20 Nisan 2022 Çarşamba

Bin Bela Bir Karanfil//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Merhabalaaar^^
Şu an dün gece bitirdiğim kitabın yorumunu yazıyorum ve nasıl üzgün olduğumu anlatamam. Çünkü, NEDEN BİTTİ Kİİİİ??? Yazarın bundan önce Üç Yapraklı Ahududu ve Bir İstanbul Gecesi kitaplarını okumuştum. Bir İstanbul Gecesi'nde dört kuzeni, arkadaşları anlatan seri gibi bir şey. İşte ilk kitabın sonunda yazar bizi merakta bırakıp geri kalan üç karakterimizin hikayelerinden bahsetmişti. İşte orada Nehar ve Ateş'ten az biraz bahsedip alın bu bilgiyle ne kadar bekliyorsanız bekleyin demiş, bekledik hem de NE heyecanla! Konusu, kapağı ve karakterleri ile beklediğimize değen bir kitaptı. Bitirirken vaaay be dedim.


İnadım, merakım ve birtakım tasvip edilmeyen huylarım yüzünden şu fani dünyada başıma gelmeyen yalnızca birkaç şey kaldığını size kıvançla bildirmek isterim sevgili pencere önü çiçeklerim. Başıma ne işler açtığımı size tek tek anlatacağım fakat aramızda kalacağına dair bana söz vermek zorundasınız. Çünkü babam, peşime bir avuç tarihi eser kaçakçısını taktığımı ve onlardan köşe bucak saklanırken Ateş Arıkan’ı da bu işe dâhil ettiğimi öğrenirse beni bir kuleye kapatır. Hem de bir prenses olduğum ve korunmaya ihtiyaç duyduğum için değil, aksine etrafımdaki zavallı insanları benden ve benim belalı başımdan korumak için.
Ben Nehar Erarslan. Tarihe ve Ateş’e ezelden beridir sevdalı, her iki sevdası yüzünden de olmadık işlere bulaşan, insanlara tuhaf isimlerle seslenen ve her nasılsa kendini sürekli akıl almaz olayların ortasında bulan Nehar Erarslan.
Bu da benim tarihi eserlerle, kovalamacalarla ve içimdeki yanardağdan taşan aşkla dolu hikâyem. Eğer sırrımı tutacaksan ve bütün bu karmaşaya hazırsan, başlayalım mı?


Nehar ilk kitapta İzmir'e gideceğini Ateş söylediğinde başına bunların geleceğini bilseydi ağzını dikerdi de söylemezdi. Yüksek Lisans için gittiği İzmir'den kaçarcasına İstanbul'a dönünce bu çıkmazı kazasız belasız atlatmak zorundadır ama nasıl? İstemeden de Ateş,'i, en yakın arkadaşları Azra ve Feza'yı bu işe bulaştırır. İlk olarak araştırma yaptıktan sonra gittikleri İzmir'de bir sürü maceraya atlarlar. Hem korku hem de heyecanla geçen bu sürede ise Nehar'ı kendinden geçiren Ateş'te hep yanındadır. Ateş'i her gördüğünde eli ayağına dolanmasına rağmen çoğu olayları tereyağından kıl çeker gibi halletti.
Nehar, ele avuca sığmaz bir karakterdi. Tabii daha fenalarını okudum, onların yanından çok geçmiyor ama diğer sakin arkadaşları ve kuzenlerinin yanında sürekli başını belaya sokan sadece kendisi olunca göze batıyor.
Ateş'e olan sevdasına BA YIL DIMMMM!!
O kadar güzel yazmış ki yazar kaç para ulan bir Ateş diyesimizi geliyor sayın Fighting dostlarım. Off be yaşar mıyız ki böyle :'(
Neyse, akan göz yaşlarımızla yorumumuza devam edelim..:'(
Ateş'in sürekli beladan onu kurtarması huy olduğundan bu macerada da yan yana olurlar ama gelin bunu bir de Nehar'a sorun. Bir gün gülüyorsa ikinci gün aşkından ağladı kız, yerlerde süründü(mecazi anlamda :P). Bu kısımları okuyana kadar Ateş'in davranışlarını biz bile anlamıyoruz, tabii güzel jestler var ortada ama Nehar her zaman böyle şeyleri bildiği için çokta üstünden durmuyor. Aslında böylesi daha iyiydi, Nehar'ın sürekli niye öyle yaptı, niye böyle dedi demesi sıkardı. Bir de anlamaz bu jestleri falan toptan beni sinir ederdi. Yaşadım yakın zamanda, biliyorum, hiç hoş değil -_-


Ateş, ismi gibi ele avuca sığmayan, her yeri ateşe veren biridir diye düşünebilirsiniz ama isminin aksine, sessiz sedasız, kendi işine bakan, etliye sütlüye karışmayan bir kimsedir. Sadece söz konusu Nehar olunca onun yaptıklarına, yapacaklarına karışmada özgürdür çünkü her zaman birbirlerini anlayan ikili olmuşlardır. Nehar'ın bulaştığı olaydan hemen kurtulması için elinden geleni yapan Ateş bu olaydan sonra neler olacağını merak etmektedir.
Ateş hakkında yazacak O KADAR ÇOK ŞEY var ki ama spoiler olur arkadaşlar, çok söversiniz bana asdfghjkl o yüzden fazla uzatmıyorum burayı. :'(

Feza ve Azra, muhteşem ikizler. İkisi de aşırı çatlak, Feza'nın asilzade davranışları, Azra'nın başına Nehar'la sürekli iş birliği yapması bunlar eğlenceliydi.
Kitabımız il dışında olduğu için kuzenlerle bir araya gelemiyor bizimkiler. O yüzden fazla bir karakter yok kitapta.


