4 Nisan 2021 Pazar

İzlediğim Filmler 44//Aşk², Prenses Maleen, Aşkım Bir Prens^^

 Selamlar^^
Diğer film yorumlarımdan sonra hemen buna geçiş yaptım. Bu yorumu da hemen yazıp bitiririm umarım. Bu sefer ki filmlerimde prensler, prensesler baş köşede. :D



Netflix'in Polonya yapımı yeni filmi. Yeni geleceklerde görünce listeye eklemiştim, seviyorum böyle çerezlik filmleri.
Babasının borçları sebebiyle hızlı ve çok para kazanmak isteyen Klaudia hem fotomodellik hem de öğretmenlik yapmaktadır. O sıra büyük bir teklif gelince çapkınlıkta dünya birincisi olan Enzo ile çekim yapmak zorunda kalır. Buraya kadar her şey normal, anormal olan ise Enzo'nun yeğeni Klaudia'nın öğrencisidir ve o sırada Enzo yeğeniyle ilgilenmek zorundadır. Klişe konulardan biri ama eğlenceliydi. Tabii büyük beklenti içinde olmayın, saçma yerleri de yok değildi. Mesela tanıtımda kurtarma olayı vardı, o mesela. :D
Bu arada bu çiftin gerçekte sevgili olma olasılığı? :D






Gecenin geç saatinde amigurumiyle uğraşırken TV+'dan bir film açayım dedim, o zaman ki ruh halimde böyle kafa yormayan çerezlik bir şey aradım ve bunu buldum ama annemlerle konuşmaya dalınca filmde kaldı tabii, sabah kahvaltı yaparken bitirdim ama. :D
Filmde Kontla prenses birbirine aşıktır ama prensesin babası bu aşka engel olur, tam kaçacakları sırada yakalanınca prensesi 7 yıl boyunca kuleye kapatır, aradan 7 yıl geçmiştir ve prenses kendi imkanlarıyla kuleden çıkar. İşte en mantıksız yer. Kule tam sarayın yanında ve prensesin hiçbir şeyden haberler yok. Uyuyan güzel mi ki bu prenses 7 yıldan sonra uyandı. Neyse mantık dışı deyip izlemek isterseniz izleyebilirsiniz. Sonradan heyecanlanıyor falan hoşuma gitti yani. 58 dakika, TV+'da ücretsiz izleyebilirsiniz. ;)








Geçen Sabah namazına kalkıp uyuyamayınca açıp izlediğim film Aşkım Bir Prens. Aşırı klişe ama tatlıydı. :D Bu da diğeri gibi 58 dakika falan. Yurt dışından tatile giden Maggie arkadaşıyla gezerken ayrı ayrı gezmeye karar verirler, o sırada şapkası uçup, yanından geçen motosikletin altında kalınca adama kızar ve bilin bakalım o adam kim. :D Evet prens, tabii prenste kıza centilmenlik yapıp yeni şapka falan alıyor ve hoop aşık oldular. :D
Kısacık zamanda aşık nasıl olunuyor yaa :D Neyse, bunda da mantık aramaya gerek yok, izlerken eğlendim, sevdim de. TV+'da ücretsiz izleyebilirsiniz. 
Filmde en çok dikkatimi çeken şey prensin alnındaki su çiçeği iziydi, çünkü aynı yerde benimde su çiçeği izim var asdfghjklşi
Ve lütfen prensleri bu kadar yakışıklı yapmayın, gerçekleri böyle değil. :P (Böyle yorum yaptım diye tutuklanmam değil mi? :D)








İzlemek isteyenler için şimdiden keyifli seyirler^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^



2 Nisan 2021 Cuma

Aşkın Fransızcası//Fiona Valpy Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yorumlarım o kadar birikti ki nereden başlayacağımı bende şaşırdım. Dizi yorumları, BCP derken bunlar hep kaldı. Hazır bilgisayarı açıp işimi erken bitiremediğim için ve örgüde örmediysem o zaman yorumları yazayım, kim bilir kaç saate biter. :D
Kitabımı Kitap Yurdu'nun Pegasus Yayınlarının kampanyasından aldım. 5 kitap ve hepsine 20 ₺ verdik, tanesi 4 ₺'ye geldi. Fiyatlarına göre kitaplar bence çok iyi. Mesela ikiz şu ana kadar iki kitap okudu bu kampanyadan çok beğendi, bende bunu beğendim ama  çok para verseydim inanın üzülürdüm. :D

