15 Aralık 2022 Perşembe

Bir Sarmaşık Teorisi//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Merhabalaaar^^
Nasılsınız bakalım, nasıl gidiyor hayat? İnşallah herkesin keyfi yerindedir. Kitap okumalar ne alemde, nasıl gidiyor?
Bu sene güzel kitaplar okudum, onlardan biri de bu kitap. Bir İstanbul Gecesi serinin son kitabı Bir Sarmaşık Teorisi, seriye nasıl veda ettim bilmiyorum ama son noktayı koyan kitap çok çok güzeldi.
İlk kitapta Zeynep-Ayaz, ikinci kitapta Nehar-Ateş, üçüncü kitapta Bahar-Adem, bu kitapta ise Hare ve Can Bora çiftimiz vardı. Hepsi birbirinden özel, güzel, eğlenceliydi. Hepsini ayrı ayrı seviyorum mesela ama bazı karakterlerin yeri ben de ayrı. Mesela Nehar ve Ateş'i çok çok seviyorum, şimdi de Hare ve Can Bora'yı çok sevdim. O kadar tatlılar, o kadar güzellerdi ki herkesin bu çifti tanımasını isterim. :)


Ben, Hare Arıkan, aşk hakkında çok düşünmüştüm. 
Bulduğum her aşk romanını okurken de, birbirini sevdiğine emin olduğum çiftleri merakla izlerken de tek yaptığım bazı cevaplar aramaktı. 
Tasvir edilen hislerin gerçekte nasıl olabileceğini hayal etmek için çok uğraşıyordum ve uğraştıkça bütün bunlar masallardaki
Kaf Dağı gibi bir mite dönüşüyorlardı. 
Ta ki hayatıma Can Bora Sarıcalı adında bir adam dalıp bütün dengemi altüst edene dek.
Yaşadığı hiçbir şehre sığmayan ve sürekli yollarda olmayı seven köksüz, bağsız bir adamla bütün hayatını mantık düzleminde yaşamayı tercih eden, maceradan uzak durmayı seçen bir kadının ortak noktası ne olabilirdi?
 Can Bora`yı ve ona kapılırsam kıyısından düşeceğim uçurumu görmezden gelmek, bütün bunlardan uzak durmak zannettiğim kadar kolay olacak mıydı? Peki ya sarmaşıklar? 
İkimiz arasında büyüyüp bizi sonsuza dek birbirimize bağlamak için etrafımızı sararlarken onları durdurmak mümkün olabilir miydi?


Kendi halinde, Ayaz ve Poyraz'ın mekanında çalışan Hare şu anlık tek derdi işini iyi yapmak ve iş tercümesi kazanmak, zamanla kendi iş yerini açmak isteyen Hare kuzenleri, arkadaşlarıyla mutlu, huzurlu bir hayat geçirmektedir. Bir gün Ayaz ve Poyraz'ın en küçük kardeşi Can Bora ile karşılaşır ama zaten önceden tanışmışlardır.
Geçmişte yaşananları hatırlayınca daha ilk dakikada Can Bora'ya sinir olmuş olsa da sürekli gezen Can Bora'yı sık sık görmez. Ama bir gün Ayaz'ın istediği üzerine Can Bora'ya göz kulak olduğunda çok farklı biri olduğunu anlayacaktır, ta ki yine işler eskiye dönene kadar.
Hare o kadar naif bir karakterdi ki bayıldım, bayıldım. Hele Can Bora için düşündükleri, Can Bora'nın geçmişinden yaşadıklarını öğrendikten sonra onun için yaptıkları, yapmak istedikleri.. Çok güzeldi, yani elinden gelse pamuklara sarıp sarmalayacaktı ki ben bile öyle yapmak istedim.
Hare'yi cidden çok sevdim, o kadar tatlı, kararlı, düşünceli bir karakterdi ki okurken böyle bir dostumuz olsa sırtımız yere gelmez dedim. :D


