10 Temmuz 2021 Cumartesi

Do You Like Brahms//Kore Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
Boş bulduğum her vakitte yorumlarımı yazmaya devam ediyorum. Bu yazım için fotoğrafları çok önceden eklemiştim ama yorum yazmak bir türlü kısmet olmadı, vaktimde olmadı. 😃
Diziyi Ramazan'da izledim, Bayramdan çok çok sonra bitirdim. Diziyi sevdim, çifte bayıldım ama yine ve yeniden yılın dizisi diyemeyeceğim maalesef. Acaba ben bu sene yılın dizisini izleyebilecek miyim? Öneri alayım pleaseeee ;)
Bir dizide çiftin kimyası tuttu mu o dizi aşırı kötü olmadığı sürece gideri vardır. Bu dizide bana göre öyleydi. Konu güzeldi ama sonuna kadar gideri yoktu ne yazık ki.
Müzikle uğraşan, hayatının merkezine müziği koyan gençleri konu alan bir diziydi. Sevdiği için hayalinin peşinden giden başrol kızımız, ailesi için zorluklara baş edip sevdiği işten nefret eden bir başrol adamımız. :P -Kötü bir kelime seçimi oldu :D- var.
Sanatla ilgili diziler güzel oluyor, bu da onlardan biriydi ama ben daha çok konser, performans görmek isterdim. Dizi drama yakın, aileden, çevreden gördükleri baskı nedeniyle hayallerine hep uzaktan bakıyorlar ama hayallerini gerçekleştirme imkanı olanlar içinden her şey kolay değildir.
Dizi az çok bunu anlatıyor bize. Dizinin konusunu sevsem de bence oyuncuların kimyası çok daha iyiydi, belki de diziyi en çok sevmeme neden buydu. 😆


Konusu;
Dizi, prestijli bir üniversitenin müzik bölümünde okuyan bir grup öğrencinin, onların başarılı olma konusunda takıntılı olan ebeveynleri ve öğretmenleri etrafında dönmektedir.

Güney Kore Sineması sitesinden alıntıdır.



Park Eun Bin//Chae Song A^^
Üniversitesini bitirdikten sonra hayali olan keman çalmayı kafasına koyup yüksek lisansını bu yönde okumak ister. Arkadaşları tarafından desteklense de ailesi istemez ve sürekli başarısızlıklarından dolayı eleştiride bulunur. Bu konuda aileye çok kızdım. Zaten Song A öyle her kötü söze laf eden biri değildi, tabii çok pasif gibi gözükse de istediğinde güzel cevaplar verdi. Normalde bu rollerdeki oyunculara çok kızıyorum, izlemek beni hasta ediyor ama burada sevdim kendisini. Dişe diş kana kandı bazen. 👏
Kendisini ilk Age Of Youth dizisinde izledim, orada o kadar şapşikti ki, çok çatlak bir rolü vardı. Eğer o rolünü bilmeseydim kız böyle mi diye düşünürdüm, bu da oyunculuğunun nasıl iyi olduğunu gösteriyor.
Park Min Jae ile de uyumları çok iyiydi. 👏💓


Kim Min Jae//Park Joon Young^^
Ünlü bir piyanist olan Joon Young Amerikadan ülkesine döndükten sonra bir yıllık dinlenmeye çekilir. Başlarda sorun olmasa da sonralarda ailesinin yaşadıkları sıkıntılar yüzünden aldığı kararlardan dönmek zorunda kalacaktır.
Bir kere piyanist olması bizi kalbimizden vurdu ama canımcım sürekli çalmadı ya, üzdü bu beni. Çok tatlıydı, diziye o kadar yakışmış ki bayıldım. Sadece kimyaları değil, rolü gereği kıza bakışları, düşünceli davranışları çok güzeldi. Bir kez daha takdirimi kazandı. 
En kısa zamanda yeni bir dizide görmek dileğiyle, yine başrol olsun lütfen. <3


Bae Da Bin//Kang Min Sung^^
Lee You Jin//Yoon Dong Yoon^^
Son A'nın en yakın arkadaşları kendileri. Dong Yoon çello çalıp, bakımını yapmaktadır. Min Sung ise üniversitede başka bir bölümde yüksek lisansını yapmaktadır. Aralarında arkadaşlıktan başka aşk mevzusu da dönüyor.
O kısım birazcık üzücüydü, izleyince anlayacaksınız. ;)


