4 Ağustos 2022 Perşembe

Sahte Balayı-Christina Lauren//Blogları Canlandırma Projesi Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Yaz aylarında okunan yaz kitaplarını, aşk kitaplarını seviyorum. Bu da onlardan biriydi. Yaz ayları dedim ama ben her mevsim bu tarz kitapları çok seviyorum. Kışın mesela yaz kitapları okuyunca içim kıpır kıpır oluyor. Bu kitapta onlardan biriydi, içimi kıpır kıpır etti.
Yazarların okuduğum ikinci kitabı, ilk kitapları Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi kitabıydı. Onu da sevmiştim ama Sahte Balayı bana göre bir tık daha iyiydi.



İki düşman kendilerini romantik bir balayında bulunca her şey olabilir – aşk bile…
Olive Torres ikizlerin şanssız olanıydı. Kardeşi Ami ise daima kazanırdı ve hatta hayallerinin erkeğiyle evleneceği düğününü, gelinliğini, balayını bile bedavaya getirmeyi başarmıştı. Evini ve işini kaybedip dibe vurmuş Olive ise tüm düğünü sağdıç (ve en büyük düşmanı) Ethan Thomas'la geçirmek zorundaydı.
Fakat düğündeki herkes –Olive ve Ethan hariç– korkunç bir gıda zehirlenmesi yüzünden hastanelik olunca Hawaii'de her şey dahil (bedava) balayı tatilini kaçırmamak için ateşkes imzaladılar. On gün boyunca birbirlerini olabildiği kadar az görmeye kararlılardı ama Olive her zamanki şanssızlığıyla müstakbel patronuyla karşılaşınca tüm planları altüst oldu.
Yeni evli numarası yapmak onları fazlasıyla yakınlaştıracak ve düşmanlıklarının ardındaki nedenler birer birer ortaya çıkacaktı.

Olive ikiz kardeşlerinin en bahtsız olanıdır, ikiz kardeşi ne kadar çok şanslıysa kendisi o kadar şansızdır ve başına bin türlü iş gelmektedir.
İkizinin düğününde açık büfeden yiyen herkesin zehirlenip, balıklara alerjisi olduğundan zehirlenmeden yırtar ama onun yanında damadın abisi Ethan'da büfeden yememiştir ve o da zehirlenmeyen bir diğer kişidir.
İkizinin baskıları sonucunda sevmediği, hatta nefret ettiği Ethan'la balayına gitmek zorunda kalan Olive bir de yeni patronuyla otelde karşılaşınca işler daha da karışır. Nefret ettiği Ethan'la evliymiş rolü yapmak zorunda kalır.
Olive klasik bir karakter diyemem, çünkü sürekli kara bahtından bahsediyor ve gerçekten başına gelenlere baktığımızda yok artık diyecek şeyler, çünkü ikizi bütün çekilişleri, kuponları kazanan biri ve Olive işinden olmuştur, evden atılabilir ve patronuyla bedava tatilinde karşılaşmıştır.
Tabii okuduğunuzda ne ki bunlar, insanların başlarına neler neler geliyor diyebilirsiniz ama Olive kafayı şansızlıkla bozduğundan onun için her kötü şey hep kötü.
Neyse efenim, sevdiğim bir karakter oldu. İnanılmaz değildi ama sevdim. 


Şimdi sıra Ethan'da. Olive'e göre daha çok sevdim çünkü, arkadaşlar hem gamzesi var, hem Olive'den önceden hoşlanıyor olabilir(ihtimal, çünkü spoiler olabilir :D) hem de utanınca yanakları kızarıyor. :D
Şöyle ki Olive'in gözünden okuduğumuz için Ethan'ın duygularına fazla adapte olamıyoruz. Daha çok o ne söylerse, yaparsa kendisini tanıdık, buna rağmen yaptıkları falan aşırı tatlıydı. <3
O yüzden Olive'den daha çok sevdim. Olive'e yardım etmesi, onunla dertleşmesi aşırı güzeldi ama kardeşine olan bağlılığı ve onun arkasından durması sıkıntıydı. Tamam onu savunman güzel ama ihtimalleri de göz önüne al, ortada bir yalan var. Bazı kısımlarda Olive'e olan davranışlarında resmen kalbimi bıraktım, ağlamışta olabilirim. :/
Neyse, bunları geçelim spoiler olmasın.
Ethan'ı gerçekten sevdim, zaten böyle sert gözüken ama yanakları kızaran erkekleri seviyorum, çok minnoş olmuyorlar mı?

İkiz kardeşine kıl oldum, zaten düğün zamanında kardeşten ziyada iş yapmak zorunda olan biri gibi davranması, sonrasında söyledikleri falan çok hoşuma gitmedi. Bir de karışık aile mevzusu, aile arasında ki bağı ta baştan anlatsalarmış yazarlar daha güzel olurmuş. Sonradan söylenen aile içi destek çok geçmedi bana.
Bunun dışında patronuyla olan duruma aşırı şaşırdım, okuyanlar benim gibi olmuştur kesin.
Sonrasında birbirlerinden nefret etmiş olsalar da kötü bir durumda kaldıklarında destek olmaları güzeldi. Sadece Olive'in Ethan'a karşı tutumu biraz daha iyi olabilirdi, gerçi olaylar farklı olduğunda da olabilir.


