21 Temmuz 2019 Pazar

İzlediğim Filmler 21//Mona Lisa'nın Gülüşü, Zamanda Aşk, Keşke 30 Olsam^^


Selam^^
Aylar önce izlediğim filmlere yorum anca yazabiliyorum. Bahanem yine yok, sadece film oldukları için üstlerine fazla düşmedim. :D Zaten son zamanlarda fazla film izlemiyorum, güzel bir diziye başladım o güzel ilerliyor, örgülerimi de artık balkonda, dışarıda yaptığım için içeride tıkılıp hem film izleyip hem de örgü örmüyorum. 
Neyse, izlediğim filmlerin hepsini beğendim. Hatta Zamanda Aşk'ı ikinci kez izledim. TV'de vermişlerdi, My Twin izlesin diye tekrardan izledik. :) 



Mona Lisa'nın Gülüşü^^
My Twin izleyip, ben çok beğendim sen de izle deyince başladım. Gerçekten güzel filmdi. Verdiği mesaj, sanata dair anlatımları çok güzeldi. Oyuncu kadrosu zaten muazzam, bir de eski zamanda geçmesi film severlerin ilgisini çekebilir. :)
Filmin içeriğinde bizi bekleyen bir sürpriz var, izlediğiniz zaman anlayacaksınız. Şu an açayım da bir dinleyeyim. :) 
Sevdiğim filmlerden oldu, bu tarz filmleri seviyorsanız bakabilirsiniz. ;) 





















Zamanda Aşk^^
İclal Aydın'ın Instagram hesabından görmüştüm bu filmi, sevdiğinden ve sürekli izlediğinden bahsetmiş. O zamandan merak etmiştim ama izlemedim. Netflix'e geldiği an izledim. Filmi çok sevdim, konusu, aile mirası ve yaşananlar çok güzeldi ama ilk dakikadan son dakikaya kadar şimdi burada bir şey olacak diye diye bitirdim. Oldu mu, olmadı mı onları siz izleyip öğrenin.
Tekrar tekrar izlenilecek filmlerden biri, İclal Aydın çok doğru söylemiş, ben izlerim bunu yine. :) Size de tavsiyem. ;)  Bu arada filmin afişi çok iyi, başka afiş yakışmazdı. :)













Keşke 30 Olsam^^
TV'de kesinlikle izlediğim bir filmdi ama Netflix'de denk gelince ve konuyu okuyunca yok ya ben bunu izlemedim sanki dedim ve izlemeye başladım. Evet filmi önceden izlemişim ama hep yarıdan sonra, başlangıçta ve devamında ne olmuş bilmeden. Bu vesileyle hepsini izleyip bitirdim. :) 
Komik, eğlenceli ve kendi çapınca ders veren filmlerden biriydi. İzlemeyen varsa izlesin, ha ben izledim diyorsanız bir daha izleyin. :D 









Bu sefer ki filmler böyleydi, başka film yazılarımda görüşmek dileğiyle.^^



Diğer film yorumları için TIK TIK!!




Buralarda da varım^^





15 Temmuz 2019 Pazartesi

Aşk-ı Gurur//Pınar Gencal Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yeni kitap yorumuna başlıyorum. Bu sefer çok ama çok sevdiğim bir kitaptan bahsedeceğim. Aşk ve Gurur'u okumayan ya da bilmeyen yoktur. Hatta Aşk ve Gurur üstünden uyarlanan çok kitap oldu, mesela Aşk ve Gurur Zombiler, Austen Diyarı, Vs. böyle gider. Hepsi çok güzeldi, bu listeye yeni eklenen ise bizim yerli mi yerli Aşk ve Gurur uyarlaması. Uyarlananlar arasında zombilerden sonra belki de en iyisiydi. Çok çok sevdim. Karakterin hepsi uymuştu, Orhan, Günsel, kız kardeşler Ayşegül&Yıldız, Özgür, onun burnu havada kız kardeşi Simge, Anneleri, babaları ve dahası.