Park Ji Hyun//Lee Jung Kyung^^
Park Joon Young'un en yakın arkadaşlarından biri, geçmişleri birazcık karışıktır. Ailesi varlıklı olan Jung Kyung büyükannesinin kurduğu vakıf nedeniyle sorunlar yaşar. Bunun yanında yeni başlayacağı işi ve sevgilisiyle işler çokta yolunda değildir.
Oyunculuk ve rol olarak hiç sevmedim. Zaten rolü tam boğmalıktı. Spoiler olur diye bir şey yazmayacağım ama beni aşırı sinir ettiğini bilin. Oyunculukta ise çok soğuk olduğu için tam anlaşılmadı, başka dizilerini izleyip öyle karar vermek daha iyi olacak gibi. Ama dediğim gibi burada sevemedim.


Kim Sung Cheol//Han Hyun Ho^^
Park Joon Young ve Lee Jung Kyung'un arkadaşı, Jung Kyung'un ise sevgilisidir. Liseden beri en iyi üç arkadaş olarak devam eden dostlukları sırlar nedeniyle dağılmaya yüz tutacaktır.
Bu arkadaşı ilk Prison Playbook dizisinde görmüştüm, orada da tatlıydı, burada da ama burada çok üzüldüm kendisine. Hak etmedi yaşadıklarını. Ve en kısa zamanda kendisini güzel bir başrolde görmek isterim. Çook başarılı.



Resimler^^


Bu sahne çok güzeldi.


Çok severim böyle sahneleri ama azdı ya. :/


Bu sahne...
Kalbimi bıraktım buraya :'(


Sevgililerdi falan ama hep böyle saygılılardı birbirlerine. Bir zaman sonra fazla değişik geldi ama diğerleri gibi olmaması diziye farklı hava katmıştı.







Şu an yazıyorum ama tekrardan izlememek için kendimi zor tutuyorum. O kadar güzeldi ki :'(


Arkadaşlardı ama şöyle yan yana gelince sinir oluyordum.



İşler başka türlü olsaydı çok iyi olurdu bu grup.





Buralara da kalbimizi bıraktık...




Afiş çekimlerinden. Off ya nasıl shipliyorum, üzüyor bu beni asdfghjklş Sevgili olsalar çok sevinirim. :D



Gifler^^


Bence de...



Bakışlar...






Şemsiye olayı dizinin kilit noktasıydı bence. Song A sonradan söylediklerinde o kadar haklıydı ki.



Off be, şu sahnelerden daha çok olsaydı ya :'(





:'(



Şu fotoğrafa daha çok kalbimi bırakıyor ve daha çok shipliyorum asdfghjklşi



Aklımda kalanlar^^

*Song A'nın ilk sahnesinde yaşananlar beni çokça üzdü ama direnmesini ayakta alkışladım.

* Joon Young'un annesine aşırı kıl oldum ama kadının yaşadıklarını düşününce haklıda. Bilemedim.

*'Seni Seviyorum' replikleri çok iyi yerlerde geldi.

*Çiftimiz başta arkadaş olarak yakınlaşması çok güzeldi, bir nevi birbirini anlayıp yaralarını sardılar.

*Otobüs mevzusu çok güzeldi.

*Mendil olayına ayrıca hem üzüldüm hem de çok tatlış buldum.

*Dizide geçen sonatları bilmesem de dizinin konusunun buradan çıkması çok güzeldi. İlk bölümden son bölüme kadar hep Brahms sonatı geçti, hikayesi de güzeldi.

*Son bölümleri izlerken biraz kızdım ama olmasaydı da olmazdı yani. :D

*Dizide geçen dondurma sahneleri de çok güzeldi, izleyenler anladı bence.

*Çift için biri ünlü biri sıradan demelerine çok kızdım, gerçek hayatta yok değil, görüyoruz da ama izleyince daha da sinir oluyoruz. Huy olarak sinir ben de hemen etkili oluyor. :P

*Song A'nın düet mevzusunda ki ilk piyanist dayaklıktı ama sonradan olanlar...

*Dizideki okumuş, başarılı olmuş ama insan olamamış profesörler çok gıcıktı.



