Kübra Nur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kübra Nur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Nisan 2024 Çarşamba

Çirkin Ördek Yavrusu//Kübra Nur Kitap yorumu^^

 Merhabalar^^
Uzun yıllardan sonra ilk defa Ramazan'da bu kadar kitap okudum aa dostlar. :D Bu kitap ile beraber üç kitapla Ramazan'ı bitiriyoruz ki daha bitmesine beş gün var.
Yine de arayı baya açtım, yani iki-üç güne bitmesi gereken kitapları bir haftada okudum resmen.
Yine de yoğunluk, misafir vs. derken bence normal.
İşte bu kitapta onlardan biri.
Kübra Nur'un eski basım kitaplarını topluyordum. En son üç kitaplık serisini toplamış, sonrada tek olan kitapları almıştım.
Bu da onlardan biri. Okuyanlar çok sevdiği için merak ediyordum, çünkü çiftimiz sürekli diğer kitaplarda geçiyordu. Hangi kitaplarda geçtiğini sonradan size yazacağım inşallah, heyecan olsun biraz. :D
Yazarın diğer kitaplarına yaptığım yorumu okumak için Tık Tık!


Bu hikâye, şişman olduğu için çirkin damgası yiyen bir kadının zayıflama macerasını anlatmıyor. Bu hikâyede esas kızımız diş tellerini çıkarıp dünyanın en güzel kadınına dönüşmüyor ve birilerinden intikam almıyor. Hayır, bu hikâyede şişe dibi gözlükler takan bir karakter de yok. Bu bhikâyede yalnız ve yaralı bir kadın, bir de onun rengârenk iç dünyası var. Ayrıca bu hikâyede herhangi bir 'bad boy' yok. Bu hikâyedeki esas oğlan aşırı kaslı bir mafya babası da değil. Bu hikâyedeki esas oğlan kimsenin göremediğini gören bir kahraman.


Damla işinde başarılı, herkes tarafından sevilen bir dergi fotoğrafçısıdır. Herkes tarafından sevilse de Damla aksi düşünüp kendini pek beğenmez. Bu yüzden uzun zamandır platonik takıldığı Emre'yi her gördüğünde konuşmakta zorlanır, daha çok kendini ön plana atamaz.
Başına gelen bir olaydan sonra tanıştığı Meriç ise olanları görünce ona yardım etmek ister.
Kader bu ya Meriç komşusudur ve Emre ile akrabadır.
Meriç'in yardımıyla bir şeyler olurken gerçekten istediği bu mu o mu düşünür.
Damla çok tatlıydı ama geri planda kalması ya da kendini ifade edememesi sıkıntıydı, üzdü. Yani neden böyle olduğunu en son öğreniyoruz ama başlarda pek anlayamadım. Yani çok başarılı biri ama neden böyle olduğunu, neden her anlamda geri planda kalması başta çok anlamsız geldi. Sadece güzel değilim deyip durdu, bir özgüvensizlik var ama neden? Ya da neden çok fazla böyle bahsedilmedi anlamış değilim.
Bu yüzden Damla karakterimizi anlamak benim için zor oldu, anlattıklarından önce tabii.


Meriç, zor durumdan kurtardığı kadının birkaç kez daha görünce ve gözlemleyince neden böyle yaptığını, neden geri durduğunu anlamaya çalışırken bir anda Damla ile Emre'nin arasını yapmaya çalışacaktır ama işler hiçte istediği gibi gitmez.
Meriç çok tatlıydı ya, Damla'yı sürekli kızdırması, ona yardım etmesi ama anlamaması aşırı komikti. Yine de bazen üstüne gidince yaşananları düşününce Damla'ya üzülmedim değil.
Ama Meriç'in kısmına gelene kadar kitabı eh işte bulmuştum, Meriç'ten sonra kitap resmen şaha kalktı asdfghjk
Çünkü Meriç yaaaa <3
Bunu spoiler olarak yazacağım, o yüzden bu kadar yeterli.
Sadece Meriç senin o güzel kalbini sevsinler... <3


Bir de Naz'ımız var.
Büyümüşte küçülmüş resmen ve inanın ki büyüklerden daha mantıklı konuşuyor kendisi. :D
Tabii kendisinden akıl alan var mı?
Yok. :D
Kendisinin kitabı var mı hiç bilmiyorum, varsa yazsanıza bana. :)
Yazarın sevsem de yeni yeni kitaplarını tanıyorum.