Gina birkaç ay içerisinde hem çok sevdiği işini hem anne yarısı olarak gördüğü teyzesini hem de tutkuyla bağlı olduğu erkek arkadaşını kaybeder. Hüzünlü bir arayış içindeyken ona teyzesinden kalan, Fransa'daki eve yerleşmeye karar verir. Masmavi bir gökyüzü, sımsıcak güneş ve yepyeni bir başlangıç... Belki de yeniden iyi hissetmek o kadar zor olmayacaktır.
Hesaba katmadığı şeyler ise kısa bir süre sonra su yüzüne çıkar: eski evin çatısındaki delik, kendisini doğru ifade etmekte güçlük çektiği bir dil ve belki de hiç öğrenmemesi gereken endişe verici aile sırları…
Alışık olduğu ülkeden çok uzakta şarap uzmanlığı alanındaki çalışmalarına odaklanmaya çalışan Gina yeni kurduğu arkadaşlıklardan ve yavaş yavaş büyüsüne kapıldığı gizemli taş ustası Cédric'ten destek görebilecek midir?

Klasik kasabaya yeni gelenin etrafında dönen hikaye. Kitabı alırken yorumlarda sürekli kitap okuma alışkanlığı kazandıracak kitap diyordu, evet doğru. Çok fazla kitap okuyan için biraz eksik kalmış, bunların en büyük sebebi de yazardı bence.
Karakterler olarak Gina yaşadığı sıkıntılı dönemden sonra vefat eden çok sevdiği teyzesinin evine taşınır. İngiliz olan Gina Fransızcasının döndüğü kadarıyla etraftaki insanlarla iyi geçinir, zaten genelini tanımaktadır. Şarap şirketinde çalışan Gina Şarap tadımcısı olmak için kurslara başlar. Çok büyük bir fırtınada evinin çatısı hasar görünce yardıma komşusu ve oğulları yetişir. 4 oğlanın içinden Cedric'e ilgi duymaya başlayan Gina öğrendiği gerçekten sonra kenedine yapılanı başkasına yapmamaya söz verir aşkını kalbine gömer. Ama ya gördükleri yanlışsa?
Bu sırada hayatının en büyük sırını öğrenen Gina aslında çevresindeki sevdiği insanları hiç tanımadığını fark eder  ve kendisine yalan söyledikleri için de kalbi kırılır.
Gina tatlı, sıradan bir karakterdi, yalnızlığı, yaşadığı sıkıntıların üstüne birde ummadığı bir sırrı öğrenince bunlara verdiği tepkileri ve sonuçlarını okuyoruz.

30 Mart 2021 Salı

İzlediğim Filmler 43//Tatil, Sihirli Kedi, Aşka Yolculuk^^

 Selamlar^^
Belli bir süre hiç film izlemezken şimdi de film yorumlarım üstü üstte gelmesin mi :D Artık bir yerden başlamak lazım dedim ve iki tamamen bitmiş yazımdan sonra bu yazıma geçiş yaptım. Diğer üç filmlik yazımda orada hazır, çokça film yorumları gelecek anlayacağınız. ;) Okumadan geçmeyinn



Sürekli karşıma çıkan, bir türlü başlamadığım eski filmlerden biri tatil. İlgimi çekmediği için izlemek istemedim ama izlerken de baya keyif aldım. İki kadının hayatında büyük değişiklik yapmak için evlerini bir haftalığına değiştirmesiyle başlıyor her şey. Çok tatlıydı bence ama birazda çılgınca. Düşünsenize hiç tanımadığınız insan gelip bir hafta evinizde kalacak, hem de öyle şehir içinde bile değil, ülke değiştiriyorlar. :D
Eski filmlerden biri olduğundan izlemeyen kalmamıştır bence, izlemeyenler için eski ama tatlı filmler arıyorsanız bakabilirsiniz. ;)
Film Netflix'de mevcut.







29 Mart 2021 Pazartesi

Bir Kadının Zaferi// Blogları Canlandırma Projesi Film Yorumu^^

Merhabalar^^
Mart ayı konusu için çok fazla şey aramama gerek kalmadı, ikiz benden ayrı film izlerken bu güzel filmi izlemiş. Çok beğendi, kesin izlemelisin dedi. Ben de not almıştım ama ne zamana kısmet olur bilemiyordum, konu hakkında grupta konuştuğumuz sırada aklıma bu film geldi. İkiz başta olmaz falan dedi ama ilk ben söylediğim için kaptım. B.ablam Miss E diyecek ama haklıyım lütfeeeen. :D


Konusu;

Bir Kadın Zaferi, orkestra şefi olmayı hayal eden genç bir kadının yaşamına odaklanıyor. Antonia Brico, henüz çocukken ailesi ile birlikte Amerika'ya göç eder. Şimdi 24 yaşında olan Antonia, orkestra şefi olmak istemektedir ancak kadın olduğu için kimse onun bu isteğini ciddiye almaz. Maruz kaldığı durum sonrası dünya ile yüzleşmeye karar veren Antonia, Berlin Filarmoni Orkestrası sınavına girmeye karar verir. Bu sırada hayatının aşkı ile tanışan genç kadın, bir süre sonra sevdiği adam ve hayallerinin peşinde gitme konusunda bir seçim yapmak zorunda kalır.