Jane Austen’ın yazıldığı günden beri severek okunan ve pek çok dile çevrilen, televizyondan beyaz perdeye sayısız adaptasyonu olan klasik eseri Aşk ve Gurur, Türkiye’de geçse neler olurdu?
İngiltere’nin meşhur çay saatlerini, mini keklerini, şatafatlı elbiselerini ve görkemli balolarını unutun! Bunların yerini Facebook ve Instagram, zeytinyağlı dolmalarla görücü usulü tanışmalar, selfie’ler ve converse’ler alıyor...
Aşk-ı Gurur’da Bay Darcy hiç olmadığı kadar kibirli, Elizabeth Bennett ise bildiğini okumaktan çekinmeyen, asi mi asi bir aktivist. Ama ikisinin de damarlarında Türk kanı akıyor! İsimleri de Günsel ve Orhan… Pınar Gencal’ın satırlarında yeniden hayat bulan hikâye bu sefer Büyükada’da, begonviller içinde, tarihi konakların şahitliğinde geçiyor.


Konuyu zaten biliyorsunuz, pek o konulara girmeye gerek yok, sadece karakterlerden bahsetsem yeter. Konu Büyükada'da geçiyor. Büyükadayı görmedim ama çok seviyorum, o yüzden daha ilk sayfada tavladı beni. Büyükada'da geçmesi çok otantik olmuş bence, çokta uymuş. Sonra Günsel, onun ailesi, davranışları, gururlu oluşu ve ailesine olan bağlılığı ve aşka olan inancı bence Elizabeth'den bir tık daha iyiydi sadece Orhan için fazla direttiğini düşünüyorum, yani son kısım bence fazla uzatılmamalıydı. Günsel burada kendi halinde, pek çevresiyle ilgilenmeyen, adanın küçük avukatlık bürosunda çalışan biri. Yanlarındaki hayatlarının çoğunu orada geçirdikleri ev satıldıktan sonra hayatı değişir ve bildiği ve savunduğu her şeyin aslında hata olduğunu anlar. Orhan, Bay Darcy gibi kendinden başkasını küçük gören, inşaat işinde uğraşan, kuzenleri ile adada ev alıp onu işleyişe döndürmeye çalışan bir iş adamı. Adadan aldıkları evden sonra hem kendi hayatında hem de ailesi arasında değişen şeyler olacaktır.



Diğer karakterler için Özgür ve Ayşegü'ü çok sevdim. Ayşegül'ün peyzaj işiyle uğraşması, bunun yanı sıra kıyafet dikmesi çok tatlıydı. Ayrı bir kitabı olsa kesinlikle okurum. :) Özgür sessiz sakin, arkadaşının dediğini hemen yapan, tıpkı Charles Bingley gibi. :) Bu çifti gerçekten sevdim. Diğer kardeşleri Yıldız Aşk ve Gurur'daki gibi hoppa ama burada iyi yönünü de görüyoruz, bu sebeple bir puan daha aldı yazar benden. :)



Karakter konusundan  beni üzen tek şey Günsel'in arkadaşları. Hem en yakın hem de çalışma arkadaşı olan Faik'in durumuna üzüldüm ve saçma buldum. O kısım gereksizdi ve Burcu. Aşk ve Gurur'u okuyanlar Elizabeth'in arkadaşının kiminle evlendiğini biliyordur. Burada da aynı oldu ama keşke o güzelim, aklı başında arkadaşa daha makul bir eş düşseydi, yazarın burada o karakteri biraz daha yumuşatıp insan içinden daha sakin biri yazsaydı Burcu için üzülmezdim ne yalan. Neyse bunlarda kitabın tuzu biberi diyelim geri kalan çok iyiydi çünkü. :)
Geri kalan karakterleri siz okuyun, öğrenin ve analiz edin. :) Burada anlatırsam sürprizi kaçar. :P

Yazarın kalemiyle ilk tanışmam. Çok sevdim, ilk olmasına rağmen sanki yıllardır o yazıyormuş ben okuyormuşum gibime geldi. Şimdi çıkan diğer kitaplarını da almayı düşünüyorum. Uyarlama yapmak görüldüğü kadar kolay değil bence. Kim bilir kaç kere okudu Aşk ve Gurur'u ve çoğu yerin birebir olmasa da anımsatması iyiydi. O yüzden başka tarihi kitabın uyarlamasını yaparsa seve seve okurum. :) Mesela İkna ve Jane Eyre'nin. :)

