21 Şubat 2014 Cuma

Uyumsuz//Veronica Roth Kitap Yorumu^^


Herkese selamm!
Heyecanla bitirip arada iki kitap okuduktan sonra Uyumsuz kitabım için yorum yapıyorum, sonunda!! ;)) Okulların açılması, benim bilgisayar başına oturamamam da yorum yapmamaya vesile oldu :// Kitabı ilk dediğim gibi heyecanla okuyup bitirdim. Kitap hakkında çok iyi yorumlar geldi, ee çok iyi yorum gelen kitapların benim açımdan kötü olması istisna :D Bu kitap ise o istisnalar arasında değil, evet kitabı acayip sevdim, kitap bütün övgüleri hak ediyor ;))


Bu tür kitapları az okudum, ilk olarak Açlık oyunları, Beni seç vb. kitaplar ama fantastik ve aile-dramdan sonra sevdiğim türler arasında yer aldı :D Yazarın kurgusu, anlatımı güzeldi, hemde yazarın ilk kitabı olduğu halde.Kitabın arka kapağın da yazar hakkında bilgi veriliyor ve yazarın ilk kitabı olduğu yazıyor, şok olmadım değil ;)) Yazar bu tür üzerinde bir sürü kitap yazmalı ;)) 



Daha fazla yorumumdan önce konumuza bakalım :)
Beatrice belli bir yaşa gelmiştir ve toplumunu seçmek için belli uygulamalardan geçer.
 İlk girdiği sınavda Uyumsuz olduğu ortaya çıkmıştır ve bunu kimseye söyleyemez topluluklar arasında az rastlanan bu uyumsuz bütün topluluklar için tehlikedir. 
Bu sırada Beatrice ve aynı yaşa gelen gençler beş topluluk olan Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik'den birini seçmektedirler. Beatrice ise Fedakarlık topluluğundandır. Diğer toplumlar arasında Fedakarlık pek sevilmez. 
Topluluk seçiminin yapılacağı gün herkesin hayatı değişir. Beatrice'i zorlu sınavlar ve eğitimler beklemektedir. Bu sırada iyi ve kötü kişilerle karşılaşır. Konu böylelikle başlar. Heyecan, aile, iyilik, kötülük, ihanet bütün duygular barındırmaktadır. 

Konumuz böyle :)

 Daha ilk sayfalar da heyecan tavan. Beatrice'in cesaretine hayran kaldığımı belirtmek isterim ;)) Kitabı okurken bir çok tahmin yürüttüm ve hepsi de doğru çıktı :D 'tahminlerimveben' :P


Sonu acayip heyecanlıydı, bir an yok yaaa rüya falandır dedim ama cıks yazar tam yerinden vurdu bizi :D
Şahsen her kitapta birine kesin sinir olurum ama bu kitapta öyle bir kişiye hiç rastlamadım, ne büyük bir lütuf benim için :D Şaka bir yana şu karakteri alıp ağzını burnunu kırp yerine koyasım var dediğim çok kitap,dizi karakteri vardır ama cıks bu kitapta hiç kimse yoktu. Bütün karakterleri sevdim. Beatrice'in kendine olan güveni, kendine inanması ve cesareti hayran kalınacak türde :)
Birde kitabımız da Dört var^^ Ayyy sert görünüşlü, datlu şey :) Kitapta Beatrice'in ve topluluğu seçen çömezlerin öğretmeni konumunda. Kitapta herkes ondan korksa da, hayır! Korkulacak biri değil sadece sevilecek biri :P



Kitap kapaklarımız harikulade^^
Birinci ve ikinci kitapların kapaklarını daha yakından gördüm ama üçüncü kitap daha çıkmadığı için yakından göremedim :P
Birde siz bakın kapaklara için neler diyeceksiniz ;)
Not: Artemis Yayınlarını orijinal kapak kullanması harika! :)


