16 Haziran 2019 Pazar

The Beauty Inside//Kore Dizi Yorumu^^

Merhabalar^^
Dizi yorumlarım çok sık gelmesede bu dizi izlemediğim anlamına gelmesin. ;) Şu an bitmekte olan bir dizim( o dizi bitti, ondan sonra ki dizinin bitmesine son 5) olduğu için hemen bunun yorumunu yazmaya başladım. Yoksa ikisi bir olursa yetiştirmek zor olacak ve beni strese sokacak. :/
Bundan önce izlediğim dizinin son bölümünü izlemeden bu diziye başladım. Normalde aklımda yoktu, tanıtımları falan görmüştüm hatta kadını da severim ama izleme düşüncem hiç olmadı, sonra dizi aranırken karşıma çıktı ve izlemeye başladım. İyi ki es geçmemişim çünkü çok çok sevdiğim bir dizi oldu.
İlk olarak dizi birazcık fantastik. Sonra dizide ikinci erkek, kadın yok ki buna şükrediyoruz, Kore dizilerinde olmazsa olmaz ikinci erkek ve kadın. Sonra çok güzel sevdiler bee, bayıldım. 


Ay da bir kere bambaşka biri olan Han Se Kye oyuncudur ve Kore'nin en sevilen yıldızlarından biridir. Ödül törenlerinden, belirli bir zaman ortalıkta olmaması skandallar yaratsa da kendi yağından kavrulan biri. Yüzü olduğu hava yolu şirketinin başkanıyla uçakla seyahat etmek zorunda kalan Han Se Kye büyük bir sır öğrenir.
O sır ise Havayolu şirketinin başkanı Seo Do Jae ile ilgilidir. Geçmişte geçirdiği kaza sonucu insanları tanıyamama hastalığına yakalanan Do Jae seneler sonra kendini geliştirerek şirketin başına geçer.
Konu böylece başlıyor. İki karakterimizde kusurlu ve bilin bakalım ne oluyor. İkisi de geçmişten tanışıyorlar. Şaşırt bizi Kore dizi sektörü, bunlar hep klişeeee :P
Dizi klişeleri barındırsa da çok sevdim şahsen, bir kere oyuncuların uyumuna bayıldım, zaten en büyük problem bu oluyordu, bu dizide de tam uydukları için çok sevdim.



Seo Hyun Jin//Han Se Kye^^
Ünlü oyuncu olan Se Kye'nin büyük bir sırrı vardır, ayda bir başka bir insana bürünen Se Kye'nin sırrını sadece yakın arkadaşları bilmektedir ama yakın zamanda yüzü olduğu hava yollarının başkanı da öğrenecektir. 
Seo Hyun Jin sevdiğim oyunculardan, girdiği her rolün hakkını veriyor. Bu dizide de çok konuşulan bir oyuncuydu bence. Gerek oyunculuğu, gerek giydiği kıyafetler harikaydı. En sevdiğim dizisi Another Miss Oh'dur ve oradaki karakteriyle buranın arasında dağlar kadar fark var. İşte o yüzden oyunculuğu çok iyi. Bazı oyuncular tek düze devam ederken Hyun Jin her role çok iyi uyum sağlayıp, oynuyor. O yüzden ne çekse izlerim. ;)


Lee Min Ki//Seo Do Jae^^

Ünlü bir hava yolu şirketinin başkanı olan Do Jae sert görünümlü biridir. Kendi havasında olup diğer insanları ilgilenmemektedir ama bunun bir sebebi vardır. Geçirdiği kaza sonucu insanların yüzünü unutmuştur ve tanımamaktadır ve giyimleri ve saç şekilleri ile tanımaya çalışıp açık vermemeye kararlıdır. 
Lee Min Ki'nin çok fazla dizisini izlemedim ama sevdiğim oyunculardan. Burada çok fazla mimiklerini oynatmasa da sert ifadesiyle bile kendini ön plana çıkarıyor. Bir de aşkı çok iyiydi. Uzun zamandır böyle ölümüne aşık bir çift izlememiştim. İzleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. ;)