Ve son^^
Dizi inişli çıkışlı olsa da gerçekten güzeldi. Evet sevmediğim yerler oldu, bazı karakterler için atladığım yerlerde ama genel anlamda iyiydi. Yılın dizisi değildi, onu bitince anladım ama kötüde değildi. Başta da dediğim gibi diziyi sonuna kadar götüren çiftin kimyasıydı. O kadar uyumlulardı ki o shipliyorum falan dediklerim şaka değildi. :D Yakışıyorlar da hani, alsak ya şöyle güzel bir haber. Neyseeeee :D
Ailesi yüzünden hayalinin bile kendisine yük olduğu, hayalinin peşine gittiği halde bu konuda iyi olmadığını kabul edip hayalinden vazgeçme cesareti gösteren hayatları izliyoruz. Hayatın içindendi,
anlamlı dizilerden biriydi, seveni ya da izleyeni çok mu bilmiyorum ama tavsiye ederim. İzlerseniz yorumlarınızı bekliyorum. :) Bakalım sizde benim gibi çifti uyumlu bulup, shipleyecek misiniz? 😂



Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle...
Sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^




5 Temmuz 2021 Pazartesi

İzlediğim Filmler 49//Kraliyet Çöpçatanı, Badem Şekeri, Deli Dolu 2^^

Selamlara^^
Nasılsınız?
Şu sıralar film izlememe rağmen bu yazılara nedeeeeeen bitmiyor dostlar!! Gerçi canım yazım yazmak istemiyor şu sıralar ama taslağı görünce de içim bi kötü oluyor. Zaten evde oturduğumuz da yok (Mecazi anlamda, bahçe işleri, akraba ziyaretleri vs. vs. vs. Tatil yok yani. :P) Şu an sırf yazı yazayım diye yazıyorum şunu, aklım daha başka şeylerde çünkü. 😅🙈
Neyse fazla uzatmayayım. :D
-Bu arada arkadaşlar şu an aklıma geldi, Instagramda beni takip ediyor musunuz? Edenleri görelim. :D-
Filmleri taa düğünlerden çok çok önce izledim, yazmama bahanelerini zaten söylemiştim hiç oralara değinmiyorum.
Üçü de güzeldi, sevdim ben.
Not: Blogger arkadaşlarım yorumlarınız için teşekkür ederim. Yakın zamanda, inşallah bloglarınıza iade-i ziyaret yapacağım, yorum yapan elleriniz dert görmesin KALP.



Kraliyet Çöpçatanı
Her çöpçatanı gördük de kraliyet çöpçatanını yeni gördük. Öyle ki adaylar böyle sıradan insanlar değil, diğer ülkelerin prensesleri. :D Güzel filmdi, afişten de anlaşılacağı üzere size sürpriz yapmıyor film ama eğlenceli kafa dağıtmalık. ;) Kraliyet filmlerini seviyorsanız izleyebilirsiniz. ;)





Çift çok tatlıştı^^





Bu filmi taa Ramazan Bayramı arifesinde  izledim, seriyi biliyordum ama hiç izlemedim. Seri 4-5 film herhalde yalan olmasın. Netflix'de ailemle izleyecek film ararken bunu buldum, annemler çok bakmadı ama ben izledim ve beğendim. Serinin diğer filmleri Netflix'de yok, TV'de verirlerse izlerim artık. :)
Türk filmlerini seviyorsanız, izlemesi keyifli bu filmi tercih edebilirsiniz. ;)






İlk Netflix'de yayınlandığı zaman ikiz izleyip ısrarla bana da izletmek istemiştim, ama ben ne yaptım izlemedim. Zaman bu zamanmış. İlk filme göre güzeldi, bence ikisi de güzeldi. Burada sadece kızın kalbi ve mantığında kalışlarını izledik, doğrusu bazı yerlerde çok hak verdim kendisine. Ayrıca en son ki dans performansı çok iyiydi. Konu güzeldi ama klişeydi, daha farklı bir şeyler yapabilirlerdi. Yine de iki yakın arkadaşı izlemek eğlenceliydi. Üçüncü büyük ihtimal gelecek gibi, sonu çok ucu açık bitti.





