Martı yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Martı yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2019 Cumartesi

Bir Tutan Aşk//Bennu Yar Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Seneler önce elimize geçen kitaplardan biri oluyor Bir Tutan Aşk. O zaman kitabı incelediğim zaman yazı puntolarına baktıktan sonra okumaktan vazgeçmiştim, şimdi ise bu tarz kitap okuma isteğim olduğu için başlamak istedim. Kitabı sevdim, kalın ve küçük yazılı olmasına rağmen kolay okunan bir kitaptı. Çok çok iyi diyemem ama çok çok kötü bir kitapta değildi. 

Ailesinin dik başlı, haşarı kızı Zeynep… Deniz fenerlerine tutkun, avukatlığı bırakıp hayallerinin peşinden mutfağa giren, iri kahverengi gözlü, kendisi gibi asi olan kıvırcık saçlarıyla acemi bir şef adayı… Amerika'da büyümüş, yakışıklı, dövüş sevdalısı Kerem…
Hareli yeşil gözleri, yanağında gamzesi, işkolik olmasıyla ünlenen usta bir şef… Bir telefon konuşmasıyla başka yerlere savrulan iki farklı hayatın aksi tesadüflerle ortak bir "aşk"ta buluşması…
İşte bu "Bir Tutam Aşk"ın dile gelmiş hali… Kader onları başka ülkelerden, şehirlerden koparıp İstanbul'da, lüks bir restoranın mutfağında birleştiriyor. Bol baharatlı, soslu, tarçınlı, balkabaklı, acılı, ekşili bir romana hoş geldiniz. Şimdi dumanı üstünde tüten sıcak bir kahveyle tarçınlı kurabiyelerinizi alıp koltuğa kıvrılmanın zamanı.
Hepinize keyifli okumalar.

Konuyu da okuduğumuza göre karakterlere bakabiliriz.  Zeynep ailesinin zoruyla hukuk okunduktan sonra kendi isteğinin peşine düşer ve aşçılığa merak salar. Bir sene boyunca para biriktirip, ailesini zor ikna ederek İstanbul'da olan yemek okuluna yazılır. Üniversiteden arkadaşından biri olan Derya ile tuttukları evde oturan Zeynep para sıkıntısı çeker ve hocasının yardımı ve sakatlığı sayesinde çalışacak bir yer bulur. Klasik olacak ama o günden sonra Zeynep'in hayatında büyük değişiklikler baş gösterecektir.
Amerika'da büyüyen ve işine orada devam eden Kerem abisinin ve yengesinin temelli İtalya'ya taşınma kararından sonra İstanbul'daki restoranın başına geçer. Burada işleri yoluna koymaya çalışan Kerem çalışan aramaya başlar ve imdadına yemek okulundan gelen Zeynep yetişir. Böylece çiftimiz bir arada. Doğrusu klişe ama sonradan olanlar çok farklı olduğu için çokta klişe diyemeyeceğim, ya da klavyem yazamıyorum klişeyi. Neyse. :P


Karakterleri sevdim, doğrusu beni yormayan bir kitaptı. Yormayan derken ruhen yormadı ama bedenen pert oldum. Çok ağır bir kitaptır kendisi, 640 sayfa nedir arkadaşlar? Yazar kaç ayda yazdı bunu diye düşündüm yani. Bir de bunun editörden geçmesi, son okuma yapılmadı vs. Doğrusu büyük başarı yani, zaten editöre soracağım nasıl kalktın bunun altından diye, çünkü editör benim çok sevdiğim bir insan ve ablam. Gidip hemen mesaj atayım da kitabın dedikodusu yapalım.  :D 
Nerede kalmıştık, ha ruhen beni yormadı dedim. Şöyle ki 'klişe diyemeyeceğim' dediğimde tam da bu konu hakkında bahsetmiş oluyorum. Çiftimiz arasında saçma kıskançlıklar, saçma kavgalar olmadı. Zaten 400 sayfada anca açıldılar, geri kalan kısımda da bol bol aşklarını okuduk ve doğrusunu isterseniz, ne hikmetse bu kısımları okurken hiç sıkılmadan. Hani şeytan tüyü mü var derler yaa bu kitapta öyleydi. Yani bir 200 sayfa daha olsa okunur diyorum. Bu zamana kadar ilk defa böyle bir şeyle karşı karşıya kaldım, ilginç. Ve okuduğum yorumlara bakacak olursak herkes öyle diyor. Demek ki saçma kavgalar, kıskançlıklar olmadan kitaplar daha güzel oluyor ve sıkmadan okutuyor.


Tabii bunlar yok diye dört dörtlük bir kitaptı da diyemeyeceğim. Beni o kadar rahatsız eden durumlar vardı ki. İlk olarak Kerem Amerika'da büyüyüp, oradan gelmemiş gibi hemen ortama adapte olması ilginç, hatta Türkiye'de büyüyen insanlardan daha Türk'dü. Yani ister istemez yabancı bir ülkede büyüdüysen onun kültürüne alışıyorsun, Zeynep'in sürekli saçma sapan yerlerde Amerika'dan geldiğin  çok belli yorumları olmasaydı kimse demezdi ki bu Amerika'da büyümüş. Kimse alınmasın ama Adana ile Amerika karışmış bence. :/ Bir de Kerem'in sürekli Güzelim demesi. -_- Şu an yazarken bile sinir oldum. Yahu Tatlım, aşkım, hayatım, bir tanem dururken güzelim ne yaaa. Herkese deseymiş ne olurmuş acaba. O kadar itici geldi ki bana bir an bırakasım geldi. :P
Yine mantık hataları vardı ama şu an onları da yazıp sizi yormak istemem. :D Yine de okunabilir bir kitap, yazarda potansiyel var, kısa tutması şartı ile güzel kitaplar çıkaracağına inanıyorum.
Tavsiye kısmına gelecek olursam bu yorumdan sonra size kalmış okuyup okumamak. Kimseye vesile olmak istemem. :D




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


"Deniz fenerleri benim için çok özel. Karanlıkta etraf saçtıkları ışıkla kaptanlara nasıl yol gösteriliyorsa; benim için de deniz fenerleri bir yol gösterici, yolumu kaybetmemi engelleyen bir kurtarıcı."


