Artemis yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Artemis yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Eylül 2022 Salı

Filmlerden Daha Güzel//Lynn Painter Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız? Hep bu soruyla başlıyorum ama genel olarak cevap verilmiyor. :D Olsun ben hal hatır sorayım öyle başlayayım yazıma. :) Yine kitap yorumu ile devam ediyorum paylaşımlarıma. Dizi konusunda bu aralar gerçekten iyi değilim, eski zamandaki gibi böyle heyecanla izleyeyim, gece vaktimi ayırayım falan yok. Ya diziler artık iyi değil ya da benim hevesim kaçtı bilemiyorum. :'( Ama üzülüyorum bu duruma. Kitapta böyle hızlı bitiremiyorum falan, bu konuyu daha sonra başka bir yazıda yazarım. :D
Kitabımız şu sıralar Instagram'da ünlü olan bir kitap, eğer azıcık gezerseniz çoğu bookstgram bu kitabı okudu. Zaten biz de bundan mütevelli aldık yaa. :D Ama konusu falan gerçekten çok güzel, işleyişi daha iyi yapsalardı tadından yenmezdi.



Liz Buxbaum, hayatı boyunca aşka inanan biri olmuştur. Aşk hayatında, umduğu heyecana sahip olamasa bile çocukluğundan beri iç içe olduğu romantik komedi filmleri sayesinde, bir gün O’nu bulacağını biliyordur. Bulmak zorundadır. Bu yüzden, çocukluk aşkı Michael Young, hayatına tekrar girince Liz’in bütün umutları yeşerir ve aklında kırk tilki dolaşmaya başlar. Böylece Liz, çocukluğundan beri en büyük düşmanı olan ve onu rezil etmeyi görev edinmiş Wesley Bennett ile aşk uğruna işbirliği yapmak zorunda kalır. Ama aşk her şeye değerdir, değil mi?
Liz, bir yandan Wes’le planlar yapıp adım adım Michael’a yaklaşmaya çalışırken öte yandan sürekli Wes’le takılmaya başlar. Bu durum, insanların dikkatini çekmeye başlayınca işlerin sarpa sarması kaçınılmaz bir hâl alır ve Liz, kendini hiç ummadığı bir yerde bulur.
Zaten söz konusu aşk olunca her şeyin planlandığı gibi gittiği nerede görülmüştür ki?


Liz annesinin ölümünden sonra hayatını romantik filmlerle devam etmeye ve hayatının aşkını bulmaya adamıştır. Bir gün, yıllar önce mahalleden ayrılan çocukluk aşkı geri gelince onun gözünde daha güzel olduğunu ve eskisi gibi olmadığını göstermek için fırsat kollar ama önünde çok engel vardır.
Bunun yanı sıra yıllardır düşmanı olan yan komşusu Wes ile de uğraşmak zorundadır ama bu uğraşlardan sonra ona muhtaç olacaktır ve iş birliği yapmak için ona teklifler sunacaktır.
Liz'i sevdim desem yalan olur sevmedim desem olmayacak, arası bir şey desem daha doğru olur. İlk olarak gözlerinin kör olması beni çileden çıkarmasının yanında bir de eski aşkının ortaya çıkması ve onun için saçmalaması, ona kafayı takması hiç hoşuma gitmedi. Sevmiyorum bu tarz şeyleri, burada da sahte ilişki olmasına rağmen kızın önündekileri görmemesi okuma şevkimi kırdı resmen.
Sonradan toparlar gibi oldu ama yok yani. Kendine hak vermedim değil ama böyle gözlerinin önüne perde inmiş gibi davranlarına artık kıl olmaya başladım. :P


Wes, Liz'in yan komşusu ve düşmanıdır. Küçük yaştan Liz'e yaptıklarından sonra Liz Wes'i hedef haline alır ama durum bambaşkadır. 
Wes'in yaptıklarına düştüm arkadaşlar, işte bu yüzden Liz'e çok kızdım. Karakterleri bu kadar saf yapmaları beni çileden çıkarıyor yaa, neden yani NEDEN?
Bu konuyu belki spoiler olarak yazabilirim ama Wes'i Liz'den daha çok sevdiğim bir gerçek. O kadar ince düşünceli, o kadar tatlıydı ki Wes bırak kör gözlü Liz'i biz seni daha iyi tanıyoruz asdfghjklşi

Buraya kadar genel yorumumu anladığınızı düşünüyorum, kitabı bu yüzden yüzde elli sevdim, yüzde elli sevmedim işte. Wes'le olan güzel sahnelerde düşerken Liz'in düşünceleri ve davranışları ile sinir stres oluyordum. Bunun yanı sıra yazarın kaleminden mi yoksa çeviriden mi bilemiyorum ilk kısımları aşırı zor anladım. Sonradan bu tarz sıkıntı yaşamama ve kitap romantik-gençlik kitabı olması rağmen ağır ilerledi. Yani oturuşta bir otuz sayfa okuyayım yoktu. Bilemiyorum bir yerde bir sıkıntı vardı ama çözemedim gitti.
Kitapta geçen filmlere bayıldım ama, o kadar bilmediğim filmler vardı ki canım romantik filmler aradığında hemen kitaba sarılacağım gibi.

