Yabancı Yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yabancı Yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mayıs 2022 Perşembe

Sonsuz İhtimaller Denizi//Tahereh Mafi Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yarın Ramazan, şu an bu yorumu yazıyorum ama ne zaman yayımlarım Allah bilir. :D Sonsuz İhtimaller Denizi yazarın okuduğum ikinci kitabı, ilki Ötediyar'dı. O distopyaydı, bu hayatın içinden bir kitaptı. Yeni bir kitaptı, okuyanlar çok sevmişti. Yazar Müslüman bir kızın başından geçtiği olayları konu almış. Sevdiğim ve yazması iyi olmuş dediğim çok yer vardı ama onaylamadığım yerlerde oldu. İlk olarak yorumumu onları dahil etmeden yazacağım, en son ki kısımda buna değinirim. :)



İran asıllı Shirin, yıllardır yaşadığı Amerika’ya kendini asla ait hissedememişti. İnsanlar bakışları, fısıldaşmaları ve aşağılamalarıyla buna bir türlü müsaade etmiyordu. Fakat 11 Eylül’den sonra her şey boyut değiştirmiş, fiziksel saldırıların da başlamasıyla tehlikeli bir hâl almıştı.
Her şeye rağmen kimliğine, başörtüsüne ve özgürlüğüne sıkıca tutunan Shirin çözümü, çevresine aşılmaz duvarlar örmekte ve onu kırabilecek kimseyi yanına yaklaştırmamakta bulmuştu. Böyle bir yalnızlık içindeki tek mutluluğu, abisi ve onun arkadaşlarıyla break dans yapmaktı.
Fakat sonra Ocean James’le tanıştı. İlk kez onu gerçekten tanımak isteyen biriyle karşılaşıyordu ve bu onu dehşete düşürmüştü. Nihayetinde farklı dünyaların insanlarıydılar ve gardını indirmek beraberinde incinmeyi getirebilirdi  ya da sonsuz başka olasılığı.

Shirin ve ailesi sürekli eyalet değiştiren bir ailedir. Öncesinde ırkçılıktan sürekli sıkıntılar yaşan Shirin bir de 11 Eylül yaşanıp, olayı üstlenenler kendisini direkt (İslam geçtiği için yazmıyorum, kusursuz olan İslam, Müslümanlar değil!) ilgilendirince daha çok ırkçılığı maruz kalır. O yüzden kendini herkese kapatır ve okulda görünmez olur, buna rağmen çok fazla hakaret yer.
Bir gün biyoloji dersindeki partneri onunla konuşmaya başlayınca şaşırır, günler geçince istemeden de olsa adının Ocean olduğunu öğrendiği kişiyle konuşmaya başlar. Okulda sıkıntılar devam etmesine rağmen abisi ve onun arkadaşıyla break dans eğitimi alır, onlarla gösteriye kadar hazırlanır. Ocean ile işler başka bir şekilde devam edince okulda her şey karışır ve Shirin daha çok göze batmaya başlar.
Shirin karakterini çok iyi anlıyorum, ülkemizde çok şükür ne olursa olsun, istisnalar hariç ırkçılık yok ya da ben görmüyorum, bilmiyorum. Ama yabancı ülkelerde adamlar kendi ırkında olanlara da düzgün davranmıyorken nerede kaldı başka ırktaki insanlara güzel davransınlar. Burada da başı kapalı diye Shirin'e zorbalık yapıyorlar, sonrasında aslında olay baş kapama değil, sonradan onunla ilgilide yazar bazı şeyler de yazmış. 
Shirin'i sevdim, güçlü bir karakterdi ama sürekli anı yaşaması sıkıntılıydı bence. Sürekli bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor, bu sıkıntıydı bence. Biraz kafasını kaldırıp karşılık verseydi işler başka olabilirdi belki. En azından kendini savunsaydı keşke. Onun dışında break dansa önem vermesi, kendini geliştirmesi güzeldi. 