Kitabı aşırı, aşırı, aşırııııı sevdim. Beklediğime değdi, hatta onun on katı kadar beni beni memnun etti. Nehar'ın platonik aşkı, Ateş'in Nehar'a kırılacak cam vazoymuş gibi dikkatli, incitmeden davranması, onu koruyup, kollaması kitaptaki en güzel yerlerdi. Macera dolu Amerikaaa şarkısını, macera dolu İzmiiiiir diye değiştirebiliriz. :) Yaptıkları planlar, olaylar eğlenceliydi ama daha çok aksiyon beklerdim ne yalan. :D Böyle Nehar neredeyse bela orada iddiasının altının daha çok dolmasını isterdim. Tabii cani değiliz, karakterimiz az soluklansın ama macera adlı romana göre biraz sakin geçmiş olabilir. Bunun dışında biz razıyız bu kitaptan arkadaşlar. :D

Hele yazarın bize kıyak geçtiği, Ateş'in ağzından anlattı yerler... Düşüyoruuuuuuz, tutan yok muuuuu??????
Kitapta belki de en sevdiğim yer oldu, zirvedeydi, resmen arşa çıkardı desem yeridir. Ve, üzümlü kekim Ateş, kuzum sen neler çektin? Ahh bee, yazarcığım kalbimizden vurdun bizi. Okurken aşırı duygusala bağladım, işte budur dedim. Yani, şu an o kısımlar hakkında HİÇBİR ŞEY yazamıyorum ama bana göre kitabın can damarı oydu. 
Off be yazsam neler neler dökerim şuraya ama, ama yapamam, olmazzzzz...


Her sayfasıyla beni tatmin eden, üçüncü kitabı merak ettiren, eğlendiğim, heyecanlandığım, üzüldüm, ne aşklar var bee dediğim, biz de yaşar mıyız diye iç çektiğim nadide eserlerden biriydi. Ben bakar bakar güzelliğine ağlarım be. 
Şimdi şu güzelim yorumdan sonra okuyup sevemedim diyen olursa kırılmam, üzülmem. Sonuçta herkesin bir kitaptan beklentisi farklı. Mesela Ben İmkansız Aşklar İçin Yaratılmış şarkısını kendime armağan edebilirim, çünkü öyle. Nerede imkansız aşk var oradayım, acı çekmeyi seviyorsam demek ki. :P Tabii bir kesin ayılıp bayılırken, bir kesim bu mu be diyebiliyor haliyle. Yaşadım yakın zamanda mesela. :D Kısacası tercih meselesi, ben beklediğim ama olmayan bir kaç şey haricinde çok iyi buldum, bulamadıklarım da nazarlık olsun be. :D
O yüzden ilk olarak yazarın bundan önce çıkan kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. Seri olduğundan değil, hatta yukarda da dediğim gibi diğer karakterler sadece olması gereken yerlerde vardı, diğer türlü varla yok arası bir şeydi. Birbirinden bağımsız kitaplar ve olaylar mevcut. O yüzden gönül rahatlığıyla okuyun derim ama, yine diyorum eğer beklentim senin gibi olsun diyorsanız ilk kitabı okuyup, buna devam edin derim.


Tahminimce sıradaki kitap Nehar'ın ablası Bahar'ın hikayesi olacak gibi, o olsun, onu istiyoruz be hacılaaaaar asdfghjklşi
Ve kapak. <3 Arkadaşlar şu kapağa bakıp düşmeyen varsa güzellikten anlamıyor derim. Tasarımı Arife Şeyma Gök'e ait, maşallah diyelim de nazarlara gelmesi, yok böyle güzellik çünkü. Kitabı sevmeseydim bile sırf kapak yüzünden kitaplığımda tutabilirdim. :)
Son olarak kitabın en arkasında geçen müzik listesi. Okurken en çok Göksel'den Baksana Talihe ve Levent Yüksel'den Zalim şarkılarını dinledim. Bu kadar mı uyumlu olur yaaaa bu kadar mııı :D



Kitaba Puanım 5/5^^





Alıntılar^^

Ben Ateş'e bakarken sadece bakışımla ona serenatlar yapıyordum. O ise dümdüz bakıyordu işte. Diğer tüm insanlar bana bakıyorsa öyle. 


*****


Hayatta imkansız olan bazı şeyler vardır; insanlar uçamaz, filler zıplayamaz, zürafalar ses çıkaramaz. Ece Nehar Erarslan da Ateş Arıkan'ın ona uzattığı eli geri çeviremezdi.


*****

Ateş için ağlarken Ateş'le beraber midye yemeye gidiyordum.


*****

"... Eğer ben dünyaysam sen ancak güneş olabilirsin. Işığınla bana yaşam veriyorsun."


*****

"Seninkinden ayrı bir hikayem yok benim. Hiç olmadı."