   

Kitaptaki arkadaş mevzuları güzeldi, Liz'in içe kapanması, yalan söylemek zorunda kalması ama bunun sebebinin acı olması üzdü beni. Bir de üvey anne mevzusu vardı, Liz'i anlıyorum az çok ama önündeki duvarları yıkması bu kadar zor olmamalıydı. Davranışlarındaki değişiklikler beni bile mutlu diyordu diyeyim siz anlayın.
Yazarı bir şeyde takdir ettim ama. Şimdi hem yeni hem de gençlik kitaplarda genelde şu benim sevmediğim şeyler oluyor ya bunda olmamasına hayret ettim. Bismillah, çok şükür dedim. Yani herkesin sevdiğini söylemek doğru olmaz, dini farklı olanlar bile buna karşı. Neyse mevzu o değil ama okumamak gerçekten çok güzeldi.
Kitapta unutamadığım sahnelerden biri Liz'in yaralanması, piyano çalma isteği ve yağmur yağdığı akşam. Cidden çok güzeldi buralar, diyorum ya Wes'e düştük düştük kalktık. Bu kadar düşmeye rağmen yazarın son kısımları kısa tutması beni aşırı sinirlendirdi. Kardeşim neredeyse üç yüz sayfa okuduk bize layık gördüğün sahneler bu mu dedim. Oyyy çok dertliyim arkadaşlar, o yüzden alıp almamak, okumak size kalmış benim yorumum böyle. Yazarın kalemi de aman aman değil, kitabın işleyişi de böyle ama benim için sıkıntı yok, yeter ki sahte ilişki olsun ben her türlü okurum derseniz listeye alabilirsiniz. ;)
Yukarıda spoiler yazarım dedim ama bence buna gerek kalmadı gibi. Çok yazacak bir şeyde kalmadı açıkçası.



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^


Dürüst olmak gerekirse, romantik komedilerdeki baştan aşağı yenilenme bölümünü seven tarafımın, biraz kafası karışıktı.
Ama kendimi seviyordum. Kıyafetlerimi seviyordum.


*****


Tabii tek fark, Wes'in başrol olmaması ve benim de ona aşık olmamamdı.
Alıntıya not: İşte demek istediğim bu! -_-



*****

"Balo, sanki hayatındaki en büyük hatanın, giyinip süslenip karşında başkasıyla gösteri yapması gibiydi."


*****


"Bazen ne istediğimize dair fikirlerimize öyle kapılıyoruz ki aslında elde edebileceğimiz şeyin harikalığını kaçırıyoruz."
Alınıtıya not: Bu söz en başta söylenmeliydi. :P




Yeni yazılarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^


14 Eylül 2022 Çarşamba

Kayıp Ruhlar Şehri//Cassandra Clare Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bir yorumla daha karşınızdayım. Aslında şu an yayımlanmış kitap yorumlarımdan en önce bu kitabın gelmesi lazımdı ama diğerlerini yazdığım gibi hemen yayımlayınca bu da kaldı. Serinin nasıl bir uğursuzluğu varsa hem bitmiyor hem de yorumu geç geliyor. Hatta okurken çok hızlı devam ederken bir anda hastalık baş gösterince bu sefer de elimde kaldı.
Ölümcül Oyuncaklar serisinin beşinci ve sondan bir önceki kitabı. Bitmesine son bir kala kitap aşırı sakin geçti. Son kitabı ne zaman okurum Allah kerim. :D

 "Ölümcül Oyuncaklar" serisi devam ediyor.
Tabii Jace, Clary ve Simon'ın başındaki tehlikeler de...
Jace'le Clary yeniden karşılaştığında, Clary korkunç gerçekle yüzleşti. İblis Lilith'in büyüsü altındaki Jace, kötülüğün hizmetkarı olmuştu.
Gölge Avcıları şimdi ne yapacaktı?
Kaybedilen geri istenebilir miydi?
Aşk için ödenecek bedel, ne olabilirdi?
Günah ve kurtuluş işbirliği yaptığında, kime güvenmek gerekirdi?


Bundan sonrasını okumak isterseniz ilk dördü okumuş olmasınız tavsiye ederim. Spoiler olacak çünkü, okursanız ben karışmam. :D
Gerçi dördüncü kitabın sonunu ben de unuttum asdfghjkl En son Clary'nin kabul etmediği abisi ortadan kalkınca bir oh çekene kadar bu sefer Jace ortadan kayboluyor ama Clary ve diğerleri ne olduğunu bilmiyor. Biz dördüncü kitabın sonunda biliyoruz tabii ki. Bizimkiler Jace'e ne oldu, nereye kayboldu derdine düşmüşken Jace tekrardan dirilen Sebastian ile beraber çoktan planları uygulamaya sokmuşlardır.
Sebastian Jace'in ruhunu emip, onu oyuncağı yaptığında Jace'e kimse ulaşamaz. Tabii tek aşkı olan Jace'i kafaya koyan Clary ne yapıp edip Jace bulup, neler olduğunu öğrenmek zorundadır.
Bilirsiniz Clary'nin bencil ve söz dinlemez tavrına sinir oluyorum ama bu sefer helal be, helal be yusufi demiş olabilir. :D
Bu sefer annesine aşırı kıl oldum. -_- Clary'nin yaptığı mantıklıydı ve Jace'le aralarındaki bağın olmaması, bunu hissetmesi ve görmemesi o kadar kötüydü ki bu sefer Clary'ye sadece üzüldüm. Bir de o sonda olanlar, gerçi ona da bir çözüm buldular ama olsun. :D

Jace hakkında çok fazla bir şey yazmayacağım, zaten kendinde değildi ne yazabilirim ki. Sadece bazı şeyler için yapacağı fedakarlık çok manidardı. Gerçi işler karıştı, bu iyi mi oldu, kötü mü onu da okuyanlar bilecek. ;) Son kısımda Jace'e neler olacağını merak ediyorum, sürekli bir şeyler çıkıyor ve daha yeter yaaav. :D