Serimizin filmi olacağını bilmeyen yoktur ama bilmeyen varsa evet kitabımız ve serimiz film oluyor ve çekilmeye başladı hatta yakınlarda vizyona girecek pekte takip etmiyorum açıkçası çünkü cıks izlemem :/ Oyuncu seçimi yanlış ben sevmedim, yani karakterlere uyduramadım oyuncuları :/


Hayalimde Beatrice ve Dört değil :))

Neyse efenim uzun yorumun kısası kitap tek kelimeyle mükemmel<3 Yeni favori serim oldu çıktı. Yurt dışında üçüncü kitap çıktı ama henüz bizde çıkmadı. İkinci kitabı aldım en kısa zaman da okuyacağım, sonu öyle bir bitti ki hemen okumalıyım ;)

Tavsiye kısmına gelecek olursak, bu kadar yorumdan sonra tek diyeceğim şey "Kesinlikle okuyun!!!" Bu seri KAÇMAZ!


Kitaba puanım ise; 5/5


Alıntı yapmayacağım, nedeni ise o kadar çok övdüm ki My Twinim Kübra şu an okuyor. Alıntı yapacağım yerlerde ki renkli yapışkanları çıkar, ön sayfaya yapıştır ve bütün alıntılarım anlayacağınız üzere gitti :/
Oysa ki bu kitap için alıntı yazmayı ne çok istemiştim :(


Lafı uzatmadan yorumumu bitireyim, başka bir yorumda görüşmek üzere ;)




20 Şubat 2014 Perşembe

Beautiful Man// 'Sukki'den inciler' Dizi Yorumu^^


Herkese merhaba^^
Bu gün yine bir dizi yorumu yazacağım :) Tatile girmeden bu dizi kesinlikle izlenmeli dediğim diziydi :) İlk olarak Sukki oynuyor dizi de :) Gel de izleme. Nadir sevdiğim Korenin bayan ünlülerinden biride oynuyor IU. Severim kendisini, Dream High'da çok sempatik bulmuştum. Burada da öyleydi, gerek oyunculuk falan güzeldi ;)
Dizimiz güzeldi, ben beğendim tabii detaylı yorumlar için sonu bekleyin ;) İlk yazarsam okuyan olur, spoiler falan gerek yok ;)
Sukki'ye bittim, bir insan bu kadar mı datlu, sinir ve hoş olabilir? Konusuna değinecek olursak Dokgo Ma Te güzelliği ve yakışıklılığı ile bütün kızların, kadınların ilgisini çekmektedir. Yakışıklılığı sayesindi bir çok iş yapan ve zengin kadınları elde eden Ma Te'nin tek yakını Annesidir. Ama annesinin ani ölümü ve arkasında bıraktığı sır kendisini bir oyunun içinde bulmasını sağlar. Kim Bo-Tong Ma Te'nin komşusudur ve onu ilk gördüğü andan itibaren sever. Ma Te için elinden gelen, gelmeyen her şeyi yapar. Sevgisi uğruna o da kendini bir oyunun içinde bulur ama her şeyden habersizdir.
Ma Te sırrı öğrenmek için 10 kadını baştan çıkarmak zorundadır. Onun için kolay olduğunu düşünen Ma Te aslında birazcık yanılmıştır.


Jang Geun Suk//Dokgo Ma Te
Namı diğer Sukki^^
Datluluk abidesi Sukkimiz burada da yakıyor. 10 kadını yakışıklılığı ile baştan çıkarmak zorunda olan Ma Te annesinin geriye bıraktığı sırrı öğrenmelidir. İyi yürekli olduğu kadar çokta vurdumduymazdır. Hedefine emin adımlarla giderken zorluklarla karşılaşsa da hepsine bir çözüm bulmaya uğraşır. Bo-Tong'u sevse de o kadar yakın değildir ve o kadar kurnazdır ki Bo-Tong'un sevgisinden yararlanır :P
Sukki diğer dizilerinde ki gibi burada da çok iyi, rolünün hakkını vermiş :) Birde öyle bir gülüşü vardı ki, oyunculuk camiasında bu kadar arasalar role uygun başka kimseyi bulamazlardı ;)