Buraya kadar okuduysanız cansınız beeee, Çoook kalp^^
O zaman başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^






14 Nisan 2022 Perşembe

Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi//Christina Lauren Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Blogdan o kadar uzun zaman uzak durdum ki telafi etmeye çalışıyorum ama yetişemiyorum. Yine de unutmadan yorumlarımı yapayım da yayımlamak ne zaman olursa. :D
Bu kitabı ilk yazın sipariş vermiştik ama tükendi diye kalkmıştı, sonrasında yine denedik ve bu sefer sonunda aldık. :D İlk olarak da ikiz okudu, o okuduğu zaman merak etmeme sebep bir kaç ipucu verdi. Mesela yazardan biri tam bir BTS hayranı, sonrasında Josh'ın Korece ismi Jimin. :D Kitapta Hazel'ın Jimin'i söyleyememesini merak ettim, sürekli bununla ilgili yazmış çünkü yazarlar. Ve anlayacağınız üzere kitabı iki kişi yazmış, Christina Lauren yazarların isimleri, okurken inanın bunu hiç hissetmedim. Nasıl böyle yazıyorlar, inanılmaz. 


Sadece arkadaşız. Sadece arkadaşız. Sadece arkadaşız.
Eğer yeteri kadar tekrarlarlarsa belki gerçek olurdu.
Hazel Bradford, kolay bir kadın olmadığını biliyordu ve hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, çoğu erkek de şansını denemeye pek hevesli değildi. Evinde beslediği hayvan ordusundan korkmayanları da patavatsızlıklarıyla kaçırmayı başarıyordu. Eh, eğlenceden anlamıyorlarsa kendileri kaybederdi.
Josh Im, Hazel’la üniversite zamanlarında tanışmış ve onun en ele avuca sığmaz zamanlarına yakından şahit olmuştu. Uçarı ama temiz kalpli bu kadınla yıllar sonra tekrar karşılaştığında, tepetaklak olmuş hayatına onun sayesinde biraz olsun renk gelmişti.
Belki de esas sorun, aşkı çok yanlış yerlerde aramalarıydı.


İlk Hazel'dan başlamak istiyorum, her zaman öyle yapıyorum ama bu sefer belirtmek istedim nedense asdfghjkl Neyse geçelim burayı :P
Hazel Josh ile tanışması hep rezil bir şekilde oluyor. Bunların hepsinden sonra yıllar sonra en yakın arkadaşının partisinden Josh'ı görünce anılar bir bir aklına gelir ve Josh en yakın arkadaşının erkek kardeşidir. Kader denir buna ama Josh ve Hazel aralarındaki çekimi bir yana bırakıp arkadaş kalmaya devam etmek isterler. Zaten Josh o sırada biriyle görüşmektedir, Hazel'ın yapacağı tek şey destek olmak.
Zaman sonra evindeki sorunlar nedeniyle Josh'ın evinde kalan Hazel arkadaşının da kendisi gibi yalnız kalmasını istemez ve çifte randevu mevzusuna başlarlar. Josh Hazel'a bir erkek arkadaş, Hazel ise Josh bir kız arkadaş bulmak zorunda kalırlar. Her randevu saçma bir şekil alır ve hepsi ellerinde patlar. En son ki randevudan sonra maziye giden Hazel ve Josh'ın arasında bir şeyler olur. Bu saatten sonra artık arkadaş olmayacaklarını anlayan karakterlerimizi zorlu sınavlar bekler. ilk olarak Hazel'ın aşırıya kaçan davranışlarını göremedim, sürekli yabani otmuş gibi davranmalarına sinir oldum. Ne bileyim değişik giyinsin, ortamı şaşırtacak hareketler yapsın falan diyeceğim ama yaptığı tek şey fazladan bir kaç kelime söylemesi. Bunu diğer kitaplarda da ya da dizi-filmlerde de gördük, şaşıracak bir şey yok kısacası. Hayvanlara olan düşkünlüğü nedeniyle de garip gösteriliyor Hazel, ne alaka yanii, iki üç hayvanı var ve onlara değişik isim koydu diye farklı biri olamazsın. Değişik olan Hazel değildi, yazarın Hazel'ın normalden azıcık fazla olan davranışlarını uçarı bir şeymiş gibi yazması. 


Josh ise kendi halinde biri, Hazel gibi uçarı kaçarı değil. Sevecen, ailesine bağlı, hatta çok bağlı. Bu hususa birazdan değineceğim. Josh'ın Hazel'a karşı ki davranışı sona doğru tam istediğim gibi oldu ama bu sefer Hazel'ın davranışı sona doğru değişikti. O yüzden duygular konusunda Josh'ı daha çok sevdim, daha çok destekledim.
Hatta arada böyle kıskanç halleri falan aşırı tatlıydı. 
İki karakteri de sevdim, eğlendim ama burada yazarın bir hatasından bahsedeceğim. Josh bir süre evde takılıyor, bunu yazıyorum ki okuyanlar ne demek istediğim anlasın. Oradaki rahat halleri, erkeklerin yaptığı ama bizim iğrenç bulduğumuz şeyleri yazmasıydı. Aşırı rahatsız oldum, hatta şu an yazmadan önce ikizle konuştum ve aynı düşüncelere sahip olduğumuzu fark ettik. O da çok rahatsız olmuş. Tamam gerçekler -_- Ama o kadar para verdiğim ve sevme ihtimalim olan karakterin yaptığı şeyler yüzünden kitaptan soğumak istemem yani. Eğer gerçekleri yazmak istiyorsanız başka kitaplar yazın, biz böyle iyi, temiz, sevecen, düşünceli karakterleri sadece kitaplarda okuyoruz ve bundan memnunuz. Sonuçta bu karakterler gerçek değil, onları okurken mutlu oluyoruz. Öyle bir mutluluğumuz var ve elimizden alınıyor. -_- Bununla yazar alın size gerçekler demiş ama cidden çok rahatsız ediciydi. Okuyup da rahatsız olmayanda ne bileyim asdfghjkl