Damla ve Meriç'i ilk Rüzgargülü kitabında okudum, o kitap çiftimizin çocuklarının kitapları ve onları da sık sık okuyoruz haliyle. Ben bilmiyordum tabii, sonran bu kitabın karakterleri olduğunu öğrendim. Hemen almak için aramalara başladım haliyle.
Bundan önce okuduğum Son Çarem kitabından da geçiyorum Damla ve Meriç çiftimiz, ondan sonra  zaten sıradaki kitabım bu oldu.
Anladığım kadarıyla bütün serilerin başlangıcı bu kitap ve çiftti. :)


-Spoiler Başlnagıcı-

Şimdi ben beklentimi yüksek tuttuğum için konuyu çok kafama takmadım, zaten arka kapakta da pek bir şey yazmıyordu ama arkadaşlar bunu da beklemiyordum.
Yani Damla'nın Emre'ye karşı olan hayranlığı bir yere kadar tamamdı ama kitabın iki yüz sayfasını kaplaması aşırı moralimi bozdu. Yani birden Emre'den vazgeç Meriç'ten hoşlan demem tabii ki ama en azından Meriç'le zaman geçirdikçe Emre'ye olan duygularından az da olsa şüphelen be Damla dedim.
Doğrusu Meriç'in kısımana kadar bu mu dedim ama Meriç'in kısmı okuyunca vay bee dedim, bu nasıl aşk!
Adam hemen aşık oluyor, sevdiği kadın üzülmesin diye neler neler yapıyor ve o sondaki buluşma.
İşte bu yüzden kitabı sevdim.
Meriç'in Damla için söyledikleri çok güzeldi mesela. Damla kendini beğenmezken Meriç'in onu sürekli güzel bulması. <3
300 sayfalık bir kitap, şöyle 320'lik olsaydı da çiftimizi daha çok okusaydım. Çok çabuk sevgili olup, çok çabuk bitti kitap. Üzdü.

-Spoiler Bitişi-


Beklentim çok yüksekti kitap için ama iki yüzüncü sayfaya kadar kitap beni üzdü açıkçası ama Meriç'in kısmına gelince... -Çok kalp annecim-
İşte o kısımdan sonra kitaba bayıldım, bayıldımmmm
Yani bir adam bu kadar mı güzel sever, bir yazar erkek karakteri bu kadar mı güzel yazar bilemedim.
Cidden Kübra Nur'un kitaplarındaki erkek karakterin kısımları çoook güzel.
Bundan önce ki kitabında da erkek karakterin kısmını çok sevmiştim.
Burada da kitabı sevdiren Meriç ve duyguları oldu. Tabii sonradan olanlarda.
Kısa olduğu için üzülmüş olsam da ben sevdim. Yazarın yaşını ve ne zaman yazığını düşünürsek ve en önemlisi şu an çıkan kitaplarını göz önüne alırsak bence çok güzel bir kitaptı.
Kübra Nur biliyor bu işi... 👏👏👏
Şimdilik biraz ara vermek istiyorum Kübra Nur kitaplarına ama ben kendime güvenmiyorum, canım istedim mi alır okurum. Sonuçta okunmamış bir sürü kitabı var elimde. 😏😏



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


Keşke dedim, insanların daha düşünceli olduğu bir dünyada yaşasak. İnsanlar kalp kırmak için bu çabalamasa. Keşke kalp kırmanın, bir insanı üzmenin ne kadar beter bir şey olduğunu herkes anlasa.


*****


Gecenin sonunda evime ağlayarak ve umutsuz bir vaziyette dönmem. Çünkü biliyordum ki bu defa yalnız olacaktım. Ve yalnızlığım, kalp kırıklıklarımı taşıyabilecek kadar güçlü değildi.


*****


"Gerçek tutkumu bulamazsam yapacağım hiçbir şeyi yeterince iyi olamayacağını hissediyorum."


*****


Hayat, bazen canımızı yakacak kadar yavaş ilerlerken bazen de ne olduğunu anlayamayacağımız kadar hızlanıyordu.


*****

Hayatımda gördüğüm en mavi, en iri, en güzel gözler karşımda duruyordu. Ve ben onlara bakarken, bu anı zihnimde defalarca başa sarıp oynatacağımı bilmiyordum.
(Meriç'ten)


*****

Yüzümde ne zaman belirdiğini hatırlamadığım yarım bir tebessümle izlemeye başladım Damla'yı... İzlediğim en güzel filmdi.
(Meriç'ten)


*****

Ona dair her şeyi merak ediyordum, ona dair her şeyi bilmek istiyordum ve bunun için bana istediği kadar kızabilirdi. Umurumda değildi.
(Meriç'ten)


*****

Her güzel yol bizi mutlu bir sona götürmez. Bu, hayatın ne yazık ki acı gerçeği.


*****


Sevdiğiniz biri gözlerinizin önünde böyle üzülürken ve sizin elinizden hiçbir şey gelmezken, hayat tam bir kabusa dönüşüyordu.


*****


Dünya için güzel olmanıza gerek yoktu, sadece doğru insan için güzel olmalıydınız. Hepsi bu.





