10 Eylül 2023 Pazar

Celebrity//Kore Dizi Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu yaz güzel diziler izledim, bu dizide onlardan biriydi. Normalde çok ilgimizi çekmezdi ama öyle bir edit yapmışlar ki off yani. O editlerden sonra izlemeseydik ayıptı, peki o editler yüzünden yükselen beklentimizi karşıladı mı? O tartışılır. Nedeni devamında. :D
Dizi şu an her alanda olan influencer'ları konu alıyor. Herkese güzel yönlerini gösteren influcenlerların aslında arka planda neler neler döndüğüne değinmişler.
Şimdi aysını diyebiliriz ama bu dizide biraz abartmışlar, bazı yaşananlar o kadar saçma geldi ki.
Devamında onlardan da bahsedeceğim inşallah^^


Konusu;
Dizi, ünlü olarak adlandırılan yeni ünlenmiş kişilerin ve onları kıskananların hikayesini anlatmaktadır. Ayrıca dizi, dünyayı saran şiddetli çalkantılı korkuları, acı verici ve üzücü arzuları ele almaktadır.

Güney Kore Sinemasından alıntıdır. 



Park Gyu Young//Seo Ah Ri^^
Küçük yaşta zengin olmalarına rağmen şirketleri iflas ettikten sonra hayata tutunmaya çalışan Seo Ah Ri lisedeki bir arkadaşıyla karşılaşınca kendini bir anda sosyal medyada sevilen, nefret edilen biri olarak bulur ama buna en çok neden olan Gabin Kulübüdür.
Detayları izleyin öğrenin çünkü sosyal medyaya girip, ünlenmesi o kadar çetrefilli oldu ki hem şok oldum hem de hayran kaldım.
Rol olarak eskiden zengin olması nedeniyle yaşananlara daha alışkın olmasını beklerdim ama sanki hiç zengin değilmiş gibi lanse etmeleri saçmaydı. Yani sen de zengin büyüseydin sen de hizmetçilerine böyle davranacaktın? Senaristler ne akla hizmet yazmışlar anlamadım.
Kıvrak zekası olmasına hayran kaldım ama duygusal yönü de çok baskındı. Bence iki yönlüde çok iyiydi. Karakter olarak sevdim ama şaşkın halleri çok garipti. Oyunculuk olarak iyiydi, bundan önce ki dizisinde sakin, yumuşak başlı bir karakterdi(Önce ki dizisi için tık tık). Burada yeri geldi sert oldu. Oyuncu dediğin böyle olmalı. :)




Kang Min Hyuk//Han Joon Kyung^^
Ünlü bir şirketin Ceo'su olan Joon Kyung sadece işiyle ilgilenmektedir. Kozmetik bir firma sahibi olduğu için sosyal medya tanıtımlarına önem vermektedir. Bunun içinde influencer ile anlaşma sağlamak zorunda kaldığı için Seo Ah Ri'yle tanışır ve o dakika ona kapılır.
Min Hyuk'u Cnblue grubundan tanıyoruz, bir çok dizisini de izledik ama burada çok farklıydı ya. Böyle bakışları, davranışları, Seo Ah Ri'yi koruyup kollaması falan çok güzeldi.
Zaten editlerde hep bu arkadaş vardı ve öyle böyle editler değil asdfghjklş
Daha çok böyle diziler çeksin ve ikinci sezon falan olursa lütfen ama lütfeeeen daha çok görelim kendilerini :D



Lee Chung Ah//Yoon Shi Hyun^^
Gabin kulübünün üyelerinden birinin yengesi olan Shi Hyun arka planda ne olursa olsun sessizliğini ve saygısını koruyan biridir. Diğerlerine göre mantık çerçevesinde davranan Shi Hyun'un evliliği yaşananlardan sonra tehlikeye girer.
Kendisini ilk defa burada izledim, aslında Twenty Five Twenty One dizisindeki bir oyuncuya benzettim ama o değildi. Yaş farkları vardı aralarında.
Rolü hakkında diyeceğim pek bir şey yok, desem spoiler olacak o yüzden es geçiyorum :D
Ama zarafet desen var, güzellik desen var. Oyunculuk olarak da sevdim. ;)