Can Bora geçmişte yaşadıklarından sonra ailesinden uzakta, şehir şehir gezerek yaşamaktadır. Arada kardeşlerinin yanına geri dönse de bir kaç gün kalıp tekrardan sonradan yollara düşmektedir.
Bir gün Hare ile tanıştıktan sonra fikirleri değişse de hayatın getirdiklerinden sonra tekrardan uzaklara gitmek durumunda kalır. 
Aradan geçen aylardan sonra geri dönen Can Bora hayatının bundan sonra değiştiğinin yavaş yavaş farkına varır.
Kübra Nur'un erkek karakterleri çok güzel, çok iyi ve çok sevilesi. O yüzden Can Bora'nın aksi olacağını düşünmemiştim ama bu kadar iyisini de beklemiyordum. Tabii Ateş benim için çok farklı bir yerde ama Can Bora'da çok farklı bir yer edindi bende.
Yaşadıkları, unutamadıkları, aldığı yaralar ve o yaraların sarılması için içten içe yardım istemesi çok güzeldi ve çok güzel sevdi.
O son kısımda başına gelenleri ve yazarımızı bizi düşünerek onun gözünden yazması ve Hare için düşündüklerini okumak çok iyi geldi, daha çok okumak isterdim...
Sarmaşık dövmesi, siyah kıyafetleri, deri ceketi, asi duruşu ve ela gözleriyle unutulmayacak bir karakterdi. Hare ile de çok yakıştılar :D
Gerçek olmaması üzücü yaaa, böyle kitapları her bitirdiğimizde resmen ağlıyoruz :'(
Can Bora Sarıcalı hakkında daha ne yazsam boş, onu okumak, anlamak daha iyi olacaktır. ;)


Diğer karakterlerimizden bütün çiftlerimizi okuduk, okuyalı uzun biz zaman olmasına rağmen hepsini özlemişim ama en çok Ateş be Nehar'ı özlemişim. İnşallah en kısa zamanda tekrardan okumak istiyorum kitapları. Ve yine yazarımız bizi düşünmüş ve Ateş'in Hare ile dertleşmesinde yaşadıkları hakkında konuşturmuş. O kısımlarda çok güzeldi, okurken ağlama görüntülerim kitaba yansımış olabilir. :D
Can Bora Hare'ye Kızılcık diyordu ama bir Hare deyişi var ki akıllara zarar. Tabii Hare Can Bora'nın ağzından kendi adını duyunca bir kalıyor ama sen nasıl öyle karşısında durabiliyorsun Hare yaaa <3 Biz okurken kendimizden geçtik asdfghjklşi
Bunun yanında Can Bora Sarıcalı ne heybetli bir isim değil mi, okuyunca vay beee, bir karaktere isim anca bu kadar yakışır diyorsunuz.
Yazarımıza isim tercihleri konusunda tebrik ve teşekkür ediyorum, tercihleri on numara. <3


Bu seriyi seviyorum, tam kafa dağıtmalık, eğlenceli, hayattan bir nebze olsa da uzaklaşabileceğiniz bir kitaptı, seriydi. Bu tarz kitapları seviyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yazarla geç tanıştım ama çok güzel bir şekilde tanıştım. Kalemini çok sevdim ve aynı Betül Güçlü gibi her kitabında kendini geliştirmesini gurur duyarak okudum. Akıp gidiyor kitap, bir kere başladın mı bir bakmışsınız yüz sayfa falan okumuş oluyorsunuz.

Son kısımdaki sahneyi çok sevdim, böyle bir şey bekliyordum ama bu kadar değildi cidden. :D Ama tam beklediğime yakın bir son oldu. Oyy o kadar yazacak şey var ki spoiler olur diye yazamıyorum.
Ve son olarak çok sorulan soruya cevap verip yorumumu noktalıyorum.
Kitap seri ama ayrı ayrı okuyabilirsiniz.
Benim naçizane tavsiyem sırasına göre okuyun, çünkü önce ki kitaplar hakkında ufakta olsa spoiler yiyebilirsiniz. Bunu önemsemiyorum derseniz istediğiniz kitapla başlayabilirsiniz.

