6 Mart 2020 Cuma

Extraordinary You//Kore Dizi Yorumu^^

Selam^^
Kitap yorumları, film yorumları derken dizi yorumlarıma hiç bakmadım. Zaten son zamanda izlediğim sadece bir dizi var, bitmiyor arkadaşlar, bitmiyor! Çift için başladım sıktı yani, son üç, bakalım ne zaman bitecek. :/
Bu dizimiz ise 2019 yılının güz aylarında yayımlanan gençlik-fantastik dizisi. O sıralar çok fazla beğenili yorumlar gelmişti, haliyle insan merak ediyor.
Mor Düşler Kitaplığı'yla anlaşıp beraber izledik, başta ben hızlı izlerken o benden günler öncesinden bitirdi. Beraber izlemek güzeldi, bölümler, karakterler hakkında baya konuşuyorduk, peki diziyi sevdim mi? O yorumumun devamında. ;)



Dizi, aslında bir webtoon karakteri olduklarını fark eden ve webtoonda onlar için yazılmış hikâyeye karşı çıkan bir grup öğrencinin etrafında dönmektedir. Dan-O (Kim Hye-Yoon), kendisinin aslında bir webtoon karakteri olduğunu öğrenir. Dahası ortalıkta bir dedikodu dolaşmaktadır; webtoondaki başkarakter o değildir ve yakın zamanda karakteri webtoondan çıkartılacaktır. Bunun üzerine, webtoon yazarı tarafından onun için yazılan bir aşkı değil, kendisi için gerçek aşkı bulup yaşamaya karar verir. Bir gün, kendisine âşık ama webtoonda adı dahi olmayan bir karakter (Rowoon) ile karşılaşır.


Güney Kore Sinemalar'ndan alıntırdır.


Kim Hye Yoon//Eun Dan O^^
Okulun popüler kızlarından olan Dan O hayatından çok memnundur. Kalp hastalığı dışından pek derdi olmayan Dan O'un bir de platonik aşkı vardır. Ümitsiz derecede küçüklükten aşık olan Dan O Baek Kyung'un peşinden ayrılmaz.
Zaman sonra kendisinde olan tuhaflıklara anlam veremeyen Dan O bunun peşine düşer ve hiç tahmin etmediği şeyle karşılaşır. Kendisi ve yaşadığı hayat Webtoon'un içinde geçmektedir. Kalp hastalığı yüzünden karakteri tehlikeye giren Dan O yazara karşı gelip her şeyi ters çevirmeyi göze almıştır.
Çok minnoş bir karakterdi kendisi, normalde böyle konuşanları sevmem, nefret ederim ama burada  izledikçe alışıyor insan. Hatta ikizin yanından izlerken bu ses nedir, ıyy demişti. İzledikçe alışıyorsun dedim. Çok batmıyor sonra. Bakalım izleyecek mi o, gerçi ben pek önermeyeceğim için izlemez büyük ihtimal.
Kız daha küçük, oyunculukta iyi. Daha çok göreceğiz gibi, yolu açık olsun.




Ro Woon//Ha Ru^^
Webtoon karakteri olmayan Ha Ru Dan O'nun sayesinden ortaya çıkar. Başta hiçbir şekilde konuşmayan, ismi olmayan biriyken birden Webtoon'a dahil olur ama işler çığrından çıkar.
Bu karakter için başka diyeceğim bir şey yok, sadece izleyin. İlk defa bu dizide izledim kendisini, zaten ilk dizisi herhalde ki şimdi baktım öyle değişmiş, bir kaç gençlik dizisinde oynamış.
Aşırı tatlı bir biri, çok minnoş halleri vardı. Oraları aç izle ama diziyi bu minnoş bile kurtaramadı. :/
Kendisi SF9 grubunun üyesi, şarkıcı kariyerinde de takip edilesi. :)



Lee Jae Wook//Baek Kyung^^
Dan O'nun platonik aşkısı ama Dan O'ya çok kötü davranır. Webtoon karakteri de olsa da zor zamanlar geçirir bu yüzden hayata küsmüş şekilde devam eder, Webtoon'u öğrense de yine de hayatı düzene girmez ama kendine uygulanan zorbalıklara karşı gelir. Okulun en seilenlerinden biri ve A3, Muhteşem Üçlü'den biridir.
Lee Jae Wook'u ilk defa bu dizide izledim. WWW Search'da da oynamış, orada daha iyi. :D Gerçi o dizide kadın 34 yaşından, oğlan 21 yaşında. Yuh dedim. -_- Şimdi Park Min Young'un dizisinde oynuyor, bakalım burada nasıl. Parlak bir oyuncu, çoğu dizilerde de görecek gibiyiz.



