16 Aralık 2022 Cuma

Dali And Cocky Prince//Kore Dizi Yorumu^^

Merhabalar^^
Yıl bitmeden dizilerimi bitirme niyetindeyim, Şule ablayla beraber Netflix'e yeni bu gelen diziye başlayalım dedik. Normalde çifte kanım ısınmamıştı, oğlanı severim, hatta en son izlediğim dizisinden sonra başka partner ile uyuşturamadım ve hislerimde son derece haklıymışım. Nedeni birazdan sizlerle.
Konusu biraz farklı, aslında çift konusunda güzel olsaydı inanın çok sevdiğim bir dizi olabilirdi ama değildi. Çift yüzünden diziyi sevemedim, konusu zaten klişe kore dizileri.
Dizi 16 bölüm, her bölüm bir saat. Sanatla ilgili olduğu için seviyorsanız hoşunuza gidebilir ama sanmıyorum, baştan tablo vs. geçse de sonradan işler aileye, mirasa, entrikaya döndü.


Dali and the Cocky Prince dizisi, okul ve kitap zekası olmayan ama geçimini sağlamakta son derece iyi olan bir adam ile entelektüel ve seçkin bir geçmişe sahip ancak kendine nasıl bakacağını bilmeyen bir kadın arasındaki romantizm hakkındadır. 

Güney Kore Sineması sitesinden alıntıdır.



Kim Min Jae//Jin Moo Hak^^
Küçük yaştan çalışmaya başlayıp koca bir şirkete sahip olan Mo Hak paranın zor kazanıldığını bildiğinden paraya çok önem verir. Kardeşi yüzünden bilmediği bir tarihi eser alınca yine bilmediği bir sanat galerine borç verdiğini de öğrenir. Bunun peşine düştüğü içinde ortalık karışır.
Kim Min Jae gerçekten sevdiğim bir oyuncu, her rolünün hakkını veren nadir oyunculardan. Burada da öyleydi ama partneri ile olmamış. Bir de sürekli cahilliğinden vurmaları, üstten bakmaları çok saçmaydı, çok iticiydi, çünkü kendinden alt kademede olan kişiler Moo Hak'ı dikkate almıyor almıyor bir de sürekli çemkiriyorlardı. Şule ablayla sürekli bu kadar abartılmasına sinir olduk.
Evet sanat hakkında bir şey bilmiyor, ortalığı karıştırıyor ama dikkatinizi çekerim adam sizin üstünüz ve zengin. :P Yani paraya düşkün ama paranın gücü hakkında zerre bir şey bilmiyor. :P
Kim Min Jae'yi şöyle en güzelinden, eğlenceli(tarihi olmayan) dizilerde daha çok görmek dileğiyle^^



Park Gyu Young//Kim Dal Ri^^
Babasını kaybettikten sonra sanat galerisinin başına geçen Dal Ri borçların ve alacakların arasında kalmıştır. Babasının kaybından sonra üzülmeye fırsat bulamadan işlerin içine düşmesine üzüldüm ve öyle yardım eden kimse de olmayınca daha da üzüldüm.
Son zamanlarda izlediğim nadir karakterlerden biri oldu. Normalde her şeye süklüm püklüm olan kadın karakterlerin esas erkeğe sürekli çemkirmesi baymıştı. Burada Dal Ri baştan seviyor Moo Hak'ı hatta öyle ki daha ilk tanışmada çemkirmiyor bile. Buna şaşırdım ama devamında çok memnun olamadım.
Evet çok sakin bir karakterdi ama bu kadarda olunmaz. Çoğu olaylarda sessiz kalması cinlerimi tepeme çıkardı, kızım kendine gel cevap ver şunlara dedim ama nerdeeee -_-
Tabii yiğidi öldür hakkını yeme demişler, bazen de vurdu gol oldu olaylarda yaşadık.
Park Gyu Young'u ilk defa uzun olarak burada izledim, tatlı naif bir kadın. Bundan önce Romance is a Bonus Book dizinde görmüştüm,  orada cazgırdı asdfghjk Ki zaten diziyi de yarım bırakmıştım, pek 
hoşuma gitmedi çift, yoksa konunun kitaplarla ilgili olması güzeldi.