Seri sıralaması;
Bir İstanbul Gecesi
Bin Bela Bir Karanfil
Bir Bahar Akşamı
Bir Sarmaşık Teorisi

Yorumlarımı okumak için Burayı tıklayabilirsiniz. ;)

Her yorumda kapakların güzelliğinden bahsediyorum, bu sefer yine ve yeniden muhteşem değil mi kapak? Arife Şeyma Gök yine ve yeniden harika işler başarmış. <3 <3



Kitaba puanım 5/5^^





Alıntılar^^

Zaten baştan giden akıllar, hızlanan kalp atışları ve nereye uzandığı bilinmeyen dövmeler hep yasaklı konulardı.


*****

... Ben olsam seni, kahkaha attığında sesini duyabileceğim bir yere götürürdüm.


*****

Bilgi güçtür derlerdi. Ama bazen bilginin, bir şeyleri bilmenin yeryüzündeki en korkunç şeylerden biri olduğuna inanıyordum.


*****


Surlarıma kendi bayraklarını bir saniyede çekti. Ne olduğunu bile anlayamadım. Beni istila etti. Bir saniyede. Nefesim ciğerlerimi terk edip gittiğinde içime soluduğum hava bile onun askeriydi. 


*****

"Karanfil, arada bir müsaade et, senden başka şeyleri de görsün gözüm."

Alıntıya not: Offf Ateşşş yine yaktın ortalığııııı <3 <3 <3


*****

"...Ben yollara aşığım zannediyordum ama aşk öyle bir şey değilmiş."


*****

Biz zamanlar beni kendimden uzaklaştırdığı için sevdiğim yolları, şimdi Hare'ye çıktıkları için sever olmuştum.



Serimiz bu kadar^^



Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, aşkla kalın^^





Buralarda da varım^^


14 Aralık 2022 Çarşamba

Kağıttan Kalpler// Claire Contrerans Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Nasılsınız? Sonbahar(kışa girdik bile :D) nasıl gidiyor, okumalar ya da diziler ne alemde? Ben hızlanmaya çalışıyorum ama artık ne kadar oluyorsa. :D
Bu sefer ki kitabım okuyan herkes tarafından sevilen, satış olarak ucuz olan kitaplardan biriydi. Konusu eski aşkların alevlenmesi diyebiliriz ama bu çok farklıydı, tabii okudukça anlıyoruz bunları. Bu konu hakkında da yazacağım bir şeyler.
Genel olarak sevdim ama eksikleri vardı, beni benden alan şeyler olmadı.



Onu kaybettim. Hayır, onu kaybetmedim. Onu bir kenara attım.
O benim en yakın arkadaşımdı. Ona asla âşık olmamalıydım.
Dikkatsizdim. Onun da kalbi kırıktı.
Her şeyi doğru yaptığımı sanıyordum.
Fakat işte o burada, ona yıllar önce neden âşık olduğumu hatırlatırcasına karşımda duruyordu ve şimdi benimle çalışmak zorundaydı.
Ve bu defa onu kaybetmemek için elimden geleni yapacaktım.


Mia hayallerinin gerçekleşmesi için eski sevgilisinin olduğu şirkette çalışmak zorunda kalır. Onunla hiçbir şekilde iletişime geçmek istemeyen Mia zamanla bir araya gelmek zorunda kalacaktır.
Mia karakterini sevdim ama saplantılı bir aşkı vardı. Ha haklı mıydı, evet bazı yerlerde haklıydı çünkü kendisine yapılanlar cidden kötüydü ama sonradan artık yazar düzeltmek mi istedi yoksa zaten öyle miydi bilemedim. Ama bence kadınların duruşunu bildiğinden bir şeyleri düzeltmek istedi.