Lee Da Hee//Kang Sa Ra^^
Seo Do Jae'nin kardeşi olan Sa Ra abisinin yerinde gözü vardır, onun yerine geçmek için elinden ne gelirse yapmak için uğraşacaktır ama hiç beklemediği bir kişi tarafından bu planı alt üst olur.
Oyuncuyu tanıdığınız mı bilemiyorum, çünkü ben başta tanıyamadım. Artık ne yapmışsa çok çok değişmiş. Secret Love Dizisinde ikinci kadını oynayan oyuncu olur kendisi. Burada kendisini daha çok sevdim, giyimi, asil duruşu falan çok iyiydi, böyle diziler çekmeye devam etsin. ;)


Ahn Jae Hyeon//Ryu Eun Ho^^
Han Se Kye'nin papaz olma hayali kuran arkadaşı. Part time işler yapıp papazlık için para mı yoksa bağış mı bilemedim onu toplamaktadır.  Papaz olsa da paraya çok düşkündür, Se Kye köpeğine bakmak için genelde Eun Ho'yu tutar. Se Kye'nin emri ile Sa Ra'nın etrafında dolaşan Eun Ho zamanla papazlık meselesini daha çok düşünmeye başlar.
Kendisini tanımayan yoktur, o yüzden kendisini sevdiğimi, yaşı büyük olmasına rağmen küçük durmasını, Gu Hye Sun ile olan evliliğini beğendiğimi söylemek istiyorum. Burada çok iyiydi, daha çok ve iyi diziler çekmesi dileğiyle.


Lee Tae Ri//Jung Joo Hwan^^
Seo Do Jae'nin sekreteridir. Patronunun hastalığını, takıntıları vs. her şeyi bilen Joo Hwan bunları lehine çevirmeyi de çok iyi bilir.
Bu zamana kadar her dizide olmazsa olmaz sekreterleri izledik ama ben en çok bu sekreteri sevdim, ağzına ne geliyorsa söyleyen biri olduğunu için sevdiğim doğrudur. Hele patronuna karşı sergilediği tutum, esprileri süperdi. En sonra TRT 1'de yayınlanan Işığın Prensesi dizisinde gördüm, daha çok dizide başrol olarak görmek dileğiyle. 


Moon Ji In//Yoo Woo Mi^^
Han Se Kye'nin en yakın arkadaşı, menajeri ve patronu olmaktadır. Se Kye'nin yaşadığı değişimi bilmektedir ve onunla çok uğraşır ama daha çok Se Kye'nin hatalarıyla daha çok uğraşır. O yüzden sürekli arkadaşını işi bırakmak için tehdit etse de kendini feda edecek kadar da sevmektedir.
Bu karakteri yeri geldi sevdim yeri geldi dayak atasım geldi. Patron olduğu için Se Hye'nin yakasından hiç düşmüyordu ve verdiği tepkiler çok aşırıydı bence. Hele o sonda ki ters köşe işi saçmaydı, biz neler bekledik neler ama senaristler sağ olsun bizi hayal kırıklığına uğrattı. İzleyenler  aynı hissediyorsa konuşabiliriz. :D


Ryu Hwa Young^^
Han Se Kye'nin oyuncu arkadaşı ve rakibidir. Se Kye'deki sırrı öğrenmek ister ama işler istediği gibi gitmez. Çok sinir etti bu kız beni. NOKTA.



