11 Şubat 2017 Cumartesi

Yüreğini Haramdan Sakın//Merve Özcan Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Uzun bir aradan sonra tekrardan yorumlara geri dönüyorum. Bir kaç yorum birikti yine, arayı fazla açmadan yayınlamayı düşünüyorum. Okuduğum kitapların yorumlarını hemen paylaşamıyorum ama neler okuduğumu görmek için Instagram hesabımı ziyaret edebilirsiniz^^
Bu sefer ki kitabım, görür görmez kesinlikle okumamız gerektiğini düşündüğüm Gözlerini Haramdan Sakın serisinin ikinci kitabı. İlk kitabı bir kaç ay önce okumuştum. Arayı biraz açsam da okuduktan sonra iyi ki bu kadar açmışım dedim. Kitabımız yine ilk kitap gibi sürekleyici, merak uyandırıcı ve sevilesi bir kitaptı. Hikayelerinin iki kitap ile sınırlı kalmasına üzülsem de aldığım haber doğrultusunda fazla üzülmeme gerek olmadığını anladım. Haber ise birazdan sizlerler^^

Sakınılan bir bakışla başlayan Gözlerini Haramdan Sakın yolculuğunun okyanusvâri rüzgârı Yüreğini Haramdan Sakın'la esmeye devam ediyor...
Artık buradaydı Betül, ulaşılmaz dediği adamın o çetin sınırlarının hemen dibinde... Yakınındayken daha sert esen Ömer'in rüzgârı artık Betül'ü daha fazla sarsıyor fakat o huzurlu serinliği de daha özel hissettiriyordu. Aralarındaki onca mesafeden geriye kalan sınırları aşmanın neler getireceğinden ikisi de habersizdi. Fakat bir gerçek vardı; artık o rüzgârda savrulan yalnızca Betül olmayacak, Ömer de kendi rüzgârının tadına bakacaktı.
Tehlike yaklaşmaya, silahlar patlamaya ve güneş de umursamazca parıldamaya devam ediyordu.

Bu kitabı da ilk kitap kadar sevdim, hatta bayılmış ta olabilirim. Gerçi ilk kitapta ki gibi bir kaç mantık hatası burada da vardı. Bunları spoi olarak belirteceğim ki okuyanlar ile aynı düşünmüş müyüz. Daha ilk sayfa da ikilinin arasında ki soğukluğu hissediyoruz. Hele Ömer'in davranışları dayaklık ama Betül'ün hemen yelkenleri indirmesine kızdım. Bırak az sürünsün :P Az yapmadı sana. Gerçi kitap devam ettikçe neler oluyor neler. Betül süründürmese de yazarımız çok iyi hem bizi hem de Ömer'i süründürdü :P Ömer yine aynı Ömer ama burada daha çok güldüğünü, şaka yaptığını ve o herkesden sakladığı yeşil gözlerini okuyoruz. Betül'e karşı yine aynı tavırda ama artık bazı şeyler Ömer için değişiyor. Bazı yerleri okuyunca vaaay be bizim sert bakışlı, sert tavırlı Ömer'e ne olmuş böyle dedim. Yakışmış mı? Hemde nasıl!! Hani bir çok imkansız karakter için bizi de böylesi bulsun diyoruz ama içten içe imkansız olduğunu biliyoruz yaa bu kitapta öyle değil be. O kadar bizden, o kadar hayatın içinden ki karakterler olur mu olur, belki bizi de böyle biri bulur. Burada bir dua edip, AMİN diyelim lütfen :D Tabii her şeyin hayırlısı, iyisi, hoşu, Ömer'li gibisi diye liste uzar gider :P Kitabı bitirdiğim zaman My Twin'e dönüp dedim ki "Şu kitabı okuduğum zaman zarfında her anlamda hayatımı sorguladım." dedim :D "Ne manada?" dedi ama tabii bende kalsın o, okuyunca o da anlayacak :P

Ömer sandalyede bacak bacak üstüne atmış ve gözündeki siyah güneş gözlüğüyle elinde tuttuğu kitaba dalmıştı. 

Alıntıya not: Şu manzarayı sadece bir kaç saniye hayal edin.
Dipnot: Sonrada ettiğiniz duaya amin deyin. :D
Dipdipnot: Şimdi de yoruma devam edin :D



Betül yine aynı Betül. Tabii burada hayatını etkileyecek çok yeni kararlar alıyor. Kendisine kızdığım yerler oldu hatta verin şunu bir döveyim dedim ama tam aksine acayip hak verdiğim yerlerde oldu. Hem de öyle böyle değil. Kıza yazıktı yaaa :( Rahatsız olduğum bir konu hakkında daha yazıp Betül hakkıdaki düşüncelerimi bitireceğim :D Aslında bu Betül ile ilgili de değil. Yazar iç sesi acayip kitaba yansıtmış, bazen dayanılmaz hal aldı. Hatta farklı şeyler de değil hep aynı şeylerden bahsediyordu. Tabii böyle kitaplarda iç ses ön planda olmalı ama bana göre fazlaydı ve okuyucuyu bir yerden sonra sıktı. Mesela ben Ömer ve Betül diyaloglarını daha çok görmek isterdim. Haa yok muydu? Vardı ama istediğim kadar değil :/


Kitabımız da diğer karakterler ilk kitaptaki gibi yine pek ön planda değil ama Kutay'ın olmasını isterdim. Hatta ona ayrıca bir kitap çıksa var ya ne kadar sevinirim :D Severim keratayı :P Betül'ün bazı karakterlere -ki isimlerini söylemem- kırılmasına hak veriyorum, hatta bana olsa daha yüzlerine bakmam :P Sonuna doğru bazı karakterler hakkında bir kaç şey öğrendik, şaşılacak şeyler değildi ama yazar kıyak geçebilirdi. Yine de üçüncü kitabı bekleyip görelim diyorum. Karakter analizlerini yaptıktan sonra genel yoruma geçebilirim.