Bunun dışında bir konuya daha değinmek istiyorum. Son kısımlarda Josh'ın dert ettiği bir konu oluyor, evlenmezse eğer ailesine bakmak görevini kardeşi üstlenir falan. Şimdi senelerdir Kore dizisi izlerim kültürlerinde sağ ve evleri olan anne, babalarını evlendikten sonra yanlarına hiç almıyorlar. Hatta bazı kesim aileleriyle çok az görüşüyor, ayrı hayat kurup öyle devam ediyorlar vs. Böyle yapıyorlar ve anne, babasın evlerine alacaklar. Hatta şu kısmı aileme verelim falan diyorlar. Eğer ikisinden biri olmasa tamam ama yazarlar bunu neye dayanarak yazmışlar aşırı merak ettim.

Bunların dışında rahatsız ya da kafamı takılan bir şey olmadı. Güzel, eğlenceli, akıcı, kafa dağıtıcı kitaplardan biriydi. Diğer karakterlerde kız kardeşi çok sevdim, Hazel'ın annesi için bir şey diyemeyeceğim, hala anlam veremedim o karaktere. :D Sadece Hazel'ın köpeği için masa altında yemek vermesi çok tatlıştı. 
Okuduğum yorumlara göre yazarların diğer kitabını çok seven olmamış, bu daha iyiymiş anladığım kadarıyla. O yüzden yenisi gelene kadar diğerini almayı düşünmüyorum. :) 
Yazarlar çok tatlı bu arada, Instagram'da mesajlara falan cevap veriyorlar falan. <3
Son hakkında yazarlar Türk yazarlara özenmiş olabilirler, sonu için bu kadar yeter. :D
Eğlenceli ve akıcı kitaplar okumak isterseniz listenize ekleyebilirsiniz, sadece kitabın yetişkin içerikli olduğunu bilin ona göre almaya karar verin. :)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"...Görünüşü aynıydı ama artık yaptığı her kötülüğü hatırlıyor ve onlar için özür diliyordu."


******

Her bahar annemin bahçesinde açan bir çiçek gibi kokuyordu ve bu koku bana hem geçmişi hem de ne kadar aşık olduğumu hatırlatmıştı.




Sırf şu iki alıntı yok diye aylardır şu kitabın yorumunu yayımlayamıyorum. :D Alkış bana :P
Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^
Sevgiyle kalın. :)




Buralarda da varım^^



4 Nisan 2022 Pazartesi

İçimdeki Müzik-Sharon M. Draper//Blogları Canlandırma Projesi Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Mart ayının Blogları Canlandırma Projesi yazımı ilk defa çok erkenden yazıyorum. Tıp ve tarzı şeyler çok hoşuma gitmiyor. Ne okumayı ne de izlemeyi seviyorum, böyle sanki onları yaşıyormuşum gibi hissediyorum ve beni rahatsız ediyor. O yüzden az da olsa doğuştan rahatsızlığı olan Melody'nin hikayesini okuyup paylaşmak istedim. 
İçimdeki Müzik çocuk ve gençler için olsa da bence herkesin okuması gereken kitaplardan biri. Çoğumuz empatide sıkıntı yaşıyoruz, bu kitap empati kurmamız için birebir. Belki yüzde yüz hissedemeyiz, hatta yarısını bile ama en azından böyle doğsaydık ne olurduyu düşünmeden edemiyor insan.


Şimdiye kadar tek kelime konuşmadım. Neredeyse on bir yaşındayım.
İngiltere'nin saygın edebiyat ödüllerinden Coratta Scott King ödüllü yazar Sharon M. Draper'dan hüzün ve umut dolu soluksuz okunacak bir roman. Gerçek bir yaşam öyküsünden ilham alınarak kaleme alınmış. 11 yaşındaki Melody'nin hastalığının adı Spastik ikili kuadripleji yani beyin felci. Yürüyemiyor, konuşamıyor, tekerlekli sandalyeye mahkum. Hiçbir uzvuna komut veremeyen bu küçük kızın beyni ise mükemmel işliyor. Hikâye Melody'nin öğretmenlerine, arkadaşlarına, komşularına kısaca dış dünyaya kendini kanıtlama çabasını anlatıyor. İncelikli, naif, akıcı, komik ve ilham verici bir eser. Sesini asla unutamayacağınız bu cesur kızla tanışmaya hazır mısınız?


Melody doğuştan felçli ama sadece vücudu, beyni o kadar hızlı ve çok çalışıyor ki daha bebeklikten izlediği, duyduğu ne varsa beyninde tutuyor ama konuşamıyor ve söyleyemiyor. İlk başlarda doktorlar ve öğretmenler anlamasa da annesinin baskılarıyla Melody'nin aslında çok zeki olduğu ortaya çıkıyor. Melody'nin anne ve babası çalıştığı için yan komşuları Bayan V. ile sürekli yalnız kalır ve ailesinin yapmadığı bütün desteği Bayan V'den görür. Çünkü Bayan V Melody'yi engelli bir çocuk değil de zeki bir çocuk olarak görmektedir. Onun için elinden geleni yapan Bayan V'yi Melody çok sever, onunla büyür, ondan çok şey öğrenir.

