklar oluşmaya başlıyor. Eski dostlarının hepsi ondan nefret ediyor. İşine göz dikmiş, dişli bir rakibi var.
Bir de üstüne üstlük dağınık saçlı, seksi bir erkek çıkıp…
yeni bir bomba patlatıyor!
Yani, ne olmuş olabilir ki?
Lexi bir gün her şeyi hatırlayacak mı?
Ve hatırlarsa ne olacak?

Konusunda da okuduğunuz üzere kitabımız büyük bir kazadan sonra hafızasını kaybeden Lexi'yi konu alıyor. Hafıza kaybının ilginç bir tarafı yok ama ilginç olan bir şey var ki kazadan sonra yaşadığı hayat. Siz onun yerinde olsaydınız ne yapardınız? Sorusunu herkes kendine sormuştur diye düşünüyorum. Doğrusu ben Lexi'nin yerinde olsam şunları yapardım; ilk olarak karşımda kim varsa açık açık son 3 yıla dair zerre bir şey bilmiyorum, o yüzden beni rahat bırak der bir güzel herkesi paylar kendi işime bakar, öğrenmeye ve hafızamın gelmesi için elimden geleni yapardım. Lexi'de böyle yaptı demek isterdim ama tam tersini yaptı. Sanki suç bundaymış gibi hatırlamaması sürekli yüzüne vurulur gibi oldu, garibim ağrını açıp bir şey de demedi. Eski Lexi'yi bildiği ve olduğu için demedi, o 3 yılda değişen Lexi olsaydı kimse elinden kurtulmazdı.



Kızdığım kısımlar bunlar oldu ama geri kalanın sevdim, Lexi hayatını öğrenirken bizde onunla beraber öğrendik, ekstra sahneler veya karaktere söz hakkı verip Lexi'yi devre dışı bırakmamış. İşte bu çok güzeldi, her ne kadar merak etsek de böyle öğrenmek en iyisiydi.
Lexi'nin kocasını sevdim ama üzüldüm. Biraz daha esnek olup, kurallar koymasaydı belki arkasından işler çevrilmezdi. :D  Lexi'nin annesi ve kız kardeşi için diyeceğim bir şey yok ama ezeli rakibini bir kaşık suda boğmak istedim. -_- Ama o konuyu çok iyi bağlamış yazar, son bölümlerde adrenalin üstüne adrenalin yaşadık. ;) Sophie bu işi biliyor. :*
Ve gelelim gizemli aşka. Başta kocası arkasından işler çevirmediği halde aldatmasına çok kızdım ama karakteri ve evlilik hayatlarını anladıkça eh hadi bu sefer peki diyelim dedim.:P Ne demek istediğimi okuyunca anlayacaksınız bence.


Genel anlamda güzel, akıcı ve sizi yormayan bir kitap. Muhteşem bir kitap olarak beklemeyin, beklentiyle başlamayın yani ama çok kötü de demiyorum. Sophie'nin çok güzel kitaplarını okudum, bu onlardan biri değil. Benim için kötü olarak  halen daha zirvede Aundrey'i Bulmak var! Sophie gençlik yazmasın. :D Şimdi yeni çıkan kitabını merak ediyorum, seveni, beğeneni çok olmuş. Bir de konusu vs. ilgimi çekti ama Dex'den çıkmasına halen daha kılım. Bazı kitaplar, yazarlar bazı yayınevlerinde daha güzel duruyor.




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Uff ya. Zengin insanların niye zayıf olduklarını anlıyorum şimdi: Hayvan gibi evlerinde oradan oraya gezinmekten.



*****


Nasa'dan bile karmaşık bir evde nasıl yaşanır yahu? Hem bir evin niye akıllı olması lazım ki? Hoş ve salak olsa, olmaz mı?





Bir yorumda böylece biter. Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^







26 Ocak 2019 Cumartesi

Ruhunu Haramdan Sakın//Merve Özcan Kitap Yorumu^^

Selam^^
2018 yılında okuyup daha yeni yorumunu yayınlandığım bir kitapta Ruhunu Haramdan Sakın. Seriyi çok sevdiğimi takip edenler belki bilir. Gerçekten güzel ve herkesin okuyacağı bir seri. O yüzden seriyi herkese öneririm. Bu kitap ise seriyi okumaya başladıktan sonra çıktı. İlk başladığım zaman seri 2 kitaptan oluşuyor diye sevinmiştim ama bu kitabın duyurusu yapıldığı zaman ne oluyoruz dedim, hani 2 kitaptı. Doğrusu yazarın kalemini vs. sevsemde ne yazık ki bu kitabı sevemedim. Bazı kısımlar hariç boşuna yazılmış, yazılmak için yazılmış sanki dedim.