Ocean, hakkında yazacak çok şey var ama yazarsam büyüsü kaçar o yüzden fazla bir şey yazmayacağım, sadece çok sevdim kendisini. En sonda yaptıkları kabul edilir cinsten değildi ne yazık ki ama ufacık hak vermeden de edemiyor insan. :D Ocean'ın neyle uğraştığını öğrendiğimde şok oldum, aynı Shiri gibi. Peki hoş muydu, evet. :D

Abisi, onun arkadaşları çok iyiydi. Abisiyle anlaşması, onun sıkıntılarına yardım etmesini çok sevdim. Arkadaşlarının desteği ise beklenmeyecek bir şeydi. Ailesinin umursuz oluşu biraz değişikti, seviyorlar ama ilgisizlikleri de Shiri ve abisinin de işine geldi haliyle. Bu kadar abartılmalı mıydı bilemiyorum.
Genel bir yorum yazarsam 2001 yılı zamanlarını anlatıyor olsa da o zamandan bu zamana değişen bir şey yok sadece şu an yapılan zorbalıklar videolara alınıyor da gereken ceza ya da linçler yapılıyor. Yine de yabancı ülkede Müslüman olmak, başka bir milletten olmak her zaman zor. Bir gün değişir mi? Sanmam, insan bu her kötülük içinde var, ırkçılık sadece biri. Peki kitap bir şeyleri değiştirir mi, değişmek isteyen herkesi değiştirir bence, yeter ki anlayarak ve isteyerek okusunlar.


Şimdide rahatsız olduğum bir kaç şeyden bahsedip bitireyim. Shiri türbanlı bir genç kız, o yüzden sürekli ona ve türbanına laf ediyorlar. Türbanı neden taktığını, aslında takmasa bunları yaşamaz diye soran çok ama verdiği cevap hem güzeldi hem de bir garip. Zamane baş yapmaları hiçbir şekilde İslama uygun değil, saçın bir teli daha gözükmemesi gerekirken kız kardeşlerimizin, ablalarımızın ucundan göstermesi hoş değil, bana göre türbana bir hakaret. Shiri'de öyle yapıyor tabii. İran veya farklı yörelerde farklı baş kapama söz konusu, buna bir şey demiyorum o yüzden ama bana her türlü ters. Neyse, içimi döktüm burada. :D

Diğer bir konuda İslam hassas bir konu, İslam'ı temsil etmeye çalışansa Müslümanlar. Yazar bu kitabı yazarken buna dikkat etseydi ne güzel olurdu. Onaylamadığım şeyler oldu. Şimdi diyeceksiniz Esra sanki gerçekte yok mu? Var ve rahatsız edici ama bunu okuduğunuzu düşüncenize. Şahsen Müslüman bir insanı tanımayan biri demek ki böyleler demesine çok açık bir kitap. Artıları olduğu kadar eksileri de vardı ne yazık ki, daha farklı bekliyordum açıkçası. Bir daha böyle bir kitap okumak istersem daha az beklentim olsa iyi olur.

Olumsuz düşüncelerimden belki siz etkilenmezsiniz. Sevdim, siz de seversiniz ama okurken rahatsız ettiği kısımlara da gözlerimi kapatamazdım. ;)  Farkındalık için okumanızı öneririm. Yazarın distopyası kadar bu da güzeldi, kalemi akıcıydı. Bir sürü post-it yapıştırdım ve hepsi çok güzel alıntılar. 



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^

İnsanlar buna inanmakta güçlük çekiyordu çünkü insanlar genel olarak kadınlara inanmakta güçlük çekerdi.

******

İnsanlar benim üzerimden konuşuyordu, benim adıma konuşuyordu, benim fikrimi bile sormadan beni tartışıyorlardı. Bir sohbet konusu haline gelmiştim, bir istatistik. Artık sadece bir genç, bir insan, kandan ve kemikten biri olma özgürlüğüm yoktu; hayır, ondan çok daha fazlası olmak zorundaydım.


******

Dünyanın, sorunun ben olduğumu düşünerek bana zorbalık yapmaya çalışıp durmasından nefret ediyordum.


******


Çığlık atmak istiyordum.
O benim saçım, benim yüzüm ve benim bedenim ve onunla ne yapacağım sadece beni ilgilendirir.
Elbette kimsenin umurunda değildi.


******

Başımı kaldırıp baktım. Gözleri kederliydi.
"Hey," diye fısıldadı. "Bunu yapma, tamam mı? Benden vazgeçme. Ben hiçbir yere gitmiyorum."


******

Gün içinde o sesi bastırmayı öğrenmiştim ama geceleri göğsümdeki boşluğun içinden çığlıklar atıyordu.


******

İnsanları tanıdıkça, hepimizin karanlıkta yürümeye çalışan korku içindeki bir avuç aptal olduğumuzu, birbirimize çarpıp durduğumuzu ve boş yere paniklediğimizi daha iyi anlıyordum.