Bu çocuğu çok fena harcadılar bee -_-








Kısa ve öze yazımdan bu kadar, başka yazılarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle kalın^^


Dipnot: İzlediğim diğer filmlerin yorumları için buraya bakabilirsiniz^^


Buralarda da varım^^


24 Haziran 2021 Perşembe

İzlediğim Filmler 47//Adalet Birliği, Wonder Woman, Geleceğe Dönüş^^

 Selamlaaaar^^
Ramazan içinde izlediğim filmlerin yorumları şimdi yazmam utanç verici ama geç yorumlarıma takipçilerim alıştı bence. Bir gün hiçbir işim olmadan eski yazılarımı yazıp tamamen bitirip, yeni yazılarımı anında yazmam gerekiyor, aksi zor yani. :/
Bu sefer ki filmlerim diğerlerine göre daha vurdulu kırdılı. Son film farklı ama ilk ikisi benden beklenmeyecek filmler sanki. :D Oysa ki severim, sadece her zaman ruh halime uygun olmuyor. :)


Adalet Birliği

ATV'de yayınlanıyordu, yarısından sonrasını yakaladık izlemeye başladık. İlk yarıyı bilmediğimiz için Netflix'de olduğunu öğrenince oradan devam ettik. Sevdim, eğlendim. Çok iyiydi bence.
Ama seri olarak hangi sıraya göre izlenecek bilmiyorum o yüzden öyle ortadan başladık. Mesela Superman burada ilk kısımda ölüydü sonra dirildi falan. Superman'i izledim, onu da sevmiştim.
Klasik kötü adam dünyayı yok etmeye kalkarken ona engel olmaya çalışan kahramanları konu alıyor.
Büyük ihtimal herkes izlemiştir ama izlemeyen varsa ve bu tarz filmleri seviyorsanız kesin çok seversiniz.








Wonder Woman

Adalet Birliği filminde Wondar Woman'ı izleyince kendi filmini merak ettik. Böyle güçlü kadınları izlemek çok güzeldi, o yüzden hemen de izledik ama Adalet Birliği bundan çok çok iyiydi. Bir kere ikinci dünya savaşında geçiyordu, sonra Türkiye hakkında filmde geçen saçma şeyler hiç hoşumuza gitmedi.
Wondar Woman dünya için iyilik istiyor, kimse kimseyi öldürmesin istiyor ama ne hikmetse karşı taraftaki bütün savaşanları öldürüyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu derler buna. Dünya iyiliğini istiyorsan bebiş herkesi kollaman gerekiyordu. O yüzden hiç sevemedim, eğer günümüzde geçseydi daha çok severdim belki. Şimdi diyeceksiniz karşı tarafa sempati beslemek olmaz ama burada savaş var, askerler emir alıyor. Bütün insanlığı kurtarmak daha mantıklı olurdu.
Merak edenler izleyebilir ama genel anlamda yorumum böyle. ;)


Şu ikiliden daha güzel bir film çıkabilirdi.







Geleceğe dönüş filmini izlemeyen ya da bilmeyen var mı ki? Genelde tv'de yayımlanınca bakıyorduk bu sefer baştan sonuna kadar izledik. Çok eğlenceliydi ya, eski filmler bence aşırı tatlı, daha güzel. Gerçi hepsinin yeri ayrı.
Şu an Netflix'de iki film var, henüz ikinciyi izlemedik. Üçüncü filmle beraber izleriz artık.
Herkes izlemiştir diye öneride bulunmuyorum asdfghjklş 






Bu sahneler çok iyiydi bence :)




Hala bir sürü film yorumları duruyor, bakalım diğerleri ne zaman gelecek. :D
İzleyecek olanlara şimdiden keyifli seyirler^^
Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle 💗