Spoiler yazmamak için kendimi zor tutuyorum. Yazarların kalemi akıcı, hala nasıl iki yazar birden yazıp tek yazar yazmış gibi okuyoruz aklım almıyor. Kim neyi yazıyor ya da düşünüyor onu bilmek isterim.
Son bölümü Ethan'ın gözünden okuyoruz. Ethan'ı ne kadar sevsem de ilk defa bir erkeğin gözünden okumak çokta sevindirmedi beni. Yani beklediğim bir kaç şey olmaması biraz hayal kırıklığı yaşatmış olabilirim, bilirsiniz ben iki tarafı da okumayı seviyorum beklentim yüksekti.

Kitabın akıcı oluşu, sahte aşk, ufak tefek hayal kırıklıkları kitabı güzel yapan taraflardı. Yaz aylarında okuyacak kitap arıyorsanız bakabilirsiniz. Kitapta ne ararsanız var, sahte aşkın yanında bir de nefretten doğan bir aşk.
Öyle ahım şahım diyemem ama kafa dağıtmalık kitaplardan biriydi. Zaten bu tarz kitaplar çok nadir unutulmaz oluyor, geneli çerezlik kitaplar. Bu da onlardan biriydi, fazla beklentiye girmeden okursanız eğlenirsiniz. :)



BCP'de Temmuz'da bitti, en sevdiğim ay hemen bitti sanki... :'(
Ağustos ay temamız ise Latin Amerika ya da Seçkin Yazarlar ve Yönetmenler^^
Katılmak isterseniz bekleriz^^



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^ 


"Kendini şanssız olarak tanımlayan birine göre, evrenden çok fazla iyilik bekliyorsun."



*****


"Senden hala nefret ediyorum," dedim alnına düşen bir tutam saçı geriye doğru iterken.
Başını salladı. "Biliyorum."



*****


"Bir ikizin olması nasıl bir şey?"
"Bir ikizinin olmaması nasıl bir şey?" diye yanıtladım ve kahkahayı patlattı.
"Şah mat."





Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^




Buralarda da varım^^









3 Ağustos 2022 Çarşamba

Mürekkebe Boyanan Sardunya//Sümeyye Demirkan Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? :) Benim aynı devam şükür, rutinlerimizi yaşıyorsak ona bile şükretmemiz lazım. Tamda bize rutinlerini her dakika hissettiren bir kitapla geldim. Kitabın adı Mürekkebe Boyanan Sardunya değilde Mürekkebe Boyanan Rutinler olmalıydı asdfghj
Neyse bu komikti, şimdi böyle espri yaptım diye de kitabı kötülediğimi düşünmeyin. İlk olarak yazar edebiyat okuyan biri, o yüzden kalemi gerçekten kuvvetli ve güzeldi. Su gibi yazıyor maşallah ama bir kaç sıkıntısı vardı, bunları yorumumun devamında yazacağım inşallah. :)


Aşk bazen bir kitabın cümlesinde, bir çiçeğin yaprağında, bir damla gözyaşında ya da ilk bakışta gizlidir.
Mislina için de öyleydi. Akif Selim’in mürekkep mavisi gözlerine bir kez bakınca kendi kalbiyle tanıştı
ve o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Mislina Farah’ın aşkı o kitabın cümlesi, o çiçeğin yaprağı, saf bir gözyaşı ve ilk bakışın sonuncusuna uzandığı bir kalp atışıydı. Penceresinin önündeki sardunyalar arkadaşı, Çakır yoldaşı, Kumru ise sırdaşı oldu. Tüm bu güzel şeyler Akif Selim’in kalbine giden
zarif ve tehlikesiz bir yoldu.
Sevginin en masum, en derin, en saf haliydi onların hikâyesi. Kırılan kalpler bile var oldukları bedenleri sevdiler çünkü gün sonunda iyileşeceklerini bildiler. Sevgi bazen acıtsa da  ince ruhlar acıttıkları yerleri öper, iyi ederdi. Tıpkı bu iki ruhun sahibi gibi.

