20 Ağustos 2022 Cumartesi

Shooting Stars//Kore Dizi Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız bakalım? Kitapların yanında dizilerde izleniyor mu? Beni soracak olursanız sabah kahvaltıda ne izliyorsam o ama şu sıra yeni bir diziye başladım gece gündüz izlemeye çalışıyorum, büyük ihtimal sonlara doğru gelince bırakıcam iki üç aya anca bitiricem. :D Son zamanlarda da bu huy oldu bende. -_- 
Bu dizide o oldu mesela, ilk bölümleri nasıl izliyorum, bir anda altıya, yediye geldim. Sonrasında yine izliyorum falan ama son bir kaç bölüme gelince güzelliğinden bitirmek mi istemedim, ayrılık zor mu geldi bilemiyorum ama neredeyse üstünden bir-bir buçuk ay geçti öyle bitirdim ve hemen yorum yapayım dedim. Unutuyorum sonra. :'(
(Hemen yorum yapmadım 10 günden fazla hastaydım :/)
Dizinin Kore'de reytingleri düşük gelmiş, bir kaç yorumumda da dediğim gibi Koreliler güzellikten anlamıyor(Kültür, sanat olarak). Pardon ama neyini beğenmemişler dizinin acaba? Eğlenmek istiyorsanız birebir dizi, bir tane boşta kalan, izlemek istemediğiniz karakter yok, kötüler hariç.
Ben şahsi olarak çok sevdim, eğlendim en basitinden. Oyuncu kimyaları, konu, yaşananlar o kadar güzeldi ki. İlk duyurulduğunda heyecanlanmıştım çünkü sevdiğim aktör oynuyor, sonrasında Reels'ini gördüm ve o sıra izlediğim dizi biter bitmez başladım. Cidden çok sevdim, izleyenlerde benim gibi sevdiler. Şimdi burada daha fazla yazmayayım, birazda devamında yazayım bu güzel diziyi. ;)



Konusu;
Ünlü yıldızların skandallarını, olaylarını, kısacası arkasını toplayan emekçileri konu alan bir dizi.
Ne kadar kısa ve öz değil mi? Ama öyle, bu kadar yani :D
16 bölüm, her bölüm bir saat.



Lee Sung Kyung//Oh Han Byeol^^
Şirketin halkla ilişkiler ekibinin başı olan Han Byeol şirket bünyesindeki bütün starların skandallarıyla ilgilenir. Çıkan ilişki haberleri, yanlış verilen röportajlar, yanlış haber yayımlayan muhabirlerle uğraşan hep Han Byeol ve ekibidir.
Bu arada şirketin en popüler starı Tae Sung'la da anlaşamaz. Sürekli onun skandallarıyla ve laubali davranışlarıyla uğraşan Han Byeol'un aslında Tae Sung ile geçmişte yaşananlardan sonra kendisine kötü davrandığını düşünür ve hayatı kendine zehir eder.
Han Byeol'a bayıldım, otoriter ve rolüne cuk diye oturan bir oyuncuydu. O kadar güzel ve uyumluydu ki başkası oynasaydı bu kadar güzel olur muydu tartışılır. Zaten Lee Sung Kyung'u pek bir severim, gerek güzelliğiyle, gerek yeteneğiyle dizilerin aranan yüzü bence. Bir de gözlerini devirmesi, şapşik halleri yok mu on numara beş yıldız bir oyuncu dedirtiyor. ;)



Kim Young Dae//Gong Tae Sung^^
Popüler dizi oyuncusu olan Tae Sung neredeyse herkesin sevgilisidir. O kadar popülerdir ki her söylediği, her çıktığı kişi günden olmaktadır. Tabii bunlarla ilgilenen de Han Byeol'dür. Ailevi sebepler yüzünden oyuncu olan Tae Sung zamanla aslında yaptığı işi sevdiğine karar verir.
Kim Young Dae'yi ilk Extraordinary You'da izlemiştim ve bayılmıştım. Genelde o diziden sonra çok seven olmamış kendisini, hem rolünden hem kasıntı halinden dolayı ama onu böyle gösterende bu bence. Ben cidden sevmiştim, hatta dizideki başroldekilerden daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Extraordinary You'da  sert bir karakteri vardı ama burada Han Byeol gibi şapşikti resmen, zaten diziyi sevmeme neden olan bu iki oyuncu ama Kim Young Dae'de resmen döktürmüş. ;) Bundan sonra alır başını gider artık, gitsin de zaten. Umarım daha çok başrollerde oynar. ;) 