Jung Gun Joo//Lee Do Hwa^^
A3, Muhteşem Üçlü grubunun üyesi olan Do Hwa Webtoon'un ikinci erkek karakterini oynar. O da baştan farkına varmaz ama sonradan Dan O gibi her şeyin farkına varır. Dan O'nun destekçisi olan Do Hwa kendisi için çözüm bulamaz.
Dizide arka planda kalıpta benim çok sevdiğim karakterlerden biri oldu. Her sahneye girdiğinde ortamı değiştiriyordu. Umarım çokça dizilerde görürüz. 



Kim Young Dae//Oh Nam Joo^^
Nam Joo, dizisinin değil ama webtoon'un esas erkeği. Kendisi okulun en zenginidir ve A3'ün lideridir. 
Burada zengin kız fakir oğlan muhabbeti baya döndü. Ama aşırı tatlıydı, çok sevdik kendisine gerçi çok seveni olmadı ama geldiği sahneleri bekledim ne yalan. :D Başka dizilerde görmeliyim, takibe alayım. :D



Lee Na Eun//Yeo Joo Da^^
Webtoon'un esas kızı olan Joo Da bildiğimiz fakir kızlardan, ezik vs. Sonlara doğru bazı şeyler tersine dönüyor. Buraları sevdim ama spoiler olur diye söylemiyorum nedenini.
Kendisi April grubunda.



Kim Ji In//Shin Sae Mi^^
Dan O'un en yakın arkadaşı olan Sae Mi  Nam Joo'un deliler gibi sevmektedir. Hem iyi kız hem kötü kız rolünü oynayan Sae Min'i sevdim arada kötü olsa da. :D



Lee Tae Ri//Kalamar^^
Webtoon'u bilen ve karakterleri gözlemleyen biridir. Okulun aşçısı olan Kalamar'ın özel bir ismi yok, dizi de Kalamar diye geçiyor. Belki de ben şu an hatırlamıyorum. :D
Diziyi izlerken kendisini hep BTS'den Jhope'a benzettim. Başka dizide de izledim ama burada sarı saçlarıyla tam Jhope. :D Daha çok dizide görmek lazım bu tatlılığı. ;)



Kim Hyun Mok//Ahn Soo Chul^^
Dan O ve Sae Min'in arkadaşlarından bir diğeri. Sosyal medya düşkünü olan Soo Chul fotoğraf  çekmeyi de çok seviyor. Tabii Sae Min'ide. :D 



Resimler^^



İlk karşılaşma. <3


Tatlı çocuk ya :D


Bir tatlı daha. :D




Sizde iyiydiniz ama Ha Ru yaaa :'(



Bu çocuk 21 yaşında olamaz, olmamalı. Bu nedir ya. :D 


Komik sahneydi. :D





Kül Kedisi masalı gibi. :D



Burada kıza nasıl üzüldüm, nasıl üzüldüm bilemezsiniz. Git döv Baek Kyung'u. -_-



Gülüşüne aşık olanlar burada mıı?!! :D





Sarı civciv :D



Off bu gençlik dizileri de böyle işte, hiç samimiyet yok. :/ Şu sarılmaya bak, tamam kız çok kısa, oğlan çok uzun ama sarılmaların da güzelleri var. :D Cümleye gel. :P


İçim gitti burada yaaa :/


Bu fotoğraf için yorum yapmayacağım, senaristler bir şey yapmaya çalışmış ama ne bileyim olmamış. :/ Buraları siz izleyip öğrenin. ;)


Dizimizin sahneleri vardı, yazarın yazdığı. Tam sahne bitiyor her şey normal halini alınca çok komik oluyordu, tabii hüzünlü sahnelerde olmadı değil. :/






Set arkası. Şu gülüşe bakar mısınız, böyle sert karakterler de yakışıyor ama daha çok gülsün. Bu yüzden WWW Search'ı izlemek çok istiyorum sırf. :)



Oğlanların boylarına bakar mısınız? Ve kızların boyların, ayakkabılar dahil. :D MaşAllah dalyan gibiler. :D




Gifler^^

^

Kızın boyu hep sorundu. :D








Kızda oğlanlar gibi çok şapşikti, normalde sakin olan esas kızlara nazaran şapşik olması güzeldi. :D





Bu sahnede kime üzüleceğimi şaşırdım^^










Ha Ru ve Baek Kyung için olan giflere bir şey demiyorum, gifler anlatıyor zaten. :D









Siz ayrı bir dizi çekin ya :D


Ne güldüm burada. :D Ah Do Hwa, neler çektin. :D








Biz seviyoruz seni Do Hwa, sen üzülme. :'(






Allah'ım boya bak. :D



Sarılmayı bilmeselerde çok güzel sahneler vardı.




