24 Nisan 2024 Çarşamba

Çirkin Ördek Yavrusu//Kübra Nur Kitap yorumu^^

 Merhabalar^^
Uzun yıllardan sonra ilk defa Ramazan'da bu kadar kitap okudum aa dostlar. :D Bu kitap ile beraber üç kitapla Ramazan'ı bitiriyoruz ki daha bitmesine beş gün var.
Yine de arayı baya açtım, yani iki-üç güne bitmesi gereken kitapları bir haftada okudum resmen.
Yine de yoğunluk, misafir vs. derken bence normal.
İşte bu kitapta onlardan biri.
Kübra Nur'un eski basım kitaplarını topluyordum. En son üç kitaplık serisini toplamış, sonrada tek olan kitapları almıştım.
Bu da onlardan biri. Okuyanlar çok sevdiği için merak ediyordum, çünkü çiftimiz sürekli diğer kitaplarda geçiyordu. Hangi kitaplarda geçtiğini sonradan size yazacağım inşallah, heyecan olsun biraz. :D
Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumu okumak için Tık Tık!


Bu hikâye, şişman olduğu için çirkin damgası yiyen bir kadının zayıflama macerasını anlatmıyor. Bu hikâyede esas kızımız diş tellerini çıkarıp dünyanın en güzel kadınına dönüşmüyor ve birilerinden intikam almıyor. Hayır, bu hikâyede şişe dibi gözlükler takan bir karakter de yok. Bu bhikâyede yalnız ve yaralı bir kadın, bir de onun rengârenk iç dünyası var. Ayrıca bu hikâyede herhangi bir 'bad boy' yok. Bu hikâyedeki esas oğlan aşırı kaslı bir mafya babası da değil. Bu hikâyedeki esas oğlan kimsenin göremediğini gören bir kahraman.


Damla işinde başarılı, herkes tarafından sevilen bir dergi fotoğrafçısıdır. Herkes tarafından sevilse de Damla aksi düşünüp kendini pek beğenmez. Bu yüzden uzun zamandır platonik takıldığı Emre'yi her gördüğünde konuşmakta zorlanır, daha çok kendini ön plana atamaz.
Başına gelen bir olaydan sonra tanıştığı Meriç ise olanları görünce ona yardım etmek ister.
Kader bu ya Meriç komşusudur ve Emre ile akrabadır.
Meriç'in yardımıyla bir şeyler olurken gerçekten istediği bu mu o mu düşünür.
Damla çok tatlıydı ama geri planda kalması ya da kendini ifade edememesi sıkıntıydı, üzdü. Yani neden böyle olduğunu en son öğreniyoruz ama başlarda pek anlayamadım. Yani çok başarılı biri ama neden böyle olduğunu, neden her anlamda geri planda kalması başta çok anlamsız geldi. Sadece güzel değilim deyip durdu, bir özgüvensizlik var ama neden? Ya da neden çok fazla böyle bahsedilmedi anlamış değilim.
Bu yüzden Damla karakterimizi anlamak benim için zor oldu, anlattıklarından önce tabii.


Meriç, zor durumdan kurtardığı kadının birkaç kez daha görünce ve gözlemleyince neden böyle yaptığını, neden geri durduğunu anlamaya çalışırken bir anda Damla ile Emre'nin arasını yapmaya çalışacaktır ama işler hiçte istediği gibi gitmez.
Meriç çok tatlıydı ya, Damla'yı sürekli kızdırması, ona yardım etmesi ama anlamaması aşırı komikti. Yine de bazen üstüne gidince yaşananları düşününce Damla'ya üzülmedim değil.
Ama Meriç'in kısmına gelene kadar kitabı eh işte bulmuştum, Meriç'ten sonra kitap resmen şaha kalktı asdfghjk
Çünkü Meriç yaaaa <3
Bunu spoiler olarak yazacağım, o yüzden bu kadar yeterli.
Sadece Meriç senin o güzel kalbini sevsinler... <3


Bir de Naz'ımız var.
Büyümüşte küçülmüş resmen ve inanın ki büyüklerden daha mantıklı konuşuyor kendisi. :D
Tabii kendisinden akıl alan var mı?
Yok. :D
Kendisinin kitabı var mı hiç bilmiyorum, varsa yazsanıza bana. :)
Yazarın sevsem de yeni yeni kitaplarını tanıyorum.