Bir yorumda böylece biter, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle, aşkla kalın^^



Buralarda da varım^^




15 Mart 2024 Cuma

Son Çarem//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Kübra Nur'in kalemiyle ilk Üç Yapraklı Ahududu kitabıyla tanışmıştım. Ondan sonra bırakamadım, yeni çıkan bütün kitaplarını okudum ama bunlardan önce çıkan eski kitaplarını hiç okumadım, meğer o kitaplar okuduklarımın başlangıcıymış. Mesela bu okuduğum kitaptaki Arın ve Mayıs çiftimizin çocuklarından Zeynep'in kitabı Bir İstanbul Akşamı mesela. Tabii sonradan kitaplarda çiftlerimiz geçiyor ama bilin bakalım kim tanımıyor. :D
İşte ben tersten başlayıp ilk okuyacağım serileri şimdi okuyorum. :D
Seriyi okuyanlar çok seviyordu ben de tez vakitte okumaya başladım. Serinin ilk kitabına göre biraz acemi yerleri vardı tabii ki yine de çok eğlendiğim doğrudur. :)


Hiç tanımadığım bir adamı bir sapık gibi takip etmeyi kabul etmiştim. Evet, şimdi de bu saçma
ve nasıl yapacağıma dair tek bir fikrimin bile olmadığı iş için hazırlığımı bitirmek üzereyim. Üstümde
beyaz yazlık bir elbise var. Başıma büyük, hasır şapkamı taktım ve açık sarı saçlarımın
omuzlarımdan dökülmesine izin verdim. Gözümde güneş gözlüklerim ve kolumda çantamla
aynadaki görüntüme baktım. Narin ve zarif görünüyordum. Bu halimle bir ajan olamayacak kadar
süslüydüm. Neyse ki işin temelinde zaten gerçek bir ajan olmamam yatıyordu. Çantamdan
fotoğrafları çıkarıp hedefime, akşamdan beri, milyonuncu defa baktım. Biraz özgüven sağlamak
adına genişçe gülümseyip kendimi görevime hazırladım.


Mayıs yıllarca iş aradıktan sonra artık umutları tükenerek oturduğu bankta yanına bir adam oturunca bütün hayatı değişir. Başta adamın teklifini saçma bulsa da hem ailesinin yanına geri dönmek istememektedir hem de işsizlik başka bir şans bırakmamıştır.
Yapması gereken ise bir tane adamı takip edip, onun hakkında bilgi toplamak ama saçma haller içine girince hiç ummadık şeyler yaşamaya başlar.
Mayıs aşırı delidolu bir karakterdi, kardeşiyle sürekli didişmesi, Arın'ı çileden çıkarması falan çok eğlenceliydi. Tabii bazı yerlerde sınırı aşıyordu yalan değil. Kitabın çıktığı zamana, yazılan yıla ve yazarın yaşına bakacak olursak normal böyle olması ama bunlara rağmen kalemi cidden çok iyiydi. Belki de ilk kitaplarından biriydi, o yüzden anlayabiliyorum. :)
Mayıs'ın Arın için sürekli ayılıp, bayılması, çok yakışıklı demesine, bunlara rağmen sinirlendiğinde ağzına geleni sarf etmesine çok güldüm. Çünkü birileri hak ediyordu, her bir kelimeyi sdfghjkl

 

Arın, çevresinde sert, hiçbir hatası olmayan biri gibi gözükmektedir. Arın'ı merak eden biri yüzünden Mayıs peşine düşer ve akıllara gelmeyecek şekilde tanışırlar.
Şimdi fazla bir şey yazmamayayım, spoiler olur. Sadece o sert halleri çok komikti. Zaten Mayıs'ın hallerine ve şapkalarına katlanmak zorunda ama sonradan olanlara üzülmedim desem yalan olur. :/
Ve yazarımız bizi düşünüyor Arın'ın gözünden de okuyoruz. Bence bir kitapta olması gereken bir şey. Bir bölüm dahi olsa erkek karakterimizden okumak şart. :D
Onun dışında Mayıs'ın yakışıklılığını anlata anlata bitiremediği Arın'a bir yerden sonra bizde hayran olduk be :D
Cidden o son kısımlarda yaşananlar ve tepkisi çok güzel değil miydi?


Çok bahsedeceğim bir karakter yok. Masal'ın kız kardeşi bir garipti kendisi gibi. Onun kitabı var mı bilmiyorum, araştırmam lazım. Bir de Arın'ın erkek kardeşi var. Onunda kitabı var ve kiminle, konusu ne hiç bilmiyorum.
En sona Mayıs'ın babaannesi çok değişikti yaa. Tam Trabzon ninesiydi. :D Hiç tanımadım ama davranışlarına falan bakınca öyle hissettim. :D
Zaten ortada başkada karakter yoktu. Tabii konuk oyuncu olarak Rüzgargülün'deki anne ve babamızda vardı. Onlarında kitapları var, Çirkin Ördek Yavrusu diye. Aldım, okunmayı bekliyor. Onu da araya alırım belki. Çünkü ne zaman başlasam okumadığım karakterler sürekli ortaya çıkıyor. :D Fransız kalmak istemiyorum doğrusu. :D


Yazarın kalemi gerçekten çok iyi, en son çıkan kitabıyla, ta 2015'de çıkan kitabının arasından farklar var tabii ki ama bunlara rağmen akıcı, betimlemelerinin güzel olması çok iyi olduğunu gösteriyor bence. Ben okuyunca çok eğleniyorum, zaten Türk yazarları seviyorum, onların eğlenceli hallerini okumak hoşuma gidiyor, o yüzden seriyi tamamladım ve sürekli Türk yazar almaya çalışıyorum. :)
Kitap anlaşmalı sevgililiği, ajanlığı, şirket içi aşkı vs anlatıyor. Bu konuda anlaşmalı sevgililiğe çok güldüm desem yeridir. :D
Kitabın tabii ki aşırı bulduğum yerleri oldu, azıcıkta olsa gözlerimi devirmiş olabilirim ama diyorum ya kitap kaç senelik, yazarın yaşını da düşünürsek bence normaldi. :)