Yoon Jong Hoon//Kang Yoo-Sung^^
Şirketin en iyi menajerlerinden olan Yoo Sung hayatını menajeri olduğu starlara adamıştır ve onların iyi olması için elinden geleni  yapmaktadır.
Klasik bir menajer, bu konu hakkında genel olarak anlatacağım pek bir şey yok, biraz aşk hayatına değineceğim. Şimdi kendisi şirketteki hepsinin abisi gibi ama biri var ki onun abisi değil platonik aşkı. 
Bu tarz hikayeler beni heyecanlandırıyor ama benden önce Betül Güçlü izleyip çift hakkında bir şeyler söyleyince biraz hayal kırıklığı yaşadım ama yine de sevdim. Dizi aşk dizisi sanki, yani bir sürü çiftimiz oldu dizide ve hepsi de birbirinden tatlış. <3 Bunlarda öyleydi. Oyunculuk olarak seviyorum kendisini, hep yan rollerde oynuyor ama. Bu beni bir tık üzüyor, başrollü bir dizi çekse mi ki artık acaba? 



Kim Yoon Hye//Park Ho Young^^
Şirketin yine menajerlerinden biri olan Ho Young sinirlerine zar zor hakim olan birisidir. Yeni starlar arayan Ho Young yeni starlarının iyi bir kariyer yapmaları için elinden geleni yapar.
Menajerler konusunda gerçekten ne yazacağımı bilemiyorum, yani siz izleyip neler yaptıklarını, neler yapacaklarını öğrenin derim. Oyuncu olarak ilk defa bu dizide izledim, biraz tatlış bir rolü vardı ama sevdim kendisini. Platonik aşkına kavuşacak mı, onu yorumumum devamında öğrenebilirsiniz. :D




Lee Jung Shin//Do Soo Hyeok^^
Şirketin avukatı olan Soo Hyeok kendine göre kuralları vardır ve ona uymak hayatının amacıdır. Şirket toplantılarına katılan Soo Hyeok çoğu şeyi anlamasa da avukat olarak starların skandalları için elinden geleni yapar.
Kendisini Cnblue'dan tanıyorsunuzdur, grubun gitaristi. Oğlan yaş aldıkça bir yakışıklı olmuş sanki. Burada aşırı aşırı iyiydi. Avukatlık, otoriter tavırlar falan çok yakışmıştı, acilen başrollü, ceolu bir dizi çekmeli. 
İzleyenler için belki bazı tavırları hoş karşılanmamıştır ama başka türlü düşününce bence çok kafaya takılacak bir şey değildi, öncesi hoşlantıdan çok beğeni olarak düşününce izlemekten zevk alabilirsiniz.



Sojin//Jo Ki Beum^^
Muhabir olan Ki Beum ünlülerin skandallarını, olayları yazan bir gazetede çalışmaktadır. Patronu sürekli haber peşinde koşmaktadır ve Ki Beum'u sürekli sıkıştırır. Olaylı geçen günlerde ise sığınağı avukat Soo Hyeok olmuştur. Han Byeol ve Ho Young ile en yakın arkadaş olan Ki Beum patronu tarafından sürekli sıkıştırılmasına rağmen arkadaşlarına ihanet etmez, hatta haberleri sayesinde çok fazlada yardım eder arkadaşlarına.
İlk defa bu dizide izledim kendisini, işinden dolayı çöküşünü o kadar iyi oynadı ki var böyleleri, hem de daha kötüsü asdfghjklş


Kim Dae Gon//Han Dae Soo^^
İlk olarak bu ikiliye hastayım :D
İkisinin de oyuncusu aynı dizide oynuyor ve oyuncular birbirlerinden nefret ediyorlar. Tabii bunlarda dizi devam etsin, ilk işleri iyi iş çıkarsınlar diye ellerinden geleni yapıyorlar ama çok sıkıntılı bizim oyuncular.
Oyuncusu Jin Yoo Na'yı seslenişi var ki evlere şenlik, adam yeni şirket kurmuş ve işinde gerçekten başarılı olmak istiyor ama başına neler geliyor neler. :D
Resimde ciddi durduğuna bakmayın o kadar komikti ki, şirketle bağlantısını kesmesine rağmen sürekli onlarla yan yana gelmesi aşırı güzeldi. :D
Sevdiğim, eğlendiğim bir oyuncuydu. Şimdi başka bir dizide daha oynuyor sanki, tam tanıyamadım ama izleyince görürüz artık. :D