Daha ne yazsam bilemiyorum, okuyun ki konuşalım. Şu an My Twin'e baskı yapıyorum ki okusun konuşalım. O derece sevdim daha da ne kadar sevdiğimden bahsetmem. :D
Kitap hem ciltli hem de karton kapakla çıkıt. Ben takas yoluyla aldığım için karton kapaklısı denk geldi. O sıralar pek güvenemediğim için o kadar parayı veremem diyordum, şimdi acaba ciltlisini de alsam mı diyorum o kadar güzel ki bayıldımmm. Belki uygun fiyatlı olursa alırım ve tekrar okurum. ^_^ Bu yorumdan sonra  tavsiye kısmına değinmiyorum bile. Anladınız siz. ;) Sadece Aşk ve Gurur severseniz kesinlikle okuyun diyorum, sizde çok seveceksiniz. ;) Son olarak filmi ya da dizisi çekilse ne güzel olur, böyle Büyük adada tatlı mı tatlı bir aşk hikayesi. <3 O yüzde Hatırla Sevgili'yi çok severim. ;)



Kitaba Puanım 5/5^^





Alıntılar^^


Birini mutlu etmek insana en az kendi mutluluğu kadar iyi geliyordu.



*****


Gerçekten bu dünyada en sevdiğim  şeylerden biri sürprizsiz yaşamaktı. Çünkü sürprizler güzel olduğu kadar korkutucu da olabiliyordu.



******


"Korku, ehlileştirilmeyen bir hayvandır. Onu beslemeye devam edersen büyür...."



*****


Küçüklüğümden beri anılarımı hep kokularla özdeşleştirirdim. Her anımın kendine özgü bir kokusu olur, beynimin tozlu raflarında özel olarak şişelenir ve o anın kokusunu bir yerlerde duyuncaya kadar da unutulur.



*****


Yarının ne getireceğini yarın olmadan kim bilebilir?









Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^




Buralarda da varım^^





10 Temmuz 2019 Çarşamba

Deniz Feneri Yolu//Debbie Macomber Kitap Yorumu^^

Selam^^
Hız kesmeden yorumları yazıyorum ama ne zaman yayınlanır tahmin edemiyorum, bakalım şimdi yazıp bitirecek miyim. :D Bu sefer ki kitabım son zamanlarda okuduğum tarzlardan çok farklı. Bu sefer uzaklara, küçük bir kasabada yaşayan insanların hayatlarına konuk oldum. Uzun zamandır Debbie okumuyordum, U Kitap'dan takas yaptığım bu kitap elime geçtiği an okumak istedim ve başladım. Kasaba hikayelerine bayılırım ama bunu sevemedim.

Her kadının bir hikâyesi vardır...
Sevgili Okur.
Henüz beni tanımıyorsun. Fakat bu durum birazdan değişecek çünkü seni evime, yaşadığım yere davet ediyor; ailem, arkadaşlarım ve komşularımla tanışmanı istiyorum. Gel hadi, hikâyelerimizi öğren, hatta belki sırlarımızı da...
Yolunuzun kesiştiği her insanın az veya çok hayatınıza bir şey kattığı gerçeğini bilirsiniz. İnsan ilişkileri üzerine özellikle eğilen, hayatın içinden seçtiği olaylardan yola çıkarak yazdığı romanlarıyla geniş kitlelerin beğenisini kazanan Debbie Macomber, bu kez yeni karakterlerin birbirilerine geçmiş hikâyeleriyle karşınıza çıkıyor. Hiç bilmediğiniz ama tanımaktan büyük keyif alacağınız bu insanların yaşamlarına dahil olurken kimi zaman sevinecek, kimi zaman üzülecek, şaşırtıcı olaylara tanık olurken çoğu zaman heyecanlanacaksınız.