Beyaz Perde sitesinden alıntıdır.

Gerçek bir hikayeden yola çıkan filmde bir kadının başarı ya da başarısız hikayesini izliyoruz. Başarısız dememin nedeni ise şu zamanda bile hala kadın orkestra şefi bulunmamakta, var ama büyük ihtimal hala en iyi şef listelerinde yer almıyor. 2017 yılında yapılan en iyi şef listesinde bir tane bile kadın yok, o yüzden buradaki zafer sadece Antonia Brico'nun filmin sonunda kimsenin yapamadığını yapmasının başarısı diyebilirim. Zaten filmin ismi de doğru değil bu arada. :/
Not: Gerçek hayattakini demiyorum, filme eleştirim.
İzleyip bitirdiğim zaman bir yanım ayakta alkışlarken bir yanım o son yazılanlardan sonra kadınlara yapılan ayrımcılığa üzüldü ve kızdım. Kadınlarında yapamadığı şeyler var evet ama erkeklerinde öyle. Nasıl kadınlar erkekler için sen bunu yapamazsın demiyorsa, engel olmuyorsa erkeklerin eline kim veriyor bu yetkiyi? Kadın istese sıfırdan ev bile yapar, lütfen yani. 
O yüzden filmi bu konuda daha çok sevdim, bir başarı hikayesi evet ama bir taraftan da kadın gücü diyebilirim. Kadın kadının düşmanı değil her zaman arkadaşı, dostu ve destekçisi olmalı. İşte bu film ona da değinmiş. Her anlamda çok iyi filmdi kısacası.


Oyuncular;


Christanne de Bruijn//Antonia Brico


Benjamin Wainwright//Frank Thomsen

28 Mart 2021 Pazar

Başıbozuk Sevdalar//Canan Tan Kitap yorumu-(Blogları Canlandırma Projesi)^^

 Selamlar^^
Mart ayı Blogları Canlandırma Projesi'nde bu ay Kadınları konu alan kitap, film ya da dizi izleyecektik. Ben bu ay kitap ve filmden yana kullandım oyumu. Dizi uzun olduğu için bundan sonra çok nadir dizi izlerim gibime geliyor. Yorumuma geçmeden önce BCJ hakkında bilgi almak için Buraya tıklayabilirsiniz. ;)
En son ne zaman Canan Tan okudum hatırlamıyorum, şu anlık yeni çıkan ama almadığımız bir iki kitabı var ama ilk okuduğum kitaplar gibi olmadığı için pek alma taraftarı olamıyorum. Bu kitabı ne zaman aldık onu bile hatırlamıyorum, kitaplıkta denk gelince yerinde kalmasın daha fazla deyip başladım. Özlemişim, gerçekten özlemişim Canan Tan'ın kalemini. Kitabında ise Şiir'in başından geçen sevdaları konu alıyor. 


“Suç bende! Acılarımı dışa vursam sorun yok. Ama olabildiğince acılaşmış sözcükleri ortalığa saçacağıma yutuyorum. Pervasızca zehirliyorlar beni...” diyor Şiir. “Kardeşlik zorunlu arkadaşlık, arkadaşlıksa seçilmiş kardeşliktir” dedirten bir can dost, Eda var yanında. Ve Şiir’in hayatına dokunan üç erkek... “Bugüne kadar duyduğum, okuduğum, dinlediğim ya da seslendirdiğim bütün şiirlerden daha güzelsin!” diyen Ezel. “Aşkın yaşı yoktur, mantığı da” tezini savunan Baran. Ve hikâyesi, “Seni herkesten kıskanıyorum” ile “Nereden sevdim o zalim kadını” arasında sıkışıp kalmış bir Recep. Şiir’in ruh hali ise karmakarışık. Şöyle ifade ediyor kendini: “Bütün renkler çekip gitmiş hayatımdan Siyaha, beyaza razıyım da... Kapkara bir kuytunun derinine itivermişler beni Gözlerim gökkuşağının yedi rengine hasret Dokunsalar tel tel dağılacak yüreğim Beynimse çoktan yükünü almış Darmadağın...”

