11 Kasım 2015 Çarşamba

THE ORIGINALS - Yükseliş//Julie Plec Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yine ve yeniden yorumlarla karşınızdayım. Kitabı daha dün gece bitirdim ve hemen yorum yapayım dedim. Son iki yorumda hep böyle, maşAllah banaa :P Şaka bir yana en iyisi böyle valla. Kitabımız Go Kitap tarafıyla çıktı, kendileri Vampir Günlüklerinin yan serisi gibi bir şey, şahsen Vampir Günlüklerini izlemedim, okumadım. Ama aldığım bilgilere göre onu izlemeden de okuyup, izleyebilirmişiz ;)

AİLE GÜÇTÜR
Köken Vampir ailesi bin sene evvel birbirlerine bir söz verdi. Her zaman ve sonsuza dek bir arada kalacaklardı. Ama verilen sözleri tutmak ölümsüzken bile kolay değildi.
1722 yılında New Orleans’a ayak basan Köken Vampirler Klaus, Elijah ve Rebekah Mikaelson tehlikeli geçmişlerini arkalarında bıraktıklarını zannederler. Ne var ki bölgelerini kimseyle paylaşmak istemeyen cadılar ve kurt adamlar bu kanunsuz şehirde cirit atmaktadır. Üstelik çok yakında gerçekleşmesi planlanan bir evlilikle birlikte aralarındaki ittifak sonsuza dek mühürlenecektir. Ama düşmanları birbirine düştüğünde kendilerini çok daha güvende hisseden Köken Vampirlerin şehri bu iki klana teslim etmeye hiç niyetleri yoktur. Özellikle de müstakbel gelin Vivianne’e gönlünü kaptıran Klaus’un. Elijah ailesi ile birlikte güvende olabilecekleri bir yuva aramakla, Rebekah da Fransız ordusunu kendi saflarına katmakla uğraşırken aşk sarhoşu Klaus hem kendisini hem de ailesini büyük bir tehlikeye atacak olayların içine sürüklenmektedir. 


Kitabımız Aile Güçtür cümlesiyle başlıyor ve kitap cidden Aile'nin güç olduğunu çok güzel bir şekilde anlatıyor. Kitabımız üç kardeş hakkında ve her birinin gözüyle olayları okuyoruz. Dizisini izleyenler bilir tamam Aile Güçtür falan ama canlar bunlar vampir, ölümsüz ve güçlüler. Gerekmedikçe aile bağı göstermiyorlar. Hepsi kendi açısından faklı kişiler. En büyük abileri Elijah, sonra kız kardeşleri Rebekah ve baba tarafından ayrı olup, üvey kardeşleri olan Liklaus. Klaus hepsinden fena, birde yarı kurt olunca ve ona yapılanları göz önüne alınca gözü kara bir vampir. Ünü almış başını gidiyor. Bu kitapta ise hiç olmadığı şey başına gelip ummadığı kişiye aşık oluyor. Cadı olan ama Kurt kabilesinden biriyle nişanlanan Vivianne ile yasak aşk yaşar. Zaten belayı üstüne çekmeyi başaran Klaus Vivianne'ye tutulunca belalar sırası üstüne gelir. 



En büyük abileri Elijah Mikaelson ise seneler boyunca New Orleans'da yaşadıkları halde orada kalma hakları olmaması canını sıkar ve artık buna bir çözüm getirmek zorundadır. Klaus'un eskiden başlarına açtığı bela yüzünden halen daha düşman olan Kurtlar nedeniyle New Orleans'ın vatandaşı olamazlar ama bir gün arazi arama sırasında yardım ettiği kişiden sonra hayallerine bir kaç adım yaklaşmıştır ama Klaus'un başına açtığı bela ve imkansız aşkı bu hayalini tehlikeye atacaktır ama Aile Güçtür inancını en çok benimseyen Elijah ise kardeşine ne pahasına olursa olsun yardım edecektir.



Rebekah, eğer Kurt adamlar ile savaş olursa orduyu kendi arkalarına almak için iyi bir plan yapar ve Fransız ordusuna katılıp komutanla ile tanışır. Aslında işi basittir lakin orduda olanlar dikkatinden kaçmaz ve tehlike de olduğunu anlar ama onunda yapmaması gereken imkansız bir işi başına alır. Bu dakikadan sonra Aile'nin yanında kalamayacağını düşünen Rebekah büyük bir fedakarlık yapmak durumunda kalacaktır. Bunu destekleyen büyük abi Elijah'ı sevse de her anlamda bela çıkaran Klaus'u fazla tamama tutmayan biridir. 




Üç kardeşinde başından bir çok bela geçiyor kitapta ama dediğim gibi bunlar vampirler, ölümsüzler ve güçlüler. Her anlamda tehlikeden uzaklaşırlar ama yaa tehlike tam kapılarının önündeyse. İşte o zaman zekaları ön seviye de olur ve bununla da başa çıkmaya çalışırlar.
Üç karakter de kendine has stili vardı, hangisini sevdim derseniz, hepsini eşit derece de sevdim. Klaus bazen sinir bozucu olabiliyor ama kardeş dendi mi yelkenler fora :D Kitapta geçen bir çok karakteri başta sevdim ama yazar öyle bir yazmış ki Rebekah, Elijah ve Klaus gibi bende sonuna kadar şüphe ettim, ama sonradan bummm, vayy bee yazar ne yapacağını biliyor. Sonradan gelecek seri kitaplarımızı merak ediyorum neler olacak diye. Ve son olarak bütün karakterlere üzüldüğümü de bildirmek isterim. 