Jung Ji Ahn//Kim Mi Nyeo^^
Kwon Han Sol//Hong Bo In^^
Yun Sang Jeong//Chae Eun Soo^^

Halkla ilişkiler ekibi, Han Byeol gibi çok çalışan, çalışmak zorunda kalan ekip. Kendilerini o kadar kaptırıyorlar ki özel bir durum olsa hemen flaş flaş deyip analiz ediyorlar. :D
Hepsini ilk defa burada izledim.



Jin Ho Eun//Byeon Jung Yeol^^
Şirkete yeni katılan Jung Yeol önceden ambulans şoförü olduğu için iyi araba kullanmaktadır, o yüzden Tae Sung'un şoförü ve yardımcısı olur. Bir nevi menajer gibi. Biraz şapşik bir karakterdi, fotokopi makinesinin üstünden çevreyi koruyalım diye yazan yazıyı okuduktan sonra şirketin prestijli oyuncusuna arkalı önlü senaryo dosyası götürmüşlüğü var :D Dizide sevgilisi olmayan kalmadı, bu da onlardan biri ama kimle beraber? :D
Diğer çoğu oyuncular gibi kendisini ilk defa burada gördüm.



Lee Si Woo//Jin Yoo Na^^
Shin Hyun Seung//Yoon Jae Hyun^^
Birbirlerinden ölesiye nefret eden oyuncular, ama öyle nefret ediyorlar ki çekimler sürekli erteleniyor ama sonradan neler oluyor neler.
İkisi başka bir dizide oynamış sanki, yakışıyorlar da. Diziye renk kattılar bence, sonradan yaptıkları olaydı. :D Bu arada bu çift hakkında önceden spoiler yediğim için çokta şok olmadım. :/ 
Oğlanı So Not Worth It dizisinde izlemiştim. 



Lee Seung Hyub//Kang Si Duk^^
Park Ho Young yeni yetenekler aramaktadır ve bi lokantada çalışan Si Duk'la karşılaşır. Yakışıklılık ve yetenek olmasının yanında tek sıkıntısı şivesidir. Şimdi biz Koreceye pek hakim olmadığımız için nasıl bir şive kullanıyor anlamadım, bunu düzeltmek için çok çalışmak zorunda kalır. Tabii bir kaç ufak saçma alışkanlıkları var ve bunları izleyerek öğreniyoruz. :D
Benimle yaşıt ve daha yeni yeni dizilerde oynuyor, devam etmeli :)



Ha Do Kwon//Choi Ji Hoon^^
Şirketin ceosudur, diğer dizilerde ceolar her zamna sert,  korkutucu olur ama bu ceo onların tam tersiydi. Yaşına göre de yakışıklıydı asdfghjkl
Komik bir karakterdi, diziye renk katmıştı bence. :)


Resimler^^



Bazı skandallara yol açan fotoğraflar asdfghjklş


Bu oğlan her haliyle komik ya sdfghjkl



Baştan sona kadar eğlenceli bir dizi değildi tabii ki, sıkıntılı zamanlarda geçirildi. 


Şu resim çok resmi olabilirdi ama olay bambaşkaydı asdfghjkl
Her bölümün sonunda Epilog vardı, onları izlemek aşırı keyifliydi, hatta bazen o kısımları bekler oldum.^^




Tam duvar kağıtlık fotoğraf beeee <3






Han Byeol tam hayat kurtaran bir çalışandı, bu resimde onlardan biriydi.


Bence dizinin en iyi sahnelerinden birisi diyebilirim. :D Instagramımı takip ederseniz bulursam hikayede paylaşırım. :)




Son zamanlarda çoğu dizide oluyor şu sahne, güzeeeeeel^^


Çok romantik değil mi?
Ama öyle olmuyor işte :D





Taş gibi oğlanı afrikalara gönderip bir sene orada kalmasını sağladılar resmen :P
Ama çok tatlıydı <3



Kardeş ne yapıyorsunnnnn
O bir şeyin yavrusu değil :P


Bak bu daha medeni :D





Dergi kapağı gibi olmamış mı?