Şiir anne ve babası ayrıldıktan sonra anneannesiyle yaşayan, aile sevgisine hasret büyüyen biri. Bunlara rağmen okulunu okuyup üniversitesini devam eden Şiir dostum, kardeşi dediği Eda ile tatil köyüne staj yapmaya gider. Hem zorlu hem de eğlenceli geçen stajları Şiir'in hayatına giren Ezel'le değişir. Ezel'in tavırları, ona olan düşkünlüğü Şiir'inde aklını çeler. Yazın bitmesiyle okula dönen Şiir'le beraber gelen Ezel'le önemli kararlar alırlar ama Şiir'in öğrendiği şeylerden sonra hayatı alt üst olacaktır.
İkinci kısımda ise karşımıza Baran çıkıyor. Ezelden sonra hayatını düzene sokmaya çalışan Şiir mezun olmuş, işe girmiş, Eda ise evlenmiştir. Eda'larla müptela oldukları restorana sürekli giden Şiir'e sevdalanan Baran'ın davranışları hoşuna gider. Yaşı kendinden büyük olsa da düşünce yapısını beğenen Şiir Baran'la denemek ister ama onunda söylemedikleri vardır. Ortaya çıkan gerçeklerden sonra Şiir Baran'dan da ayrılır. Recep hakkında bir şey söylemek istemiyorum, onu okuyup öyle öğrenin derim.

25 Mart 2021 Perşembe

Bize Çıkan Yollar//Yabancı Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
İkinci yabancı dizi yorumum sizlerle. Arada ikizle hoşumuza giden, kısa bölümlü dizileri izlemeyi seviyoruz. Meseka bu diziden sonra başka bir dizi daha izledik ama sezonu devam ettiği için buraya yazmadım. Eğlenceli, gençlik sitcom dizisi kendisi.
Bu dizi ise yılbaşından önce bitirdiğim, yorumunu daha yeni yaptığım Bize Çıkan Yollar.
Bölümler kısa ama eğlenceliydi, izlemeyenler ve bu tarz sevenler bakabilir.


Lily noeli çok sevmektedir, en sevdiği ise ailesiyle geçen noellerdir. Ama bu yıl öyle olmayacaktır, anne ve babası ülke dışı tatile gider, dedesi ise avrupada olan sevgilisinin yanına gider. Abisiyle evde kalan Lily'ye abisi ve onun sevgilisi! eğlenceli bir fikir sokar. Boş bir hediye not defterini yakın bir kitapçının rafına koyar ve içine notlar yazar. İşte bu defteri bulduysan şunları yap vs. Dash ise babasıyla ve sski sevgilisiyle sıkıntılar yaşamış, kendi haline kalmış bir gençtir. Kitapçıda takılmayo seven Dash Lily'nin defterini bulur ve söylenenleri yapar. Her yaptıkları yerleri not olarak bıraktıkları için defter ortadan kaybolmaz.
Lily bazen pes etsede defter çiftimizi bir araya getirir ama nasıl?
Sorunun cevabı dizide.
Gerçekten çok sevdim, gençlik dizilerini, filmlerini seviyorum. Böyle heyecanlı, şeyler ise dizilere daha heyecan katıyor.
Dizide tek sevdiğim şey Lily'nin abisinin sevgilisi oldu, acaba kitapta da öyle mi, yoksa Netflix'in kural gibi koyduğu saçmalıklarından biri mi bilemedim. Kitabını okuyan varsa beni bilgilendirir mi? :D

True Beauty//Kore Dizi Yorumu^^

Selamlaar^^
Bu sıralar dizi konusunda çok iyiyim maşAllah :D Şu an bitmiş bir dizim daha var ve şimdi izlediğimde az kaldı. O yüzden elimi çabuk tutup art arda yorumları yazayım. :D
Dizimizi takip edenler biliyordur, çok fazla ilgi odağı olan bir dizi kendisi. Kızın çirkinlikten güzel olmasını mı ararsınız, ikinci erkek sendromu mu ararsanız, yoksa aşırı düşünceli, minnoş erkek mi ararsınız yok yok dizi de. Dizi gençlik dizisi herkes sevmez, izlemek istemez ama ben aşırı seviyorum. Çok fazla baskıcı aile, yok okul hayatının zorluklarından çok böyle minnoş dizileri seviyorum. Bu dizide onlardan biriydi. Webtoon'dan uyarlanan dizi, çizgi romanla aynı gitmiş ama başrol erkek için çizgi roman daha farklı kararlar almış. Zaten izleyenlerin çoğunu mutlu etmeyen olay bu. Bununla ilgili ilerleyen kısımlarda yazacağım için fazla bir şey yazmıyorum.
Dizi gerçekten güzeldi, kafa dağıtmalık, her bölümü eğlenceli ama biraz hüzünlü olan dizilerden. Benim açımdan güzeldi evet ama ahım şahım gideri yoktu, açar bazı sahnelerini tekrar izlerim ama benim dizim diyecek kadar da değil. Daha güzel diziler izledim doğrusu. :D Haa kafa dağıtmalık isteyenler içinde önereceğim ilk dizilerden biride olabilir bu arada, sadece yılın dizisi değildi deyip kenara çekileyim. :D