OST'LAR^^

VERIVERY (베리베리) - My Beauty^^


 Sondia - 첫사랑^^


에이프릴 (APRIL) - Feeling^^


Stray Kids (스트레이 키즈) - 끝나지 않을 이야기^^




Son^^



Geldik sona, evet dizi güzeldi, senaryo alışıla gelmişin dışındaydı. Sahne geçişleri, sadece webtoon'da olanları anlatmaları çok güzeldi. Yarıya kadar yılın favori dizisiydi, hatta bundan daha güzeli çıkar mı diye de merak ettim ama gelin görün ki hayal kırıklığı oldu. O kadar tatlı, sevecek, minnoş karakterlere rağmen olmadı arkadaşlar.
Kızın sürekli çabalaması, hayal kırıklığı yaşasada devam etmesi çok güzeldi. 
Dizi sona doğru sürekli tekrarladı, Dan O başarısız oldu tekrar başladılar. Ha Ru başarısız oldu tekrar başladılar. Olay falan göremedik, keşke olsaydı tadından yenmezdi.
Size şöyle söyleyeyim, bu zamana kadar izlediğim dizilerde uyuya kaldığım olmuştur ama bunda iki kere izlerken uyuya kaldım. :D Mor Düşler Kitaplığı, yani Gizem o kadar da kötü değildi dedi ama yok arkadaşlar ben sevemedim. Netflix'de afişi gördükçe üzülüyorum, keşke daha güzel olsaydı.
Peki sonuna ne demeli? Bari sonu öyle yapacaktınız neden herkes yoktu? 
İzleyenler neler söylüyor bilmiyorum ama klişe K-Drama sonuydu. -_-
Yazacak daha fazla bir şey bulamadım, güzel ve sevdiğim yerlerde çoktu ama hayal kırıklığı yaşadığım yerler daha fazlaydı. O yüzden izlemek size kalmış, ben fazla abarttım belki siz daha çok seversiniz. ;)





Koreantürk'e çevirileri için teşekkürler, başka dizilerde görüşmek dileğiyle^^
Not: Blogda yer alan reklamlara tıklarsanız bana ve diğer blogger arkadaşlara desteklemiş olursunuz. ;) Şimdiden teşekkürler.^^






Buralarda da varım^^








2 Mart 2020 Pazartesi

Her Ay Bir Kitap, Bir Film Etkinliği//Şimdi Moda Pastel-Meredith Schorr Kitap Yorumu^^

Merhabalar, son günlerde yaşadığımız üzücü olaylar sebebiyle bir kaç gün erteleyip, yeni yayımlıyorum.

Her Ay Bir Kitap Bir Film etkinliğini bir önce ki yorumlarımda bahsetmiştim. Geçen ay kitabını okumadım ama filmini izledim. Bu ayda şimdilik kitabını okudum, müsait bir zamanda da Parasite filmini izleyeceğim. Kitabım hem etkinlik için iyi oldu hem de bana hediye olarak geldi. Bir Kart Bir Kitap etkinliğinden. Onunda yazısı taslakta, artık zamanı geçti paylaşsam olur mu ki? :/
Blogda kalsın diye paylaşırım belki.
Kitaba gelecek olursak, konusu çok tatlı, cik-lit bir kitap. Uzun zamandır okumamıştım iyi geldi ama beklediğimi ne yazık ki ilk bölümlerde bulamadım.

Kimberley Long. Bir avukatlık bürosunda sekreter. Popüler bir kitap bloğunun kurucusu. Chick-lit hayranı. Kitaplar sayesinde işinin kötü taraflarını görmezden gelmeyi başarıyor. Tabii bir de ofisteki yakışıklı avukat Nicholas sayesinde… Ve bir gün lisedeki ezeli düşmanı Hannah Marshak’ın tam da onun sevdiği türden bir kitap yazdığını öğreniyor. Bu da yetmezmiş gibi kitabın eleştirisini yazması isteniyor. Hannah’nın samimiyetsiz ısrarları da cabası! Kimberley yazarına duyduğu nefreti görmezden gelerek objektif bir eleştiri yazabilecek mi? Peki ya hayallerinin erkeği Nicholas’ın dikkati çekmeyi başaracak mı?


