İçi Boş Yeminler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İçi Boş Yeminler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Şubat 2024 Pazartesi

İç Boş Yeminler//Lexi Ryan Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın birinci ayı bitti bile, çok şükür kitap konusunda verimli bir ay oldu. Diğer hedeflerimizi henüz yapamadım ama kitapta iyiyiz çok şükür. Bu kitaplarda onlardan biri.
Geçen aylarda ikinci elde sıfıra aldım seriyi. Normalde bu tarz kitap almam, nedeni kitapta aşk üçgeni mevcut. Bunun için detaylı yazacağım inşallah ama buna rağmen ben okudum. Sevdim mi? Evet ama aşırı sinir olduğum şeyler oldu kitapta. Yine de çok sevdiğim, okumak için heyecanlandığım kitaplardandı. Hatta uzun zamandır böyle heyecanlanmamıştım.



Brie perilerle anlaşma yapmaktansa ölmeyi tercih ederdi. Onun için ölüm, onların zalim oyunlarından daha iyiydi. Ama Nasiğli Sarayı’nın sadist kralı kız kardeşini kaçırınca Brie, onu geri almak için her şeyi yapmak zorunda kaldı. Buna bizzat kralla anlaşma yapıp Nasiğli’lerin ezeli düşmanı Siğli Sarayı’ndan üç sihirli eser çalmak da dahildi…
Fakat Siğli Sarayı’nda özgürce dolaşmak sandığından çok daha zordu. Brie’nin tek seçeneği, düşündüğü gibi kötü kalpli olmayan Siğli prensi Ronan’ın gelin adaylarından biri rolünü oynamaktı. Kalbinin dikkatini dağıtmasına müsaade etmeyen Brie, kendince farklı amaçları olan bir Nasiğli çetesiyle işbirliği yaptı. Ama gizemli çete lideri Finn ile vakit geçirdikçe onun baştan çıkarıcı cazibesine karşı koyamadı.


Brie annesi kardeşiyle onu bırakıp gittikten sonra kaldıkların yerin kirasını ödemek için hırsızlık yapmaktadır. Bir gün yine hırsızlık yapıp kirayı ödemek isterken olmadık bir şey olur ve parayı ona vermek durumunda kalır. Kirayı vermediği gibide Brie'nin kız kardeşini Nasiğli kralına satar.
Perilerden nefret eden Brie şansına o akşam Prens için insan gelin seçmeleri olacaktır, bu da o vesileyle periler diyarına geçer.
Orada da işler sarpa sarınca yalanlar ve verilen sözler üzerine olaylar başlar.
Brie baştan sevdiğim bir karakter oldu, sonradan yaptıklarına aşırı kıl oldum. Yani evet aşk üçgeni tamam ama bu kızın gözleri kapalı güven sorunu beni benden aldı. Spoiler olarak yazacağım inşallah asdfghjk İçimde tutamam :D


Prens Ronan hakkında diyeceğim bir şey yok, ne sevdim ne de sevemedim. Nedeni yine spoiler olarak yazacağım ama umarım ikinci kitapta çok görmem kendisini. -_- 
Ve Finn. Ben Team Finn'ciyim arkadaşlar. Çünkü bu arkadaşın amacı belli, ben ikna oldum. Tabii bazı kısımlarda kendisine kızdım ama demiyor ki arkadaş sana nasıl güvenebilirim? Kimin yanında olduğun belli, nasıl açıklasın bütün sırları?
İşte yazarın saçmaladığı da bu. Yani ne yazacağını şaşırmış, şunu söylese Finn çok haklı çıkacak ama ikinci kitaba konu kalmalı.
Finn'i daga çok okumak dileğiyle, çünkü bu kitapta kendisini çok istediğimiz yerlerde göremedik. -_-


Yazarın kalemi güzeldi ama konunun gidişini bir türlü toparlayamadı. Yani bu konuya, bu gidişat olmamış ve aşk üçgeninden ne kadar haz alabilir bir insan? Birini seviyor ama diğerini de yedekte tutayım kafasında. Oyy spoiler yazmadan nasıl yorum yapayım bilemiyorum.
Son kısımları okurken dedim tamam bir şeyler olacak ama beni tatmin etmeli yoksa çok kızarım. Son sayfalara geldim ve kitabı bırakıp göbek atmaya başladım. Yine çünkü istediğim oldu, iyi oldu!!!
Ohhh  dedim, sana iyi oldu dedimm. :D
İkinci kitapta aklı başına gelirse ne mutlu ona. Tamam güveni çok sarsıldı ama neden birine çok güvenirken diğerine sonsuz güveniyor, yürek mi yedin kardeşim????