Tekrar tekrar dediğim gibi bu kitabı ilk kitap kadar sevdim hatta daha çok sevmiş olabilirim. Okuyanlar anlamıştır. Yazarın uygun zamanlar da, duruma uygun ayetler eklemesini daha çok sevdim. Daha çok olmasını isterdim. Heyecanın, acaba daha neler olacak diye merak etmeler bu kitapta hiç bitmiyor. Her şey güllük gülistanlık dediğim an neler oldu anlatsam şaşarsınız :D Bir kaç kere okuyacağım bir seri oldu. Son sayfaya kadar kalem de ne bir değişiklik, ne bir hata gördüm. Tabii başta dediğim gibi mantık hataları vardı ama onu da çok bildiğimize verip es geçiyorum :D Gerçi dinimiz açısında bazı konular hakkında bir kaç sorum var, onları da sormak istediğim biri var. Kendisi bilir, en kısa zaman da kapısındayım :D Kitap hakkında daha ne yazsam bilemiyorum. Gerçekten etkisinden zor çıktığım bir kitap oldu. Siz deyin güzelliğinden ben diyeyim elimde biraz fazla kalmasından. Ne olursa olsun kitaplığımda, baş köşede duracak nadide kitaplardan, serilerden oldu kendisi. Serisinin üçüncü kitabı nasıl olacak acayip merak ediyorum, artı Mart da üçüncü kitap bizlerle olacakmış(Yukarıda dediğim haber olur kendisi).  İnşAllah ayda değişiklik olmaz, çünkü bu kitaptan sonra benim için acayip uzak bir ay. :P Bilseydim çıkmasına yakın okurdum ama olan oldu artık, gün saymaya başlayayım ben en iyisi.
Şimdi sıra Spoiler de^^

SPOİ BAŞLANGICIDIR, KİTABI OKUMAYAN OKUMASIN DERİM!!

İlk kitabımız da Ömer'in hal ve tavırlarını kesinlikle unutamayız değil mi? Burada bu derece değişmesine o kadar hazırlıksız yakalandım ki bu Ömer o Ömer olamaz dedim. İlk kitabın sonunda kıyılan İmam nikahı sonrasında her şeyin farklı olacağı belliydi ama ciddi söylüyorum bu kadarını beklemiyordum. Ömer'de olan değişiklik hem Betül'ün hemde benim kafamı karıştırdı. Tamam ilk kitapta Ömer'in Betül'e karşı ilgili olduğunu anlamıştık ama o son olaylardan sonra Ömer o kadar farklı biri olmuştu ki o ilgi de yok oldu sandım, meğer öyle değilmiş. Adam bildiğiniz aşk adamı oldu çıktı. <3 <3 Ne Ömer'miş dedim durdum. Betül'ün uyguladığı yöntemi bende uygulasam tutar mı, Ömer gibisini bulur muyuz acaba dediğim de oldu ne yalan :P 
Ve son olarak Betül'e söylenen Ömer öldü yalanı. Okuduğum zaman şok geçirdim ama bunda bir şey var deyip hiç kendime acımadan ilerleyen sayfalara baktım. Betül'e nasıl üzüldüm, nasıl üzüldüm anlatamam. Sanki gerçekte kendisi, en yakın arkadaşım ona üzülüyorum. O derece gerçek yaşadım bu duyguları :/ Haa yaptıkları mantıklı mıydı? Evet. Betül Ömer'in yaşadığını öğrenseydi kendisini tutamaz kesinlikle bir açık verirdi. Ne yapar eder yanına giderdi, acısını fazla belli etmezdi vs. vs. Ama yazık yaa, hem gerçek olmayan karakterlere hem bize :P Bizde üzülüyoruz :P Spoi olarak bunları yazma gereği duydum. Bir çok şey daha var aklımda ama onları buraya yazmayı düşünmüyorum. Sadece kafamda kesinleşse her şey tamamdır benim için, yorumluk değiller anlayacağınız ;)

SPOİ SONU!!

Bu tarz okumayı sevenlere kesinlikle tavsiyemdir. Gerçi ben demeden okumuşsunuzdur ama okumayan varsa tereddüt etmeden okuyun derim. Yazarın kalemi gerçekten sevilesi, sahip çıkılası^^ Şimdi gelsin üçüncü kitap ve yazarın yeni kitapları^^ Dört gözle beklediğim söylemek isterim :) Son olarak kitabı okuduğum da öyle yerler vardı ki sürekli sağa, sola yıkıldım :D Bu kitap beni acayip yıktı :D 
Not: Ne olur film yapın bu kitapları, yalvarıyorum!!! :D


Yüreğini Haramdan Sakın Yorumu İçin Tık Tık!!
Yazarın Watpadd'de bir hikayesi daha mevcut.
Okumak isterseniz yazarın Watpad hesabından bakabilirsiniz^^
Hesap için Tık Tık!!

