31 Aralık 2021 Cuma

Lost In Austen//Blogları Canlandırma Projesi Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
Blogları Canlandırma Projemizde yılın son yazısına geldik, ilk seferlerdeki o coşku son aylarda olmasa bile biz yapmaya, yazmaya devam ettik. 2022 yılı içinde çok güzel planlarımız var, onu inşallah yılın ilk haftasında duyururuz. <3
Katılan, destek olan herkese çook teşekkürler, eğer katılmak isterseniz bana, bize mail ya da Instagramdan mesaj atabilirsiniz. :) BCP için detayları buradan okuyabilirsiniz. ;)


Gelelim bu ay ki konumuza ve dizimize. :)
Konumuz Zaman Yolculuğu ve Paralel Evren. Ne izlemem ya da okumam gerektiği hakkında düşünürken birinci bölümü izleyip sürekli ertelediğim Lost In Austen aklıma geldi. Sonra yine unuttum film arayışına girdim. Dün yine gezinirken diziye denk gelince fırsat bu fırsat deyip gece geç saatlere kadar izledim. Hem bu yazımın bir daha ki aya, seneye kalmasını da istemedim.
Jane Austen sever olarak çoğu uyarlamasını izledim, okudum. Hepsi birbirinden eğlenceli güzeldi. Ama bu onlardan farklıydı. Gurur ve Önyargı sevdalısı olan Amanda bir gece banyosundan gelen sesle uyanır ve banyoda Elizabeth Bennet'la karşılaşır, meğer banyosunda gizli bir geçit varmış ve o geçitten Gurur ve Önyargı'nın geçtiği döneme gidiyormuş. Başta inanamasa da Elizabeth'in gelmesi ve onun da diğer tarafa geçmesiyle işler karışır.
Bu zaman zarfında sadece olaylara ayak uydurmak istese de istem dışı duygular ön plana çıkınca müdahale etmek zorunda kalır.
İşte dizide buradan sonra başlıyor. Kitaba hem uyumlu, hem değil. O kadar çok yanlış anlaşılmayla ilgili şeyler vardı ki Amanda bile Jane Austen görse bunları tarzı atıflarda bulundu. Sevdiğim yanlış anlaşılmalar oldu mu, oldu. Mesela Wickham dizide en sevdiğim kişi oldu, Amanda bile kankası olacaktı neredeyse. :)


Amanda Price//Jemima Rooper^^


Bay Darcy//Elliot Cowan^^


Elizabeth Bennet//Gemma Artenton^^


Jane Bennet//Morven Chirstie^^


George Wickhem//Tom Riley^^
&
Bay Bingley//Tom Mison^^






İlk karşılaştıkları sahne.




Burada Elizabeth Twilight'dali Alice'e benzememiş mi?


Bu sahne en en en komiğiydi, kız haklı ama asdfghjkl







Genel olarak sevdim, dört bölümden oluşuyor zaten. Dolu dolu geçen bir dört bölümdü. Kitap tam tersi böyle olsaydı Amanda gibi ben de çok kızardım birilerine. Sadece Amanda karakterinin başrol olmasına rağmen gelişen olaylar yüzünden dışarda kalmasına anlam veremedim. Amanda gidişatı değiştireceksin ya da ortamı zaten bozan sensin neden geri plandasın diyesim geldi.
Eğlendim, güzel uyarlama yapmışlar ama öyle ahım şahım bir şey beklemeyin. Alt yazıdan mı yoksa başka bir şeyden mi bilemiyorum ama anlamadığım bazı kısımlar oldu. Anlamış gibi yapıp yorumumu sonlandırayım. :)



BCP'si için yazdığım yazılara ulaşmak için burayı tıklayabilirsiniz. ;)
Blogları Canlandırma Projesi yeni yıl detayları için takipte kalın, şimdiden hayırlı, mutlu sağlıklı yıllar^^
Sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^


30 Aralık 2021 Perşembe

Yıldız Haritası//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bir buçuk yıl sonra Betül Güçlü'nün kitabını sonunda okudum arkadaşlaaaaar. Özlemişim resmen, sevdiğimiz kalemlerin kitapları neden bu kadar geç çıkıyor ya. -_- Hâlâ çıkmasını beklediğim kitaplar var ve yeni yıl yaklaşıyor. Denilene göre zam kapıdaymış, bakacağız artık, inşAllah sırf kitaplar satılsın diye yapılan yalan bir haberdir. :D Tamam şu zamanda zam zam ama bu kitap zam olayı aylar önce çıkmıştı.
Neyse efenim alıyoruz işte bir şekil indirimli falan, Allah alamayanlara yardım etsin.
Çıktığından beri her kitabını okuduğum nadir yazarlardır biri Betül Güçlü, öyle ki kaleminin gelişimi an be an okudum desem abartmam. İlk kitapları da çok güzeldi ama gelişimi o kadar güzel ki bu kitabını
 okurken aşırı gurur duydum. 😍


Öykü onu karanlığa çeken her şeyden uzaklaşıp yeni bir başlangıç için yola çıktığında atacağı adımları hesaplamıştı. Geçmişte onu yıpratan tüm ilişkilerden uzaklaşacak, kimseyle yakınlık kurmadan mutlu olacağına inandığı yalnız ama huzurlu bir hayat için savaşacaktı. Güçlü ve sarsılmaz görünüşünün altındaki kırılgan kızı herkesten saklarken güvende olacağına inandığı tek yer kilitli kapıların ardıydı.
Oysa hiçbir kilit aşılmaz değildir.