Lee Dong Gun//Jin Tae Jeon^^
Ünlü bir avukatlık şirketinin başkanı olan Tae Jeon işinde çok iyidir, ta ki kardeşinin yasadışı işlerine karışıp onları temize çıkarmaya çalışmasıyla her şey tehlikeye girer.
Kendisini en son Angel’s Last Mission: Love dizisinde gördüm, gerçi onu yarım bıraktım ama neyse, konumuz o değil dfghjkl
Burada öyle kötü bir karakterdi ki yani yaptıklarına şaşırdım :D Gerçi daha kötülerini gördük ama her izlediğimizde şok oluyoruz yani. :D
Son bölümlerde olanları izlerken bir oh çekiyoruz ama. :P



Gabin kulübünün üyeleri bu arkadaşlar, hepsinin kendin adında markası var ve bütün hayatları gözler önünde, yersen. Her ne kadar çok şaşalı hayatları olsa da arka plan resmen çöp. Bu merdivenleri çıkana kadar neler yaşamışlar, neleri feda etmişler ve ediyorlar onları hep izledik.
Şöyle bir şey var ki biraz takipçileri olsun lüks evler, arabaların sahibi oluyorlar. Burası o kadar saçmaydı ki. Ne ara o kadar para kazanıyorsunuz be. :D Kore'de öyle mi oluyormuş bilmiyorum ama gerçek üstü bir şeydi. Yani şu an bizimkilerde öyle ama en azından gelir kaynakları youtube falan, bunlar sadece instagramda canlı yayın yapıyorlar, fotoğraf paylaşıyorlar falan.
O kadar kıyafet satmakla bir anda bu kadar zengin olunmaz. :P
Bu konu hakkında bilgisi olan varsa yazsın bilgilenelim. :)



Moon Tae Yu//Ju Seung Hyeok^^
İşleri o kadar büyütmüşler ki resmen influencer şirketleri kurulmuş, Seung Hyeok'da o şirketin başkanı işte. Şirkette Seo Ah Ri'ye yardım eden şirkettir.
Normalde bu tarz yan oyunculardan bahsetmiyorum ama bu oyuncuyu  Forecasting Love And Weather dizisinde izlemiştim, orada sevmiştim. Burada da görünce sevindim ki adam cidden yakışıklı unutmamak imkansız :P




Resimler^^



Çiftimizin ilk tanışması, sonradan olanlar azıcık saçmaydı ama oğlanın kızın peşini bırakmamasına kalbimizi bıraktık. :D



Daha nasıl gariplikler göreceğiz derken başrolün zengin dolaplarına girip saklanma şokunu yaşadık asdfghjk



Bir yerden toplu kıyafet aldılar, sonra markalarını yapıştırıp sattılar asdfghjk O neydi gız olduk :D





Kızın şok olması ben daha şok oldum resmen asdfghjkl Ya şu tipe bakar mısınız? Oyunculuk desen var :D



Oyy oyy oyyyyy <3






Burada gördüğüme sevindiğim ikinci konuk oyuncu, diğerini en sonda. 😏


İlk fotoğraftakini tanımışsınızdır, ikinci fotoğrafta olan arkadaşlar Single's Inferno programından Ji Taek ve Hyung Seung. Fotoğraf ararken gördüm, yoksa dizide dikkat etmedim bile. :D
Acaba influencer olduklarından mı diziye katıldılar bilemedim. :D



Dizinin basın tanıtımından^^


Gifler^^



Klişe ama klişenin köpeği olmadık mı beee asdfghjklş



Kraliçe resmen 👏




İŞTE ARKADAŞLAR İŞTE!!!
DİZİYİ İZLEMEMİZE VESİLE OLAN SAHNE İŞTE!!!!





Hele bakın kim var burada <3
Diziye konuk oyuncu olarak mı geldi, yoksa olursa ikinci sezonda bu yakışıklıyı mı göreceğiz bilemiyorum ama olsa ne iyi olur valla. Şu sahnede bile yaktı geçti ortalığı <3


Sona geçmeden önce spoiler olarak bir kaç diyeceğim var.