Vampir Günlükleri serisinin hem dizisini hemde kitabını okuyanlar kaçırmaz diye düşünüyorum. Bunların hiçbirine başlamamış biri iseniz siz de okuyabilirsiniz. Belki sonradan Vampir Günlükleri'ne de başlayabilirsiniz. Bu kitabımız dizinin senaristinin yazdığı bir kitaptır ve Köken Vampirlerinin anlatılmamış hikayesidir. Kitaba başladığım sırada dizisinin ilk bölümüne göz attım ve ne göreyim bu kitapla alakası yok :P Tabii o sırada pek araştırmadım ve anlatılmamış hikayeyi de pek tamama tutmadım ve izleyince şok :P Dizi şimdi ki zamanı anlatıyor ama kitap 1722 yılını anlatıyor, ilk New Orleans'a geliş ve devamında olanları. Kitabımızı fantastik severlere öneririm, çerezlik bir kitap, bir günde biter ve faklı bir tarz okumanın zevkini yaşarsınız ;)


Serimize bakacak olursak;


Kapaklar harika yaaa, serimiz şimdilik üç kitaptan oluşuyor, yazar devam eder mi yoksa sadece bu kadarla mı kalır bilmiyorum :) Bu arada Klaus'da yakıyor :D Sarışın, vampir velet :P



 Dizimizden bahsedecek olursam;
Dizimiz 3 sezondan oluşuyor, şu an 3. sezon devam ediyor bildiğim kadarıyla. Bende devam etmeyi düşünüyorum. Çok kanlı bir dizi olsa da fecii bir dizi :D Hele Klaus burada daha fena :P



Arkada ki ikiliyi dizide tanıyacağız, kitapta geçmiyorlar. Zaten eski zaman anlatıldığı için normal :D




Ve bu resmi seviyorum^^


Kitaba puanım 5/4


Alıntılar^^

Klaus kara sevdasına gömülüp Rebekah Fransız askerleriyle gününü gün ederken, Elijah gece at sırtında dolaşıyordu.


*****


Klaus'u her görüdğünde ışıl ışıl parlıyordu adete. Kan bile onun o kusursuz yüzü kadar tatmin etmiyordu Klaus'u.




Alıntıya Not: Aşık Klaus^^


*****


Klaus, Elijah'nın başının da en az onların ki kadar belada olduğunu anlayınca böyle düzenbaz bir üçlü oldukları için kendilerinden neredeyse gurur duydu.




 Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere sevgiler^^


Buralarda da varım^^









8 Kasım 2015 Pazar

Seni Bana Getiren Mektup//Patricia Scanlan Kitap Yorumu^^

Bir kitap yorumdan daha merhaba^^
Fantastik kitaplardan sonra ne zamandır gözüme çarpan bu kitabı hemen ellerime aldım ve okuyup, bitirdim. Aile-dram severler için birebir olan kitabı ve yazarı çok sevdim. Konuya bakınca bildiğiniz konu diyebilirsiniz ama kitabın devamın da yanıldığınızı görüyorsunuz ;) Gerek kapağı gerek anlatım tarzı güzel olan kitabı öneririm ;)


Bir mektup her şeyi değiştirir... Seni bana getirir...
Briony küçük kızıyla birlikte, İspanya'da yaşayan annesi Valerie'yi ziyarete gider. Masmavi Akdeniz sularına karşı oturmuş fotoğraf albümüne bakarken sayfaların arasında kendisine yazılmış bir mektup bulur. Mektup, Briony'nin kendisiyle görüşmek istemediğini düşündüğü büyükannesi Tessa'dandır.
Briony bu mektupla sadece büyükannesiyle ilgili gerçeği öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda annesi ve kaybettiği babasıyla ilgili sırları da gün yüzüne çıkarır. Briony, Valerie ve Tessa'nın hesaplaşmalarla, aşkla, pişmanlıkla, her şeyden önemlisi sevgiyle örülü hikâyesi hem duygulandırıyor hem de tatlı bir tebessüme dönüşüyor.


Başta dediğim gibi konu pek içeriği yansıtmıyor, asıl olay kitabın daha başından başlıyor. Okurken hem sinir olup hemde vay bee diyeceğiniz kitaplardan biri. Kitap hakkında detaylı yorum yapmak isterim ama ne yazık ki spoi olur diye ağzıma ayy pardon şimdi ağzıma olmaz parmaklarıma bir fermuar çekiyorum :D Her kitapta sevdiğim karakter olur, illa bir illa iki ama burada sevdiğim sadece bir kişi çıktı ve o da baş rol karakteri değil. Haa hak verdiğim oldu mu oldu ama hepsi de sütten çıkmış ak kaşık değil hani. İlk olarak Jeff ve Valerie'ye gelelim. Daha ilk tanışmadan başlıyor hikayeleri. Daha çok Valerie'nin hayatından kesitler sunmuş bize yazar. Gerçi kitapta geçen herkesin gözünden anlatılmış hikaye. Valerie'nin hayatına hem üzüldüm hem sinir oldum hemde keşke dedim yanii. Sinir olmama sebep olan bir diğer kişi ise Jeff. Başta işte benim karakterim diyeceğim sırada ters köşe yaptı bizi. Valerie'nin hayatı daha en baştan beri üzüntülerle dolu. Babasının ona olan davranışı ve annesinin bu zaman kadar susması Valerie'nin hayatına yön veriyor. Jeff'le tanıştıktan sonra hayatı güzel devam etse de aldığı haber sonucu hayatı tepetakla oluyor ve bazı insanların gerçek yüzünü görüyor.