Kitaba düşük puan versem de çok güzel altı çizilesi alıntılar vardı.
Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^

23 Mart 2022 Çarşamba

Her Gün//David Levithan Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Yeni yorumla geldim. Bu aralar hem güzel, hem de eh işte kitaplar okuyorum. Eh işte nasıl oluyorsa artık. :D Bundan önce Portakal Kokulu Kız'ı okudum. Bir önce ki yorumumda nasıl sevdiğimi! okumuşsunuzdur belki. :D Bunu da hem sevdim hem sevemedim. Kitap güzeldi, verdiği mesaj da güzeldi ama arkadaşlar o son nedir yaaa. Dedim ne güzel ben de ikinci kitap var, hemen olmasa da okurum ama gelin görün ki yazar öyle bir son yazmış ki devamı yok yani. Ne, nasıl olur diye merak edenlere, cevabım yorumumun devamında.



Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.
Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil… gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum… Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat. Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de. Hep böyle olageldi.


Ana karakterimize kitapta kendine A diyor, bende öyle diyeceğim. A daha ilk doğuştan her gün bir bedende uyanıyor. Gece uyuyup, sabah kalktığı zaman kız, erkek fark etmeksizin 16 yaşında farklı birinin bedeninde uyanıyor. Anılarına erişebiliyor ve sorunsuz o günü geçiriyor. Bir gün Justin diye çocuğun bedenine girdiğinde Justin'ın sevgilisini fark eder, aralarındaki sıkıntıyı anlayınca kıza iyilik yapıp onu sahile götürür. Güzel bir günden sonra kızı unutamayan A, kızla aralarındaki mesafe  bir saatte olsa, dört saatte olsa onun yanına gitmek ister, giderde. Bir gün, bir partiye gidince işler karışır ve bedeninde ki çocuk içine şeytan girdiğine iddia eder. Sonrasında ise bazı şeyleri artık açığa çıkarmak ister ama çokta kolay olmayacaktır.

Karakterimizi sevdim, çeşit çeşit anne babasının, kardeşleri olmasına rağmen gerçek anne baba özlemi duyması üzdü beni. Ne olduğuyla ilgili bir şey yazmamış yazar, neden böyle olduğuyla ilgili. İşte burada nedenini ikinci kitapta öğrenebiliriz diye düşünürken neler oluyor neler. 
Farklı yaşamları, her insanın farklı sıkıntıları oluşu hayatın gerçeklerini yansıtıyor kitap. Bir aile iyiyken, diğer aile çocuğuyla ilgilenmiyor. Biri rahatlık içinde yaşarken bir diğer çocuk okula bile gitmiyor. Bu konuda gerçekten çok sevdim. A'nın çocukların hayatlarına müdahale etmemesi güzeldi ama bazı hayatlar vardı ki müdahale etseydi ne güzel olurdu dedim. Tabii çok ağır şeyler yaşayanlar için durmadı, buralarda güzel mesela. :)


Onun dışında yazarın sevmediğim bir şeyin üstünden sürekli durmasına gıcık oldum. Anladık savunuyorsun ama yeter yani. A sürekli benim cinsiyetim yok, ben A'yım demesi off dedirtti yani.
Bir de kızımız var, kim olduğu hakkında bir şey demeyeceğim, eğer okursanız siz öğrenin. Onda da yazar neden A gibi düşünmediği için kızıyor. :D Allah'ım ya, bitirirken bu düşünceleri beni aşırı irite etti o yüzden ne fantastik, ne yabancı okumak istedim . -_-
Konu olarak cidden sevdim, farklı ve sevilesi. Sadece bu yazarın eline düşmeseymiş keşke. Çünkü adam öyle bir son yazmış ki, tam ikinci kitapta neler olduğunu öğreniriz derken meğer o son gerçekten sonmuş. İkinci kitapta kızın yaşadıklarını anlatıyor. Yazar birinci kitapta kızla ilgili açıklanmayan şeyler ortaya atıp hiç anlatmadı, yani ikinci kitabı okuyalım diye sebep oluşturmuş ama bu sonla onu bile merak etmiyorum.


Ve olaylar öyle bir hal aldı ki acaba ne olacak, A söylenen şeyleri yaparsa sonucu istediği gibi olacak mı diye çok merak ettim. Yani yazar bizler için bunu açıklığa kavuşturmasını isterdim, bunu hak ediyorduk bence. Hani yazar sonu yazarda neler olacağını bize bırakır yaa bunu bize bıraksa bile o kadar çok ihtimal var ki ve A niye bu halde onu bile bilemediğimiz için kesin bir şey diyemiyoruz, düşünemiyoruz. :/

Bence böyle bir konuya bu son yakışmadı, zaten erkek bir yazarın yazdığı apaçık belliydi. Ayrım yapmıyorum ama argo ve bel altı konuşmaları daha çok erkek yazarların. O yüzden isim anonim bile olsa geneli belli ediyor kendini, bazen hoşuma gitmiyor.