Konusu, eski okulunda çirkinliği sebebiyle zorbalığa uğrayan Ju Kyung'un babası sayesinde yeni okula gider, Kozmetik devi olan Kore'de aklına yeni makyaj yapmak gelen kızımız bu okulda en güzel kız olarak çokça ilgi görür. Zorbalığa uğradığı zaman zor zamanlar geçirdiği bir anda intihar etmeye kalkışan Ju Kyung'a engel olan oğlanla yeni okulunda karşılaşınca çıkmaza girer ve bu oğlanı yeni mahallesindeki çizgi roman kitapevinde de görünce ikili hayat yaşamaya başlar.
 Konu böyle, orada özellikle belirttiğim Kozmetik devi Kore demememin sebebi birazdan sizlerle. ;)

Not: Şimdi burada çirkin falan diyorum ama az güzeldi vs. desem kimse anlaşılmayacak, o yüzden çirkin kelimesi kullanıyorum, yoksa çok onayladığım bir kelime değil. 



Mun Ka Young//Im Ju Kyung^^
Yukarıda bahsettiğim çirkin kızımız oluyor kendisi, annesinden gelen genden dolayı silik bir tip olan Ju Kyung okulundan zor zamanlar geçirir, bir grup tarafında çok büyük bir aşağılanmaya maruz kalan Ju Kyung annesine ses kaydı bırakarak intihar etmeye kalkar, o sırada çatıya çıkan Soo Ho tarafından kurtarılan Ju Kyung pişman olarak eve gittiğinde okulunun değişeceğini öğrenir. Babası bütün paralarını dolandırıcıya kaptırmıştır ve yeni evlerinden taşınıp eski evlerine gidecek olmaları onu sevince boğar ve Ju Kyung yeni stili için hazırlıklara başlar. Yeni okulunda makyajın verdiği sihirle bambaşka olan Ju Kyung'u herkes çok sever ve en yakın arkadaşı olmak için sıraya girerler. Diğer tarafta tam bir korku çizgi romanı hastası olan Ju Kyung en sevdiği şey mahallelerinde olan çizgi romancıdır, oraya makyajsız gidince Soo Ho'yu görür, yani okulun en zekisi ve onu makyajlı gören sınıf arkadaşı Soo Ho'yu.
Çizgi Romana baktığımda orada kız ilk bölümden makyaj yapıyor, yani zorbalık yok gibi gözüküyor ama devamını bilmiyorum. Burada kız çok kötü zorbalıklar görüyor ve bu makyaj yapmasına vesile oluyor. Şimdi o kadar makyajla, maskelerle, kremlerle ünlü olan bir ülkede kızın bu kadar cahil kalması gerçekten çok saçma, kızın ablası var ona sorabilir, annesini boş veriyorum onu sonra yazacağım ama teknoloji çağındayız arkadaşlar. Diyelim kız zeki, kafayı derslerle bozmuş bakmıyor kendine yine tamam ama yok, öyle de değil. Bu kısmı sonda da yazabilirdim ama unutmadan yazayım dedim. :D 
Kendisinin çoğu dizisini izledim, oyunculuğunu gerçekten çok beğeniyorum ve sevdiğim aktrislerden birisi. Şimdi Kim Seon Ho ile dizi çekecek diyorlar, bekliyorum. :)


Cha Eun Woo//Lee Soo Ho^^
Okul birincisi, yakışıklı, kızların hepsi peşinde ama o hiç yüz vermeyen esas erkek. Ailesi ile sorunları var ve yıllar önce en yakın arkadaşını kendi yüzünden kaybediyor, ya da biz öyle biliyoruz. Yapmayı en sevdiği şey yıllardır müptelası olduğu çizgi roman kitapevine gitmek ve orada zaman geçirmek. Ju Kyung'u tanıdıktan sonra ise kendini bir an da sırlar içinde, Ju Kyung'a yardım ederken ve ona aşık olurken bulur.
Şimdi normalde diğer dizilerde oğlanın illa ki bir çıkarı oluyordu kıza yardım etmesi için ama burada oğlan sert görünse de aslında aşırı minnoş kalbe sahip. Kıza çıkarı olmadan yardım ediyor ve onu koruyup, kolluyor sırrına sahip çıkıyor. O yüzden ikinci erkek sendromu çekmedim, evet diğerine üzüldüm ama o kadar değil. Çünkü Soo Ho, Ju Kyung'u makyajsız haliyle görüp öyle sevdi. Bir de klişeleşmiş çocukluk zamanında tanışma var. :P Zaten o zamandan kaderiniz bir yazıldı, kaçış yok. :P
Eun Woo'yu her zaman görüp ama hiç dizisini izlemedim. Bu ilk ve aşırı tatlı buldum kendisini. Sert rolleri oynayabilir evet ama o minnoş suratıyla bir anda minik kedi tipine de dönüşebilir. :D Kendisi Astro grubunun bir üyesi, şarkılarına bakmadım ne yalan ama Eun Woo'nun hatırına bir bakayım. :) Biliyorsanız en sevdiğiniz şarkısı hangisi? Bu arada kimya olarak çok uyumlular Mun Ka Young ile, yetişkin dizisi çekmelerini isterim. :D