Not: Koskoca kitaptan bir tane alıntı bulmuşum. Ne diyeyim ki şimdi ben. :D 






Bir yorum daha böylece biter, darısı diğerlerinin başına.^^Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^



14 Mart 2017 Salı

Kargalar Meclisi//Leigh Bardugo Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Çıktığı andan itibaren gözümü diktiğim, uzun bir zaman sonra alıp , uzun bir süre de kitaplıkta beklettiğim Kargalar Meclisi kitabını okudum. Bekletmem deki sebep, okuduğum bir yorumda kitabın pekte iyi olmadığı yazıyordu. Hayal kırıklığına uğramamak adına okumayı geciktirdim ama neden, niçin o yoruma kandım diye kızdım kendime. Ben böyle güzel, sıra dışı ve olağanüstü bir kitap okumadım. Son sayfasına kadar tahmin edilemez, neler olacak diye merakın ve heyecanın bitmediği bir kitaptı. Daha şimdiden kesinlikle tavsiye ediyorum.^^

İntikam duygusuyla yanıp tutuşan bir mahkûm. Bahis düşkünü bir keskin nişancı Ayrıcalıklı hayatını geçmişte bırakan bir kaçak, Hayalet ismiyle tanınan bir casus Hayatta kalmak için sihir kullanan bir cellat Ve hepsini bir araya getiren kaçış uzmanı bir hırsız, 6 Tehlikeli serseri 1 Imkânsiz görev. Bu ekip büyük bir felaketi önleyebilecek tek seçenek, tabii önce birbirlerini yok etmezlerse.




Konumuzdan pek bir şey anlayamıyoruz, anlamak için kitabı okumak gerek. Kitaba başladığım zaman ilk 30 sayfa bocaladım. Kim kimdir, bu yaşananlar, olaylar ne diye biraz kafam karıştı. Haa diğer seri Grisha için değil. Bu kitapla o kitap apayrı. Sadece ilk 30'da olaylara adapte olamadım. Ama sonradan gelsin aksiyon, gelsin heyecan.
Ketterdam şehrinin Fıçı adı verilen yerine aklınız varsa girmek istemezsiniz. Çünkü insanın aklına gelen her türlü adam bulunur. Bunun yanı sıra böyle bir yerde düzen olması için kurulan çeteler vardır. Kaz ve ekibinin ismi ise Döküntülerdir. Kaz bu çetenin başıdır ve Per Haskell’inde sağ koludur. Ellerindeki eldivenleri hiç çıkarmayan Kaz için Kirlieller denmektedir. Kaz’a gelen tehlikeli bir görev için grup kurması ve bu işi sapasağlam bitirmesi gerekir.
Kaz hiç düşünmeden grubunu kurar. Bunlar keskin nişancı Jesper, Cellat Nina, harita bilgilesi olan Matthias, hayalet lakabıyla her şeyden gizlenen Inej. İmkansız göreve dahil olan bu 5 kişi(6.kişi sizlere sürpriz olsun) seçilmiştir. Görev için verilen meblağ hepsinin hayatını değiştireceği için imkansız olsa da teklifi kabul ederler. Ve olay böylelikle başlar.
Kaz acayip zeki bir karakterdi. Sonra ki hamlesini çetedeki üyeleri dahilinde kimse bilemez ve yaptıklarını okuyunca ağzım açık kaldı. Vay be zekaya bak dedim. Her ne kadar yazarın zeka ürünü desek de karakterin bizi şaşırtması daha heyecanlı ve sevilesi. 
Kaz’ı çok sevdim, tabii diğer çete üyelerini de. Hepsi birer suçlu olsa da kendince sebepleri olan karakterlerdi. Hangisinden bahsetsem bilemiyorum. Şu an için hepsiyle alakalı bir şey yazmayıp, yorumun akışına bırakayım en iyisi.


Biraz önce dediğim gibi kitabın ilk 30 sayfasında adapte olamadım diye ama sonradan sayfalar nasıl çevriliyor, nasıl heyecanla okunuyor anlatamam. İlk olarak yazarın başa koyduğu bölümü okuyunca acaba neyden bahsediyor diyoruz ama ilerleyen kısımlarda olayı çözüyoruz. Kitap konusu ve karakterleri gereği on numara beş yıldızdı. Çok sevdim, en başta dediğim gibi keşke yorum falan okumasaydım, hemen alıp okur kitapla daha erkenden tanışırdım. Yazarın kalemi akıcı, zekası hayran duyulacak kadar iyi. Kaz’ın yaptıkları, çetesine güvenmesi falan çok güzeldi. Şu an neler neler yazardım da spoi olur diye ne yazsam bilemiyorum. Sıcağı sıcağına bir yorum yapıyorum ki sonradan yazacaklarımı unutmayayım. 

Yazarın diğer serisini okusam da bu onlardan çok farklıydı. Çok değişik bir dünya, insanlar ve yaşananlar. Diğer serimiz Ravka’da geçerken bu kitabımız Ketterdam ve başka bir şehirde geçer. Bu kitapta Grisha’lara düşman olan topluluklarla karşılaşıyoruz. Her iki tarafa da hak veriyoruz diyemeyeceğim, tek bir topluluğa hak veriyorum o da Grisha. Okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız. Çünkü yaşananlar gerçekten çok zor ve insan dışı muameleydi.
Kitabı okuyunca son yaşanan olaylarda vaay be dedim. Şimdi neler olacak diye çok heyecan yaptım. Neler olduğunu okuyun derim ama son sayfasına kadar heyecanı üstümüzden atamıyoruz.
 Kitabımız da geçen 5 kişinin de kendi düşüncelerini, yaptıklarını okuyoruz. Tek bir kişide kalmamış yazar. Bence en iyisini yapmış, bu imkansız olayda kimin ne yaptığını bilmek isterdik.
Kaz hayalet lakabıyla Fıçı’nın en sessiz çete üyesi Inej’e çok güvenir, doğrusu okuyunca beden acayip güvendim. Dedim Inej bu, kesinlikle bir hal bulur halleder işini. Tabii diğer karakterler de böyle düşünüyor. Peki bizi hayal kırıklığına uğratıyor mu? Okuyup öğrenin.^^
En komik karakterler Jesper ve yoldaşıydı.(İsmi bende saklı) Nine ve Matthias’a gelince onların yaşadıkları ise gerçekten zordu, hele Matthias’u yaşadıkları çok daha kötüydü. 


Kitap hakkında daha ne yazsam bilemiyorum. Akıcı, heyecanlı ve sevilesi bir kitaptı. Böylesi bir konu, karakter ne okudum ne izledim. Gerçekten sıra dışı, olağanüstü bir kitaptı. Tabii bazı hatalar vardı, onlar hem kitapla alakalıydı hem de yazarla. Yazar karakterleri 16-17 yaş olarak yazmış ama bu tarz konuda yaş sınırı öyle olmamalıydı. Bunların yaptıkları şeyler 20-25 yaş arasında hatta daha büyük karakterlerin yapacağı şeylerdi. Bu konuda yazarın daha iyi düşünmesini isterdim. Ne yalan gözümün önüne hiçte 16-17 yaşında karakterler gelmedi. Çok yazdım ama okuyunca anlayacaksınız. 
Gelelim kitabın genel sorunlarına. Kitabın kapağı, cildi falan çok güzel. Ciltli çıkarmaları çok iyi olmuş ama keşke kapak ve tasarım için verdikleri önemi birazda kitap içeriği için verselerdi. İlk olarak çok kelime hatası vardı. Harf demiyorum çünkü öyle değişik yanlış yazılmıştı ki cümlenin anlamına göre ne yazdığı çıkarabildim. Sonradan her bir bölüm için farklı karakterleri anlattığından bahsetmiştim. Bu bölümlere başlamadan önce kimi okuyacağımız isim olarak yazıyor, işte burada öyle hatalar yapılmış ki yuh dedim. Hatta bir değil tamı tamına üç kere yapılmış. Hangi karakterden bahsettiğini anca okuyunca anlıyorsunuz. Doğrusu bunlar kabul edilecek hatalar değil. Hadi birkaç harf hatasını anlarım ama cıks bunlar bu güzelim kitap için çok fazlaydı. Birde Distopya yani, o kadar değişik kelimeler var ki onlarda hataların yapılmadığına inanmak istiyorum. 