Jeff'den fazla bahsetmeme gerek yok, daha çok anne ve babasından bahsedebilirim. Babası Locan çok iyi biri ve çiftimizi çok seviyor ama kaynana damarı tutmuş Tessa öyle değil. Tamam geçmiş hayatı onun da pek iyi değil ama Valerie'ye yaptıkları da yenilir yutulur cinsten değil. İşte en, en, en sinir olduğum karakter Tessa, sonradan da Jeff gelmekte. Çok mu ağır yazıyorum ama hayır okuyan herkes bana hak verecektir. Tessa ve Jeff'ten daha fazla bahsetmek istemem, hele o sona doğru olanlardan sonra. Konu da bir mektup bulunuyor, bunu bulan Valerie'nin kızı Briony. Gerçekleri öğrendikten sonra verdiği aşırı tepkiyi pek onaylamadım ne yazık ki, birden biri bir insan 360 derece döner mi acaba? Babasının kızı der bir diğer Lizzie karakterine giriş yaparım :) İşte kitapta tek sevdiğim karakter oldu, doğru konuşması ve tavsiye vermesi en sevdiğim yerler oldu. Hele bir de kardeş kadar gerçek dost olması Lizzie'ye olan sevgimi daha arttırdı.


Karakter analizimiz bu kadar, kitapta geçen her bir olay okumaya değerdi, evet kitap kalın bana göre ama olması gerektiği gibi düşünüyorum :) Sonuna kadar olaylar, gerçekler bir bir ortaya çıktı. Belki benim kadar sinir olabilirsiniz, bu nasıl kitap bırakacağım diyebilirsiniz ama devam edip bitirin derim, sona doğru şok ediyor sizi çünkü. Valerie'nin yaşadığı ve düşündüğü şeylerin hepsine hak vermedim ama onun yerinde ben olsaydım dediğim de bazen iyi ki yaptı, hatta bazen değil kitap boyunca iyi ki yaptı dedim. Tessa'nın duyguları da var evet ama Valerie'e için daha çok üzüldüğüm doğrudur. Bir de yazarımızın batıl inancı vardı ki evlere şenlik, kelebek diyeyim siz onu anlayın. Tabii okuyanlar için ;) 



Yazarın dili akıcı ve olaylara hakim oluşu okuma isteğini daha çok arttırıyor. Benim elimde biraz süründü kitap ne yalan, zamanın da okuyamadım çünkü yoksa bir oturuşta 100 sayfa okuyacak tarzdaydı. Aile-dram severlere kesinlikle öneriyorum. Hatta lütfen okuduysanız bana mesaj attında az dedikodusunu yapayım. Herkesin görüşü farklı olduğu için karşı tarafın görüşünü çok merak ediyorum. Şimdi N.Ablama aldırtmayı düşünüyorum, çünkü asıl onun düşüncesini merak ediyorum ;) Uzun lafın kısası aile-dram severler kaçırmayın derim ;)


Kapaktan bahsedecek olursam, harika bir kapak ve kitabı çok güzel yansıtıyor. Orijinal kapakta güzel ama olmamış ben pek sevmedim onu :D 


Not: Yazarın bir başka kitaplarının da çıkmasını isterim ;)




Kitaba Puanım 5/5


Alıntılar^^


*****


"Bazen yaşadığın bir olayın hayatta yaşadığın en kötü şey olduğunu düşünürsün ama geriye dönüp baktığında bunların aslında o kadar da kötü olmadığının ve aslında senin için iyi bile olduğunun farkına varırsın,"


*****



*****

".... Hiçbir şey siyah yada beyaz değil. Her şeyin bir nedeni var, özellikle de yaptıklarımızın...."


*****

"....Affedilmek, büyük bir nimettir."



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^




7 Kasım 2015 Cumartesi

Kitap Alışverişi Vol 1234^^ :D

Herkese merhaba^^
İstanbul'a gitmeden önce kitap sipariş etme planımız vardı ama kısmet olmadı ve veremedik :/ Ama geldikten sonra hemen istediğimiz kitapların listesini yaptık vee taa taaa yepyeni kitaplar^^ Hepsi çok ama çok merak ettiğimiz kitaplar olduğunu, okumak için sabırsız olduğumuzu bilin :D Hele My Twin şimdi bu kitaplar arasından birini okuyor bile :D Uzun lafın kısası işte kitaplarımız^^