Bu tarafta Simon'ın ailesiyle yaşadığı sıkıntılarla uğraşır ve iblis mührü nedeniyle herkes ondan korkmaktadır. Bu da Gölge Avcılarının işlerini daha kolay yapar. Isabelle ile aralarındaki çekime hala bir isim koyamayan Simon ve Isabelle bakalım son kitapta neler yaşayacak.
Sonra Luke'un başına gelenler falan üzücüydü.
Bir de Jordan ve Maia var. Bu kitapta varda var yani. Bu çifti tamamen unutmuşum, son kitabı inşallah kısa zamanda okumak istiyorum yoksa bütün seriyi unutacağım. Yani genel hatlarıyla bazı şeyleri hatırlıyorum ama kitabı okuduğum zaman çoğu şeyi unuttuğumu fark ettim. O yüzden bu çift hakkında pek bir şey yazamayacağım ama Jordan'ın aşkına hayran kaldım desem yalan olmaz. <3


Kitapta sevdiğim şeyler;
*Kitap aşırı hızlı okundu ve yazarın kaleminin akıcı olması.
*Clary'nin diğer kitaplardaki gibi beni sinir etmemesi.
*Bazı işlerin yolunda gitmesi.(No detay)
*Son kısımda çok fazla ihtimaller olsa da kapağı kapattığım da az da olsa mutlu olmam, devamında neler olacak diye kafayı yemiyoruz en azından.(Spoiler değildir)
*Ve yazarın yufka yüreğinin karaktere yansıması, demek istediğimi bence anladınız(inş).
*Yer değiştiren eve bayıldım asdfghjk
*Fantastik yazan yazarların hayal gücüne hayranım, o kadar şeyi nereden bulup, üretip yazıyorlar aklım almıyor.



Kitapta sevmediğim şeyler;
*Kitabın için bütün karakterleri okumak hoş değildi, sırf altı yüz sayfa yazmak için böyle bir şey yazması hoşuma gitmedi.
*Margus'u ve Alec'in kısımlarını okumadım ki neden olduğunu biliyorsunuz. Neyse ki okumadığım için hiçbir şey kaybetmedim. :P
*Clary ve Johathan'ın(Sebastian) arasında geçen saçma olaylar aşırı iticiydi, tam bir pislikti. Yazarın buna çanak tutması ise sinirlerimi bozdu.
*Clary'yi bu sefer övmüş olsam da yüzük mevzusunda bu kadar umursamaz olması biraz asabımı bozmuş olabilir. :D


Aklıma geldikçe sevdiğim, sevmediğim maddeler yazacağım. Bakalım devam yorumlarımda olacak mı?
Seri olduğundan önermem biraz garip olacak, zaten seriyi okuyan illa ki devam etmek ister ya da istemez. Şu an piyasada çok dönen bir seri değil, dizisinden sonra belki de kimsenin ilgisini çekmemiştir çünkü hatırlamak için diziye bakayım dedim beynim yandı. Oyunculuk olarak Jace'i oynayan on numaraydı ama Clary'i oynayan -_- Sırf kızıllığından seçtilerse yoldan geçen kızıl bir kız daha güzel oynardı. :/
O yüzden okumak isterseniz ilk önce seriyi okuyun, sonra filmi izleyin(O oyuncularla devam etmediler ya ben bir şey demiyorum. -_-) ve sonra isterseniz diziyi izleyin. :D



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

   "Clary?" Jace başını yana eğip kızın yüzünü inceledi.
    "sen... Sen beni hala seviyorsun, değil mi?"
"Ben Jace Lightwood'u seviyorum," dedi Clary. "
"Senin kim olduğunu bilmiyorum."


*****


Clary, Java Jones'tan çıkıp da onu kendisini beklerken gördüğü anı hatırladı. O anda hayatı bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde değişmişti.
"Geri dönüş hiç olmadı," dedi. "Seninle hiç," Gözlerini açtı. "Gidelim."





Başka yazılarımda görüşmek dileğiyle^^



Buralarda da varım^^





9 Haziran 2022 Perşembe

Selindrella//Ekin Atalar Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız? Okumalar ya da izlemeler nasıl gidiyor? Ben Ramazan'da zar zor bir iki kitap okudum, sonlara doğru da bu kitaba başladım. Araya bayram girdi, sıkıldım bıraktım ve araya iki başka kitap aldım ve sonunda yarım bırakmamak için tekrardan başladım. Seneler önce, belki 7-8 yıl oldu okuyalı bu kitabı. Ekin Atalar şu an Baba dizisinin senaristliğini yapıyor, İkiz söyleyince kitapları aklıma geldi ve ikinci kitabı okumadığımı hatırladım. Biraz ikinci el sitelere bakınca Nadir'de çok çok uyguna buldum ama kargo ücretleri ile biraz tuzluya geldi, gerçi şu zamanda kitaplara servet ödüyoruz ya neyse.
İlk okuduğum zamandan çok az şeyler hatırlıyorum ama o kadar çok şeyi unutmuşum ki kitabı yeni okuyorum gibi oldum.


