6 Kasım 2017 Pazartesi

Jealousy Incarnate//Kore Dizi Yorumu^^


Herkese merhaba^^
Uzun zamandır blogumla ilgilenemiyordum. Instagram'dan takip edenler bilir, bilmeyenler için bu sıralar Amigurumi oyuncaklarına sardım. O kadar eğlenceli ki bir tane bitince ikinciye hemen başlıyor insan. :) Kitap bile okuyamıyorum düşünün artık. :( Yine de her şeyin yeri ayrı değil mi?
Gelelim dizimize. İlk resimler geldiği zaman ben bu diziyi izlemem demiştim. Kadını, oppaları çok severim ama karşıma çıkan bir kaç fotoğraf sebebiyle sevmeyeceğime karar verip, izlemedim. Benim aksime Ö.Ablam ben merak ettim izleyeceğim dedi ve izledi. Bir diziyi bu kadar sever bu kadar tavsiye ederler mi? Ediliyormuş. :) Ö.Ablam izle Esra, çok güzel. Her bölümde tempo aynı, ne çok duygusal ne çok komik dedi. Tabii ben yine kararsızım ama bu sefer izleyebilirim dedim. Kısmet bu zamanaymış. One More Happy Ending'den sonra yine neşeli, bol romantik sahneleri olan bir dizi izlemek istedim ve karşıma ilk bu dizi çıktı. Peki izlediğime pişman mıyım? ASLA! Hatta geç kalmışlığıma kızıyorum.:) Son zamanlarda çok güzel diziler izliyorum bu arada, yıl sonunda çok güzel dizilerle karşınızda olacağım gibi. :)

Dizinin konusu ise haber spikerleri arasında geçen olayları anlatıyor ama bundan ziyade daha çok Meme kanseri olayına el atmış senaristler. Bu tarz olaylı dizilere fazla odaklanmayan piyasa olunca bunun gibi dizileri görünce şaşırıyor insan ama dizi de işleyiş çok iyiydi. Senaristi takdir ettim.:) Senarist hakkında araştırınca gördüm ki Pasta'nın senaristi de o, iyiymiş. :)
Gelelim karakterlere.^^





Jo Jung Suk//Lee Hwa Shin^^
Ünlü bir muhabir olan Hwa Shin yıllar önce yaptığı büyük ve olaylı haber nedeniyle yurt dışına kaçar. Yıllar sonra haber ajansından gelen iş arkadaşlarından sonra geri dönmek isteyen Hwa Shin'i büyük olaylar ve gelişmeler bekler.
Jo Jung Suk tartışmasız Kore'nin en iy oyuncularından biri. Bu diziden sonra haber spikeri de olabilir yani. Bu olmazsa o iş olur, boş kalmaz açıkçası. Kendisi sevdiğim bir oyuncu, Oh My Ghost'ta kalbimize taht kursa da ilk The King 2 Hearts'de oyunculuğu ve yakışıklılığı ile göz dolduruyordu. Burada ise hem yakışıklılığı hem de oyunculuğunu nirvanaya çıkarmış.Gelecekte ki dizisini onaylamasam da(Diziye BURADAN! bakabilirsiniz. Onaylamamam da ki sebep baş roldeki kız.) orada da iyi işler başaracağına inanıyorum.




Gong Hyo Jin//Pyo Na Ri^^
Kanalın hava durumu spikerliğini yapan Pyo Na Ri'nin gözü yükseklerdedir. Haber spikeri olmak için elinden geleni yapmak isteyen Pyo Na Ri'nin hayatına giren Hwa Shin ve Jung Won ile çok değişir. Tabii her ne kadar iki yakışıklı ve başarılı insanlar girse de hayatına azminden ödün vermez. Bunun yanı sıra Hwa Shin'e 4 yıl kadar platonik aşk beslemektedir.
Başarılı kadın oyunculardan sadece biri olan Gong Hyo Jin'i çok severim. Her oynadığı rolün hakkını veren bir oyuncu ama artık yeter! Biraz da kendinden emin, başarılı rolleri kabul etse. Hep ezik rollerde olmak zorunda mı? :/ Bi It's Okay It's Love'da süperdi ama aklımızda öyle kalmış ki bu kadın hep ezik karakter profilinde. Bir de rüküşlük üzerine kitap yazabilir ama burada çok çok iyiydi. O zaman ne diyoruz, kendinden kaynaklanan sorun değilmiş stilistler bir şey beceremiyor.
Onun yanı sıra bazen aşırıya kaçan rolleri olsa da harika bir oyunculuk sergilemiş. Yine ayakta alkışlanacak bir roldü.
Diğer dizilerine yaptığım yorumlar;