Buralarda da varım^^






2 Haziran 2021 Çarşamba

Sevda Uğruna//Damlanur Büyükşen Blogları Canlandırma Projesi Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız, günlen nasıl geçiyor? Beni sorarsanız aşırı yoğun, bir süre de böyle devam edeceği gibi ama ben yine de buralara zaman ayırmaya çalışıyorum. BCP'yi artık herkes biliyordur diye bir şey yazmıyorum ama beş aydır yazdıklarımızı merak ediyorsanız Burada! bakabilirsiniz^^
Not: Mayıs ayında Aşk ve Sevgi temasını konu alıyoruz.
Harry Potter ve Ateş Kadehini okumaya başladım ama yoğunluktan bir gıdım yol kat edemedim, o sırada canım daha akıcı, eğlenceli bir şey çekince Sevda Uğruna kitabı başladım. Zaten BCP için kitap okumam gerekiyordu. Şu an HP'a devam ediyorum, umarım tez zamanda bitiririm. Kitabın kaderi herhalde, ikizinde elinde çok süründü HP ve Ateş Kadehi. :D
Sevda Uğruna Bir Deli Bahar Rüyası serisinin son kitabı, Selim ve Sinan'nın küçük kız kardeşlerinin hikayesini okuyoruz burada. İlk üç kitapta genelde karşımıza çıktı, çokta uslu bir şekilde değildi tabii ama burada kendisi hakkında daha çok bilgi edindik ve yaşadıklarını okuduk.


 

Derya; kendisinden yaşça büyük, fazla korumacı iki ağabey, ve ona hâlâ beş yaşındaymış gibi davranan ebeveynlere sahip üniversite öğrencisi bir genç kızdı. Tek istediği, ailesinin artık onun büyüdüğünü kabullenerek biraz da olsa nefes aldırmasını sağlamaktı. Yirmi birinci yaşını doldurduğu yaz tatilinde stajı için masum bir yalanın arkasına sığınarak hayatının ilk gerçek macerasının yolculuğuna çıktığında ise bu yalanın onu dönüşü olmayacak şekilde değiştireceğinden habersizdi.
Sonunda o da hep düşlediği, başkalarında tanık olduğu aşkı bulacak mıydı yoksa aşk sandığı şey bir musibet miydi?
Emir ise hiç hesapta yokken omuzlarına yaşından ağır yükler koyulmuş, kayıpları yüzünden vaktinden önce büyümüş bir genç adamdı. İşi, ailesi ve yıllar önce ettiği bir yeminin uğruna yaşıyordu. Ta ki derya’yı görene dek... Bu güzel kızı sevmek bataklıkta kendisine uzatılan bir dala tutunmak gibiydi. Ancak kırmadan, kirletmeden, aynı batağa çekmeden sevmeké işte bunu nasıl yapacağını hiç bilmiyordu.
Sevda uğruna, iki gencin yalanlar arasında filizlenen aşkının ve bu aşk uğruna birbirlerine tutunuşunun hikâyesi...


Genel olarak kitap böyle başlıyor ama olaylar, olaylar. Kitap beş yüz sayfa, yazarın kalemi akıcı ama kitapta ayrılıklar, olaylar ve yaşanan sıkıntılar yüzünden bana göre üç hikaye okuduk gibi oldu.
Derya el bebek gül bebek büyümüştür ama üzerinde baskı ile. Okulunun üçüncü senesinde yapacağı stajı babasının fabrikasında değil de en yakın arkadaşıyla beraber başka bir ilde yapmak ister. Buraya kadar, hatta arkadaşıyla başka şehre gitmelerine kadar her şey normal ama ondan sonra söylediklerini yalanlar başlarına bir bir bela olur. Buraya kadar da yine beklenen bir şeydi ama dakika bir dol bir de hemen yakalanmaları garibime gitti, ne bileyim bir kaç gün geçseydi diyeceğim ama durup düşününce zaten bir kaç günde geçmezdi. :D Okuyanlar varsa anladı bence.;)
Derya'nın tek istediği birazcık özgürlük, liseden başlayan uğursuz arkadaş seçimlerinden sonra ailesi tarafından sürekli baskı altında olsa da hayalleri için elinden geleni yapmaya hazır. Tam her şey istediği gibi gidiyor derken başına bir de aşk belası çıkıyor, bundan sonra zaten hayatını düzene sokayım derken iyice batıyor.
Derya sıradan karakterlerden değildi ama böyle aşırı iyiydi, akılda kalıcı bir karakterde değildi. Mesela Bahar gibi değildi. :D Hayalleri olan, kariyerini düşünen bir genç kızdı, sıradan olmamasının sebebi de aklına geleni hemen yapmasıydı mesela, öyle aman dursun her şey ayağıma gelsin vs. bir karakter değildi. Aşkının, kariyerinin peşinden koştu. Aşkı için dobra oluşunu ayakta alkışlıyorum. ;)