Kızıl Yükseliş kitabı daha çıktığı günden beri ilgimi çekiyordu ama Pegasus Yayınlarının fiyat politikası ne yazık ki cüzdanımıza pek sıcak bakmıyor. Kitabımız normal de ciltli ama 39 TL olunca bizde 29 TL'den 20 TL'ye!!! inen ciltli olmayan kitabı listeye ekledik. Fiyatlar süper değil mi -_-
Sağ olsun Pegasus bizi düşünmüş, bunlar ciltli alamaz biz en iyisi ciltsiz de çıkaralım da alsınlar demişler ve böyle de çıkarmışlar, ne kadar düşünceli bir yayınevi -_-




İkinci kitabımız yine Pegasus Yayınlarından. Bu kitap da baya bir övüldü, gerçi ne demiş büyüklerimiz övüleni koy kaç övülmeyeni al kaç ama My Twin çok merak edince hadi alalım dedim. Bunun ciltlisi falan yok ama kitabın fiyatı yine uçmuş -_-




Apollyon ve Avcı. Serinin son iki kitabı :D Anladığınız üzere seri sonunda tamamlandı :D En kısa zamanda ilk kitaptan tekrardan başlayıp okuyacağım inşAllah :P Bakalım nasıl devam edecek, sevdiğim bir seriydi ama almayı sürekli erteledik, sonunda aldık ne diyelim en kısa zaman da okumak dileğiyle :D




Lola ve Komşu Çocuk, övülen bir diğer kitaplardan biri. Evet övüldüğü için aldım ama sonradan ciltli ve kapağının rengine aşık olmuş olduğumdan da almış olabilirim :) Serinin diğer kitapları da harika^^ En kısa zaman da okuyup tanışalım bakalım Lola'yla :)


Şu renklere ve uyumu bakar mısınız <3 :*




Yazarın kalemini sevdiğimi bilirsiniz, Ünlü Aşk favori kitaplarımdan ve ikinci kitap da en kısa zaman da çıkınca merak ettiğim Toprak ve Melis çiftinin aksiyon dolu hayatını konu alan kitabımızı hemen aldık. Birazcık fantastik varmış diye duydum, bak daha çok merak ettim :D 




Bir Kavanoz Aşk kitabının konusunu bilmeden kapağına aşık oldum, çok orijinal bir kapak olmuş, çok beğendim. İnşAllah kalemi de güzeldir. Bu kitabı da My Twin'in tercihine sığınarak aldık ;)




Arkadya Yayınlarının çıkardığı her bir yazarı severim, bu yazarda onlardan biri. Aslında İstanbul'dan alacaktım ama yoktu kısmet bu alışverişeymiş :D Okuyanlar çok beğendi, bakalım ben nasıl bulacağım ;)



Sophie yeni kitap çıkarır da biz almaz mıyız :D İlk gençlik romanı diye duydum, işte My Twin'in hemen alıp okuduğu kitap :) Kitabın kapağı ne kadar güzel değili mi? <3




Bunlar da Okuoku'nun bizlere hediyesi^^
Başka Topraklarda Rüzgar Sert Eser kitabının yazarı Koreli :O Biz şok, Okuoku ne kadar düşünceli ki bize Koreli birinin yazdığı kitabı gönderiyor, sevgiler Okuoku <3


Hazır Okuoku dedik bunları da yazayım, ilk olarak hızlarına hayran kaldım, 5 günlük tatil öncesin de verdik siparişi havale ile, havale hemen kabul edilip, tatili araya girdiği halde hemen hazırlanıp daha bir hafta dolmadan elimiz de olması taktire şayan <3 Bir önce ki alışverişimizi başka siteden yapmıştık ve bizi sinir etmişlerdi. Okuoku daha hızlı olunca seçmemek imkansız ama indirim nerede biz orada olduğumuz için her türlü siteyi kullanırız :D Neyse Okuoku'ya hızlarından ve kitaplara yapılan özenden dolayı teşekkürler^^







Evet bir 3 kitap daha var aldığımız^^ Bu kitapları ise İstanbul gezisinden, D&R'dan aldık. İstanbul'a  gidip de D&R'a gitmemek olmazdı ve en yakın d&r da soluğu aldık. Fazla bir çeşit yoktu ne yazık ki ama indirim de olanlar bizi bizden aldı :)




My Twin'in ilgisini çeken bir kitaptı, seri olarak da d&r da vardı ve My Twinin ilk tercihi oldu :)




Yazarın seri niteliğinde ki, ikinci kitabı, ilk kitabını çok sevmiştim :) D&R'da indirim de görünce hemen kaptım, ne kadar olduğu da üstün de belli zaten :)




İstanbul'a gitmeden önce yapılan yorumlardan sonra merak ettiğim bir kitaptı, d&r'da da indirim de olunca bu kitabı da listeye ekledik :) Konusu ilginç bir şey bakalım övüldüğü kadar var mı :) Hayal kırıklığı olabilir belki :P





Bir alışveriş yazısının daha sonuna gelmiş bulunmaktayız, çok sevdiğim bir alışveriş oldu :) En kısa zaman da hepsini okumak dileğiyle sevgiyle ve bol kitapla kalın :* :*




Buralarda da varım^^


1 Kasım 2015 Pazar

Karanlık Ateş//Karen Marie Moning Kitap Yorumu^^

Selam^^
Yorumlarım hız kesmeden devam ediyor. Hızlı olmak en iyisi yoksa hep üst üstte geliyor ve ne yapacağımı şaşırıyorum :D Distopya kitabımızdan sonra(Kurucunun Kızı) Fantastik süper oldu ama şimdi okuduğum kitap günümüz aile, dram :D Üst üstte birbirine yakın konular olmuyor, ağır geliyor :D Uzun süredir aklımda olan bir kitaptı, sağ olsun N. Ablam serinin dört kitabını gönderdi ama ben bir türlü başlayamadım :( Sonun da çok beğenilen fantastik karakterlerle tanıştım. 