Bunların yanı sıra kitap tarafından memnun edildim açıkçası. Bu nasıl cümleydi bilemiyorum ama tatmin oldum bu kitaptan ve seriden. Şimdi gelsin ikinci kitap. O kadar heyecanlı ve merak edilesi bitti ki hemen ikinci kitabın çıkmasını istiyorum. Artık ne zaman çıkar muamma ama duyulsun sesim! En kısa zaman da ikinci kitabı istiyorum!!!
Kaz ve ekibinin yaptıklarını, bu işlere nasıl bulaştıklarını nasıl olaylar olacağını merak ediyorsanız kesinlikle tavsiyemdir. Aksiyon ve distopyayı bir arada sevenlere öneririm. Yazdıklarımın hiçbirini merak etmeseniz bile kesinlikle okunulması gereken bir kitap diyor yorumumu bitiriyorum.



Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^


Onun için geçerli tek kural yerçekimiydi ve bazı günler ona da meydan okuyordu.


*****


“…Ah birde yeni bir şapka siparişi ver.”
Lütfen.”
Kaz kendini acı dolu üç kat merdiven için hazırlarken göğüs geçirdi. Omzunun üzerinden bakarak, "Lütfen, biricik Inejim benim, kalbimin hazinesi, bana yeni şapka siparişi verme nezaketini gösterebilir misin?." dedi.


*****

Kaz. bastonuyla Helvar'ın çenesini nazikçe vurdu. "Sen bir numara biliyorsan ben bin tane biliyorum..."


*****

"Arada bir gülse ölür mü sanki?"diye sordu Jesper.
"Büyük olasılıkla."

Alıntıya Not: Bu Kaz için söylüyorlar. :D Haklılar da :p


*****

"Gerçekler."
"Gerçekler hayal ürünü olmayanlar içindir,"


*****

"Ne yapıyor?" diye sordu Matthias.
"Kadim bir zemeni ayini gerçekleştiriyor,"dedi Kaz.
"Cidden mi?"
"Hayır."

Alıntıya Not: Kaz ve esprileri. :D



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^


21 Şubat 2017 Salı

Baharın Peşinde//R.S. Grey Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^
Yine ve yeniden kitap yorumları yığıldı ve ben altından kalkmaya çalışıyorum. Şu sıra kitap okuma hızım biraz düşse de yine de yorumlar çoğaldı. Bu sefer ki kitabımız My Twin’in ısrarlıyla okunan Baharın Peşinde kitabı. Kitabı çok sevdiğini benimde en kısa zamanda okumam gerektiğini söylediği için sıraya koydum ve sonunda okudum. Dediği kadar var mıydı? Bunun cevabı yorumumun devamında^^

Ben Lilah Calloway. Blackwater, Teksas'ı sonsuza dek arkamda bıraktığıma inanacak kadar safmışım ve ne yazık ki babam da kolumdan tutup beni geri getirecek kadar kararlıymış. Bu da yetmezmiş gibi, patlamaya hazır bombayı kucağıma koymaktan da çekinmemiş: Chase Matthews bize taşınıyor. Eski en yakın arkadaşım ve okulun altın çocuğu Chase her sabah gözümü açtığımda görmek istediğim son insan. Onun varlığı kasabayla beraber toprağa gömmeye çalıştığım her şeyi suratıma çarpıyor.

Ben Chase Matthews. Lilah Calloway benim için gece birlikte evden kaçmak, altın sarısı saçları rüzgârı okşarken sahillerde kafayı bulmak demektir. Buraları terk edene dek en yakın arkadaşımdı ve bir daha geri dönmeyeceğine herkes kadar emindim. Ancak aniden lisenin son yılını okumak için küçük kasabamıza teşrif etti. O kısacık kesilip siyaha boyanmış saçlar ile şeytani bakışlar herkesin gözünü korkutabilir ama beni değil. Ben o kılığın altındaki kaybolmuş kızı bulabilirim.

Kitabımız klasikleşen, geçmişte yaşanan olayların günümüzü nasıl etkilediğini anlatan bir kitap. Daha yorumumun başında olacak ama daha farklı bir konu beklerdim.
Lilah yıllar önce arkasına dahi bakmadan kaçtığı Teksas’a geri dönmek zorunda kalır. Kısa süreliğine gelmiş olsa da geldiği an itibariyle geçmişte yaşananlar bir bir önüne çıkar. İlk olarak ise en yakın arkadaşı olan Chase çıkar. Başta Chase’den kaçmak zorunda kalsa da bazı sebepler nedeniyle Lilah’ın evine taşınan Chase’i her gün görmek zorunda kalır. Zamanla yaşananları atlatmaya çalışan Lilah bunu başaramadığı için çevresine de zarar verir, en çokta Chase’e. Lilah eh işte bir karakterdi. Kızdığım yerler oldu, hak verdiğim yeler de. Ama daha ilk dakika da anlamsız yerlere gitmesi saçmalıktan başka bir şey değildi. Tamam zor zamanlar yaşadın ama ya çevren? Onlar güllük gülistanlık mı yaşadı, burada baya bir bencil karakter gördüm. Bizimle değil ne yazık ki. -_-


Chase babası nedeniyle koçunun yani Lilah’ın evine taşınmak zorunda kalır. O esnada unutulmaz aşkı gelince hayatının düzeni iyice bozulur. Okul hayatını mı idare etsin yoksa Lilah’ın yaptıklarına mı kafa yorup çıkar yol bulsun bilemez. Yine de eskiden yaşadıkları geleceğinin önünde bir kalkan olmaz ve yoluna bakar. Chase cidden sevdiğim bir karakter oldu. Kitapta bir Chase’şi sevdim desem yeridir. Çocuk zor zamanlar geçirse de Lilah’a sürekli yardım etti ve karşılığında bencilce davranışlara maruz kaldı. Mesela Chase’in geçmişi iyi olsaydı anlayacaktım, Lilah haklı ama en çok acıyı zaten Chase çekmedi mi? Tabii Lilah’da bir yerde haklı. Kasabada olaylar hemen yayılınca zorluklar yaşanıyor ve Lilah’ada yansıtılıyordu. Bu konuda sonuna kadar haklı ama yazarın birazda Chase’i düşünmesi gerekirdi.