Kitabımızın ana karakteri zaten Melody ve onun ağzından okuyoruz kitabı. Okulda, evde, komşusuyla, yeni aldıkları balıkla, evcil köpekleriyle ne yaşıyorsa anlatıyor Melody. Annesinden ve babasından gördüğü destek, Bayan V'nin yaklaşımları çok güzeldir ama okula gidip kendi yaşıtlarını gördükçe sıkıntılar yaşamaya başlar. Değişen öğretmenler yüzünden daha çok üzülüyor Melody ama her zaman kötü şeylerde olmuyor. Bunları yazmak çok isterim ama o kadar kritik yerler ki bence okuyup öyle öğrenin derim. :)

Kitabı okurken birebir hayattan sıkıntıları görüyoruz, insanların boş ve bencil bakışlarını. Kırıcı sözler, eylemler. Buradan çok muhteşem bir hikaye beklemeyin, yazarın gerçek hayatta ne yaşanmışsa anlatmış ki bence birazda yumuşatarak yazmış, bundan daha kötü şeyler olduğunu eminin. Neyse, biz Melody'ye dönelim. Kötü şeyler her zaman kötü.
Melody'nin pes etmemesi, durumuna rağmen hiçbir şeyden vazgeçmemesi ve başarıları çok güzeldi. Okurken bazı yerler vardı ki hop oturup hop kalktım. Çoğu şeyler için aferin kızım Melody, haklarından iyi geldin dedim.


Yazacak çok fazla şey var. Bu klişe gelecek ama yazamıyoruz işte. Zaten kısacık, benden hızlı okuyorsanız bir günde bitirebileceğiniz bir kitap. Kitabı kapatırken vay be dedim. Son on sayfa çok iyiydi.
Ağladın mı diye sorarsan, ehh biraz duygusala bağlamış olabilirim ama sakın haa böyle ağlak diye okumam demeyin, bence elinize fırsat geçtiği an okuyun, okutun.
Empati yönümüzü güçlendirecek, kendimizi sorgulayacağımız güzel kitaplardan. Sizlerde okuyun ama en çok gençlerimize okutun derim. Şu an yeğenime verdim, inşallah anlayarak ve severek okur(Çoktan okudu getirdi ama konuşamadık).
Kitaba puan vermeyi düşünmüyorum, verilmez çünkü...



Alıntılar^^


"Melody seçme şansın olsaydı konuşabilmeyi mi isterdin yoksa yürüyebilmeyi mi?"
Konuşmak. Tahtamda işaret ettim. Kelimenin üzerine tekrar tekrar vurdum. Konuşmak. Konuşmak. Konuşmak.


*****


Babamın ilk kelimelerimi kaydedecek olmasına inanamıyordum. Tıpkı Penny'nin ilk kelimelerini kaydeder gibi, aslında pek de öyle değildi.



Blogları Canlandırma Projesi'deki yazılarımız okumak isterseniz Tık Tık!

Nisan ayı temamız 1900'de Geçen Eserler, Nostalji ya da Siyah Beyaz Filmler.
Katılımlar her ay vardır, bekleriz^^
Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^




Buralarda da varım^^




29 Mart 2022 Salı

Kitap Alışverişi//Son Aldıklarımız Part 1^^

Merhabalar^^
Nasılsınız? Bahar geldi ha, ne dersiniz? Yani buralar hala soğuk, çiçekler açmadı ama güneşe bile şükrediyoruz çünkü özlemişiz <3 Sizin oralar nasıl?
Yazımı gelecek olursam, Instagram hesabımda yeni gelen kitapları hemen paylaşıyorum ama buraya paylaşana kadar bir iki tanesini okumuş oluyorum. Burada da okuduklarım var ama alalı çok olduğu için az okumuşum. :/
Yine bir sürü alışveriş yaptık, onlarda daha sonra inşallah^^
Kitapları D&R'dan, BKM'den, Amazon'dan ve Kitap Yurdu sitelerinden aldık, hepsinden biraz yani. :D Kısacası ortaya karışık bir şeyler olmuş, hepsi de çok iyi geldi. Hadi o zaman bakalım kitaplar neler?? <3



Aşk Dileği^^
Yazarın ilk aldığım kitabı, konusu da çok güzeldi ve okuduğum ilk kitap. İlk yarısı güzeldi, sonrasında ise merak ettiğim kitap bu muydu dedim. :/ Beğenmedim açıkçası, tabii ikiz okur beğenir mi onu kendi bilecek. :) Seri bu arada ama birbirinden bağımsız. :)
Amazondan bu kitap.



Kader İkizim
Yazarın ilk kitabı Ruh Öküzüm kitabını okumuş çok sevmiştim, senelerdir bu kitabı almak istemiştim ama olmamıştı. Amazon'da ucuza bulunca kaptık. :) Çok merak ediyorum ama beklentimi yüksek tutmayacağım, belki birinci kitap kadar güzel değil. :D



Oz Büyücüsü
İkiz aldı, filmini küçük yaştan beri her zaman televizyonda izlemiştik, çokta severdik. Bakalım filmi gibi mi, çok merak ediyorum. :)



Fareler ve İnsanlar
Yine ikiz aldı ve okudu bile. Sevmiş, ben de en kısa zamanda okumak istiyorum. Kısacık bir kitap zaten. 