Kitaba beni çeken iki şey var; birincisi cik-lit oluşu, ikincisi ise Kimberley'in kitap blogunun olması. Kendisi bir Blogger aa dostlar! Hem avukatlık bürosunda sekreterlik yapıyor hem de blog yazıyor, ikisine de her türlü zaman ayarlıyor. Çalışkanlığıyla bilenen Kimberley'i patronu çok sever ve blogu için zaman ayırmasına bir şey demez, sadece işler bittiği takdirde.
Büroda bir de Nicholas var, yeni başlayan avukatı mercek altına alan Kimberley onunla sohbet etmeye başladıkça kendisine olan ilgilinin gerçek mi geçici mi olduğunu kestiremez.
Şahsen klasik cik-lit olduğu için kestirebiliyor insan neyin ne olacağını, mesela Nicholas gerçekten ilgileniyor mu, ilgilenmiyor mu diye. :D Kimberley'i sevdim, eğlenceli karakterlerden biriydi. Sadece daha ilk sayfalarda olanları sevmedim, neden böyle başlamak istemiş yazar anlamadım, sonradan daha sakin bir karakterdi Kimberley. Ve ondan sonra arkadaşıyla olanlar. Yazara şunu sormak istiyorum, GEREK VAR MIYDI? Okuyanlar anlamıştır. Tamam Kimberley'de tepkisini belli etti ama olmadı, sevmedim orayı. :/
Nicholas sıradan bir karakterdi, ne öyle vay be diyeceğimiz biriydi ne de öyle off bu ne. Sadece Kimberley ile son kısımlarda olan olaylarda neden o kadar durgundu? Umarım ikinci kitapta bununla ilgili bir şeyler okuruz. Aşırı merak ediyorum çünkü. :)


Konuda lise yıllarında düşmanı olan kızın kitabını okuyup, yorum yapması gerektiği yazıyor, burada da diyeceklerim var. Kızın yaptıkları kötüydü tamam ama ortada nefret edilecek bir şey bulamadım, hatta o kadar abarttılar ki tamam anladık, kız nefretlik. Sonradan neden o kadar gereksiz derece de nefretlik olduğunu anlıyoruz ama yine fazladan uzatmalar vardı. :/
 Haa o nefretlikten sonra yaptığını da takdir ettim, ben olsam yapar mıydım bilemiyorum. :D 
Ve bazı gizlenmiş taslaklara değineyim. Çok güzellerdi, eğer yazar böyle şeyler yazmayı düşünüyorsa hiç beklemesin hemen yazamaya başlasın, çok iyi tutar o kitaplar. ;)
Karakterlerde son olarak kız kardeşinden bahsedeceğim, ya neden öyle bir şey yaptı? Şahsen kardeşim düşüncelerimi bile bile o kişiye karşı sevgi beslese sinir olurdum. Burada Kimberley'in tepkisiz kalmasına sinir oldum. :D Bir cevap ver, ağzının payını ver, sen hangimizin tarafını tutuyorsun diye sor. Çok kızdım. :P


Hakkında yazacağım karakterler var ama başlasam spoiler ile bitiririm, o yüzden bu kadarla kalsın. İlk bölümlerde beklediğimi bulamasamda sonlara doğru tam cik-lit tarzı olduğu için sevdim, güzeldi. En popüler olan Sophie Kinsella kadar komik değildi, ilginçte değildi ama güzeldi. İkinci kitabı başta almak istemedim, sonra kararsız kaldım, kitap bitince listeye ekledim. :D Bakalım ikincide neler oluyor. ;) Bu arada kapak çok tatlı, kitap kalitesi çok iyi. Sadece kitabın orijinal ismi Blogger Girl ama Hep Kitap Kimberley'in blog ismini vermiş. Acaba Blogger Kız diye çıkarsalardı satmayacağından mı korktular? :/ Oysa Blogger olmak kötü bir şey değil. -_-

Kitabı hediye eden Mor Düşler Kitaplığı'na teşekkür ediyorum^^
Ve etkinlik içinde de Mor Düşler Kitaplığı ve Gonca'nın Dünyasından'a teşekkürler. Eğer sizde katılmak isterseniz bloglarına bakabilirsiniz. :)


Her Ay Bir Kitap, Bir Film;

Ocak Ayı Filmi için Tık Tık^^

Şubat Ayı Kitabı İçin Tık Tık^^



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Derin eserler yazan yeterince yazar var zaten, ama Geffen gibi eğlenceli bir üslupla yazabilenlerin sayısı az ve tarzlarını değiştirmeleri canımı sıkıyor.