Mislina ailesinden uzak bir şehirde okuyan genç bir kızdır. Aşk sebebiyle yurtta değil de evde kalıyordur ve tekte değildir. Kuşu, köpeği ve çok sevdiği sardunyaları vardır.
Okulda daha ilk görüşte aşık olduğu Akif Selim'i görünce ilk ve tek aşkını bulduğunu anladığındaondan uzak kalamaz. Çok sessiz ve kendi halinde olan Akif Selim'e yakın olmak için onun yaşadığı apartmanda ev tutar. Aynı sınıfta olmalarına rağmen ne okulda ne de yaşadıkları apartmanda karşılaşırlar. Zaman sonra cesaret ederek hasta diye ona mandalinaları götürdükten sonra aralarında iletişim başlar ama böyle gıdım gıdım.
Mislina'yı sevdim, tam böyle sessiz sakin, kendi halinde, iyilik timsali, kimseye dert olmayan bir karakterdi. Şimdi seriyi sevenler sen ne diyorsun diyebilir ama sizce Mislina'nin tek kelime dahi konuşmadığı, görüşmediği çocuğun apartmanına taşınması normal mi? Her şeyini biliyor resmen. Bir şey demeyeceğim ama düşününce bu çok garip geldi İkizle bana. :D
Onun dışında olmama ihtimali olmasına rağmen çok güzel sevdi, bu sevgisini çok güzel dile getirdi, gösterdi. Ve ufacık konuşmaların bile yaşadığı heyecanı okurlar olarak beraber yaşadık resmen. <3 Çok güzeldi buralar, karakterde öyle...


Akif Selim, kendisi çok fazla sakin, kendi halinde, kimsenin işine karışmayan biri. Okuldan eve, evden babasının yanına, oradan yine okula. Bir de Mislina ile sevdikleri bakkal var, bir de oraya gidiyorlar tamam. Hayatı bu kadar, Mislina ile konuşmaya başladıktan sonra ise yavaş yavaş insan içine çıkıyor Akif Selim. 
Kendisi hakkında çok yazacağım bir şey yok, henüz bizde Mislina gibi yeni yeni tanışıyoruz kendisiyle. İkinci kitapta daha çok okuyacağız gibi sanki, umarım yani. :D Sadece yukarıda Mislina'nın taşınma mevzusunu öğrense Akif Selim ne der aşırı merak ediyorum. Ve umarım ikinci ya da üçüncü kitapta Akif Selim'den bölümler de okuruz.


Diğer karakterlerde Mislina'nın arkadaşları tam bizlerden biri gibiydi. Ders çalışmayan, bölümünü sevmeyen, işte çalışmak zorunda kalan vs. Ama Mislina gibi umutsuz aşka tutunan biri var ki Mislina gibi ben de üzüldüm haline. Devamında neler olacak merak konusu.
Bir kişi daha var, onun için diyeceklerim yok. Bir şeyler yazarsam spoiler olacağı için belki ikinci kitabın yorumunda yazarım. Ama Mislina'ya büyük destek oldu.

Gel gelelim kitabın geneline. İlk olarak kitap Wattpad'de yayımlandığı için olacak ki çok kalın bir kitaptı. Puntoları küçük olmasına rağmen yine kalındı. Burada içeriğin dolu dolu olması demek oluyor ama yarı doğru yarı yanlış diyebilirim. İlk olarak çok fazla tekrar vardı kitapta, sürekli okula gitmesi, gelmesi, yemek yemesi, ders çalışması günlük hayatlarımızın rutini gibiydi. Bir ara evine giden Mislina'nın orada geçen günlerini de okuyacağız sandım. :D Çok şükür okumadık. :D
Sonra dersler, arkadaşlarıyla beraber kantinde oturmaları, aynı muhabbetin dönmesi inanın sürekli bir tekrardı. Yani Mislina'nın Akif Selim'e olan platonik aşkından ziyade rutin bir hayatı okuduk resmen. Haa onu da okumadık diyemem, çok okuduk ve bayıldımm ama sırf bölümler dolu dolu olsun diye bu kadar uzatmak saçmaydı bence.
Sonrasında evinde olan kuşuna sürekli yem, su vermesi ve bunu sürekli yazması.. Yani bir kaç günde bir yapsan da olur be Mislina, hiç değişen bir şey olmuyor. Ve en önemli şey, evinde yaşayan köpeği. Şimdi bilmeyenler için söylüyorum ki herkes biliyordur kediler evde rahatlıkla yaşar çünkü kumları var, ama köpekler illa dışarı çıkmaz zorundadır. Günde bir ya da iki kere, ya da daha fazla. Burada köpek garibim apartmandaki çocuk haftada bir kere dışarı ya götürdü ya götürmedi asdfghj
Şimdi diyeceksiniz şu kitaptan anladığın bu mu Esra? Ama ben detaylara takılırım arkadaşlar. Bunu ilk seferde Wattpad'da okusaydım inanın garipsemezdim ama editörün elinden geçmiş, son okuması yapılmış bir kitaba yakışmış mı? Ya baştan savma iş yapılmış ya da yazar kitabını bozmak istemedi. Bilmiyorum, o kadar gereksiz uzatmalar vardı ki yeter dedim kısacası.