Se Kye çocuğa dönüştüğü zaman oynayan çocuk oyuncu. Çok tatlıydı çok. <3 En son izleidğim Sekreter Kim'de de oynadı. :)



Resimler^^



Bu sahne çok iyiydi. :)



Üçü de fena. :D


Doğrusu burası anlamsız bir koruma sahnesi olmuştu. :P


Ne yalan adamın burada söylediği replik çok hödükçeydi. :D


Sen de 20 ben diyeyim 18 ama 30 küsur yaşında. :/


Özgüven bu olsa gerek. :D





Fedakar bir arkadaş ama abartıydı bence. Ölebilirdi. :/ Bazen senaristler çok uçlarda dolaşıyor. :/




Çok tatlılar yaaa ^_^




Bu sahneler çok güzeldi. Adamın şirinliğine mi bakalım yoksa köpeğin tatlılığına mı? ^_^
Not: Dizi de köpeğe giydirilen kıyafetler sahibi gibi çok kokoştu. :D



Şekil A'da görüldüğü üzere. :D


Sekreterler artık bu işlerler de uğraşıyor. :D




<3 <3


Gifler^^







Kumalar çok. :D





Çok iyi sarılıyorlar. İşte aradığım çift. :)




Olay sahne. Sonradan annenin verdiği tepkiler çok iyiydi. Kim derdi teyze u dönüşü yapacak düşüncelerinde. :D



Arada böyle şeylerde yaptı, ben sadece güldüm. :D








Dizinin belki de en can alıcı yeriydi. BAYILDIMMMM <3 <3 <3



Ost'lar^^

Davichi(다비치) - Falling In Love^^


WENDY(웬디)(Red Velvet) - Goodbye^^


K. will (케이윌) - Beautiful Moment^^ (En sevdiğim)


] Rothy – 구름 (Cloud)^^


2morro - The Love Inside^^ (İkinci en sevdiğim)



Şimdi şöyle ki hani bizim T pop'da şarkılar birbirine benziyor yaa işte K drama'nın Ost'ları da birbirine benziyor. Bu zamana kadar dinlediğim Ost sayısı nadirdir. Severim ama uzun soluklu dinlemem. :/





Ve Son^^



Bir dizinin daha sonuna geldik, bu sene dizi konusunda biraz yavaşım ama yorumda daha yavaşım. Bunu ne zaman izledim, bitirdim hatırlamıyorum ama çok sevdim. Şimdi Sekreter Kim yorumu gelecek ve şu an izlediğim dizinin son 5 bölümü kaldı. Hızlı olsam iyi olacak. :P
Diziye bayıldım, gerek konu gerek çiftlerin uyumu beni benden aldı. Klişe çok olay vardı çiftimizin güzelliği ile göze batmıyor. Daha çok sevmemi sağlayan etkileri sayarsam, bir kere ikinci kadın ya da erkek yok. İlk nasıl aşık oldularsa öyle devam etti. Sonra kaynana sorunsalı tez vakitte düzeldi ki onunda sıkıntısı yoktu. Kore dizilerinde ayrılıp seneler sonra buluşmaları adet ki çok saçma. Burada da oldu ama neden olduğu, niye olduğunu iyi bağlamış senaristler o yüzden insan kızmaktan ve klişe demekten uzaklaştırıyor. Doğrusu Se Kye'ye kızdım, yanından durabilirdi ama onun gözüyle bakınca haklı da bir yerden sonra. Dizinin finali ise çok güzeldi, öyle saçma sapan olaylara yer vermemişlerdi tatlı, minnoş şekilde bitti. Bunlar spoiler değil, böyle bir dizinin sonu da tahmin edilebilir, sadece nasıl yapacaklar o merak konusu oluyor çoğu kez. Tek bir yer benim için olmasa da olurdu dediğim yerdi. Onu sırf birazcık duygusallık olsun diye eklemişler ama olmamış. :/ İzleyenler için söyleyeyim Se Kye'nin annesi. :/
Kısacası herkese tavsiye edeceğim, tatlı mı tatlı, komik mi komik, sizi sıkmayan harika bir dizi. Çiftler sizin için önemliyse kesinlikle izleyin derim. :)







Bir yorumda böylece biter. Diğer Kore dizi yorumlarımı merak ediyorsanız Tık Tık^^
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın.