Kitabımız da yazar geçmişten birkaç kesitte ekliyor ama öyle sık değil. Neler yaşanmış, neden yaşanmış vs. vs. gibi. O kısımları eklemesi iyi olmuş, kitabı okudukça eksik parçalar teker teker yerine oturdu.
Geçmişte yaşananları öğrenince hem şok oldum hem de çok üzüldüm. Hele birinin yaptığı fedakarlık baya etkiliydi. Yazar nereden vuracağını iyi bilmiş. Güzel akıcı bir kaleme sahip yazar. Tabii bir çok eksiği vardı. Mesela sonunda geçmişte olan kişinin yaşanan olaylardan sonra neler yaptığını ve ne olduğunu fazla dile getirmemiş. Doğrusu bitene kadar bekledim neler olacak diye ama bittiğinde soru işaretleri ile kala kaldım. Bunun yanı sıra sonu çok mu oldu bittiye gelmiş bilemedim. Yine de okunulabilir bir kitap. Gerçi My Twin kadar aman aman bulamadım. Sebebi ise bu tarz kitap çok okuduğum için bana fazla sıradan gelmiş olabilir. Bilemiyorum ama beklediği karşılamadığını da söylemeden geçemeyeceğim. Konu sıra dışıydı bunu kabul ediyorum ama yazar bunun üstesinden pek de iyi gelememiş gibi. Daha iyi yazabilirdi.  Yazarın çıkacak kitaplarını belki sonradan okurum, tabii konusunu sevip, okunulabilir bulursam.


Yorumum böyle. Dediğim gibi pek beklediğim bulamadım ama konusu ve yazarı merak edenler için tavsiye ederim. Belki siz My Twin gibi seveceksiniz. Zevkler ve renkler derler ya ;) Ayrıca kitabımız kısa, konusu bakımından da sizler için çerezlik olabilir ;) Yine de siz bilirsiniz, benim kitaba karşı bakışım böyle. Eğer zevklerimiz bir ise sizde benim gibi düşünebilirsiniz.^^ 


Kitaba Puanım//3.5^^


Alıntılar^^


Chase'le ilgili unutulması en zor şey buydu. Gülümseyişini bir buçuk yıldır yakında görmemiş olmam bir şey değiştirmezdi, on altı yıl boyunca tek arkadaşım o olmuştu. 


*****

...başka insanların sırlarına ışık tutmakta güç vardı, bu sayede kendi, sırlarınızı gölgeler arasında daha rahat saklayabiliyordunuz.


*****

...kirin, çamurun içinde güzellik bulma fikrine bağımlıydım. Toprak karmaşıktır. Kumludur, böcek ve çürük doludur ama muhteşem güzellikler bu topraktan çıkar. Güller, laleler, domatesler, şakayıklar, ahududular...





Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^





6 Ocak 2017 Cuma

Psikopat-2//Mihri Mavi Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba,
Beni takip edenler bilir, uzun zamandır evde internet sıkıntısı yaşıyorum. Maalesef halen daha internet eve bağlanmadı, bunun yanı sıra kitap ve film dizi yorumları dağ gibi oldu. Buna bir çözüm yolu buldum, pc de ya da telefonda yorumu(kitap sadece, film ve dizi yorumu için resim şart!!) yazacağım, net paketim fazla olduğu an ise pc'ye interneti bağlayıp yayınlayacağım. başka çare yok,  Instagram'da yorumları yayınlamayı düşündüm ama cıks, ben oraların adamı değilim. Benim yorumum blogum da olmalı^^

Lafı fazla uzatmadan gelelim kitap yorumuma. Psikopat serisine geçen sene güzün, İstanbul ziyaretinde başlamıştım. İlk kitabı çok ama çok beğenmiştim. Yoruma buradan! bakabilirsiniz. İkinci kitap çıktığı zaman kitabı ne kadar çok beklesem de hemen okuyamadım, nedense elim gitmedi. Art önceden okuyanlar bana özel kitap hakkında yorumda bulununca bir kaç kez yine elim bu kitaba gitmekten vazgeçti. En sonunda fazla uzatmaya gerek yok deyip okumaya başladım. Bu arada ilk kitabın sonu ile nasıl bu kadar bekledim aklım almıyor :P Peki beklediğime değdi mi? İşte bu sorunun cevabı konudan sonra :D



Çok güzel ve bir o kadar da uzak bana… Aşk, ihanet ve suçluluk... Buket bir taraftan Kağan'a kendisini affettirmeye çalışırken, diğer taraftan da içine düştüğü cehennemden kurtulmaya çalışır. Yalnızca Kağan'ın kendisini affetmemesi değil, okulda da işler pek yolunda gitmez. Aşk, kızgınlık ve hayal kırıklığı... Kağan, aşkı ile öfkesi arasında kalırken Buket'i bir türlü affedemez. Ama öfkeli olsa da, bir gölge misali Buket'i takip etmekten vazgeçmez. 






Öte yandan Kağan'ın abisi Onur'un Buket'ten istedikleri her şeyi daha da içinden çıkılmaz bir hale sokar. Buket, acımasızlığıyla bilinen Bahadır'la tanışmak ve ona yakın olmak zorundadır. Fakat Kağan hayatındayken bunu başarabilmesi o kadar da kolay değildir. Bunca imkânsızlığa rağmen aşk kazanacak mı? Karanlıktan doğan aşk, Kağan ile Buket'i tekrar bir araya getirecek mi? Bu aşkın gücü her şeyi geride bırakmalarına yetecek mi?



Şu an kitabı okuyalı aylar olduğu için aklıma bir şey gelmiyor :P Ama yapacağım bu yorumu, inşAllah :D Bu sefer ki kitabımızı arkadaşlarımın ve My Twin'in değimiyle ilk kitap gibi değildi. Beni rahatsız eden yerler olmadı ama vaay bee de demedim ne yalan. Buket zaten adamı sinir eder, kızımız biraz saf mı yoksa bana mı öyle geliyor. O kadar ipucu, o kadar duygu değişimi sana bir şey ifade etmiyor mu eyy Buket? Ama kızımız da tık yoktu, bu kısımlarda verin şu Kağan'ı bize, bu kız bir b*k anlamıyor.(Evet küfür ettim, ama sansürlü :D)
Kağan yine bildiğimiz Kağan. Yine ortalığı toz dumana çeviriyor, yine bildiğini okuyor ve yine dibine kadar psikopat! Yaptığı bazı şeylere pek anlam veremedim, tamam sen psikopatlık diploması almış birisin ama bu biraz, hatta çok fazla değil mi? Kendisini bu kitapta hem sevdim hem sevmedim. Ama bir sahne vardı ki, ne şanslısın kız Buket dedim^^ Okuyanlar tahmin edebiliyordur belki :)


