24 Mart 2019 Pazar

İzlediğim Filmler 17//Küçük Prens, Coco Chanel, Vampirin Portresi^^

Merhabalar^^
Film yorumlarım gelmeye devam ediyor. Bu sefer güzel filmler izlemiş olabilirim. Mesela Küçük Prens'e bayıldım. Kesinlikle tekrardan izleyebilirim. Diğerleri içinse yorumlarını okuyun. ;)



Küçük Prens^^
TV+'da gezinirken gördüm bu filmi. Küçük Prens'i sevsemde böyle bir filmi olduğunu bilmiyordum. Denk gelmem iyi ki olmuş. Filme bayıldım. Tam çocuklarınız ile izleyeceğiniz, harika bir film. Yukarıda da dedifim gibi tekrardan izlerim ben bunu. Küçük Prens'in animasyon ve büyük halini çok sevdim. Verdiği ders izlenmeye değer. Ailelerin çocukların üzerinde kurduğu baskılara güzel gönderme yapan nadide filmlerde. İzleyin, izletin. ^_^






Peki Tilki kardeşe ne demeli? ^_^



Bu kısımlar çok iyiydi. KALP






Giflerde çok tatlı. <3






Coco Chanel^^
My Twin izledikten sonra tavsiye ettiği filmlerden biri oluyor kendisi. Dünyaca ünlü marka Chanel'in nasıl piyasaya çıktığı hakkında ve Coco Chanel'in yaşadıklarını konu alan biyografi filmiydi. Marka takıntım yok, Chanel'i bile BTS sayesinde az buçuk öğrendim. Sırf Twin sevdi ve BTS'den Suga'nın sevdiği bir marka olduğunu öğrendikten sonra izlemek istedim. Biyografi filmi olarak güzeldi, beğendim ama bu Chanel'in hayatını onayladığım anlamına gelmez. Zeki ve zevk sahibi biri ama yaşadığı hayat pek iyi değildi ve sonradan yaşananlar daha çok tuz biber oldu. Ne kadar zeki ve başarılı olsa da bu, markasını ortaya çıkarmak için aldığı desteğin iyi yönde olduğunu kanıtlamaz. Kısacası param yok ama olursa eğer bile bile de gidip chanel almam. :D 
Filmi ise merakınız varsa böyle hayat hikayelerine  ve geçmişte yaşanan olaylara izleyebilirsiniz.




















Vampirin Portresi^^
TV+'da film ararken denk geldi, uzun zamandır böyle fantastik filmler izlememiştim merak edip izledin. İlginç bir filmdi, kısa ve ne anlatmak istediğini anlamadığımız filmlerdendi. Ortada sürekli dönen "Seni daha iyi çizmem için kendini anlat" ve reddetme diyalogları döndü durdu. 
Yani izlemiş oldum, merak etmem daha dedim kendisi için. Yansıttığı psikolojik durumlardan dolayı belki siz seversiniz ama pek ahim şahım bir şey değildi. Sevdiğim tek şey afiş oldu. :D









Diğer film yorumlarım için Tık Tık^^

Bir film yorumu daha biter, başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^


Buralarda da varım^^





22 Mart 2019 Cuma

Düşmüş Melekler Şehri//Cassandra Clare Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Çok yavaş kitap okuduğum için yorumlar hemen gelmeli ama ben bunu yapamıyorum. Neredeyse bu kitabı okuyalı bir ay olacak yeni yorum yazmaya başladım. Çok güzel değil mi?
Neyse...Kitabımız bilmeyenler için Ölümcül Oyuncaklar serisinin dördüncü kitabı. Seriyi yavaş yavaş bitirmeye çalışıyorum, bakalım ne zamana bitecek. :) Ama ondan önce Cehennem Makinaları serisi bitmeli. :D Cassandra Clare'yi severim, her serisi çok güzel, bu seride öyle ama kadının aşkla alıp veremediği bir şey var bence. :D Nedenini birazdan sizlerle paylaşacağım. ;) Ama seriyi okuyanlar için, gerçi bu yorumu okuyorsanız zaten serinin üç kitabını geride bırakmışsınız demektir. ;)