Aşk, polisiye, imkânsızlıklar…
İnandığı değerlere sadık kalmaya çalışan yakışıklı bir polis ve onun aksine rahat bir hayat tarzına sahip güzel bir kız; Ömer ve Betül…
Biri işine, ailesine ve değerlerine sadakatle bağlı, kendi küçük ve muhafazakâr dünyasında mutlu… Diğeri ailesi sürekli seyahatlerde olduğu için yalnız; bütün hayatı eğlenmek, gezmek, arkadaşlarıyla vakit geçirmek olan bir hayalperest…
İki farklı dünya, iki farklı insan; yolları pek de hoş olmayan bir şekilde kesişiyor. Betül hem Ömer'i ve sert mizacını anlamaya ve bir şekilde de onun farklı dünyasına girmeye çalışırken, hem de kendi hayat tarzını, aile ilişkilerini ve gerçek arkadaşlığı sorguluyor.
Ve Betül'ün tek taraflı ilerleyen bu ilgisi, Ömer'in "Benden uzak dur," ihtarlarına uymayıp bir çatışmanın ortasında hedef noktası olmasına zemin hazırladığındaysa artık her şey için çok geç oluyor.
Peki ailesine, farklı yaşam tarzlarına ve yaşadıkları tüm zorluklara rağmen Betül'ün aşkı mutlu sona erecek mi? Eğlenceli bir dil, heyecanlı bir bekleyiş ve tüm imkânsızlığına rağmen yoğun bir aşk hikâyesi…

Karakterler bildiğimiz gibi, Ömer, Betül, Ömer'in annesi, süt annesi, Betül'ün ailesi vs. Böyle devam ediyor Betül'ün hayatı ama yeni bir kişi de dahil oluyor. Bunların yanı sıra Kıvanç&Kübra ve Emre &Sinem İkililerinin de ilişkilerini okuyoruz. Biraz Ömer ve Betül hikayesi tadında ama çok daha farklılardı. Kitaba farklı bir tat katmıştı bunlar ama az yer vermiş yazar, biraz daha ekleseydi hoş olabilirdi. Doğrusu hep Betül Ömer sıkıldım. Bir de Betül'ün saçma kıskançlıkları. Gına geldi resmen! O kısımlara o kadar sinir oldum ki okumayı bırakmayı bile düşündüm. Neyse, yoruma devam edeyim.
Son bölümlerde başlarına gelen hazin olay ise çok kötüydü. O kısımlara çok üzüldüm, hatta kızdım da birkaç yerde, Betül'ün inadı yine abartmaydı, o kısımlarda sıktı biraz. Doğrusu başta da dediğim gibi kitap baştan aşağı sıkıcıydı. Sırf seri sonu diye okuyup bitirdim.



Kitap hakkında daha ne yazabilirim ki? Yazarın diğer çiftler için yazdıkları mantıklıydı. Bir çift için eğer tam tersi olsaydı asıl gerçekleri unuttup, her şey bu sonuca varabilir deyip, büyük umutlar besleyebilirdik. O yüzden bu yönünü sevdim kitabın. Yazılmamış olsaydı sıkıntı olmazdı diyorum ama, yine de içinden alacağımız mesajlar da vardı.
Tavsiye kısmına gelecek olursak, seriyi beğendim, bakalım devamında neler olacak diye merak ediyorsanız okuyabilirsiniz. Gerçi yorumda da yazdığım gibi pek fark yok diğer kitaplardan ama çıkmış bir kere okuyayım diyorsanız siz bilirsiniz. Benim yorumum böyle. :)




Kitaba Puanım 5/3^^




Alıntılar^^


O an utluluğun en az acı kadar yıkıcı bir duygu olduğunu gördüm. Fakat mutluluk, sonrasında yıkıntıların üzerine basıp geçmiyordu dağıttığı insandan. Yıkıntıları bir kenara itip yeniden inşa ediyordu her şeyi; daha taze, belki de daha sağlam.



*****


Ömer Günsur yakışıklıydı, yüzü güzeldi ama ruhu daha güzeldi...


*****


Çiçek su istemiyorsa toprak suyu kusar da çiçeği yine susuz bırakır. Çiçek güneşi sevmiyorsa, güneş çiçeği kurutup yakardı. Çiçek açmayı istemiyorsa, ona uzanan elde bırakırdı yapraklarını.




Serinin diğer kitaplarına yaptığım yorumlar;

Gözlerini Haramdan Sakın
Yüreğini Haramdan Sakın



Bir yorum daha biter, başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^



Buralarda da varım^^