Buralarda da varım^^




13 Haziran 2019 Perşembe

İzlediğim Filmler 20 //Büyük Umutlar, Aşka İki Hafta, Kardeşim Benim 2^^

Selam^^
Yeni film yorumları ile karşınızdayım. Bu sefer karışık türlerde filmler izledim. Sevdiğimde oldu sevmediğim de. :) Umarım bu paylaştığım yorumlardan memnunsunuzdur. Elimden geldiğince izlediklerimi sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. :)




Büyük Umutlar^^
Kitabu ben de vardı ama TV+'da denk gelince izlemek istedim, doğrusu izledikten sonra kitabını okuyamazdım, iyi ki filmini izledimd edim. :) Güzel filmdi, bitirmem sorunlu olmasına rağmen ben sevdim, bu tarz kitaptan uyarlanan ya da tarihi filmlere karşı zaafınız varsa kesinlikle öneriyorum. 


Çok yakıştırdım ben oyuncuları.



Tanıdık biri kendisi. Düşün filminden oynamış ama ben izlemedim. :/








Aşka İki Hafta^^
Netflix'de denk gelmişti ve o zamanda Why Secretary Kim?'i izlediğim için merak ettim. Konu birebir aynı gibi. İki sekreterde patronlarının bir dediğini iki etmiyor ve sonradan ayrılma kararı alıyorlar ve olaylar o noktadan sonra başlıyor.
Sevdim ben, eski yapımları sevmem ama konu bakımından, oyunculardan işin içine girdiği için sevdim. Diğer filmlere de şans verebilirim. ;)
Tavsiye de ederim. ;)




Şu kravata bakın yaa, izlediğim de sırf komiklik olsun diye takmıştır dedim ama modaymış anladığım kadarıyla. :P








Kardeşim Benim 2^^
İlk filmi izleyip çok sevmiştim, hatta geçenlerde My Twin ile bir daha izledik ama bunu beğenmedim yaa. Konu olarak, komik bir film olmasına rağmen komiklik göremedim. İlk filmde kalsalardı keşke, olmamış. İzlemek isteyen olursa da Netflix'de mevcut, bakabilirsiniz. ;)






Bu arada ilk filmde eski arabaları vardı, onun verdiği hava başkaydı bu arabayla olmamış. :/








Diğer film yorumları için TIK TIK!!




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^



29 Mayıs 2019 Çarşamba

Üç Yapraklı Yonca//Ayşe Ayhan Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Yeni kitap yorumu sizlerle olacak inşallah. :) Bu sefer ki kitabım yine Türk yazar, uzun zamandır nedense Türk yazar okumak istiyor ruh halim. Sıkıldım yabancılardan her halde ama hepside aynı olmuyor, bunlardan da sıkılıyorum. :D 
Bu kitabı ise instada görüp çok merak ettim, bir kere kapağı ve ismi çok tatlı, konusu da klişe ama okuduktan sonra değişen şeyler vardı. 

Yonca.
Nam-ı diğer Üç Yapraklı Yonca.
Dördüncü yaprağını kim bilir nerede kaybetmiş? Şanssızlıklar kraliçesi
‘Hayat yeni başlıyor,’ dergisinin masasız editörü...
Hiç şansım dönmeyecek mi diye düşünürken, şirkete yeni gelen Müdür Alp'i gördüğü an şansının değiştiğine inanan Yonca. Ezeli rakibi Nejat'ı alt etmek için hiç olmadığı kadar
hırslı olmak zorundadır.
Hem işte hem de aşkta talihini döndürmeye karar verir. Ama bakalım işler onun istediği gibi olacak mıdır?

Başta da dediğim gibi konu Klişe, ondan yola çıkarak kitaba bakmamazlık yapmayınız. Çok fark yok ama çok klişe de yok. Yonca bahtsız bedevi resmen, sevgilisinden bile mantıklı şekilde ayrılamayan şanssız bir kız kendine göre, yaşlılar için basılan derginin editörlüğünü yapan Yonca'nın burada bile şansı yaver gitmiyordur. Dergisi çok satılmadığı için de küçük bir alanı vardır ve masa yerine de sehpa kullanır ki bu biraz abartı değil mi sayın okuyucular? Yani satılmamış olabilir ama sen editörsün, sekreterin olmayabilir ama sehpa nedir ya? Neyse, Şirketin müdürü değişince hem işleri yoluna girer hem de aşkta bir şansı olduğunu anlar. Ama işlerinin daha da yoluna girmesi için baş düşmanı Nejat'tan uzak durması lazım ama eğer büyük bir masa, oda ve sekreter istiyorsa Nejat'la aynı alanı ve aynı işi paylaşmak zorundadır.
İşte kısaca konu böyle.