Go Kyung Pyo//Ko Jung Won^^
Hwa Shin'in arkadaşı olan Jung Won Hwa Shin için bir arkadaş değil kardeş gibidir. Ünlü bir şirketin başkanı olan Jung Won haber kanalına Hwa Shin için sponsordur. Zaman sonra rastlantı sonucu görür görmez aşık olduğu Pyo Na Ri'yi unutamaz.
Reply 1988 ve Chicago Typewriter'da oyunculuğunu döktürmüştü ama burada daha iyiydi. Şu an başka bir dizi de oynuyor. Bu sene kendisinin senesi bence. Ard arda dizileri geliyor. Karakter olarak çok tatlıydı, Kore dizilerinden ikinci erkek vak'asını bilmeyen yoktur. Hepsini çok severiz ama bu başkaydı. Böyle ikinci erkek karakteri yapıp bizi çok üzüyorlar. :(
Diğer dizilerine yaptığım yorumlarım;




Seo Ji Hye//Hong Hye Won^^
Akşam 7 haberinin spikeri olan  Hye Won başarılı olmak için her şeyleri göze almaktadır. Güzelliği kadar zeki oluşu da işleri yoluna soksa da aşkta pek başarılı olamaz.
Karakter olarak sevimli olmayan ama güzelliğiyle diziye renk katan bir oyuncuydu. Çok tatlı biri, bence baş rollü bir dizi de oynamalı. :)




Lee Mi Suk//Kye Sung Sook & Park Ji Young //Bang Ja Young^^
Her ikisi de kanalın önemli spikerlerindendir. Bunun yanı sıra Hwa Shin'in yengeleri olan Sung Sook ve Ja Young kanalda da düşmanlardır. Sung Sook Hwa Shin'in ilk yengesi ve yeğeninin annesidir. Ja Young ise ikinci yengesi olup, Hwa Shin'in yeğenini büyüten kişidir.
Lee Mi Suk'u bir dizi de izledim ama hatırlamıyorum. Diziyi izlerken kendisini hep Şeyma Subaşı'ya benzettim. :) Ama güzel kadın. Park Ji Young'u Moon Lovers'dan tanıyoruz. Orada ne kadar kötüyse burada o kadar tatlıydı. Çok sevdim bu dizide. Oyunculukları iyi ama karakter olarak seçeceğim kişi Ja Young olurdu. Sung Sook çok fenaydı. -_-


Lee Sung Jae//Kim Rak^^
Ünlü bir şef olan Kim Rak Pyo Na Ri ve diğer öğrencilerin apartmanında kalmasına izin veren biri. Jung Won'unda dayısı olan Kim rak herkese yardımcı olmaya çalışmaktadır.
İlk defa bu dizide izledim. Her dizide babacan olan yaşlı bir oyuncu eklerlerdi bu dizi de tam tersi genç birini kadroya dahil edip, babacan tavırlı karakter yapmışlar. :)
Çok sevdiğim bir karakter oldu. Gerçi bu dizide sevmediğim çok az karakter var.


An Woo Yeon//Oh Dae Goo^^
Kim Jung Hyun//Pyo Chi Yeol^^
Mun Ka Young//Lee Bbal Gang^^

Fotoğrafta olan sıraya göre oyuncuların ismini yazdım.
Üst köşede olan Oh Dae Goo apartmanda kalan bir öğrenci ama kimin nesi bilinmiyor ya da ben atladım o konuyu. Taşra bölgesinden geliği şivesinden belliydi ve çok tatlıydı. :) 

Üst sağda olan Pyo Chi Yeol Pyo Na Ri'nin zeki erkek kardeşidir. Anne ve babaları olmadığı için ablasına düşkün olan Chi Yeol sert tavırlı bir karakterdi. School 2017'de oynayan Kim Jung Hyun çok tatlıydı ama o sert bakışlar nedir arkadaş. :D

Lee Bbal Gang Hwa Shin'in yeğenidir. Anneleri ve amcasından kaçan Bbal Gang'un son durağı da Kim Rak'ın yanı olur.
Exo: Next Door'da oynayan kızı orada da sevmemiştim, burada da. ilk kısımlarda hak versem de saçma salak hareketleri fazlaydı.