Bu uzatmalar olmasına rağmen yazarın kalemine hayran kaldım, daha yeni Edebiyat üçüncü sınıf öğrencisi ama kalemi çok kuvvetli. Çok anlamlı, güzel cümleler kuruyor, yazıyor maşallah. Bu konuda tebrik ediyorum kendisini, sadece yukarıda yazdıklarımdan sonra WP’de yayımlamadan direkt bir kitap çıkarsa nasıl olur acaba? Wattpad'de yazıldığından haftalık bölümler geldiği için yazarlar kendilerine sınır koyamıyorlar, bir de sevildiyse uzuyor gidiyor ama editörden geçti, belki düzenleme yapılabilirdi. Ya da yapıldı anca bu kadar oldu, artık ne olduysa bilemiyorum ama beklentim bir tık düştü gibi.
Birinci kitapta beklediğim olmadı, aşırı sakin geçti. Umudum ikinci ve son kitapta, umarım mutlu oluruz o kitaplarda da. Sadece bu kadar tekrar olmasın yeter, biz ne okuyacağımızı biliyoruz çünkü. :D
Türk yazar okumayı seviyorsanız tercih edebilirsiniz, bu yazdıklarımın yanında çok güzel bir kaleminin ve gelişirse çok güzel, başarılı bir yazar olacağının inancındayım. :)



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntı^^

"Her gün yeni bir karaktere seyahat ediyorum ama niye her durağın sonunda sana rastlıyorum ben?"


*****


Akif Selim Çakırca... Kalbinize söyler misiniz lütfen, müsait olduğu bir gün benim için çarpsın.


*****


Gözyaşlarım artık diken değil, gül kokuyor çünkü onlara senin adını verdim.


*****


Kitabın kapağını açtım ve onun da aynı satırlarda gözlerinin gezdirdiğini, aynı sayfalara dokunduğumuzu düşledim.


*****


Oluyor bazen öyle, yüzlerce yüz görüyorsun ama birinde kalıyorsun. Binlerce ses duyuyorsun ama ondan başka herkese sağır oluyorsun işte.


*****


Geçmiş olsunlar ya geçmeyecek olanların ufak tesellisiyse.


*****


Bu öyle zor bir ikilemdi ki düşünsenize: hesapsız kitapsız onu hayatınızın merkezine koymuşsunuz, her saniye onu düşünüyorsunuz, geceleri ve gündüzleri onunla uyanıp kalkıyorsunuz bu deliliğin en güzel evresi belki, sevmez zaten akıllıca bir iş olsaydı yazarlar yazdıkları satırlara ruhlarını gömerek sevdalandıkları kadınlar için kalem kırmazlardı.



*****


Ne de sık gülümsüyordum ben böyle, keşke bir kumbaram olsaydı da fazla gelen tebessümlerimi onun içinde biriktirip ihtiyaç duyduğum zaman kullanabilseydim.



*****


"İnsan seviyorsa zaten, bunun bir seferi olmaz öyle değil mi?"
"İnsan seviyorsa bunun bir ölçüsü olmaz," diye dökülüverdi dudaklarından.


*****


"Ani şeyler," dedi dudağının kenarında bir kıvrılma söz konusu olduğunda. "Güzel gelir."



*****


İstemsizce o kızın yerine kendimi koyuyor ve onun yerinde olsaydım diye nasıl hareket ederdim diye düşünüyordum ama yanlıştı. Herkesin kendine biçilmiş bir kaderi ve kazası vardı. Başkalarının hayatlarını yaşamak için var edilmemiştik. Onları anlayabilirdik ama yaşamak imkansızdı.



Buralarda da varım^^




31 Temmuz 2022 Pazar

Bridgerton 1.Sezon//Yabancı Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız bakalım? Yaz nasıl geçiyor?
Bundan bir kaç ay önce izlediğim ama daha yeni yorumuna başladığım diziyle geldim sonunda. Aslında izledikten sonra aşırı heyecanlanmıştım, hemen yorumunu falan yazarım dedim ama ilk önce sezonları ayrı ayrı yazayım dedim, sonrasında zaten yoğunluk başladı bir türlü blogla içli dışlı olamadım.
Şimdi boş kalmışken yazayım dedim yoksa yine sürünecek yorum buralarda.
Normalde sürekli önüme düşüp ama izleme isteğimin hiç olmadığı bir dizi Bridgerton. Zaten Historical kitapları uzun zamandır okumuyorum, sevmiyorum.
Sonrasında İkizle, gelinimiz izleyip Esra ısrarla sen de izle, yanında konuşamıyoruz falan dediler. İyi tamam bakarım, zaten spoiler üstüne spoiler yedim, en azından içeriğini, kim kimdir diye bakarım dedim ve arkadaşlar inanamazsınız ama çok sevdim.
Kitapları okuyanlar birebir aynı olmadığından, hatta o kadar farklı çekilmiş ki izlenmez bu dizi diye yorum yapanlar çok oldu. Neyse ki ben kitapları okumadan izledim, gerçi böyle de sevdin mi diye sorsanız konu olarak güzeldi evet ama oyuncuların kimyası, uyumu bana geçmedi. İkinci sezon hakkında şu an bir şey demeyeceğim, onu da onun yorumunda okursunuz artık. :D
Sadece kitapla aynı olmamasına rağmen ki yine diyorum ben bilmiyorum, buna rağmen kostümler, müzikler, danslar ve dekorlar çok güzeldi. Bunlar bile izleme zevki verdi resmen. :)