IU//Kim Bo-Tong
Saf bir kızdır ve Ma Te'yi çok sevmektedir. Onun için her şeyi yapmaya hazır ve nazır beklerken ummadık bir teklif alır ve kendini sürekli Ma Te'nin yanında bulur. O üzülmesin diye kendini paralar. Peşinden ayrılmasa da sonunda hedefine ulaşan Bo-Tong'a bir alkış istiyorum :D
IU gerçekten süper bir oyuncu, kendisini daha çok dizi de görmek isterim, sesi de oyunculuğu kadar mükemmel ;) Tabii dizi de biraz fazla saf olmasın sinir oldum bu da bir gerçek :P Bo-Tong ne kadar güzel ve sempatik olsa da tam bir rüküşlük abidesiydi: :P Göz yoran kıyafetleri o kadar çoktu ki bu yüzden tasarımcı arkadaşları kınıyorum :P








 Lee Jang Woo//Choi David
Bo-Tong'un bir gün para kazanmak için sattığı bir kaç eşya sayesinde tanışan David ilk görüşte aşık olmuştur. Zorlu yaşamı Bo-Tong'dan sonra düzene girer ve bazı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır.
Kendisini ilk defa izledik, ayyyy çok tatlı yaaaa :D Şimdi birden Gökhan gibi "Abi çok iyi yaaaa" diyormuşum :D ama o derece datlu, bir de aşık ki her eve lazım :D Daha çok dizi de görmek isterim ama kılık kıyafeti normal olduğu zaman :P Sukki ondan daha iyi giyindi, yani o kıyafetler ne oppaaaa!! :P









Han Chae Yong//Hong Yoo-Ra
Çektiği acıları yüzünden intikam almak isteyen Yoo-Ra Ma Te'yi gaza getiri ve intikam planlarını adım adım gerçekleştirir. Kendisi ne kadar masum gibi davransa da aslından çocuğunun özlemini çektiği için elinden geleni ardına koymaz. Kendisini BOF'dan tanıyoruz, çok tatlı bir unniydi, burada da gerek kıyafeti gerek makyajı falan süperdi, Bo-Tong'dan sonra sevdiğim bir diğer bayan karakter ;)













Dizi de Bo-Tong'nun abisi rolünü üstlenen U-Kiss'in üyesi Hoon tekvando da dereceler almıştır ama annesinin işlettiği yerde çalışmaya mahkumdur. Kız kardeşini sever ama onu deli etmek için elinden geleni yapar :P
Başta bu kim dedim, kendisini gözüm ısırıyor falan sonradan U-kiss'den olduğunu öğrendim, ses iyi ;) Saçlara söz yok bu arada ;)












Diğer oyunculardan bahsetmesek de olur ama dizi de bir kötü karakter var ki bütün kötüleri alt etti diyebilirim :P Rolünü iyi yaptı ama bir an bende tırstım o ajummadan :D

Diziden replikler^^


 aahhahahha sen daha çok başım dersin oppa :D


Dizide boğmak istediğim nadir insanlardan biri, bu cadaloz kız :P


Vejetaryen olup eti severek yiyen tek insanoğlu :D



Sukki ile sizi baş başa bırakıyorum :P


O kadar datlu mimikleri ve gülüşleri vardı ki gel de izleme ^_^
Tip :D


Aç bir sukki :O


Bu saç şeklini çok sevdim ki ben :D


Güzelliği sadece öğretmenlerin değil bayan Polislerin bile ilgisini çekiyor :D 
Komedi bir sahneydi :D 


Oppa bana da öğretsene gitar ne oluuuurrr!!!! :D
Şans ne diyelim, bir yandan Ma Te bir yanda David :'(
Where is the Adalet! :P


