17 Şubat 2022 Perşembe

Yumi's Cells//Kore Dizi Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yılın ilk Kore dizi yorumunu yapıyorum. Yılın ilki olmasına rağmen ben 2021'in son haftalarında başlamıştım bu diziye. Uzun zamandır dizilerde tıkanma yaşıyorum ve izledikten haftalar, hatta aylar sonra yorum yazıyorum. Bu seferde öyle oldu ama en azından aylar olmadı. Şimdi yazıyorum, kim bilir ne zaman paylaşacağım. :D
Dizi yılın en ilgi çekici yapımlarından biri oldu. İzleyenlerin yarısı beğenirken, yarısı eh işte dedi. Ben beğendim, öyle ahım şahım değildi ama ilgi çekiciydi ve sıkmadan izletti kendini.
Detaylı yorumuma geçmeden önce dizinin ikinci sezonu çekildi, tahini olarak Haziran ayında yayınlanması düşünülüyor. Aynı kadroyla devam ettiklerini biliniyor, yeni oyuncular dahil oldu mu onu da izleyince anlayacağız. ;)



Konusu;
Yumi başarılı bir çalışandır, tek başına senelerdir yürüttüğü hayatından sıkılmış artık sevgilisi olmasını istemektedir. Çalıştığı şirkette hoşlandığı kişinin ilgisinden sonra aslında durumun farklı olduğunu anlar ve bir anda kendini görücü usulü randevuda bulur. Başta önceki olay yüzünden morali bozulsa da yaşanan olaylardan sonra Goo Woong'la daha fazla görüşmek ister. Bu sırada beyninde onu yönlendiren hücrelerde ortalığı karıştırır.

Aslında dizi baştan beri hücreler üzerinden devam ediyor. Açlık, duygu, aşk, tembel, cimri, bakım, moda gibi hücreler. Tam olması gerektiği yerde ortaya çıkıyorlardı hep, tabii bazısı o kadar saçma yerde ani kararlar veriyordu ki birden her şey değişiyordu. En çok sevdiğim hücre açlık hücresiydi bu arada. Bizimde hücremizin öyle olduğuna eminim ama ispat edemem. :S
Yumi'nin hücreleri dense de Goo Woong'un hücrelerini de arada izledik. 



Kim Go Eun//Yumi^^
Konuda az çok bahsettim kendisinden. Eski sevgilisinin ihanetinden sonran uzun bir zaman ilişki yaşamayan Yumi'nin bu canına tak eder. Sonunda buldum derken farklı kapılar açılır. 
Yumi'nin bazen soğuk, bazen sevecen tavırlarını sevdim. Oyuncu olarak zaten sevdiğim biri. İlişkisi için güzel mücadele verdi, peki sonunda kazandı mı, onu bilemiyoruz işte asdfghjklş
Hücrelerinde en çok mantık ve duygu ön plandaydı, bir de açlık. :D 
Bu arada Yumi yazı yazmayı çok sevmektedir, ikinci sezonda kitap çıkaran bir Yumi görür müyüz ki?



Ahn Bo Hyun//Goo Woong^^
Oyun şirketi olan Goo Woong bir ilişki düşünmemektedir ama Yumi'yi ilk gördüğünde vurulur ve aklından çıkaramaz. Arkadaş çevresinden aldığı yardımlara çok takılmadığı için bildiğini okuyan biridir.
İşte bu huyunu çok sevdim kendisinin, o kadar ters köşe yaptı ki. Ben işimi bilirim deyip kalbinden geçenleri yaptı hep. Eğer Yumi gibi geri dursaydı ilişkileri başlamadan biterdi asdfghjkl
Kendisinden tek sevmediğim yön ilişkiyi sadece Yumi'nin götürmesi oldu. Sanki Goo Woong sadece bir figürandı. Hoş değildi bu, sonuna kadar Yumi'ye hak verdim. Haa dizide uzun bir zaman beraber oluyorlar ve artık bazı bilgilerin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Goo Woong iş arkadaşlarına sevgilisinden daha yakındı. Bazı şeyleri söylemiş olsaydı belki bazı şeyler de farklı olabilirdi. Oyy spoiler vermemek için yaptıklarıma bakın ya :D



Park Jin Young//Yoo Bobby^^
İsme bak yaaa, bir gülme geliyor asdfghjkl
Bobby Yumi'nin şirketinde işe yeni başlayan pazarlama departman çalışanıdır. Bunun yanında aynı mahallede oturan Yumi ile Bobby koşu yaparken, işten gelirken karşılaşırlar. Bir gün Yumi'nin yazdıklarını okuyan Bobby onu pazarlama departmanına almak ister.
Jin Young'un izlediğim ilk dizisi, sonda olmasın inşallah, ne tatlıymış yaaaa. Gidip başrol olduğu dizileri bulayım da bir bakayım. İkinci sezonda nasıl bir karakter olur bilemem ama abuk subuk olmasın lütfeeeeeen!!!