Öykü küçük yaştan üniversiteye gelene kadar zor zamanlar geçirir, o kadar ki hayata küsmüş, insanlardan uzak yaşamayı kafaya koymuştur. Suratına bakan bakışlarından korkup kaçıyor, yanına yaklaştırmıyor. Üniversite için gittiği şehirde hem yatacak hem de çalışacak yer bulunca hayatı kendine göre düzene girer, istediği gibi korkularından uzak yaşamaya başlar ama geçmişte ki acılar hiçbir zaman yakasını bırakmaz. Taşındığı evde yaşayan ev arkadaşlarından başta kaçsa da yaşanan olaylardan sonra aralarına bir sıcaklık girer, lakin bu hiçte kolay olmayacaktır.
Öykü'nün yaşadığı sevgisizlik ve korku onu bu hale getirmiş, ama ne korkusu? Zaten çoğu kötülüğün altında sevgisizlik yok mu? Öykü'nün insanları kendinden uzaklaştırıp okuluna, yaşamına devam etmesini çok iyi anlıyorum ama psikolojik olarak gerçekte de anlamadığımız, yaşamadığımız olaylar için düşünmek gerçekten zor. Burada da Öykü'nün yaptığı şeylere bazen çok kızdım, yeter falan dedim ama dediğim gibi yaşamadıkça(Allah göstermesin)bilmiyor, anlamıyor insan.
Bence böylesi bir karakter yazmak bile yürek, cesaret ve yetenek ister. Öykü'nün yaşadıklarını okumak gerçekten kolay değildi ama, aması var. Onu okuyunca anlayacaksınız. ;)


Yağız, bu ismi unutmayın arkadaşlar çünkü Selim ve Meriç'ten sonra çok duyacaksınız. O kadar güzel bir karakterdi ki bayıldık, BAYILDIKKK...
Öykü'ye o kadar iyi geldi ki biz mutlu olduk... 😍 Bulmaz mı böylesi bizi acaba. 😔😭 Böylesi şartlarda bulmasın tabii ki. :D
Davranışları, sürprizleri, Öykü'yü anlaması hepsi çok iyiydi. Öykü'ye çok iyi geldi.

Sıla ve Derya, her kitapta olduğu gibi en yakın arkadaşlar. Sıla şen şakrak, Derya ise yerine göre davranan biri, daha düşünceli, daha uyumlu. İkisini de sevdim, Derya'nın yerinde ve zamanında söyledikleri o kadar iyiydi ki okudukça ben de hak verdim, kendi üstüme de aldım. Yağız gibi Sıla ve Derya'da Öykü'ye ilaç gibi geldi.

Bu kitap hakkında ne desem az, okudukça okuyası geliyor insanın, bırakamıyorsunuz elinizden. Zaten yazarımın kalemi akıcı, güzel ve karakter, yaşananlar hepsi çok etkileyici. Okudukça Öykü gibi üzülüp, onunla sinirleniyorsunuz. Detaylara girmek istemiyorum, girsem neler neler yazarım.


Son satırlara gelecek olursak, bekleyişime değen bir kitap oldu, çok sevdim. Böyle farklı karakterleri okumak o kadar iyi geldi ki sen her zaman yaz böylesini Betülcüğüm, çok beklesek de dediğim gibi değiyor beklemek. Kitabın bana kattığı güzel şeyler oldu, güzel şarkılar. Düş Sokağı Sakinleri//Hüzün Kovan Kuşu o kadar güzel ki, şarkının geçtiği yer o kadar anlamlıydı ki ağlıyoruz...😭😭
Yeni kitap için ne kadar bekleriz bilmiyorum ama inşAllah çok beklemeyiz. :D O zamana kadar Süper Dadı'dan okumaya devam. :)
Betül Güçlü'nün diğer kitaplarına yaptığım yorumları okumak isterseniz buradan bakabilirsiniz. :)


Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Hayat her zaman isteklerimizi önümüze altın tabakta sunmuyordu belki ama bazen bize çıkış kapıları gösteriyordu.


*****

Küçük bir kutunun içinde yaşarken dünyam birden koca bir şehre dönüşmüştü.


*****

Bir çukurdan çıktığınızda yokuşlar sizi korkutmuyordu. Gökyüzünü görebildiğiniz hiçbir yol, korkunç değildir.


*****

En üzgün insanları bile mutlu eden şeyler vardı bu hayatta.


*****

Dünya, önüne her şeyi serseniz de mutlu olmayan çocuklarla doluydu. Aynı dünyada bazı çocuklar çift ayakkabı aldığı için hayatının en güzel gününü yaşıyordu.


*****


Kalbimdeki tıkırtılar sonunda bir şarkıya dönüştüğünde, önüme tertemiz bir sayfa açıldığını biliyordum. Bu kez o sayfayı en güzel şarkılarla ve yıldız tozlarıyla süsleyecektim.