22 Mart 2021 Pazartesi

Ateş Düşüyor//Elise Kova Kitap Yorumu^^

 Merhaba^^
Hız kesmeden Aşkın Fransızcası yorumumdan sonran buraya geldim, hazır yeni bitirdim kitabın hissiyatı geçmeden yorum yapayım diyorum. Bundan sonra bir deftere yazıp sonra buraya mı yazsam diye de düşünmüyor değilim. Bilemiyorum, her an bilgisayarı elime alamam ama kalem ve defter hemen elimin altında, bakalım. :D
Şu an 12.kitabımı okuyorum. Yılın üçüncü ayına güzel giriş yaptık bence, umarım 55 kitap hedefimi tamamlarım bu sene. :D Siz neler okuyorsunuz?
Kitabıma gelecek olursam, çok sevilen Hava Uyanıyor serisinin ikinci kitabı arayı fazla açmadan okudum, arayı fazla açmadan okudum diyorum ama yine de unutmuşum bazı yerleri inanır mısınız. Ama kitabı okudukça aklıma geldi tabii, sadece çok tatlı yerleri unutmak biraz kötü oldu ne yalan.
Seriyi şu anlık gerçekten çok sevdim, şu anlık diyorum çünkü daha var 3 kitap, ne olacağı belli mi olur. Zaten yazar ilk dakikada, yani ikinci kitapta bize çok güzel! bir sürpriz yaptı ama bakalım devamından ne olacak, ikizin güzel bir teorisi var, olur mu olur. :D
Yorumda birinci kitap hakkında çok bahsedeceğim şeyler olacağı için seriyi okumayanları buradan sonrasına almayalım. :D Spoiler olur bence. ;) Ama ilk kitabı merak ettim derseniz Hava Uyanıyor yorumum Burada!


Vhalla, Solaris İmparatorluğu’nun bir malı olarak savaşa yürüyordu. İmparator ondan zafer getirmesini, Senato ölmesini bekliyordu; Vhalla’nın ise bildiği tek şey hayatında göreceği en büyük savaşa yürüdüğüydü. Geçmişinin hayaletleriyle uğraşırken, ortaya çıkan yeni zorluklar son direncini de kırmakla tehdit ediyordu. Vhalla insanlığını koruyabilecek miydi? Yoksa gerçek anlamda İmparatorun kuklası mı olacaktı?

15 Mart 2021 Pazartesi

Altın Oğul//Pierce Brown Kitap Yorumu^^

 Merhaba^^
Dizi ve film yorumlarım şöyle dursun ben unutmadan kitap yorumlarımı yazayım. :D Onların da sırası gelecek inşAllah. :D Kitabım çok sevilen Kızıl Yükseliş serisinin ikinci kitabı. İlk kitabı geçen sene bu zamanlarda ya da daha geç bir zamanda okumuştum. Hayran kalmıştım hem yazarın zekasına hem konuya ama gelin görün ki bu kitap tam tersi oldu, hiç ilk kitap gibi değildi. Kızıl Yükseliş yorumu için Tık Tık!
Birinci kitap aynı Açlık Oyunları gibiydi hatta ondan da daha iyiydi ama gelin görün ki ikinci kitap gezegenler arası mevki savaşına döndü.


Altın yüzlerden oluşan bir denizde sürükleniyorum. Burada sadece güçlü olan hayatta kalabilir. Sadece akıllı olan yönetebilir. Hâlâ oyun oynuyorum ama bu, oyunların en ölümcülü. Ben yüzyıllardır köleleştirilen halkımın kılıcıyım. Bağışlamayacağım. Ve unutmayacağım.
Mars Enstitüsü'ndeki amansız rekabetten zaferle çıkan Darrow, namı diğer Azrail, yönetici seçkinler arasında saygın bir konuma yükselmiş, en zalim ve zeki Altınlara; Eşsiz Yaralılara katılmıştır. Ancak Darrow onlardan biri değildir: Geleceğin yalanlar üzerine kurulu olduğu, trajediyle dolu, unutamayacağı ve affedemeyeceği bir geçmişi vardır.
Sistemi içeriden yıkma hedefine ulaşmak için herhangi bir Altın değil; en iyi, en güçlü, en zeki, en vazgeçilmez Altın olmalıdır. Halkını aydınlığa çıkarmasının başka yolu yoktur ancak bu yol boyunca attığı her adım, Darrow'un kendi gölgesini biraz daha karartacaktır.