İlk anlar :P


Gifler^^



Datluuuuu^^


ahahhahah Ma Te'nin büyük boy resmini gören annesinin tepkisi :P



Abi kardeş didişmeleri Vol bilmem kaç :D



Yorumsuz :D



Ve Son^^
Not: azcık spoiler içerebilir ;)
Diziye başladığımız da klasik  bir konu bekliyorduk ama Ma Te'nin Bo-Tong'a ilgisiz olması beklediğimiz şey değildi. Aşklı falan bir dizi beklerken intikamın ve kötülüğün kol gezdiği bir dizi oldu ama bundan "aşk yok" dediğimi anlamayın. ;))  Diğer dizilere göre daha az aşklı meşkli geçti :)) Ama yine de çoook sevdim ben ;) 
Spoiler sonu^^

Ma Te'nin sırrı öğrenmek için yaptığı bütün çabalara hayran kaldım :P
Birde sempatik tatlılığı yok mu yılanı deliğinden, zor kadınları baştan çıkarır :P
Diziyi tavsiye ederim, izlenilecek diziler arasına girer bence ama tasarımcı arkadaşı değiştirmelerini şiddetle öneririm :P
Iyk yanii IU'ya bakamaz olduk hele o etekleri yok mu :P
Neyse bunları okuyup izlememezlik yapmayın Sukki için izlenilir ^_^



Bir dizi yorumunun daha sonuna geldik^^ 
Başka bir dizi yorumunda görüşmek üzere ;)



13 Şubat 2014 Perşembe

Katran Karası//Güneş Demirel Kitap Yorumu^^


Bir kitap yorumundan yine ve yeniden merhaba :)
Kitap yorumlarım çoğaldı yorumlamam için beni bekliyor :O Doğrusu hiç vaktim olmadığı için halen daha planlayıp da yazamadığım yazılarım var :/ İnşallah bir gün o liste(Blogta yazılacaklar listesi tutuyorum da) bitecek. Figthing!!!!

Gelelim okuduğum bu harika kitaba :) Yazarın Yazarım olduğu, çıkan bütün kitaplarını okuduğum hatta bir zamanlar nette yayınlanan hikayelerini okuduğum doğrudur, hatta hepsine bittiğim tekrar tekrar okuduğum ise su götürmez bir gerçektir :D
Türk yazar hastasıyım ama bütün Türk yazarları da okumuş değilim ne yazık ki :/ Yine de vazgeçemediğim yazarlar var örn: Canan Tan, Naşide Gökbudak, Gülşah Elikbank Vb. Yazarlar.
Aşk üzerine yazılan kitaplara, hatta imkansız ve zorlu aşkları okumayı çok seviyorum ne kadar beni sinir etse de :P Nedeni kızımız çok gururlu, erkek karakterimiz ise tam bir kıskançlık abidesi olup çıkıyor yine de onların aşkları bir tane. Bu kitapta da var ama diğer kitaplara göre bunları daha çok sevdim :) Kitap çok güzeldi ama yazarın diğer kitaplarıyla kıyaslanınca onlar halen daha birinci sırada olduğunu söyleyebilirim hele de Şimdi 
Benimsin kitabı <3 Bir daha okumalıyım hemde en kısa zamanda :( 
Yorumuma buradan bakabilirsiniz: TIK TIK!
Kitabı ilk elime aldığımda nasıl başladım nasıl ilerledi ve nasıl bitti farkında bile olmadım, sadece hemen okuyup bitirmek istedim, o kadar güzel ve heyecanlıydı^^


Yazarımın kalemi zaten mükemmel başka ne diyebilirim ki? 