Serimizin olmazsa olmaz yan karakterleri Emre ve Cansu'nın ilişkisine de yine dahil olduk bu kitapta, hatta öyle bir şeyler öğrendim ki ilk başta hadi canım, iftiradır dedim ama aslında beklediğim bir şeymiş meğer. Emre yine Cansu'ya yapacağını yapıyor, yine öküz ama bir sırı var. Bi söyleyemediler. Neyse şu an onların kitabı Sosyopat Pislik-Karanlık Sırlar elime ulaştı, hemen okumam ama fazla da bekletmem. Buket ve Kağan'ın ilişkisinden daha çok merak ediyorum Cansu ve Emre'yi :D 


Kitabımıza Batuhan karakteri de dahil oldu. Kendisi kötü mü kötü, karanlıklı mı karanlık ve sert mi sert biri olarak kitabımız da boy gösterdi. İlk kitapta sadece adı geçen bir şahsiyetti ama burada kendisini az da olsa tanıdık. Doğrusu ne kadar sertte olsa -ki bazen gerçekten yuh dedirtecek kadar kötüydü- yine de ben Batuhan'ı sevdim^^ Üçüncü kitapta neler olacak merak konusu.


Bu kitabı ilk kitap kadar sevdiğimi söyleyemem ama çokta kötü değildi. Yine de dördüncü, yani Kağan ve Buket'le devam eden kitabı merak ediyorum. Nedeni ise Wattpad'de kaldırılmadığı zaman bir göz atmıştım ve orada olan bir olayın devamını acayip merak ediyorum. Bu kitapta yoktu, kesin üçüncü kitapta yer alacak. Kitap hakkında daha ne yazsam bilemedim. İlk kitabı okuyanlar yazarın kaleminden, kurgusundan haberdardır. Bu tarz kitapları seviyorsanız öneririm. Yakın zaman da Cansu ve Emre'nin hikayesini anlatan kitabı tez zamanda okuyup, yorumlamak dileğiyle^^




Kitabı Puanım 5/4




Alıntılar^^

Kendimi toplayarak, "Senden yardım isteyen olmadı," diye tersledim.
"Dedi cici kız,"diye dalga geçip gülmeye devam etti.


*****

"Benim için düş gibisin," dedi acı çeken bir ses tonuyla.
"Bir o kadar güzel, bir o kadar da uzak bana."


*****

Söylediğim her söz yine ona değmeden bana ulaşıp benim canımı yakıyordu.






Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^




Buralarda da varım^^







22 Aralık 2016 Perşembe

Kitap Hırsızı//Markus Zusak Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Bir aydan sonra tekrar sahalardayım desem yalan olur. Yeni eve taşınmanın sıkıntılarını yaşıyoruz, artı Türk Telekom'un azizliğine halen daha uğruyoruz. Adamlar kaç haftadır interneti bağlayamıyor. Haliyle benim yorumlarda dağ gibi oldu. Baktım olacak gibi değil en azından yazıp, resmini çekip taslakta bekleteyim, ya da yayınlayayım. 
Kitap Hırsızı'da yeni ev mağduru oldu. İlk olarak taşınma telaşından okuyamadım, sonrasında işler vs. derken yorgunluktan bitap düştüğüm için hiç bakamadım. Bu böyle devam etti, ama sonunda bitirdim. Bu yüzden bu kitap için yanlış zamanda okunan güzel bir kitap diyorum. 

Kitap Hırsızı, Avustralyalı yazar Markus Zusak tarafından kaleme alınmış romandır. Kitap Nazi Almanyası'nda geçmekte ve son derece yoğun bir şekilde bu tarihte alınan notlar ile birlikte ölüm anlatılmaktadır. II. Dünya Savaşı'nın dorukta olduğu bu günlerde, bir üvey anne ve baba ile birlikte yaşayan genç kızın, evlerine sakladıkları genç ile aralarındaki ilişki anlatılır. 



İlk defa Nazi Almayasını konu alan bir kitap okudum. Kendilerinin nasıl cani birer insan olduğunu biliyorum. Yaptıkları işkenceler bütün Dünya'yı şoka sokan ama o zamanlar bir şey yapamadıkları bir trajedi. Kitabımız da annesi ve kardeşiyle tren yolculuğu yapıp, kardeşinin ölümünden sonra annesi tarafından üvey anne-babasına bırakılan Liesel'in hikayesini anlatıyor. Anlatan kişi çok ilginç biri. Başta anlamamıştım ama zamanla kimin anlattığı anlayınca hadi canım dediğimi bilirim. Evet kitabımızı anlatan kişi Azrail. Savaşlara gidip ceset toplayan, Hitlerin eziyetinde ölen insanları toplayan Azrail. Liesel ile tanışmasını başta anlamıyoruz. Son kısımlarda ise Azrail'in Liesel'i nereden tanıyıp, bu kadar şeyi bildiğini öğreniyoruz. O kısıma bittiğimi söyleyebilirim. Düşünsem bu kadarı aklıma gelmezdi ne yalan.


Kitabımız çok ilginç bir kalemle yazılmıştı. Başta anlamamakta zorluk çekip, yaa hep böyle giderse diye çok korktum ama sayfaları çevirdikçe kalem anlaşılır bir hal aldı. Kitabı okudukça acaba yazar bu konuyu neden yazdı, hatta neden böyle yazdı. Hatta yaşanmış bir hikayeden mi almış diye çok düşündüm. Olabilir aslında, şaşırmam. Tek bir şeye ihtiyacı vardı o da oldu bence ama tam tersi de olabilir. Sadece hayal gücüne dayalı bir kitap da olabilir. Bunu araştırmak lazım. 
Neyse, bununla ilgili bir şey bulamadığım için yoruma devam ediyorum.
Her anlamada güzel bir kitaptı. Ummadığım şeyler oldu kitapta. Kitabımızın ismine bakınca olayın sadece kitap hırsızlığını konu alıyor sanıyorsunuz ama başlığın altında o kadar konu barındırıyor ki, okusanız şaşırırsınız. Kardeşinin ölümünde yere düşen kitabı alan Liesel zamanla meydan da yapılan törenlerde ve uzun zaman gittiği bir yerde kitap çalmaya başlar. Bu sırada Hitler'in diğer ülkelere başlattığı savaşları, Almanya'daki savaşı ve canice öldürülen yahudilerden bahsediliyor.
Kitabın iç seslerini, karakterlerin bazen iyi bazen kötü olan ruh hallerine bayıldım. Nedenini okuyunca anlayacaksınız.


