15 Nisan 2024 Pazartesi

Aşk-ı Memnu//Halit Ziya Uşaklıgil Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu yıl her ay bir klasik okuma planım vardı, Ocak ayını güzelce atlattım, Şubat ayında Nurhayat ile ne zamandır planladığımız Aşk-ı Memnu okuyalım dedik, hatta grup kurup bir sürü okurla okuyalım dedik ama arkadaşlar işler öyle yürümedi.
İlk olarak kitap dizi gibi değil, iyi ki değil. Sonrasında sadeleştirilmiş metin olmasına rağmen çok zor okundu. Günde kırk, elli sayfa okuyordum ama okumam gereken kitaplar olunca düzenli devam edemedim. Onunda çözümünü bulup sesli kitap olarak dinlemeye başladım.
İşte o daha da sıkıntılıydı, çünkü onda okunan kitap orijinal metindi haliyle dinleyince bu ne oldum ama öyle ya da böyle bir buçuk aya bitti. Tabii okumadığım zamanlar çok oldu. :D
Ve ilk izlenim olarak kitap çok fenaydı, Behlül çok çok fenaydı.
İnanın görsel olarak rahatsız edici şeyler olsa da dizi kitaptan daha usturupluymuş. :D


Yirminci yüzyıl başında İstanbul’da, Batılı yaşam tarzını benimsemiş bir toplum katında geçen gönül macerasını konu edinir. Her bir karakterin özel bir hayat yaşaması romanın başlıca özelliği sayılır. Öte yandan bunlar tarihimizde bir dönüm noktası olan Batı’ya açılışın insanlarıdır, ama ne kadar Chopin çalsalar, Alexandre Dumas okusalar, redingot giyseler de düşünce ve duyarlıklarıyla bizim insanlarımızdır.

Karakter analizi ile devam etmeyi düşünmüyorum. Daha çok kitapta gerekli gördüğüm şeyleri ve yorumu yazıp bitirmeyi düşünüyorum.
Normalde klasiklerin yorumlarını yazmıyorum, Instagram hesabımdan paylaşıyorum ama bu kitabımı yazmak istedim.

Kitap güzel başladı, tamam zor okundu falan ama bırakmak istemedim. İlk olarak Yöreoğlu ailesini, kimin ne olduğunu anlatıyor yazar. Oyy buraları okurken sıkıldım yalan yok, çünkü çok detay veriyordu yazar. Sonrasında konu konuyu açtıkça Ziyagil ailesi, kimin kim olduğu vs. diye devam etti.
Yani direkt olaylara girmesi baya bir yavaş oldu.
Bununla beraber işler hızlı ilerledi tabii. Bir kaç olaylar vs. derken baktık Bihter ile Adnan evlenmiş.
Bu kısımda aynı dizideki gibi Bihter çok yumuşak başlı ve Nihal'e çok iyi davranıyor ama nabrut Nihal öyle mi?
Ama onunda hakkını yemeyelim, o da babası mutlu olsun, evde huzursuzluk olmasın diye çok şeyden feragat etti. Bence Bihter Adnan'ın zenginliğini o kadar düşündü ki çocukları unuttu, sonra evlenince kabullenmekte zorlandı. Adnan çocuklarına zaman bile ayırmıyordu, dizide öyle mi? Resmen Nihal konağın hanımı gibiydi asdfghjkl
Evet Nihal sürekli dirsek gösteriyordu ama ilk zamanlarda çok iyi anlaşan karakterler okuduk. Ne oldu da işler çığırından çıktı anlam veremedim açıkçacı.


Sonrasında Bihter ve Behlül arası aşırı saçmaydı ya. Bir kere Bihter öyle dışlanmalar vs. yaşamadan direkt ben çok büyük hata yaptım, aşksız evlilik çok kötüymüş, gençliğimi bu kocayla mı geçireceğim diyor.
Dizide bir sürü olay oluyor Bihter'in Behlül'e yanaşması için. O yüzden kitapta direkt benim canım sıkıldı, hadi aldatayım mod aşırı saçmaydı. Klasik ama yazarın aklında ne varmış anlamadık gitti. :D
Sonrasında Behlül'ün mevzusu. Adam resmen evli barklı kadınları, hatta yaşlı kadınları nasıl baştan çıkarsam diye kafa yoruyor.
Dizide Peyker'le eski sevgililerdi, yani Peyker'in kocasından önce ama kitapta Behlül resmen evli ve çocuklu kadına yürüdü yaa asdfghjk
Sonra az daha genç olsa Firdevs hanımla bile olurdu, öyle bir kafada karakter. :D 
O yüzden dizideki Behlül kitaptaki Behlül'den daha az Ş... sdfghjklş


Genel olarak diziyle, kitap aynı gibiydi. Esas olaylar birebir var dizide. O yüzden çok yabancılık çekmiyorsunuz. Tabii izleyenler için. İzlemeyenler bu ne ya diyor haliyle.
Ve en önemli hususu belirtmek isterim, Behlül Adnan'nın kitapta daha uzak bir akrabası gibi. Şu an tam hatırlamıyorum ama okuduğumda bu kadar mı uzak falan demiştim.

Genel olarak bağlarsam yaşanan yaşandı, atılan kazıklar fenaydı. Olaylar çok hızlı gelişti ve en sonunda olanlar oldu.
Sürekli diziyle kıyaslama yapıyorum ama bence Bihter kitapta öyle bir son istemedi. Yani bir anda her şey oldu bitti. Okuyanlar ve izleyenler ne demek istediğimi anladı bence.
Kitapta Adnan kötü biri değildi, dizideki gibiydi. Tabii sonradan aklı başına geldi evlilik konusu falan ama en son çıkan filmindeki gibi kötü değildi. Orası cidden abartmış.
Filmi izlemedim, kesitlerine baktım oradan biliyorum.


Uzun lafın kısası çokta okunacak bir kitap değildi.
Ben lisede okumuştum ama günümüz Türkçe ile değildi. Belki daha kolay okunur falan diyordum ama ne yazık ki öyle olmadı. Sesli dinlemek daha güzeldi ama o da aynı ilk okuduğum kitap gibiydi, bazı kelimeleri anlamadım bile. Olaylardan bir şeyler çıkarmaya çalıştım sadece.
Kitapta diyaloglar güzeldi, okurken sıkmadı ama diğer türlüsü o kadar çok sıktı ki bazı yerleri atlamış olabilirim. :D
Şimdi eski, siyah beyaz çekilmiş dizisi var. Onu izlemeyi düşünüyorum.
Tabii uygulamasında ücretsiz izleyebilirsiniz. :)
Klasiklere puanlama yapmıyorum.
Alıntıda yok :D



O yüzden yorumumu burada bitiriyorum^^
Okuma etkinliğine katılan herkese teşekkür ederim. Bakalım onlar bitirmiş mi? :D




Yeni yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^




1 yorum:

  1. Tekrarını defalarca izlediğim bir dizii. Bence birçoğumuzun da öyledir :D Kitabını okumayı hiç düşünmemiştim ama şimdi yazını okuyunca iyi ki okumamışım diyorum. Dili biraz ağır olan, anlamını bilmediğim kelimelerin çok olduğu kitapları okurken dikkatim çok dağılır benim :) Ama eski versiyonunu merak ediyorum belki onu izlerim.

    YanıtlaSil

Elinizi korkak alıştırmayın.^^ :D