Paçozluk geçici, rutin boğucu, aşk komşu, stil muhtemel olabilir!
Hayatın daha çok sürprizi var, çoook!
Selinin hayatında her şey yolunda gidiyordu. Küçük bir evi, şirin bir köpeği ve neredeyse iyi giden bir ilişkisi vardı. Gerçi sevgilisinin annesi ondan nefret ediyordu ama olsun. Ayrıca uzun zamandır işsizdi. En yakın kız arkadaşının evlenmesine bir aydan az kalmıştı ve bütün angarya işler bizzat üstüne yıkılmıştı. Tamam, aslında hayatında iyi giden pek bir şey yoktu. Neyse ki köpeği Zıpzıp olaya müdahale edip evden kaçtı ve üst kata sığınıverdi. Komşu beyle tanıştıktan sonra Selinin hayatında yepyeni bir sayfa açıldı. Tabii bir de beş kapılı muhteşem bir gardırobun kapakları. Hayatında ilk kez her şeyin yolunda gittiğini farkettiğinde saatler henüz gece yarısını göstermiyordu ve bir anda, Selindrella'ya dönüşüverdi.

Selin erkek arkadaşının annesinden, işsizliğinden, kilolarından muzdariptir. Müstakbel kayınvalidesinin hakarete dayanan sözlerinin karşısında sevgilisinin hiçbir şey söylememesi ise onu çileden çıkartmaktadır. Evinde köpeği Zıpzıp'la yaşayan Selin ayrı evde yaşasa da ailesinden bir miktar ücret alarak hayatına devam etmektedir. Bunların yanında bir de evlenme kararı aldıktan sonra değişen en yakın arkadaşı vardır. Evliliğin başına vurduğunu düşünen Selin düğün olana kadar idare etmeyi kafasına koymuştur tabii delirmezse.
Selin karakterini çok az sevdim gibi. Böyle kendini salmış, hiçbir şeyden memnun olmayan biriydi. Çalışması gereken adam buna çok iyi davranırken kendisinin of pof demesi o kadar iticiydi ki. Adam ne yaptı sana yaa, bu sinir, stres nedir? Yani bu kısımları okurken çok sıkıldığımı söyleyebilirim.
Sonrasında marka takıntısı, o kadar çok marka ismi söyledi ki yeter deyip sürekli atladım. Bakın bunu önceden okuduğumda da aynı şekilde hissetmiştim. Sophie Kinsella'yı çok severim, kitapta da aşırı geçti ismi, Selin bayılıyor zaten ama Sophie'nin kitaplarında çok nadir gördüm böyle sürekli marka ismi geçirmesini. Biraz abartı vardı bu konuda.
Selin'in başına çok şey geldi ama sona doğru biraz şansı döndü gibi ama, aması var işte. :D


Şimdi esas erkeğin ismini verirsem spoiler olur o yüzden isim vermeden yazacağım. :D Selin ilk başta çok yanlış tanıyor onu, hatta öyle komik bir şekilde tanışıyorlar ki sonradan onun yerine ben utandım. :D Selin'in baştan yanlış anlaması komikti ama anladığı şey çok hoşuma gittiği söylenemez. Acaba yazar şu an bunları yazdığı için pişman mıdır? Çünkü takip ettiğim kadarıyla kendisinin düşünceleri çok değişmiş, çok sevindim buna ama işte gerçekten bu kitaplar hakkında şu an ne düşündüğünü öğrenmek çok isterdim. Okuyanlar beni kesin anladı. :)

Selin'in arkadaşından ben bile illallah ettim inanın. Yani tamam evleniyorsun ama yeter yani YETER! :P Sürekli saçma şeyleri istemesi, düğüne kalmış bir hafta hala konsept diyor ya. Bir de sürekli telefonu suratına kapatması asdfghj Bakın yine çok sinirlendim. :D
Son kısımda yaptığı o kadar saçmaydı ki yeni kitapta neler olacak bakacağız. Hatta yeni kitapta Selin'in başı büyük yanacak bence. :D Emre hakkında da iki kalem etmek istiyorum, Selin iyi dayanmış cidden ama mailler sayesinden ortaya çıkanlardan sonra gerçekten böyle bir şey var mı merak ettim. Hesap sorsaydın yaa Selin!!! :P Ve annesinin kuzusu olup ses çıkarmaması -_-



Geri kalan karakterlerde güldüğüm kişiler oldu ama isim vermeyeceğim, sevmediğim şeyleri kapsadıkları için. :P
O yüzden buraları geçelim ve son satırlara geçelim. ;)

Komikti, eğlenceliydi, sinir stres yaptı biraz ama Türk yazar olarak bence kalemi çok güzel. Çoğu kişi burun kıvırıyor ama şu an ki yazarlarımız çok güzel işler başarıyor. Zaten Ekin Atalar senarist, normal böyle güzel kitaplar yazması.
Devamında gerçekten ne olacak merak ediyorum, en sonda ismini vermek istemediğim karakter bomba gibi bir olayın ortasına attı kızı. :D
Devamını kısa zamanda okurum diye umuyorum, aradan bir on sene geçmeden mesela. :D



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^










13 Aralık 2021 Pazartesi

Kitap Alışverişi #2//BKM Kitap-Kendimize Doğum Günü Hediyeleri^^

 Selamla^^
Temmuz ayında aldığımız kitaplarım yazısını şimdi yazıyorum. Normalde silmeyi düşünüyordum ama Instagram'da anket yaptım yaz dediler, yazıyorum. :D
Yazıyı yazana kadar kitapların bir kaçını da okudum desem. :D
Hadi gelin bakalım bu kitaplar nelermiş. :)






