30 Aralık 2023 Cumartesi

Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü//Julia Quenn Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
İki gün önce bitirdiğim kitabın yorumunu hemen yapmaya başladım, çünkü unutuyorum arkadaşlaaaar!! :D Bir de çok sevmediğim, hissiyatı olmayan kitapları daha çabuk unutuyorum ne yazık ki. Mesela şimdi bile ne yazsam diye düşünüyorum.
Kitabın yazarından ve okuyan herkesin sevmesi sebebiyle uzun zamandır almak istiyordum. Tek kitaplık bir seri gibi, yani erkek karakterimizin kardeşleri var belki onların kitapları vardır, bilemeyiz. Araştırmam lazım sdfghjklş
Kitabımızın konusu çok açıklayıcı değil, tamam gerekli şeyler yazıyor ama benim aklıma vs bir şey gelmedi açıkçası. O yüzden de konu olarak bir beklentim yoktu ama yazar ve genel olarak konuya bakınca illa ki bir şeyler akla geliyordu. O yüzden dedim güzel olur belki ama inanın hayal kırıklığı yaşadım, beklediğimi bulamadım ne yazık ki. :/

Bayan Miranda Cheever, henüz on yaşındayken, muhteşem güzelliği dair hiçbir iz taşımıyordu. Taaki, yakışıklı ve gösterişli Vikont Turner, onun bir gün büyüyüp çok güzel bir kadın olacağını söyleyene dek..İşte o zaman Miranda, bu adamı sonsuza dek seveceğini biliyordu..Oysa ilerleyen yıllar Miranda için ne kadar kolay olduysa, Turner için de o kadar acımasız olmuş, önemli bir kaybın altında ezilmiş, yalnız ve acı çeken bir adama dönüşmüştü.Fakat Miranda yıllar önce günlüğünün ilk sayfasına geçirdiği bu gerçeği asla unutmadı..Kaderi olan bu aşkın, parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin vermeyecekti...


Miranda arkadaşı Olivia ile çok iyi arkadaştır, onunla yediği içtiği ayrı gitmez. Olivia’nın doğum gününde ilk defa Turner’ı gördüğünde ve o gün yaşananları anlattığında Turner’ın söyledikleri ona çok iyi gelmiştir ve tavsiye ettiği günlük yazma işine girişmiştir. Daha o ilk karşılaşmadan Turner’a aşık olan Miranda yıllar sonra tekrardan karşılaştıklarında Turner’ın hayatı çok değişmiştir.
Miranda’yı aşkı konusunda çok sevdim, aşkına çok güzel sahip çıktı ve sonrasında da yaptıklarına çok kızdım. Çok çabuk kendini teslim etti, tamam evlenmeyi düşünmüyorsun ama bu kadar da olmaz beee.
En son kısımdaki tavrını beğendim, hak etti çünkü Turner bey -_-

Turner genç yaşta aşık olup evlendikten sonra hayatı tepe taklak olur, eşini kaybettikten sonra iyice kabuğuna çekilen Turner gelecek hayatında ne aşık olmak istemektedir ne de evlenmek. Miranda ile sık sık zaman geçirdikçe aslında çok farklı bir kişi olduğunu düşünen Turner zamanla onu başka türlü istemeye başlar ama aşık değildir.
En sonunda işler karışır ve yaptıklarından sonra aklı başına gelsin diye yine saçmalar.
Turner geçmişte yaşadıklarından sonra yaralı bir karakterdi, yani hemen güvenmesi vs. cidden kolay değildi ama Miranda’ya yaptıklarından sonra adam gibi adam olabilirdi ama olmadı. O yüzden gözümden düştü, sonradan aklı başına gelse de hayır kabul etmiyorum.
İşte bu kısımda yazar çok farklı şeyler yazabilirdi. Ne bileyim arada kıvılcımlar olsaydı ama işler başka bir boyuta gitmeseydi.
Hani zaten ben yaralı bir adamım, başka kadınında bu yaraya ortak edemem deyip biraz daha arada zaman geçmeliydi. Miranda’yı fark edip sonrasında yaşadıklarından sonra olmaz deyip yıllarca ayrı kalabilirlerdi. Böylece konu güzel olabilirdi. İşte yazar hooop bütün her şeyi oldu bittiye getirdiği için ortada bir aşk yoktu, yani başta yoktu. Sonradan olsa ne olacak ki baştan o aşkı hissedemedikten sonra.
Miranda’ya davranışı, düşünceliyim deyip ortada bırakması cidden çekilir bir karakter değildi. İki karakterimizde de olumlu bir enerji alamadım. Yine de Miranda’yı Turner’dan daha çok sevdim.