Yonca değişik desem değil, klişe desem eh biraz ama şansızlık konusunda mastır yapmış bir karakter. Yine de şans bu ya dönünce dönüyor, hem de nasıl. Kıskanmadık tabii ki. :P
Alp'i sevdim ama Nejat'ı daha çok sevdim. Aralarındaki atışmalar çok komikti mesela ama daha fazla okumak isterdim Nejat'ı. Alp'ide bir o kadar. Çok yüzeysel tutulmuş bu ikili. 
Sonrasında Yonca'nın en yakın arkadaşları, iyiydi hoştu ama ne bileyim pek öyle ahım şahım bulamadım. Daha farklı olay yazabilirdi o arkadaşlar için. ;)
Kitapta çok acayibime gidin ve beni birazcıkta olsa sinir eden karakterler anne ve teyze oldu. Yazar komik ve klasik anne, teyze yazmak istemiş ama Yonca'ya bazen o kadar sert ya da vurdum duymaz davranıyorlar ki sinirim bozuldu yani. Bir anne ve teyze hiç mi destek olmaz dedim. Arada biraz daha yumuşak yazabilirdi bu karakterleri. Ama aralarındaki geçen konuşmalar komikti bunu es geçemeyeceğim.
Şirket çalışanı o kadar çoktu ki isimleri karıştırıp yaa Yonca bunu sevmiyordu ne zaman bu kadar iyi oldular dedim. Bazen az karakter öz karakter olmalı.
Karakter analizi olarak böyle, hepsi tatlıydı ama kararındaydı, bu kadar övülmeye daha ilginç karakterler görmek isterdim. 



Yazarın kalemini sevdim, konu seçimi de güzeldi. Tahmin edilebilir tarafı vardı. Bunun için konuyu daha farklı yapsaydı, yani şu an düşündüğüm gibi yapsaydı okuru ters köşe yapar, daha çok sevilmesini sağlayabilirdi. Aklımdan geçeni yazardım ama spoiler olmasına gerek yok, okuyanlar merak ederse Instagram sayfama beklerim üzerinde konuşuruz. ;)
Okumamın üstünden baya zaman geçtiği için şu an toparlayıp yorum yazamıyorum, o yüzden aklımda olan bir kaç şeyi daha yazıp bitirmeyi düşünüyorum.
İlk olarak sonu tatmin etti mi beni diye sorarsanız doğrusu ikinci kitabı olduğunu bildiğimden pek olumsuz etkilediğini söyleyemem. Eğer ikinci kitap olmasaydı bu kitaba vereceğim puan 1 olurdu ki 1 bile fazlaydı ama ikinci kitabın olduğunu öğrendiğim için sıkıntı yok. Umarım ikinci kitaptan daha çok tatmin olurum. Yine de bu kitabı da sevdim okumak isteyenlere tavsiye ederim, yazarın diğer kitabı Aşk Nerede? kitabı uygun fiyata ya da takas yoluyla bulursam almayı düşünüyorum, dediğim gibi kalemi güzel, okunulası. ;)



Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^

Bütün o masallar bizi sla gerçek olmayan, yaşamayacağımız bir hayata hazırlamıyor muydu? Hem Sabahattin Ali ne diyordu kitabında.
Deli gibi değil gayet aklı başında olarak seviyorum seni.



*****


"... nereli olduğunuzu hala söylemediniz?"
"Ne yapacaksınız nereli olduğumu Gbt'me mi bakacaksınız?"
"Ne münasebet. Bakarsınız uzaktab akraba çıkarız. Belki birinin düğününde aynı halayda buluşmuşuzdur da farkında değilizdir."