Aslıhan Akagöz favori yazarımdır, uzun yıllardır yeni kitap çıkarmamıştı. Bu hikayesini Wattpad'de okumuştum ama bitirmemiştim. Kitabının çıkacağını duyunca nasıl sevindiğimi tahmin edersiniz. Gelir gelmez okudum hatta ama pişmanım. Şimdi bir kaç ay daha mı bekleyeceğiz, tabii yeni kitap yoksa daha çok. :/
Yazarlarımızın kitaplarını ön planda tutmaya çalışıyorum, seviyorum okumayı. Bu kitapta eğlenceli, güzeldi. Yorumumu okumak için burayı tıklayabilirsiniz. Genel anlamda eğlendiğim için size de önerebilirim, bu tarz seviyorsanız deneyebilirsiniz. ;)



İkiz alalım deyip durdu, ben de bir şey diyemedim çünkü ben daha fazla alıyorum. Beraber okuyoruz ama seçenekleri en çok ben sunuyorum. :D Bunu da okudum. :)
Genç Timaş'ın kitaplarından biri, çocuklara daha çok hitap ediyor ama ben de sevdim. Eğlenceli, heyecanlı ve gizemli sevenler için eğlenceli gelebilir.


T.Y. Mazer'in bir kitabını okudum, kalemi güzeldi. Bu biraz aksiyon barındırıyor gibi. İkiz seçip aldı, ilk o okusun ona göre ben de okurum. :) Şu an okuma listemin başlarında değil. :D


Kapağı ve konusuyla tav olduk ama gelin görün ki ikiz çok tatmin olmadı, ben de yüz sayfadan sonra yarım bırakıp ikize ne olduğunu anlatmasını istedim. O kadar kitap varken, zamanda azken neden gereksiz kitapları okuyalım ki?
Yorum gelmeyecek ama almak isteyenler detaylı ama spoiler vermeyen yorumları okuyup öyle karar versin. ;)


Bu da ikizin istediği kitaplardan biri. Yanlışlıkla iki tane vermiş, o zaman çekiliş yaptık bir arkadaşa hediye ettik. Yine ilk ikiz okusun, ben kalın ve klasik kitaplardan aşırı korkuyorum. :D



Bu siparişimizi yine BKM Kitaptan verdik. En son ki alışverişimiz harici kitaplar tez zamanda elimize geçiyor. Bir kaç tane hasarlı geliyor ama onda da kargoyla uğraşacak kadar değil. Eğer henüz BKM'den alışveriş yapmadıysanız bakabilirsiniz. ;) Şu sıralar hazır, henüz zamlar kitaplara yansımamışken indirimli kitaplardan alabilirsiniz. ;)


Bundan sonra yine alışverişi yazım gelebilir ama ne zamana?? :D
Sevgiyle ve duayla kalın^^
Daha güzelleri sizlerin olsun. ;)










21 Eylül 2021 Salı

Son yıldız Sönene Kadar//T.Y. Mazer Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Dün gece bitirdiğim kitabın hemen yorumunu yazıyorum, ne zamana yayımlanır Allah bilir ama yazayım da sonra saatlerce yorum yazmak için uğraşmayayım. Sıcağı sıcağına her şey daha iyi oluyor. Biraz önce Gurur ve Önyargı için yorumu yeni bitirdim, öğleden beri uğraşıyorum yazmak için çünkü.
İlk olarak yazarın okuduğum ilk kitabı, çıktığı zaman yapılan lansman, tanıtımlarda  ve kapakta gözüm kalmıştı. Geçenlerde yaptığımız alışverişte ekledim, şimdide okudum. 
İlk sayfasından klişeydi, devamında da öyleydi ama sonradan olanlar oldu. Buna sonra değineceğim.
Kitabı sevdim ama beni etkileyen pek bir tarafı olmadı. Off be ne kitaptı diyemedim ama eğlendim.


Manno ve Lavin’in aşkı, sırların gölgesinden çıkmaya çalışırken mücadelesine sizi de ortak edecek...
Manno, kalbimin diğer yarısı…
Kalbinde var olmam için en ufak bir umut olduğu sürece ben buradayım.
Dünya döndüğü ve ben nefes aldığım sürece sen kalbimin sahibi olacaksın…
Âşık olmak için bir ömre ihtiyaç yoktur, bazen tek bir gün bile yeter.
Lavin ve Manno, dünyanın en romantik şehirlerinden birinde, hiç olmadık bir anda karşılaşırlar. Farklı coğrafyalarda bambaşka hayatlar yaşamalarına rağmen aralarında yeşeren aşk sınır tanımaz. Ancak hayat, genç âşıkları çok büyük bir trajediyle sınar. Bu olayla Manno benliğinden uzaklaşırken, çözülmesi güç sırların içine gömülür. Lavin ise bu sırların yarattığı fırtınanın kurbanı olur.
Lavin’in tek güne sığdırdığı aşk, bu fırtınayla baş edebilecek kadar kuvvetli midir?