Kitaba Puanım 5/5



Alıntılar^^


Kurduğu demirden duvarları bir kaç saniyelik küçük bir tebessümle eritebilen bir adama bakıyordum. O adama kızgındım, o adama kırgındım, yeri geldiğinde o adamı bir güzel dövmek ve hatta yüzüne bile bakmamak istiyordum. Fakat sonra böyle gülümsüyordu, ne kadar soğuk olursa olsun, onunla ısınabileceğim bir anın olabileceğine inanıyordum.

Alıntıya Not: Tövbe de kız, ne demek yüzüne bakmamak. Çarpılırsın :P


*****


Biliyor musun, bazen senden nefret ediyorum," dedim sesimin çıktığı kadarıyla. Duyduğundan emin değildim, çünkü sesim halsiz ve belirsiz çıkıyordu. Dikkatini bana verdiğinde anladığını düşünerek "Ama kısa sürüyor..."dedim. Dudaklarım alaycı küçük bir kıvrım yakaladı, yüzümün her zerresi sızlıyordu. "Sonra kendimden nefret ediyorum. Sana nefretim bu kadar kısa sürdüğü için..."


*****


Bi an, kelimelerin bile baş edemeyeceği  kadar güçlüyse eğer, bir insanın bunu kaldırabilmesi çok daha güçtür.


*****


Olur da bir gün elimde hatırlayacağım tel şeyim kalırsa bunun onun gülümsemesi olmasını isterdim.


*****


"Korktuğun tüm zamanlar kmomik gelmiyor."
"Hangi zamanlar?"
"Gözlerindeki korkunun beni görünce geçmediği ve bakışlarının beni bulduğunda güvenle rahatlamadığı zamanlar hiç komik gelmiyor."
"O anlardan nefret ediyorum."



Bi yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^




7 Şubat 2017 Salı

Kitap Alışverişi-Okuoku&Kitap Yurdu^^

Merhabalar^^
 Kitap yorumlarından sonra en sevdiğim kitap alışverişi yazımla sizlerleyim. 
Kitaplarımızı yeni aldık sayılmayız. 3 ay içinde alınan kitaplarımız için alışveriş yazısı yazmak istedim o kadar :) Blogda bu kitaplarda bulunsun diye ;)
Bu yazı iki Okuoku'dan bir tane de Kitap Yurdu'dan olan alışverişleri kapsıyor. 
Kitaplarımız geldiği an Instagram hesabından hemen paylaşıyorum ama görmeyen olmuştur kesin. O yüzden gelelim 3 ay içinde aldığımız yeni kitaplara^^


İlk olarak Okuoku^^
Okuoku'nun her ay 9.90'lık indirimli kitapları bulunmakta. Bu kitapların çoğuda öyle alındı. Okuoku biliyor işini, ahh şu kargo parası olmasa. -,-



Gizli Bahçe//Kang Yi Eul^^
Olimpos Yayınları ilk duyurusunu yaptığından hemen almak istediğimiz kitap olur kendisi. Secret Garden dizisinin kitabıdır. İki ciltten oluşuyor, şimdi ikinci kitap çıktı ve sepette^^
My Twin geçen okudu ve diziyle aynı olduğunu söyledi. En kısa zamanda benden okuyacağım^^


Yayıncı Kore severleri o kadar iyi düşünmüş ki her kitapta afiş var.^^ Afişte afiş hani. <3




Sahte Kraliçe//Sarah Fine^^
My Twin almak istedi, konusu da gerçekten çok güzel. Zaten Go Kitap çok iyi kitaplar çıkarıyor. Bakalım bu nasıl. Yakın zamanda My Twin okuyacakmış, onun yorumu ile ne zaman okuyacağıma karar veririm. :)



Düğün Gecesi//Sophie Kinsella^^
O ay Okuoku Sophie Kinsella kitapları için 9.90'lık kampanya yapmıştı. Bizde de Düğün Gecesi yoktu o sebeple hemen sepete attık^^ 



Bir Alışverişkoliğin İtirafları//Sophie Kinsella^^
İkinci kitabı bilmeden aldığımız için ilk kitabı almak şart olmuştu. Eee indirimde de olunca almazsak ayıp. Bu arada ben çoktan kitabı okudum, çok sevdim^^
Yorum İçin Tık Tık^^



İki Şehrin Hikayesi//Charles Dickens^^
Koridor Yayınları Dünya klasiklerini bez kaplama ile okuyuculara sundu. My Twin'de bu kitabı almak istedi. Çok ilgimi çekse de yazı tipi nedeniyle uzak duruyorum.
Bez kaplama çok güzel olmuş, beğendim ama tasarım için aynısını söylemeyeceğim. Daha güzel yapılabilirdi.



Buraya kadar bir alışverişti. Bunları da Okuoku'dan aldık. Siparişimizin yanında yine Gizli Bahçe vardı. O kitap bir can arkadaşa hediyeydi.^^ Şu an elinde, keyifle okusun. <3 


Duman ve Kemiğin Kızı//Laini Taylor^^
Okuoku indiriminde sürekli olan serinin ilk kitabı. İndirim halen daha devam ediyor, bu ayda ikinci kitabı alacağız.^^ Okumadık ama güzel olduğunu söyleyen çok, umutluyum. 