Bunların yanı sıra Azrail'in anlattığı bir kitap ise bambaşka bir şeydi. İşte bu kısımda işler daha ilginç hale geliyor. Bölüm başlarında devamında bu olacak gibi belirtmeler yapılması ise beni bazen olumsuz yönde etkiledi. Yine de okudum beğendim. Kitapta ki bir çok karakteri sevdim. Liesel'in üvey babasının şefkatli yaklaşımını, üvey annesinin kızsa ve sürekli konuşsa da Liesel'e olan düşkünlüğünü, sürekli kaçmak ve gizlenmek zorunda kalan Max'i ve yan komşu olan, Liesel'in en yakın arkadaşı ve bütün sırlarını bilen Rudy'yi çok sevdim. Bir karakterde vardı ki, onu ayrı bir sevdim. Ama bu ismi vermeyeceğim, o bende saklı kalsın. Gerçi okuyanlar belki anlamıştır ama okumayanlar için sır^^

Kitabı okumamdaki sebep ise filmini görüp merak etmem oldu. Fragmanı izleseniz sizde okumak isteyeceksiniz. Gerçi sadece film olmasa da aldığı ödülleri hak eden ama insanın kafasında soru işareti bırakan bir kitaptı. Kafamdaki soru işaretler ise biraz kişisel bir şey. Şimdi kitabımız Hitler'in yahudilere yaptığı zulmü, işkenceyi ve haksızlığı konu almış. işte burada ikileme düştüm. Dinimize göre yahudilerin Müslümanlar için iyi olmadığı bilinmektedir. Hitler'in yaptığını elbette onaylamıyorum ama bu kitap öyle bir yansıtılmış ki yahudiye acıyor hale geliyor insan. Saçma bir teori dense de bence öyle. Bir yahudiye sempati duymam. Bu kurgu olsa bile. Ama insanlık için kara bir leke olan Hitler olayını da onaylamam. İşte burada ikilemde kaldım. Ve halen daha da orta yol bulmuş değilim, bulacağımı da düşünmüyorum. Üniversiteden öğretmenime anlattığım zaman iyi reklam yapılmış, kafa gitmiş bu kitapta dedi. Bu doğrultu da haklı. Her ne kadar kitap ve kurgu olsa da insanın kafasında soru işaretleri oluyor ve hep kalıyor.
Kitapta ki tek olumsuz tarafım bu oldu. Bu ikileme düşmeseydim daha çok seveceğim bir kitap olabilirdi. Yine de ben bunlara fazla takmam diyorsanız önerebileceğim bir kitap, yazarın kalemini sevdim. Filmini de en kısa zamanda izleyip(İnternet eve gelir gelmez) yorumlayacağım^^


Kitaba puanım 5/4



Alıntılar^^



Liesel kelimeleri okuyamayan kitap hırsızıydı.


*****



On bir yaşında bir çocuğun paranoyası çok güçlüydü. Rahatlamasıysa inanılmazdı.



*****

Hayır, diye düşündü Liesel yürürken. Yorgun olan asıl benim kalbim.On üç yaşındaki bir kalp böyle hissetmemeliydi.




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiler^^


Buralarda da varım^^





24 Ekim 2016 Pazartesi

YARIŞMA SONUÇLARI^^

Tekrardan merhabalar^^


Bir buçuk hafta önce blogum da yarışma başlatmıştım. Güzel bir kitap hediye ediyordum ama ne yazık ki fazla katılım olmadı. Yarışma Instagram'da olsaydı katılanın çok olacağını düşünüyorum ama ben blogcuyum, her zaman, istisnalar hariç blog da yarışma yapıyorum halen daha blog diyorum. Katılan olmazsa kendileri bilir. Sırf blog diye kuralları da kolaya tuttum ama nafile. Ben yine blog da yarışma yapacağım, ister çok kişi olsun ister az ;) 

İçimi döktüğüme göre kazanan arkadaşı söyleyeyim^^

Kurallar da Instagram'da da katılırsanız ikinci hak kazanırsınız demiştim. Kazananımız ise ikinci hakkı ile kazandı.

Ve kazanan arkadaşımız bookandcoffee__ olmuştur.
Kendisini tebrik ederim^^
Katılan herkese çok teşekkürler^^ Yarışmalarımız devam edecektir, blogda :)



Başka yarışmalar da görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^


18 Ekim 2016 Salı

Postacı Kapıyı Çalmayacak//Ava Dellaira Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yine elimde sürenen bir kitabın yorumunu yapıyorum. Postacı Kapıyı Çalmayacak merak ettiğim bir kitaptı. Muzlu Pastam bittikten sonra iki kitap arasında gittim geldim ve Postacı Kapıyı Çalmayacak kitabında karar kıldım. Diğer kitabım ise en kısa zamanda^^

Bazı şeyler var ki artık bu dünyada olmayanlar dışında kimseye söyleyemem.
Size bu mektupları yazmaya başlayınca kendi sesime kavuştum. Sonra bana yanıt veren bir ses duydum. Bir şarkının farklı tınlayışında, bir filmin hikâyesinde, kaldırımdaki çatlakta açan bir çiçekte buldum yanıtı. Bir pervanenin kanat çırpışında, dolunaya dönen ayda... Yeryüzünde bu mektupları gönderebileceğim bir adres yok. Öldüğünüzü biliyorum ama sizi duyuyorum. 
Hepinizi duyuyorum. Buradaydık, bunun bir anlamı var, diyorsunuz.
Kısa süre önce ablasını kaybeden Laurel, onun nasıl öldüğünü bilen tek kişidir ve bu sırrı kimseyle paylaşmamasının bir nedeni vardır. 
Onu bu karanlıktan çıkaracak yardım eli, hiç beklemediği bir yerden gelir. Genç kız okulda verilen bir ödevle mektuplar yazmaya başlar. Bu mektupların ortak noktası ise erken yaşta hayata veda etmiş, onun için anlamı olan Amy Winehouse ve Kurt Cobain gibi ünlü isimlere yazılmasıdır. Zaman geçtikçe bu duygu yüklü mektuplar hem ablasının ölümü üzerindeki sır perdesinin aralanmasına hem de Laurel'in kendine bir yol çizip yetişkin bir bireye dönüşmesine yardımcı olur.


Konumuz böyle. Aile, dram ve büyük kayıptan sonra karakterin çektiği zorlukları konu alan bir kitaptı. Kitabımız baştan sona kadar kimsenin eline ulaşmayacağı mektuplarla dolu. Lauren'in sakladığı bir sır vardır ve bunu sadece bu hayattan göçmüş olanlara anlatabiliyordur.
Yaşadığı o acı olaydan sonra kendine zor gelen Lauren başka bir okula gidip hayatına devam etmeye çalışmaktadır. Annesi ve babasının ayrılması ve acı olaydan sonra annesinin başka bir şehre gitmesini daha kötü etkiler Lauren'i. Okulda yeni olduğu için zorluk yaşasa da yeni arkadaşlar edinir ve bir şekilde hayatı düzene girmeye başlar. Ta ki zamanla sırlarla yüzleşene kadar.
Bu kısma kadar her şey iyiydi. Bu tarz sevenler kesin böyle bir kitap okumuştur. Kızın hayatı bir türlü düzene girmez, okul hayatı berbat olur vs. vs. Burada başta öyle şeyler olmadı. Hatta Lauren'i sevdim. Sona doğru dediklerim oldu ama buna da hak vermek gerek. 
Yazdığı mektuplarda sürekli bir gizem var. İlk olarak ablası May nasıl öldü? Ona açıklık geldikten sonra başka sırlar da olduğunu öğrendik. May neden öldü? Nedenini öğrenince şok oldum ve üzüldüm. Bir yerden sonra ise Lauren'in ablasına karşı davranışlarını, ona duyduğu sevgiyi anlıyoruz.
Bazı kısımlar haricinde sevdim kendisini, küçük yaşta olsa da olgun davranışları çoktu. 