Bundan 7-8 yıl önce okusaydınız hoşunuza giderdi ama araya giren yıllardan sonra, ilk defa okursanız çok hoşunuza gideceğinizi sanmıyorum. Eğer yazarı tanıyor, diğer kitaplarını okumak istiyorum diyorsanız okuyun, ilk okumaya başlarsanız diğer kitaplarını merak etmeyebilirsiniz. Tabii bir de yaş mevzusu var. Bu tarz okumayı bıraktıysanız sizlik değil derim ama bu tarz seviyorum, ben nasıl kaçırdım derseniz şu an indirimde kitaplar. Link vereceğim şimdi, oradan kitaplara uygun bir şekilde ulaşabilirsiniz. :)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


    Kabalık, Arıkan erkeklerinin en ufak hücrelerine dahi işlemişti. Eğer bir masalda yaşıyor olsaydık asla prens olmazlardı!


*****

Adeta ruh ikiziydik. Ya da ruh öküzüydük. Ruh ayısı bile olabilirdik.


*****

"Yeryüzünün en rezil adamıyım, Mayıs. Bu duyguyla baş edemiyorum. Seni görmek istemiyorum fakat sensizlikle de baş edemiyorum..."


*****

Mayıs'ı neden sevdiğimi ve hayatıma nasıl bu kadar yerleşebildiğini soracak olsalar
 vermem gereken cevap şu olabilirdi; ardı ardına koyulmuş beş ünlem, pembe bir kutu, sarı bir zarf...


*****

"Sevdiğimiz her insan kalbimizi kırar, Mayıs. Ve biz sadece onsuz yapamayacağımız kişileri affetmek isteriz..."





Başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın, hayırlı Ramazanlar^^



Buralarda da varım^^

18 Kasım 2023 Cumartesi

Eylül ve Ekim Ayında Aldıklarım^^

 Selamlar^^
Bloga alışveriş yazıları yazmayı seviyorum ama tek tük aldığım için iki kitapla da yazı yazılmaz diye burayı bırakıyorum ama instgramda paylaşıyorum. Oradan takip ederseniz yeni kitaplarımdan haberdar olabilirsiniz. :)
Bu sefer ki kitaplar az olduğu için iki ayda aldığım kitapları sizlerle paylaşayım dedim. Ağustos ayını da ekleyecektim ama ne yazık ki o ay hangi kitapları aldım, kaç tane aldım hatırlamıyorum bile. :D
O yüzden sadece Eylül ve Ekim ayını yazayım dedim.

Bu iki ayda manga ve Manhwa daha çok almışız. Manhwa(Webtoon) kitap mevzusunu öğrenmek için tık tık^^




Bu mangaları sıfır alsam 240₺ gibi bir parayı gözden çıkarmam gerekiyordu ki zaten seri bitmemiş, sadece dört kitap var. Ben de sıklıkla kullandığım Gardrops uygulamasından ikinci el aldım. Reklam değil o yüzden biraz bahsetmek istiyorum. Siz kitap vb. satın aldıktan sonra kargonuz elinize geçene kadar, hasarlı ya da doğru olup olmadığını onaylayana kadar paranız güvende kalıyor. Memnun kalmazsanız iade yapıyorsunuz ve paranız size geliyor. Çok şükür öyle bir şeye denk gelmedim, inşallah gelmemde.
Çok iyi ve uygun kitaplar oluyor, almak isteyenler baksın derim. :)
Bu manga serisini de uzun zamandır almak istiyordum, işte bazen kafaya denk edince araştırıyorum sonra bakıyorum almışım. :D
İkiz birinci kitabı okudu, ben henüz okumadım. Okuduktan sonra seriyi tamamlamayı düşünüz artık. :)






Kübra Nur'un kitaplarını, kalemini sevdiğimi bilirsiniz. Önceden çıkan kitaplarını almak isteyince ufak bir araştırmadan sonra en uygun Amazon'da buldum. O sıra 60₺ indirim vardı, onu da kullandım ve kitapları çok uyguna getirdim. :)
İlk Ben Prense Değilim'i okumak istiyorum ama Çirkin Ördek Yavrusu kitabını almazsam eğer. Onu daha çok merak ediyorum. :)




Bir önce ki Amazon alışverişindeki indirimden bu Manhwa'yı aldık.
Şu an bu serinin sadece son kitabı kaldı, final kitabı yani. Onu da güzel bir indirim bulursam düşünüyorum inşallah, bakalım. :)
Şu an normal ciltsiz kitaplar bile 100₺'den fazla olmuşken bu tarz renkli, kuşe kağıda basılan Manhwa'ların 130₺ gibi bir fiyata satılmasını çokta anormal bulmuyorum. Asıl anormal olan telif hakkı bile olmayan Türk yazarların kitaplarının yabancı kitaplardan daha pahalıya satılması.
O yüzden ben artık şaşırmayı bıraktım, merak ettiklerimi alıyorum, eğer iyi çıkmazsa satıyorum gitsin. :D