Bir yorumda böylece biter, darısı diğerlerini başına. Umarım tez zamanda onlara da yorum yazarım.
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^









18 Mayıs 2019 Cumartesi

Her Şey İçin Teşekkürler//Tommy Wallach Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
1 Mayısta başladığım yorumu kim bilir ne zaman yayınlarım bilemiyorum. Umarım kısa zamanda olur. Geçen senelerde My Twin'in istediği ile aldığımı bir kitaptı, ilk o okuyacaktı ama fazla beklediği için ben okumaya karar verdim. Konuyu okuduğum zaman pek bir şey anlamadım ama genel olarak neyden bahsedeceğini tahmin ettim ama öyle olmadı, okudukça beni şaşırtan bir kitaptı.


Parker Santé beş yıldır tek kelime konuşmamıştı. Sınıf arkadaşları parlak gelecekleri için planlar yaparken, o okuldan kaçarak otellerde takılıyor, zaman öldürmek için ise oteldeki konukları izliyordu. Fakat göründüğünden biraz daha büyük olduğunu iddia eden Zelda Toth adındaki gümüş saçlı esrarengiz kızla tanıştığında, uğruna yaşanacak birkaç küçük şeyin daha olduğunu keşfedecekti. 


Konu böyle ve şu an okuduğum zaman neyi fark ettim. Ben çoğu konuyu öyle üstünkörü okuyorum. Mesela ilk satırda Parker Santé beş yıldır konuşmuyor diyor ama ben okumaya başladığım zaman karakterin konuşamadığını öğrendiğimde şok oldum. :D Öyle değişik bir yapıya sahibim, bundan sonra daha dikkatli okumalıyım.
Konumuz; Parker lüks bir otelin lobisinde oturup insanları izleyip ve hırsızlık yapan bir tip. Bir gün yine oturup insanları izlediği sırada beyaz saçlı bir kızla karşılaşır. Kendi gibi gözüken ama senden büyüğüm diyen bir kızla.
Değişik yollarla tanışan ikili kızın bir telefondan sonra köprüden atacağını söylemesinden sonra  değişir ve Parker onun bu eyleminden vazgeçirmek için uğraşmaya başlar. Konuyu buraya kadar anlatabiliyorum çünkü gerisi gerçekten ilginç ve okudukça anlaşılması gereken bir kitap.
Parker'ın konuşamaması, aile için sıkıntıları Zelda'dan sonra değişecektir ve bir şeylerin farkına varmaya başlayacaktır. 



İlk olarak kitabı sevdiğimi söylemek istiyorum, gerçekten değişik bir kitaptı ve sonu beklenen olsa da şaşırttı. Çünkü bu yazarlar böyle arkadaşlar, illa sonunu böyle yazacaklar. Çünkü diğer yazarlardan farkları olmalı, aynı tarz yazarlarsa nasıl popüler olabilirler ki? Neyse şimdi spoiler falan vereceğim hiç oralara girmeyeyim.
Kitabın bölümleri hep kısa kısa ama güzeldi. Başta da dediğim gibi kitap ilginç ama her şeyi ilginç. Devam ettikçe acaba neler olacak, Zelda gerçekleri mi söylüyor yoksa akıl hastanesinden kaçmış bir deli mi diye düşüne düşüne sona geliyorsunuz. Peki sonundan tatmin oldum mu? Evet ama daha farklı da olabilirdi. Samimi olarak soruyorum, yazar neden böyle bir son yazma gereği duymuş çok merak ediyorum. Biraz araştırma yaparsam belki bulurum. ;)

Okuyanı çok olmuştur ama merak ediyorsanız tavsiye ederim. Farklı kitaplar sevenlerebenim gibi sevecektir. Devam kitabı olur mu onu da yazar bilecek, şahsen ben olmasını isterim. ;)




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


...çok uzak, bazen yeterince yakın da olabiliyordu.


*****


"Kahvelerini şekersiz içen insanları hiçbir zaman anlayamadım. Hayat yeterince acı değil mi zaten?"