Konusuna gelecek olursak;
Her şey çocukların oynadığı bir topla başladı. Evet yanlış okumadınız. Yağmur hafta sonu kaçamağı yaptığı bir gün başına yediği top darbesi ile topu atan kişiye sinirlenmiştir ve aynısını da onu yapmıştır. Bilmez ki iki gün sonra anlaşma yapacağı şirketin CEO'su olduğunu. Yine de bozuntuya vermez ve işine bakar. Bu karşılaşmadan mutluluk duyan Özgür intikamını almak ister çünkü kafasında darbenin yeri halen daha şiştir ve acımaktadır. İntikam amaçlı başlayan bu tanışma ilerde unutulmaz bir aşka dönüşür.
Yağmur'un hayatta tek bir hedefi vardır, işinde çok başarılı olup kendi ayaklarının üstünden durmak çünkü üniversitede başlayan arkadaşı Suna'dan başka kimsesi yoktur. Ve hayatına birden Özgür girince hayatı klişelerden kurtulur ve bambaşka yerler sürüklenir.


Konumuz böyle. İlk tanışma sahnelerine bittiğimi söylemek isterim, ne gülmüştüm ama :D Aşklarına diyecek yok zaten, oyyy ki ne oyyy :) Herkesin başına gelmeli böyle aşık bir adam :D Erkekler için de böyle bir bayan ;) 
Normalde bayan karakterler inatçı olur, aslında burada da Yağmur inatçıydı ama diğer kitaplara göre de değil yine de bir yerden sonra boğasım geldi. Yazık günah Özgür'e dedim kendi kendime. Yanıma alıp teselli etme isteğimi sürekli bastırmak zorunda kaldım, çok üzüldüm haline :(

Ama Özgür'de rahat değil hani, onuda boğmak istedim, Yağmur'ada yazık değil mi? İnatçılıkta nereye kadarmış :P
Fazla mı detaya girdim ne :D
Kitapta geçen Suna karakterini çok sevdim^^ Öyle bir arkadaşım, dostum olmasını isterdim, çünkü Yağmur'un yanından bir an olsun ayrılmıyor.
Kitapta rastlantıların da bu kadarı dedim, sonradan okuyunca neler olduğunu öğrenince çok şaşıracaksınız, şahsen ben çok şaşırdım ama bi o kadar da sevindim :) Tahmin etme yeteneğim kitaplar ve diziler sayesinde çok gelişti bu arada bütün tahminlerim tutuyor :D


Yazarımın diğer kitaplarının hemen çıkmasını dörtbinikiyüzaltmış gözle bekliyorum :) Bir çok hikayesini okuduğumu baştan söyledim, mesela sıradaki kitabının karakteri Eliz ve Çınar olabilir(Ne yazık ki hikayenin adını unuttum :/) o hikayeyi çooook sevmiştimmm <3


Tavsiye kısmına gelecek olursak yazarın sadece bu kitabını değil bütün kitaplarını okuyun bence, okuyup daha da elinizden bırakmayacağınıza kesin gözüyle bakıyorum. :))) 
Not:Çok mu iddalı konuştum ne? Yine de sözümün arkasındayım :D 
Son olarak dipnot: Kitabımız hem Yağmur hemde Özgür adıyla anlatılıyor. Yani hem Yağmur'un hemde Özgür'ün düşüncelerini ve ruh hallerini biliyoruz :)

Kitaba Puanım; 5/5


Alıntılara gelecek olursak;

Hani gayet neşelisindir, eğleniyorsundur ama bir anda çalan bir şarkının notaları yada şarkıyı söyleyenin sesi kulağına geldiğinde, sanki çok dertliymişsin gibi efkar basar ya insanı... Benim halimde öyleydi işte.



-Hiç bana bakma Yağmur!
-Gözlerimi mi kapatayım sana bakmamak için? Hem belki ben seni seyretmek istiyorum.
-Neden? Saçma bir soruydu bu, unut. Tabii ki yakışıklı olduğum için gözlerini alamıyorsun benden değil mi?
-Ukala!
-Cadı!

Alıntıya Not: Çok mütevazıyız :D



Sarıyı yeşile, yeşili kahveye çalan rengarenk gözleri aklımı başımdan çoktan almıştı. Konuşacaktık daha halbuki...Ama bu dakikadan sonra dilim kelime üretirse lal olsun.