Hikayemiz İtalya'da başlıyor. Ufak bir kafede göz göze geldiklerinde Lavin ve Manno o saniye birbirine vurulur ve yarındası günü beraber geçirirler.  Sonrasında Türkiye'ye dönen Lavin Manno'dan hiçbir şekilde haber alamaz. Bir gün okulda yeni haber duyulur, İtalya büyükelçisinin oğlu okula gelmiştir ve çok yakışıklıdır. Bu habere fazla ilgi duymayan Lavin'in aslında çokta ilgilenmesi gereken konudur.
Öğrendiği gerçeklerden sonra hayal kırıklığına uğrayan Lavin Manno'nun gerçek duygularını daha iyi anlayınca tekrardan beraber olurlar.
Gel zaman git zaman güzel geçen günlerden sonra yaşanan trajediden sonra hayatları mahvolur.  Manno değişmiş, sert biri olup çıkmıştır. Lavin bunun sebebini öğrenene kadar kalbi kırılmış, bununla baş etmeye çalışır ama aklını ve kalbini toparlayamaz.
Lavin karakteri normal karakterlerden biriydi. Zeki, çalışkan, arkadaş canlısı vs. Sevdim ama duygularını o kadar yoğun yaşadı ki ben depresyona girdim resmen. Bunun dışında iyiydi.
Manno'da aynı şekilde bir karakterdi. Arada kendi bakış açısından da okuduk kendisini, seviyorum her iki karakteri okumayı. Manno'yu Lavin kadar okumadığımız için duygularını tam okuyamadık ama o da az değildi hani. Hele sebebini öğrenince bir kaldım yani.


Hazır o sebebe geldik onun hakkında da yazayım. Şimdi Manno'nun duygularının bir anda tepetaklak olması, yaşadıkları zordu ama bir nedeni vardı. Bunu çoook sonra öğrendik, sonradan öğrenmemiz güzel oldu ama böyle değişik bir sebebin olması beni şaşırttı ne yalan. Ne bileyim daha farklı bir sebep olabilir miydi acaba? Tamam Manno için şarttı ama işte okuyanlar beni anladı bence. Daha zekice bir şey yazabilirdi.

Kitapta geçen bir sürü karakter vardı ama en takıldığım kişi Ayla oldu, kız anladığım kadarıyla dilsizdi ama kitapta bir ya da iki kere geçti bu olay. Şu an bile tereddüt ediyorum inanın. Yazar daha fazla üstünde durabilirdi. 
Bunlara rağmen gideri vardı kitabın, neden aldım bunu demedim. Yazarın kaleni sevdim, bakalım diğer kitapları nasıl, kısa zamanda diğer kitaplarını da okumak isterim.
Bu kitabı kesinlikle okuyun diyemem ama denk gelirse bakın derim. Sonra ki kitaplar için karar vermek istiyorum çünkü. ;)



Kitaba Puanım 5/3,5^^ 



Alıntılar^^

Bencildi, ondan kopamıyordu.
Korkaktı, yalan söylüyordu.
Ve alçaktı... Onu kanatıyordu.



*****


Bu yolculuğa onu tekrar kazanmak için çıkıyordum. Kaybetmek için değil.


*****


Onu özgür bırakmıştı.
Hayır, onu kaybetmişti.


*****


Pantheon'un arka bahçesinde, yine elimi tutup "Yarını benimle geçir," desen, bu sefer kaçıp gitmez, bugünüm de senin derdim. 







Yeni yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^






17 Temmuz 2021 Cumartesi

Yeni Kitap Alışverişi//BKM Kitap, İkinci El Kitaplar^^

 Selamlar^^
En son blogda ne zaman alışveriş yazısı paylaştım hatırlamıyorum. Sosyal medya çıktı mertlik bozuldu resmen. Oysa ki fotoğraf falan çekiyorum. Sürekli aynı şeyleri paylaşmaktan da sıkıldım doğrusu, birden yeni şeyler paylaşamam burada ama, en azından diğerlerinden farklı şeylerle devam edebilirim. :)
Bir kaç ay alışveriş yapmadık, düğünden sonra kendimizi ödüllendirmek için ufak bir alışveriş yapalım dedik. Bu sefer ki kitapların çoğunu ben istedim, ikizinde bir kaç tane var ama çoğunluk benimkiler. Tabii ortak olanlarda var. Bu alışverişten sonra bir kez daha alışveriş yaptık, onda da ikizin istekleri çok oldu. Böyle kardeş kardeş alınca her istediğin kitabı hemen de alamıyorsun işte. :D
Kitaplarımız BKM'den geldi, kargoyu açınca hepsi iyiydi ama son ve çok beklediğim kitap çok kötü geldi. Normalde hasar ufaksa çok fazla üstünde durmayız ama bu çok kötüydü, geri gönderdik bakalım ne olacak. 
BKM temin etmekte biraz zorluk çekse de ben seviyorum, hem kapıda ödeme var hem de kargo ücreti genelde olmuyor. 
Fazla uzattım gibi, en iyisi kitaplara geçelim. :)


Uzun zaman sonra alışveriş yazısı yazınca ben 😁




Bu kitabı okuduk biz, hatta çok sevdik, bayıldık ama bizde olan ikinci el ve karton kapak. Aklım uzun zamandır ciltlisinde olunca ikizi ikna ettim ve aldım. Zaten kendisi de alma taraftarıydı yoksa almazdık. :D Yorumumu okumak için burayı tıklayabilirsiniz. En sevdiğim kitaplardan biri. 💓



Instagramda şu an aşırı popüler bir kitap, daha çıkalı bir kaç ay olmadan yayıncı seriyi tamamladı bile. Normalde ikinciyi de eklemiştim sepete ama ikiz beğenmezsen boşuna almış oluruz dedi ve çıkardık. Ama bu kız ne yaptı, kitabı hemen okudu ve çok beğendi. Sadece biraz fazla abartılarak övülüyor o kadar. Beklentiyi ortalarda tutarsanız on numara kitap. Yakında yorumu gelecek. ;)



Çıktığı zamandan beri çok gördüğümden ve çok övüldüğünden gözüme kestirdiğim kitap kendisi.
-Kamu spotu: Acilen instagramı bırakmalısın! :P-
Beklentim var ama yüksek tutmamaya gayret edeceğim. Yine de şu kapağın güzelliğine bakar mısınız?
Not: Bu kitabı ben istedim, ilk ikiyi ortaklı aldık. :) Kağıt Prenses için az biraz ben hevesli olabilirim. 😏



İkizin seçtiği bir kitap, bir sonra ki kitapta devamı. 4 ₺'ye aldık, ikisi 8 ₺ gibi bir ücrete geldi. İlk ikiz okusun, ona göre ben de okurum. Peki İkiz aldığı için konusuna bile bakmadım desem. :D
Senin kuralların, senin seçimlerin falan diyor, bir alıp inceleyeyim, merak ettim asdfghjkl



Bu kitap ikinci kitap.