Jensen Mia'dan ayrıldıktan sonra yaşadığı şehri bırakıp gider ve başka bir şehirde yeni hayatını, işini kurar. Çocuk yazarı olan Jensen uğraşması gereken önemli konuları vardır ve hayatını bir şekilde yoluna koymuştur, ta ki eski sevgilisi, hala unutamadığı sevgilisini karşısında görene kadar.
Mia'yı unutamayan Jensen onunla tekrardan bir araya gelmek istemektedir ama işi çokta kolay değildir.
Jensen güzel sevdi, ayrılmalarının sebebini tam olarak öğrendiğimde hak veriliyor ama öyle bir lanse edilmiş ki en sevmediğim konuyu işlememiştir inşallah dedim.
Cidden sevmesi güzeldi ama Mia gibi o da çok takıntılıydı. İkisi karakterde aşırı takıntılıydı kısacası. Mesela arkadaşlarından sürekli Mia'nın ne yaptığını öğrenmiş, kendi de söylüyor bunu zaten.


Diğer karakterlerde çiftimizin ortak arkadaşlarını sevdim ama yazar illa ki işin içine abuk sabuk şeyler sokacak ya kardeşi sevmedim. Hatta sürekli bundan ima bulunmasında gına geldi, çok seviyordun onlarla ilgili kitap çıkarsaydın.
Bunlar dışında orta kısımda olanlar çok çabuk olmadı mı dedim okurken, daha sakin ya da biraz daha ağırdan alınarak işler devam etseydi güzel olurdu.
Sonradan olanlar güzeldi ama Mia'nın sürekli tereddüt etmesi sırf kitap uzasın diyeydi. 
Yani kısacası kitap güzeldi ama anca üç buçukluk bir kitaptı. Daha mantıklı olaylar olsaydı ya da güzel yazılsaydı güzel bir kitap olabilirdi ama değildi.

-Spoiler başlangıcı-
Şimdi yazacaklarımı yazmam gerekiyordu, yani aldatma vardı ama daha farklı bir şekilde. Yazarın bunu adam gibi yazmaması çok saçmaydı. Jensen ile Mia ayrılıyorlar ve Jensen gidip başka biriyle birlikte olup kızı hamile bırakıyor. Sonra Mia'ya anlatıyor, ayrılıyorlar çünkü Jensen çocuğunun annesiyle evlenmek zorunda kalıyor. Hatta sonradan diyor ki eğer çocuk mevzusu olmasa evlenmem falan diyor. İşte burada aldatma yok diyorum ama yazarın böyle üstünkörü , yarım yamalak yazması çok saçmaydı, tamam beklet ama güzelce de anlat olayları, yani gerçekleri aralara serpiştirmiş resmen ve bizim yapbozu birleştirmemizi istemiş.
Mia'ya hak verdim çünkü birbirlerini çok seviyorlar ve anlıyorlar. Böyle bir darbe yemesi zor olmuştur ki Jensen'i sürekli görmezlikten gelmesi çok haklı bir gerekçe.
-Spoiler  bitişi-


Kitabı çok aman aman bulmasam da Jensen'in köşe yazıları, çocuk kitapları bence en iyileri arasındaydı. Son kısımda güzeldi mesela.
Merak ediyorsanız uygun fiyatlı alabilirsiniz, tabii pdf'te okunabilir.
Bu arada kitapta yetişkin içerikli şeyler var ona göre alabilirsiniz. ;)




Kitaba Puanım 5/3,5^^


Alıntı^^

"Beni onunla birlikte gördüğünde birlikte olduğumuzu düşünerek hissettiğin o acı var ya? O acıyı beş yıldır hissediyorum. Çünkü sen beni görmezden geldiğin zamanlarda bile ben sana bakmaya devam ediyordum. Her zaman oradaydım...."


*****


Belki ruhlarımızın parçalarını gerçekten de sevdiğimiz şeylerde bırakıyoruzdur. Belki de bütünüyle kaybolmuşuzdur fakat bana baktığı o ilk andan itibaren kendimi bulunmuş gibi hissediyorum.