- Nasıl özledim, bilemezsin. Meğer ben kalbimi sende unutmuşum.
Titriyordum, çok duyguluydu ses tonu.
-Kalbini, kalbimin en özel köşesinde sakladım Özgür. Yeniden istersen kaybolmasın diye...
-Ben kalbimi değil, seninkini istemeye gelmiştim oysa...



İşte sonunda asıl konuya gelmişlerdi. Aslında bölmek istemiyordum ama sormak zorundayım. Menemenim kötü oldun istemiyordum.

Alıntıya not: Ne gülmüştüm burada :D Ahh Özgür sen işini biliyorsun :D



Nice yağmurla yağsa, en güzel haliyle nafile. Ben camdan bana aşkla bakan kendi Yağmur'umu aşığım. Öyle saf, öyle duru ve öyle benim ki...Ve öylesine kalbime yağıyor ki...Nice yağmurla yağsa nafile...


Başka bir yorumda görüşmek üzere, kitaplarla ve sevgiyle kalın^^



12 Şubat 2014 Çarşamba

Kurt Seyt&şura// Bu da neyin nesi??^^

Herkese merhaba :)
Başlığı okuduğunuz zaman kesin kitabı okuyup ona yorum yaptığımı sanacaksınız ki öyle değil :) Bu yazımda yakında televizyonları şenlendirecek dizinin tanıtımını yapacağım ama çok kısa ;) Aslında Minibook'umu açıp kitap yorumu yapacaktım ama karşımdaki Tv'de Star Tv açıktı ve Kurt,Seyt&Şura dizinin fragmanını gördüm O_o
Bir an Esra bu dizi hakkında az da olsa bir yazı yazmalısın dedim ve başladım yazmaya :D Aslında ne kitabını okudum, ne yazara nede oyunculara hastayım yine de neden olmasın dedim başladım yazmaya ve yazmaya halen daha devam ediyorum :O Hayret normalde yarım bırakırım, yada vazgeçerim :P


Neyse efenim gelelim dizimize :)
Nermin Bezmen'in kitabından uyarlanan bir dizi. Baş rolleri Kıvanç Tatlıtuğ oynuyor. Tanımayan yoktur her halde kendisini eğer varsa da şu vaziyette (O_o) olma ihtimalim çok yüksek :D
Kadın baş rolü Farah Zeynep Abdullah oynuyor. Kendisi çok güzel bir bayan, yakışmış yani diziye tuttum ;)
Dizinin tanıtımlarına baktığımda fazla kimseyi tanımıyorum zaten sadece Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah gösteriyorlar.
Aslında Tarihi Romanları sevmeyen yanım Tv'de gösterilen tarihi dizilere bitiyor :D Cidden çok ilgimi çekiyor ne yalan söyleyeyim, hele birde böyle dans sahneler imkansız aşk vs. vs. 


Yazılarımda bahsettiğim N.Ablam bu diziyi bekliyor bende bir gün yine Star Tv'yi!! izlerken dizinin taaa Mart'da gösterileceğini öğrendim ve bir yuuhh dedim çünkü Mart'da yayınlanacak dizinin fragmanının Aralık ayında veriyorlar :P Bir Türk Dizi tanıtım klasiği! :P 
Neyse efenin zaten Mart'da geldi çattı hatta yayın tarihide belli oldu 4 Mart Salı akşamı saat 20.00'da ;)
Bakmak lazım ;)


Kıvanç Tatlıtuğ sakallı olsun ama saçları uzun olmasın :P
Yakışmıyor, kendisinin hayranı değilim ama gözede hitap etmeli değil mi? :D 
Farah Zeynep Abdullah'ı fragmanlarda gördüğüm kadarıyla fazla özentisiz yapmışlar, sanki ağlıyor gibi :/ Yine ve yeniden izlemek lazım :P Şimdiden karar vermeyeyim, belki daha güzel olur dizide ;D