-Spoiler Başlangıcı-

Dizi ilk Seo Ah Ri'nin canlı yayın yapmasıyla başlıyor ve herkes şaşkın, çünkü kendisi aslında vefat etmiş. Canlı yayında olunca, hatta canlı sorulara cevap verince bu Gabin kulübü deliriyor, çünkü Seo Ah Ri bu kulübün bütün kirli çamaşırlarını biliyor. Mesela gece kulübünde yasaklı bir şey kullanıp, onun yüzünden vefat eden bir adam vs vs gibisinden.
Bu canlı yayınlar diziyi canlı tutan şeylerdi bence, birazda içerik hakkında bahsetmesi heyecan vericiydi.
Çiftimizi çok görmememiz üzdü beni, daha böyle romantik sahneler olabilirdi.
Yoon Shi Hyun'un o zarafetle dizide boy salması çok iyiydi. Başta kötüdür, Seo Ah Ri'ye kötülük yapan ya da ne bileyim buna özel mesaj atan kişidir falan dedim ama öyle olmamasına çok sevindim.
Ve o mesajları atan kızın ortaya çıkışı, şok oldum desem yeridir.
Yani sen nasıl bir ruh hastasısın? Bir de kirli evi falan olması.-_-
Neyseeee
 Son bölümde Seo Ah Ri'nin ortaya çıkışı dizinin kilit noktasıydı bence ve en iyi sahnesi.
Devamı kesinlikle olmalı bu dizinin, Seo Ah Ri daha nelere bulaşacak merak konusu valla. :D

-Spoiler sonu-



Son^^
Dizinin başlarken ki canlı yayınları çok güzeldi, hem bölümleri heyecanlı yapıyordu ki zaten Seo Ah Ri'nin başına gelenlerden sonra yaşananlar ve diğerlerinin sırlarının ortaya çıkmasını korkuyla izlemeleri falan çok heyecanlıydı.
Beklentimi entrika olarak karşılayan bir dizi oldu ama aşk konusunda öyle diyemeyeceğim. Çünkü çiftimizi az görmemiz beni üzdü. Tabii dizi aşk dizi değilim, insanların gerçek yüzlerini paylaştığım bir diziyim diyordu. Haklıda yani. :D
Bu heyecanın yanında bir de sinir etme mevzusu vardı. Seo Ah Ri'ye o kadar yüklendiler ki sinir oldum.
Yani bütün saçmalıklar hep bu kızı mı buluyor? :P Tamam düşmanları güçlü ama başka uğraşacak şey mi bulamıyorsunuz? Bırakın bu kızda ünlü olsun?
Eğer ikinci sezon olursa neler olacak merak ediyorum.
Şu bir anda zengin olmaları da saçma geldi bana ama akıcı, her bölümü merak ettiğiniz bir diziydi.
Merak ediyorsanız bakın derim, zaten 12 bölüm, her bölümde bir saat. Mini dizi diyebiliriz. ;)





Şükür bir dizi yorumu daha biter, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın ve sadece güzel taraflarını gösteren influencer'lara inanmayın <3





Buralarda da varım^^





6 Eylül 2023 Çarşamba

Şafağı Ör//Elizabeth Lim Blogları Canlandırma Projesi Ağustos Ayı Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Eski Sevgili Mevzuları bittikten sonra canım güzel bir fantastik çekti ve uzun zamandır kitaplıkta bekleyen Şafağı Ör kitabını elime aldım.
İki kitaptan oluşması en sevindiğim nokta, biliyorsunuz seriler zaten uzun bir de fantastikler olunca daha uzun oluyor. O yüzden daha çok seviyorum bu seriyi.
Konuyu okuduğumda farklı bir evren ve fantastik olaylar bekliyordum ama bunu beklemiyordum.
Kitabı sevmemi sağlayan en büyük etken buydu mesela, tabii sonradan olanlar da güzeldi ama bu daha güzeldi.


Maia Tamarin, bir zamanlar oldukça ünlü bir terzi olan babasının dükkânında dikişçi olarak çalışıyordu. Herkes onun iyi bir evlilik yapmasını bekliyordu ama o, diyarın en büyük terzisi olmayı kafasına koymuştu.
Sarayda yeni bir İmparatorluk Terzisi seçileceği konuşulurken, onlara da bir davet gelmişti. Tamarin soyadını ne hasta babası ne de dikişten anlamayan abisi onurlandırabilirdi. Bu kez ipleri eline alma sırası, abisinin yerine geçip saraya gidecek olan Maia’daydı.
Yalanlar ve entrikalarla dolu bir yarışma başlamak üzereydi. Sırrı keşfedilirse sonunun ölüm olacağını adı gibi bilmesine rağmen, hayalleri uğruna elinden geleni yapmak zorundaydı. Başbüyücü Edan’ın gözleri sürekli üzerindeyken güneş, ay ve yıldızlardan dokuyacağı kaderinde en büyük yardımcısı, ailesinin en gizli mirası olacaktı.