Lanetler ve Lütuflar//Anne Fortier^^
Yine ve yeniden Okuoku kampanyasından bir kitap. Kapağına ve konusuna hayran kaldığım ama fiyatı nedeniyle uzak durduğum bir kitaptı. Okuoku'da indirimi görünce hemen sepete ekledik. <3 Aldığım haberlere göre çok güzel bir kitapmış, en kısa zamanda okumak dileğiyle.^^




The 100//Kass Morgan^^
Siparişi yaparken fazladan bir kitap hakkımız vardı, onu da bu kitap için kullandık. Serinin 4.kitabı yakında Go Kitap'dan çıkıyor. Yavaş yavaş seriyi tamamlarız artık ama ilk olarak bu kitabı da My Twin'e okutacağım. :D



Son alışverişimiz ise Kitap Yurdu'ndan^^




Sondan Sonra//Amy Plum^^
Benim İçin Öl serisini ve yazarın kalemini çok sevmiştim. Bu serinin de konusu çok güzel, okumak lazım. Şu an ikinci kitap çıkmış. Kaç kitaplık bir seri bilmiyorum ama Akılçelen Yayınevine güveniyorum.^^




Erik Ağacı//Ellen Marie Wiseman^^
Ardımda Kalanlar kitabını çok sevmiştim, yazarın yeni kitabı çıktığını öğrendiğim zaman ise çok sevindim. En kısa zamanda, ruh halime göre okumayı düşünüyorum. 





Paris'ten Sevgilerle//Alexandra Potter^^
Arkadya Yayınlarının çıkardığı son kitaplar arasında seçimden bu kitap çıktı. Konusu çok güzel, hemen okur muyum bilmiyorum ama kapak ve isim ile kendine çekiyor. 



Kitaplarımızın toplu çekimi^^




Bir alışveriş yazısının daha sonuna geldik, şimdilerde yine bir sipariş vermeyi düşünüyoruz. Onu hemen yazmak istiyorum ama o an ki durumuma bağlı.
3 siparişten de memnun kaldık, sıkıntı olan bir kitap yoktu. Okuoku yine bol bol ayraç ve kahve koymuş. Kitap yurdu hızlı ama klasik ayraçsız bir kargo göndermiş. 
Kısacası çok sevdiğimiz, keyif alığımız bir alışveriş oldu, birde kargoların geliş hali yok mu, paha biçilemez bir mutluluk. <3




Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle ve bol kitapla kalın^^



Buralarda da varım^^


1 Şubat 2017 Çarşamba

Siyah Buz//Becca Fitzpatrick Kitap Yorumu^^

Selam^^
Hush Hush serisinden sonra yazarın çıkan iki kitabını da aldık ama okumak bir türlü kısmet olmadı. Siyah Buz gerilim tarzı olunca, seri de olmayınca ne yalan elim hiç gitmedi. Kış hariç diğer mevsimlerde de okumak istedim. Adına ve konusuna yaraşır bir mevsimde okumak şarttı :D Öylede yaptım hani :P Kitabımız dediğim gibi Gerilim-Polisiye ama burada ki polisiye yerine Aşk koyabiliriz. Gerilim-Aşk^^ Yoruma devam edeceğim ama tek bir şey söyleyeceğim, o da Becca daha çok fantastik yazsın anacım :D 

Âşık olmak hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı…
 Beni ona bakarken yakalayınca hemen gözlerimi kaçırdım. Bakarken yakaladığına inanamıyordum. Ona karşı hissedebileceğim çekim fikrinden nefret ettim.Beni rehin almıştı. Beni isteğim dışında alıkoymuştu. Son iyilikleri bunu değiştiremezdi. Kendime onun gerçekte kim olduğunu hatırlatmalıydım. Ama gerçekte kimdi?


Olaylar hemen başlıyor diyebiliriz. Britt en yakın arkadaşı Korbie ile tatillerini sahilde geçirmek yerine Teton dağlarına yürüyüş yapmaya karar verirler. Korbie buna pek sıcak bakmasa da en yakın arkadaşı için onun yanında bulunur. Tam gidecekleri sırada eski erkek arkadaşının da onlarla geleceğini öğrendikten sonra Britt'in planları alt üst olur ama yine de gerçekleştirmek için elinden geleni yapar. Korbie ile dağa çıktıkları sırada yoğun bir kar fırtınasına tutulunca arabada mahsur kalırlar ve en yakın kulübeye sığınırlar. Kulübeye gittiklerin de karşılarından ev sahiplerini görünce sevinirler ama sevinmeleri erken sürecektir. İşte bu dakikadan sonra olaylar başlıyor. Kitabımızı tekil şahıs anlatıyor, o da Britt. Karakterimiz kendisinin hep birilerine bağlı yaşadığını düşündüğü için kendi başına bir şeyler başarmak istemektedir. Böyle tehlike de ise, başlarına gelenlerin kendi suçu olduğu  düşündüğü için Korbie'ye yardım etmek ister.

Karakterleri çok ama çok sevdiğim söylenemez. İlk defa bir kitapta vaay be ne karakterdi dediğim olmadı. Tamam Britt'in yaptıkları takdire şayandı ama düşünceleri beni tatmin etmedi. En çokta en yakın arkadaşı için dedikleri. Sürekli en yakın arkadaşım o benim dedi, sonra işte öyleydi böyleydi deyip durdu. Yaa çok sev hatalarını sakla ya da düşman ol hiç konuşma. İşte bu sebeple karakterler bana itici geldi.