Aşk. Kan. İhanet. İntikam. İşler artık her zamankinden de karışık!
Ölümcül Savaş sona erdi. On altı yaşındaki Clary Fray de nihayet New York'taki evine döndü ve halinden memnun. Gölge Avcısı olmak için eğitiliyor. Annesi hayatının aşkıyla evleniyor ve Aşağı Dünyalılar'la Gölge Avcıları sonunda barış ilan etti. En önemlisi de Jace artık Clary'nin sevgilisi. Ancak her güzelliğin bir bedeli var. İşler tam yoluna girdi derken biri Gölge Avcıları'nı öldürmeye başlıyor. Şimdi, Aşağı Dünyalılar'la Gölge Avcıları arasında yeni bir savaş başlaması an meselesi. Jace de birdenbire uzaklaşmaya başlayınca Clary, büyük bir gizemin içine dalıp en korkunç kabusuyla yüzleşecek. Sevdiği her şeyi, Jace'i bile kaybetmesine yol açabilecek olaylar zincirinin başlamasının ise tek bir nedeni var. Bizzat Clary.

Bu kitapta da yine heyecan devam ediyor. Bu sefer olaylar çok farklı ama. Vampir olan Simon ise artık işlerin daha çok içinde. Her zaman ki gibi daha ilk sayfada olaylar başlıyor, Simon vampirlerin başı ile görüşmek zorunda kalıyor ama onlara katılmak için kararsız. Normalde Simon'ı sevmiyordum, çünkü Jace'e karşı tavrı sinir bozucuydu ama burada sevdim, sadece yazar bu kitapta daha çok yer vermiş kendisine. Onun ağzından olayları okuduk ve kitabın yarısı Simon ve yaşadıkları, düşünceleriyle geçti. Clary'ye gelince seri devam ettikçe kızın aklı başına daha geliyor, ilk kitaplarda beni sinir hastası yapmıştı ama şimdilerde verdiği mantıklı kararlar için onu sadece tebrik ediyorum. ;)


Bilindiği üzere seri üç kitapla sınırlıydı ama yazar devam etmek istemiş. Peki gerek var mıydı? Bu tartışılır. Bir kere kadın çok güzel yazıyor, ne yazsa okuruz diyen bir kitle var ki onlardan biri de benim. Eee seride tuttu neden devam ettirmeyeyim demiş haklı olarak. Bazı kısımlarda saçma, keşke uzatmasaydı bu kadar dedim ama daha yazmış, yeni olaylarda gündemde olduğuna göre yazması iyi olmuş, okuyoruz işte. :D


Bu seriden sonra olaylar daha farklı bir hal alacağa benziyor. Hele o son. :O Cassadra'yı severim ama neden aşka karşı bu kadar karşı anlamış değilim. Seriyi buraya kadar okuyanlar bilir, bir türlü buluşamadı bizim çift. Buluşsa da iki bölüm sonra kanlı bıçaklılar. Neden yani nedeeeeeeen!?
Şöyle ki öyle bir son yazmış ki yazar sonraki kitap için hemen devam etmeye niyetim yok.
Fazla bir şey yazmaya gerek de yok, olaylar, olaylar olaylar... Seri devam ettikçe de böyle olacak gibi, yeni karakterler gelecek, yeni olaylar. Umarım uzattığı için yazara daha fazla kızmayız, çünkü yukarıda da dediğim gibi kendisini pek bir severim.
Bu yorumu okuyorsanız eğer zaten seriye devam etme kararı almışsınız demektir, o yüzden benimle beraber okumaya devam. :D Ve ilk kitaplar kadar sinir olmayacaksınız, gerçekten! ;)




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

"Ama birbirlerine aşıklar," diye itiraz etti Clary. "Aşk zor zamanlarda sevdiğin kişinin yanında olmak değil miydi? Ne olursa olsun diğerine destek olman gerekmez mi?"
Luke nehre baktı. Krablık sular ay ışığının altında yavaşça akıp gidiyordu. "Bazen sadece aşk yetmez, Clary."