Şimdi de Ekim ayına geçiyoruz. :)



Her ay Manhwa almazsam olmuyor, henüz Kasım ayı bitmedi bakalım bu ay alacak mıyım. :D
Serinin dördüncü kitabı, bir önce ki yazıda son kitap kaldı demiştim. Daha ikinci kitabı geçenlerde bitirdim, o yüzden tamamlamak için çokta acele etmeye gerek yok ama indirim olursa söz veremem. :D



Bu kitabı okuyan herkes çok sevdi, o yüzden merak etmemek elde değildi. Birde duydum ki smut vs yokmuş, o yüzden daha bir merak ettim ama üçüncü kitap çıkmadı, dördüncü daha yeni yazılıyormuş vs. Biraz daha beklemek lazım o yüzden. Hiç sevmiyorum böyle beklemeyi ama :/
Bu iki kitabı Hepsi Burada'dan aldım, güzel indirim vardı. Benimde Hepsipay'ım vardı güzel indirim oldu ama ciltsiz kitaba 96₺ vermek içime oturdu be. Yani o aldığım Manhwa ile aynı fiyat olması şaka mı? -_-







Aslında bu seriyi alma fikrim yoktu, tamam çok sevilen bir seri ama ne yazık ki aşk üçgeni varmış. O yüzden çok oralı olmadım, sonra yorumuna güvendiğim birinin çok sevdiğini görünce başladım Gardrops'dan aramaya. Bir tane buldum, beklettim, tam alıyordum başka şeyler oldu alamadım. Sonra bu ikisini birden gördüm, hem iki kitap, hem de kitaplar sıfır. Ciltli olmasını çok isterdim ama şu anlık çok uyguna, sıfır olması yeterde artar bile. 
Bunu da en kısa zamanda okumak istiyorum ama bakalım kısmet ne zamana olacak. :)
İnşallah seride bu kadardır. :D




Evet, iki ay boyunca bu kitapları aldık. Artık daha dikkat ediyoruz alırken, yani bazen indirimlere tav oluyoruz ama sonradan vazgeçip almıyoruz. En iyisini yapıyoruz değil mi? :D
Sevmediklerimi de satıyorum dediğim gibi, paraya değer mi değmez mi dediklerimi pdf bulursam oradan okuyorum. Artık böyle, hak edene böyle yani yapacak bir şey yok. :)




Bir yazının daha sonuna geldik, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^





15 Ağustos 2023 Salı

Rüzgargülü//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu yazın daha böyle akıcı, tam yaza uygun kitaplar okumak istiyorum. Bu kitapta imdadıma yetişti ve tam yazın okunacak kitaplardan biri oldu.
Kübra Nur'un kalemine bayılıyorum, yeni kitaplarını takip ediyorum. Hatta şu an eski kitaplarına gözümü diktim, onları da almak istiyorum. Zaten burada geçen bir karakterin bir kitabı varmış, onu merak ediyorum mesela. :)
Kitabı çok sevdim, karakter, konu, geçen yerler, olaylar gerçekten çok güzeldi.


Asi kızlar ile ilgili hikâyeleri bilirsiniz. Hani ailelerinin bir türlü zapt edemediği, sürekli sorun çıkaran, bir süre sonra artık uğraşılmayıp sadece bir yerlere postalanan ve kendilerinden hiçbir şey beklenmeyen kızlarla ilgili hikâyeler… Klasiklerdendir bunlar. Mutlaka duymuşsunuzdur. Duymadıysanız da hoş geldiniz, şimdi o kızlardan biriyle tanışmak üzeresiniz. Yaz mevsimini, denizin rüzgârını ve güneşin parlaklığını iliklerinize kadar hissedeceğiniz, eğlenceli ve kalbe dokunan bir hikâye. Hayat bazen planlarımızı buruşturup bir kenara atar ve karşımıza hiç beklemediğimiz insanlar çıkarır. Bazen birilerinin bizimle birlikte savaşması kadar bize karşı savaşması da değerlidir. Rüzgârgülünün altı yaprağı vardır ve her birinde bambaşka bir hikâye saklıdır. İşte bu da onlardan biri. Bir genç kızın kendine dönmesinin ve aile kelimesinin asıl manasını öğrenmesinin hikâyesi.