Set fotoğrafları :D


Bu finalden sonra yayınlandı, ben de ekran görüntüsü aldım. :D




Benim bir tanecik çiftim bile vardı dizide ve yeniden görmek çok iyi geldi. Bir de onların sahnesi gelince ostlarının çalması. :D




Tanıdınız mı?
Find Me In Your Memory dizisinde abla ve menajerdi, burada çok farklı bir karakteri oynamış. Konuk oyuncuydu bu arada. :D


İsim olarak tanımıyorum ama simadan tanırsınız bence. Bizim avukatın savcı abisi dedikodu gazetelerine düşüyor. :D



Basın toplantısı, hepsi birbirinden hoş :)



Gifler^^




İlk bölümlerde resmen düşmanlardı asdfghjklş


Sonra böyle tatlış şeyler oldu.


Sonra geçmişte yaşanan bazı şeyler hatırlandı falan filan :D


Yukarıda ne yazmıştım ben -_-






Ayaklı gazeteler iş başında :D




Dizide kendisinde sevmediğim tek şey şu saçlarıydı -_- Neyse ki sonradan düzelttiler. :)




Nasılda yakışmışlar ama yaaa
Bu ikiliye daha güzel senaryo yazılabilirdi. :/








En iyi sahnelerin arasında :D




Ve son^^
İlk yazdığım gibi Kore'de pek tutmamış bir dizi. Bana göre senenin güzel dizilerinden biriydi, ilk olarak eğlenceliydi. Sonrasında zamana ayak uyduruk saçma şeyleri barındırmamıştı mesela. Ne demek istediğimi anladınız bence. :)
Şimdi bu yıl izlediğim dizilere baktım da gerçekten çok güzel diziler yok. Bu onlardan iyi mesela, o yüzden şu anlık yılın dizisi diyebilirim, sadece yokluktan bu arada. :D Oyuncu kadrosu, konu gerçekten çok güzeldi. Sadece senaryo daha iyi olabilirdi ya da ben bazı karakterlerde beklentimi fazla yüksek tuttum. Buna rağmen her şeyiyle sevdim, az bir miktarda dramda vardı tabii, olmaz mı. Neyse ki fazla uzatmadan tatlıya bağlandı ve arkadaşlar bir şey diyeyim mi?
Çiftimiz son bölümde senelerde ayrı kalmıyoooooooooor!!
Kimine göre spoiler olabilir ama sırf bu yüzden izlemeyen çok kişi bulurum. Kore dizilerinin saçma geleneği gibi aylarca, yıllarca ayrı kalmaları, olmayınca şaşırıyor insan. :P
Şükürler olsun böyle dizilerde çekebildiklerini gösterdiler, bir de çocuk yaşta tanışma kaderi falanda yoktu. Duvarlara çöp sokmamız şart, böyle Kore dizileri gerçekten var. :D
Son bölüm, çiftler, gereksiz uzatmaların olmaması dizinin artı yönleri. Bir de uzun zamandır güzel Ost dinlememiştim, bu dizi onu da verdi bana. asdfghjkl
Genel olarak diyeceklerim bu kadar. Kafa dağıtmalık, eğleneceğim bir dizi arıyorum derseniz bakabilirsiniz. ;) Ben Koreantürk'den indirip izledim, arşivledim kısacası. :D Oradan ya da başka online sitelerden bakabilirsiniz. :) 
Açar arada izleriz, gülmek için birebir. ;)





Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle, umarım yıl sonuna kadar daha güzel diziler izleriz, izlerim. :'(
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın^^



Buralarda da varım^^




4 Ağustos 2022 Perşembe

Sahte Balayı-Christina Lauren//Blogları Canlandırma Projesi Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Yaz aylarında okunan yaz kitaplarını, aşk kitaplarını seviyorum. Bu da onlardan biriydi. Yaz ayları dedim ama ben her mevsim bu tarz kitapları çok seviyorum. Kışın mesela yaz kitapları okuyunca içim kıpır kıpır oluyor. Bu kitapta onlardan biriydi, içimi kıpır kıpır etti.
Yazarların okuduğum ikinci kitabı, ilk kitapları Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi kitabıydı. Onu da sevmiştim ama Sahte Balayı bana göre bir tık daha iyiydi.