Diğer karakterler Sky, Natalie, Hannah, Kristen ve Tristan. 
Kristen ve Tristan hariç diğer karakterler başta güvenmedim. Sonuçta bu tür halde olan insanlar çok çabuk yoldan çıkabiliyor. Ama hepsini sevdim. Sky biraz istisna olabilir. Başta şüphe ettim, sonradan sevdim, en sonda biraz üzüldüm ve kızdım kendisine. Ama çok tatlı bir karakterdi. Hele Lauren'i düşündüğü yerleri çok sevdim.
Diğer karakterler Lauren'in arkadaşları oldu ve Lauren'e çok yardım ettiler. Tabii Lauren'de onlara yardım etti.
Sevmediğim bir karakter olmadı. Hepsinin kitapta bir amacı vardı.


Okumaya başladığım zaman arada mektupları okuyacağım sandım ama kitap hep mektuplardan oluşuyor. Bunun başlangıcı da İngilizce ödevinden çıkan bir şeydi. Lauren mektuplarını hep zamansız ve kötü bir şekilde ölen ünlülere yazdı. Örnek verecek olursam Amy Winehouse, Kurt Cobain, Batman filmin de Joker karakterini canlandıran Heath Ledger vs. vs. Lauren sadece kendi yaşadıklarından değil bu ölen ünlüler hakkında da bir çok şey yazıyor. Bu kısımları çok sevdim. Onlar hakkında bilmediğimiz çok şey varmış meğer. Yaşadıkları zorlukları, çocukluk zamanlarını, nasıl öldüklerini vs. Buraları okumak gerçekten zordu ama okudukça kitabı daha çok sevdim. Böyle bir kitap gerçekten beklemiyordum.
Yazarın kalemine, hayal gücüne her bir sayfa da hayran kaldım. Başka kitaplarını okumak isterim, yazdıkları insanın içine işliyor ve unutmak zor oluyor.


Sevdiğim ve herkesin okumasını istediğim bir kitaptı. Bazı kısımlar klişe gelebilir bu tür okuyanlar için ama aslında bambaşka bir konu, gizem ve olaylar barındırıyor içinde.
Başta fazla diyalog yok diye okumakta zorluk çekerim demiştim ama öyle olmadı.
Tabii elimde süründüğü de bir gerçek, sebebi yine kitap değil bendim. Zaman bulup okusam veya telefonu elimden bıraksam çoktan bitecek kitap ama ben ve gereksiz uğraşlarım :P
Uzun lafın kısası fazla dram olmayıp, herkesin okuyabileceği bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum^^



Orijinal kapak olur kendisi. Bizim kapakta güzel ama bunu tercih ederdim. Gerçi burada da kız çok sırıtmış :P



Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^


Gözleri senin sesine benziyordu. İçimdeki gizli yerin anahtarı gibiydiler.


*****


Şarkıyı defalarca başa aldım, yorgunluktan elimi kıpırdatamayacak hale gelinceye kadar tekrar tekrar dinledim. Uyumadan önce, iki kişilik nefes aldığımı hissettim. Hem kendim hem May için.


*****


Herkes tarafından tanınıp da kimse tarafından gerçekten bilinmemek çok üzücü olmalı.


*****


Çok asil, çok cesur, çok güzel olabilirsin, yine de kendini tepetaklak düşerken bulabilirsin.






Bir yorumun daha sonuna geldik.
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^



12 Ekim 2016 Çarşamba

YARIŞMA!! Bir Tutam Mutluluk//Bennu Yar Kitap Yarışması^^

Herkese merhaba^^
Bugün uzun zamandır yapmadığım bir şey ile karşınıza geldim^^ 
Güzel bir YARIŞMA ile sizlerleyim. 
Martı Yayınlarının yeni çıkan kitabı olan Bir Tutam Mutluluk kitabını şanslı BİR kişiye hediye ediyorum. 


İlk olarak kitabımıza göz atalım^^



"Hayattan öğrendiğim bir şey varsa o da kendi kararlarımız dışında bizi mutlu eden bir şey olmadığı. İstanbul'a gelmek, aşçılığı seçmek, seni sevmek hayatımda verdiğim en doğru kararlardı. Hepsi bana aitti ve hepsi de mutlu etti. Üçünden de asla pişman olmadım."

Bennu Yar, "Bir Tutam Aşk"tan sonra "Bir Tutam Mutluluk"la yeniden aramızda. Zeynep ve Kerem'in bir solukta okunan aşk hikâyesi yeni heyecanlarla, acı tatlı olaylarla hız kesmeden devam ediyor.

Uçurumun kenarından dönüp hayata tekrar tutunan Kerem, Zeynep'in sevgisi ve olağanüstü özverisi sayesinde kısa zamanda eski yaşamına uyum sağlıyor.

Zeynep ve Kerem hayatlarını birleştirmeye karar verdiklerinde çok çetin bir sınavdan geçerek aşkları uğruna zorlu bir savaş veriyorlar. Göğüs gerdikleri tüm zorlukların ardından biraz buruk da olsa umut ve mutlulukla yeni hayatlarına doğru yelken açıyorlar.

"Bir Tutam Mutluluk", insanın içini ısıtan öyküsüyle, sizi yeniden sımsıcak bir aşk hikâyesiyle sarıp sarmalamayı vaat ediyor.

Hayatı yaşanılır kılan "bir tutam mutluluk"tan başka nedir ki...



Konumuz böyle.
Kitabımız seri onu başta söyleyeyim, ilk kitap ise Bir Tutam Aşk.

Şimdi ise yarışmamızın kurallarına geçebiliriz ;)


*Blogumu Takibe almak.
*Martı Yayınlarının Facebook sayfasını beğenmek.
*Katıldığınızı belirten bir yorum bırakmak.

Yapmanız gerekenler bunlar.

Ayrıca;
*İkinci bir çekiliş hakkı kazanmak istiyorsanız Instagram hesabınız dan #fightingdeyarışma hastang'i ile paylaşabilirsiniz.
Not: Bunun için Fighting Blog hesabımdan paylaşım yapacağım, oradan Repost yapabilirsiniz.
Dipnot: Eğer paylaşım yaparsanız yorum bırakmayı unutmayınız.