Arka kapak yazısı böyle. Pek bir şey anlamıyor insan anca okuyunca, ve ben okumaya başlayıp devam ettikçe nasıl bir hata yaptığımı anladım. Nedeni aşağıda. Karakterler çok fazla, çocuğunu yeni kaybetmiş ve evliliğini bitirmek isteyen bir çift. Bakım evinden gönüllü çalışan kasabanın en yaşlı kadınları, onun kızı ve torunları olarak devam ediyor karakterler. Bağlantı var karakterlerin arasında. Sevdiklerim oldu, mesela savcının kızı ne kadar dik kafalı olsa da sonradan yaşadıklarını çok sevdim, diğer kitaplarda yer alır mı bilmiyorum ama ona özel kitap çıksa okurum. Boşanmak isteyen çiftimiz de diğer kitaplarda olur mu bilemiyorum, okuyup da öğrenmeyeceğim sanki. :/


Sebebi; şöyle ki evet olaylar kasabada geçiyor ama ben bu zamana kadar hep genç kesimin kasaba hayatını okudum, burada sadece iki çift geçti ve gerisi yaşını başını almış karakterlerdi. Yazar yaşlarını ve torun sahibi olduklarını söylemese diyeceğiz hepsi genç. Tamam bir iki tane olur ama bu kadarı çok fazlaydı. Ne yalan tam annemin okuyacağı kitap. :D Yazarın diğer serileri daha farklıdır diye araştırma yapıyorum, bulursam o serilere devam edebilirim. Ne yazık ki okurken çok sıkıldım. Yazarın kalemi akıcı olmasa bırakırdım bile ama devam ettikçe değişen olayları merak etmemle ve akıcı olmasıyla bitti kitap. Debbie her telden yazan bir yazar, seveni çok ki zaten kalemi de çok güzel ama bu bana hitap etmedi. Biraz önce de dediğim gibi diğer serilerine göz atıp ona göre devam ederim çünkü kalemini seviyorum ve bu tarz kasaba, mahalle vs. hayatlarını güzel yazıyor.


Daha fazla uzatmama gerek yok, karakter çok fazla olduğu için hepsine değinmedim, farklı karakterler vardı, büyük sırlarda. O sırları merak ediyorum, o yüzden okuyan N. Ablama onlara ne olduğunu soracağım, okumuş kendisi çünkü. Hatta devam et belki şans verirsin dedi ama böyle bitirmek için kendimi zorladığım kitapları okumak istemiyorum. My twin okumak isterse bir şey diyemem ama takastan aldığım kitabı tekrar takasa ekleyeceğim gibi. :) Ben bu tarz kitapları severim diyorsanız ismimi vereyim U Kitap'da bulun beni. :)


Bu yorumdan sonra tavsiye kısmını tahmin etmişsinizdir. :) Yazarın kalemini gerçekten seviyorum ama bu sefer ki olmadı. Eğer okumak isterseniz bir şey diyemem, benim görüşüm böyle. Şöyle ki yaşlarını biraz daha küçük yapsaydı belki severdim ama çok karakter, değişik durumlar ve baya yaşı büyük ablaları okumak cidden benlik değil. :D Gerisi size kalmış. :)



Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntılar^^



Hayatta değerli olan her şey risk taşır.







Bir yorum daha biter, şimdi sadece fotoğrafı eklemek ve yayınlamak kaldı. Yazıktan sonra devamı gelir. :) Başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^




2 Temmuz 2019 Salı

Liseden Arkadaşlar//Selçuk Aydemir Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Bir Ramazan'ı ve bayramı da arkamızda bıraktık. Bu zaman zarfında ne umduğum gibi kitap okudum ne de bloga yorum girdim. Çok çok yoğun geçen bir Ramazandı ve şu an bayram biter bitmez bilgisayarın başına oturdum. Artık ne zaman yayınlanır bilinmez ama ne zaman oturduğumu bilin istedim. Bundan önce 2 kitap yorumu 2 film yorumu 1 dizi yorumu bulunmakta. Bana 7/24 saat yetmiyor. Çok Güzel Hareketler Bunlar 2'de dediği gibi dizi çekme süreleri uzadığı için zamanımız yetmiyor biz de 8/25'e çıkardık günümüzü diyordu. Aynı o ben. :D 