Konusu;
Bridgerton ailesinin en büyük kızı Daphne Bridgerton, ailesinin izinden gidip çok seveceği bir adamla evlenmek ister. Genç kadının seçenekleri çok olsa da ağabeyi teker teker adayları eler. Ancak Leydi Whistledown’ın hazırladığı bir skandal, Daphne’nin adının lekelenmesine neden olur. Bu sırada sosyeteye yeni katılan kızların annelerinin gözdesi olan Hastings Dükü ile Daphne arasında bir çekim oluşur.

Oyuncular;
Phoebe Dynevor//Daphne Bridgerton
Regé-Jean Page//Simon Basset
Ruth Gemmell//Lady Violet Bridgerton
Jonathan Bailey//Anthony Bridgerton
Claudia Jessie//Eloise Bridgerton
Luke Newton//Colin Bridgerton
Luke Thompson//Benedict Bridgerton
Nicola Coughlan//Penelope Featherington
Golda Rosheuvel//Queen Charlotte
Ruby Barker//Marina Thompson
Adjoa Andoh//Lady Danbury



Meşhur Bridgerton ailesi^^


Ve bir diğer meşhur çiftimiz Daphne&Simon^^
Dizimizin esas çifti, başlardaki çekim güzeldi, aralarındaki anlaşmalı birliktelikleri güzeldi ama sonradan olanlar, aralarında yaşananlar ve kimyaları. Bana geçmedi arkadaşlar, kitapta neler neler oluyor bilemem ama öyle ki kitabı okumak bile pek içimden gelmiyor. :D
Belki bir gün okurum. :D
Oyuncu olarak yakışmışlar ama senaryonun verdiği his güzel değildi bence. Simon'ın soğuk oluşu, Daphne'nin gerekçeleri falan derken arada kimya kalmadı. Zaten Simon o kadar dik başlıydı ki sonunda olanlara inanamadım ne yalan. :/


Featherington kardeşler^^
Dizide hep bir skandalın içindi bu aile asdfghjk Yani öyle ulu orta bir skandal değil ama birinci sezonda olanlar beni benden aldı.
En soldaki Penelope'nin kitabı var. Rüyalar Gerçek Olsa, okumak isterseniz buradan tıklayabilirsiniz.
Ailenin en aklı başında kişisi, zaten okuyanlar nasıl biri olduğunu biliyor. Bu aileye fazla bile Pen. Seviyorum kendisini yaa, üçüncü sezon Pen ve Colin'in. Ayy seride şu an en sevdiğim kitap, bakalım inşallah güzel yaparlar, mutlu oluruz. :D



Kitapta var olmayan bir kraliçe, tabii var kraliçe ama dizideki kadar ön planda değil. Hatta dizide bazı gösteriler kraliçe yüzünden, birazdan ondan da bahsedeceğim. :)



Lady Dumbary, kadın kitapta herkesin asaplarını bozuyor gibi ama dizide ben çok sevdim. Çiftleri bir nevi onun ayarlaması falan bence çok tatlı.




Bir de bu olay var.
Burayı biraz spoiler olara yazacağım.
Şimdi Marian Featheringtonların akrabası oluyor ve bir süreliğine yanlarında kalıyor, normalde kızın hedefi orduda olan sevgilisinin gelmesiyle onunla kaçıp gitmek, ama mektuplarına karşılık gelmeyince sevgilisinin onu unuttuğunu düşünür ve kız hamiledir. Burada Featheringtonların annesi devreye girer ve onu hemen birileriyle baş göz etmek ister, yaşlı vs. fark etmez tabii.
En sonunda Marian'ı ilk görüşte beğenen Colin'e kancayı takarlar. Pen bundan rahatsız ama ne yapabilir ki, tabii Lady Whistledown Pen olunca ailesini skandala sürüklemesi pahasına Marian'ın suçunu ortaya çıkarır.
Şimdi burada Colin'in umutsuz aşkı, Marian'ın bencil davranışları aşırı sıktı. Kızım sana uygun kişilerde gelse ağzını burnunu eğiyorsun, ne bu dik başlılık?
En sonunda aklı başına geliyor ama olan Colin'e, skandalı çıkarmak zorunda kalan Pen'e yazık değil mi? Kim bilir üçüncü sezonda Colin'in Pen'in gerçek kimliğini öğrenince neler olacak.
Spoilerın bitti.