*****


Mutsuz insanları görmezden gelebildiğimiz kadar mutlu oluruz.
Bu yüzden otoyolda devrilmiş arabaların içinde ne olduğuna biraz bile olsa dikkat etmeden basıp gideriz.


*****


"...hiç kimse genç hissetme duygusunun önüne geçemez. Bir işimiz, eşimiz ve evimiz olabilir ama tüm bu yetişkinlik işleri saçmalık. Hepimiz büyüyormuş gibi yaparız. Dünyadaki en zalim icat nedir, biliyor musun?"
"Ayna. Çünkü o asla yalan söylemez."






Böylelikle bir yorum daha biter, daha ilginç ve güzel kitapların yorumlarından görüşmek dileğiyle, sevgiler.^^






Buralarda da varım^^




17 Mayıs 2019 Cuma

İzlediğim Filmler 19//Arif V 216, Ekşi Elmalar, Dönerse Senindir^^

Herkese Merhaba^^
Film yorumlarım aynı kitap yorumlarım gibi çoğaldı. O yüzden ne kadar hızlı hızlı yayınlarsam o kadar iyi. ;)
Bu sefer ki filmlerin hepsi Türk Sineması filmleri. Geçen senenin en çok izlenen filmlerini ben de izledim, bakalım nasıl bulmuşum. ;)



Arif V 216^^
Gora serisi çok sevilince Cem Yılmaz acaba bu serinin üstünden daha ne kadar para kazanırım demiş ve üçüncü filmi çıkarmış. Peki gerek var mıydı? Yoktu bence. Hazır böyle düşündün bari senaryoyu daha iyi yap, eski sanatçılarımıza (Zeki Müren, Ayhan Işık, Ajda Pekkan vs.) yer verdiği yerler çok iyiydi ama genel anlamda filmin ne başı belliydi, ne sonu. Kısacası sevmedim, komik bile değildi. Eğer böyle bir proje daha yapacaksa senaryo daha iyi omalı. İzlemeyen arkadaşlar içinde merak ediyorum diyorsanız izleyin ama boşa vakit kaydı, daha güzel filmlerimiz var. ;) 







Hakkını yememem gereken husus ise Zeki Müren, Ayhan Işık, Ajda Pekkan, Filiz Akın, Edis Hun gibi sanatçılarımızı güzel yad etmesiydi. O kısımları sevdim. ;)





Eşki Elmalar^^
TV'de denk gelip izlediğimiz film. Yılmaz Erdoğan'ın filmleri güzel oluyor, bu da onlardan biriydi. Oyuncular, konu falan güzeldi ama verdiği mesajı anlamadım gitti. Kızlarının birini istediğine verdi mutsuz oldu, diğerini istemediğine verdi mutlu oldu en son ki kızı ise evde kaldı. Tatlı elma şart, ekşi elma kökünden kesilmeli zihniyetine sahip bir adam var filmde ama yine anlamadım verdiği mesajı. Anlayan varsa bana da söylerse çok müteşekkir olurum. ;) Bunun yanı sıra dediğim gibi güzel filmdi tavsiye ederim. :)











Dönerse Senindir^^
Murat Boz'un oyunculuğunu, filmlerini sevmeyen bir kesim var ama ben seviyorum. Hadi İnşallah filminden sonra güzel filmler çekti bence. Bu filmde onlardan biri. Sevgilisinden ayrılan bir adamın depresyona girip onu tekrardan kazanmak için elinden geleni yaptığını anlatan bir film. Eğlenceli, güzel ve başarılı oyuncular var o yüzden öneririm. ;)




Bu ikiliden yine bir film bekleriz. ;)







Diğer film yorumları için TIK TIK!!