Maia ünlü bir terzinin kızıdır ve üç abisi ve babasıyla yaşamaktadır. Annelerini kaybettikten sonra babası da her şeyden elini, eteğini. çekince terzilik işi Maia’nın kalır. Ülkesinde savaş çıktıktan sonra ise abileri askere gider ve sadece biri geri döner.
Bir gün kraliyetten gelen adamın terzi babasını ya da terzilik yapan oğlunun birinin saraya çağırır ama evde anlık terzilik yapan tek kişi Maia’dır.
Bu işe muhtaç olan Maia abisinin kılığına girip saraya gider. Yeni müstakbel kraliçenin düğün kıyafetlerini  yapmak için bir yarışma düzenlenir ve Maia orada zorlu şartlar altında olmasına rağmen kazanmayı başarır. Kılık değiştirdiği için yakalanmaması gerektir ama bazı kişiler tarafından yakın takibe alınması onu tehlikeye sokar.
Maia’yı çok sevdim, cesareti, başarıları, terziliği falan hepsi çok güzel anlatılmıştı. Abisinin kılığına girip gitmesi büyük cesaret ister.
O yüzden cidden sevdim, son kısımda biraz daha akıllıca kararlar verebilirdi, çünkü başka bir şeyi seçseydi hepsi kurtulacaktı ama burada bir fedakarlık yaptı. Kalbim kırık.
 Bakalım devamında neler olacak.


Bir de başbüyücü Edan var, gözü sürekli Maia’nın üstünde ve ne yaparsa yapsın her şeyi bilmekte.
Edan hakkında ne yazarsam spoiler olacağını bilediğimden burada bırakıyorum, siz okuyun öyle öğrenin. İnşallah ikinci kitapta daha detaylı anlatırım unutmazsam buraya bunu yazdığımı. :D


Kitap fantastik yönünden daha sakindi ama evren olarak daha detaylıydı. Ve kitabımız bir yerden sonra yolda geçti. Ben bu tarz kitapları sevmiyorum açıkçası, ne olacaksa sarayda, evde ne bileyim bulundukları yerde olmasını isterim. Yer değişimi olacaksa bile kısa sürmesi hoşuma gider.
Kitapta tek sevmediğim şey buydu, bir de hayaletli bir kısım vardı. Okurken ürktüm ne yalan, devam kitapta az okuruz inşallah. :D
Kitaptaki bir sırın çok fazla uzamaması ise o şaşırtan olaydan sonra en sevindiğim şey oldu, öyle sakız gibi uzayan yalanlardan gına geliyor bana, yazarda benim gibi sabırsızsa demek ki. :D


Kitap hakkında ne yazsa spoiler olacak, o yüzden ben yazardan falan bahsedip kısa tutayım.
Yazarın kalemini sevdim, ilk okuduğum kitabı bu, kendisi masalları değiştirip bir sürü kitap yazmış, onları da çok merak ediyorum ama çok pahalı. :/
Serinin kapakları da çok güzel, hatta kapaklar kadife hissi veriyor, bayılırım.
Hızlı okunmasına ayrı tav oldum, fantastik dedin mi hızlı okunacak arkadaş. :D
Terzi olarak Maia’nın yaptığı elbiseleri tasvir edişi çok iyiydi, hayal etmek bile mümkün değildi bence. Eğer aklında bir tasarım varsa bence bunu çizime dökmeli. ;)
Yabancıdan okuduğum kitaplarda genelde çok fazla hata olmazdı ama bu kitapta o kadar çok hata vardı ki gözüme battı. Zaten baskı hatası vardı, ikinci baskıda düzelmiştilmiş ama ben birinci baskıyı almışım ne yazık ki. :/


Fantastik olacak, akıcı olacak, evreni seveceğim, yolda geçen kitaplara bayılıyorum diyorsanız işte size kitap, hatta kitap gibi kitap. Son zamanlarda okuduğum, beni şaşırtan ve okumak için heyecanlandığım fantastik kitaplardan biri oldu, o yüzden beş üzerinden beş veriyorum. Yol mevzusunu bir kenarı atacağım, o da kendince güzeldi. Beni şaşırttığı ve memnun ettiği için yol mevzusuna bir kerelik göz yumabilirim, umarım devamında olmaz. :D




Ağustos ayında Savaş, Tarih ve Yolculuk konusunu ele almıştık, ben de kitabımızın geneli yolculukta geçtiği için BCP için yazayım dedim^^
Eylül ayının teması Gotik ve Gerilim, katılmak isterseniz bekleriz^^




Kitaba Puanım 5/5^^
 




Alıntılar^^

İmparator Khannujin'de tuhaf bir şeyler vardı. Tuhaf ve mükemmel, diye düşündüm.
Ya da tuhaf ve korkunç


*****
"Bunun sadece bir efsane olduğunu sanıyordum."
"Bütün efsanelerde gerçekten bir kıvılcım bulunur. Bazen bir kıvılcımdan fazlası."