Kwon Yool//Tae Jin^^
Dal Ri'nin eski nişanlısı olan Tae Jin yıllar sonra Dal Ri'ye geri dönmek ister. Ülkenin en prestijli şirketini yöneten Tae Jin Dal Ri'nin başına çok işler açacaktır.
Kendisini başta hiç tanıyamadım, oysa ki en sevdiğim dizinin en sevdiğim karakteri, oyuncuydu. One More Happy Ending dizisinde ikinci erkek rolündeydi Kwon Yool. Orada o kadar tatlıydı ki burada yaşlanmış resmen. Zaten karakter olarak çok beğenmedim kendisini, başta acıdım, hatta kesin nişanı zorda kaldı da attı dedim ama işler bambaşkaydı.
Daha güzel dizilerde oyna sen ya, yakışmamışsın sen buraya. :D 



Hwang Bo Ra//Yeo Mi Ri^^
Moo Hak'ın yardımcısı olan Mi Ri dizinin en en en komik karakteriydi. Moo Hak'ı doğru yola yönlendirmesi, sonrasında yanlış kelimeleri sürekli düzletmesi çok komikti. Bir de patronuna sahip çıkması on numara olaydı.
Bir çok dizide izledim ama ilk What’s Wrong with Secretary Kim dizisinde tanıdım, orada da çok çatlak bir şeydi. :D


Hwang Hee//Joo Won Tak^^
Dal Ri'nin arkadaşı olan Won Tak bir de Moo Hak'ın kiracısıdır. Polis olan Won Tak Moo Hak ile çok iyi anlaşamaz.
Ama bu arkadaşta ev sahibi olan Moo Hak'a hiç iyi davranmıyor, sanki Moo Hak kiracı. Buna da sinir olduk, ev sahibin yaa ev sahibin. Bu nasıl dizi yavvvv -_-



Yeon Woo//Ahn Chak Hee^^
Moo Hak'ın arkadaşı olan Chak Hee ortalığı karıştıran bir adamın kızıdır. Böyle dizide şey ikinci kadın rolü yapmak istemişler ama biraz saçmalamış bence. :D
Kızı bir yerden tanıyorum ama çıkaramadım.



Sanat galerisindeki çalışanlar.
Şu yaşlı amca hariç hepsine kılım. Pembe ceketli arkadaş Moo Hak'a kötü davrandı, çemkirdi. Ortada ki kız Dal Ri'ye saldırdı sürekli, saçma bir saldırmaydı ama sonradan neden böyle yaptığını anlıyoruz.



Moo Hak'ın üvey annesi ve babası.
Kadına bir top sinir oldum, yani şu karakterlerden sonra diziyi nasıl sevebilirdim, sevdiğim biri çıkmadı be. :D Hepsi birbirinden beterdi. :P
Neden sinir olduğumu açıklayayım, Moo Hak diyordu şu işi yapmayın, engelde oluyor ama baba ve kardeş söz dinlemiyor ve işler karışıyor. Üvey annede üstüne vazife olmayan şeylere burnunu sokuyor. -_-


Resimler^^



Kıyafet seçimleri çok iyiydi dizinin, dizide tek sevdiğim şeydi. :D




Kim Min Jae lütfen böyle ceolu başka bir dizi çek, LÜTFEEEEN :D
Yakışıklı adam vesselam :D





Bu sahne çooook komikti yaa ama orada olsam kesinlikle utanırdım :D










Bu kız K-drama sektörüne karşıt biri olarak gelmiş. Nasıl ki dizi de naif bir karakterse tanıtımda da güzel giyinmiş. Hayret :D



Gifler^^


İlk tanışma mevzuları klişe olsa da güzeldi. :D
Moo Hak'ın patavatsız konuşmaları efsaneydi sdfghjklş



Daha ilk tanışmada ve kadının Moo Hak'ın yaptıklarından sonra böyle gülmesi cidden bir ilk. :D