7 Mart 2021 Pazar

8.15 Vapuru//Ayşegül Çiçekoğlu Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız, sağlığınız yerinden inşAllah. :) Beni sorarsanız aynen devam gidiyor, dizi izliyorum, kitap okuyorum falan. Birazda sıkıldık herhalde sürekli evde oturmaktan. Hayırlısıyla bahar gelse de dışarı, bahçeye atsak kendimizi. :D
Gelelim yorumuma, böyle canım Türk yazar okumak isteyince bu kitabı seçtim. Yazarın okuduğum üçüncü kitabı, ilk iki kitabı güzeldi ama çok aman aman değildi. Bunda birazcık umudum vardı, konu güzeldi ne de olsa. Ama gelin görün ki bu kitap diğer ikisini de geçiyor iyi olmamakla. Şimdi rezil, kötü demeye için el vermez, bir sürü emek var ama iyide değil ne yazık ki. :D


Nazlı arkadaşına yardım etmek için onun kulağa biraz sıradışı gelen isteğini gönülsüz de olsa kabul ettiğinde hayatının değişeceğini hiç düşünmemişti. Sadece bir hafta diye anlaştığı arkadaşına verdiği sözü tutabilmek için 8:15 vapurunda bir adamı gözetlemek ne kadar zor olabilirdi ki?
Ali, yıllarca seyahat ettiği 8:15 vapurunda iki kızın sürekli kendine bakması üzerine ilk başlarda rahatsız olsa da bir süre sonra gözleri onları arar olmuştu. Onlarla konuşmaya karar verdiğinde hayatının kökünden değişebileceğini nereden bilecekti?
Ali, Karadeniz’in dalgaları gibi değişken, deli ve bir o kadar da hırçındı.
Nazlı ise Ege’nin sakinliği, neşesi ve özgürlüğü ile büyümüştü.
Zıt kutuplardaki bu iki insanın bir araya gelmesi bir tesadüftü ama sonrasında yaşananlar aşkın tesadüfleri sevdiğini kanıtlar nitelikteydi. 8.15 Vapuru yaşanmış, sımsıcak ve sıra dışı bir aşkın hikayesi…

28 Şubat 2021 Pazar

Büyük Dalgalar//Anime Film Yorumu BCP(Blogları Canlandırma Projesi)^^

Selam^^
Blogları Canlandırma Projesini artık herkes duymuştur, duymayanlar için tekrardan buradan! okuyabilirsiniz.
Mart ayı temamız Uzak Doğuydu, dizi Start Up'tı, onu yazdım. Buradan onu da okuyabilirsiniz, filmde bu ama kitabı okuyamadım. Aslında aldım kitabımı ama planlama sıkıntısı yaşadığım için yetişmez diye okumadım. Bu ayda böyle olsun artık napalım. :D Mart ayı temamızı yakında duyuracağız, katılmak isterseniz takipte kalın.^^


Netflix'de bir sürü anime film var ama Türkçe dublaj hepsinde yok, araştırmalarım sonucunda ise bu çıktı karşıma.

Filmin konusu:
Üniversiteye giden Taku'nun aklına, lise zamanında başına gelenleri anımsatacak bir kişiyi görür. O dakikadan sonra geçmişe giden Taku o yazı hatırlar.
Okula Tokyo'dan yeni gelen Rikako'yu herkes merak eder ama Taku ve onun yakın arkadaşı Yutaka daha çok. Taku çok umursamaz gibi davranır ama Yutaka bunu açıkça belli eder ve Rikako ile arkadaş olmak ister. Çok ters bir karakteri olan Rikako hiç ummadık anda Taku'dan yardım ister, o yardımdan sonra istemeden de olsa Taku sürekli Rikako'ya yardım eder. Bu yardımlar ise yakın arkadaşlar Taku ve Yutaka'nın arasını açmaya başlayacaktır. 