Vadideki Zambak
Klasik olmazsa olmaz ve yine ikiz aldı. Lise zamanında başka bir yayınevinden vardı elimizde, öğretmenimizden almıştık sanki, o baskıyı çok severdim ama daha önüme hiç çıkmıyor. :/ Arayıp bulmam lazım, uyguna olursa onu da alırım. :)




Arkadaşlar Arasında Lafı Olmaz
Bu ve bundan sonraki kitaplar set olarak 5 kitap aldık, 20 ₺ verdik hepsine. :) İkiz okuyor ama ben henüz okuyamadım bu setlerden. :/ Bu kitapta cit-lik tarzıydı herhalde, öyledir inşallah :)




Tepetaklak
Kapağına vurulduğum kitap, konusuna çok bakmadım, umarım güzeldir. :) 



Beastly
İlk orijinal kitap aldığımız zamanlarda almıştık ama sonradan birilerine gönderdik herhalde. Şimdi o aldığımız fiyatın kaç katına inmiş(nasıl cümle ama, siz anladınız bence ;) ) hemen listeye ekledik. Filmi de güzeldi, kitabı da. Almak isteyenler olursa alabilir. :)



Su ve Ateş
 İkiz seçti bunu da, hakkında hiçbir şey bilmiyorum ama kapak güzel, ilk ikiz okusun ona göre karar veririm. :D



Sonbahar Öpücüğü
Disney'in Haydi Çalkala dizisindeki Bella Thorne'nin kitapları. İlk İkiz okumuştu, o bile bilmiyordu sonradan öğrendi. Birinciyi beğenmişti ikinciyi aldık, ben de yakın zamanda okurum artık. :)
Kitap Yurdun'dan aldık bu kitapları. 



Ve büyük seri, Cam Şato serisi <3
Yeni yıla girmeden önce almıştık, zamlar gelmeden önce :D İlk iki kitap vardı, bi en son kitap kaldı ama onun içinde beklemek lazım. Aşırı pahalıydı, daha da pahalı oldu. :D
En kısa zamanda okumak istiyorum inşallah^^



Savaşçı Varis



Büyücü Varis
Savaşçı Varis ve bu kitap seri, Amazonda indimde olunca aldı ikiz, ben de laptop minderi aldım. Benim ki daha pahalı oldu ama o da aldı alacağını. 
Umarım sever, ucuzdu ama güzel olursa tadından yenmez. ;)



Bin Bela Bir Karanfil
Listede okuyup en sevdim kitaptır kendisi, ama var yaa çok güzeldi. Henüz yorumum gelmedi ama siz şimdiden alın. :) D&R'den aldık, o zaman hem kargo kod indirimi hem de romantik kitaplarda indirim vardı, 37'ydi herhalde yalan olmasın o kadara almıştık. :)
Şu an BKM kitapta da 37 ama kargo var, yine de öneririm. ;)




Kitaplar böyle, daha daha iyiler sizin olsun^^
Bu arada genelini İkiz almamış mı? Her zaman bana der sen daha çok alıyorsun diye, bu işte bir terslik var sdfghjk Ona sorsak sen o fiyata bir tane alırken ben 3-4 tane alıyorum diye, haklı^^

B arada alıyoruz ama bir haftada anca kitap bitiriyorum, kim bilir ne zamana okuyacağım bunları. Bir günde bir tane kitap bitirmek istiyorum yaaa -_-


O zaman başka yazılarımla görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^





23 Mart 2022 Çarşamba

Her Gün//David Levithan Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Yeni yorumla geldim. Bu aralar hem güzel, hem de eh işte kitaplar okuyorum. Eh işte nasıl oluyorsa artık. :D Bundan önce Portakal Kokulu Kız'ı okudum. Bir önce ki yorumumda nasıl sevdiğimi! okumuşsunuzdur belki. :D Bunu da hem sevdim hem sevemedim. Kitap güzeldi, verdiği mesaj da güzeldi ama arkadaşlar o son nedir yaaa. Dedim ne güzel ben de ikinci kitap var, hemen olmasa da okurum ama gelin görün ki yazar öyle bir son yazmış ki devamı yok yani. Ne, nasıl olur diye merak edenlere, cevabım yorumumun devamında.



Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.
Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil… gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum… Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat. Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de. Hep böyle olageldi.


Ana karakterimize kitapta kendine A diyor, bende öyle diyeceğim. A daha ilk doğuştan her gün bir bedende uyanıyor. Gece uyuyup, sabah kalktığı zaman kız, erkek fark etmeksizin 16 yaşında farklı birinin bedeninde uyanıyor. Anılarına erişebiliyor ve sorunsuz o günü geçiriyor. Bir gün Justin diye çocuğun bedenine girdiğinde Justin'ın sevgilisini fark eder, aralarındaki sıkıntıyı anlayınca kıza iyilik yapıp onu sahile götürür. Güzel bir günden sonra kızı unutamayan A, kızla aralarındaki mesafe  bir saatte olsa, dört saatte olsa onun yanına gitmek ister, giderde. Bir gün, bir partiye gidince işler karışır ve bedeninde ki çocuk içine şeytan girdiğine iddia eder. Sonrasında ise bazı şeyleri artık açığa çıkarmak ister ama çokta kolay olmayacaktır.