Beyza babasının zoruyla hiç istemediği bir ailenin yanında yaz tatilini geçirmek zorunda bırakılır. Bu sürede yine haylazlık yapmak ister, yapar da ama karşısında öyle bir aile vardır ki ne yapsa karşılığını alıyordur. Bunlar yüzünden planları ters tepince uyum sağlamak ister ve işler bu sefer eğlenceli bir hal alır ve bu sayede bu zamana kadar nerede hata yaptığını çözmeye çalışır.
Beyza gibi bir karakteri ilk defa okudum desem yeridir, o kadar haylaz biriydi ki bazen yaptıklarına aşırı şaşırdım ama bu kadar haylaz birinden daha fazlasını da beklerdim yalan değil. :D
Geçmişte yaşananları Beyza'nın yüklenmesi, kendinden başka herkesi düşünmesi kalbimi kırdı. En çokta babasının yaptıkları. Kalbim parçalandı resmen o kısımlara. :/
Sonlara doğru yaptığı inatçılığa biraz kızmış olabilirim, tabii anlıyorum ama kızdım. Nedenini okuyanlar anladı. :D


Ayaz, bir anda evlerine gelen ve bir sürü garip saçmalıkları olan kıza ailecek alışmaya çalışırlar ama Ayaz Beyza'ya daha çok dost olarak yaklaşmak ister. Zamanla daha sık yan yana geldikçe aslında farklı biri olduğunu anlar ve o zamandan sonra onu anlamaya çalışır.
Bu anlama mevzusu uzadıkça yanından ayrılmak istemez ve bir anda aşık olduğunu anlar.
Ayaz'a bayıldım, bayıldımmmm
Kübra Nur'un erkek karakteri bir başka zaten, Ayaz'da onlardan biriydi. Böyle düşünceli hali, Beyza'ya yaklaşımı çok tatlıydı. Aynı babası gibi. :D

Evet hazır baba dedik onlarda da bahsedelim. Meriç ve Damla, Çirkin Ördek Yavrusu kitabındaki karakterlerimiz. Ben okumadım ama konusu çok hoşuma gitti. O yüzden almayı düşünüyorum. Onunda dışından burada çok tatlılardı, hele Meriç. Damla'yı çok okuyamadık ama Beyza'ya yaklaşımı çok tatlıydı. Bulup alabilirsem bundan sonra onu okumayı düşünüyorum inşallah. :)
Eğer satmak isteyen varsa bana ulaşsın. :)

Beyza'nın babası hakkında çok şey yazardım da hem spoiler olur hem de yazarsam duramam diye sadece diyeceğim şu ki iyi ki kitapta azıcık okuduk, yoksa kitabı zehir ederdi. -_-
Kitabı çok sevdim, okurken çok eğlendim. Gidemiyor olsam da tam bir deniz insanıyım ve Beyza'nın denizden çıkmaması, onu sevmesi ve Ayaz'la sürekli gitmeleri çok güzeldi. Diyorum ya tam bir yaz kitabıydı, o yüzden daha çok sevdim.
Bir kaç karakter daha var ama söylersem spoiler olur diye es geçiyorum.
Bu arada kitapta çoğu sahneyi sevdim ama bir bulaşık yıkama sahnesi var ki evlere şenlik. :D


Karakterlerin kendini bulduğu, aşkın nahif halinin anlattığı, akıcı ve tam yaz aylarına laik bir kitap istiyorsanız kesinlikle öneriyorum. Zaten yazarın her yeni kitabında kendisiyle o kadar çok gurur duyuyorum ki anlatamam. Bu yüzden bile öneririm sizlere. Günümüzde çıkan kitapların yanında o kadar masum kalıyorlar ki alıp bağrıma sokasım var yani, o yüzden okuyun okutun. Bu tarz aile bağları güzel olan, arkadaş ve aşkı anlatan kitapları daha çok ihtiyacımız var. :)



Son olarak arkadaşlar, kitabın tasarımı ŞAKA MI???
Arife Şeyma Gök gün geçtikçe değil de her zaman çok iyi ve her çalışması bir diğerinden çok iyi. Sürekli tasarımı incelerken kendimi buluyorum inanın. <3 Sadece bu yüzden bile kitabı alır insan <3




Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^

Bir yerlerde birileri, çocuklarının mutluluğunu tavana yıldızlar yapıştıracak kadar önemsiyordu. Ne hoş.


*****


Bu zamana kadar bütün kalp kırıklıklarıma yaptığım gibi bunu da yuttum. Üzülüp surat asmanın hiçbir şey kazandırmayacağını biliyordum.


*****


"Birine sarıldığımızda güvende hissederiz ve kötü şeylerin geçeceğine daha kolay inanırız. Sarılmak bize yalnız olmadığımızı hissettirir. Böyle zamanlarda birilerine sarılmaya ihtiyaç duyarız."


*****

Hayatta bazı kırılma anları olduğunu biliyordum. Bunlar bazen büyük acılar ya da büyük sevinçler olurken bazen de beklenmedik küçük korkular ya da bir anlık şaşkınlıklar oluyordu. Bu kırılma anlarından sonra insanın bir daha eskisi gibi olması güçtü.




Aybarsların sayısı yediye çıktığında ortalık düğün yerine dönmüştü. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Herkes birine sataşıyor, birileri sürekli gülüyor ve hepsi daima konuşuyordu. Ürettikleri enerjiyi, elektrik enerjisine dönüştürmek mümkün olsaydı bu küçük kasabayı günlerce aydınlatabileceğimize inanıyordu.


*****


"Sen çok güzelsin  ama en çok denizdeyken güzelsin. Neden, biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü denizdeyken mutlusun ve hiçbir şey sana mutluluk kadar yakışmıyor."