Set arkasından kareler^^




Bunu görüp söylememek olmaz. Kıvanç Tatlıtuğ'un anladığım kadarıyla at üstünde bir sürü sahnesi var nede olsa savaş falan. Bu nedenle öğrenmesi gerek ve ilk çekimlerde sen düş hastanelik ol :O O yüzden yayın tarihi Mart'dadır diye düşünüyorum ;)

Dizi hakkında diyeceklerim bu kadar, merak ediyorum gerçekten ama bu zamana kadar yapılan, kitaptan diziye yorumlanan örneğin: Çalıkuşu, Merhamet, Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü vs. vs. dizilerin hepsi kitapların dışına çıkmış vaziyette-ydi. En son kötü örnek olarak Çalıkuşu diyorum :( Benim için hayal kırıklığı oldu. Kitaba göre giderler öyle bekliyordum ama nerdeeeee :/ Şimdi fragmanlarına bakıyorum da iyice kitaptan çıkmış nereye gidiyor :/ İlk bölümleri özlediğim doğrudur. :(

Demem odur ki; inşallah mantık ve kitap çerçevesinde devam ederler bizde izleriz. Çünkü bizim dizi sektörüne güven olmaz! :/

Son olarak kitabın konusuna bakalım ;)

 Edebiyat dünyasına Uyandıran Aşk isimli şiir kitabı ile adım atmış olan Nermin Bezmen, bu kez Çarlık Rusyasının debdebeli yaşantısından Bolşevik ihtilali ile İstanbula sürüklenen hayatları anlatıyor. 1892nin Yaltasından St. Petersburgun saltanat günlerine Karpatlar cephesinden ihtilalin cehennemine ve nihayet işgal altındaki İstanbula, 1920lerin Perasına, macera dolu bir yolculuk yapacaksınız. Onlarla beraber politikaların, troykaların sihirli alemini, ihtilalin acımasızlığını, parçalanmış Osmanlı İmparatorluğunun son günlerini yaşayacaksınız. Kurt Seyt: Mirza Eminofun oğlu olarak servet ve ünvanla doğmuştu. Yakışıklıydı, hırslıydı, cesurdu. Çar Nikolanın Muhafız Alayında genç bir Üsteğmen oluşu onu bolşeviklerin ölüm listesine dahil etmişti. Kaçarken getirdiği bir taka dolusu silahı Mustafa Kemalin Kuva-yi Milliyesine teslim ettiğinde, karşılık istemeyecek kadar gururluydu. Hayatına sıfırdan başlarken elinde kalan serveti sadece gururu ve aşkıydı. Shura: Tchaikovsky nağmelerinin romantizmi ile sarılmış karlı bir Moskova gecesinde, henüz onaltısındayken saf güzelliği, beklentisiz aşkı ile Seyitin dünyasına girdi. Ailesinin ünvanı, serveti onun da 
ülkesinde kalmasına yardımcı olamadı. Sevdiği erkekle atıldığı bu macerada bir daha hiç göremeyecekleri vatanlarının, ailelerinin, artık yaşamayacakları geçmişlerinin hasretlerini birbirlerinin aşklarında dindirmeye çalıştılar. Büyük bir aşkın, harbin, ihtilalin, hasret ve hüzünlerin hikayesi ile okuyucuyu baştan sona kendine has bir tat, merak ve heyecanla sürükleyen, uzun süren araştırmaların gerçekçilikte aktarıldığı bir roman, Kurt Seyt ve Shura.


İlk bölüme izleyip belki ilk bölüm hakkında yorum yaparım nasıldı diye ;)
Not: Yazmaya devam ettim ve yayınladım. Gelişmemi var bende yoksa tatilin bitme sendromu mu? Merak ettim :P Nedeni; Böyle yazılar yazmıyorum dikkat ettiyseniz. ;)
Başka bir yazı da görüşmek üzere^^