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^






14 Mayıs 2019 Salı

Derindekiler-Yem//Deniz Erbulak Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Kitap yorumlarım çok geç geliyor biliyorum, bunu düzene sokmak için elimden geleni yapacağım. Yani şöyle ki güzel bir laptopum olsa süper olur ama kısmet belki olur yakın zamanda. İnşAllah, amin. :D 
Kitabımız Derindekiler serisinin ikinci kitabı, Derindekiler kitabını çok sevmiştim ve arayı daha fazla açmak istemediğim için okumaya başladım. Seri üç kitaptan oluşuyor ve bütün kitapların sayfa sayısını toplasanız 700 küsur anca eder. Bu kitabımız ise serinin ortanca kitabı olduğunu kanıtlar gibi incecik, 200 sayfa. Konu hızlı ilerlediği için çabuk okunan bir kitaptı ama ben bir haftada anca bitirdim. :/


Çeşme’nin koylarında başlayan macera, Derindekiler serisinin ikinci kitabıyla devam ediyor…
Denizin dibinde dolanan gölgeler…
Kayalık ıssız koylarda fotoğraf çeken turistler…
Lüks teknelerinde yolculuk eden insanlar…
Deniz kıyısındaki üniversitelerde öğrenciliğin tadını çıkaran gençler…
Başından beri her şeyin farkında olan balıkçılar…
Gizlice değiştirilen yaşam türleri ve tahmin edilemeyen sonuçlar…
Profesör Timur Betim artık neyin peşinde olduğunun farkında!
Ona yardım edebilecek insanlarsa son derece az.
Güzin’e gelince… Timur Betim, onun bir kurban mı yoksa sadece bir yem mi olduğuna karar vermek zorunda.
Bu, neşeli bir tatil hikâyesi değil!
Bu, gerçek olduğundan belki de hep şüphelendiğimiz şey!


Konumuz pek içerikten bahsetmiyor ama ilk kitabı okuyan biri ne demek istediğini anlar. Zaten bu yorumu da birinci kitabı okuyup ikinciyi merak edenler için. :D Seri kitapla hep böyle olmaz mı zaten. :) 
İlk kitabın sonunda yaşanan olaylar ve ortaya çıkan inanılmaz gerçekten sonra Timur Betim ve öğrencileri denizdeki yaratığı ortaya çıkarmak için kolları sıvarlar.
Halen daha olaylara inanmayanlar ise arkadaşlarına müdahale edecektir. O kişi hakkında konuşmak istemiyorum, çünkü kitapta sinir etti beni. Ya bir insan mantıklı başka açıklama bulamaz mı, ama en son Belgin'in yaptığı çok iyi oldu, bakalım son kitapta işler nereye bağlanacak.
Denizdeki yaratık ise ortaya çıkıyor ama bunu kim ne yapacak orada işler daha çok karışıyor. Yazar o kadar mantıklı yazmış ki kitabı bir anda gerçekte olsa kesinlikle böyle oluyordur dedim. Yine de son kitabı bekliyorum, kesin Timur Betim'in bir planı vardı.



Kitabı elimde süründürmüş olabilirim ama konuya hakimim. Yakın zamanda son kitabı alıp seriye noktayı koymayı düşünüyorum ama özleyeceğim gibi. Yazarın kalemini çok seviyorum, diğer serisi Yansımaya başlamadım ama bu seri bitsin devam da o var.
Deniz Erbulak okunması gereken yazarlardan bence, ilginç konu seçimleri, kalemi gerçekten sıra dışı. Bir kitabın okuyan devamını isteyecek. O yüzden başlamak istiyorsanız önereceğim biri seri kendisi. ;)
Kitap kısa olduğu için yorumu da kısa oldu, fazla uzatmaya gerek yok bence, daha uzun son kitapta yazarım diye düşünüyorum. Yazarımın kalemine güvendiğim için son kitapta yine bizi şaşırtıcı gerçekler ve olaylar bekliyor olacak.



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

Durum yanılsamaysa bunu kimseye açıklayamazdı.
Durum gerçekse yine kimseye açıklayamazdı.


*****


"Başkalarını inandırma kısmı ne olacak peki?"
"İnandırmak için değil, ortaya çıkarmak için uğraşacağız. Ortada olan bir gerçeğe inanıp inanmamak insanların kendi seçimidir."




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^


 Buralarda da varım^^