Karanlıktan korkar mısınız?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...
Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak “gerçekler” için çaba sarf edecektir.
 Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti.
 Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlanda’ya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü – insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği – kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır.
Her hareketi, geçmişi olmayan ve Mac’in hayal ettiği gelecekle alay eden bir erkek olan karanlık ve gizemli Jericho tarafından gölgelenir… 

Kitabımız öyle bir vaat sunuyor ki ne deseniz bilemiyorsunuz, diyor ki okuduğunuz bütün fantastik karakterleri, kitapları unutun. Çünkü bu kitap hepsinden farklı. Doğrusu bu sözüne şiddetle katılıyorum, bu kadar ilginç, karışık bir fantastik karakterler görmedim, duymadım, okumadım :P Tabii görmek lafın gelişi :P Fantastik öğeleri geçtim karakterlerimiz bile o kadar farklı ki anlatamam. Kitabımız yarıya kadar sevdim, çok ama çok merak ettim. Sonra Mac'in yaptığı bazı hatalar kitabı daha fazla sevmeme engel oldu. Tamam ona da hak verelim ama okuduğum bütün karakterlerden farklı ve acayip dik kafalı :P O dik kafalılık onun başına neler açıyor neler, işte tahammül edemediğim şey -_- Böyle karakterlerle gelmeyin abla yaaa :P Mac karşı karakterlerin gözün de barbie bebek. Sarı saçlar, pembe kıyafetler. Böyle bir karakterin önemli biri olduğunu düşünsenize, siz şok, ben şok :D Ama yazarın bakış açısı çok farklı, hep eli yüzü düzgün biri mi olacak, azıcık ta uçarı kaçarı biri olsun demiş belli ki :D Yine de kendisini sevdim, az biraz daha duyguları ve sürekli düşünmesini geri plana atsa daha iyi olacak sanki. Çünkü bir yerden sonra dayanamadım. Çok fazla anılar, düşünceler barındırıyordu. Azıcık daha olay vs. vs.


Jericho Barrons namı diğer bilinmez Barrons. Aynen öyle, kitaba bir girişi var kitap bitene kadar ne Mac ne de biz çözebiliyoruz. Bir karakter bu kadar mı kendini merak ettirir. Asabi, her dediği olay ve her şeyi bilen Barrons Mac'i sinir etse de ona doğru yolu gösteren tek kişi. Tabii bu iyilik karşılıklı, Barrons'unda çıkarları var bu işte :P 



Kitabımız da diğer kitaplara göre fazla ön planda olmayan karakterdi. Şu anlamda Barrons herkes için tam bir sır küpü, sanki Barrons'u sadece yazar biliyor ve bu nedenle çok övünüyor :D Doğrusu ilginç bir yaklaşım ama merakta ettiriyor hani :D Koskoca kütüphane ve araba koleksiyonu olan Barrons'u okuyan herkes merak ediyor. Bakalım hangi kitapta bize gerçekleri sunacak :P



Çeşit çeşit karakter oluyor kitapta, hepsi birbirinden faklı ve korkulacak kişiler. Mac iyi dayandı şahsen, bir de cesaretli ki anlatamam. Yazarın dili akıcıydı ve neler olacağını insan merak ediyor. Kalın bir kitap olmamasıyla beraber bir günde bitecek tarzda. Okuduğum hiç bir kitaba benzemeyen kitabı sevdim ama seri elimde olmasaydı devam eder miydim? Bu benim de kafamı kurcalıyor. Belki hemen olmazdı, belki de hiç olmazdı ama serinin devam kitapları olduğu için tez zaman da okumayı düşünüyorum. Zaten karışık terimler ve olaylar olan bu kitapta diğerlerini okuyunca unutmak istemem. Kitabımız Mac'in günlüğü de diyebiliriz. Bazı cümlelerin sonunda bize bazı ipuçları verdi ve hadi okumada bırak dedirtti. 

Fantastik severlere kitabımızı, serimizi tavsiye ederim. Çabuk okunan ve gerçekten çok ama çok farklı denilen bu kitaba sizler de bir şans verin derim. Belki benden daha çok seveceksiniz ;) Zaten kitabımızı okuyan çok az kişi kalmıştır. Nedeni ise kitabımız taaa 2009'da çevrilmiş ve kaç sene geçmiş aradan :O Yanii bir ben kalmışım okumayan işte :P


Ateş Serisi hakkında bilgi verecek olursam;



5 Kitapta Mac'in hikayesini anlatıyor ama son çıkan kitabın haberini geçenler de Artemis verdi. Başka bir karakteri anlatan bir kitap bu ve konu gerçekten ilgi çekici.