Mahalle kültürünün son demlerinin yaşandığı yıllar… İlk arkadaşlıkların okuldan değil de apartmandan kurulduğu, bakkala diye evden çıkıp arkadaşlarla sokaklarda oynanan zamanlar… Küçükçekmece’nin küçük bir mahallesinde büyüyen ve artık gerçekten büyüdüğüne inanan Selçuk, çetecilik işlerini bırakıp gideceği “süper” lise ile hayatında başka bir sayfa açma hayalleri kurarken evdeki hesap çarşıya uymuyor. Selçuk ne kadar beladan uzak durmak istese de arkadaşları Mete, İsmet ve Serkan’ın da farkında olmadan yaptıklarının katkısıyla belanın tam ortasında buluyor kendini.
Çalgı Çengi, Düğün Dernek, Kardeş Payı ve İşler Güçler gibi dizi ve filmlerin senarist ve yönetmeni Selçuk Aydemir, 15 yaşındaki bir ergenin gözünden ilk aşkları, arkadaşlıkları, hayalleri, aileyi ve mahalle yaşamını anlatıyor. Fonda da Selçuk ve arkadaşlarının okulun en belalı adamına karşı giriştikleri mücadelenin mizah dolu hikayesi var.
Beden dersinin olduğu gün formasının altına eşofman giyenler, siyah-beyaz tüplü televizyona Commodore 64 bağlayan dedeler, sevdiği kıza açılırken ölecekmiş gibi olup da ölmeyenler, kolay çarpılıyor diye Pi’yi 3 değil de 5 alanlar, mahallenin mavi tikli official ulakları yani dırdırcı teyzeler ve arkadaşlık yeminini tamamlamaya kararlı bir grup ergen başrolde Liseden Arkadaşlar’da…
Selçuk Aydemir’den lise sıralarını hatırlatacak, sıcacık, bol kahkaha vaat eden bir kitap…



İlk olarak birinci kitap Mahalleden Arkadaşlar yorumunu okuyun sonra bu yoruma devam edebilirsiniz. ;)
Bu seriye bayıldım arkadaşlar. Tam içimizden olan, eğlenceli, şaşırtıcı ve komik olan bir seri. İlk kitap bu kitaptan çok iyiydi ama bu kitabı da yabana atamam. Veli toplantıları, Selçuk'un yine başının belaya girmesi, anne ve babasından sonra dedesinin eve gelmesi ve bir dargın bir barışık takılmaları. Yeni arkadaşlar ve son kitapta bize sinyalini veren Selçuk'un ilk aşkı. Hepsi çok çok iyiydi, en unutulmaz ise Selçuk'un hıçkırıkları. Okuyanlar anlamıştır.
Selçuk bu sefer rahat duracaktır ama çocuğu sürekli rahatsız edenler var ve baş düşmanı ve en sevdiği düşmanı İsmet'i çakalların eline de bırakamaz. O saatten sonra iki düşman arasından kalan Selçuk büyük taşların altına elini koyar ve çok büyük ders alır. Üzüldüm yaa yazık çocuklara bir plan yapalım derken bu kadara mı ters teper. :D Kitaba yeni dahil olan dedeyi çok sevdim, toruna torun gibi davranmayıp arkadaşı gibi davranması çok komikti. Böyle cana yakın arkadaş gibi düşünmeyin, yeri gelip trip atıyordu torununa dede. :D Selçuk'un ilk aşkı da kitapta ama büyük darbeler yiyor bu konuda. O kısmı anlamış değilim Selçuk'un en son ki kararı neydi pek anlayamadım. Devam kitap olursa orada çözeriz artık olayı. :)


Daha fazla detaya girmeyi düşünmüyorum. Zaten yorumlarımı toparlayamıyorum okuyalı çok olduğu için. Arayı çok fazla açıyorum ve bu yorumlarıma yansıyor. Mesela bundan sonra diğer kitabın yorumunu yazmam gerekiyor yoksa kalır. :/
Genel anlamda sevdim kitabı ama birinci kitap mı, ikinci kitap mı diye sorarsanız birinci derim. Burada yaşından dolayı ağzı da bozulmuş Selçuk'un ve bundan rahatsız olduğumu söylemek istiyorum. Hatta sadece Selçuk değil babasının ve diğer karakterlerin de. Umarım diğer kitaplarında olmaz. :D
Bu arada hazır lise falan olmuşken Üniversite de olsun tam olsun ama lütfen çete olayları değil daha çok hayatın içinden olsun. Mesela bizimkilerin aşk hayatı, okul hayatı vs.