Güneş Demirel kitaplarını seviyorum, yazarım kendisi. Son okuduğum kitap beni fazla tatmin etmese de almaya devam ediyorum, bu kitaptan azıcık ümidim var. :D Ne yazsa okurum kafasında olduğum için konusunu falan hiç bilmiyorum. Okuduğum zaman öğrenirim artık. :) Yazarın diğer kitaplarında da kapak değişimine gitmişler, iyiler, sadeler falan ama ben eski kapakları daha çok seviyorum. Bir de ciltli basıyorlardı, şimdi öyle de değil. Yazarın kitaplarını bir araya topladığım zaman saçma bir şey çıkıyor ortaya. :/




Hasarlı kitapta olsaydı 7 kitap almış olacaktık, ne zamana gelir bilemiyorum. Büyük ihtimal bayramdan sonraya kaldı.
Diğer alışveriş yazısının fotoğrafları tamam, o ne zamana gelir Allah bilir. :D 
Özlemişim alışveriş yazısı yazmayı. 💓
Yine de ben aldıklarını hemen görmek istiyorum derseniz instagram hesabıma beklerim. :)
Daha iyileri sizlerin olsun, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^








24 Ağustos 2020 Pazartesi

Duman Ve Kemiğin Kızı//Laini Taylor Kitap Yorumu^^

Selam^^
Nasılsınız? Şu an başka bir şey için bilgisayarı açtım ama ne onu yapabildim ne de yorum düzenleyebildim. En azından bu kitabın yorumuna başlayayım dedim, o da artık ne zamana devam ederim bilemiyorum. :D 
Kitap için aylar önce hikayeden anket yapmıştım ama ikizimin istediği kitabı okudum, bunu da en kısa zamanda okumayı aklıma koydum, okudum da. Şimdi hangisi daha iyiydi diye sorarsanız bence bu kitap Karanlık Zihinler'den daha iyiydi. :D Evet anket olarak ilk Karanlık Zihinler çıksa da bu kitabı daha çok sevdiğim bir gerçek. Belki o kitap biraz durağan geçtiğinden ya da benim geç bitirmemden bilemiyorum bu bir tık önde. Ama seri olarak ikisini de çok merak ediyorum, öyle bir yerde bittiler ki kitap.

Bir zamanlar, şeytanın ininde yerde tüylerle oynayan küçük ve masum bir kızdı.
O, artık masum değil…
Bir varmış bir yokmuş, bir Melek’le şeytan birbirlerine âşık olmuş
Ve hikâyenin sonu hiç iyi bitmemiş.

 Konuların şöyle gizemli oluşuna sinir oluyorum, arkadaşım ben okuduğumu bilmek isteyen bir okurum. Tamam çok dikkat etmiyorum, anca okuyunca konuyu anlıyorum ama en azından neyi anlatacağını çözüyorum.
Neyse. Ben anlatayım bari. :D
Okul ama lise mi üniversite mi okuduğunu pek anlamadığımız kızın hayatı sıra dışıdır. En yakın arkadaşının bile bilmediği ailesi ve işi olan Karou'nun hayatı çok zor geçmektedir. Fantastik ve dilekler ile uğraşan, değişik şekilleri olan(Buraları ben bile gözümde canlandıramadım, siz okuyup anlayın derim. :D) ailesinin verdiği görevleri yapan Karou'nun hayatı en son ki görevinden sonra karışır. Ailesi ile buluştuğu gizemli kapılar işaretlenir ve bir gece bütün sığınaklar yanar. O sırada zorlu günler geçiren Karou'nun başına, kanatları kocaman olan melek musallat olur. Başta düşman gibi davranan meleği tanıdıkça aslında eskiden tanıdığını hisseder.
Melek ise başta kıza farklı bir çekim duysa da gerçekleri, kızın kim olduğunu gördükten sonra ikilemde kalır. Omuz omuza çarpıştığı arkadaşları ve Karou arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.

17 Ağustos 2019 Cumartesi

Mekanik Prenses//Cassandra Clare(Cehennem Makineleri #3) KitapYorumu^^

Herkese merhaba
Yeni yorumla karşınızdayım^^ Bu sefer ki yorumum seri sonu kitabı. 
Not: İlk iki kitabı okumayan arkadaşlar spoiler yememek için devam etmemelerini öneririm. :)
Çok severek okuduğum Cehennem Makineleri 'nin Son kitabı. Cehennem Makinelerini Ölümcül Oyuncaklardan daha çok seviyorum ama kitapta olan olan aşk üçlemesi nedeniyle yazara sevgilerimi gönderdiğim çok oldu. Yani neden? Cassandra, canım benim bu aşk olaylarından alıp veremediğin nedir? Jace ve Clare içinde hep saçmalıyorsun. Burada da çok yüzümü güldüğü söylenemez, güzelim kitabı saçma sapan aşk üçlemesi nedeniyle mahvettin be Cassandra. -_-


Gölge Avcıları yok olmanın eşiğine sürüklenirken tehlike ve ihanet, sır ve cazibe, aşk ve ölüm birbirine karışıyor!
Tessa Gray mutlu olmalıydı. Ne de olsa bütün gelinler mutludur, öyle değil mi? Ancak Tessa, Jem Carstairs’la evlenmeye hazırlanırken Londra Enstitüsü’ndeki Gölge Avcıları’nın başları büyük beladaydı. Mortmain, acımasız otomatlardan oluşan Cehennem Makineleri ordusunu, Gölge Avcıları’nı yok etmek için kullanmayı planlıyordu. Planını tamamlamak için de son bir şeye ihtiyacı vardı: Tessa Gray’e.