Kısacası kitabı hem sevdim hem de sevmedim. Sonuyla ilgili sıkıntı olmasaydı onlara rağmen sevebilirdim hatta. İkinci kitabı hemen okumam gibi. Seri çıkalı seneler oldu, yazar çıkarsaydı çoktan çıkarırdı devamını. :/
Genel olarak yorumum böyleydi, yazarın kalemi akıcı oluşu kitabı okutuyordu. İlginç, hayatın içinden kitapları seviyorsanız okuyabilirsiniz. :)


Kitaba Puanım 5/3,5^^


Alıntılar^^

Uğruna yaşanılan bir şey olduğunda düşülen tuzak budur işte:
Diğer her şey ruhsuz gelir.


*****

Kötü bir insanın iyi davranmasını sağlamaya çalışmak bezdiricidir. Kötü olmanın onlar için neden bu kadar kolay olduğunu anlayabilirsiniz.


*****

Aşkın her şeye galip gelmesini isterdim. Fakat aşk hiçbir şeye galip gelmiyordu. Kendi başına hiçbir şey yapamıyordu.
Onun adına galip gelelim diye bize güveniyordu.




Bir yorumda böylece biter.
Başka yorumlarımda görüşmek duasıyla^^
Sevgiyle kalın...



31 Aralık 2021 Cuma

2021 Yılının En'leri Kitaplar^^




Selamlar^^
Nasılsınız?? Bir yılı daha geride bıratık, acısıyla, tatlısıyla bitti. Rabbim 2022'yi daha güzel, sağlıklı, hayırlı eylesin inşAllah^^
Klasik yılın son yazısında hedeflerden, kitaplardan ve neler yaptığımdan az beahsetmek isterim, bundan sonrada Film-Dizi yazısını yayımlayacağım inşAllah^^
Geçen sene ki yazımda virüs olmasına rağmen güzel bir yıldı demiştim, abim nişanlandı çünkü. Bu sene de abim evlendi, koşturmalı bir yıldı, yazın da şükür iyi geçti. Hamdolsun hasta olmadık. Ama 2019-2020 yıllarındaki o heyecan yoktu ben de nedense. Bu sene daha durgundu, belki hayat değiştiği içindir. Örnek olarak geçen sene erken uyanmak için gayret ediyordum bu sene saldım gitti, o heyecan yoktu falan filan. :D Yine de güzel şeyler keşfettim bu sene, mesela ufak bir şeyler yazıyorum kendi çapımda onu yazmak heyecan verici, inşAllah öyle gider. Sonra hiçbir şekilde yetenek yoktur ben de dediğim çizime yöneldim, profesyonel değilim ama üstüne düşersem inşAllah güzel şeyler yapacağımı inanıyorum. :)
2021 için bir kaç hedefim vardı, Instagram hesaplarımı on bin yapmak, yeni bir dil öğrenmek gibi. İkisini de yapamadım, Korece öğreneyim dedim sadece harfleri öğrendim, duyduklarımı az buçuk yazıyorum. Instagram için  on bin olmadım ama link verme geldi, bu da bir şey. :D 
Kitap hedefimde şu an 49 ve 50.kitaplarımı okuyorum, 50 hedef koymuştum inşAllah tamamlayacağım gibi. Çoook amin. :D

Şimdi hedef koymak için kısıtlama olarak görülebilir ama ben hedef koymazsam eğer 30'dan fazla kitap okuyamam gibi, çünkü ulaşmam gereken hedefim yok arkadaşlar, o yüzden hedef koyanları yadırgamayın. ;)
Bu sene okuduğum listeye baktığımda böyle ahım şahım, woow diyeceğim kitaplar olmamış, etkilendiğim olmuş, yeni tanıştığım yazarlar olmuş ama yılın kitabı diyeceğim bir kitap okumadım ne yazık ki. Sizde durumlar nedir? Nasıl geçti geçen yıl?
Not: Ekonomik olarak herkes sıkıntıda, onun dışında nasıl geçtiğinden bahsetmeniz beni daha mutlu eder. ;)