Alıntıların güzelliklerine bakar mısınız?
Sevdiysek böyle severiz. <3
Yeni yazılarımda görüşmek duasıyla, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^







23 Aralık 2021 Perşembe

Paramparça Prens//Erin Watt Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın bitmesine az kaldı, ha gayret hedefe ulaşacak gibiyim, inşallah ulaşırım. Senelerdir yerimde sayıyorum resmen. :D Siz de durumlar nasıl??
Royal ailesi seni mahvedecek sloganımız bu kitapta da devam ediyor, ilk kitabı okuyup hani ben mahvolan birini görmedim dedim, kız ne yaptıysa kendine yaptı, hatta dil uzatanlara da haddini iyi bildirdi. Burada da iyi haddini bildirdi, hatta Royal kardeşleri arkasına aldı daha bi cadaloz oldu, iyi ki de oldu hak etmişlerdi. -_-
Şimdiden belirtmek isterim ki birinci kitabı okumayanlar devamını okumasın, illa ki spoiler olacak birinci kitaptan. ;)


Bu aşk benim sonum olacak.
Reed Royal zengindi, yakışıklıydı, güçlüydü. Okuldaki her kız onunla olmaya can atıyor, her erkek onun yerine geçmek istiyordu. Ancak Reed ailesi dışında kimseyi önemsemezdi. Ta ki hayatına Ella Harper girene kadar.
Babasından ve onun yeni oyuncağından intikam almak isterken kendini bambaşka bir çıkmazda bulmuştu. Artık tek arzusu Ella'nın güvende ve yanında olmasıyken, yaptığı bir hatayla her şey elinden kayıp gitmişti. Herkes Royalların zehirli olduğunu söylüyordu ve belki de haklılardı.
Etrafı sırlar, düşmanlar ve ihanetle sarılmışken, Reed gerçek bir Royal olduğunu kanıtlamak ve ailesini korumak zorundaydı.

Kitabın isminden de anlaşıldığı üzere kitabımızı Reed anlatıyor, erkek karakterden okumayı sevsem de sonuna kadar Reed olursa hiç çekemem bu kitabı dedim. :D Reed ilk kitabın sonunda Ella'nın kalbini yerle bir ediyor ama öyle böyle değil. O son neydi öyle, iğrençsin Reed yani, hele Ella'dan önce yaptıkları. Neyse bu detaylara sonra değineceğim.
Reed yaptığı hatanın sonuçlarına katlanmak zorundadır ama ondan önce Ella'yı bulmak zorundadır. Yaptıklarını Easten'a anlatınca çok büyük tepki alır ve arası bozulur. Zamanla düzeleceği yerine daha bozulunca hayattan vazgeçer, tek derdi Ella ile arasını düzeltmektir ama bu zaman zarfında okulda olanlar da olur.
Bu kitapta normal bir şey beklemeyin, intikam için her şeyi yapmaya hazır bu karakterler. Gerçekte de var mı merak ediyorum ya, olmasa da bu seriden sonra olur yani. 😵😵 Ki sanmıyorum ki yok -_-
Yine neyseeeee 
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, bad boylara  bayılıyoruz, sert ama pamuk gibi kalpli olanlara ama Reed öyle değildi, bad boylukların da standartları var yani. Kötüdür ama bazı şeyler için DUR diyebilmeli. Okuyanlar anladı, yazar okurumu şaşırtayım da ne olursa olsun modunda anlayacağınız.
Bu yazıdan sonra Reed hakkında düşüncelerimi siz düşünün, hatta o sonda yaptığı saçmalık neydi? Ella sır yok diyor, Reed küser gider diye tir titriyor ama ne oluyor. -_-


Ella yaptıklarında haklıydı ama konu gereği yapması gerekenleri yaptı lakin sürekli zenginliği elinin tersiyle itmesi, yardımları istememesi beni illallah ettirdi. Arkadaşım sen artık zenginsin, Royaller sayesinde bile değil biyolejik baban sayesinde, sürekli fakir edebiyatı yapmasına sinir oldum.
Ve hayatta kalmak istiyorsan paran olmalı!! Tek başınasın.
Bir de sözünden çok çabuk döndü ama ne derler bilirsiniz büyük konuşmamak lazım bebişleeer.. 
İlk kitaba göre Ella'yı daha dişli gördüm, gerçi bazı yerlerde susması -_-

Bu kitapta diğer kardeşlerin olaylarına da az ilişiyor yazar, Gideon'un yaşadıklarını öğreniyoruz. Onun yaptıkları daha mı mantıklı bilemiyorum. Novella olarak çıktı kitabı, alırsam öğreniriz artık. Ben Easten'ın kitabını merak ediyorum, kardeşler arasında belki de en baştan sevdiğim kişi o. 
Onunda çok yanlışları var, okudukça sıfat-ı eşgalim 😬😠 buydu.