Geri kalan kısım ise tahmin edilebilir bir gerilim romanıydı. Sevdim mi sevdim ama başta da dediğim gibi Becca sadece fantastik yazsın. Gerçi sadece bir tane gerilim romanını okudum, belki Tehlikeli Yalanlar çok iyi olacak.İşte bunu göz ardı etmiyor, bir şans daha veriyorum kendisine :D
Mason karakteri hakkında ne desem spoi olacak. Ama ilk karşılaşma da nasıl biri olduğunu anlıyorsunuz. Gerçi Britt bazı iyilikleri unuttu ama olsun yazarın azizliğine uğradı deyip geçelim :D 
Olayları bir yerden sonra kendiniz çözebiliyorsunuz. Şahsen tahminlerim de doğru çıktığım doğrudur. Bunu bir tane bile gerilim romanı okumayan kişininde bulabileceğini düşünüyorum. Yazar her şeyi ortaya sermiş, sadece gidişatı ve gerçeklerin ortaya çıkma şeklini okuyun demiş. Kısacası sonunda zerre şok olmadım. :P
Bu arada yazarımızın Gerilim-Polisiyeden çok Gerilim-Aşk tarzı altında yazdığını söylemiştim, böylesi benim için iyi ama dibine kadar gerilim severler için düşündürücü :D

Daha neler yazsa bilemiyorum. Becca ne yazsa okurum ama fantastik yazmaya devam etsin. Şöyle Hush hush serisi gibi, ne iyi olur ama :D Bu tarz severlere öneririm. Çok ahım şahım bir şey değil ama hayal kırıklığına da uğratmadı. Sevdiğim, kızdığım, bu nasıl bir şey dediğim yerler oldu ama genel anlamda gideri var kitabın :D Sadece yazar sonunda bir karakter hakkında bir şey yazmamış, onu çok merak ettim. Yazsaydı ne iyi olurdu. Okuyan arkadaşlar da bu konu hakkında ne düşündü merak ettim doğrusu :) Bir Becca Fitzpatrick kitabı için kısa bir yorum olsa da  aklımda kalanlar bu kadar. Okuduktan sonra hemen yorum yapmadığım için yazacaklarımı unutuyorum. Not alsam iyi olacak ;)



Kitaba puanım 5/4



Alıntılar^^


Korbie kasesini itti. "Pekala, bunu yiyeceğime açlıktan ölürüm daha iyi."
Mason "O kadar kötü olamaz," deyince hepimiz ona baktık. 
"Dedi, yemeğin tadına bile bakmayan adam," dedi Korbie küçümseyici bir tavırla.


*****


"Her zaman benzin istasyonlarındaki arabalarla insanları eşleştirir misin?"
Omuz silkti. "Bilmece gibi. Problem çözmeyi severim."
"İlginç. Sende benim için bir bilmecesin."




Bir yorumun daha sonuna geldik. Başka yazılarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle ve bol kitapla kalın^^


Buralarda da varım^^


31 Ocak 2017 Salı

Çevrimiçi Kız//Zoe Sugg Kitap Yorumu^^

Herkese merhabalar^^
Bugün sizlerle bir ilkimi paylaşacağım. E kitap zor okuduğumu bir kaç yorumumda bahsetmiştim. Halen daha normal kitap kadar hevesli değilim bu duruma ama bazı yayıncılar! sağ olsun buna bizi kendi elleriyle itiyorlar. Evet tahmin ettiğiniz ve kitabın isminden de anlaşıldığı üzere yayınevimiz Pegasus oluyor. Kendisi Yayınevleri arasında ne çok pahalıya kitap satan yayınevidir. Ciltli-ciltsiz fark etmez kitap fiyatları dudak uçuruyor. Arada istisna oluyor tabii, sevdiğimiz ve gözümüzü diktiğimiz kitaplar oluyor, alıyoruz ama hepsi de iyi değil sonuçta. Bu sebeple bir kaç yorumda kendisine güvenemediğim Çevrimiçi Kız'ı e-kitap olarak okudum. Bitirme süresini göz önüne alırsak kitapların yerini tutmadı tabii ki, ama o kadar parayı hayal kırıklığına uğrayacağım bir kitaba da vermek istemedim. Buna ne yüreğim ne de cebim dayanırdı. Hayal kırıklılığı yaşadım mı sorusunu da birazdan açıklayacağım :) 



Penny, Çevrimiçi Kız rumuzuyla arkadaşlık, erkekler, çılgın ailesi ve hayatını ele geçirmeye başlayan panik ataklarla ilgili hislerini blogunda paylaşmaktadır. İşler iyice sarpa sarınca, ailesi hava değişiminin Penny'ye iyi geleceğini düşünerek onu hemen New York'a götürür. Burada, muhteşem yakışıklı gitarist Noah'ya ilk görüşte âşık olan Penny, aralarında geçen her şeyi blogunda anlatmaya başlar. Ancak Noah'nın da bir sırrı vardır; Penny'nin herkesten gizlediği blogger kimliğini ve en yakın arkadaşıyla ilişkisini tehdit edecek kadar büyük bir sır…


Kitabımız tam bize itham edilmiş gibi. Blog'u olan blogger bir arkadaş ana karakterimiz. Lakin bizim gibi kendini ifşa etmiyor. İçinde yaşadığı zorlukları Çevrimiçi Kız adı altında blogunda paylaşıyor. Blogda yazar olarak herkes kendisini sevsem de gerçek hayatta öyle değil ve içe kapanık, hemen her yerde atak geçirecek bir hali var. Tabii sakarlıkları da ona yardımcı olmuyor. Neler çekti kız. Hele o son yaşananlar çok fenaydı. Onları da geçtim arkadaşım dediğin kişinin seni en ummadığın yerden vurunca hayat daha da zor oluyor.
Annesinin işleri nedeniyle New York'a bir kaç günlüğüne gitmeye karar veren Penny oraya gittiğinde her şeyden uzaklaşır ve bambaşka bir serüvene adım atar.
Yaşadığı sıkıntılardan sonra böylesi Penny'ye iyi geldi ama yazarın birden bire her şeyi gerçekleştirmesi beni pek etkilemedi hatta düşündürdü. Ve eksiyi(-) benden aldı. Kitabı Eylül ayından başlayıp Ocak ayının başlarında bitirdim. Çok uzun bir ara değil mi? İşte bu yüzden e kitap okumayı sevmiyorum. Sadece e kitap okumak bana göre olmadığı için yanında kitapta okuyorum. Eee haliyle hangisini okusam acaba soruları oluyor ve ben kitaptan yana hakkımı kullanıyorum.