İki düşman kendilerini romantik bir balayında bulunca her şey olabilir – aşk bile…
Olive Torres ikizlerin şanssız olanıydı. Kardeşi Ami ise daima kazanırdı ve hatta hayallerinin erkeğiyle evleneceği düğününü, gelinliğini, balayını bile bedavaya getirmeyi başarmıştı. Evini ve işini kaybedip dibe vurmuş Olive ise tüm düğünü sağdıç (ve en büyük düşmanı) Ethan Thomas'la geçirmek zorundaydı.
Fakat düğündeki herkes –Olive ve Ethan hariç– korkunç bir gıda zehirlenmesi yüzünden hastanelik olunca Hawaii'de her şey dahil (bedava) balayı tatilini kaçırmamak için ateşkes imzaladılar. On gün boyunca birbirlerini olabildiği kadar az görmeye kararlılardı ama Olive her zamanki şanssızlığıyla müstakbel patronuyla karşılaşınca tüm planları altüst oldu.
Yeni evli numarası yapmak onları fazlasıyla yakınlaştıracak ve düşmanlıklarının ardındaki nedenler birer birer ortaya çıkacaktı.

Olive ikiz kardeşlerinin en bahtsız olanıdır, ikiz kardeşi ne kadar çok şanslıysa kendisi o kadar şansızdır ve başına bin türlü iş gelmektedir.
İkizinin düğününde açık büfeden yiyen herkesin zehirlenip, balıklara alerjisi olduğundan zehirlenmeden yırtar ama onun yanında damadın abisi Ethan'da büfeden yememiştir ve o da zehirlenmeyen bir diğer kişidir.
İkizinin baskıları sonucunda sevmediği, hatta nefret ettiği Ethan'la balayına gitmek zorunda kalan Olive bir de yeni patronuyla otelde karşılaşınca işler daha da karışır. Nefret ettiği Ethan'la evliymiş rolü yapmak zorunda kalır.
Olive klasik bir karakter diyemem, çünkü sürekli kara bahtından bahsediyor ve gerçekten başına gelenlere baktığımızda yok artık diyecek şeyler, çünkü ikizi bütün çekilişleri, kuponları kazanan biri ve Olive işinden olmuştur, evden atılabilir ve patronuyla bedava tatilinde karşılaşmıştır.
Tabii okuduğunuzda ne ki bunlar, insanların başlarına neler neler geliyor diyebilirsiniz ama Olive kafayı şansızlıkla bozduğundan onun için her kötü şey hep kötü.
Neyse efenim, sevdiğim bir karakter oldu. İnanılmaz değildi ama sevdim. 


Şimdi sıra Ethan'da. Olive'e göre daha çok sevdim çünkü, arkadaşlar hem gamzesi var, hem Olive'den önceden hoşlanıyor olabilir(ihtimal, çünkü spoiler olabilir :D) hem de utanınca yanakları kızarıyor. :D
Şöyle ki Olive'in gözünden okuduğumuz için Ethan'ın duygularına fazla adapte olamıyoruz. Daha çok o ne söylerse, yaparsa kendisini tanıdık, buna rağmen yaptıkları falan aşırı tatlıydı. <3
O yüzden Olive'den daha çok sevdim. Olive'e yardım etmesi, onunla dertleşmesi aşırı güzeldi ama kardeşine olan bağlılığı ve onun arkasından durması sıkıntıydı. Tamam onu savunman güzel ama ihtimalleri de göz önüne al, ortada bir yalan var. Bazı kısımlarda Olive'e olan davranışlarında resmen kalbimi bıraktım, ağlamışta olabilirim. :/
Neyse, bunları geçelim spoiler olmasın.
Ethan'ı gerçekten sevdim, zaten böyle sert gözüken ama yanakları kızaran erkekleri seviyorum, çok minnoş olmuyorlar mı?

İkiz kardeşine kıl oldum, zaten düğün zamanında kardeşten ziyada iş yapmak zorunda olan biri gibi davranması, sonrasında söyledikleri falan çok hoşuma gitmedi. Bir de karışık aile mevzusu, aile arasında ki bağı ta baştan anlatsalarmış yazarlar daha güzel olurmuş. Sonradan söylenen aile içi destek çok geçmedi bana.
Bunun dışında patronuyla olan duruma aşırı şaşırdım, okuyanlar benim gibi olmuştur kesin.
Sonrasında birbirlerinden nefret etmiş olsalar da kötü bir durumda kaldıklarında destek olmaları güzeldi. Sadece Olive'in Ethan'a karşı tutumu biraz daha iyi olabilirdi, gerçi olaylar farklı olduğunda da olabilir.