Para para paraaaa asdfghjklş
Peki sonrası? :D








Yardımcı gibi yardımcıııı :D







Ve son^^
Benim takıldığım noktalara takılmazsanız seveceğiniz bir dizi. Evet yine entrika var, ihanet var, dram var ama ne yok biliyor musunuz? Çift çocukken tanışmıyor asdfghjk
Şaşırdık mı şu an, ben fark edince şaşırdım mesela.
Güldük, eğlendik, gelelim asıl konuya. Son 2-3 bölümü atlayarak, 1,5 hızla izlediğim doğrudur. 
Sevemedim, o enerji bana geçmedi ne yazık ki. Hele çiftin uyumsuzluğu, belki benden daha çok sevmiştir izleyenler, belki baştan önyargım vardı bilmiyorum ama geçmedi dizi bana.
Netflix'de dizi var, izlemek isteyen bakabilir, benim yorumum böyle. Bu konuyu belki başka bir çift çekseydi sevebilirdim ama yok ya karakterlerin birbirlerine olan davranışları bile hoş değildi.

Uzun lafın kısası beklentim yoktu diziden, şaşırtmadı. :D






Başka dizi yorumlarımdan görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^






 

15 Aralık 2022 Perşembe

Bir Sarmaşık Teorisi//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Merhabalaaar^^
Nasılsınız bakalım, nasıl gidiyor hayat? İnşallah herkesin keyfi yerindedir. Kitap okumalar ne alemde, nasıl gidiyor?
Bu sene güzel kitaplar okudum, onlardan biri de bu kitap. Bir İstanbul Gecesi serinin son kitabı Bir Sarmaşık Teorisi, seriye nasıl veda ettim bilmiyorum ama son noktayı koyan kitap çok çok güzeldi.
İlk kitapta Zeynep-Ayaz, ikinci kitapta Nehar-Ateş, üçüncü kitapta Bahar-Adem, bu kitapta ise Hare ve Can Bora çiftimiz vardı. Hepsi birbirinden özel, güzel, eğlenceliydi. Hepsini ayrı ayrı seviyorum mesela ama bazı karakterlerin yeri ben de ayrı. Mesela Nehar ve Ateş'i çok çok seviyorum, şimdi de Hare ve Can Bora'yı çok sevdim. O kadar tatlılar, o kadar güzellerdi ki herkesin bu çifti tanımasını isterim. :)


Ben, Hare Arıkan, aşk hakkında çok düşünmüştüm. 
Bulduğum her aşk romanını okurken de, birbirini sevdiğine emin olduğum çiftleri merakla izlerken de tek yaptığım bazı cevaplar aramaktı. 
Tasvir edilen hislerin gerçekte nasıl olabileceğini hayal etmek için çok uğraşıyordum ve uğraştıkça bütün bunlar masallardaki
Kaf Dağı gibi bir mite dönüşüyorlardı. 
Ta ki hayatıma Can Bora Sarıcalı adında bir adam dalıp bütün dengemi altüst edene dek.
Yaşadığı hiçbir şehre sığmayan ve sürekli yollarda olmayı seven köksüz, bağsız bir adamla bütün hayatını mantık düzleminde yaşamayı tercih eden, maceradan uzak durmayı seçen bir kadının ortak noktası ne olabilirdi?
 Can Bora`yı ve ona kapılırsam kıyısından düşeceğim uçurumu görmezden gelmek, bütün bunlardan uzak durmak zannettiğim kadar kolay olacak mıydı? Peki ya sarmaşıklar? 
İkimiz arasında büyüyüp bizi sonsuza dek birbirimize bağlamak için etrafımızı sararlarken onları durdurmak mümkün olabilir miydi?


Kendi halinde, Ayaz ve Poyraz'ın mekanında çalışan Hare şu anlık tek derdi işini iyi yapmak ve iş tercümesi kazanmak, zamanla kendi iş yerini açmak isteyen Hare kuzenleri, arkadaşlarıyla mutlu, huzurlu bir hayat geçirmektedir. Bir gün Ayaz ve Poyraz'ın en küçük kardeşi Can Bora ile karşılaşır ama zaten önceden tanışmışlardır.
Geçmişte yaşananları hatırlayınca daha ilk dakikada Can Bora'ya sinir olmuş olsa da sürekli gezen Can Bora'yı sık sık görmez. Ama bir gün Ayaz'ın istediği üzerine Can Bora'ya göz kulak olduğunda çok farklı biri olduğunu anlayacaktır, ta ki yine işler eskiye dönene kadar.
Hare o kadar naif bir karakterdi ki bayıldım, bayıldım. Hele Can Bora için düşündükleri, Can Bora'nın geçmişinden yaşadıklarını öğrendikten sonra onun için yaptıkları, yapmak istedikleri.. Çok güzeldi, yani elinden gelse pamuklara sarıp sarmalayacaktı ki ben bile öyle yapmak istedim.
Hare'yi cidden çok sevdim, o kadar tatlı, kararlı, düşünceli bir karakterdi ki okurken böyle bir dostumuz olsa sırtımız yere gelmez dedim. :D