Benim elimdeki kitabın kapağı eski kapak ve yeni apak daha güzel diyebilirim ;) Yani durup düşününce ne anlamda konmuş bu kapak akıl sır ermiyor :P


Kitaba puanım 5/4


Alıntılar^^

Bu arada, kitapları filmlerden daha çok severim. Filmler size neyi düşüneceğinizi anlatır. İyi bir kitap ise bazı şeyleri hayal gücünüze bırakır. Filmler size pembe renkli evi gösterirler. İyi bir kitap, pembe bir ev olduğunu anlatır ve detayları sizin boyamanıza, hatta belki çatı modelini seçmenize ve kendi arabanızı o evin önüne park etmenize olanak tanır. Hayal gücüm daima, bir filmin gösterebileceklerinin ötesine geçmiştir. 

*****

"Yavaşça derin nefes al," dedi Baroons. "Üstesinden gelebilirsin. Zihninizi buna yoğunlaştırın Bayan Lane."
Aceleyle biraz hava yuttum. Hiçbir faydası olmamıştı.
"Nefes alın, dedim. Sudan çıkmış balık taklidi yapın demedim."

Alıntıya Not: sert tarafı olsa da esprili yanı da mevcut Barrons'un :D



Bir başka yorumun daha sonuna geldik aa canlar, diğer yorumlar da görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^



T-Pop, K-pop Ortaya Karışık^^

Merhaba^^
Bilenler bilir, haftanın şarkıları adı altında dinlediğim, sevdiğim şarkıları paylaştım ama ne yazık ki her hafta yapamadığım için öylece kaldı. O yüzden Haftanın Şarkılarını bırakıyorum ve böyle postlar altında dinlediğim, sevdiğim şarkıları yayınlayacağım ;) Bu sefer biraz fazla şarkı paylaşımı olabilir :)




İlk olarak Exo'dan gelsin, My Twin ilk olarak dinledi, ben de çok sevdim :)


Exo'nun mini dizisi Exo Next Door'a bir ost yapmış Baekhyun. Şahsen çok sevdim, çok güzel^^



Sonrasın da klip ile de bizi bizden alan şarkı;


Love Me Right^^


Şimdi de Suju'dan paylaşalım^^

Klibi süper, süper, süper <3 Biliyorsunuz D&E ikilisi askere gitti :( Son klipleriydi diyebiliriz :(



Magic^^ Klip en sevdiğim :*



Şimdi de T-Pop'a bakalım^^

İnadına Aşk dizisini izleyenler bilir, Cem Belevi oynuyor orada. Diziyi pek izlemesem de şarkılarını çok seviyorum :)


Dizi de daha güzel söylüyor ne yalan :D



Bu seferlik bu kadar şarkımız var liste de, böyle postlar da görüşmek üzere. 
Sevgiyle, şarkılarla kalın :*

Buralarda da varım^^


31 Ekim 2015 Cumartesi

Kurucunun Kızı//Amy Engel Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Şu zamansızlıkdan çok yakınıyorum blog da o yüzen fazla bir şey demeyip bekleyen yorumlarıma başlayayım^^ İstanbul'a gittiğim de yanım da Psikopat vardı. Ve yedek olarak da Kurucunun Kızı'nı almıştım. Kısmet orada okumak değilmiş geldim burada başladım ve hemencecik bitti. Bir kere kitap akıcı ve ilginç bir konuya sahipti ama o kadar çok övüldüğü kadar da bulamadım. Kitaba başta 4 puan verecektim, sonra 3.5 indi ve O SON! ile 4'e yine çıktı :D Puanlamamı başta yaptım olmadı ama genel olarak kitaba bakış açım bu, devam yorumum da neler olduğundan bahsedeceğim ;)

Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı. 

Bu yıl benim sıram gelmişti. Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım… 

Distopya kitapları her zaman severim, hele bir de işin içine Fantastik girsin okumada yanında yat :D Tabii kitabımız da Fantastik namına bir şey yok, yanlış anlaşılma olmasın :D Burada da yıl olmuş bilmem kaç, Nükleer savaş nedeniyle Dünya yerle bir olmuş ve sadece bir grup insan hayatta kalmıştır. Her şey yok olunca liderler çıkıp ilk olarak bu küçük dünyayı kurmuşlar ama liderlik savaşı orada da olunca Kurucu başa geçememiş ve Lattimer'lar başa geçmiştir. Hayat mücadelesi yerine liderlik önemli diyen Westfall ise kızlarını başa geçme ve bu haksızlığı yok etme sözleri vererek planlar yapmaya başlarlar. Kızlardan biri de Ivy'dir. Başkanın oğlu ben bu yaşta(16 yaşında) evlenmeyeceğim deyince ablası sırasını devredip Ivy o şanslı kişi olur. Ivy'nin babası ve ablası onu öyle bir şekilde yetiştirir ki hayata farklı gözle bakar ta ki Başkanın oğlu Bishop ile tanışana kadar. Evlenmeyi ve bunları yapmak zorunda olması Ivy'yi deli eder ve bunlar için savaşmaya kararlıdır. Doğrusu Ivy'ye hak verdim ama bazı gerçekler göz önünde olduğu halde bu durumlara düşmesi beni çok üzdü. Yine salak bir kız karşımız da diyeceğim ne yazık ki :/ 