Lee Yu Bi//Ruby^^
Başlarda beni sinir eden karakterdi. Yumi'nin yerinde olsaydım çıldırırdım resmen, istemediğin ot burnunun ucunda biter derler yaa, ha ondandı. :D
Sonradan akıllansa da sevemedim kendisini. İkinci sezonda da görürüz diye düşünüyorum. Normalde eklemezdim bu karakteri ama bazı şeylere ön ayak odu demek doğru olabilir.
Kendisini bir yerde daha izledim ama hatırlamıyorum. (Şimdi bi dizi arşivine bakayım.) Baktım, şu ana kadar sadece bu dizisini izlemişim. Belki Jungkook(BTS) ile adı yalan habere çıktı, oradan kalmıştır aklımda. Tam cici roller için biçilmiş kaftan, böyle devam.



Lee Sang Yi//Ji Wu Gi^^
Kimleri görüyor bu fani gözleeeer :D
Ya sen başrollü bir dizi çek, bırak bunları yaa. Kim olduğundan bahsetmeyeceğim, izleyin öğrenin ama konuk oyuncu olarak geldiğini bilin. :)



Park Ji Hyun//Seo Sae Yi^^
Bu kız için çok fazla şey yazmayacağım. Önce ki dizisi gibi burada da kendini sevdirmediği için kalsın, siz izleyince öğrenin kim olduğunu. :D 


Gelelim diğer oyuncular, hücrelere. :D


Aşk hücresi^^
Tek renkli olan sadece kendisiydi. Aşkın özel olduğunu göstermek için herhalde. :P


En büyükleri tahmin edilir ki açlık hücresi sdfghjklş
Benimkinin de böyle olduğuna eminim ama ispat edemem sdfghjklş


Duygu ve mantık.


Aşk haricinden diğerlerini unuttum ya, kitabı tutan arşiv miydi ki :D



Resimler^^


İlk tanışma :D



Kimya olarak uyumlulardı, başka dizi çekerlerse güzel olabilir.



Ya bu saçlar hiç yakışmıyor sana :D 


Gelmişler 30 yaşlarına nasıl utanıyorlar asdfghjklş




Bu kıza gerçekten kılım, burada Goo Woong'u takdir ettim.


Ayyy bunlar çok yakışıyor. Şimdi aldığım bilgilere göre ikinci sezonun başrolü Bobby olacakmış, peki Goo Woong ne olacak?????


Uzun saçlar eh işte yakışmış ama böyle de tatlı olmuş.




Rönesans tablosu gibi ASDFGHJKLŞİ





Dizinin en olay sahneleri diyebilir miyiz asdfghjkl
Yaa sen o kılığa nasıl girdin yaaa :D





Basın toplantısından. Ji Young yok, büyük ihtimal sonradan dahil oldu diyeceğim ama dizi çekileli çok oldu. Bu oğlan nerdeeeee??? -_-



Gifler^^




Dizinin en iyi sahnelerinden biriydi.





Bu da ikinci en iyi sahne.



Normal bir dizi olarak devam etseydi belki bu kadar sevmezdim. Ben en çok hücreleri sevdim. Çok tatlışlardı.



Bir sinema sahnesi daha mı :D
Goblinden  hatırlayalım asdfghjk Aynı ortam farklı sahne, farklı karakterler :D