Bir de şu Royal ailesini seni mahvedecek mevzusuna değinelim. Arkadaşlar Ella'nın hayatı zaten berbattı, burada da berbat ama en azından parası var ve aileyi, aşkı yaşıyor ne azından. O yüzden yazarın sırf ilgi çekici olsun diye şu sloganı kullanması abartı. Bayılanı da çok seriye bu arada, cıks öyle ahım şahımda değil, kötü de değil. Beklentiyi yüksek tutmayın yeter.
Gençlik kitaplarını sevenler bayılır ama. Öyle çok edebi açıdan gideri olmayan, hızlı okunan, kalemin akıcı olduğu kitaplardan biri. Yazar devam etmezler korkusundan sonları öyle bitiriyor ki gel de alma, hadi birinci kitap bitince ikincinin iç sayfalarına bakıp olayı çözdüm ama bunda değil, bunda okusam da bir şey anlamadım. Alır mıyım evet ama hemen değil. Belki ikinci el okurum belki özet okur direkt Gideon'un kitabı alırım, zaman gösterecek. ;)
Son olarak sevdiğim yerler olmadı değil, tekrardan bir araya gelmeleri falan güzel olaylardı ama kimin??? Ve kapak, çoook güzel değil mi? Bence o slogandan sonra kitabı aldırtan sebep kapaklar. 😎


Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

Ella kayıpken, onu bulmakla uğraşmak dışında herhangi bir şeye odaklanmayı reddediyordum. Etrafımdaki herkes mutsuzsa iyi o zaman, hep birlikte mutsuz oluruz.


*****

Valerie'ye yalan söylemiştim. Tam anlamıyla mutlu olmanın ne demek olduğunu biliyordum. Ama asıl sorun, mutluluk uçurumundan düşmenin fena halde can yakmasıydı.


*****

Oğlanlar iki kanatlı merdivenin üst kattaki trabzanlara sıralanmış, mutsuz ve düşmancıl görünüyorlardı. Onlardan korkmuştum. Peki şimdi? Şimdiyse onlar için korkuyordum. 






Bir kitap yorumu daha biter, yeni yazılarımda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^





21 Aralık 2021 Salı

Bir Elmanın İki Yarısı//Sarah Hogle Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Son zamanlarda okuyup çok sevdiği bir kitapla geldim. İkizle yeni alışverişimizle geldi kitap ve Instagram hesabımdan anketle bu kitabı okumam istendi. Seçim çoook iyiydi çünkü okurken hem eğlendim hem de hızlı bitmesi artı puan aldı benden.
Zaten konusunu okuyacağınız zaman farklı olduğunu anlayacaksınız, böyle bir tarzda okudum mu hiç hatırlamıyorum. Bu kitabı sepete ekleyen ikizdi, aklıma gelir miydi bilmiyorum, o yüzden ikize bir teşekkür borcumuz var. :D


Naomi Westfield’ın mükemmel bir nişanlısı var: Nicholas Rose ona kapıları açıyor, sevdiği yemekleri hatırlıyor ve her gelinin hayalini kuracağı sosyetik bir aileden geliyor. Asla kavga etmiyorlar ve her şey yolunda. Naomi’nin nişanlısından nefret etmesi sayılmazsa tabii…
Nicholas’ın da mutluluk numarası yaptığı ortaya çıkınca işler değişiyor. Nişanı bitiren kişi düğün faturasını ödemek hatta evi terk etmek zorunda. Böylece eşek şakaları ve sabotajla dolu duygusal bir savaş başlıyor. Fakat her hamleden sonra nefretlerinin sarsıldığını fark ediyorlar. Çünkü rol yapmak zorunda değiller ve sonunda gerçek kimliklerine bürünebiliyorlar.
Yılın düğününe çok az kaldı!
Sizce çiftimiz sonsuz aşka ulaşabilecek mi?


Kitaba başladığımız zaman çiftimizin arasındaki ilk kıvılcımları okuyoruz, sonrası ise tam bir kaos. Aradan bir sene geçiyor, Naomi ve Nicholas nişanlılardır ve evlenmelerine bir kaç ay kalmıştır. Nicholas için işler normal olsa da Naomi artık eskisi kadar nişanlısını sevmediğine karar verir. Her yaptığı hatadan sonra sevgisi yüzde olarak düşmektedir ve bunlara tuz biber olan bir de kayınvalidesi vardır. Ailesi için kendini paralayan Nicholas'a aşırı derece kızmaktadır ve onun arkasında da durmaması Naomi'yi daha çok sinirlendirir. O dakika nişanı atıp özgür kalabilir ama düğün masrafları çok fazladır ve nişanı kim atarsa masraflar ona kalacaktır, Naomi ise en kısa yoldan Nicholas'ın nişanı atması için elinden geleni yapmaya hazırdır. Kitabı sadece Naomi'den dinlediğimiz için okudukça ona daha yakın oluyoruz. Naomi o kadar uzaklaşmış ki bu ilişkisinden ne zaman ve nasıl tanıştıklarını bile unutmuş. Nicholas'ın arkadaş çevresinde olmasını istemez ve her yemekte nefretini katlandıran bir kayınvalideye sahip, Nicholas'ta onun tarafında değil tabii ki. Bunlar üst üstte binince haklı diyoruz Naomi'ye ama bunlar olurken Nicholas'ın davranışlarını da görüyoruz. Daha ilk başta bu işte bir terslik var ama ne olduğunu anlamıyoruz. Ama gerçekler ortaya çıkıp çiftimiz içindekileri kusunca aslında kimin ne istediği ortaya çıkıyor.