Kurallar bu kadar. Klasik yarışma kuralları yani. :D 
Yarışmamız bugün başlayıp 23.10.2016'da bitecektir. Duruma göre uzatma olabilir.
Kazananı aksilik olmazsa bir gün sonra duyururum. Eğer bir aksilik olursa onu da duyururum.


Katkılarından dolayı Martı Yayınlarına teşekkürler^^
Herkesi beklerim, bol şans^^



Buralarda da varım^^





7 Temmuz 2016 Perşembe

Bayram Öncesi Kitap Alışverişi Vol 123456^^

Herkese merhaba^^
Yorumlardan sonra en sonunda yorum dışı bir yazı yazıyorum. Uzun zamandır içimden gelen, şöyle oturup düzenleyeceğim doğru düzgün bir yazı olmadı. Zaten blog da da yazı yazmayı özledim. Bayramdan sonra inşAllah dolu, dolu yazılarım ile sizlerleyim :*
Şimdi ki yazım ise başlıkta gördüğünüz üzere kitap alışverişi^^ Aslında okunmayan çok kitap vardı ama bir kitap kurdunu kitap almaya kim alıkoyabilir? Hepinizin paraaa! dediğini duyar gibiyim ama paradan başka? :D 

Bu sefer ki kitaplarımız uzun zamandır beklediğimiz ve birden ortaya çıkan kitaplar.
Yazının devamın da taa aylar önce aldığımız kitapları da ekleyeceğim, resimler Instagram hesabın da yer alıyor ama blog'umun neyi eksik :D




Ve işte Kitap Yurdun'dan yaptığımız alışverişimi^^





Silber'in ilk kitabını My Twin okuyup çok beğendi. Israrla benim de okumamı istiyor ama serinin en az bir kitabı daha çıkmadan okumayacağımı söyledim. Kitap uzun bir aradan sonra çıktı, bu sefer kitabı aldığımız zaman ilk kitabı okuyacağım dedim :D Sonunda aldık ve benim en kısa zaman da okumam gerekiyor :D Yazarın kalemini seviyorum. Aşk Bütün Zamanların İçinden Geçer serisi mükemmeldi, okuyanlar bilir ;)
Pegasus çok pahalı bildiğiniz gibi, hatta geçen sosyal medya da protesto ediliyordu ama sizce fiyatlar iner mi? Tabii ki de hayır! Yine fiyatları değiştirmeyeceğiz deyip noktayı koymuşlar. İlgimi çeken kitaplar haricinden o kadar parayı diğer kitaplara vermeyi düşünüyorum. Bu onlara protesto olur zaten :P 




NT Mağazasında ikinci kitabı Yüreğini Haramdan Sakın'ı görünce My Twin ile merak ettik. Sonrasın da Seyhan'dan Hayata Dair Güzellikler blogger'ı Seyhan abla okuyunca ve çok sevince Ada-Sırlar Çözülüyor'un yerini aldı. My Twin ilk ben okuyacağım diyor ama bakalım. 




Yazarımın en son çıkan kitabı^^
Daha kısa sürede almak isterdim ama kısmet olmadı diyelim. Bayramda inşAllah okumayı düşünüyorum. Eğer elimdeki biterse. Bu arada kapak harikaaaaaa^^ Elde daha bir başka duruyor :*




My Twin yazarın Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri kitabı okuyup çok sevdi. Bende çok sevmiştim ama elimde biraz süründü. Neyse, Jane Austen hastası olan My Twin almak için ısrar etti^^ Bakalım bu nasıl :)
Bu arada sanki bütün alışveriş My Twin istekleri üzerine olmuş :D


Yeşilçam filmlerini çok severiz. Kerime Nadir'in eserlerin den uyarlanan filmler olduğu için kitaplarını da okumak gerekti^^ Normal boyutunda kitap yok, sadece cep boy var. Yayıncılar bütün kitaplarını çıkarsa ne güzel olur, mesela Seven Ne Yapmaz için bir çok yayıncının kapısını çalabilirim^^ Yürekten istiyorum :)



Bu resim ise Hıçkırık kitabının boyutunu sizlerin de görmesini istediğim için diğer normal boydaki kitap ise kıyasladım. Gerçekten küçük bir kitap ve sayfası da az. Neyse bakalım nasıl, iyi bulursak yazarın satılan diğer kitaplarını almayı düşünüyoruz ;)





Buraya kadar olan kitaplar Kitap Yurdun'dan alındı. Devamı aylar önce okuoku'dan alınan kitaplar olacak. Kitap Yurdu için diyeceklerim ise, siparişte sıkıntı yoktu. Temin etme sürelerini fazla uzatmadılar, bunlar en sevindiğim şeylerdi ama hiç ayraç yoktu. Zaten bu konuda Okuoku'nun kimse eline su dökemez :) Ama Kitap Yurdun'dan da memnun kaldık^^


Ay Günlükleri serisini ve Okuoku'nun büyük indirimini bilmeyen yoktur her halde^^ 
Daha duyurulduğu an aldık ilk 3 kitabı. Zaten ilk fırsat sadece bu 3 kitap içindi. Cinder'ı okudum çok sevdim. Yorum için Tık Tık!! Şu an da Scarlet'ı okuyorum. Ramazanın yoğunluğu sebebiyetiyle az biraz elimde sürünüyor sanki. Hemen okuyup bitirmeliyim ;)


Geldiği an paylaştığım fotoğraf^^





Daha sonrasında ise bu kitapları aldık. Yine okuoku sitesini tercih ettik. Sebebi ise Levana 9.90 TL gibi bir fiyattı, Winter ise %35 indirimi vardı. İlk zamanlar almayı düşünmüyorduk ama sonra My Twinle kafa kafaya verip, düşündük, taşındık ve bu kitapları aldık.
Komik Bir Hikaye kitabını okuyanlar çok sevdi, Lady Chatterley'in Aşığı kitabı ise Dünya Klasiklerinden olduğu için ekledik. Bir de fiyat uygundu :D



Bu siparişin de ilk fotoğrafı.




Ve son kitabım Akşam Güneşi/Reşat Nuri Güntekin'den geliyor. Aslında kendisini internetten almadım. İkinci el kitap alan bir kitapçıya gidip bir kaç kitap karşılığında kendisini aldım. Bu tarz kitapları uzun zamandır okumadığım için Ramazan başında okudum. Kitap çok güzel ve akıcı olmasına rağmen elimde süründü :( Yorumu bu yazımdan önce sizlerle olmuştu. Yorum için Tık Tık!!



Bir alışveriş yazısının daha sonuna geldik, uzun süre alışveriş yapmayız daha diyemem çünkü şimdiden sepet doldu :D Bu alışveriş bayram öncesiydi, o da bayram sonrası alışveriş olur artık, bilemeyeceğim yani :D



Başka yazılarda görüşmek üzere, şimdiden hayırlı bayramlar^^
Bol kitaplı günler^^



Buralarda da varım^^