Spoiler yazmamak için kendimi zor tutuyorum. Yazarların kalemi akıcı, hala nasıl iki yazar birden yazıp tek yazar yazmış gibi okuyoruz aklım almıyor. Kim neyi yazıyor ya da düşünüyor onu bilmek isterim.
Son bölümü Ethan'ın gözünden okuyoruz. Ethan'ı ne kadar sevsem de ilk defa bir erkeğin gözünden okumak çokta sevindirmedi beni. Yani beklediğim bir kaç şey olmaması biraz hayal kırıklığı yaşatmış olabilirim, bilirsiniz ben iki tarafı da okumayı seviyorum beklentim yüksekti.

Kitabın akıcı oluşu, sahte aşk, ufak tefek hayal kırıklıkları kitabı güzel yapan taraflardı. Yaz aylarında okuyacak kitap arıyorsanız bakabilirsiniz. Kitapta ne ararsanız var, sahte aşkın yanında bir de nefretten doğan bir aşk.
Öyle ahım şahım diyemem ama kafa dağıtmalık kitaplardan biriydi. Zaten bu tarz kitaplar çok nadir unutulmaz oluyor, geneli çerezlik kitaplar. Bu da onlardan biriydi, fazla beklentiye girmeden okursanız eğlenirsiniz. :)



BCP'de Temmuz'da bitti, en sevdiğim ay hemen bitti sanki... :'(
Ağustos ay temamız ise Latin Amerika ya da Seçkin Yazarlar ve Yönetmenler^^
Katılmak isterseniz bekleriz^^



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^ 


"Kendini şanssız olarak tanımlayan birine göre, evrenden çok fazla iyilik bekliyorsun."



*****


"Senden hala nefret ediyorum," dedim alnına düşen bir tutam saçı geriye doğru iterken.
Başını salladı. "Biliyorum."



*****


"Bir ikizin olması nasıl bir şey?"
"Bir ikizinin olmaması nasıl bir şey?" diye yanıtladım ve kahkahayı patlattı.
"Şah mat."





Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^




Buralarda da varım^^









3 Ağustos 2022 Çarşamba

Mürekkebe Boyanan Sardunya//Sümeyye Demirkan Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? :) Benim aynı devam şükür, rutinlerimizi yaşıyorsak ona bile şükretmemiz lazım. Tamda bize rutinlerini her dakika hissettiren bir kitapla geldim. Kitabın adı Mürekkebe Boyanan Sardunya değilde Mürekkebe Boyanan Rutinler olmalıydı asdfghj
Neyse bu komikti, şimdi böyle espri yaptım diye de kitabı kötülediğimi düşünmeyin. İlk olarak yazar edebiyat okuyan biri, o yüzden kalemi gerçekten kuvvetli ve güzeldi. Su gibi yazıyor maşallah ama bir kaç sıkıntısı vardı, bunları yorumumun devamında yazacağım inşallah. :)


Aşk bazen bir kitabın cümlesinde, bir çiçeğin yaprağında, bir damla gözyaşında ya da ilk bakışta gizlidir.
Mislina için de öyleydi. Akif Selim’in mürekkep mavisi gözlerine bir kez bakınca kendi kalbiyle tanıştı
ve o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Mislina Farah’ın aşkı o kitabın cümlesi, o çiçeğin yaprağı, saf bir gözyaşı ve ilk bakışın sonuncusuna uzandığı bir kalp atışıydı. Penceresinin önündeki sardunyalar arkadaşı, Çakır yoldaşı, Kumru ise sırdaşı oldu. Tüm bu güzel şeyler Akif Selim’in kalbine giden
zarif ve tehlikesiz bir yoldu.
Sevginin en masum, en derin, en saf haliydi onların hikâyesi. Kırılan kalpler bile var oldukları bedenleri sevdiler çünkü gün sonunda iyileşeceklerini bildiler. Sevgi bazen acıtsa da  ince ruhlar acıttıkları yerleri öper, iyi ederdi. Tıpkı bu iki ruhun sahibi gibi.