Alıntıya Not: Sevdiğim yazarın tarzı değişince ben. :/



*****


Ama cehalet mutluluktu.



*****


E-Postalarımı kontrol ettikten sonra kendi acım yerine başkahramanın acılarını hissedeyim, kendi hatalarım yerine onun yanlışlarına güleyim ve benim başıma bir türlü gelmeyen mutlu sona sevineyim diye bir kitapta kendimi kaybedecektim.







Yorumum böylece biter, başka yazılarımda görüşmek dileğiyle^^
Sağlıcakla, sevgiyle kalın.



Buralarda da varım^^



25 Şubat 2020 Salı

Türk Klasikleri//Küçük Şeyler-Samipaşazade Sezai, Şair Evlenmesi-Şinasi^^

Merhabalar^^
Instagram aleminde güzel etkinliklere katılıyorum, bunlardan biride Okuyarak Yaşa ^^ Okuyarak Yaşa dört tarza ayrılıyor, Dünya Klasikleri, Türk Edebiyatı  Klasikleri, Modern Klasikler ve Sabahattin Ali Klasikleri^^ Siz istediğiniz birine ya da hepsine katılabiliyorsunuz.
Ben diğerleri ağır geldiği için sadece Türk Edebiyat Klasiklerine dahil oldum ve bu zamana kadar çok güzel kitaplar okudum.
Instagram'da paylaşıyorum yorumlarımı ama bloğum eksik kalmasın deyip burada da paylaşacağım. ;)

Not: Bu yorum Ocak ayından önce, Instgram'da paylaştığım yorumlarım. ;)

Küçük Şeyler^^





Yine yorum ile geldim. Burada paylaştığım üçüncü yorumum oluyor kendisi, normalde bildiğiniz üzere blogda aktifim. Burada paylaşmamın nedeni Okuyarak Yaşa Yine onlarla beraber bu güzel kitabı okuduk. Aldığımızdan beri okumak aklımdaydı ama başka kitaplar aklımı çekince okumak kısmet olmadı. Okuyarak Yaşa ile okunacak denildiği zaman ise işte şans deyip bekledim. Okuduğum kitap içerik olarak diğerlerinden farklı değil, hatta daha sıradan. O zamanın hayatından kesitler alınmış ve bitirdiğiniz zaman aslında şimdiki zamanla bir fark olmadığını anlıyorsunuz. Kısa kısa hikayeleri konu alan kitabımızın ismi Küçük Şeyler olsa bile aslında hikâyelerde ne büyük acılar, hüzünler saklı. İşte insanı etkileyen tarafı da bu. Tekrar tekrar okunası hikayeler var. En etkilendiğim hikayeler Pandomina ve İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır'dı. Düğün'de çok etkiliydi. Günümüz Türkçesiyle çıktığı için kitap çok rahat okunuyor, bir gününüzü, hatta yarım saatinizi alacak bu kitabı öneriyorum. Bir gününüz alacak diyorum ama ben her güne bir hikaye bıraktım. Öyle daha zevkli ve üzerinden durma şansınız daha çok oluyor. .



Nefrete neden olması gereken olayların sevgiyi öldürmemesi ne acıdır. 