Başta da dediğim gibi seri çok güzel ama Cassandra okuyucularını hiç düşünmüyor arkadaşlar. Ya böylesi güzel, eski zamanda geçen kitabın içine neden aşk üçgeni koyulur ki yani. İlk kitabı çok çok sevmiştim, ikinci kitabın sonuna doğru harika gidiyordu ama o son ve bu kitap beni kitaptan soğuttu. Bu kitabı okumamdaki tek sebep son kitap olması ve Will'di. Jem'ide seviyorum hatta yazarın onun için böyle yazması yüreğime dokunuyordu ama neden aşk üçgeni? Neyse bunlar dışında kitap güzeldi ama ilk kitapta aldığım heyecan duygusunu bundan alamdım, çok dönük geçti. O kadar saldırı, o kadar savaş sadece iki-üç dakika için miydi? Tessa'nın nasıl biri olduğunu öğrenmemiz güzeldi, yazarın zekasına hayran kalıyorum bu zamanlarda.



Kitapta yeni tanıdığımız karakterlerden Gideon ve Gabriel'i sevdim, gerçi Gideon'u biliyorduk, Sophie vs. ama bu kitapta okumamız güzel oldu. Ama Gabriel ve Cecily 'in hikayelerini daha çok okumak isterdim. Acaba yazar onlar için ayrıca bir kitap yazar mı merak içerisindeyim. :) Ya da yazmıştır, bir yerde bahsetmişti ben hatırlamadığım için atlamışımdır bilemiyorum. :) Yine daa daha çok yer verebilirdi.
Bir anda şok edici olaylar yaşandı ama sonrasının tatlıya bağlanmasına sevindim yoksa Cassandra benden çok ama çok çekerdi. :P Bu detaylar dışından bahsedeceğim pek bir şey yok. Şimdi okumayanlar için Spoiler yazacağım, çünkü yazmazsam olmaz. -_-


Spoiler Başlangıcı!!!

Okuyanlar toplanın bakalım. :D Evet ilk olarak serisinin sonundan memnun musunuz? Doğrusu ben
m için yarı buruk bir son oldu. Neden Will dedim? Yukarıda Cassandra'nın aşkla bir sorunu var demiştim, haa işte bu sondan daha çok anlıyoruz sorunu olduğunu. Jem'ın ölmediğini, sonsuz yaşayacağını öğrendiğim zamana çok sevdim, birazda üzüldüm açıkçası öyle bir hatayı olmamalıydı ama yazarımızı bizi fazla üzmedi ve bomba! Tamam seneler, hatta asırlar sonra günümüz dünyasından tekrardan karşılaşan Tessa ve Jem çok iyi oldu ama sanki Will hiç var olmamış gibi, hiç tessa onunla evlenmemiş, hiçbir şey yaşamamış gibi yaa benim kalbim iki kişide sevebilir deyip Jem'e koşmasını nedir arkadaşlar? Tamam seneler, asırlar geçti ama biz bir kaç sayfa sonra bunları okuduk, aynı dakikalar diliminde. Cassandara çok kalbimizi kırdın, zaten adam akıllı aşklarını yaşayamadılar sonran ne oldu Tessa Jem'e koşun ve mutlu mesut yaşasınlar! Bu son beni hiç ama hiç mutlu etmedi! Jem hariç. :/



Spoiler Sonu!!!


Evet çimi çook güzel döktüğüme göre son satırları yazıp yorumumu bitirebilirim. Seriyi sevdiğim aşikar, sizde merak ettim okumak isterim derseniz öneririm. 3 kitaplık, heyecanlı, tarihi kitaplar hoşunuza gidiyorsa okuyun ama aşk üçgeni tarzı şeylerden nefret ediyorsanız elinize daha almayın derim, sinir, stres hak getire olur. :D
Yine de Will, Jem, Tessa, Charlotte, Henry, Gabriel, Gideon, Cecily, Sophie ve dahasını okumak çok eğlenceliydi. Tabii unutmamak olmaz Margus. Yazar onun için saçma bir tercih şeysi yapsa da seviyoruz kendisini. :D




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"Hakikaten, içlerinden biri ölse ne fark eder? Senin hep gayet güzel bir ikinci seçeneğin olacak."

Alıntıya not: İşte bu cümle kitabı özetliyor. -_- Aşk üçgeni. -_-



*****


"Ölümden çok daha kötü şeyler vardır," dedi Will. "Sevilmemek  ya da sevememek, bu daha kötüdür."



*****


Hayat bir kitaptır ve henüz okumadığım yüzlerde sayfa var. Ölmeden önce, okuyabildiğim kadarını seninle okumak istiyorum..."






Cassandra Clare'nin diğer kitaplarına yaptığım yorumları okumak için Tık Tık!!


Bir yorum daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^





Buralarda da varım^^