İki karakteri de çok sevdim ama Naomi biraz daha ayrılık deseydi kitabın içine girip tokat manyağı yapacaktım kendisini. :D Yaa ortada bir şeyler var ve azıcıkta sen mi çabalasan deyip durdum. Nicholas aslında sadece biraz anlaşılmak isteyen bir karakterdi, bence ikisi de ama o daha bir tık öndeydi.
Gerçek yüzler ortaya çıkınca hayatlarda değişiyor tabii ki, asıl olaylar bundan sonra. Nicholas'ın yaptıklarına düştük arkadaşlar. Naomi'de öyle ama Nicholas benim kitapta ki favori karakterim oldu. Kitabın verdiği mesaj çok açık aslında, kötü giden ilişkiye bir kez daha şans verin, belki işler daha iyiye gider. Romantik komedi bir kitap olduğu için sonunu tahmin edebilirsiniz bu arada. Gidişat önemli tabii ve beni en etkileyenler de onlar oldu.

Naomi'nin bazen yaptıklarına çok şaşırdım ve bazen o yaptıkları döndü dolaştı kendisini buldu. Ona daha çok güldüm. :D  Aslında yazacak çok şey var ama (klasik cümlemiz kurmak isterim burada) spoiler olur diye devamda etmek istemiyorum ve bu yorum tazecik yazıldı. :D Bunu da belirtmek isterim yani :D


Genel olarak eğlenceli, akıcı ve mesajları bol olan bir kitaptı. Nasıl tanıştıklarını sonunda öğreniyoruz ve ben böylesi tanışmalara aşırı düşüyorum... Bulur mu ki bizi de öyle tanışmalar... 😭
Bir kez daha söylüyorum ki Nicholas favori karakterim oldu, okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Yaa azıcık spoiler olarak yazsam mı, ikizde okumadı çatlıycam şimdi. :D
Yazıyorum yaa, kimse okumasa bile içimde kalmasın. -_-


SPOİLER BAŞLANGICI!!

Nicholas'ı sevmemdeki en büyük neden ilişkilerinin arkasında durması ve kurtarmak için çokça çabalaması beni benden aldı. BOL KALP
Naomi sürekli ayrılmayı ve evlenme aklına gelince aklını kaybetmesine bir yerden sonra sinir oldum çünkü Nicholas gerçekten bir şey yaptığı ortada ve bunu Naomi göremiyor. Kitabın konusu da buradan çıkıyor gerçi, neyseee. :D
Son kısımda davetiye nokta atışı oldu ve bunun yüzünden çok tatlış bir şekilde evlendiler. Nicholas'ın çiçek göndermesi, ilişkilerini kurtarmak için yeni ev alması, büyük ve yararlı iş teklifini geri çevirmesi kitabı sevmemin en büyük nedenleri. Naomi'nin kayınvalidesine karşı Nicholas'ı koruması Nicholas kadar beni de baya etkiledi ve Nicholas'ın özlediği için dinlenmeden eve gelmesi en sevdiklerim arasında.
Ve o tanışma, kasabada görüp kaybetmesi ama sırf canı öyle istedi diye başka bir kasabada bowling oynama isteği ile Naomi ile tekrardan karşılaşması bence en güzel tanışma hikayesiydi. Yazarın neden sürekli tanışma olayını dile getirdiğini de öğrenmiş olduk böylece. :)

SPOİLER SONU!!!


Ohh yazdım rahatladım yaa, bu kadar yorumdan sonra bence siz alır okursunuz, hatta seversiniz de. Uzun uzun tavsiye yazmaya da gerek yoktur diye düşünüyorum. Yazarın kalemi akıcıydı ama bazı yerleri ya ben anlamadım, ya yazar yazamadı ya da çeviri hatası bilmiyorum ama bir yeri anlamak için bir kaç kere okuduğum oldu, anlamadıkları da geçtim zaten. :D Son olarak uzun zamandır bu tarz okumamıştım. Daha çok romantik kitaplarımı Türk yazarların kitapları ile devam ettiriyordum, bu iyi geldi. Yeni kitaplar yolda, hepsi de çok tatlı kitaplar. İnşallah hepsini en kısa zamanda okurum.



Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^

Nicholas yanımda olmamıştı. İstemediğim zamanda ise omzumun üzerinde duran şeytan gibiydi.


*****

Ona bakmadan duramadım. Konuşma şekli, sanki bana istediğim her şeyi teklif ediyormuşum gibiydi. Güvenmek için sabırsızlanıyordum ama ona verdiğim oldukça önemli bir parçam vardı ki henüz karşılığını vermemişti.




Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^




17 Aralık 2021 Cuma

Ötediyar//Tahereh Mafi Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Çok fazla işlerle uğraştığım için buraya vaktimi çok az harcıyorum, her elime aldığımda haftanın iki gümünü bloga ayıracağım diyorum ama olmuyor olmuyooooor :D Sizlerde durumlar nasıl?
Bu yazımız da yine kitap yorumu var, artık yeni içerikler yayımlasam iyi olur, kısırdöngü gibi hep aynı yazılar oluyor. Yapcaz bir şeyler artık. <3
Yazarın kalemiyle ilk defa tanıştım, Bana Dokunma serisiyle mi tanışsaydım dedim çünkü çok çok farklı bir kitaptı. Fantastik değildi, distopya diyebilir miyiz bilemiyorum. Okuyanlar ne düşünüyor acaba?
Bunların yanı sıra çok güzeldi, az biraz genç-çocuk kitabı da diyebiliriz. Tabii yaş sınırlaması olmalı. Bunlara takılmadan konumuza gelelim, sonra detaylara bakarız.