Şair Evlenmesi^^





Okuyarak Yaşa ile yine çok tatlı bir kitap okuduk. Sınavlarım olduğu için biraz geç paylaşıyorum. Kitap, oturup yarım saatte bitireceğiniz kadar kısa.
Zaten kendisi tiyatro metni. İlk tiyatro metni kitaplarından biri. Şinasi bu kitabı ilk yazdığında rağbet görmemiş, diğer yazarların başına geldiği gibi öldükten sonra değeri biliniyor. Bunları kitabın sonunda Şair Evlenmesi Güldürüsü yazısını okuyarak öğreniyoruz. Ondan sonrada Şinasi'nin ölümü hakkında yazı yazılmış, doğrusu okumadım onu. Neden yazılmış ya da bu tiyatro kitabına neden eklenmiş bilmiyorum. Neyse, kitaba dönecek olursak güzeldi, okurken hayal ediyor insan tiyatroyu. Acaba var mı, tiyatrosu  gerçekleşmiş mi merak ediyorum. Olsa çok iyi olurdu. Görücü usulü ile evlenen  ama eşinin yanlış biri olmasıyla başlıyor hikaye. Arkadaşı dalga geçiyor hatta, çok üstünde durmayan Müştak Bey ise sevdiği kadınla evlenmenin heyecanı ile duymuyor ama bilmiyor ki başına gelecekleri. Sonunda ise neler oluyor okuyup siz öğrenin.
Okumaya niyetim vardı zaten, Okuyarak Yaşa ise vesile oldu. Bu sene ki hedefime yine ulaşamadım, kısa ve çabuk okunan kitaplar okuyorum ki kitap severlere fiyasko olmayalım. 





Yorumlarımı az birazcık düzeltim, yoksa Insta'dan kopyala, yapıştır oldu, ekstra yorum vs. eklemedim. ;) Okurken biraz farklılık olabilir. ;)
Başka bir yazımda da Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın yorumlarını yayımlayacağım. ;)




Buralarda da varım^^




23 Şubat 2020 Pazar

İzlediğim Filmler 29//Bak Şu Leyleğe, Uçak Modu, Asi Kız^^

Selam^^
Aylar önce izlediğim, yorumunu yeni yaptığım filmlerle geldim. Hep yanı cümlelerle başlıyorum ama gerçek bu ben ne yapayım. :D
Daha çok yorum yayımlamak istiyorum ama olmuyor, daha biri bitmeden bir diğeri geliyor. :D Mesela şu an bunun yerine kitap yorumu yazmam gerekiyordu unutmamak için ama bugün yayımlayayım diye buna başladım. :/




Bak Şu Leyleğe^^
TV+'da denk gelmiştim, animasyon manyağı olduğum için böyle filmleri çok seviyorum. 
Film üzücü bir şekilde başlıyor, sonradan leyleklerin serçeye bakması, serçenin kendini leylek zannetmesi vs. filmin konusuydu ama asıl olay göç zamanı başladığı zaman oluyor. Ay kalbim çok kırıldı orada. Çok sevdim, çocuklarınızla beraber izleyeceğiniz güzel animasyonlardan biri.


İnternet kablolarına tüneyen kuşların bütün internet aleminden haber alması filmin en komik yerleriydi. :D Sizde seveceksiniz buraları eminim. ;)










Uçak Modu^^
Günümüz olaylarına değinen filmleri seviyorum, gerçekliği bir bir yüzümüze vuruyor. Mesela her dakika makyajlı gezenlerin aslından kamera arkasından ne olduğunu, mutlu olduklarını her karede belli eden çiflerin kamera arkasında kim bilir kaç kere kavga ettiğini biliyorum ama ispat edemiyorum. :D Şaka bir yana ama kimse aşırıııı mutlu, aşırı güzel, aşırı zayıf ve aşırı sevgi dolu değil kimse kusura bakmasın. 
Neyse.
Aklı başında olan herkes internet platformunda neler döndüğünü tahmin ediyordur, filmde onu konu almış. Bunun için şirket bile kurulmuş desek yeridir. Kızımızda(ismini unuttum) Insta aleminden bir fenomen, her paylaştığı olay olan kızımız telefona o kadar bağımlı ki etrafında olanları görmeyi bırak araba bile kullanamıyor ve sürekli kaza yapıyor. En son yaşadığı kazadan sonra mahkeme kararı olarak telefonu elinden alınan kızımız dedesinin yanına, kasabaya gönderiliyor. Ve mucizeeee, kızımız gerçek hayatla tanışıyor. :D
Klişe konu ama bağımlılığı olanlar için izlenilmesi gereken bir film, tavsiye ederim. ;) İzlemek isteyenler Netflix'e bakabilir. ;)



Şimdi yalan yok kız yakışıyor fenomenliğe. :D Hem güzel hem de kıyafet seçimlerine bayıldım. ;)









Asi Kız^^
Yine gerçek hayatla tanışması için uzaklara gönderilen biz kızın hikayesini izliyoruz.
Klişe ama konu ve karakterler farklı olunca klişeler bile güzel olabiliyor.
Mesela bunu sevdim, tavsiye ederim. Çerezlik bir film, konusu hakkında diyeceğim pek bir şey yok. ;) Sadece Emma Roberts'i seviyorum, başarılı oyunculardan. ;)