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^

8 Aralık 2022 Perşembe

Virtues Of The Villainess//Webtoon Yorumu^^

Merhabalar^^
Yine bir webtoon yorumumla geldim ama bu sefer ki harikaydı, HARİKAAAA^^
Kitap okumayı seven var, yakışıklı, karizmatik ve zihin okuyan prens var, eğlence var, bol bol aşk var. Var da var diyorum yani. Ben okurken aşırı eğlendim, o kadar güzeldi ki sadece konu değil çizimlerde çok güzeldi.
Yani bir daha okusam sıkılmam ki sırf çizimlere bakmak için okurum yani. <3



İki asil Markiz’in kızları Ginger Torte ve Lerajie Atlanta ömürler boyunca düşman ve rakiplerdir. Ginger’ın nişanlısı Kishon Mickelson, Lerajie tarafından çalındığında, Ginger artık canına yettiğine karar verir!
Ama bir gün, Ginger tuhaf bir romanla karşılaşır – Lerajie’nin baş kahramanı olduğu ve kendinin de kötü kadın karakter olduğu bir romandır bu! Bunu görmezden gelmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır ancak işler romanda yazıldığı gibi ilerlemeye başladığında, kötü karakter olarak kötülük dolu geleceğini değiştirmek için romana güvenmekten başka seçeneği yoktur.
“Bu kaderi hak etmek için tam olarak ne yapmış olabilirim?! Neden kötü kadın olmak zorundayım? “
Romanın erkek ana karakteri olan gizemli Prens Izana’ya gelelim. Yıllarca Tapınak Kulesi’nin derinliklerine babası Kral Astor tarafından hapsedilen Kral Izana, sonunda babasının vefat ettiği gün, gün ışığını görür. Ancak romana göre, Lerajie’ye aşık olacak ve Ginger’ı kendi sefaleti içinde yüzmeye bırakacaktır!

Konu Hayalistic sitesinden alıntıdır.



Prens Izana, gerçek insanlardan sonra webtoon karakterine düşmediğimiz kalmıştı o da oldu iyi mi?
Giyinmesi, yürüyüşü, Ginger'a davranışı ve zihin okuması. O kadar tatlıydı ki, bir de zihin okuduğunda bozuntuya vermemesi en sevdiğim kısımlardı.
Ve en en sevdiğim şöyle bağrı açık dolanması :D O kadar asil duruyordu ki, bir de yakışıklı <3




Ginger'da Izana kadar çok iyiydi. Diyorum ya çizimler çok iyiydi ki giydiği kıyafetler, bakışları, eğlenceli halleri de çok iyiydi.
Sırf bu yüzden bile okunulur yani, bir de Izana için yaptıkları çok komik ve romantikti asdfghjk




Bu arkadaş Izana'nın yardımcısı ama altında çok fazla sır var. Bir şey demeyeceğim, dersem spoiler olur. :D




Şu hareketlere bakar mısınız, o ceket omuza öyle mi atılır vicdansızın prensi asdfghjkl






Bir de kedi sever kendisi, kitap okumayı da seviyor. Şimdi sevilmesinde ne yapılsınn. <3



Ginger webtoon boyunca çok güzel kıyafetler giydi ama bu başkaydı yaa <3








Hayallerdeki sahne^^



Bu tarz webtoonlar okumak isteseniz de istemeseniz de ben her şeyiyle öneriyorum. Cidden çok sevdim. 71 artı ek bölümler var, yurtdışında ek bölümler tamamlanmış ama Türkçe çevirisini hiçbir yerde bulamadım, ben de yabancı bir yerde bulup okudum. İnşallah kısa zamanda bizde de çeviri gelirde tamamlarım hikayeyi.
Onun dışında bir ara hikaye aşk üçgenine mi dönecek dedim ama çok şükür öyle bir şey olmadı. Bunu gönül rahatlığıyla söylüyorum. ;)
Ben yine Hayalistic sitesinde okudum, çeviri, editörlük yine üst düzeydeydi. Tercih edebilirsiniz. ;)
Diğer Webtoon yorumlarımı okumak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz. ;)