Bishop, kendi yaşıtlarına nazaran daha yapılı olup, daha başka düşünen bir gençtir. Evlenmeyi Ivy gibi düşünmektedir ama şart olduğundan başka şansı olmaz ve aldığı sıfat doğrultusunda geleceği ve bu küçük topluluk için Ivy ile evlenir. Kitapta en sevdiğim karakterden biri. Gerçi başka karakter de sevmedim yaa neyse, yazar az karakter çok iş demiş, sınırlı karakterlerle kitabı bitirmiş.  Gerek düşüncesi gerekte Ivy'ye olan davranışlarından benden on üzerinden on aldı. Hele o sonlarda oyyyy Bishop <3 <3 


Ivy'nın ablası ve babası -_- Ben bu kadar haysiyetsiz, pislik bir karakter görmedim :( Ivy'nin de görmesini isterdim ama kitap bu :P İkinci kitapta itinayla döveceğim bir karakter gibi duruyor. İnşAllah yazar fazla deli etmez bizi -_-

Kitabımızın detaylı yorumuna gelecek olursam dediğim gibi vasat bir kitaptı, bazı yerler de sanki tekrarlama vardı. Olay bekledim o da sonda oldu. Ama o son neydi öyle yaaaa :O Kitabı N.Ablamla beraber okuduk ve sonuna kadar görüşlerimiz aynıydı. Şu an ikimiz de ikinci kitap ÇIKSIN!!! diye dört gözle bekliyoruz, neyse ki yakında çıkacak, şanslı biz :D Yazarın kalemi akıcıydı buna diyeceğim yok ama dediğim gibi az daha aksiyon olabilirdi. Puanlamamı ilk satırlarda yaptım, kitaba 4 puan vereceğim, bakalım ikinci kitap benden kaç puan alacak :D Ve Ivy ikinci kitapta yine bizi sinir etmez -_- Azıcık kendine çeki düzen ver Ivy :P


Bu kadar yorumdan sonra tavsiye ederim kitabı. Değişik bir kitap ve ilginizi de çekecek gibi^^ Yorumda bazı yerlere değinmek istemedim, bunlar spoi olur diye :) O yüzden siz alıp okuyun derim ;) Hazır ikinci kitapta çıkacak :D  Seri hakkında detaylı bir araştırma yapmadım ama şu ana için sadece iki kitap oluşu ve devamda bir şey olmaması beni heyecanlandırdı. 2 serilik kitaplar beni benden alıyor da :D Gerçi iki taneyle sınırlı kalan seri çok az yaa neyse :P

Kapaklara bakacak olursak, kapak orijinal olarak kullanmış Yabancı Yayınları ve ciltli. Ama şu cilt olayını bir düzeltsin, hiç beğenmedim :( Ciltli kitaplar favorim ama bu baskı hataları nedeniyle pek sevemedim :/


Kapaklarımız^^


Bu da başka bir kapak, bunu da çok sevdim^^


Kitaba Puanım 5/4


Alıntılar^^

"Buna ne dersin?" dedi Bishop. İnce siyah ciltli bir kitap tutuyordu, kapaktaki isim dikildiğim yerden okumam için çok ufaktı. "Romeo ve Juliet." Kitabı bana doğru salladı. "Düşman aileler. Talihsiz genç aşıklar." Yüzü ifadesizdi, ancak gözleri gülüyordu. 
"Çok komik"
"bana deli diyebilirsin,"dedi. "Ama kulağa ilgi çekici geliyor."



*****

Yalan söylemek istemeyen bir çocuk asla doğruyu söylemeyen bir kızla evlendi. "Eğer Tanrı gerçekse hastalıklı bir espri anlayışına sahipti.


*****

O, beni mahvetmek için olası bir milyon yolu olan bir mayın tarlasıydı.




Başka yorumlarda görüşmek üzere^^

Buralarda da varım^^





26 Ekim 2015 Pazartesi

Psikopat//Mihri Mavi Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
İstanbul ziyaretimizi yaptık ve küpçü dükkanımıza geri döndük. Bu süre zarfında bir çok yere gittik, gezdik tabii bu sebeple kitap okuyamadım :P Geceleri okuyordum ama yorgunluk beni benden alıyordu. Uzun lafın kısası yolculukta her daim yanımda olan Psikopat'ı sonunda bitirdim. Sevdiğim bir kitap oldu, ilginç bir konusu vardı. Karakterler öyle umduğumuz gibi kişiler değildi, diğer karakterlerden çok ama çok farklıydı. 

Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bırakarak zorlu bir yaşam süreceği Ankara'ya taşınmak zorunda kalır. Buket, çevresine ve yeni başladığı liseye uyum sağlamaya çalışırken öyle büyük bir hata yapar ki her tavrıyla belayı temsil eden Kağan'ın tüm dikkatini üzerine çeker.
Hiçbir sınır tanımayan Kağan, Buket'e olan öfkesini göstermekten geri durmaz. İkisi de birbirinden ölesiye nefret ederken, kaçınılmaz sona doğru adım adım yaklaşıp kendilerini imkânsız bir aşkın içinde bulurlar. Tehlike, bir gölge misali Buket'in üzerine çöktüğünde, Kağan'ın ürkütücü karanlığını aşkıyla aydınlatabilecek mi? Yoksa etrafını saran karanlığa yenilerek ruhunu siyaha kaptırıp yok olup gidecek mi? 