Seriyi tavsiye ediyorum, gülmek garanti. Böyle eski zamandan gelen, eski anıları hatırlatan aynı zamanda güldüren kitapları seviyorsanız kesinlikle okuyun. Hatta sevmiyorsanız bile okuyun, Selçuk'un ve çetesinin hayatı gerçekten çok ilginç. :D



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^



Biri seni haddinden fazla eleştiriyorsa gizli hayranlığından, haddinden fazla övüyorsa gizli hainliğindendir.


*****


"Evet Selçuk, tahmin et bakalım. Ben seni niye çağırmış olabilirim?"

"Hocam beni neden çağırdığınızı unuttunuz değil mi? Vay arkadaş bunu da gördüm yaşadım ya. Bir de bana tahmin ettirmeye çalışmanız takdire şayan, tebrik ederi."


"Teşekkür ederim. Sulandırma lan unutmuş olabilirim ne var bunda? Evet yorma beni, bir halt yediysen söyle konuşalım. Sonra hatırlarsam daha çok kızarım."


*****


Piyon bile kendini şah zannetsin, şah zaten şah olduğunu ilk günden biliyor, piyon olmayı yediremeyenin gönlü hoş olsun, çünkü o şaha lazım."





Böylece bir yorum daha biter. Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^




Buralarda da varım^^





26 Haziran 2019 Çarşamba

Kitap Alışverişi//BKM Kitap^^

Merhabalar^^
Uzun zamandır blogda alışveriş yazısı yazmıyordum, zaten uzun zamandır kitapta almıyorduk. Tek tük, kitapçıdan falan aldığımız kitapları Instagram hesabımda yayınlıyorum. Bu sefer ki fazla olduğu için hemen fotoğraflarını çektim ve umarım arayı fazla açmadan hemen yazar yayınlarım. ;)
Alışveriş yaptığımız zaman genelde indirimde olanları, fırsatları değerlendiriyoruz. Bir de diğer sitelerden fiyat araştırması yapınca en uygunu hangisi oluyorsa onda işlemi tamamlıyoruz. Bu sefer BKM Kitap kazandı yarışı. Hem indirimleri çok çok iyiydi, hem çok güzel bir 10 ₺'lik indirim vardı değerlendirdik. 10 ₺'lik bitti ama 5-7,5 ₺'lik kampanya devam ediyor, almak isteyenler bakabilir. ;)




Aşk ve Diğer İhtimaller//Betül Güçlü^^
Betül Güçlü'nün kalemini seviyorum. En son okuduğum Yalancı Aşklar Sokağı kitabının devamı olduğunu öğrenince birazcık üzülsem de karakteri öğrendikten sonra bir oh çektim. :) Kitap ciltli ve pahalı ne yazık ki. Hemen alamadık ama en sonunda aldık. :D En kısa zamanda okumaya niyetim var, bakalım ne zaman olacak. :)




Şelale//Lauren Kate^^
Düşüş serisinden tanıdığımız Lauren Kate'in kalemini seviyoruz ama uzun yıllardır kitabını okumadım. Bu kitabı da BKM Kitap'ta 5 ₺'ye görünce alalım dedik ama yanlış yapmışız. Bu kitap serinin ikinci kitabı. İlk kitabını en kısa zamanda almak lazım. :D




Düşman//Meryem Çoşkunoğlu^^
Geçen senelerde My Twin'in Watpadd'de takıldığı zaman bu yazarın kitaplarını okumuş çok sevmiş. Kalemi çok güzelmiş diyordu o zamanlar. Epsilon yayınlarında büyük indirim olunca bunu da ekledik listeye. Az içeriğine baktım da iki karakterde beni sinir edecek gibi ama bakalım, ilk My Twin okusun. :D




Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu//Stefan Zweng^^
BKM Kitap'da hediye olarak ekledik listeye. Tasarımına bayıldım, alırsam bir daha İndigo Yayınları olur. :)




Sensiz Asla//Güneş Demirel^^
Sevdiğim hatta vazgeçemediğim yazarım olduğunu çoğu kişi biliyor mu bilmiyorum. :P Ama öyle. :D İlk kitabıı okuyalı seneleeeeeer oldu, bu kşitabı da erken çıktı diyemem ama çıktığı sırada çok paj-halı diye almadım, indirime girer dedim o da olmadı o yüzden biraz geç olsa da BKM'nin yaptığı indirim kadarıyla aldım. Ama karton kapak olarak bu fiyat çok fazla, ne yazık ki Ephesus'da diğerleri gibi olmaya başladı. :/ Yapacak bir şey yok ama kampanyaları daha çok olursa sevineceğim. :D