Bunları geçecek olursak karakterleri sevdim. Penny'nin yan komşusu, çocukluk ve tek dostu olan arkadaşı Elliot'ı daha çok sevdim. Tabii bir ara Penny'nin yaptıkların sinir olsam da ve yazarın Elliot'u farklı bir kişilikle karşı çıkarmasına sinir olsam da kitapta en sevdiğim karakter oldu diyebilirim.
Birde Noah var. Kendisinin kitaba dahil olması biraz zaman aldı ama girdiği anda da çıkmak bilmedi. :P Çıkmaması normal çünkü erkek karakterimiz :P Espri yaptım, gülün :P Şaka bir yana burada bir dokundurma yaptım. Noah'ın birden bire ortaya çıkması, Penny'nin hemen onunla sıkı fıkı olması beni olumsuz yönde etkiledi. Gidişatı güzel olan bir kitap için hayal kırıklığı oldu. 
Yine de sevdim kendisini, Penny her anlamda şanslı kız oldu çıktı ortaya. 

Kitabı konular ve işleyiş açısından sevdim ama alacak kadar değil. Eğer normal bir fiyat düzeyinde olsaydı kesinlikle kitaplığımda bulundururdum(My Twin okusun diye) ama bu fiyatla olmaz. Yoksa yazarın kalemini sevdim. Mantık hataları dışından okunulası. Tam bir çerezlik kitap. Benim gibi bir kaç aya değil 2 güne bitirebileceğiniz bir kitap. Penny'nin yaşadıkları, bloga gelen yorumlar. Yaşanan her olayın altından kalkabileceğimizi anlatan bir kitap. Gerçi daha çok liseli arkadaşlara hitap ediyor ama neyse :D Ben de o kadar yaşlanmış değilim yani :P Yine seviyorum böylesini ve okuyorum :D İkinci kitabı yakın zamanda yine e kitap! olarak okumayı planlıyorum. Macera devam ediyor ama bu sefer daha farklı.
Bu konu hakkında bahsetmeyeceğim çünkü spoi olur. Ve önemli bir uyarı, sakın ikinci kitabın konusunu okumayın, çoook büyük bir spoi yersiniz haberiniz olsun :)



Kitap çerezlik, çabuk biten bir kitap. Benim gibi almak veya almamakta kararsızsanız e kitap olarak bir göz atın derim. Ya da ucuz veya güvendiğiniz takas, ikinci el yeri varsa soruşturun derim. Bu arada bunları da düşündüm ama bir daha okumayacağım bir kitabın kitaplığımda durmasına gerek olmadığını düşündüğüm için böyle alma yöntemini de aklımdan çıkardım. 
Bu tarzları seviyorum, kendimi bu kzıın yerinde görüyorum diyorsanız o zaman da alın derim :D Belki sizin favori ve tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz bir kitap olur :)



Kitabı Puanım 5/4


Alıntılar^^


Sonunda oda servisine sipariş verdik çünkü Elliot, "Vermemek kabalık olur, ne de ols onlar içat etmiş,dedi.


*****

Elliot'a baktım ve sırıttım. Tam onu kucaklamaya hazırlanıyorken, evin içinde bir gonk sesi yankılandı.
"Aman Tanrım! Aman Tanrım!" Elliot ayağı fırladı ve ailesini neşeyle çırptı. "Aile toplantısı!"





Bir yorumun daha sonuna geldik, böyle e kitaplara alışır mıyım bilmiyorum ama ara sıra, büyük ihtimal böyle yorumlar ile geleceğim gibi :) 
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^



26 Ocak 2017 Perşembe

OKK 50.Blog Tur Arıcının Çırağı//Laurie R. King Kitap Yorumu^^


Herkese merhaba^^
Turumuzun son günü, yani yorum günü. Çok sevdiğim, eğlenceli bir tur olduğunu düşünüyorum. Bizi tur boyunca takip edenler de öyle düşünüyordur umarım^^
Kitabımıza gelecek olursam, konusu ve kapağıyla kendine çeken bir kitaptı. İlk Sherlock Holmes kitabımdı. Kitaptaki karakterleri ve Sherlock Holmes’ı çok sevdim. Hele o olayları çözme serüvenleri bambaşkaydı^^

Tanıdığımız Sherlock Holmes; dahiyane fikirleri, zekası ve pek çok olayın perde arkasındaki gizemi çözmekte üstüne olmayan şahsiyetiyle bir ekol... Bir gün emekli olup da bir kasabada arıcılıkla uğraşacağını duysanız inanır mıydınız? Evet, doğru duydunuz!
Yıl 1915... Sussex'te bir çiftlik evinde arılarıyla karşımıza çıkıyor dahi dedektif Sherlock Holmes. Ta ki yakın zamanlarda öksüz kalmış, en az kendisi kadar zeki ve bir o kadar kendini beğenmiş küçük Mary Russell hayatına girip onu etkileyene kadar...
Ondaki ışığı gören Sherlock, bildiği her şeyi öğretiyor Mary Russell'a; bir ipucunun peşine düşüp büyük resmi görmeyi, bulguları birleştirip bir şüphelinin peşinde iz sürmeyi, kılık değiştirip kendini gizlemeyi ve uzun zamandır unuttuğu içindeki o yılların kıpırtısını... Bir usta-çırak ilişkisi olarak başlayan bu ilişki, kısa sürede muhteşem bir ikilinin soluksuz maceralarına dönüşüyor.
Evet, Sherlock'un yeni sağ kolunu takdim etmekten onur duyarız; Mary Russell.