Karakterimizi sevdim, çeşit çeşit anne babasının, kardeşleri olmasına rağmen gerçek anne baba özlemi duyması üzdü beni. Ne olduğuyla ilgili bir şey yazmamış yazar, neden böyle olduğuyla ilgili. İşte burada nedenini ikinci kitapta öğrenebiliriz diye düşünürken neler oluyor neler. 
Farklı yaşamları, her insanın farklı sıkıntıları oluşu hayatın gerçeklerini yansıtıyor kitap. Bir aile iyiyken, diğer aile çocuğuyla ilgilenmiyor. Biri rahatlık içinde yaşarken bir diğer çocuk okula bile gitmiyor. Bu konuda gerçekten çok sevdim. A'nın çocukların hayatlarına müdahale etmemesi güzeldi ama bazı hayatlar vardı ki müdahale etseydi ne güzel olurdu dedim. Tabii çok ağır şeyler yaşayanlar için durmadı, buralarda güzel mesela. :)


Onun dışında yazarın sevmediğim bir şeyin üstünden sürekli durmasına gıcık oldum. Anladık savunuyorsun ama yeter yani. A sürekli benim cinsiyetim yok, ben A'yım demesi off dedirtti yani.
Bir de kızımız var, kim olduğu hakkında bir şey demeyeceğim, eğer okursanız siz öğrenin. Onda da yazar neden A gibi düşünmediği için kızıyor. :D Allah'ım ya, bitirirken bu düşünceleri beni aşırı irite etti o yüzden ne fantastik, ne yabancı okumak istedim . -_-
Konu olarak cidden sevdim, farklı ve sevilesi. Sadece bu yazarın eline düşmeseymiş keşke. Çünkü adam öyle bir son yazmış ki, tam ikinci kitapta neler olduğunu öğreniriz derken meğer o son gerçekten sonmuş. İkinci kitapta kızın yaşadıklarını anlatıyor. Yazar birinci kitapta kızla ilgili açıklanmayan şeyler ortaya atıp hiç anlatmadı, yani ikinci kitabı okuyalım diye sebep oluşturmuş ama bu sonla onu bile merak etmiyorum.


Ve olaylar öyle bir hal aldı ki acaba ne olacak, A söylenen şeyleri yaparsa sonucu istediği gibi olacak mı diye çok merak ettim. Yani yazar bizler için bunu açıklığa kavuşturmasını isterdim, bunu hak ediyorduk bence. Hani yazar sonu yazarda neler olacağını bize bırakır yaa bunu bize bıraksa bile o kadar çok ihtimal var ki ve A niye bu halde onu bile bilemediğimiz için kesin bir şey diyemiyoruz, düşünemiyoruz. :/

Bence böyle bir konuya bu son yakışmadı, zaten erkek bir yazarın yazdığı apaçık belliydi. Ayrım yapmıyorum ama argo ve bel altı konuşmaları daha çok erkek yazarların. O yüzden isim anonim bile olsa geneli belli ediyor kendini, bazen hoşuma gitmiyor.

Kısacası kitabı hem sevdim hem de sevmedim. Sonuyla ilgili sıkıntı olmasaydı onlara rağmen sevebilirdim hatta. İkinci kitabı hemen okumam gibi. Seri çıkalı seneler oldu, yazar çıkarsaydı çoktan çıkarırdı devamını. :/
Genel olarak yorumum böyleydi, yazarın kalemi akıcı oluşu kitabı okutuyordu. İlginç, hayatın içinden kitapları seviyorsanız okuyabilirsiniz. :)


Kitaba Puanım 5/3,5^^


Alıntılar^^

Uğruna yaşanılan bir şey olduğunda düşülen tuzak budur işte:
Diğer her şey ruhsuz gelir.


*****

Kötü bir insanın iyi davranmasını sağlamaya çalışmak bezdiricidir. Kötü olmanın onlar için neden bu kadar kolay olduğunu anlayabilirsiniz.


*****

Aşkın her şeye galip gelmesini isterdim. Fakat aşk hiçbir şeye galip gelmiyordu. Kendi başına hiçbir şey yapamıyordu.
Onun adına galip gelelim diye bize güveniyordu.




Bir yorumda böylece biter.
Başka yorumlarımda görüşmek duasıyla^^
Sevgiyle kalın...



16 Mart 2022 Çarşamba

Portakal Kokulu Kız//Şennur Kasa Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Instgram aleminde sürekli gördüğüm ve okumam gerek dediğim kitaptı Portakal Kokulu Kız. Çoook merak ediyordum. Bir kaç yorumda karakterlerin nasıl olduğunu öğrenip daha çok merak etmeye başladım. Aldım, hatta ikinci el değil sıfır aldım ama, aması var işte. Nedenini birazdan yazacağım. Şimdilik diyeceğim o ki almadan önce iyi düşünün, az para vermedim ve ikizin çok gönlü yoktu. :D O yüzden sevemedim. :D


“Hak’u msk’va mot ore?”
Murat genç kıza doğru bir adım daha yaklaşmış, kelimeler dudaklarından mırıldanırcasına dökülmüştü.
Defne yavaşça yutkundu. Bu büyülü kelimelerle tüm dengesi bozuluyor, beyninin odalarında tuzlu deniz kokusu dalgalanıyordu. Ruhu ise denize nazır bir manzaranın keyfini sürüyordu.
“Bu... Bu ne demek ki…”
Aklı bu cümleden bir şey çıkaramasa da, içinden bir ses aslında her bir harfini anladığını söylüyordu. Göğüs kafesinin içinde can çekişen genç kız kalbi birazdan bir Anka Kuşu olup uçacak, ardında onu yeni bir hayatın beklediği alevlere doğru kanat çırpacaktı.
Murat çocukluğunun mutlu kış günlerini hatırlatan o keskin portakal kokusunu ciğerlerine doldurdu.
“Neden bu kadar güzelsin?”