*****


Sizi bir kuyuya indiren iple oradan çıkaracak olan ipin aynı ip olması ilginç değil miydi?


*****

Aras gülümsedi. Öyle geniş bir gülümsemeydi ki bu, kalbimin semalarını aydınlattı.






Bu sadece alıntıların yarısı, diğerleri bana kalsın spoiler olur falan. :D
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^



15 Aralık 2022 Perşembe

Bir Sarmaşık Teorisi//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Merhabalaaar^^
Nasılsınız bakalım, nasıl gidiyor hayat? İnşallah herkesin keyfi yerindedir. Kitap okumalar ne alemde, nasıl gidiyor?
Bu sene güzel kitaplar okudum, onlardan biri de bu kitap. Bir İstanbul Gecesi serinin son kitabı Bir Sarmaşık Teorisi, seriye nasıl veda ettim bilmiyorum ama son noktayı koyan kitap çok çok güzeldi.
İlk kitapta Zeynep-Ayaz, ikinci kitapta Nehar-Ateş, üçüncü kitapta Bahar-Adem, bu kitapta ise Hare ve Can Bora çiftimiz vardı. Hepsi birbirinden özel, güzel, eğlenceliydi. Hepsini ayrı ayrı seviyorum mesela ama bazı karakterlerin yeri ben de ayrı. Mesela Nehar ve Ateş'i çok çok seviyorum, şimdi de Hare ve Can Bora'yı çok sevdim. O kadar tatlılar, o kadar güzellerdi ki herkesin bu çifti tanımasını isterim. :)


Ben, Hare Arıkan, aşk hakkında çok düşünmüştüm. 
Bulduğum her aşk romanını okurken de, birbirini sevdiğine emin olduğum çiftleri merakla izlerken de tek yaptığım bazı cevaplar aramaktı. 
Tasvir edilen hislerin gerçekte nasıl olabileceğini hayal etmek için çok uğraşıyordum ve uğraştıkça bütün bunlar masallardaki
Kaf Dağı gibi bir mite dönüşüyorlardı. 
Ta ki hayatıma Can Bora Sarıcalı adında bir adam dalıp bütün dengemi altüst edene dek.
Yaşadığı hiçbir şehre sığmayan ve sürekli yollarda olmayı seven köksüz, bağsız bir adamla bütün hayatını mantık düzleminde yaşamayı tercih eden, maceradan uzak durmayı seçen bir kadının ortak noktası ne olabilirdi?
 Can Bora`yı ve ona kapılırsam kıyısından düşeceğim uçurumu görmezden gelmek, bütün bunlardan uzak durmak zannettiğim kadar kolay olacak mıydı? Peki ya sarmaşıklar? 
İkimiz arasında büyüyüp bizi sonsuza dek birbirimize bağlamak için etrafımızı sararlarken onları durdurmak mümkün olabilir miydi?


Kendi halinde, Ayaz ve Poyraz'ın mekanında çalışan Hare şu anlık tek derdi işini iyi yapmak ve iş tercümesi kazanmak, zamanla kendi iş yerini açmak isteyen Hare kuzenleri, arkadaşlarıyla mutlu, huzurlu bir hayat geçirmektedir. Bir gün Ayaz ve Poyraz'ın en küçük kardeşi Can Bora ile karşılaşır ama zaten önceden tanışmışlardır.
Geçmişte yaşananları hatırlayınca daha ilk dakikada Can Bora'ya sinir olmuş olsa da sürekli gezen Can Bora'yı sık sık görmez. Ama bir gün Ayaz'ın istediği üzerine Can Bora'ya göz kulak olduğunda çok farklı biri olduğunu anlayacaktır, ta ki yine işler eskiye dönene kadar.
Hare o kadar naif bir karakterdi ki bayıldım, bayıldım. Hele Can Bora için düşündükleri, Can Bora'nın geçmişinden yaşadıklarını öğrendikten sonra onun için yaptıkları, yapmak istedikleri.. Çok güzeldi, yani elinden gelse pamuklara sarıp sarmalayacaktı ki ben bile öyle yapmak istedim.
Hare'yi cidden çok sevdim, o kadar tatlı, kararlı, düşünceli bir karakterdi ki okurken böyle bir dostumuz olsa sırtımız yere gelmez dedim. :D