Can Bora geçmişte yaşadıklarından sonra ailesinden uzakta, şehir şehir gezerek yaşamaktadır. Arada kardeşlerinin yanına geri dönse de bir kaç gün kalıp tekrardan sonradan yollara düşmektedir.
Bir gün Hare ile tanıştıktan sonra fikirleri değişse de hayatın getirdiklerinden sonra tekrardan uzaklara gitmek durumunda kalır. 
Aradan geçen aylardan sonra geri dönen Can Bora hayatının bundan sonra değiştiğinin yavaş yavaş farkına varır.
Kübra Nur'un erkek karakterleri çok güzel, çok iyi ve çok sevilesi. O yüzden Can Bora'nın aksi olacağını düşünmemiştim ama bu kadar iyisini de beklemiyordum. Tabii Ateş benim için çok farklı bir yerde ama Can Bora'da çok farklı bir yer edindi bende.
Yaşadıkları, unutamadıkları, aldığı yaralar ve o yaraların sarılması için içten içe yardım istemesi çok güzeldi ve çok güzel sevdi.
O son kısımda başına gelenleri ve yazarımızı bizi düşünerek onun gözünden yazması ve Hare için düşündüklerini okumak çok iyi geldi, daha çok okumak isterdim...
Sarmaşık dövmesi, siyah kıyafetleri, deri ceketi, asi duruşu ve ela gözleriyle unutulmayacak bir karakterdi. Hare ile de çok yakıştılar :D
Gerçek olmaması üzücü yaaa, böyle kitapları her bitirdiğimizde resmen ağlıyoruz :'(
Can Bora Sarıcalı hakkında daha ne yazsam boş, onu okumak, anlamak daha iyi olacaktır. ;)


Diğer karakterlerimizden bütün çiftlerimizi okuduk, okuyalı uzun biz zaman olmasına rağmen hepsini özlemişim ama en çok Ateş be Nehar'ı özlemişim. İnşallah en kısa zamanda tekrardan okumak istiyorum kitapları. Ve yine yazarımız bizi düşünmüş ve Ateş'in Hare ile dertleşmesinde yaşadıkları hakkında konuşturmuş. O kısımlarda çok güzeldi, okurken ağlama görüntülerim kitaba yansımış olabilir. :D
Can Bora Hare'ye Kızılcık diyordu ama bir Hare deyişi var ki akıllara zarar. Tabii Hare Can Bora'nın ağzından kendi adını duyunca bir kalıyor ama sen nasıl öyle karşısında durabiliyorsun Hare yaaa <3 Biz okurken kendimizden geçtik asdfghjklşi
Bunun yanında Can Bora Sarıcalı ne heybetli bir isim değil mi, okuyunca vay beee, bir karaktere isim anca bu kadar yakışır diyorsunuz.
Yazarımıza isim tercihleri konusunda tebrik ve teşekkür ediyorum, tercihleri on numara. <3


Bu seriyi seviyorum, tam kafa dağıtmalık, eğlenceli, hayattan bir nebze olsa da uzaklaşabileceğiniz bir kitaptı, seriydi. Bu tarz kitapları seviyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yazarla geç tanıştım ama çok güzel bir şekilde tanıştım. Kalemini çok sevdim ve aynı Betül Güçlü gibi her kitabında kendini geliştirmesini gurur duyarak okudum. Akıp gidiyor kitap, bir kere başladın mı bir bakmışsınız yüz sayfa falan okumuş oluyorsunuz.