Bu kısım kitapta yok, yaşı gelen kızları sosyeteye tanıtıyorlar, balolara götürüyorlar bu bilindik ama kraliçenin gözdesini seçmesi falan sadece dizide var. Olmasa da olabilirdi ama sekiz bölümlük diziyi anca doldurabildiler bence. Tabii kraliçenin bazı konularda çiftlere destek çıkması çok hoştu.




Şimdi çift olarak yakışmışlar, kimya yok dedim ama bu çiftten kaynaklı değildi senaryodan kaynaklı bence. Kitapta Simon'ın sarışın, Daphne'nin de kumral-esmer oluşu ama dizide farklı olmaları peki?
Tamam olmamış ama beni herkes kadarda rahatsız etmedi, sadece bazı görüşleri destekliyorum. Mesela o zamanlarda ırkçılık çok fenaymış. Siyahi insanlar sürekli dışlanılıyormuş, bu dizileri çekince vicdanlarını mı rahatlatıyorlar anlamış değilim. Her ırktan olsun dizimizde demişler, evet bu hoş ama farklı bakış açısıyla baktığınızda gerek yoktu diyorsunuz.
Dediğim gibi benim için sıkıntı yoktu ama katıldığım düşüncelerde oldu.
Şimdi üçüncü sezonda nasıl şeyler olacak merak konusu, mesela Benedict için saçma bir şey düşünüyorlarmış, inşallah olmaz. Büyük tepki alır haberleri yok. -_-





Gifler^^






Pen ve Eloise kitapta da, dizide de çok yakın arkadaşlar ama ikinci sezonun sonunda neler oldu neler, yeni sezonda neler olacak merak konusu. ;)





Burada kadınların gücüne hayran kaldım, o zaman tabii kadına hiçbir hak verilmiyor, dinlenmiyor. Namusu lekelendi mi, skandal çıktı mı tamam evde kaldı ya da evden uzaklaştırılıyor. Burada da olanlar oluyor ama kraliçenin dahiyane fikriyle her şey on numara beş yıldız oluyor. Bu sahne favorim. :)




Pen seni uyardı tatlı oğlan, şimdi böyle gülme -_-




Pen ve Colin hakkında çok şey yazamam çünkü ortada doğru düzgün bir şey yok. Yeni sezonda neler olacak, Colin'in o sonda yaptıkları ne alaka falan diyoruz. Bakalım ne olacak ama Colin'in Pen'e karşı bazı davranışlarını gerçekten tatlış buluyorum. Esas çifte göre bu ikilinin kimyası muazzam. ;) Umarım yeni sezonda saçmalamazlar. :P




Kostümlerin, dansların yanında müziklerde çok güzeldi. Yeni, eski popüler şarkıların orkestra versiyonları çalıyor sahnelerde. Mesela Billie Eilish Bad Guy, Maroon 5 Girls Like You, Taylor Swift's Wildest Dreams, Shawn Mendes  In My Blood. İkinci sezonda daha farklı ve daha çok tanıdık sanatçılar var. Ama bunlarda güzeeeel. :) Diziyi izlemesenizde açın bir tane Bridgerton dizi müziği dinleyin. :)



Bu el tutuma olayı ikinci sezonda da var, geleneği bozmaz üçüncüye de koyarlarsa var yaa tadından yenmez. Tabii düzgün bir yerde olsun lütfeeeen :P


asdfghjklşi bu sahne ve Colin'in dedikleri. :D
O zaman kızlar cahil tabii. Ne bileyim o zaman mı güzelmiş yoksa şimdi her yaşın her şeyi bilmesi mi?
Ama kör cahil olmakta kötü bence. :/

Şimdi biri dizi için demişti ki kardeşlerin arası kitapta daha güzel, daha iyi diye. Evet dizi de öyle ahım şahım bir dayanışma falan yok, genel olarak kitapları okumadığım içinde bir şey diyemem.
Yine de okuduğum kadarıyla Rüyalar Gerçek Olsa'da Colin'in kardeşleri arasında ki bağ güzeldi ama Son Söz Aşkın kitabında Benedict'in kardeşleri arasındaki bağı tam okuyamadık. Zaten Colin'de, Benedict'de ayrı evlere çıkıyorlar falan. Bunları ilk iki kitapta okuyacağız bence. :)