Hepsinin şimdi ki halleri şaşırtıcı. :O Ama kaç sene öncenin filmi. :)










Hem yorum yaptığım hem de içimi döktüğüm yazımın sonuna geldim. 
Güzel filmlerdi, öneririm hepsini. Kafa dağıtmalık için birebir, bilirsiniz bu aralar kafa dağıtmaya çokça ihtiyacımız var. ;)
Sevgiyle ve sağlıkla kalın^^
Not: Demeden geçemem. :D Destek olmak için blogda yer alan reklamları tıklayabilirsiniz. ;)



Buralarda da varım^^






19 Şubat 2020 Çarşamba

Yansıma-Lande//Deniz Erbulak Kitap Yorumu^^

Selam^^
Kitabımı dün gece bitirdim ve etkisi geçmeden hemen yorumumu yazmaya başladım. Artık yarıda mı kalır devam mı ederim bakacağız.
Deniz Erbulak sevdiğimiz yazarlardan, senelerdir kendisini takip ediyoruz, yeni yetmelerden değiliz yani. :D Okudukça "Neden halen daha tanınmadı bu yazar!?" diyorum. Bir kere okuduğunuz zaman bırakamıyorsunuz, idea ediyorum gerçekten çok seveceksiniz. Bu yorumu okuyorsanız ve benim yorumlarıma güveniyorsanız hemen gidip bu kitabı alın ve okuyun.
Seri yeni çıkmadı, yıllardır kitaplığımızda duruyor. İlk My Twin okuyup sevdi ama bana okumak istersen sakin kafayla oku dedi. Şu an kafam sakin değildi ama yazarın kalemini özlediğim için elime aldım. Bu zamana kadar okumadığım için pişmanım arkadaşlaaaaar! :D Kısa zamanda seriye devam etmeliyim. :) 

Ya kendi hasta aklının oyunuydu bu, ya başkasının hasta aklının. Ya şimdi doğru hamleyi yapacaklardı, ya düşeceklerdı oyundan.

Arka kapak yazısı böyle. O yüzden devam konusu ben anlatacağım.
Hande ünlü bir yayınevinden çalışmaktadır. Geçmişte yaşadıkları şimdi ki hayatını etkiler ama annesi ve psikoloğu yardımıyla hayatına devam eder. Yayınevinin en ünlü kitabının editörü ani ayrılışı sebebi ile onun yerine Hande geçer. Yazarın değişik biri olduğunu kabullenen Hande editörü olduğu kitabı ilk defa okuyacaktır. Okuduğu ilk zamanda farklı duygular hisseden Hande sonra ki okumasında ise başına geleceklerden haberi yoktur.



Konusunu anlatabildiğim kadarıyla anlattım. Hande Yansıma'yı ikinci okuduğu zaman kitabın içine giriyor. Kitabımız distopya, fantastik karışık. Hande Yansıma'ya girdiği zaman halüsinasyon veya rüya gördüğünü zannediyor. Başta kabullenmese de yaşadıklarının gerçek olduğunu anladığı zaman elinden geleni yapmak isteyecektir.
Yansıma kitabı ise; Lande şehrinde yaşayanlar hastalık nedeniyle karantina altına alınır, öyle bir hastalık ki insanlar 2 yıl komada kalırlar ve uyandıklarından hiçbir şey hatırlamazlar. Belediye tarafından takip edilen insanlara sürekli kimlik kontrolü yapılır ve sağlık taramasından geçirilir. Kitabın ana karakteri Nadven'dir ve editörün gelişinden haberdar olan kişilerden sadece biridir. Hayatlarının neden böyle olduğunu çözmeye çalışan bir kaç kişi gelen editörlerle yazarın yazdıklarını öğrenmeye çalışıp ona göre karar vermeye çalışırlar.