Gelelim kitaplara^^
Farklı şeyler ekledim, çıkardım, değiştirdim. Şimdiden keyifli okumalar^^
Not: Uğraşabilirsem linkleri de veririm, eğer vermediysem bilin ki bu kız sıkılmış uğraşmak istememiş. :D


Yılın EN Beğendiğim İlginç ve Duygusal Kitapları^^



Hayal Kurmaya Cesaret Eden Köpek^^


Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk^^


Ses^^


Yıldız Haritası^^





Yılın EN Beğendiğim Fantastik, Distopya Kitapları^^
















Yılın EN Duygusal Kitapları^^

















Yılın EN Hayal Kırıklığına Uğrattığı Kitaplar^^





Aşkın Fransızcası^^











Yılın Kararsız Kaldığım Kitapları^^












Yılın Beğendiğim Kitapları^^


Sis ve Öfke Sarayı^^


Üç Yapraklı Ahududu^^






Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza Kadar^^




Bir İstanbul Gecesi^^


Bir Elmanın İki Yarısı^^


Senin Adın^^


Kanatlar Ve Küller Sarayı^^





Yarım Bıraktığım^^


Hala Zamanımız Varken^^




Yazımı okuduğunuz zaman başa sarmış gibi hissedebilirsiniz ama ilk satırlarımda da dediğim gibi çok böyle beni benden alan bir kitap okumadım, genel olarak sevdiğim kitaplar bunlardı. Kötü kitaplar yoktur, yarım bıraktığım yukarıda da gördüğünüz gibi bir tane kitap. Zeynep Sahra'nın, Kübra Nur'un ve K.Kübra Berk'in ve bir sürü yeni kalemle tanıştım. Güller ve Dikenler Sarayı serisini bitirdim, bir sürü klasik okudum ama geçen sene ki kadar her ay değil. Bir kez daha Gurur ve Önyargı'yı okudum, Bir Deli Bahar Rüyası serisini bitirdim. 
Aklıma gelenler şimdilik bunlar, şu an Mehmet Rauf'un Bir Aşkın Tarihi ve Aslıhan Akagöz'ün Hasret Rüzgarları kitabını okuyorum, Hasret Rüzgarları kitabını kaçıncı kez okuyorum bilmiyorum ama özlemişim. Yeri bende çoook ayrı da. :)
Yeni yılda daha güzel, daha anlamlı ve çok kitap okurum inşAllah^^ Birazcık kendimi sıksam okurumda bazen çok fazla elimde sürünüyor kitaplar nedensiz. Mesela Ötediyar'ı bir ayda okudum, Harry Potter ve Ateş Kadehini bırakıp aylar sonra başladım, aynı şekilde Kanatlar ve Küller Sarayı'nı da.
Kitaplar hakkında şimdilik bu kadar bilgi veriyorum ve erinmedim bütün yorumları linkledim. Yukarı kaydırısdfghjklşi


Önceki yılların En'lerini okumak için buyurun;

2012 yılının En'leri, Kitaplar^^ Tık Tık!!
2012 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^ Tık Tık!!

2013 yılının En'leri, Kitaplar^^ Tık Tık!!
2013 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^ Tık Tık!!

2014 yılının En'leri, Kitaplar^^ Tık Tık!!
2014 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^ Tık Tık!!

2015 yılının En'leri, Kitaplar^^ Tık Tık!!
2015 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^ Tık Tık!!

2016 yılının En'leri, Kitaplar^^Tık Tık!!
2016 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^Tık Tık!!

2017 yılının En'leri, Kitaplar^^Tık Tık!!
2017 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^Tık Tık!!

2018 yılının En'leri, Kitaplar^^Tık Tık!!
2018 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^Tık Tık!!

2019 yılının En'leri, Kitaplar^^Tık Tık!!
2019 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^Tık Tık!!

2020 yılının En'leri, Kitaplar^^Tık Tık!!
2020 yılının En'leri, Kore, Film, Dizi^^Tık Tık!!