-Spoiler Başlangıcı-

Prens Ronan'ın Brie'nin ilk aşkı Sebastian'ın çıkmasına çok şaşırmadım, zaten öyle saçma bir şekilde çıktı ki ortaya bu nedir dedim sdfghjklş
Ve neden Finn'ı seviyorum şimdi söylüyorum. Çünkü kendisi krallığını, halkını kurtarmak için bir şeyler yapıyordu, peki Prens? Anasının yolundan giden, yalanla, dolanlar Brie kandıran Prens'i mi tutayım? Biraz önce ohh iyi oldu diye yazdım ya, işte o son kısımda Brie Prens ile bağlanıyor ve Brie bi uyanıyor(Burada işler biraz değişik) Presn bunu kandırmış sdfghjkl
İyi oldu kiiiiii
Niye çünkü Finn arkasından iş çevirirken sana tabii ki güvenmeyecekti, çünkü Prens'i seviyorsun ve sürekli onun yanındasın nasıl her şeyi anlatacaktı?
Yazar işte burada saçmalamıştı.
Brie kız kardeşi için ortalığı elli altıya verdi ama gününü de gün etti. Sonrasında kurtardın ne oldu?
Bıraktı kız kardeşini döndü prensinin kollarına.
O ihanet sana çok bile Brie!!!!
O yüzden kızdaki güven mevzusuna aşırı sinir oldun. Ne oldu güvendin? Arkandan çok güzel vurdular, iyi oldu -_-
Finn en azından haklıydı, peki Prens?
İkinci kitapta hemen inanıp prense koşarsa aşırı kıl olurum.
O yüzden azıcık sinirim geçsin öyle okumayı düşünüyorum.

-Spoiler bitişi-



Brie'nin kız kardeşim deyip sonradan yaşadıkları aşırı saçmaydı, bak diyorlar ki aynaya güvenme bu kız güveniyor. Sonra ne oldu?
Bu kızın cidden güven problemi vardı, kime ve neye güveneceğini şaşırmış.
Bir de okuduğum yorumlara göre kitabın konusu çalıntıymış gibi, yani Dikenler ve Güller Sarayı kitabına benzeten var. Yani şimdi düşününce benzer yerler aklıma geliyor ama okurken hiç öyle düşünmedim.
Sarah'ın kalemi aşırı ağır, beni boğuyor nedensizce. Evet hayal gücü iyi ama son yaptıklarından ve boykotlardan sonra aklıma bir şüphe düştü. Kimden esinlenerek yazması beni boğuyor olabilir.
Ne demek istediğimi bence anladınız. :D
Eğer kitap çalıntıysa üzülürüm ama bu konuyla da hak veriyorum yani. Esinlendin, esinlendin bari güzelce yazsana kardeş. :D

Uzun zamandır böyle heyecanlandığım fantastik bir kitap okumamıştım. Periler alemini sevdim, sonrasında ortaya çıkan gerçeklerde tam olması gerektiği gibiydi. Şaşırdığım yerler oldu. Bu konuda cidden çok beğendim, buna söz edemem ama karakterin beni sinir etmesi illa ki kitaba olan sevgimi zedeledi.
İkinci kitabı hemen okumam gibi ama kız yine aklı bir havada güvenecek mi onu merak etmiyor değilim. Belli ki yine aşk üçgenine devam.
Yorumumdan sonra almak, okumak size kalmış. Benim anlatacaklarım bu kadar sdfghjkl



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


Artık karşı evde yaşayan tatlı, beş parasız çırak değildi. Ben de peri prensesi olmak isteyen masum bir kız değildim.


*****


Bana böyle baktığı zamanlarda, evden tanıdığım o çocuğu görmek kolaydı. Diğer her şeyi unutmak ise çok daha kolaydı.


*****


En çok hangisinden nefret ediyordum bilmiyorum: Ona oyun oynuyor olmamdan mı, yoksa söylediklerimin doğru olmasından mı?


*****


"Savaş hepimizin kötü yönlerini ortaya çıkarır."
(Bknz. Beddua etmeyen ben son zamanlarda olanlar için ufaktan ediyorum bence.)


*****


"Umarım her zaman dilek dileyecek bir yıldız bulursun Abriella, inanacak bir sebep de."


*****


Ben kolayca kandırabilecekleri güzel bir kızdan ibaret değildim.

Alıntıya not: Kusura bakma canım ama öyleydin. -_-





Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^