Bae Hye Sun//Geum Suk Ho^^
 Park Jin Joo//Hemşire Oh^^
Dizinin doktoru ve hemşiresi olan ikili. Çok tatlılardı. Hele Doktor çok fenaydı. Hwa Shin'in hakkından iyi geldi. :D


Jung Sang Hoon//Choi Dong Gi^^
Kanalda çalışan Dong Gi haberlerin yönetmenliğini yapan kişiydi. Oyunculuk harikaydı. Çok komik biriydi. Başka dizilerde görüşmek dileğiyle.


Park Sung Hoon//Sekreter Cha^^
Her dizinin bir tane komik, sempatik sekreteri olur ya işte bu oyuncu da oydu. Bence onları ayrı sevmeli ve önem vermeliyiz. :D


Kwon Hae Hyo//Oh Jong Hwan^^
Kanalın genel yayın yönetmeni olan Jonh Hwan sert ama sempatik bir role sahipti. Kendisini Deram High 2'den hatırlayabilirsiniz. :)


Konuk oyuncu olarak Han Ji Min^^
Konuk oyuncu olarak oynadığı rol on numaraydı. O sahnede olanlar ise süperdi. Ahh Pyo Na Ri, platonik aşkın sana neler yaptırdı neler. :D


Resimler^^


Liseli gençler.^^
İkisi de çok ama çok iyi arkadaş, hatta kardeş kadar iyiler.



:D Süpersin Hwa Shin. 





Bu sahnelerde ne gülmüştüm. Gelinin başına dikkat. :D Hwa Shin'in abisi ve birinci yengesi. :D


Deli deliyi çeker derler yaa, burada da düşmanların elbisesi birbirini çekmiş.
Kaç kere pişti oldular. :D


İşte Platonik aşkın hazin sonuçları. :/ Çok kızmıştım bu sahnede. -_-


Canlı yayın kazaları. :D


Ergen ikili. :D



Bu sahneyi demeyin bana, bu kadar da olunmaaaaaaaaaz!!


6 gelin, 1 Hwa Shin. :D





Diziden replikli kareler.^^




Çok tatlıydı kendileri. Kadın çok şanslıydı ama, aması var işte. :P



Altta ki resimlere geçmeden önce BU! şarkıyı açıp dinleyin, sözleri okuyup sonra devam edin. :D 



Bu şarkı harikaydı, hele sözler nasıl uyumlu diziyle anlatamam. :D



Bu sahne beni benden aldı. :'(






Bir  gözlük bir insana bu kadar mı yakışır. :D Kadının kıskanması normal yani :D





Yapma, böyle bakışlar atma. Chicago Typewriter'da da böyle bakıyordun. :'(




Konuk oyuncu Han Ji Min.^^
Çok tatlıydı. :)


Senaryo okumasından ve dizi tanıtımından.^^




Gong Hyo Jin'in elbisesi güzel ama o ayakkabı ve uzun çoraplar nedir arkadaş. Böğğ
Jo Jung Suk'da farklı sanki. O paçalar ne?????
İkisini beğenmedim. İkinci kadın ve adam daha iyi. :P



Gifler^^




Kadın için neler yaptı neleeeer. :D




Şu çocuk çok tatlıydı. :) Dizinin gidişatından da çok işler başardı. :D 



Jo Jung Suk'a dikkat. :D






Dizi de dansları hep ön plandaydı. :D 



Burada kendisine üzülsem mi gülsem mi bilemedim. :D


Nasıl bakıyor yaaa. :'(
Böyle bakan adamları bırakmayın kızlaaaaar! :D





Ost'lar^^

Not: Videoları izlemeyin, sadece şarkıları dinlemenizi öneririm. :D

 JRabbit - Monday to Sunday^^

 질투의 화신 OST 라디 (Ra.D) – Lovesome^^

질투의 화신 OST 수란 (SURAN) – Step Step^^

WOULD YOU COME TO ME & (BROTHER SU)- 브라더수^^

Saltnpaper (솔튼페이퍼) – Bye, Autumn Don't Dare To Dream^^
(Kendilerini Chicago Typewriter'da Ost seslendirdiğini de görüyoruz. :D)