Eylül//Mehmet Rauf^^
Kampanya listesinde vardı ekledik sepete ama bu kadar harika olacağını bilmiyorduk. Nostaljik Yayınlarının kitabı, adı üstünden Nostaljik, için bile göz yormayan sarı kağıtlardan. İlk My twin okuyacak gibi bakalım. :)




Kara Cadı&Kan Büyüsü//Nora Roberst^^
Nora'yı severim, henüz coğu kitabı okumamaış olsamda bu seriyi çok merak ediyordum. BKM Kitap'da 5-7,5 ₺'ye bulunca hemen sepete ekledik. Ama bir hata yapmışız ki gülmek serbest. :D Seri şu anlık 3 kitaptan oluşuyor, yurt dışından çıkmış mı yoksa 3 kitap mı bilmiyorum ama bizde şu anlık 3. Neyse, ben Kan Büyüsü'nün ikinci kitap olduğunu sandım ama üçüncü kitapmış. :O Neyse ki şu an U Kitap'dan bir arkadaşla anlaşmış gibiyiz. Öylece tamamlanacak seri. :)




Eğer İnanırsan//Kristin Hannah^^
Bu kitabı BKM Kitap'dan almadık, burada AVM'de açılan kitap fuarından My Twin bayram alışverişine gittiği zaman aldı. :D Uzun zamandır Kristin okumamıştım, yakın zamanda okuyayım.^^




Bunlarda U Kitap ganimetleri.
Şu an Aşk-Gurur'u okuyorum. Çok tatlı bir kitap, Aşk ve Gurur'un Türk versiyonu ama çok güzel. Büyük adada tatlı mı tatlı bir Aşk ve Gurur. <3 Diğerlerini daha sonra okumayı planlıyorum, Asansör için daha önce düşündüğüm gibi çıkmadı yorumları okudum ama biraz baktım da yazarın kalemi güzel gibi, şans verilebilir. Bırakma Ellerimi ise N. Ablam sayesinden istedim. Şu sıra bütün kitaplarını okuyor ve sevmiş, bende U Kitap vs. tamamlamaya çalışıyorum beğendiği kitapları. :) Konusu çok güzel, yakın zamanda o da okunacak ama ondan önce buraya eklemediğim aynı yazarın Kendi Düşen Ağlamaz kitabına başlayacağım. :)





Yazıya devam etmeyeli epeyi oldu o yüzden biraz geç yayınlıyorum ama Instagram'ı takip edenler kitapları biliyordur zaten.^^
Bu arada blogun 7.yılına özel bir çekiliş başlatmayı düşünüyorum, şimdiden haberini olsun, inşAllah en kısa zamanda Instagram'da paylaşacağım. :)
Bir yazıda böylece biter, başka yazılarda görüşmek dileğiyle^^




Buralarda da varım^^





20 Haziran 2019 Perşembe

Lekeli Evcil//Kate Jarvik Birch Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Bir kitap yorumuyla daha beraberiz. Bu sefer ki kitabımı ise Ramazan'ın başından bitirdim ve şu an bayramdan sonra anca yorumunu yazıyorum, bir alkışınızı alırım artık.
Kitabımız Kusursuz Evcil serisinin ikinci kitabı, ilk kitabı çok sevmiştim, değişik ve sakin bir seri ama güzel. Kusursuz Evcil yorumu için Tık Tık^^

Genetik mühendisliğinin ürünü Ella, mükemmel bir evcil olmak üzere tasarlanmıştı. Zarifti, ağırbaşlıydı ve hapisti. Cesaretini toplayıp zincirlerinden kurtulmuş ve Kanada’ya sığınmıştı. Ancak her ne kadar artık istediği gibi düşünüp hareket edebilecek olsa da, kaçak bir evcilin hayatı da en az Milletvekili’nin ışıltılı kafesinde yaşamak kadar zordu. Kaçışı beklenmedik bir dizi sonuç doğurmuştu ve artık hiç kimse güvende değildi, özellikle de diğer evciller.
Amerika’da evciller ölmeye başlamıştı. Ella hiç beklenmedik bir yerden gelen yardımla tehlikeli karaborsanın derinliklerine gömülmüştü ve alınıp satılabilecek lekeli bir evcil gibi davranıyordu. Eğer şansı yaver giderse, Penn’i kurtarabilecek ve yetiştirme programıyla ilgili gerçekleri açığa çıkarabilecekti. Eğer başarısız olursa, bunun bedelini yalnızca kendi hayatıyla değil, kurtarmaya çalıştığı herkesin hayatıyla ödeyecekti.