Renk ve sihirle dolup taşan bir dünyada Alice’in soluk teni ve süt beyazı saçları dışlanmasına sebep oluyordu çünkü Ferenorman’ın sakinleri için renk ve sihir aynı şeydi. Alice için ise önemli “olan” üç şey vardı: kızı ortadan kaybolsa umursamayacak olan annesi, sahip olmadığı renk ve sihir, bir de kızını daima sevmiş olan babası. Fakat babası yanına bir cetvel dışında hiçbir şey almadan ortadan kaybolalı üç sene olmuştu ve Alice onu bulmakta ve sihirli güçlerinin varlığını kanıtlamakta kararlıydı. Ne yazık ki bu hiç de kolay olmayacaktı. Bunları başarmak için efsanevi ve tehlikeli Ötediyar’a gitmesi gerekiyordu. Ancak orada hiçbir şey göründüğü gibi değildi ve Alice eve dönüş yolunu bir daha hiç bulamayabilirdi...

Kitabımızın dünyası renk ve sihirden ibaret. Kitaptaki insanların hepsi hem sihire hem de renk konusunda farklılar ama Alice öyle değil, Ferenorman'da herkes ona bakmaktadır çünkü rengi soluktur ve hayatını çok zorlaştırır. Bunların yanı sıra babası da yıllar önce kaybolur ve geri gelmesini beklemektedir. Annesi ve küçük ikiz kardeşleriyle de bir aile olamayan Alice on iki yaşına geldiği için yeteneğini gösterip görevini almak ister ama işler sandığı gibi gitmez.
    Bu sırada okul hayatını karartan Oliver sürekli peşindedir ve ondan imkansız bir şey ister ama Alice Oliver'a güvenemez ta kii başına gelenlerden sonra.


Karakter olarak yarıya kadar pek bir şey anlayamıyoruz, sonradan kimin ne olduğunu, neler yaptığını anlıyoruz. Bu tarz sır küpü kitaplar heyecanlı oluyor evet ama okuyucu olarak yarıdan sonra bazı şeyleri anlamamız aşırı sıkıcı. Ve yazarda sağ olsun böyle kendi için mi yazmış anlamadım ki, gerçekten okurken bazı yerlerde çok zorlandım.
Alice kafasına buyruk, annesinden korksa da kafası estiği işi yapan biri. Oliver ise hayatın amacına göre yaşayan biri ve zorluk falan bilmez. Alice'in yaşadıklarını gördükten sonra kendi hayatı içinde çok düşünecektir.

Kitapta farklı bir dünya varsa bence az da olsa başında o dünyadan bahsetmeli. Zamanla yazar anlatıyor zaten ama başka anlatması daha mı iyi olur diye düşünmüyor değilim. Burada yazar bize hikaye anlatıyormuş gibi yazmış, o yüzden genç veya çocuklar için güzel olabilir diye düşünüyordum. 
Bunun yanı sıra anlatılan dünya gözümüzde canlandığı zaman bence çok güzeldi, tabii bu sadece Ferenorman için geçerli, Ötediyar bizden uzak dursun. Ama var ya bu kitabın filmi olsa çok izlenir diyeyim size. O renkli ve maceralı dünya herkesin ilgisini çeker. Kitap olarakta gerçekten güzeldi ama o renkleri perdeler de, televizyonda görmek güzel olabilirdi.
Sonu hakkında bir kaç diyeceğim var, biraz hızlı oldu gibime geldi. Okuyanlar ne düşünüyor?
Tabii Alice hakkında çıkan gerçeklere çok şaşırdım, bunu beklemiyordum am büyüleyiciydi. İkinci kitabı var ama bu kitaptan bağımsız diyorlar, konusunu okuyunca Alice ve Oliver var ama konu çok farlı. Alır mıyım bilmiyorum, bu seriyi devam ettireceğime Bana Dokunma serisini tamamlarım diye düşünüyorum. Kötü müydü hayır ama yazarın o serisinin daha çok merak etmeye başladım.



Genel olarak sevdim lakin uzun süre elimde kalması beni üzdü. Şu an hedefime az kaldı ve o sırada bir iki kitap daha okuyabilirdim. Bölümler kısa, bir günde oturup bitirebilirsiniz ama artık o bir günde kitap bitirmeler hayal oldu, anca 20-30 sayfalı kitapları bitirebiliyorum bir günde.
İkizde okusun bakalım ne yapacağız. ;)



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Keder, Alice'in küçük vücudunda taşımayı yavaş yavaş öğrendiği ağır bir şeydi.


*****
 

Hangisinin daha çok ağladığından emin değildi: Kendisi mi, gökyüzü mü?


*****

"Sevgili Alice," dedi babası, ona uzanarak. "Neden bize benzemen gereksin ki? Neden değişmesi gereken sen olasın? Bizim görüşümüzü değiştir; olduğun kişiyi değil."


*****


"Ancak bilebilecek zihinlerimiz olduğu sürece, bilmemek sadece geçicidir..."





Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle Kalın^^










13 Aralık 2021 Pazartesi

Kitap Alışverişi #2//BKM Kitap-Kendimize Doğum Günü Hediyeleri^^

 Selamla^^
Temmuz ayında aldığımız kitaplarım yazısını şimdi yazıyorum. Normalde silmeyi düşünüyordum ama Instagram'da anket yaptım yaz dediler, yazıyorum. :D
Yazıyı yazana kadar kitapların bir kaçını da okudum desem. :D
Hadi gelin bakalım bu kitaplar nelermiş. :)






Aslıhan Akagöz favori yazarımdır, uzun yıllardır yeni kitap çıkarmamıştı. Bu hikayesini Wattpad'de okumuştum ama bitirmemiştim. Kitabının çıkacağını duyunca nasıl sevindiğimi tahmin edersiniz. Gelir gelmez okudum hatta ama pişmanım. Şimdi bir kaç ay daha mı bekleyeceğiz, tabii yeni kitap yoksa daha çok. :/
Yazarlarımızın kitaplarını ön planda tutmaya çalışıyorum, seviyorum okumayı. Bu kitapta eğlenceli, güzeldi. Yorumumu okumak için burayı tıklayabilirsiniz. Genel anlamda eğlendiğim için size de önerebilirim, bu tarz seviyorsanız deneyebilirsiniz. ;)



İkiz alalım deyip durdu, ben de bir şey diyemedim çünkü ben daha fazla alıyorum. Beraber okuyoruz ama seçenekleri en çok ben sunuyorum. :D Bunu da okudum. :)
Genç Timaş'ın kitaplarından biri, çocuklara daha çok hitap ediyor ama ben de sevdim. Eğlenceli, heyecanlı ve gizemli sevenler için eğlenceli gelebilir.


T.Y. Mazer'in bir kitabını okudum, kalemi güzeldi. Bu biraz aksiyon barındırıyor gibi. İkiz seçip aldı, ilk o okusun ona göre ben de okurum. :) Şu an okuma listemin başlarında değil. :D


Kapağı ve konusuyla tav olduk ama gelin görün ki ikiz çok tatmin olmadı, ben de yüz sayfadan sonra yarım bırakıp ikize ne olduğunu anlatmasını istedim. O kadar kitap varken, zamanda azken neden gereksiz kitapları okuyalım ki?
Yorum gelmeyecek ama almak isteyenler detaylı ama spoiler vermeyen yorumları okuyup öyle karar versin. ;)


Bu da ikizin istediği kitaplardan biri. Yanlışlıkla iki tane vermiş, o zaman çekiliş yaptık bir arkadaşa hediye ettik. Yine ilk ikiz okusun, ben kalın ve klasik kitaplardan aşırı korkuyorum. :D



Bu siparişimizi yine BKM Kitaptan verdik. En son ki alışverişimiz harici kitaplar tez zamanda elimize geçiyor. Bir kaç tane hasarlı geliyor ama onda da kargoyla uğraşacak kadar değil. Eğer henüz BKM'den alışveriş yapmadıysanız bakabilirsiniz. ;) Şu sıralar hazır, henüz zamlar kitaplara yansımamışken indirimli kitaplardan alabilirsiniz. ;)


Bundan sonra yine alışverişi yazım gelebilir ama ne zamana?? :D
Sevgiyle ve duayla kalın^^
Daha güzelleri sizlerin olsun. ;)










6 Aralık 2021 Pazartesi

Operatöre Bağlanıyorsunuz//K.Kübra Berk Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız? Yıl bitmek üzere, kitap hedefleriniz ne alemde? Ben az gayret etsem hedefime ulaşırım bu sene inşallah ama bakalım ne olacak. Şu an 44.kitabımı okuyorum ve hedefim 50. Sizce yapabilir miyim? :D
İşte o hedefe giden yolda okuduğum tatlı bir kitabın yorumuyla geldim. İlk kapak tanıtımı yapıldığı zaman kapağı çok beğenmiştim ama konu çok ilgimi çekmemişti, ta ki okuyanların yorumlarını görene kadar. Çok sevildi ve sürekli tavsiye edildi, peki hak ediyor mu? İşte gelin onun cevabını yorumumda bulalım. :)



Bir telefon şakası hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir?
Birçok insan için önemsiz gibi görünen bir telefon şakası, Serce Sevinç'in hayatını tepetaklak etmiştir.
Serce bir internet sitesinin müşteri hizmetleri biriminde operatör olarak çalışmakta ve iş hayatının rekabetçi yanından oldukça sıkılmaktadır. Bağımlısı olduğu televizyon dizileri ve canavardan farksız iki kedisi ile birlikte rutin bir yaşam sürdürmektedir.
Ta ki o sabaha dek!
Hayatı uçan kuşla bile alay etmekle geçen Ceyhun Çapkın ve arkadaşlarının hedefi bu kez o olmuştur. Ancak hesaba katmadıkları bir şey vardır: Serce inatçılığı, sivri dili ve rekabetçi ruhuyla bu tür şakalara boyun eğecek biri değildir. Ceyhun Çapkın denilen umursamaz adam, artık genç kızın intikam listesinin baş köşesindedir.