April 2nd - Melting (녹아내린다)^^

 김현아 (랄라스윗 (lalasweet)) - Yes! Love^^

질투의 화신 OST Part.10 언노운드레스 (Unknown Dress)^^


Bu şarkıda bonus olsun^^

Psy - Entertainer^^


İkinci bonus ama büyük bir SPOİ içerir!! Diziyi izleyenlere gelsin. :D

İzlemek için Tık Tık^^



Ve Son^^

Güzel hatta ve hatta harika bir diziydi. Çok sevdim. Telefonumda özellikle kestiğim sahneleri tekrar tekrar açıp izliyorum. (Bknz. Jo Jung Suk'un şarkı söylediği kısımlar.)
Ön yargılı başlayıp beğendiğim diziyi kesinlikle tavsiye diyorum.
Dizinin her bölümüne bayıldım da diyemem bu arada. Sıkıldığım, bu ne böyle keşke eklemeselerdi dediğim bölümler oldu. Başta iyi ki 24 bölüm deyip, sonradan keşke 20 bölümde bitirselermiş diye içimden geçirdim. O uzattıkları kısımları söyleyeyim siz anlayın, tabii spoi vermeden. İzleyenler için gelsin; Yağmur sahnesi ve devamı. Burada kadına hak veriyoruz ama saçma şekilde uzatmaları sıkılmama sebep oldu ne yazık ki. :/
Bunun dışından sıkıldığım ter bir yer olmadı. Her oyuncunun kendine has rolü ve yeteneği vardı. Hep 3 karakterimizi göstersin demedim, diğer yardımcı oyuncuların bile yaşamlarını merak edip izlemek istedim. Eğer bunu düşünüyorsa bir seyirci o zaman bu iş tamamdır. :D
Dizi hakkında daha fazla ne desem bilemiyorum. Hem eğlenceli, hem hayattan bilgiler veren hem de romantik. :D Böyle bir dizi izlemek istiyorum diyorsanız kaçırmayın, üzülürsünüz. :D
Bütün oyuncuları, senaristi, yönetmeni tebrik ediyorum. Harika bir iş yapmışlar. Kısa zamanda yine böyle diziler izlemek dileğiyle. <3


Çeviri için Yeppudaa.com'a ve çeviri ekibine teşekkürler.^^




Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^






5 Kasım 2017 Pazar

Yağmurla Gelen Mutluluk// Amber L. Johnson Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Bu sefer ki kitabım takas yaptığım zaman çok merak ettiğim ve okuduğum zaman konuya bak bee dediğim Yağmurla Gelen Mutluluk kitabı. Kitabın kısa olması, konusu ve kapakta yazan "Oğlumunda böyle bir aşk yaşamasını isterim." not düşen Qwen Salsbury'den sonra o kadar çok merak ettirdi ki kitaptan beklentim de zirvede tabii. Ama gelin görün ki zirve çıkmamla dibi görmem bir oldu.

Söz konusu aşksa, sıradan diye bir şey yoktur.Herkes Colton Neely'nin özel olduğunu düşünüyordu. Lilly Evans ise büyüleyici olduğunu...
Çocukluk arkadaşlarıyken bir kaza yüzünden yolları ayrılmıştı. Yıllar sonra buluştuklarında ise Lilly, Colton'ın ne kadar özel olduğunu ve onu daha fazla tanımak istediğini keşfedecekti. Ve Colton'ı tanıdıkça, ona daha çok bağlanacaktı.
Ancak Lilly, sevgisini kelimelerle ifade etmekte dahi zorlanan bu çocukla ilişkisini dilediği gibi yürütebilecek miydi?

Lily küçük yaştan beri haylaz bir çocuktur. Kilisenin verdiği görev doğrultusunda Colton'la arkadaşlık yapması gerekir ama yaptığı bir kaça ufak kazadan sonra hem kendi ailesi hem de Colton'ın ailesi ilişkiyi keser. Seneler sonra gittiği bir sergide Colton'ı gördükten sonra hayatının eksikliğinin ne olduğunun farkına varır ve elinden geleni yapmaya çalışır.
Lily karakterini sevdim ama yazarın yazdığını karakteri sevemedim. Bunu spoi olarak dile getireceğim. Bunun yanı sıra aşkını, sevgisini çok sevdim. Cidden insan böyle aşk yaşamak ister.
Corton hakkında diyeceğim pek bir şey yok. Bence okuyunca nasıl bir karakter olduğunu anlayacaksınız ama sevdim kendisini. Son yaptığı olaya anlam veremesem de resimleri, Lily için yaptığı resimler çok güzeldi.
Diğer karakterlerden Corton'ın ailesini ve Lily'nin en yakın arkadaşına hayran kaldım. Çok tatlı bir arkadaştı. Çok yardım etti Lily'ye.