Kitabın içeriğinden ki Yansıma'nın ise konusu böyle. Değişik bir yorum oldu değil mi? :D
Kitap içinde kitap ama konusu aşırı güzel bence? Böyle kütüphanede, kitap içinde kitap olan kitapları aşırı seviyorum. Yazarımızda bizi tatmin edecek güzel bir kitap yazmış.
Hande farklı bir kişiliğe sahip karakterdi, okudukça bir anlayıp bir anlamıyorsunuz. Ne yaptığı kestiremiyorsunuz, neden yaptığı. Bizi şaşırtan bir karakterdi ama Lande'de olan davranışlarını sevdim. Neden sevdiğimi okuyunca anlayacaksınız.
Nadven kendi doğruları olan bir karakter, bencil diyebilir miyiz, evet. Çok fazla ben biliyorumculuk(TDK'da kesin yokturdur. :P) oynadı. Sevdiğim tek yönü Hande'ye sahip çıkması ve hayatta kalabilmek için verdiği mücadeleydi. 
Henüz diğer karakterler için kesin bir şey diyemem,seriye devam ettikçe nasıl kişilikleri olduğunu anlayacağız gibi. ;)


Konular gerçekten güzel, yazarın alışılagelmiş dışından kitaplar yazması, karakterlerle bizi buluşturmasını seviyorum. Hani Türk klasik yazarlarımız hep psikolojik üzerinden yazıyorlar ya Deniz Erbulak'ın kitapları da öyle bence. Karakterler çok farklı, çok merak edilesi. Sırf bu karakter neden böyle diye okumak istiyor insan. Mesela her kitabında bütün karakterleri merak etmişliğim var. Mesela Aşkın Ötesinde Rennan Hanım'ın o halleri çok dikkat çekiciydi, aynı Ferit yavuz'un ki gibi.
Kısacası yazarımız yazıyor arkadaşlar, okumadıysanız çok şey kaçırmışsınız demektir.
Kitabı sevdim, okumaya başladığınız zaman çok zorlanacağım hissi verebilir ama tam tersi o kadar akıcı ki daha ne olduğu anlamadım bir 20-30 sayfa okuyorsunuz. 

Baştan beri yazara övgüler yağdırıyorum, çünkü hak ediyor. Kendisi okuyucusunun takibinde. Konuşmuşluğumuz var kendisiyle ve blogumuzu takip ettiğinden bahsetmişti. Böyle yazarların sevin, kitaplarını okuyun. ;) Sadece bu yüzden değil, kaleminin fark edilmesini istediğim yazarlardan. Şu an piyasada önüne gelen yazar oluyor, evet emek var ortada ama değer verilmesi gereken yazarlar arka plandan kalırken bu tarz kitapların ön planda olması biraz düşündürücü. O yüzden sadece bir kere şans verin, bunu okumak istemiyorum derseniz Derindekiler serisini de öneririm, o da çok farklı bir seri. Sonrasından bu kitap, ve sonrada ise Kıyametle Savaşanlar. ;) 

Bu kadar yorumdan sonra tavsiyeye geçmeyeyim. :D Sadece şu an bu kitap BKM Kitap'da 10 ₺, kaçırmayın. ;)
Daha fazla ne diyebilirim ki, sevdim ve devam etmek için heyecanlanıyorum. ;)




Kitaba Puanım 5/5^^



Not: Uzun zamandır bir kitaba 5 üzerinden 5 vermemiştim. :D




Alıntılar^^

Şartlar değiştiği anda herkes değişirdi ve her şey!


*****


Nadven, kaderinin bir kitapta yazdığına ve bunu değiştirebileceğine inanıyor olabilirdi. Ama Hande, kaderinde neler olduğunu ancak yaşayarak öğrenebileceğini biliyordu. Kendisi için de yazılmış bir hikaye olsaydı, daha kolay olur muydu hayatı? Bir roman, bir masal, bir şiir. Her şey belli olsa. Her şey sadece bir kurgu olsa! Ama değildi.


*****


İnsanların beklentileri hiç son bulmuyordu sanki. Bu beklentiler sadece normal olmasıyla da ilgili değildi. Hem herkes gibi olmasını istiyorlardı hem de herkesin içinden sıyrılıp bir fark yaratmasını, herkesten daha iyi olmasını! Etrafındaki insanların normallik kavramı çelişkilerle doluydu! 


*****


Hande, birden Lande!yi zaten böyle solgun, flu ve kendine has olduğu için sevdiğini fark etti. Sevmek miydi doğru kelime? Etkilenmek miydi yoksa? Lande hakkında ilk cümleleri okuduğu anda şehrin bu solgun ve sessiz haline, derinleşen melankolisine vurulmuştu.






Bir yorum daha biter^^
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle ve bol kitapla kalın^^
Not: Reklamlar tıklayarak bana destek olabilirsiniz. <3





Buralarda da varım^^