 Konu yazmıyor, ben de şimdi karakterler üzerinden anlatmaya çalışacağım. Diğer türlü iki kere anlatıyor olacağım.
Defne ailesinden uzakta, İstanbul'da okuyan bir genç kızdır. Babasını kaybettikten sonra annesinin yaptıklarından sonra evinden uzağa giden Defne'yi annesi eve çağırınca geri döner. Hasta kardeşini ve en sevdiği arkadaşını görmenin mutluluğu yaşarken annesinin verdiği haberler ikilemde kalır. Şirketleri batıyordur ve paraya ihtiyaçları vardır. Annesi portakal bahçelerini satmayı düşünmektedir ve kızından, sattığı kişiyle ilgilenmesini ister.
Defne değişik bir karakterdi, yani öyle böyle değil. Hatta kitabı sevmediysem bu yüzdendir. İlk olarak üniversite öğrencisi, akıllıda ama gözünün önünde olan şeylere rağmen düşündükleri çok değişikti. Buna sonradan değineceğim. 
Karakter olarak sevemedim kısacası.


Gelelim Murat'a. Kendisi inançlarına bağlı, işinde gücünde olan bir adamdır. İş için gittiği Mersin'de ise evlenerek geri döneceğini hiç düşünmemişti. İş yapacağı şirketin kızına bir zaman tahammül edemez ama bir gece yanlış anlaşılma nedeniyle Defne ile evlenmek zorunda kalan Murat Defne'yi de alıp İstanbul'a gider. Bir senelik anlaşma yaparlar ama birbirlerini tanıdıkça aslında birbirlerini yanlış anladıklarını zamanla öğrenirler.
Murat sevdiğim karakterdi, bir yerde aşırı sert çıkan bir karakter diyorlardı ama Defne'nin bilip bilmeden düşündüklerinin yanında Murat'ın tepkileri ikisini de aynı kefeye koydu bence.

Şimdi karakterlerden sonra kitabın genel yorumunu yapacağım. İlk olarak yarıya kadar normal şekilde okudum, devamını merak ediyordum sinir olsam da ama kitaba bi soğudum. Birincisi beklentim yüksekti, iki karakterleri de sevmemem kitaba karşı soğumama sebep oldu. Hatta öyle ki yarım bıraktım iki tane başka kitap okudum. Geri dönmek zor oldu. :D
Zaten sonrada ya bırakacaktım ya da atlaya atlaya okuyacaktım. Baktım ki o kadar okumuşum bari ayıp olmasın hepsini okumasam da göz gezdirerek bitireyim dedim. İyi ki öyle yapmışım, güzeldi ama sarmazdı daha. :/


Yukarıda sevmediğim yerlere değinecek olursam, ilk olarak Defne Murat'ın kendisine yanaşmamasını başka türlü yorumluyor. Hadi baştan anlarız ama adam namaz kılıyor ya, inançlarına bağlı ve bunu sürekli dile getiriyor, yani o aklın kavrayamıyor mu? Bir de Müslümanım ama gereğince yapmıyorum diyor Defne, offf çıldırdım yaaa. Tamam yapmıyorsun ama az araştır, bu adam neden benimle ilgilenmiyor de sor ya da. Gerçekten çok sinir oldum ve sürekli bunu düşünmesi beni çıldırttı. Camiye götürüyor, namaz kılışını izliyorsun sonra da adam acaba gay mi diyorsun, yaaa sabııııır. Yazarken bile sinir oldum. Sevmiyorum bu olayları, bununla ilgili benim aksime yorum yaparsanız da silerim kimse kusura bakmasın. Yazarın imam hatipli olması ve sürekli bunu dile getirmesi kitapta cidden soğuttu. Yani ilk seferde düşünmesine bir şey diyemem ama saçma şekilde sürekli böyle söyleyip adama aşık olması da saçmalık yani, öyle olduğunu düşündüğün an adama ilgin olmaz be. 

Aklıma gelenler bunlar, kitap devam ediyormuş. Yazar yayıneviyle anlaşamadı herhalde devamını wattpad'de yayımlıyor. Ne olacak diye bakarım, sonu pek iyi bittiği söylenemez. :D
Kısacası beklediğimi bulamadım, yazarın kalemi akıcıydı ama konu üzerinde daha ço k çalışmalı ve tekrarlama yapmaktan kaçınmalı. Daha güzel kitaplar yazacağına inanıyorum yine de. ;)



Kitaba Puanım 5/3^^




Alıntılar^^


"Aslında büyük sıkıntılar güzel günlerin doğum sancısıdır. Ve güneş gecenin en karanlık anında doğmaya başlar. Belki de gördüğün siyahlık ondandır."


*****

O anlatırken gökyüzü de kızıl kadife örtüsünü giymeye başlamıştı yavaş yavaş. Gün kızıla, Defne'nin yüreği Murat'a çalıyordu o dakikalarda.




Başka yeni yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^