Başka yorumlarım da görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^


5 Aralık 2022 Pazartesi

Yumi's Cells 2//Kore Dizi Yorumu^^

Merhabalar^^
Geçen Ocak-Şubat aylarında birinci sezonu izlemiş, ikinci sezon için çok heyecan yapmıştım. O sırada ikinci sezon çekildi, Haziran ayında yayınlandı, ben de geçen aylarda izledim.
Beklentimi yükselten kişi tabii ki de Jin Young'du. Çiftimizin uyumları, kimyaları çok güzeldi ama bir dizinin dibine anca bu kadar kibrit suyu olurdu yani.
İlk bölümler çok güzeldi, çiftimizin aşık olması, sonradan yaşananlar ama aldığım yorumlar beni mutlu etmeyince sürekli tetikte izledim.
Bobby'yi(Jin Young) harcıyorlarmış duyumu aldım, bunu öğrendikten sonra nasıl zevk alabilirdim.. :'(
Birinci sezon yorumumu okumak isterseniz burayı tıklaya bilirsiniz^^


 

Yumi eski sevgilisinden ayrıldıktan sonra depresyona girer, sonrasında toparlanması zaman alır ve şirkette beraber çalıştığı Bobby'nin itirafından sonra hayatı bambaşka olur. Bir de işiyle ilgili riskli kararlar vermek zorunda kalacaktır.



Yumi//Kim Go Eun^^
Birinci sezonda yaşadığı aşk, hayal kırıklıkları derken hayatını bir şekilde yoluna koymaya çalışır. Goo Woong'u zor unutan Yumi yavaş yavaş hayatından ona dair anıları da kaldırınca başka aşklara yelken açmak için hazırdır.
Bobby ilk itiraf ettiğinde bocalayan, daha yeni ilişkiden çıktığını düşünen Yumi sonrasında bazı şeylerinde değiştiğini görünce Bobby'ye şans verir ve ilişki yaşamaya başlarlar.
Yumi'nin son zamanlarda yaşadıklarına hak veriyorum ama Bobby'ye yazılan senaryodan nefret ettim ve ne kadar Yumi haklı olsa da sürekli ikisine de kızdım. Gerçi ortada doğru düzgün bir şey yokken fevri davranmasına daha çok kızdım.
Oyunculuğunu zaten seviyorum, bütün karakterlerini çok iyi oynuyor Kim Go Eun. Bu sefer de şaşırtmadı bizi, kızdığında, sevdiğinde, üzüldüğünde her duyguyu bize yansıtarak oynadı. Sadece karakter olarak beni sinir eden yerler oldu. Bir de bir şey için işini bırakması sıkıntıydı, bunu bazı şeyleri yapmadan da devam edebilirdi.



Bobby//Jin Young^^
Yumi ile aynı bölümde çalışan Bobby birinci sezonda uzun yıllar beraber olduğu sevgilisinden ayrılınca boşta kalmıştır ve şirkettekilerin hepsi bekar bir erkek için çöp çatanlık yapmak isterler ama Bobby'nin aklından biri vardır zaten.
Yumi'nin sevgilisinden ayrıldığını duyan Bobby şansını denemek için itirafta bulunur, başta bazı şeyler yolunda gitmese de zamanla Yumi ile sevgili olurlar.
İlişkileri güzel giderken il dışına çalışmaya giden Bobby hiç istemediği olaylar ile karşı karşıya kalacaktır.
Jin Young resmen birinci sezonda güneş gibi doğmuştu, Yumi ile o kadar iyilerdi ki bayılmıştım ama senaryonun saçmalığı hem bana hem de Jin Young'a yakışmadı.
Jin Young'un ilk defa uzun soluklu bir dizisini izledim, oyunculuk, yakışıklılık, uyum vs. kadar güzeldi ki doyamadım, oyunculuğuna doyamadım. En kısa zamanda çok güzel bir diziyle gelsin lütfeeeeen <3