*****


"Vampirlerden nefret etmiyorum," dedi Kyle. "Ama onun türünü sevdiğim söylenemez." Parmağıyla Jace'i işaret etti. "Kendilerini herkesten üstün görürler."
"Hayır," dedi Jace. "Ben kendimi herkesten üstün görmüyorum, zaten öyleyim. Bunu pek çok kez ispatladım."



Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumları okumak için Tık Tık!!





Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^




Buralarda da varım^^


20 Mart 2019 Çarşamba

İzlediğim Filmler 16//Loving Vincent, Nothing To Hide, Kemiklerine Kadar^^

Selam^^
Bir tane dizi yorumu girdikten sonra film yorumu da gireyim dedim. Zaten bu hemen yazılıp, yayınlananlardan ama işte vakit olmayınca olmuyor. ;)



Loving Vincent^^
My Twin TV+ izleyip çok beğendiğinden söz etti, ben de merak edip izledim. Çok değişik ve güzel bir filmdi. Öldükten sonra eserleri kıymet gören ressamlardan Vincent Van Gogh'un ölümdeki sır perdesini anlatmak istenen bir film. Nasıl öldü? İntihar mı etti yoksa düşmanı vardı o mu yaptı? Bunları öğrenmek için postacının oğlu yollara düşer. Hem önemli bir mektubu teslim edecektir hem de yaşanan hadiseyi öğrenmek için araştırma yapar.
Film Vincent'in resimlerinden ilham alınarak animasyon olarak gösteriliyor. Aşağıdaki fotoğrafları görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız. ;)
Merak edenlere varsa izleyebilir, ilginç ve güzel bir filmdi. ;)



















Nothing to Hide^^
Ülkemizde uyarlaması yapılan bir film. Bizde Cebimdeki Yabancı diye geçiyor. Bizim uyarlamayı daha izlemedim, ama en kısa zamanda izlemek istiyorum bakalım bizimkiler ne kadar ileri gidebilmiş. Değişik bir filmdi, merak ediyorsanız bakabilirsiniz. ;)

Not: Bu yorumu yayınlamadan Cebimdeki Yabancı filminin TV+'a geldiğini gördüm ve izledim. Konuyu bilmeme rağmen bakalım bizimkiler ne kadar benzetmişler diyerek izledim. Birebir aynıydı, farklı hiçbir şey yok. Güzel miydi yani, orijinal filmde tepkiler daha iyiydi diye düşünüyorum. Mesela Belçin Bilgin iyi oyunculardan ama nedense çok fazla tepkisiz geldi bana. :/ Siz izlerseniz eğer görüşlerinizi beklerim. ;)













Kemiklerine Kadar^^
My Twin izleyip yine beğendiği bir filmdi ama ben pek beğenemedim. Verdiği mesaj neydi, kızın derdi tam olarak neydi pek anlamadım gitti. Zaten dizi ve filmlere eklenen saçma sapan çift kavramları beni sinir ediyor ama onu listeden çıkarsak bile pek ahım şahım bir film değildi. Sadece Lilly Collins'in verdiği çabayı takdir ettim, bu kadar zayıflama şaşılacak kadar fazla. 