Kızdırmayın duyguyu, canavara dönüşüyor resmen :O



Ve Son^^

Dizinin hücrelerle olması bence diziyi daha izlenir kılmış, eğer olmasaydı normal bir ilişkinin giriş, gelişme ve sonuçlarını izleyecektik. Çiftin uyumu iyi olsa da hücreler olmasaydı belki de izlemeye zor devam ederdim. Gerçi 14 bölüm dizi, her bölüm üçe ayrılıyor, üçü de ayrı ya da diğer olayların devamı olarak ilerliyor. Genel olarak sevdim(Burada yazar tıkandığı için ne yazacağını şaşırdı) Uzun zamandır hem eğlenceli, hem de hızlı bir şekilde bitirdiğim nadir dizilerden.
Sonu için eğer devamı olmasaydı çok şey yazardım, neyse ki devamı var. İkinci sezonu hak etmeyen bütün dizilere rağmen bu dizi sonuyla hak etti. Eğer gereksiz bir şekilde devam ederse o zaman birinci sezonu uzatsalardı derdik. Bakalım zaman gösterecek. Yine de beklentimi yüksek tutmasam da dizi güzel olacak gibi.
-Şu an beynim donmuş gibi yazıyorum :D Dizileri izlerken bir yerlere not alsam güzel olacak. :D-
Genel olarak kafa dağıtmalık dizilerden, İlginizi çekiyorsa bakabilirsiniz. :)





Goo Woong'un hücereleri.
Yumi'nin hücreleri kadar göremedik ama onunda beyninin nasıl çalıştığını gördük asdfghjk
Şeyi sevdim ama, en sevdiği sıralama ve onun değişmesini. O kısımlar baya heyecanlıydı.


Yumi'nin hücreleri. :D




Bir yazının daha sonuna geldik, çok tatmin olduğum bir yazı değildi. İşte böyle beklettiğim zaman yazacak bir şey bulamıyorum. Siz siz olun yazılarınızı bekletmeyin asdfghjkl
Yeni yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle, sağlıcakla kalın^^





Buralarda da varım^^






10 Şubat 2022 Perşembe

Aşk Dileği//Jill Shalvis Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın ikinci ayına girmiş bulunmaktayız, herkes Ocak ayı çok yavaş geçti diyor, gerçekten öyle. Sanki yeni yıl bir kaç ay önceydi ama geçen senede böyle olmuştu hatırlıyorum, sonrasında daha ne olduğunu anlamadan bahar oldu, yaz geldi gitti falan. Bu senede öyle olacağını düşünüyorum, sağlık olsun da gerisi olur.
Hazır kış ayındayız tam bu zamanlarda okunacak kitapla geldim. Yazarın ilk okuduğum kitabı, okurken baya heyecanlandım, konusu çok ilgimi çekti ve daha yüz sayfada yazarın diğer kitaplarını sepete atıyorum falan ama yarıdan sonra kitaptan bi soğudum anlatamam. Nedenini birazdan açıklayacağım. :)



İlk aşkı elinde bir kedi taşıma çantasıyla dükkânına girdiği sırada, Willa Davis dirseğine kadar köpek pisliğine batmıştı. Çikolata rengi gözleri çaresizlikle dolu olan genç adamın acilen bir kedi bakıcısına ihtiyacı vardı. Fakat Willa’nın isteyeceği son şey, kendisini hatırlamayan bu adama yardım etmekti.
Hasta olan büyük teyzesinin cehennem kaçkını kedisine bakmak zorunda kalan Keane Winters, onu işini bilen birinin ellerine teslim etmek için bir evcil hayvan dükkânına gitmeye karar vermişti. Dükkân sahibesinin kendisine neden kızgın göründüğünü bir türlü anlamamıştı, ama bu huysuz kadının gerçekten çok güzel olduğu da gözünden kaçmamıştı.
Willa, Keane’in liseden bu yana değiştiğini itiraf edebilirdi. Genç adam artık eskisi kadar küstah değildi. Ancak Willa kalbinin yine kırılmayacağından emin olabilir miydi?
Aşk havuzuna bir bozuk para atıp yeni yıl için dilek tutmanın vakti gelmişti. Geri kalanı da ökseotunun maharetine bırakacaktı…