Sherlock Holmes emekli olup kırsal bir kesimde arılarıyla uğraştığı sırada çok zeki olan Mary ile tanışır ve onu eğitir. Holmes ile kendini bir tutan Mary ise her şeyi kapar ve birçok vakada Holmes’a yardım eder, hatta kendi olaylarını kendi çözer. Ayrıca Holmes kendine çok iyi bir çırak bulmuştur ve ona güveni tamdır. 
Kitabı ilk okumaya başladığım zaman giriş kısmında Mary ile Holmes’ın nasıl tanıştıkları ve Mary’nin hayatı yazıyordu. Başka ne yalan anlatılanlar beni sıktı, kitap böyle durağan giderse zor okurum dedim ama nasıl ki ilk vaka geldi kitap da heyecan, entrika ve polisiye dur durak bilmedi. Tabii öyle siyahlar patlıyor, olaylar çıkıyor gibi bir şey sanmayın. Holmes ve Çırağı Mary’nin iz sürme, tahminlerde bulunma ve olayı çözüme kavuşturma yerleri acayip heyecanlı ve merak uyandırıcıydı.
İlk olarak Sherlock Holmes. Kendisini ilk defa bir kitapta okudum ve Mary gibi kendiden bihaberim. Tabii Mary benden daha bilgili çünkü kitapta Dr.Watson’un yazdıklarını okumuş ve Sherlock Holmes’ı az da olsa tanıyor. Ben ise kitaplarını okumamış, sadece alıp kitaplıkta saklayan ,okuma sırasını bekleye kişiyim. Nasıl tanıyabilirim :P Kısacası Sherlock Holmes’ın özelliklerini sadece Mary anlatınca tanıyabildim. Tabii kendisiyle neden erken tanışmadığımı da kendime sorar oldum. Bu tür gizemli şeylere bayılırım, sonu saçma sapan bitmediği sürece.


Mary ise küçük yaşta yaşadığı acı kayıpla ve başına gelen zorba bir teyzeyle baş etme derdindedir. Ama bir gün karşısına Sherlock Holmes çıkar ve kendini bir anda eğitimde ve gizemli olayları çözmede bulur. Tabii bu sırada okul eğitimine de devam eder. Mary çok sevdiğim bir karakter oldu. Holmes’ın hakkında iyi geliyor :D Birde Holmes Mary’yi kılık değiştirdiği zaman korkutmasa on numara olacak. Her kılık değiştirme zamanında kızın yüreğine inecek nerdeyse.
Kısacası çok güzel bir ekip olmuş kendileri. Bizde derler yaa leb demeden leblebiyi anlıyor diye, burada da ikilinin arasındaki durum bu. Tabii bazen kafa karışıklığı ve Holmes’ın yerine tam oturan cevapları oluyor ama olsun, bu daha ilk kitap. İlla ki 19(Kısa kitaplar dahilinde) kitaplık bir seri de Mary uzman olup çıkacak :D 

Yazarın kalemine gelecek olursak, benim açımdan akıcı bir dili vardı. Diyaloglar yerinde kullanılmış ve fazla uzatılmadan konuya tekrardan adapte olunmuş. Tabii Sherlock Holmes hakkında roman yazan çok yazar var. Herkesin Sherlock Holmes anlatımı farklı. Onlar ve Laurie R. King arasında nasıl bir farklılık var bilemiyorum. Onların Sherlock Holmes’ı olayları nasıl çözüyor Laurie’in Sherlock Holmes’ı nasıl çözüyor? Bunu Benherneysemo(Kütüphanemden Kitap Manzaralı) sormayı düşünüyorum. Tam bir Shelock Holmes sevdalısı olarak bakalım bu yazar hakkında ne diyecek. Bunun yanı sıra kitabın 1915 yılında ve o zamanların zorlu şartlarında olayları bu kadar incelikle bulunmasına hayran kaldım. Tabii bütün Sherlock Holmes kitapları bu tarzda ama ben teknoloji gelişmiş bir zamanda anlatılan polisiyeden çok eski zaman polisiyesini daha çok seviyorum^^



Kitabımızı, karakterimizi, olayları ve konuyu sevdim. Seriye kesinlikle devam edeceğim. Böyle süper ikiliyi zor bulurum diye düşünüyorum. Her yaşadıkları olaaaay!! :D Sizlere de kesinlikle tavsiyemdir. İlk Sherlock Holmes kitabınız ise okuyun veya okumayın diyemem. Bunu uzman kişilere bırakıyorum. Bu kişide tabii ki Kütüphanemden Kitap Manzaralı oluyor.^^ Onun yorumunu da okursanız Sherlock Holmes ve bu kitap hakkında daha detaylı ve ilk olarak okuyup okumayacağınızı öğrenebilirsiniz^^


Kitaba Puanım 5/5




Alıntılar^^


“İşte tam Watson’ın notlarına yakışacak bir şey; Sherlock şansa güveniyor.”