Şimdi sıradaki Film ve Dizi yazısında^^
O zaman o yazımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^








3 Mayıs 2021 Pazartesi

Hayal Kurmaya Cesaret Eden Köpek//Sun Min Hwang Blogları Canlandırma Projesi Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Blog hayatımda ilk defa bu kadar uzun bir başlık atıyorum herhalde. :D Kitabımızı en son ki alışverişimizde aldık, İkiz yazarın bu ve başka kitabı aldı ben de başka bir kitap. İkiz diğer kitap Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk'u çok sevdi, hatta öyle çok post it yapıştırdı ki ben de buna büyük beklentiyle başladım, güzeldi ama o kadar post it yapıştırmadım. :D
Kitabımı hem instagram da başlatılan ramazan maratonu için okudum hem de BCP için. Çocuk kitabı diyor ama genç-çocuk fark etmez değil mi? Çocuklarda okuyabilir bence. :D
Detaylı yorumuma geçmeden önce BCP hakkında bilgi almak için BURAYI tıklayabilirsiniz.:)


Okuyacağınız bu kitap, Pasaklı adında bir köpeğin hikâyesidir. Kendine özgü görünüşü nedeniyle doğduğu yerde, evinde bile dışlanan Pasaklı vaktinin çoğunu sahibinin evinin güneşli bahçesinde geçirir. Pasaklı’nın da tıpkı bizim gibi hayalleri ve özlemleri vardır. Ancak her kış kara bulutlar çöktüğünde Pasaklı, üstesinden gelmesi gereken zorluklarla karşılaşır. Pasaklı, kara bulutların arasından sahibinin bahçesinin ötesinde yatan arkadaşlık, annelik ve mutluluk ihtimallerinin peşine düşer. Eğer onlara tutunabilir ve çaresizce arzuladıklarını inşa edebilirse hak ettiği, hayalini kurduğu hayata kavuşabilecektir.
Hayal Kurmaya Cesaret Eden Köpek, köpek ve insan arasındaki ilişkiye ayna tutan gerçekçi bir öykü olmasının yanı sıra cesurca yaşanmış bir hayatın kutlamasıdır.


İlk olarak yapacağım eleştiri kitabın ismi ve konusu. İnanın hiçbir şekilde uyuşmuyor. İlk defa böyle bir kitap okumuyorum, seneler öncede Can Dostum kitabında köpek bakış açıcıyla okumuştum. Bu da gerçekten güzeldi ama tam olarak köpek neyi hayal etti? Verdiği mesaj ya da ne bileyim sonunda kim kime yardım etti? Kimin mucizesi oldu bu köpek ya da sahibi? İşte genel anlamda doğduğunda tipinden dolayı dışlanan, sahibi tarafından bakılan bir köpekti. Köpek dişiydi, eğer dişi olmasa sahibi bakacak mıydı? Evet sevdim ama okuduğum ve para ödediğim(fazla mı oldu ne :D) bir kitap içinden ne bileyim beni benden almasını beklerdim. Diğer kitabı için hala umudum var bu arada, ikiz sevdiyse severim bence. 


Okurken aktı gitti kitap, zaten 120 sayfacık bir şey. Bir günde bitebilirdi ama Ramazan ayı olduğu için zamanım pek olmuyordu, sahurdan sonra ne kadar okuyorsam kar ama geçen senelere baktığım zaman bu sene yine çok iyiyim maşallah.
Okuduğumda çok üzüldüğüm, sevindiğim yerler çok oldu. Pasaklı'nın kardeşleri için yaptığı, annesinin onun için düşündüklerine üzülmesi yürek yakan cinstendi. Büyükbaba Feryat'ı hem sevip hem de ona kızması güzeldi. Hatta okurken gerçek olmadığı bilsem bile acaba bizim Tony'de mi öyle düşünüyor, hissediyor diye çok düşündüm. Bundan sonra daha çok seveceğim bizim sıpa Tony'yi. :D
Kitapta geçen diğer görümce ve Yaşlı kedi aşırı eğlenceliydi. Bir de kötü adam vardı, orada o kadar çok kızdım ki Pasaklı'ya hak verdim ama nasıl anlayabilir ki Büyükbaba Feryat. :/
Daha fazla yazacağım bir şey kalmadı, zaten detaylı yazacaklarım da spoiler olur, korkarım spoiler vermekten asdfghjklşi
Yazar hakkında genel görüşümü ikici kitaptan sonra söyleyeyim, bu kitap içinde o zaman tavsiye etmem daha iyi olur gibi. ;)
Blogları Canlandırma Projesi Nisan ayıda böylece biter. Eğer sizde bu projeye dahil olmak isterseniz bekleriz.
Detayları Blogları Canlandırma Projesi yazımızda öğrenebilirsiniz. ;)



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

"Kedilerin sesi her zaman yumuşak gelir," die mırıldandı Pasaklı kendi kendine. "Ama sakladıkları dişleriniz asla unutmamak gerekir."






Diğer yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle, sağlıcakla kalın^^