Üç film ile sınır koymak güzel yoksa hem siz sıkılırsınız hem ben uzun olduğu için hemen yazmak istemem, gerçi şimdi çok mu erken ekliyorum. :D Bu aralar çok fazla uğraştıracak şeylere gelemiyorum, belki de o yüzden yorumlar hep kaldı. :/
Bu zamana kadar 16 film izlemişim, eskiye nazaran çok iyi bence, farklı değişik ve kafa dağıtıcı şeyler izlemek güzel. ;) O zaman burada bitirip başka yazılarda görüşmek dileğiyle diyelim. ;)


Not: Diğer filmlerin yorumları için Tık Tık^^




Buralarda da varım^^








12 Mart 2019 Salı

Mahalleden Arkadaşlar//Selçuk Aydemir Kitap Yorumu^^

Selam^^
Yine kitap yorumuyla geldim ama harika bir kitapla. Baştan söylüyorum kesinlikle alıp okuyun! Ben BA-YIL-DIMMM!! Instagram kitap aleminde çok dolaşan bir kitaptı kendisi, Küsurat Yayınları Leyla ve Mecnun ile hayatımıza girdikten sonra bir çok kitap çıkardı. Bu da onlardan biri diyemem, ikinci kitabı Küsurat Yayınlarından çıktı çünkü ama ben bu seriyi Küsurat Yayınları sayesinde tanıdım. :D Yazarı, kesin bir tanesine denk geldiğiniz Kardeş Payı, Düğün Dernek, Çalgı Çengi gibi dizi ve filmlerin senaristi. Tanıyorsunuz yani ve senaristlikten sonra kitap yazmaya da karar vermiş ve harika bir eser çıkarmış ortaya.
Kitap tam hayatın içinde, bizden biri gibi.

Tabletlerin, akıllı telefonların olmadığı 90'lar… Belki de çocukların "çocuk"olduğu, "çocuk gibi" oynadığı son yıllar… Küçükçekmece'nin küçük bir mahallesinde kendisine idol olarak gördüğü "mahallenin reyisi" İsmet'in gözüne, dahası çetesine girmek için bin bir takla atan Selçuk'un, bu uğurda iki arkadaşıyla birlikte çete kurup mahallenin altını üstüne getirmesinin mizah dolu hikâyesi… Kardeş Payı, Düğün Dernek, İşler Güçler, Çalgı Çengi gibi unutulmaz film ve dizilerin senaristi Selçuk Aydemir, 9 yaşındaki bir çocuğun para kazanmak için bulduğu akıl almaz yöntemleri, yediği kazıkları, hayal kırıklıklarını, başarma hırsını ve bu hırs uğruna yaşadığı trajikomik anıları yine 9 yaşında bir Mahalleden Arkadaşlar, bakkalı, camisi, tozlu sokakları, terk edilmiş evleri, tatlı rekabetleri, has abileri, dırdırcı kadınları, fırlama çocukları, Amigaları, renkli civcivleri, fragmanlı sinemaları, halı saha maçları ile 90'ların mahalle hayatına kısa bir zaman yolculuğu vaat ediyor.
"Hey gidi günler…" demek de, "Bak, bunu ben de hatırlıyorum," demek de, "Ayy, bunu biz de yapmıştık!" demek de serbest. Selçuk Aydemir'den eğlenceli, heyecanlı, doludizgin akan bir kitap…

Kitabın ana karakteri Selçuk, yazarın adından almış ismini ya da kendidir bilemiyorum. :D. Selçuk daha 9 yaşında ve mahallede kurulan çeteye giremediği için kendi çetesini kurup karşı tarafı alt etmeyi kafaya koymuş küçük ama zehir gibi bir çocuktur. Mahalleden arkadaşları olan Mete ve Serkan'ı çetenin üyesi yaptıktan sonra çeteyi büyütmek isteyen ve o zaman zarfında yaşadıklarını konu alan bir kitap. Selçuk tam bir zeka küpü ve yaptığı hiçbir işten de olumsuz bir sonuç almıyor ama ona engel olan çok kişi var. Çeteliğin nasıl bir şey olduğunu zamanla anlayan Selçuk mahallenin ilk çetesini kuran ve lideri olan İsmet'in karşısına çıkmaya hazırdır ama bakalım mahalle buna hazır mı? 
Karakterler on numaraydı, hangisini yazsam bilemiyorum ama favorim Selçuk'tu tabii ki. Olayları anlatım biçimi, arkadaşlarına olan davranışları vs. süperdi. Bir de boyundan büyük konuşmaları, anlatımları harikaydı. Okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız. 