*****


“Köpeğin duası kabul olsaydı…”
“Gökten kemik yağardı,” diyerek sözünü tamamladım.

Alıntıya Not: Ne kadar uyumlu bir ortaklık, görüyor musunuz? :D



*****


“Harika! Tabancanı almayı sakın unutma Russell. Kullanman gerekebilir ve tabancanın çekmecede o iğrenç peynirin yanında dururken bize hiçbir faydası yok.”
“Benim leziz Stilton peynirim; tam da olgunlaşıp kıvama gelmişti. Umarım Bay Thomas onu yer.”
“Daha da olgunlaşıp tahtaları yiyip aşağıdaki odaya düşecek.”
“Benim rafine zevklerimi kıskanıyorsun.”
“Bu dediğine cevap dahi vermeyeceğim.”


Alıntıya Not: Bu atışmalara da ayrı bir hastayım^^




Bir yorumun ve turun daha sonuna geldik^^ Bize yalnız bırakmayan herkese sonsuz teşekkürler!^^ OKK yakında büyük sürprizlerle sizlerle olacak, takipte kalın.^^


Katkılarından dolayı portakal Kitap'a teşekkür ederiz^^







25 Ocak 2017 Çarşamba

OKK 50.Blog Tur Arıcının Çırağı//Laurie R. King Mary Russell'ı Yazarken!^^



Herkese merhabalar^^
Bugün turumuzun üçüncü günündeyiz, çok sevdiğimiz, dolu dolu bir tur olduğunu düşünüyorum :) Takip edenler de öyle düşünüyorsa ne mutlu bize <3

Bugün kitabımızın en önemli karakteri olan Mary Russell'den bahsedeceğim.
Kitabımızın başlangıç kısmında yazarımız Laurie R. King yazma sürecinden bahsetmiş, en büyük süreç de Mary'yi yazarken olmuş ve bunu yazar önsöz olarak bizlerle buluşturmuş. :) Bende bundan yola çıkarak size az da olsa Mary Russell'ı tanıtacağım^^


Yazar başlarda kitabı yazarken uzun okumalar gerçekleştirmiş. Mary Russell'ı ilk yazdığı zaman Mary'nin kitabın bütününün kaplayacağını düşünmemiş ama yazdıkça kendi başına bir karakter, bir kadın olup çıkmış. Normalde yazarımız daha orta yaşı bir karakter ile başlamış kitaba ama sonradan kitabın devamında çıkan bir kaç sorun neticesiyle Mary, Holmes ile 15 yaşından tanışmış. Bu sorunları tahmin edilebilir.

Yazarımızın paylaştığı şey önsöz olsa da Yirminci yıldönüm baskısı önsözü olarak geçmekte ve bütün kitaplara değinmekte. Her bir kitap, serüven için heyecanla yazdığı o kadar belli ki Mary ve kitap için şunları eklemiş yazar; Bir düzine kitap boyunca onun kim olduğunu başına gelenlerle durmadan keşfettim.


Mary Russell yazar için çok önemli bir karakter olmuş. Yazdığı zaman hem karakteri için hem de kendi için bir kaç öğrendiğini ise şu sözlerle dile getirmiş; 
Bir karakterin doğasını keşfetme süresinde başkalarınınkileri de öğrendim-tıpkı yazar olmanın insanın içgüdülerini takip etmesi demek olduğunu öğrendiğim gibi...


Son olarak yazarın önsözün de yazan bu cümleyi de paylaşıp Mary hakkında bir kaç şeye daha değineceğim^^ 

Ben hikayeleri şekillendirirken onlar da beni hem yazar hem de bir birey olarak şekillendirdi.


Şimdi sizlere biraz da karakterimiz Mary'den bahsedeyim.
Kendisinin zorlu bir çocukluk hayatını kısa bir şekilde kitapta okuyacaksınız, zaten fazla da değinmemiş. Sherlock Holmes ile yukarıda da dediğim gibi 15 yaşında tanışıyor. İlk tanışma anları olaaay :D Kendisini diğer yaşıtlarından daha fazla zeki ve bilgiye aç bir kişi olarak tanıtıyor, Holmes'da bunun farkına varıyor ve eğitmek için uzun yıllar beraber çalışıyorlar. Başına buyruk olan karakterimiz Mary Holmes'ı iyi dize getiriyor. Zaman geçtikçe ve Mary büyüdükçe olaylara daha hakim oluyor ve Holmes ile ilk vak'aları çözmeye başlıyorlar. Tabii bu sırada eğitimine hem okulda hem de Holmes ile devam ediyor Mary. Bunun yanı sıra kitapta Sherlock Holmes ve Hizmetli Bayan Hudson ile çok iyi anlaştığını ve hayatını değiştirdiğinden bol bol bahsediyor. 
Mary hakkında yazılacak daha çok şey var ama bunları kitaptan okumanızı tercih ederim :) 



Birbirini tamamlayan ekip, Mary Russell ve Sherlock Holmes^^



Daha modern bir Mary Russel^^


Ve tanışma anı! 



Bir yazı daha biter. Mary Russell'ı merak ettiyseniz, yaşadığı maceralarını kaçırmayın derim :)
Kitap yorumunda görüşmek üzere^^



Tur Takvimimiz^^

25.01.2017
Fighting!!-Mary Russell'ı Yazarken!

26.01.2017
Yorum




ÇEKİLİŞ DUYURUSU!!

2 kişiye hediye ettiğimiz kitabımızı kazanmak isteyenleri Okuyan Kızlar Kulübü Facebook sayfasına bekliyoruz ;)