Damla ve Meriç'i ilk Rüzgargülü kitabında okudum, o kitap çiftimizin çocuklarının kitapları ve onları da sık sık okuyoruz haliyle. Ben bilmiyordum tabii, sonran bu kitabın karakterleri olduğunu öğrendim. Hemen almak için aramalara başladım haliyle.
Bundan önce okuduğum Son Çarem kitabından da geçiyorum Damla ve Meriç çiftimiz, ondan sonra  zaten sıradaki kitabım bu oldu.
Anladığım kadarıyla bütün serilerin başlangıcı bu kitap ve çiftti. :)


-Spoiler Başlnagıcı-

Şimdi ben beklentimi yüksek tuttuğum için konuyu çok kafama takmadım, zaten arka kapakta da pek bir şey yazmıyordu ama arkadaşlar bunu da beklemiyordum.
Yani Damla'nın Emre'ye karşı olan hayranlığı bir yere kadar tamamdı ama kitabın iki yüz sayfasını kaplaması aşırı moralimi bozdu. Yani birden Emre'den vazgeç Meriç'ten hoşlan demem tabii ki ama en azından Meriç'le zaman geçirdikçe Emre'ye olan duygularından az da olsa şüphelen be Damla dedim.
Doğrusu Meriç'in kısımana kadar bu mu dedim ama Meriç'in kısmı okuyunca vay bee dedim, bu nasıl aşk!
Adam hemen aşık oluyor, sevdiği kadın üzülmesin diye neler neler yapıyor ve o sondaki buluşma.
İşte bu yüzden kitabı sevdim.
Meriç'in Damla için söyledikleri çok güzeldi mesela. Damla kendini beğenmezken Meriç'in onu sürekli güzel bulması. <3
300 sayfalık bir kitap, şöyle 320'lik olsaydı da çiftimizi daha çok okusaydım. Çok çabuk sevgili olup, çok çabuk bitti kitap. Üzdü.

-Spoiler Bitişi-


Beklentim çok yüksekti kitap için ama iki yüzüncü sayfaya kadar kitap beni üzdü açıkçası ama Meriç'in kısmına gelince... -Çok kalp annecim-
İşte o kısımdan sonra kitaba bayıldım, bayıldımmmm
Yani bir adam bu kadar mı güzel sever, bir yazar erkek karakteri bu kadar mı güzel yazar bilemedim.
Cidden Kübra Nur'un kitaplarındaki erkek karakterin kısımları çoook güzel.
Bundan önce ki kitabında da erkek karakterin kısmını çok sevmiştim.
Burada da kitabı sevdiren Meriç ve duyguları oldu. Tabii sonradan olanlarda.
Kısa olduğu için üzülmüş olsam da ben sevdim. Yazarın yaşını ve ne zaman yazığını düşünürsek ve en önemlisi şu an çıkan kitaplarını göz önüne alırsak bence çok güzel bir kitaptı.
Kübra Nur biliyor bu işi... 👏👏👏
Şimdilik biraz ara vermek istiyorum Kübra Nur kitaplarına ama ben kendime güvenmiyorum, canım istedim mi alır okurum. Sonuçta okunmamış bir sürü kitabı var elimde. 😏😏



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


Keşke dedim, insanların daha düşünceli olduğu bir dünyada yaşasak. İnsanlar kalp kırmak için bu çabalamasa. Keşke kalp kırmanın, bir insanı üzmenin ne kadar beter bir şey olduğunu herkes anlasa.


*****


Gecenin sonunda evime ağlayarak ve umutsuz bir vaziyette dönmem. Çünkü biliyordum ki bu defa yalnız olacaktım. Ve yalnızlığım, kalp kırıklıklarımı taşıyabilecek kadar güçlü değildi.


*****


"Gerçek tutkumu bulamazsam yapacağım hiçbir şeyi yeterince iyi olamayacağını hissediyorum."


*****


Hayat, bazen canımızı yakacak kadar yavaş ilerlerken bazen de ne olduğunu anlayamayacağımız kadar hızlanıyordu.


*****

Hayatımda gördüğüm en mavi, en iri, en güzel gözler karşımda duruyordu. Ve ben onlara bakarken, bu anı zihnimde defalarca başa sarıp oynatacağımı bilmiyordum.
(Meriç'ten)


*****

Yüzümde ne zaman belirdiğini hatırlamadığım yarım bir tebessümle izlemeye başladım Damla'yı... İzlediğim en güzel filmdi.
(Meriç'ten)


*****

Ona dair her şeyi merak ediyordum, ona dair her şeyi bilmek istiyordum ve bunun için bana istediği kadar kızabilirdi. Umurumda değildi.
(Meriç'ten)


*****

Her güzel yol bizi mutlu bir sona götürmez. Bu, hayatın ne yazık ki acı gerçeği.


*****


Sevdiğiniz biri gözlerinizin önünde böyle üzülürken ve sizin elinizden hiçbir şey gelmezken, hayat tam bir kabusa dönüşüyordu.


*****


Dünya için güzel olmanıza gerek yoktu, sadece doğru insan için güzel olmalıydınız. Hepsi bu.





Bir yorumda böylece biter, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle, aşkla kalın^^



Buralarda da varım^^




1 yorum:

  1. Akıcı ve kitabı sevdiren bir anlatıma puanınız şaşırttı beni 5/3,5
    Kitabı almaya niyet ve vazgeçiş =)

    YanıtlaSil

Elinizi korkak alıştırmayın.^^ :D