Kitabın konusunu okurken klasik bir aşk hikayesi bekliyordum ama çok farklı bir konuyu kapsıyordu.  Okurken vay be dedim ama yazar konuyu belli bir yere kadar götürmüş sonra saçma bir şeyler eklemiş. O kısımlardan rahatsız olduğum gerçeğini değiştiremem. Çok merak ettiğim bir kitabın bu tarz olması benim için hayal kırıklığı oldu.
Bu hayal kırıklığımı spoi olarak yazacağım ki kitabı okuyanlar ne diyecek bu konu hakkında merak ediyorum.
Onun yanı sıra yazarın kalemini sevdin. Kitabı Lily'nin günlüğü gibi yazmış, onun ağzından, onun duygularından ve sanki biz Lily'nin arkadaşıyız da karşımıza oturmuş bize anlatıyormuş gibi olmuş.  Bu konuda kitabı sevdim, bu tarz yazılı kitaplarla fazla karşılaşmıyoruz, karşılaşınca da bir anda bocalama oluyor ama hemen alışıyor insan.



SPOİ
Şimdi söyle ki kitapta beni rahatsız eden konu Lily ve Corton'un yakınlaşma mevzusu. Daha detaylı yazmaya gerek yok anlamışsınızdır. Yazarın bu konu üzerinden daha fazla durması beni rahatsız etti açıkçası. Yani bu olayın problem olması, Lily'nin başka derdi yokmuş gibi sürekli düşünülüp çıkar yol araması saçmaydı. Peki sonunda ne oldu? Yine saçma bir şekilde bağlamış yazar. Bundan ziyade daha güzel konulara değinebilirdi. Bu konunun kitabın yarısını kapsaması, zaten kitabında kısa olması hayal kırıklığı yaşattı.
SPOİ SONU

Spoi kısmını da yazdığıma göre tavsiye kısmına geçip, yorumumu bitirebilirim. 
Genel anlamda güzel olan ama özellikle gidip alın dediğim bir kitap değil. Belki elinize gelir de okumak isterseniniz tercih edebilirsiniz. Benim zamanım olmadı ama bir günden okunacak bir kitap.
Uzun lafın kısası okumak size kalmış, benim yorumum bu kadar ve kitabı özellikle takastan aldığıma sevindin. Para verseydim üzülürdüm.
Not: Kitabın kapağına bayıldım. Kitaplığımla uyumlu olması ise mükemmel. O yüzden kalsın kitaplıkta. Belki My Twin okuyup sevebilir. :)



Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntılar^^

Sanırım bazen gerçek karşımızda duruyor ama inanmak istemiyoruz. Her şeyin olmasını istediğimiz gibi görüyoruz. Bazen inkar ederek yaşamayı seçiyoruz.


*****


Küçük bir iç çekmeyle elimi daha sıkı sıkı sardı. "Keşke benim gibi olsaydın."
Ona "Neden*" diye sorana kadar nefesim telaşla vücudumdan çıktı.
Saçlarıma odaklanmadan önce gözünü tekrar yüzüme dikerek tam olarak kafasından geçenleri söyledi. "Çünkü o zaman beni anlardı."


*****

O anlıyordu. Muhtemelen Colton'ın düşündüklerini anlıyordu. Onun nasıl hissettiğini tam olarak biliyordu. 
Çünkü o aynıydı.
Ve ilk defa ben de öyle olmak istedim.



Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^


 Buralarda da varım^^

29 Ekim 2017 Pazar

Ayla Film Yorumu^^

Merhabalar^^
Bazı filmler vardır ki sadece ona özel yazmak istersin. İşte Ayla Filmi de öyle. Bir post bu filme değer...
Bugün evden çıkınca arkadaşımızla Amir Khan'ın Süper Star filmine gideceğiz diye anlaştık, kendimizi ona göre ayarlamışız ve sinema salonuna gittiğimiz de uzunca bir sıra olduğunu görünce kaldık öyle. Sonradan My Twin seans saatlerine bakınca bizim gideceğimiz filmin 17:45'e alındığını gördü. Tabii o film iptal. Hemen organize olup Ayla olsun deyip bilet alma yerine vardık. (Zaten hafta içinde Ayla'ya gidecektik. Neye niyet neye kısmet oldu.) Tekrardan film arayışı yaparken bilet satan adam demesin mi Ayla'da sadece 4 boş koltuk kaldı ve hepsi ayrı yerlerde. Biraz düşündükten sonra zaten film izleyeceğiz, karanlık, birbirimizi görmesek de olur dedik ve kabul ettik. Günün en güzel onaylamasıydı bence. Film harika, olağanüstü ve bütün övgüleri hak eden bir yapım olmuş. Oscar'ı vermezlerse ayıp, vermeseler de bizim kalbimize taht kurdu ve bütün ödülleri aldı bile.^^



Filmin Konusu;

Kore Savaşı'na asker olarak gönderilen Süleyman (İsmail Hacıoğlu), savaş esnasında öksüz kalan ve himayesini aldığı küçük Koreli kızla sevgi dolu samimi bir bağ kurar. Ayla adını verdiği küçük çocuğu aylarca bakar, ancak savaş bittiğinde kimsesiz çocuğu Türkiye'ye götürmek istediğinde Kore yasalarının engeliyle karşılaşır ve zor da olsa ayrılırlar. Bu olaylardan 60 yıl geçtikten sonra Süleyman Bey, nerede olduğu, neler yaptığı hakkında hiçbir bilgisi olmadığı Ayla'yı yeniden görebilmek için harekete geçer.
Ayla filmi, Kore'de savaşmış Süleyman Dilbirliği'nin gerçek hikayesinden esinlenerek çekildi.


Oyuncular;

Çetin Tekindor
İsmail Hacıoğlu
Kim Seol
Murat Yıldırım
Ali Barkın
Ali Atay
Lee Kyung-jin
Taner Birsel
Damla Sönmez
Meral Çetinkaya
Caner Kurtaran
Sinem Öztürk Uslu
Chaby Han
Altan Erkekli
Büşra Develi

Ve nice yazmadıklarım. Oyuncu kadrosu o kadar kuvvetli ki konuyla bir olunca harika bir film zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor.





Bu sahne harikaydı. Kızın bir kaç Türkçe kelime söylemesi ve onların içinden çıkan en anlamlı kelime...




Gerçek Süleyman ve Oyuncu Süleyman Çetin Tekindor.


Bunlarda ilk buluşmadan.
Filmde o kadar duygusaldı ki anlatılmaz yaşanır...


Gerçek Ayla ve Süleyman. 1950 Kore Savaşı.






Filmdeki resimler. O kadar güzeldi ki...


O Türkçe konuşması var ya harikaydı. Küçük yaştada olsa harika bir iş çıkarmış Kim Seol.



Ve son.

İlk olarak filme gittiğinizde yanınıza selpak almayı unutmayın. Salya sümük ağlıyorsunuz çünkü. Filmin hangi duygusal, içimize oturan sahneleri anlatayım, siz izleyin öyle konuşalım.
Oyuncuların hepsi çok ama çok iyiydi. Başta da dediğim gibi kadro mükemmel, filmin konusu da ilgi çekici olunca nasıl kötü olabilir? Film için geç bile kalınmış. Gerçek oluşu daha çok etkiliyor insanı. Neler olacağını tahmin ediyor insan ama olaylar nasıl gelişti bilinmiyor. Bu işinde üstesinden gelmiş senaristler, yönetmen ve yapımcı.
En etkilendiğim yerler ise Türkleri ve Türk ordusunu  o kadar inanılmaz anlattılar ki bir kez daha gurur duydum Türk olduğumdan. Bizim kanımızda var masuma, öksüze kollarımız açıp onlara bakmak, onlara sığınak olmak. Birde hiç tanımadığın, uzak bir ülkeye gidip savaşmak yürek ister. İşte o insanlardan ve Şehitlerimizden Allah binlerce kez razı olsun. Bütün vatanı için Şehit düşenlerden de Allah razı olsun.