Ahn Bo Hyun//Goo Woong^^
Dizide konuk oyuncu değildi ama dizinin yarısında geldi. Gelişte gelişti yani, hangi birine üzülelim dedim ama bu akıllının yaptığı çok saçmaydı. İlk sezondaki duyguları bu sezonda hissetmemiz ise aşırı saçmaydı. Yani illa para mı olarak ki duygular doruklarda olsun. Saçmaydı kısacası ama dizi de gördüğüme, hatta son kısımlarda ki haline bayıldım. ;)
Üçüncü sezonda olmayacak duyumu aldık, ee artık olmasın artık. Yumi'nin hücreleri değil de, Yumi'nin eski sevgilileri olurdu bu sefer dizinin adı. :P



Jun Suk Ho//Ahn Dae Young^^
Konuk oyuncu olan Dar Young bir yayınevinde hem editör hem de kurucusu olan Dae Young Yumi'nin geçmişinden biridir. Yumi ile karşılaştıkları zaman aklı başından giden Dae Young diziye resmen renk kattı. Bir de hücreleri vardı ki süperdi asdfghjkl
Kendisini Güçlü Kız dizisinden hatırlarsanız, uzun zaman sonra başka bir dizide izlemek güzeldi. :)



P.O//Control Z^^
Çizer olan Control Z çok çatlak ve değişik bir karakterdi. İlk defa izledim diyemem ama hatırlamıyorum da.
Sonradan bir ilişkisi oluyor, yok böyle bir ilişkiye giriş sdfghjkl



Yumi'nin iş arkadaşları.
Birinci sezondan tanıyoruz zaten. Ruby'ye ilk sezonda hiç sevmemiştim, patavatsızlıkları beni çileden çıkarıyordu ama bu sezonda ne ilginçtir ki Ruby'yi sevdim. Hatta aferin kız dedim.
Diğer arkadaşlarında ortadaki adamla ilgili pek değişen bir şey yok ama sağdaki arkadaşı bomba bir olay yaşıyor. :D



Resimler^^


Buradaki örümcek mevzusu on numaraydı, bekliyor muydukkkk
Hayııııırrrr :D




Bu kadar uyum çok fazla arkadaş, bu kadar kimyaa :/





Bakışları, duruşu, sevecenliği ve ince düşüncesiyle çok iyi bir karakterdi.
Ama cidden yazık ettiler gül gibi Bobby'mize -_-



Oğlan ne giyse yakışıyor beee <3






Burada Yumi'nin saçlarını uzatmışlar ama gerçek uzama değil. Aşırı sırıtmış ve benim böyle gözüme batınca hiç hoşlanmıyorum inanın. Tamam uzun saçı gördük, git kestir gibi yap gerçek boyutunu göster yani. :/ Takıldığım noktaya bak ama göz zevkimi yoruyor :/




Bu kız hakkında diyeceklerimi spoiler olarak yazacağım, çünkü anca içimi dökerim ki izleyenler ne demek istediğimi anladı bile.