Ve son^^
Dizi hakkında genel olarak yukarıda ne yazdıysam onu düşünüyorum. Sevdim ama sevmediğim yerlerde oldu. Yani kitapları okumadıysanız aşırı eğlenirsiniz ama okuduysanız çok hoşunuza gitmeyecek gibi. Yine de sadece karakter isimlerini vs. almış, gerisini kendilerine göre uyarlamışlar gözüyle bakarsanız zevk alırsınız. Doğrusu karşı çıkanlara hak veriyorum, düşünsenize kitabı okurken hayal ettiğiniz kişiler yok, konu saçmalıyor, gereksiz olaylar vs.
Sırf dizi dolu dolu olsun diye farklı karakterler getirip diğer yan rollere senaryolar yazıyorlar, saçmalıyorlar, skandallara çıkarıyorlar. Bu konuda ben yazara kızıyorum, bu kadar saldım çayıra yapmasaydı daha hoş olurdu. Mesela cinsiyet konusunda kitabında hiçbir şekilde farklı bir şey yok ama Netflix dizisi yaa olmasın mı yaniii -_- İşte Benedict içinde böyle bir şey düşünülüyormuş, sevenlerinin haberi olsun da memnun değilse karşı çıksın, ben istemiyorum mesela.
Uyarlama hiçbir dizi-film kitaplarla aynı gitmiyor, ya eksiği ya da fazlası oluyor ama bu dizi gerçekten aşırı çizgisinden çıkmış. Kesin kararı da okuduğum kitapların uyarlamalarını izleyip söyleyeceğim artık inşallah. :D
Spoiler konusunda Lady Whistledown'ın kim olduğunu daha ilk çıktığında öğrendim, o yüzden çokta zevk vermedi ama kendimi kitabı okurken aslında kim olduğunu öğrendiklerinde okurların yerine koyuyordum da aşırı heyecanlı, yerlerinde olmak isterim.:)


Birinci sezonun yorumu üç ayda geldi, ikinci sezonun yorumu da herhalde üçüncü sezon çıkınca gelir. :P Eğer izlediyseniz yorumlarınızı bekliyorum, bakalım sizler sevmiş misiniz. ;)





Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^





14 Temmuz 2022 Perşembe

Aşık Erkekler Kitap Kulübü//Lyssa Kay Adams Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Yine ve yeniden bir kitap yorumuyla daha karşınızdayım. Bu tarz romantik kitapları seviyorum, son bir kaç senedir çok fazla bu tarz tercih etmesem de özlediğimi fark ettim. Normalde Türk yazarları daha çok tercih ediyordum ama yabancıların ki her zaman farklı oluyormuş onu anladım, o yüzden son zamanlarda yaptığımız siparişlerimizde genelde bu tarz kitapları ekliyoruz.
Aşık Erkekler Kitap Kulübü bir kere konusundan, sonrasında adıyla okurların ilgisini çekiyor. Düşünsenize yakışıklı bir grup erkeğin sadece kadınların tercih ettiğini düşündükleri kitapları okuyorlar. :D Gerçekte var mıdır bilemem ama varsa eğer gizli kalmasın böyle bir topluluk. :D


Kitap kulübünün İlk kuralı:
Kitap kulübünden kimseye söz etme.
Yıldız beyzbol oyuncusu Gavin Scott’ın evliliği büyük çıkmazdadır. Karısı Thea’yla ettiği büyük bir kavganın ardından kendini kaybeder. Bu, zaten sorunlu olan evliliklerinde bardağı taşıran son damladır. Thea boşanmak isteyince gözleri açılan Gavin, gururu ile korkusuna yenik düştüğünü fark eder.
Âşık Erkekler Kitap Kulübü’ne hoş geldiniz.
Çaresizce evden ayrılmak zorunda kalan Gavin, yardımı hiç beklemediği bir yerde bulur: Şehrin önde gelen erkeklerinin toplanıp aşk romanları okuduğu gizli bir kitap kulübü. Genç adam kulübün seçtiği Kontesin Âşığı kitabının ve arkadaşlarının yardımıyla evliliğini kurtarma yolunda ilk adımı atar. Fakat bu bahtsız Romeo’nun, içindeki kahramanı ortaya çıkarıp karısının güvenini yeniden kazanabilmesi için süslü sözcükler ve jestlerden çok daha fazlasına ihtiyacı olacaktır.


Kitabımızın daha ilk girişinde karısından ayrılıp, bitik bir halde kalan Gavin'i okuyoruz. Karısıyla yaşadığı sıkıntı yüzünden karısı evden ayrılmasını istediğinde  çok düşünmeden evden ayrılır ama hata yaptığını anladığında iş işten geçmiştir, ta ki arkadaşları imdadına yetişene kadar. Evliliğini kurtarmak için çok gizli bir kulübe üye olmak zorundadır, Historical romanlar okuyan erkekler kulübüne.
Baştan istemese de okuduğu kitapla kendi yaşadıkları örtüşünce kitaptan yardım almaya başlayacaktır, yaptığı jestler, sözler karısıyla arasındakileri birazda olsa düzeltmeye başlayınca kitaba devam eder ama yaşadıklarına bakınca aslında evliğindeki çatlaklar yeni değildir.
Gavin karakteri sevdim, kitaptaki bütün karakterler kendisine cephe alsa da çok fazla suçu olduğunu(Az da olsa var tabii) düşünmüyorum, hatta eşinin çok abarttığını düşünüyorum. Birazdan bu konuya da değineceğim tabii ki. Tek sıkıntısı ailesini geçindirmek için işine sıkı sıkıya bağlı olması ve bu bahanenin ardına sığınıp yaşananları görmemesi.