Ufak bir Olivia karakterine parmak basıp geçeceğim. Yani bu karakter Miranda’nın arkadaşı, dostu muydu, yoksa sırf yalnız kalmamak için yanında taşıdığı bir arkadaşı mıydı anlamadım gitti.
Yani davranışları çok değişikti, nasıl o aşkı hissedemediysek Olivia ve Miranda’nın arasındaki aşkı da anlamadık gitti. Miranda’da kendi çapında varlıklı ama bazen Olivia’nın tepeden baktığını düşündüm. Mesela Bridgerton serisinde Penelope ve Eloise’in arkadaşlığı çok güzeldi, yani davranışları bile arkadaştan çok kardeş gibiydi ama burada yoktu o his.

Genel olarak toplarsak cidden hayal kırıklığı yaşatan bir kitaptı, yazarın kalemini sevsemde bu tarz hatalar yapması üzüyor beni. Sanki Rüyalar Gerçek Olsa ve Yüreğe Söz Geçmiyor kitaplarını başka biri yazmış. Tamam Son Söz Aşkın ve En Çok Beni Sev’de iyi değildi, bakın eh işteydi demiyorum, iyi değildi diyorum ama iki tane çok güzel kitap yazmasına rağmen böyle duygudan yoksun karakterler yazmasına şaşırdım açıkçası.
Sonrasında olaylar geliştiğinde Turner’ın ailesinin bazı şeyleri öğrenmemesi ya da nasıl tepki vereceklerini merak etmemize rağmen üstünkörü yazması hoş değildi. Kitap yarıya kadar aile evinde geçiyor ama bir anda çiftimiz onların yanından ayrılıyor, sanki hiç var olmamış gibi hayat yaşıyorlar. Şaka gibi asdfghjkl
Ve Miranda’nın babası :D Cidden değişik. :P
Bir konuda için ilk defa yazar bunu yapmış olsun dedim ve oldu ama sonradan yazar hemen araya bir şeyler sıkıştırayım da çiftimiz anlasın birbirine delicesine aşık olduğunu dedi. Hiç beğenmediğim o kısmı, ondan önce bazı şeyler anlaşılmalı ve söylemek için çekinmeliydiler.
Bir de Miranda’nın sürekli güzellik mevzusu ortaya atıldı, tamam kız güzel değil ama zekasıyla etkilesin. Ama o da olmadı, işte Turner şuyu güzel, buyu güzel dedi aşık oldu. Eeee zekası? Ondan bile bahsedilmedi ya da ne bileyim yüzü güzel değil ama vücudu güzel falan densin sdfghjkl Yani güzel değilim dedi, herkes de ayıp olmasın diye hayır, çok güzelsin dedi asdfghjklş
(-Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, demiş ki bu güzellik algısından bıktım- modundayım awsedrftghjklş)
Karakter güzel değil anladık, yeter -_-


Kısacası sevemedim, başta diyorum ya ne okuduğumu bile çok az hatırlıyorum. Yani neden böyle güzel konuyu böyle yazarsın ki? Tamam çok orijinal bir konu değil, tam bir klişe ama klişeyi bile güzel yazmak var arkadaşlar. Yazar onu becerememiş. :D
Ben de şu an düşündüğümde ne yazabilir diye aklımdan geçirdim, benimde aklıma bir şey gelmedi ama illa ki daha güzel bir şey çıkardı.
Ne bileyim kıskançlık mevzusu daha çok olsaydı, Turner Miranda’yı yavaş yavaş fark edip bu kız başkasıyla evlenirse üzülürüm ben moduna girseydi güzel olmaz mıydı? Sap gibi ortada bıraktı gitti akıllı. -_-
Ben büyük ihtimal akıllanmam yine yazarı çok övülen bir kitabını alırım şaşmaz ama böyle hayal kırıklığı yaşadıkça üzülüyorum yaa. :/




Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntılar^^


"Oldukça tuhaf bir espri anlayışın var biliyor musun," diye mırıldandı.
"Öyle mi?"
"Evet, ama en çok sevdiğim özelliğin de bu, bu yüzden sakın değişme."


*****

Winston'la evlenmeyi düşünmek için ortada birçok mükemmel sebep olmasına rağmen evlenmemek için de bir tane itici sebep vardı, o da tam önünde duruyordu işte.
Eğer Miranda aşık olmadığı birisiyle evlenecekse, bu onun aşık olduğu adamın erkek kardeşi olmayacaktı.


*****

Ona doğru kaçamak bir bakış attı. O kendisine bakmıyordu. Bakmıyordu ama şüphesiz bakmaktan kaçındığı için değil. Sadece bakmıyordu işte.




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Elinizi korkak alıştırmayın.^^ :D