Kore'yi yakından ilgilendiren bu filmin Kore'de gösterime girdiğinden haberim yok. Umuyorum ki girmiştir ve gişesi bol olur. Eğer Türkleri ve Türkiye'yi halen daha kardeş ülke olarak görüyorlarsa ilgili olacaklardır. Merakla beklemedeyim.
Uzun lafın kısası her sahnesi mükemmel olan, özenle yapılmış bu filme gidin, gitmeyeni götürün ve izletin. 
Tavsiye etmeme gerek yok, zaten yorum benim yerime gerekeni yaptı. İzleyenlerden ilk yorumları alalım. Gerçi herkes aynı yorumu yapacak ya neyse... O kadar da iddialıyım. :D

Not: Sinema salonunda, Ayla filminden çıkan insanları gözleri yaşlı görürseniz şaşırmayın, filmin etkisi ki bende, My Twin'de ve arkadaşta onlardan biriydi. :'(

Dipnot: Şu sıralar vizyona giren yerli filmlerden en çok izlenilmesi gereken film bu. Bence diğer filmler vizyon tarihini yanlış yaptılar, bu filmle rakip olunmaz ama Türk halkı beni şaşırtabilir, sonuçta geçen senenin en çok izlenen filmi Rcep İvedik'di. :/ 

Dipnot 2: Türk Hava Yolları'nın başta yayınladığı fragman tarzı reklam harikaydı. Daha o kısımda tüyler diken, diken.


Bir film yorumunun daha sonun geldik. Film DVD olur olmaz almayı düşünüyorum. Böylesi bir film evde durmalı ki sürekli izliyelim...



Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın.^^

 Buralarda da varım^^




24 Ekim 2017 Salı

OKK 51.Blog Tur Prensesim//Hyun Kyung Sohn Kitap Yorumu^^


Herkese merhaba^^
Turumuzun son günündeyiz. Bugün bildiğiniz üzere kitabımıza yorum yapacağız. Bakalım kitabı beğenmiş miyiz, beğenmemiş miyiz. Cevaplar az aşağıda.^^
Olimpos Yayınları Kore severlerin kalbini kazanmaya devam ediyor. Eski dizilerden olan My Princess'in kitabını çıkaran Olimpos Yyaınları zamanla neler çıkaracak merak konusu.^^ Mesela bir B.O.F. çıkarabilir, ne kadar güzel olur değil mi?
Gelelim yorumumuza.^^

İmparatorluk hanedanında tatlı, eşsiz bir aşk! Seol hiçbir zaman Kore Krallığı'nın bir prensesi olmayı dilememişti. Aslında birçok part-time işte çalışan bir öğrenciden başka bir şey değildi. Kaderin cilvesiyle Seol, kendisini sarayda bulur ve prenses olma etiği üzerine ders almaya başlar. Sürpriz bir şekilde bu dersleri kendisine veren kişi de daha önce Seol'un başını derde sokan diplomat Hae Young olur. Görünüşe göre, Hae Young da Seol'a ders verme konusunda çok masum değildir. Kraliyet hazinesine  ulaşabilmek adına, Seol'u saraydan atmak için elinden geleni ardına koymayacaktır. Fakat farkında olmadan gün geçtikçe birbirine daha yakınlaşır ve bağlanırlar. Acaba Hae Young kraliyet hazinesinin peşinden koşmayı bırakıp Seol'u tercih edecek midir? Prensesim, hem Güney Kore hem de uluslararası boyutta izleyicileri tarafından çok sevilen tatlı ve unutulmaz bir romantik komedi dizisidir. ^

Karakterlerimizi Buradan! tanıyabilirsiniz. Bunların yanı sıra o yazıda bahsetmediğim bir kaç karakter analizi daha yapacağım. :)
Lee Seol iyi kalpli, aklı bir karış havada olan yetim bir kızdır. Onu yetimhaneden alan ailesine düşkün olan Lee Seol Kore'nin yeni prensesi olduğunu öğrenince hayatı birbirine karışır. Kendisini sevdim ama Yoon Joo ile karşılıklı konuşmalarında pat diye cevap vermemesine ve öyle durup suratına bakmasına(Benim hayal gücüm.) beni sinir etti. Yoksa diğer taraftan anlıyorum kendisini, yaşadıkları zor. :(
Park Hae Young Dae Han Grup'un varisidir ama İmparatorluğun tekrardan kurulması onu zora sokar ve prensesin başa geçmemesi için elinden geleni yapar ve yapacaktır da.
Park Hae Young'u kitap da okuduğum kadarıyla dövebilirdim. O kadar saçma düşünce ve davranışla dayaklıktı ama dizide harikaaaa. Şu an 4.bölüme geçtim ve kitapta ki karakterler arasında farklar vardı. Bakalım dizinin devamında neler olacak.
Diğer karakterlerde Lee Seol'un hocası Nam Jung Woo'yu çok sevdim. Aşk adamı. Oh Yoon Joo ve Lee Seol'un üvey ablası Lee Dan'dan nefret ettim. İnsanı bu kadar mı sinir eder bir karakter, böylesini ilk defa gördüm desem yeridir.
Büyükbaba ise kendi halinde, sırları ve pişmanlıklarıyla kitapta yer alıyor. Kendisine baya üzüldüm ama. :(