Thea, Gavin'i evden kovan eşi. Karakteri hakkında yazacak bir şeyim yok, sadece bana hissettiklerini yazmak istiyorum. İlk olarak doğru düzgün bir aile hayatı yaşamamış Thea, babasının sürekli evlenmesi, annesinin çocuklarını düşünmemesi onu ve kız kardeşini kırmış ama Thea, canımcım senin ebeveynler boşanınca neler yaşandı gördün, ortada çok büyük bir neden yokken kendi çocuklarını ailesiz bırakmak sence mantıklı mı?
Ne bileyim Gavin aldatsaydı, sana ve çocuklarına ilgisiz olsaydı o zaman kapı dışarı et, ben de destek olurum ama o sergilediğin tavır ne?
Yani kız kardeşiyle beraber olup Gavin'i yerden yere vurmaları o kadar saçmaydı ki, Thea'ye hak vermek istemiş olsam da bu tavırdan dolayı aşırı kızdım. Yani adam aldatmış gibi konuşmaları, davranmaları kimi sinirlendirmez ki? Çocuklar baba baba diyor, o kadar yaşanmışlığa rağmen Thea'nin sürekli alışmak zorundalar demesi kitaptan soğuttu resmen.
Bir de aralarında ki rol mevzusu var ki dağlara taşlara, bize ne sizin özel hayatınızdan deyip sarsmak istedim ikisini de asdfghjkl
Hazır oraya geldik bence ikisi de hem haklı hem de haksız. Ama, yani çatlağı büyüten olayın bunun olması aşırı saçmaydı.
Uzun lafın kısası Gavin'i sevdim, Thea'e de çok kızdım. Aralarında ki sorun gerçekten anlamsızdı, verdikleri tepki anlamsızdı, sonra yaşananlar anlamsızdı.


Tabii bunların yanında kitap kulübü harikaydı, üyelerin Gavin'in hatasından sonra onu azarlaması, yaptığı güzel şeyler yüzünden verdikleri tepkiler çok tatlıydı, kitabın hepsi onlar olsaydı sıkılmazdım açıkçası. :D
Gavin ve Thea'nin ikiz çocuklarını okurken verdikleri tepkilere hem üzüldüm hem de kızdım. Thea'nin ağzının yandığı sütten sonra yoğurdu üflemesi gerektiğini anlamaması gerçekten garip.
Kızlarının verdiği tepkilerin üzücü olmasına rağmen takmaması beni gerçekten yordu.
Bir de şu kız kardeş var, onu ikinci kitapta göreceği ama burada ablasına destek değil de köstek olması beni aşırı sinirlendirdi. Sana ne yaa sana ne deyip durdum sürekli okurken, tam tokat manyağı yapmalık karakter yazmışlar. Yani ablana destek ol tabii ama enişteni de al yerden yer vur da yapma. Bu adam kaç senelik enişten hiç mi sevmedin, hiç mi anlaşamadınız? Hele o sonda yaptığı neydi öyle?
Bir de sona gelelim tabii ki, Gavin yalvar yakar olurken bir anda tamam be ne olacaksa olsun demesi sadece bana garip gelmemiştir umarım, Thea davranışı ise tam bir skandal. Daha iki sayfa önce ne diyordum şimdi süt dökmüş kedi oldun, hayırdır?

İşte  bu tutarsız karakterleri okudum ben arkadaşlar, romantik kitap olarak güzeldi, çoğu yerlerde çokça da eğlendiğim doğrudur. Aralarında ki yanlış anlamalar, kitaplar sayesinde işlerin yoluna girmesi bence kitabı güzel yapan taraflardı ama yukarda anlattıklarım bir tık daha ağır basıyor sanki. Okuyanlar fazla abarttın diyebilir ama bu tarz kitapları okurken eğlenmek isterim, beni sinirlendirsin diye okumuyorum yani. :D Yazarın kalemi akıcı, bu konuda iyi ama karakter seçimleri için biraz daha çalışması gerek.
Kitabın içinde ara ara Gavin'in okuduğu kitaptan kesitlerde okuduk, bence güzeldi. Kitap içinde kitap.^_^
Serinin devam kitabı var, devam eder miyim bilmiyorum. Seveni olduğu kadar sevmeyeni de çok. Bu zamanda o kadar para verilir mi bilemiyorum. :D O yüzden denk gelirse belki okurum, yoksa şimdilik kalsın. Bir de buradaki kız kardeş var ki onunla uzun bir zaman görüşmesek de olur. :D
Bu yorumumdan sonra almak size kalmış. Eğlendiğim yerler oldu ama şu anki fiyatını hak eden bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bir yerden denk gelirse okuyun derim ama bu tarz daha güzel kitaplar olduğuna inanıyorum. :)




Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


"... Kitabın kahramanının geçmişte yaşadığı şeyler, kitapta geçen olaylara verdiği tepkileri belirler."




Buralarda da varım^^