Mislina ailesinden uzak bir şehirde okuyan genç bir kızdır. Aşk sebebiyle yurtta değil de evde kalıyordur ve tekte değildir. Kuşu, köpeği ve çok sevdiği sardunyaları vardır.
Okulda daha ilk görüşte aşık olduğu Akif Selim'i görünce ilk ve tek aşkını bulduğunu anladığındaondan uzak kalamaz. Çok sessiz ve kendi halinde olan Akif Selim'e yakın olmak için onun yaşadığı apartmanda ev tutar. Aynı sınıfta olmalarına rağmen ne okulda ne de yaşadıkları apartmanda karşılaşırlar. Zaman sonra cesaret ederek hasta diye ona mandalinaları götürdükten sonra aralarında iletişim başlar ama böyle gıdım gıdım.
Mislina'yı sevdim, tam böyle sessiz sakin, kendi halinde, iyilik timsali, kimseye dert olmayan bir karakterdi. Şimdi seriyi sevenler sen ne diyorsun diyebilir ama sizce Mislina'nin tek kelime dahi konuşmadığı, görüşmediği çocuğun apartmanına taşınması normal mi? Her şeyini biliyor resmen. Bir şey demeyeceğim ama düşününce bu çok garip geldi İkizle bana. :D
Onun dışında olmama ihtimali olmasına rağmen çok güzel sevdi, bu sevgisini çok güzel dile getirdi, gösterdi. Ve ufacık konuşmaların bile yaşadığı heyecanı okurlar olarak beraber yaşadık resmen. <3 Çok güzeldi buralar, karakterde öyle...


Akif Selim, kendisi çok fazla sakin, kendi halinde, kimsenin işine karışmayan biri. Okuldan eve, evden babasının yanına, oradan yine okula. Bir de Mislina ile sevdikleri bakkal var, bir de oraya gidiyorlar tamam. Hayatı bu kadar, Mislina ile konuşmaya başladıktan sonra ise yavaş yavaş insan içine çıkıyor Akif Selim. 
Kendisi hakkında çok yazacağım bir şey yok, henüz bizde Mislina gibi yeni yeni tanışıyoruz kendisiyle. İkinci kitapta daha çok okuyacağız gibi sanki, umarım yani. :D Sadece yukarıda Mislina'nın taşınma mevzusunu öğrense Akif Selim ne der aşırı merak ediyorum. Ve umarım ikinci ya da üçüncü kitapta Akif Selim'den bölümler de okuruz.


Diğer karakterlerde Mislina'nın arkadaşları tam bizlerden biri gibiydi. Ders çalışmayan, bölümünü sevmeyen, işte çalışmak zorunda kalan vs. Ama Mislina gibi umutsuz aşka tutunan biri var ki Mislina gibi ben de üzüldüm haline. Devamında neler olacak merak konusu.
Bir kişi daha var, onun için diyeceklerim yok. Bir şeyler yazarsam spoiler olacağı için belki ikinci kitabın yorumunda yazarım. Ama Mislina'ya büyük destek oldu.

Gel gelelim kitabın geneline. İlk olarak kitap Wattpad'de yayımlandığı için olacak ki çok kalın bir kitaptı. Puntoları küçük olmasına rağmen yine kalındı. Burada içeriğin dolu dolu olması demek oluyor ama yarı doğru yarı yanlış diyebilirim. İlk olarak çok fazla tekrar vardı kitapta, sürekli okula gitmesi, gelmesi, yemek yemesi, ders çalışması günlük hayatlarımızın rutini gibiydi. Bir ara evine giden Mislina'nın orada geçen günlerini de okuyacağız sandım. :D Çok şükür okumadık. :D
Sonra dersler, arkadaşlarıyla beraber kantinde oturmaları, aynı muhabbetin dönmesi inanın sürekli bir tekrardı. Yani Mislina'nın Akif Selim'e olan platonik aşkından ziyade rutin bir hayatı okuduk resmen. Haa onu da okumadık diyemem, çok okuduk ve bayıldımm ama sırf bölümler dolu dolu olsun diye bu kadar uzatmak saçmaydı bence.
Sonrasında evinde olan kuşuna sürekli yem, su vermesi ve bunu sürekli yazması.. Yani bir kaç günde bir yapsan da olur be Mislina, hiç değişen bir şey olmuyor. Ve en önemli şey, evinde yaşayan köpeği. Şimdi bilmeyenler için söylüyorum ki herkes biliyordur kediler evde rahatlıkla yaşar çünkü kumları var, ama köpekler illa dışarı çıkmaz zorundadır. Günde bir ya da iki kere, ya da daha fazla. Burada köpek garibim apartmandaki çocuk haftada bir kere dışarı ya götürdü ya götürmedi asdfghj
Şimdi diyeceksiniz şu kitaptan anladığın bu mu Esra? Ama ben detaylara takılırım arkadaşlar. Bunu ilk seferde Wattpad'da okusaydım inanın garipsemezdim ama editörün elinden geçmiş, son okuması yapılmış bir kitaba yakışmış mı? Ya baştan savma iş yapılmış ya da yazar kitabını bozmak istemedi. Bilmiyorum, o kadar gereksiz uzatmalar vardı ki yeter dedim kısacası.