Kitap tam bir kahkaha makinesi, her sayfası olay, her sayfası heyecan. Selçuk hem çocukluğunu yaşıyor hem de bu yaşta liderliği ele almış çetesine para kazandırıyor ama o para kazanma olayından sonra olanlar olaydı. Doğrusu Selçuk arada hile yapsada çetesini gerçekten düşünen bir liderdi ama gelin görün ki üyeleri fazla uçuk. :D Ne demek istediğimi yine okuyunca anlayacaksınız. 
Şu an o kadar şey yazmak istiyorum ki spoiler olur diye saçma şeyler de yazıyor olabilirim. :P 
Neyse ben yine de bir şekil devam edeyim. Kitap 90'lı yıllarda geçiyor, 90'lar bebeği olduğum için hatırlamadığım şeyler vardı ama ateri oyunlarını bilirim. İşte onlar anıları getirdi gözümün önüne, ne çok oynardık. Burada da çok fazla eskiye dair şeyler vardı, eski demişken kitabı Seksenler gibi birebir o tarz anlatılmış sanmayın, yazar günümüz olaylarına değiniyor mesela. Dolar, Stefen Jons vs. bu tarz şeyler kitapta mevcut. Yukarıda da dediğim gibi yazar günlüğü gibi yazmış ama daha farklı. 
Kitabı ilk harfinden son harfine kadar çok sevdim ama kafama takılan bir şeyi dile getirmek isterim. Selçuk'un annesi. Neden Selçuk'a öyle davranıyor çok şaşırdım. Eğer hayal ürünü ise senaristin filmlerini ve dizilerini bildiğim için şaşırmam ama gerçeklik payı varsa üzüldüm. Sonra Mete'nin babası, onun derdi neydi diyeceğim ama Mete'yi tanıdıktan sonra anlıyor insan ve Selçuk'a ve Mete'nin babasına hak veriyorum. :D Kitabın sonu güzeldi ama Selçuk'un yaşadığı şeye çok üzüldüm ve sinirlendim. Bana yapılmış gibi ağırıma gitti, öyle gerçekçi yaşıyorsam demek ki. :P Ama yazar bizi yine de düşünmüş. :D Selçuk Aydemir hep kitap çıkarsın yaaa. ^_^

Son olarak ve tekrardan yazıyorum kitabı sevdim, şimdi Liseden Arkadaşlar'ı ve yeni çıkardığı kitabı almayı düşünüyoruz(ALDILAR). Çok farklı ve sevilesi bir kitaptı. Başucu bile olabilir. Canın sıkıldı, gülmek için sebep arıyorsun hemen aç bir iki sayfa karıştır ve Selçuk'un yaptığı haylazlıklarını oku. O an bütün sıkıntın geçer, öyle eğlenceli bir kitap. Her karakterin kendine has özellikleri vardı ve yazarın bunu birebir anlatması, bizden  biri olduğunu yazmasına sevdim. İşte böyle bir kitaptı kendisi. Yazacak daha çok şey var ama burada bırakıyorum. Şimdi My Twin okuyor ve okudukça dedikodusunu yapıyoruz(BİTİRDİ).
Not: Kitapta en sevdiğim sahnede Andımız'ı söylemeye çalışan Selçuk kısmıydı. 




Kitaba Puanım 5/5^^





Alıntı çok vardı ama sağ olsun İkiz okuduğu için onları yerinden çıkarıp kendi alıntılarının yerine yapıştırmış. -_-






Bir yorum daha biter. Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.^^



Buralarda da varım^^