Son kısımdaki sahneyi çok sevdim, böyle bir şey bekliyordum ama bu kadar değildi cidden. :D Ama tam beklediğime yakın bir son oldu. Oyy o kadar yazacak şey var ki spoiler olur diye yazamıyorum.
Ve son olarak çok sorulan soruya cevap verip yorumumu noktalıyorum.
Kitap seri ama ayrı ayrı okuyabilirsiniz.
Benim naçizane tavsiyem sırasına göre okuyun, çünkü önce ki kitaplar hakkında ufakta olsa spoiler yiyebilirsiniz. Bunu önemsemiyorum derseniz istediğiniz kitapla başlayabilirsiniz.

Seri sıralaması;
Bir İstanbul Gecesi
Bin Bela Bir Karanfil
Bir Bahar Akşamı
Bir Sarmaşık Teorisi

Yorumlarımı okumak için Burayı tıklayabilirsiniz. ;)

Her yorumda kapakların güzelliğinden bahsediyorum, bu sefer yine ve yeniden muhteşem değil mi kapak? Arife Şeyma Gök yine ve yeniden harika işler başarmış. <3 <3



Kitaba puanım 5/5^^





Alıntılar^^

Zaten baştan giden akıllar, hızlanan kalp atışları ve nereye uzandığı bilinmeyen dövmeler hep yasaklı konulardı.


*****

... Ben olsam seni, kahkaha attığında sesini duyabileceğim bir yere götürürdüm.


*****

Bilgi güçtür derlerdi. Ama bazen bilginin, bir şeyleri bilmenin yeryüzündeki en korkunç şeylerden biri olduğuna inanıyordum.


*****


Surlarıma kendi bayraklarını bir saniyede çekti. Ne olduğunu bile anlayamadım. Beni istila etti. Bir saniyede. Nefesim ciğerlerimi terk edip gittiğinde içime soluduğum hava bile onun askeriydi. 


*****

"Karanfil, arada bir müsaade et, senden başka şeyleri de görsün gözüm."

Alıntıya not: Offf Ateşşş yine yaktın ortalığııııı <3 <3 <3


*****

"...Ben yollara aşığım zannediyordum ama aşk öyle bir şey değilmiş."


*****

Biz zamanlar beni kendimden uzaklaştırdığı için sevdiğim yolları, şimdi Hare'ye çıktıkları için sever olmuştum.



Serimiz bu kadar^^



Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, aşkla kalın^^





Buralarda da varım^^


14 Aralık 2022 Çarşamba

Kağıttan Kalpler// Claire Contrerans Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız? Sonbahar(kışa girdik bile :D) nasıl gidiyor, okumalar ya da diziler ne alemde? Ben hızlanmaya çalışıyorum ama artık ne kadar oluyorsa. :D
Bu sefer ki kitabım okuyan herkes tarafından sevilen, satış olarak ucuz olan kitaplardan biriydi. Konusu eski aşkların alevlenmesi diyebiliriz ama bu çok farklıydı, tabii okudukça anlıyoruz bunları. Bu konu hakkında da yazacağım bir şeyler.
Genel olarak sevdim ama eksikleri vardı, beni benden alan şeyler olmadı.



Onu kaybettim. Hayır, onu kaybetmedim. Onu bir kenara attım.
O benim en yakın arkadaşımdı. Ona asla âşık olmamalıydım.
Dikkatsizdim. Onun da kalbi kırıktı.
Her şeyi doğru yaptığımı sanıyordum.
Fakat işte o burada, ona yıllar önce neden âşık olduğumu hatırlatırcasına karşımda duruyordu ve şimdi benimle çalışmak zorundaydı.
Ve bu defa onu kaybetmemek için elimden geleni yapacaktım.


Mia hayallerinin gerçekleşmesi için eski sevgilisinin olduğu şirkette çalışmak zorunda kalır. Onunla hiçbir şekilde iletişime geçmek istemeyen Mia zamanla bir araya gelmek zorunda kalacaktır.
Mia karakterini sevdim ama saplantılı bir aşkı vardı. Ha haklı mıydı, evet bazı yerlerde haklıydı çünkü kendisine yapılanlar cidden kötüydü ama sonradan artık yazar düzeltmek mi istedi yoksa zaten öyle miydi bilemedim. Ama bence kadınların duruşunu bildiğinden bir şeyleri düzeltmek istedi.