Bu uzatmalar olmasına rağmen yazarın kalemine hayran kaldım, daha yeni Edebiyat üçüncü sınıf öğrencisi ama kalemi çok kuvvetli. Çok anlamlı, güzel cümleler kuruyor, yazıyor maşallah. Bu konuda tebrik ediyorum kendisini, sadece yukarıda yazdıklarımdan sonra WP’de yayımlamadan direkt bir kitap çıkarsa nasıl olur acaba? Wattpad'de yazıldığından haftalık bölümler geldiği için yazarlar kendilerine sınır koyamıyorlar, bir de sevildiyse uzuyor gidiyor ama editörden geçti, belki düzenleme yapılabilirdi. Ya da yapıldı anca bu kadar oldu, artık ne olduysa bilemiyorum ama beklentim bir tık düştü gibi.
Birinci kitapta beklediğim olmadı, aşırı sakin geçti. Umudum ikinci ve son kitapta, umarım mutlu oluruz o kitaplarda da. Sadece bu kadar tekrar olmasın yeter, biz ne okuyacağımızı biliyoruz çünkü. :D
Türk yazar okumayı seviyorsanız tercih edebilirsiniz, bu yazdıklarımın yanında çok güzel bir kaleminin ve gelişirse çok güzel, başarılı bir yazar olacağının inancındayım. :)



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntı^^

"Her gün yeni bir karaktere seyahat ediyorum ama niye her durağın sonunda sana rastlıyorum ben?"


*****


Akif Selim Çakırca... Kalbinize söyler misiniz lütfen, müsait olduğu bir gün benim için çarpsın.


*****


Gözyaşlarım artık diken değil, gül kokuyor çünkü onlara senin adını verdim.


*****


Kitabın kapağını açtım ve onun da aynı satırlarda gözlerinin gezdirdiğini, aynı sayfalara dokunduğumuzu düşledim.


*****


Oluyor bazen öyle, yüzlerce yüz görüyorsun ama birinde kalıyorsun. Binlerce ses duyuyorsun ama ondan başka herkese sağır oluyorsun işte.


*****


Geçmiş olsunlar ya geçmeyecek olanların ufak tesellisiyse.


*****


Bu öyle zor bir ikilemdi ki düşünsenize: hesapsız kitapsız onu hayatınızın merkezine koymuşsunuz, her saniye onu düşünüyorsunuz, geceleri ve gündüzleri onunla uyanıp kalkıyorsunuz bu deliliğin en güzel evresi belki, sevmez zaten akıllıca bir iş olsaydı yazarlar yazdıkları satırlara ruhlarını gömerek sevdalandıkları kadınlar için kalem kırmazlardı.



*****


Ne de sık gülümsüyordum ben böyle, keşke bir kumbaram olsaydı da fazla gelen tebessümlerimi onun içinde biriktirip ihtiyaç duyduğum zaman kullanabilseydim.



*****


"İnsan seviyorsa zaten, bunun bir seferi olmaz öyle değil mi?"
"İnsan seviyorsa bunun bir ölçüsü olmaz," diye dökülüverdi dudaklarından.


*****


"Ani şeyler," dedi dudağının kenarında bir kıvrılma söz konusu olduğunda. "Güzel gelir."



*****


İstemsizce o kızın yerine kendimi koyuyor ve onun yerinde olsaydım diye nasıl hareket ederdim diye düşünüyordum ama yanlıştı. Herkesin kendine biçilmiş bir kaderi ve kazası vardı. Başkalarının hayatlarını yaşamak için var edilmemiştik. Onları anlayabilirdik ama yaşamak imkansızdı.



Buralarda da varım^^