Taku^^


Yutaka^^


Rikako^^

27 Şubat 2021 Cumartesi

Start Up//Kore Dizi Yorumu BCP(Blogları Canlandırma Projesi)^^

 Selamlar^^
Damdan düşer gibi hemen yorumuma başlamadan önce hal hatır sorayım. :D Nasılsınız? Nasıl gidiyor hayat? Beni sorarsanız bir kaç hafta önce ki buhranlı hallerim az da olsa geçti şükür, belki baharın yaklaştığından belki ufak bir ataktı bilemem ama sıkıldık değil mi? Yine de hamdolsun sağlığımız yerinden, geçer bunlarda inşAllah. ;)
Tabii bu zamanları diziler ve kitaplarla atlatmaya çalışıyoruz, hala ağzımın tadına layık bir dizi bulamamış olsam da(True Beauty'da iyiydi ama izlemek için ölüp bitmedik :P) vakit geçirmelik dizilerde izledik.
Bu dizi içinde geçerli mi diye sorarsanız onun cevabı birazdan sizlerle olacak. ;)

Diziyi izlemek aklımın ucundan geçmemişti, çünkü Suzy vardı. Sevmiyorum, hoşlanmıyorum. Neden olduğunu da bilmiyorum ama izlemek istemiyorum, belki gereksiz övülmesinden olabilir bilemiyorum, neyse. Şimdi Suzy fanlarını kışkırtmak istemem. :D
Dizi o kadar çok övüldü ki Ben Ölürsem Kitap Biter'den Öznur ile başladık izlemeye, hatta Netflix Party'de yaptık, eğlendik de bayaa :D İlk bölüm mükemmeldi, duygusaldı, ağlamışta olabiliriz yani. Sonrasında genç neslim girişimci hayalleri, bunu başarmaları ya da başaramamalarını izledik, buralarda güzeldi. Tabii aile içi sıkıntılar, aşk vs. derken dizi ilerliyor.
Her şey buraya kadar güzel, ta ki dizimizin konusu garipleşene ve ikinci erkek sendromuna tutulana kadar. Diziyi tamamen izlemedim, 10 bölüme kadar izledim, sonrasını atlayarak bitirdim. İyi ki atlamışım çünkü o kadar saçma şeyler oluyor ki dayanamazdım, zaten Ji Pyeong'a yapılanlar. :/ İşte bitirmemin sebebi bu. İzleyenler için spoiler kısmı yazacağım, o zaman daha detaylı anlatırım. ;)


Konusu;

Dizi, şirketlerinin, geleceğin 'Google'u ve 'Amazon'u olmasını hayal eden ancak bu konuda hiçte umut vaat etmeyen iki farklı kişinin etrafında dönmektedir. Aynı hayalin peşinden koşan bu ikili bir gün karşılaşır ve birbirlerine destek olup, birlikte işlerini geliştirirler.


Güney Kore Sineması'ndan alıntıdır^^

23 Şubat 2021 Salı

İzlediğim Filmler 42//Willoughby Ailesi, Bir Kış Aşkı, Koda Adı: U.N.C.L.E^^

Merhabalar^^ 
Aylar önce izleyip üçüncü filmi izleyemediğim için hala paylaşamadığım filmlerle geldim. :D Sonuncu filmi izlemesem yine kalacaktı ama. :P Gerçi şu günlerde güzel filmler izledim, 43. izlediğim filmler yazım doldu, 44'e geçmiş olabilirim. :)
Bu yayındaki filmlerin hepsi çok güzeldi, izlerken çok eğlendik. Şimdiden listelere alın derim. ;)



Animasyon sevdiğimi bilmeyen kalmamıştır artık, Netflix'de izlemediğim çok az animasyon filmler kaldı. Yenileri gelse çok iyi olacak. :)
Bu film sürekli önüme geliyordu ama kapak nedeniyle hiç ilgimi çekmedi, ikiz hadi izleyelim deyince ee hadi o zaman ben açıyorum dedim. :D Genelde örgülerimizi yaptığımız içinde hem animasyon hem de dublajlı seçmeye gayret ediyoruz.
Filmde birbirine taparcasına seven çiftimizin dört tane çocuğu vardır, çocukları olmasına rağmen hiçbirini sevmezler. Bakımlarını bile zor yaparlar, akılları fikirleri yiyip içmek ve birbirlerine sevdiklerini sürekli haykırmaktır. Yıllar geçmiştir ve çocuklar büyümüştür, her şeyin de farkına varmışlardır. Yemek dahi zor yiyen çocuklar ebeveynlerinden kurtulmanın yolunu ararlar. Konu böylece başlıyor, film güzeldi ama çocuklarınıza izletmenizi çok tavsiye etmem, daha çok yetişkin animasyonu gibiydi. Ama sizin için eğlenceli, yürek burkan bir film olabilir. Çizimlerde çok güzeldi, saçlardan örgü yapılması falan. :)
Bu arada filmin kitabı olduğunu öğrendim, biraz araştırayım.