Can Bora geçmişte yaşadıklarından sonra ailesinden uzakta, şehir şehir gezerek yaşamaktadır. Arada kardeşlerinin yanına geri dönse de bir kaç gün kalıp tekrardan sonradan yollara düşmektedir.
Bir gün Hare ile tanıştıktan sonra fikirleri değişse de hayatın getirdiklerinden sonra tekrardan uzaklara gitmek durumunda kalır. 
Aradan geçen aylardan sonra geri dönen Can Bora hayatının bundan sonra değiştiğinin yavaş yavaş farkına varır.
Kübra Nur'un erkek karakterleri çok güzel, çok iyi ve çok sevilesi. O yüzden Can Bora'nın aksi olacağını düşünmemiştim ama bu kadar iyisini de beklemiyordum. Tabii Ateş benim için çok farklı bir yerde ama Can Bora'da çok farklı bir yer edindi bende.
Yaşadıkları, unutamadıkları, aldığı yaralar ve o yaraların sarılması için içten içe yardım istemesi çok güzeldi ve çok güzel sevdi.
O son kısımda başına gelenleri ve yazarımızı bizi düşünerek onun gözünden yazması ve Hare için düşündüklerini okumak çok iyi geldi, daha çok okumak isterdim...
Sarmaşık dövmesi, siyah kıyafetleri, deri ceketi, asi duruşu ve ela gözleriyle unutulmayacak bir karakterdi. Hare ile de çok yakıştılar :D
Gerçek olmaması üzücü yaaa, böyle kitapları her bitirdiğimizde resmen ağlıyoruz :'(
Can Bora Sarıcalı hakkında daha ne yazsam boş, onu okumak, anlamak daha iyi olacaktır. ;)


Diğer karakterlerimizden bütün çiftlerimizi okuduk, okuyalı uzun biz zaman olmasına rağmen hepsini özlemişim ama en çok Ateş be Nehar'ı özlemişim. İnşallah en kısa zamanda tekrardan okumak istiyorum kitapları. Ve yine yazarımız bizi düşünmüş ve Ateş'in Hare ile dertleşmesinde yaşadıkları hakkında konuşturmuş. O kısımlarda çok güzeldi, okurken ağlama görüntülerim kitaba yansımış olabilir. :D
Can Bora Hare'ye Kızılcık diyordu ama bir Hare deyişi var ki akıllara zarar. Tabii Hare Can Bora'nın ağzından kendi adını duyunca bir kalıyor ama sen nasıl öyle karşısında durabiliyorsun Hare yaaa <3 Biz okurken kendimizden geçtik asdfghjklşi
Bunun yanında Can Bora Sarıcalı ne heybetli bir isim değil mi, okuyunca vay beee, bir karaktere isim anca bu kadar yakışır diyorsunuz.
Yazarımıza isim tercihleri konusunda tebrik ve teşekkür ediyorum, tercihleri on numara. <3


Bu seriyi seviyorum, tam kafa dağıtmalık, eğlenceli, hayattan bir nebze olsa da uzaklaşabileceğiniz bir kitaptı, seriydi. Bu tarz kitapları seviyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yazarla geç tanıştım ama çok güzel bir şekilde tanıştım. Kalemini çok sevdim ve aynı Betül Güçlü gibi her kitabında kendini geliştirmesini gurur duyarak okudum. Akıp gidiyor kitap, bir kere başladın mı bir bakmışsınız yüz sayfa falan okumuş oluyorsunuz.

Son kısımdaki sahneyi çok sevdim, böyle bir şey bekliyordum ama bu kadar değildi cidden. :D Ama tam beklediğime yakın bir son oldu. Oyy o kadar yazacak şey var ki spoiler olur diye yazamıyorum.
Ve son olarak çok sorulan soruya cevap verip yorumumu noktalıyorum.
Kitap seri ama ayrı ayrı okuyabilirsiniz.
Benim naçizane tavsiyem sırasına göre okuyun, çünkü önce ki kitaplar hakkında ufakta olsa spoiler yiyebilirsiniz. Bunu önemsemiyorum derseniz istediğiniz kitapla başlayabilirsiniz.

Seri sıralaması;
Bir İstanbul Gecesi
Bin Bela Bir Karanfil
Bir Bahar Akşamı
Bir Sarmaşık Teorisi

Yorumlarımı okumak için Burayı tıklayabilirsiniz. ;)

Her yorumda kapakların güzelliğinden bahsediyorum, bu sefer yine ve yeniden muhteşem değil mi kapak? Arife Şeyma Gök yine ve yeniden harika işler başarmış. <3 <3



Kitaba puanım 5/5^^





Alıntılar^^

Zaten baştan giden akıllar, hızlanan kalp atışları ve nereye uzandığı bilinmeyen dövmeler hep yasaklı konulardı.


*****

... Ben olsam seni, kahkaha attığında sesini duyabileceğim bir yere götürürdüm.


*****

Bilgi güçtür derlerdi. Ama bazen bilginin, bir şeyleri bilmenin yeryüzündeki en korkunç şeylerden biri olduğuna inanıyordum.


*****


Surlarıma kendi bayraklarını bir saniyede çekti. Ne olduğunu bile anlayamadım. Beni istila etti. Bir saniyede. Nefesim ciğerlerimi terk edip gittiğinde içime soluduğum hava bile onun askeriydi. 


*****

"Karanfil, arada bir müsaade et, senden başka şeyleri de görsün gözüm."

Alıntıya not: Offf Ateşşş yine yaktın ortalığııııı <3 <3 <3


*****

"...Ben yollara aşığım zannediyordum ama aşk öyle bir şey değilmiş."


*****

Biz zamanlar beni kendimden uzaklaştırdığı için sevdiğim yolları, şimdi Hare'ye çıktıkları için sever olmuştum.



Serimiz bu kadar^^



Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, aşkla kalın^^





Buralarda da varım^^