İlk kitabı okuyanlar bu yoruma bakar düşüncesiyle sonundan bahsedeceğim. Biliyorsunuz ki sonunda çiftimiz bir şekilde kaçmış ama Penn yakalanmıştı, işte konuda tam olarak burada başlıyor. 
Ella Kanada'da koruma altına alınmıştır ama Penn için bir şeyler yapmak zorundadır. İlk işi o koruma bölgesinden kaçmaktır ama daha ilk saniye de yakalanma olasılığı çok yüksek. İşte bu devrede de hiç ummadığımız bir kişiden yardım geliyor. Başta kızın başını belaya sokmak için geldi dedim ama beni ters köşe yaptı resmen ve kitabın sonuna kadar yüreğim ağzımda okudum kitabı.
Çok tehlikeli işlere bulaştılar ve tamam şimdi biti işleri dedim ama ne oldu siz okuyun görün. Kitap insanı yormuyor, sinir etmiyor ve kendi düzeyinde heyecanlı, sakin bir şekilde devam ediyor. Bu serileri sevin arkadaşlar, her zaman böylesi çıkmaz.



Ella bir Kusursuz olsa da çok cesurdu. Zaten bu tarz kitaplarda aksi söz konusu olmaz ama bazıları da bizi şaşırtıyor. Bundan da şaşırdığım, kızdığım kısımları oldu ama sonucu benim açımdan iyiydi.
Penn hakkında yazmam gereken bir şey var mı bilmiyorum, zaten ayrı düştüler buluştular mı bu konu hakkında yazamam. Sadece bazı kısımlarda çok fazla rahat oldu her şey, üçüncü kitapta bunun sonuçlarına katlanırlar mı bilemiyorum ki bence üçüncü kitapta böyle devam edecek.




Kitap hakkında daha fazla yazacağım bir şey yok. Yazarsam spoiler olur o yüzden yüzeysel anlatıp bitirmek en iyisi. Yazar için güzel yorumları birinci kitapta dile getirdim, kalemi güzel, sevilesi. Konu seçimi içinden tebrik ediyorum, ilginç bir konu ve filmi olsa muhakkak izlenir durağan geçer biraz ama yine de izlenir. ;) Son olarak ilk kitapta olup da bu kitapta olmayan şeyden bahsetme istiyorum. İlk kitapta Penn'in duygu ve düşüncelerini okumuştuk, burada da okumak isterdim ama ne yazık ki yazar yazmamış dilerim son kitapta olur. :/
Az heyecanlı, bolsa duygusal, bunlara sebep olanlara bolca sövmeler derken bitiyor kitap. Merakla son kitabı bekliyorum ama yayıncıdan ses seda yok gibi, bu beni üzer. Umarım en kısa zamanda çıkarır ve bu güzel seriyi de bitiririz.




Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^

Hayatta hiçbir paranın satın alamayacağı çok daha önemli şeyler vardı. Pencereden sızan güneş, mavi gökyüzü, seni sımsıkı saran güçlü kollar gibi...



*****



"Kalamam," dedim. Sesim çatlamıştı. "Ama sana bir şey getirdim."
Elimi cebime sokup Carlie'nin yaptığı resmimi buldum. Ona verecek başka bir şeyim veya tutunabileceğim daha büyük bir parçam olsun isterdim. Ama bu resim ve kalbimde başka başka bir şeyim yoktu, ona zaten kalbimi vermiştim.



*****


Bilinmezden mi korkuyordu? Gelecekten mi korkuyordu? Belki hayatın kendisi böyle bir şeydi. Gerçekten bilme şansımız olmayan olaylara doğru ilerleme korkusu...





Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle ve güzel kitaplarla kalın^^


Buralarda da varım^^