Jensen Mia'dan ayrıldıktan sonra yaşadığı şehri bırakıp gider ve başka bir şehirde yeni hayatını, işini kurar. Çocuk yazarı olan Jensen uğraşması gereken önemli konuları vardır ve hayatını bir şekilde yoluna koymuştur, ta ki eski sevgilisi, hala unutamadığı sevgilisini karşısında görene kadar.
Mia'yı unutamayan Jensen onunla tekrardan bir araya gelmek istemektedir ama işi çokta kolay değildir.
Jensen güzel sevdi, ayrılmalarının sebebini tam olarak öğrendiğimde hak veriliyor ama öyle bir lanse edilmiş ki en sevmediğim konuyu işlememiştir inşallah dedim.
Cidden sevmesi güzeldi ama Mia gibi o da çok takıntılıydı. İkisi karakterde aşırı takıntılıydı kısacası. Mesela arkadaşlarından sürekli Mia'nın ne yaptığını öğrenmiş, kendi de söylüyor bunu zaten.


Diğer karakterlerde çiftimizin ortak arkadaşlarını sevdim ama yazar illa ki işin içine abuk sabuk şeyler sokacak ya kardeşi sevmedim. Hatta sürekli bundan ima bulunmasında gına geldi, çok seviyordun onlarla ilgili kitap çıkarsaydın.
Bunlar dışında orta kısımda olanlar çok çabuk olmadı mı dedim okurken, daha sakin ya da biraz daha ağırdan alınarak işler devam etseydi güzel olurdu.
Sonradan olanlar güzeldi ama Mia'nın sürekli tereddüt etmesi sırf kitap uzasın diyeydi. 
Yani kısacası kitap güzeldi ama anca üç buçukluk bir kitaptı. Daha mantıklı olaylar olsaydı ya da güzel yazılsaydı güzel bir kitap olabilirdi ama değildi.

-Spoiler başlangıcı-
Şimdi yazacaklarımı yazmam gerekiyordu, yani aldatma vardı ama daha farklı bir şekilde. Yazarın bunu adam gibi yazmaması çok saçmaydı. Jensen ile Mia ayrılıyorlar ve Jensen gidip başka biriyle birlikte olup kızı hamile bırakıyor. Sonra Mia'ya anlatıyor, ayrılıyorlar çünkü Jensen çocuğunun annesiyle evlenmek zorunda kalıyor. Hatta sonradan diyor ki eğer çocuk mevzusu olmasa evlenmem falan diyor. İşte burada aldatma yok diyorum ama yazarın böyle üstünkörü , yarım yamalak yazması çok saçmaydı, tamam beklet ama güzelce de anlat olayları, yani gerçekleri aralara serpiştirmiş resmen ve bizim yapbozu birleştirmemizi istemiş.
Mia'ya hak verdim çünkü birbirlerini çok seviyorlar ve anlıyorlar. Böyle bir darbe yemesi zor olmuştur ki Jensen'i sürekli görmezlikten gelmesi çok haklı bir gerekçe.
-Spoiler  bitişi-


Kitabı çok aman aman bulmasam da Jensen'in köşe yazıları, çocuk kitapları bence en iyileri arasındaydı. Son kısımda güzeldi mesela.
Merak ediyorsanız uygun fiyatlı alabilirsiniz, tabii pdf'te okunabilir.
Bu arada kitapta yetişkin içerikli şeyler var ona göre alabilirsiniz. ;)




Kitaba Puanım 5/3,5^^


Alıntı^^

"Beni onunla birlikte gördüğünde birlikte olduğumuzu düşünerek hissettiğin o acı var ya? O acıyı beş yıldır hissediyorum. Çünkü sen beni görmezden geldiğin zamanlarda bile ben sana bakmaya devam ediyordum. Her zaman oradaydım...."


*****


Belki ruhlarımızın parçalarını gerçekten de sevdiğimiz şeylerde bırakıyoruzdur. Belki de bütünüyle kaybolmuşuzdur fakat bana baktığı o ilk andan itibaren kendimi bulunmuş gibi hissediyorum.