Evet olay telefon şakasıyla başlıyor ve öyle devam ediyor. Serce zar zor bulduğu işinden yorulsa da sevmektedir, en iyi çalışan olmak için dişli rakipleriyle mücadele eden Serce müşterilerinden gelen puanların önemli olduğu bildiğinden kendine hakaret edilse de sineye çekip işini yapmaktadır. Bir gün çok değişik bir telefon alır, şaka olduğunu ise arkadaşlarıyla sürekli gülme krizine giren müşteriden anlar, bozuntuya vermese de müşteri kafayı takmıştır ve en sonunda kapatırken 0 puanı verir ve Serce'nin en kötü günü olmasına yardımcı olur.
İş çıkışında hem rakipleriyle atışır hem de patronundan azar işitir, kötü olan günü daha da kötü olunca o müşteriye iyice bilenir. Evinde bekleyen kedilerinden pozitif enerjiyi alır ve yoğun ve sıkıcı günler devam eder. Sıradan bir gün Ceyhun adında biri arar ve o zaman Serce ayaklanır, arayan kişi kendisine telefon şakası yapan kişidir. Bu sefer yine aynı derecede konuşurlar ama Serce gerekli konuşmayı yapar ve Ceyhun zamanla hatasını anlayıp bu sefer Serce'ye yüksek puan vermeye başlar. Sürekli aldığı saçma ürün sebebiyle aradıkça aralarında geçen konuşmalarda değişir, hayatı böyle devam eder ama artık çok farklıdır. Serce artık gün içinde Ceyhun'la konuşmaya alışmıştır ama işler bir gün hiç istemediği bir şekilde sonuçlanır.


Konuyu çok uzun yazdığımın farkındayım ama hak ediyor derler ya o yüzden bir şey diyemiyorum. :D Serce çok değişik bir karakterdi, bazen çok sakinken bazen o kadar farklı oluyordu ki okur olarak ben bile şaşırıyordum bırakın yanındaki arkadaşlarını. :D Kitabı okurken bizimle güzel ilgilenen operatörlere artık daha iyi anlıyorum ve hak ediyorlarsa en iyi puanı vermeye çalışıyorum. Onları anlamak için bu kitabı okumak lazım bence, hem eğlenirsiniz hem de ne zorluklarla iş yaptıklarını okursunuz. ;)
Böyle olaylar oluyor mu bilemem ama olsa ne komik ve değişik olurdu. Okurken bile hadi canım deyip durdum. Zaman sonra işe sosyal medya girince işler daha da karıştı ama oralar daha farklı olsaydı daha mı güzel olurdu diye de düşünmedim değil.
Diğer karakterimiz Ceyhun tam bir eğlence düşkünü, hayatı boş yaşayan bir karakterdi. Onu bizde Serce'yle konuştukça tanıdık. İkinci kitapta onu da okur muyuz bilmem ama ne olur bu kitapta ki gibi sulu şakalı, değişik bir tip olmasın, daha adaplı, görgülü, ne bileyim ergen gibi konuşmasın ne olur!!
Belki bu yazdıklarımdan sonra kitap için soğuyabilirsiniz ama öyle düşünmeyin, Ceyhun öyle yerlerde bunları yaptı ki güldük baya. :P
Yine de laubali tiplerden hiç hoşlanmam, buna kitap karakterleri de dahil ve şu KIZIM kelimesi -_- Erkekte sevgilisine, eşine söylenen en itici kelime bence. Bir de GÜZELİM 😣😣😣😣
Neyse canlar konumuz bu değil, öhüm öhüm
Yoruma dönelim.
Kitabı okurken eğlendim ama söylenen kadar kahkaha üstüne kahkaha atmadım maalesef. Kedili yerlere bayıldım, hele o Haseki yok mu bittim bittim.
Bir de bu arkadaşlarla girilen bir savaş vardı ki sormayın gitsin. Okuyun bence. :D


Yazarın kalemi akıcı ama daha çok yolu var gibi. Hayal gücünün ve kelime oyunlarında gerçekten iyi belli, yolu açık olsun. :) Önemli bir konu olan tasarım ve hediyelerine de değinmeden geçmeyelim. Kapak ve içinden çıkan poster, iç kapak, ayraç ve kedili sticker'lar çok güzeldi. O yüzden ciltli aldığımıza çoğu kez pişman olmuyoruz. 

Genel hatlarıyla beğendim ama öyle aman aman değildi ne yazık ki yine de orijinal konusuyla 
ilgi çekiciydi. İkinci kitapta aşırı merak edilesi zaten ama umarım yukarıda yazıklarım çok fazla olmaz yoksa çok sevemem gibi gibi. :D Neyse çıksın da nasip olur okursak o zaman anlarız.
En önemli yeri söylemeyi unuttum, Serce'nin patronuyla geçen en son ki konuşma. Okuyanlar hemen anladı bile, arkadaşlar belki de kitabın en en en iyi ikinci kısmıydı desem yeridir, birincisi son sahne diyeyim, çünkü orada sanki ben varmışım gibi hissettim, çok iyiydi. 😏😍 
Tabii  bunların dışında yine güzel sahneler, güzel laf sokmalar falan gırlaydı, kısacası evet eğlenceli bir kitaptı. Kafa dağıtmalık için birebir. ;)



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


Ekstra bir puanı üfürükçü babamdan korktuğu için verdiğine yemin edebilirdim.


*****


"Ceyhun'da çok tatlı olduğumu söylüyor."
Cümlenin devamını getirmedim. Dudaklarımda kendinden emin bir tebessüm oluştu, bu kez ben karşı tarafta oluşan uzun sessizliği dinledim.
Hazal, boğazına Serce Sevinç kaçmış gibi öksürmeye başladı.





Bir yorum daha biter, başka yazılarımda görüşmek duasıyla^^
Sevgiyle kalın^^