Karakterlerimiz böyle. Kitap akıcı ve heyecan doluydu. Bazı kısımlar da neler oluyor böyle deyip heyecanlı heyecanlı okudum. Tabii kızdığım, güldüğün yerlerde oldu.
Kitap hakkında daha başka neler diyebilirim diye düşünüyorum, çünkü bir şey desem spoi olacak. Onun için fazla detaya girmeye gerek yok. 
Olimpos Yayınlarından çıkan diğer kitapları okuyan biri olarak bu kitap onlara göze bir tık daha iyiydi. Neden derseniz, Gizli Bahçe serisinin betimleme konusundan sıkıntıları vardı. Senaryodan direk kitaba geçirilmiş gibiydi ama bu kitap öyle değildi, betimlemeler fazla ve güzeldi. Alıntı aldığım yerler oldu.  
Dizi ve kitap aynı mı peki? soranlara. O bir muamma. Şuan 4.bölümü izlediğimi söyleyebilirim. Bu bölüme kadar kitapla birebirdi, sadece bir kaç olay gerçekleşmedi. Mesela Lee Seol'ün üvey annesinin Hae Young'u pansiyonlarına davet etmesi (İzleyenler bilir.) gibi sahneler ama sıkıntı olacak tarzda değildi, benim düşündüğüm sonradan neler olacağı. Yine de okunulası, sevilesi bir kitaptı. Devamı olur mu acaba diye düşünüyorum ama pek zannetmiyorum da. ^_^


Diziyi izlemeyen, hatta Kore sever olmayan birine bile tavsiye ederim. Tabii sonradan diziyi izleme tavsiyesi ile. Öyle daha güzel olacağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra izleyen arkadaşlara da tavsiye ederim. Bir Kore fanı için çok güzel bir şey kitapların çıkması. Beğenilmese bile kitaplıkta durması bile, şahsen benim ve My Twin için çok önemli ve sevindirici.^^ Kitaplığımızın baş köşesinde duran kitaplar kendileri.^^


Bu kapakta orijinal olmaktadır. Bu kapakta güzel ama ben bizim kapağı ve ciltli halini daha çok sevdim.^^



Kitaba Puanım 5/4



Alıntılar^^


Jung Woo'yu görür görmez, "Hocam, ne işiniz var buralarda?" diyerek saf ayağına yattı. Giriş kapısına astığı kocaman pankartı çıkarıp öyle konuşsaydı ya. Hae Young böyle kusurları olan bir kadınla ilk kes tanışıyordu gibiydi.


*****

Bu olayla hayatı tepetaklak mı olacaktı yoksa Sindirella'ya mı dönüşecekti bilmiyordu. Kesin olan şeyse Sindirella'nın bile hizmetçilikten bir ülkenin prensesliğine gelirken hayatı tersine çevrildiğinde başından bir sürü mücadele ve dert geçtiğiydi.


*****

"... Haha; şiddetle reddetmek şiddetle kabul etmektir derler. Şüphelendim."


*****

Hae Young, Seol'un elini tutup kendi göğsüne koydu.
"Burada güneş doydu."
"Ne güneşi?"
"Seni seviyorum güneşi."







Not: Çekiliş halen daha devam etmektedir. Çekilişe katılmak isteyenler Buraya alalım.^^




Katkılarından dolayı Olimpos Yayınlarına teşekkür ederiz.



 Bir turun ve yorum daha sonuna geldik,
 başka yazılarda ve turlarda görüşmek dileğiyle.^^