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^

8 Aralık 2022 Perşembe

Virtues Of The Villainess//Webtoon Yorumu^^

Merhabalar^^
Yine bir webtoon yorumumla geldim ama bu sefer ki harikaydı, HARİKAAAA^^
Kitap okumayı seven var, yakışıklı, karizmatik ve zihin okuyan prens var, eğlence var, bol bol aşk var. Var da var diyorum yani. Ben okurken aşırı eğlendim, o kadar güzeldi ki sadece konu değil çizimlerde çok güzeldi.
Yani bir daha okusam sıkılmam ki sırf çizimlere bakmak için okurum yani. <3



İki asil Markiz’in kızları Ginger Torte ve Lerajie Atlanta ömürler boyunca düşman ve rakiplerdir. Ginger’ın nişanlısı Kishon Mickelson, Lerajie tarafından çalındığında, Ginger artık canına yettiğine karar verir!
Ama bir gün, Ginger tuhaf bir romanla karşılaşır – Lerajie’nin baş kahramanı olduğu ve kendinin de kötü kadın karakter olduğu bir romandır bu! Bunu görmezden gelmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır ancak işler romanda yazıldığı gibi ilerlemeye başladığında, kötü karakter olarak kötülük dolu geleceğini değiştirmek için romana güvenmekten başka seçeneği yoktur.
“Bu kaderi hak etmek için tam olarak ne yapmış olabilirim?! Neden kötü kadın olmak zorundayım? “
Romanın erkek ana karakteri olan gizemli Prens Izana’ya gelelim. Yıllarca Tapınak Kulesi’nin derinliklerine babası Kral Astor tarafından hapsedilen Kral Izana, sonunda babasının vefat ettiği gün, gün ışığını görür. Ancak romana göre, Lerajie’ye aşık olacak ve Ginger’ı kendi sefaleti içinde yüzmeye bırakacaktır!

Konu Hayalistic sitesinden alıntıdır.



Prens Izana, gerçek insanlardan sonra webtoon karakterine düşmediğimiz kalmıştı o da oldu iyi mi?
Giyinmesi, yürüyüşü, Ginger'a davranışı ve zihin okuması. O kadar tatlıydı ki, bir de zihin okuduğunda bozuntuya vermemesi en sevdiğim kısımlardı.
Ve en en sevdiğim şöyle bağrı açık dolanması :D O kadar asil duruyordu ki, bir de yakışıklı <3




Ginger'da Izana kadar çok iyiydi. Diyorum ya çizimler çok iyiydi ki giydiği kıyafetler, bakışları, eğlenceli halleri de çok iyiydi.
Sırf bu yüzden bile okunulur yani, bir de Izana için yaptıkları çok komik ve romantikti asdfghjk




Bu arkadaş Izana'nın yardımcısı ama altında çok fazla sır var. Bir şey demeyeceğim, dersem spoiler olur. :D




Şu hareketlere bakar mısınız, o ceket omuza öyle mi atılır vicdansızın prensi asdfghjkl






Bir de kedi sever kendisi, kitap okumayı da seviyor. Şimdi sevilmesinde ne yapılsınn. <3



Ginger webtoon boyunca çok güzel kıyafetler giydi ama bu başkaydı yaa <3








Hayallerdeki sahne^^



Bu tarz webtoonlar okumak isteseniz de istemeseniz de ben her şeyiyle öneriyorum. Cidden çok sevdim. 71 artı ek bölümler var, yurtdışında ek bölümler tamamlanmış ama Türkçe çevirisini hiçbir yerde bulamadım, ben de yabancı bir yerde bulup okudum. İnşallah kısa zamanda bizde de çeviri gelirde tamamlarım hikayeyi.
Onun dışında bir ara hikaye aşk üçgenine mi dönecek dedim ama çok şükür öyle bir şey olmadı. Bunu gönül rahatlığıyla söylüyorum. ;)
Ben yine Hayalistic sitesinde okudum, çeviri, editörlük yine üst düzeydeydi. Tercih edebilirsiniz. ;)
Diğer Webtoon yorumlarımı okumak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz. ;)




Başka yorumlarım da görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^