Kitap noel zamanında geçiyor, bir artı puan. Geçmişteki ona yanlış yapan yakışıklı erkek ortaya çıkıyor, bir artı puan daha. Sonra bol bol kediler, köpekler var, daha da artı puan ama, aması var işte. Yani böyle on numara konuyu nasıl böyle yaptı yazar anlamış değilim. Willa zorluk içinde büyüyüp sonunda hayatını yoluna soktuğu, çok sevdiği arkadaşları ve çok sevdiği işini yaptığı zamanları yaşıyordur. Meydanda olan dilek çeşmesine ise her gün aşk dileyip para atıyor. Bir gün, yıllar önce kalbini kıran Keane'ı elinde pembe çantayla dükkanının kapısında bulur. İlk saniyede hatırlayan Willa'nın aksine Keane hiçbir şey hatırlamaz ama Willa'nın tavrını garipser. Petshop'u olan Willa'ya büyük teyzesinin bir kaç günlüğüne emanet ettiği kedisini işi bitene kadar bakmasını söyler, Willa baştan istemese de kediye dayanamaz ve alır. Bir kaç gün böyle gider ve Keane hala hatırlamaz, hatırlamadığı gibi Willa'yı çok çekici bulur ve onunla görüşmek ister.
Willa'yı kitabın ilk yarısında sevdim, sonrasında yazarın azizliğine uğruyor ne yazık ki. Küçük yaşta yaşadıklarına az değiniyor, büyük ihtimal serinin ilk kitabında bundan az da olsa bahsedilmiş ki burada çok üstünden durmamış yazar. O kadar çok takdir ettim ki Willa'yı tek başına ayakta durmasını bilen karakterlere ayrıca bayılıyorum. Keane ise bağlanmak istemeyen ama farkında olmadan sevdiklerini koruyan biri. En basitinden yıllardır görmediği teyzesinin kedisini kabul etmesi bile ne kadar düşünceli olduğunu gösteriyor. 



İki karakterleri de sevdim, itici ya da mıymıy gelmediler. Sıkıntı sonradan oluyor.
Şimdi başlarda Willa o kadar çok kızıyor ki Keane'ye yüzüne bakmayacak ama hem yakışıklı hem de ilgi gördüğünde geçmişi unutmaya başlıyor, sonra gerçek ortaya çıkınca -ki o kadar saçmaydı ki, neyse- affediyor. Kitabın asıl konusu bu ama yazar o kadar oldu bittiye getirmiş ki Willa bir anda takıldığı geçmişten kurtulup, Keane'yle ilk defa görüşmüş gibi davranmaya başladı. Nerede o eski kalbi kırık Willa?
Keane için bir şey diyemem, saçma bahanesinden sonra öyle davrandığı için bi kafasını taşlara vurmadığı kaldı. Bundan sonra ise Keane'nin bağlanma sıkıntıları, sonra Willa'nın başta aşk aşk deyip sonradan ya ben aslında bunu istiyormuşum deyip saçma bir triplere girmesi kitabı yükseklerden yere çaldı resmen. Lise zamanında yaşanan olayın biraz daha uzun sürmesini isterdim. Sevmediğim kısımda sürekli cinsellik vardı, yani bi oturun konuşun, sohbet edin, gezin tozun ama yok. Bu da beni rahatsız etti, zaten bağlanma konusu da burada başladı. -_-

Seri dedim ama her kitabın karakteri farklı, tabii diğer kitaplarda da okuyoruz ama çok detaya inmiyor yazar. En merak ettiğim bir çift var, belki onların hatırına bir şans daha veririm yazara ama bu fiyatlarla zor. Nemesis yayınları zamları çok farklı anlamış bence, diğer yayınevleri makul şekilde zam yaparken karton kapaklı, bir esprisi olmayan kitaplara, ciltli, 700 sayfalık kitap fiyatı biçmişler. Zor indirim yaparlar kesin. -_-


Kitap hakkında genel görüşüm böyle, akıcı kitap olsa da yazarın kalemini sevemedim. Ya çeviride sıkıntı vardı ya da yazarın kalemi böyle, bilemiyorum ama okurken zorlandım, bir yandan hızlıca biterken bir yandan anlamakta zorluk çektim kısacası.
Kedili, köpekli kitaplara ayrıca ilgim olduğundan ve bu kitapta da çok güzel işlendiği için puanımı ona göre vereceğim. ;)
Yorumuma göre de alıp almamak size kalmış, belki siz seversiniz. ;) Kötü değildi ama ben sevemedim. ;)



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^

"Ama arkadaşlar bunu yapmaz. Yapmaz, Keane." Ona ağzını açtırmıyordu. "Ben de bunu sorun etmeyecektim. Ama sonra karşıma geçip Harry Potter okuduğunu söyledin." Tereddüt edip onu inceledi. 
"Hangisini okudun?"
"Hepsini."
Willa elleriyle yüzünü kapatıp acınası bir sesle inledi. "Hepsini," diye mırıldandı. "Ben ölmüş bir kadınım. Az önce beni öldürdün."
"Çok kitap okurum," dedi Keaneü şansını daha da artırmak için. "Sadece Harry Potter değil."
"Bu daha da kötü..."


*****


Yerinden kalkarken Pita'ya baktı. "Uslu dur."
Kedi ona "belki ama muhtemelen hayır" der gibi baktı.






Böylece yorum burada biter^^
Yeni yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, sağlıcakla kalın^^