Spoiler başlangıcı
 Şimdi Bobby ve Yumi'nin sıkıntısı hep bu kız yüzünden. Kız şirketlerine gelen her adama yan gözle bakıyor ki kendisi de ben herkese aşık olurum falan diyor.
Tamam ayran gönüllü olabilirsin ama kardeşim bir bak evli mi, nişanlı mı, sevgilisi var mı vs. 
Neyse hadi yakışıklı, sempatik, yardım sever Bobby'yi ben de görsem bir içim gider ama gidip söylemek nedir arkadaş, bir de patavatsız gibi gidiyor ağlıyor zırlıyor Yumi'ye anlatıyor.
Zaten Bobby'ye anlattığı için o da bir bocalıyor ama yapmayın yaa. O zaman ne Bobby ne de Yumi doğru düzgün sevdi. Yumi Bobby'ye diyor ki ilk bana ne zaman aşık oldun, arka planda hücreler arasında olaylar oluyor ve Bobby unuttum diyor. Neden ya nedeeeeen.
Zaten Yumi unuttuysa bu aşk bitmiştir demiyor mu -_-
Aldatma yok, sadece kafası çok çok az karışıyor. Hiç ilişki yaşamadım, sevgilim olmadım bu durumlarda ne olur bilemiyorum ama bu biraz fazla değil mi?
Go Woong daha onuruyla ayrıldı, böyle minnoş Bobby için yazılan saçma bir senaryoydu.
O yüzden Bobby'yi harcıyorlar dediğimde ciddiye almış olmanız gerekiyordu. :/
Bu kızı mümkünse daha başka bir yerde görmek istemiyorum.
Son yıllarda okuduğum en en en saçma bir karakterdi -_-
Ne kadar nefret etsem az yani -_-

Spoiler sonu





Dizi tanıtımından^^
Bu arada ikisinin kimyası deyip duruyorum ama haklıyım. Mesela dizideki bazı yerlerde öpüşme yokken bir anda kısa öpüşmeler vs. oluyormuş. Tabii yönetmende durmamış, hatta diziye eklemiş. O yüzden diyorum ya cidden uyum, kimya çok iyi.
Yakında sevgiliyiz deyip çıkarlarsa hiç şaşırmam asdfghjkl Olsun da, yakışıyorlar yaniii <3



Gifler^^




Bu sahne kalbimi yumuş yumuş yaptı <3




Bu sezonda da hücreler yine formundaydı :D



Dizide harcanan harcanana.
Mesela böyle güzel sahnelerden sonra saçma devametmesi, son bulması bize hakaret resmen :'(








Bobby bir yerde o kadar üzülüyor, ağlıyor ki. Nasıl güzel yansıttı, içim gitti resmen.
Ve Yumi'nin ayrılma mevzusundan çok Bobby'nin hissettikleri, yaşadıklarına üzüldüm, izlerken işte bu gerçek şeyler dedim. Altta ki gifte ise yıkıldım resmennn :'(




Son^^
Öyle heyecanla beklediğim dizinin böyle bitmesine kalbim kırıldı resmen. Tamam üçüncü sezon gelecek dendi ama birinci sezon gibi bir olay yapsalardı keşke.
Yani bu tarz bir mevzu yüzünden ayrılmaları cidden kalbimizi kırdı ve diziye vereceğimiz altı yedi puanı diplere sürükledi, hiçbir şekilde yüksek puan veremem çünkü izlerken zevk almadım.
Bobby ve Yumi için bir ayrılık olacaktı, bekledim, zorda olsa bekledim ama bunu değil, bu olmamalıydı.
Kısacası sevmedim, sevemedim.
Birinci sezondan daha fazla zevk aldım desem yeridir.
Orada da çiftimizin kimyası yoktu ve üzgünüm ki Go Woong'un da saçma hal ve tavırları diziyi zirveye çıkarmadı ne yazık ki ama inanın onu izlerken daha çok sevdim.
Üçüncü sezon ne zaman gelir bilmiyorum, henüz bununla ilgili bir açıklamada yok gibi ama kısa zamanda gelsinde bitsin artık şu seri. Son sezonu ne kadar beklerim ya da izlerim bilemiyorum.
İzleyenlere sorar ona göre izlerim belki, neyse daha var bunları düşünmeye. ;)
Bu yazdıklarımdan sonra izler misiniz bilemiyorum, ne kadar kötü olmuş olsa da Jin Young'u izlemek çok güzeldi. Onun hatırına bitirdiğim doğrudur yani. Bu yüzden isterseniz bir şans verin, ona göre devam etmeye karar verirsiniz. ;)





Yeni yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^