Diğer karakterimiz Emir ise aynı Derya gibiydi, tabii yaptığı hatalar yok değildi ama kitabın gidişatı için onlar şarttı bence. Evin tek erkeği olarak her şeye koşan Emir bir gün İzmir'deyken başına gelen kazadan sonra hayatın ona çok büyük sürprizleri olduğunu keşfeder. Bursa, İstanbul arası gidip gelen Emir hayatını göçebe olarak yaşar, ta ki hayatını değiştiren Derya'yı görene kadar. Ya aşkının peşinden gidip, intikamından vazgeçecektir ya da aşkını kalbine gömüp intikamını alacaktır.
Sevdim Emir'i, güzel sevdi, yani bu tarz karakterler bağıra çağıra bir şeyleri yoluna sokmaya çalışıyorken Emir hep mantık yönünden bakıp Derya'yı bir şeylere zorlamadı. Bu yönden yazarın kalemini seviyorum.

Şimdi kitap diğerlerinden farklı olarak lanse edildi bana, öyle miydi evet. Bunu sevdim, ilk iki çift gibi olsaydı benzerliklerden dolayı sıradan gelebilirdi. Bu konuda sevindim. Yukarıda dediğim üç hikaye şöyleydi, Derya ve Emir'in karşılaşmaları ve yaşananlar. Sonra Emir'in İzmir'e gelişi(buraları detaylı yazmıyorum ki spoiler olmasın) ve son olarak Derya ve Emir'in köy evinde konuşmalarından sonra yaşananlar.
Hızlı okuma gibi bir yeteneğim ya da zamanım olsaydı bunları art arda okuyarak daha çok aklımda tutabilirdim ama son sayfalarda başta olanları okuyunca bir afalladım asdfghjkl Eğer bir iki güne bitirseydim inanın daha çok severdim, eğlenirdim. Aksi mi oldu, hayır ama daha çok etkilerdi beni kitap. ;) Yazarın kalemine yine hayran kaldım, ne yazarsa okurum kafasındayım, çünkü seviyorum.
Olaysız bir günleri geçmeyen bu aileye veda ettiğimize üzülüyorum, umarım kısa zamanda bu tarz yeni kitaplarına kavuşuruz, bekliyorum. :)


Son olarak serideki bütün kitapları sevsem de benim kalbime taht kuran tabii ki Bir Deli Bahar Rüyası. Onun yeri değişmez, hatta sırf özlediğimden bir daha okurum. :)
Yazarlarımızdan kitap okumayı seviyorsanız bence kesinlikle kaçırmayın, sizde benim gibi seveceksiniz. ;)
Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumları Buradan! okuyabilirsiniz. ;)



Aklımda kalanlar;

*Derya'nın sürekli ikilemde kalıp hatada olsa doğru kararları vermesini sevdim.

*Derya'nın abileri ve babalarının öyle her şeye evet diyen birileri olmadığını seviyordum, çok sıkmaları mantıklı değil ama toz pembe aile olmadıkları bir diğer güzel olaylardan.

*En son yaşananlar kitaba yakışır bir sondu.

*Yazarın Bahar'ın yaşadıklarını hatırlatan bir kaç detaya yer vermesine o kadar sevindim ki tekrardan okuma isteğimi bastıramıyorum.

*Seriyi ayrı ayrı olsa da okuma güzelliğini de sizlerle paylaşmak isterim, diğer kitaplardan bağımsız okuyabilirsiniz yani.

*Yazarın adetlerimizi her kitabında yer vermesine bayılıyorum. Mesela dini nikah. :D Anneannesinin geleneksel olup dayatması değil bunlar. Zaten Anneanne detayı da ayrı bir hoş, seviyoruz kendisini. <3



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"Seni sevmek hiç kolay bir şey değil. Sana rağmen seni hayaller kurmak çok zor. ..."


*****

"Biliyor musun?" dedi.
"Ben hep sana bela olduğumu düşündüm, istemeden de olsa sana yaptığım her şey için üzüldüm. Ama şimdi biliyorum. Ben ne yaptıysam asıl senden çok kendime yapmışım."

Alıntıya Not: Ne yazık ki Emir bu konuda haklıydı. :(




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^