Konuyu okuyunca anlamıyorsunuz yine ama kitabı okumaya başladıktan sonra taşlar yerine bir bir oturuyor. Her sayfasını olmasa da çoğu kez diğer sayfada neler olacak diye merak ediyorsunuz. Bazı kısımları klasik gelebilir ama Kağan karakteri o kadar farklı ki nasıl bir yol izleyeceğini tahmin dahi edemiyorsunuz. Kalemini sevdiğim bir yazar daha kazandım diyebilirim kitap ve yazar için. Konusunda nefretle başlayan bir aşk diyor, gerçekten öyle. Buket öyle bir nefretle doluyor ki hak veriyoruz ve Kağan'a çok kızıyoruz.


Buket karakteri lüks hayatından sonra Ankara'ya her şeyi arkasında bırakarak yerleşir. Daha ilk dakikadan Ankara'dan ve yeni hayatından nefret eder ama okula başlayıp Cansu ile tanışınca her şeyin de kötü olacağına inanmaz ta ki Kağan'a karşı gelene kadar. O kadar güzel hayattan sonra bu hayata geçen Buket için her şey zor olsa da dostluk, arkadaşlık, nefret ve Aşk'ı tanıyınca hayatı hiç olmadığı kadar ilginç bir hal alır. Kitabı okuyanlar belki Buket'e bazı sebepler nedeniyle kızabilir ama ben hak veriyorum, sadece o son olmasaydı be :P

Kağan ciddi söylüyorum Psikopat deyimini çok iyi bir şekilde kendine yakıştırıyor. Kaç kere kendi kendime "Ya bu oğlan cidden Psikopat!!" dedim :P O dere sinir oldum ama sonradan bizi ters köşe yaptı hayın oğlan :P Çok sevdiğim bir karakterdi diyebilirim ama kardeşi kadar sevdiği Emre karakterini daha çok sevdiğim doğrudur. Emre'den sonra bahsedeceğim, şimdi Kağan'a bakacak olursak devam kitabın da Kağan neler yapacak çok merak ediyorum. Sırf Kağan'ın yapacaklarını merak ettiğimden ikinci kitabı dört gözle bekliyorum.


Emre ve Cansu. Bu iki çiftin arasında bir şeyler var ama yazar bizi meraktan bırakarak bitiriyor kitabı. Sevdiğim bir çift oldu. Emre'de Kağan gibi ama Emre daha iyi kalpli ve düşünceli biri. İlerleyen kitaplar da Cansu ve Emre aşkından bahsedecek yazar ve o kitabı da dört gözle bekliyorum <3 <3 Cansu'da bir o kadar tatlı bir karakterdi. Buket'e çok yardımcı oluyor, ama hayatı da karmakarışık. Bu sebeple birbirlerine çok destek oluyorlar. Böyle aklı başında dostlar şart ama onların hikayeye geçince onlara da bir şeyler oluyor, devreler yanıyor resmen :P

Kitabımızı, karakterleri ve yazarın kalemini gerçekten sevdim. Olayların nereye varacağını merak ediyor en son sayfalar da ise hem sinir olup hemde ağzı açık şekilde kapağı kapatıyorsunuz. Böyle bir son olduğunu bilseydim daha geç okurdum ama olan oldu bir kere :P İkinci kitabın daha çabuk çıkması için baskı yapıp, günleri saymalıyım artık :D Başta dediğim gibi bazı yerler klişe gelebilir ama gidişat sizi bambaşka bir serüven yaşatıyor. İkinci kitabın daha entrikalı olacağını son sayfaları okuduktan sonra anladım. Heyecan, merak, karanlık büyük bir aşk bizi en iyi şekilde bekliyor olacağı inancıma saklanıp, kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum.  

Kapaktan bahsedecek olursam, hem ciltli oluşu hemde kapakla kullanılan mankenin taş oluşu göz önüne alınacak olursa harika bir seçim olmuş. Bir de yanında büyük boy poster, harika ayraç ve kitabı temsil eden süper bir kartpostal var. Martı Yayınları bu yönde kendini baya aştı ve kendilerine teşekkür ediyorum, böyle devam, Fighting!!
Ayrıca kitap için emeği geçen herkese bol bol teşekkürlerimi ve sevgilerimi gönderiyorum :* :*


Kitaba Puanım 5/4


Alıntılar^^


"Bazen üzülerek sürekli tekrarladığımız 'keşke'ler bir yerden sonra bizi mutlu eden şeylerle birlikte bu kez 'iyi ki'lere dönüşür."


*****


Bazen bir dokunuş, bir sarılış bile dağılmakta olan birini güçlü hissettirirdi. Cansı için üzülürken bütün gücümü ona vermek istedim ve içimden hep iyi şeylerle karşılaşması için dua ettim. Çünkü bunu çok fazla hak ediyordu.


*****


Gecenin bu vaktinde karanlık ve ıssız sokakla bütünleşmiş gibiydi; öyle ki karanlığın içinden gelen bir ölüm meleği gibi duruyordu. Benim ölüm meleğim...




Başka Yorumlarda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^
Facebook
Twitter
Instagram