*****

"S-s-sen üşümüyor m-m-musun?"
"Senin yanındayken üşümüyorum."


*****

"...Yeminime gelince... Onu çiğneyeceğime söz veremem ama seni mutlu etmek için elimden ne gelirse yapacağım, Maia. Buna söz verebilirim."


*****

Derin ve içe işleyen bakışları beni delip geçti. Direncimi kırdı.
"Bildiğim bir şey var ki, Maia Tamarin seninle birlikte olmak beni hiç olmadığım kadar mutlu ediyor."



Maia ve Edan <3



Bu da serinin diğer tasarımı. Bizimkilerde güzel ama bu da olabilirdi <3
Şu renklere bakar mısınız????




Başka yazılarımda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^






27 Ağustos 2023 Pazar

Kitap Alışverişi #3^^

 Selamlar^^
(Bu yorum Haziran'da yazıldı ama şimdi paylaşabiliyorum.)
Şu an zorlu şartlar altında bu yazıyı yazıyorum, lütfen okuyun okutun agdgdhdndmöf
Laptopumu bir süreliğine abime verdim(Bu sürede geri aldım :D) ve şu an tabletten yazmaya çalışıyorum. Diğer minnak minibook’umuz var ama açmadım onu. :/ 
O yüzden okuyun olur mu? 😭😂


Yine bir alışveriş yazısıyla geldim, şimdi yazıyorum ama henüz birkaç kitap daha gelecek onlarına eklenmeyi düşünü inşallah. O zaman yayımlarım.(Aylardır beklettim ama yine eklemedim ve daha yeter deyip yayımladım. :D)
Bu alışverişi Hepsi Burada’dan ve BKM kitaptan aldık. Bundan sonra manga(Horimiya alışverişini buradan! okuyabilirsiniz) alışverişi yaptık, onu ayrıca yazacağım inşallah.



Bu kitabın hikayesi çok başka. Hepsi Burada’da yeni çıkan kitaplarda büyük indirim vardı. Aslında aklımda yoktu, sonra bir baktım kitap alıyorum.
Başka bir indirim vardı onunla beraber bu kitabı aldım. Bu kitap serinin ikinci kitabı ve şu an birinci kitap bende yok ve okumadımda. :D O yüzden hikayesi başka dedim. Şimdi bu kitaptan daha pahalı olan birinci  kitabı almayı düşünüyorum ama ikinci el bakıyorum. Yani çok pahalı, ikinci el kitap hakkında sıkıntım yok, uygun oldukça almaya çalışıyorum.
Ama şu kapağın güzelliğine bakar mısınız???? ❤️


Bizimle Başladı Bizimle Bitti'yi Gardrops'dan 40₺ gibi bir fiyata aldım.
Yukarıda yazmışım alacağım diye, işte yayımlamadan almış bulundum sdfghjklş
Henüz okumadım ama, çok merak ediyorum ama çok övüldüğü için acaba hayal kırıklığı yaşar mıyım diye de korkmuyor değilim. :/
Okuyanınız var mı?
Bu arada bazen şu gardrops çok iyi oluyor, üyeliğiniz varsa isminizi yazın bakalım. :)
Ben de ekleyeyim hesabımı.







Yukarda gördüğünüz kitaplar seri, o yüzden toplu yazıyorum. Bu seride Hepsi Burada’dan alındı. Halen daha öyle mi bilmiyorum ama kutulu olarak 64₺ gibi bir fiyata aldık. Normalde almayacaktım ama bir anda kartım para doldu bende aldım fssgshdjfjfkkf
Diğer Yeşilin Kızı Anne’le alakası yokmuş, belki bunu ondan önce okurum bilemiyorum.
(Ben yayımlayana kadar indirim kalktı ama instagram hesabımdan bir kaç kez duyurmuştum, inşallah görüp alan olmuştur.:) )




Bu yazım taslakta kala kala tozlandı, o yüzden düzenleyip yayımladım. Yeni alışverişlerimi de en kısa zamanda yazarım inşallah^^
Daha güzelleri sizlerin olsun, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın <3





Buralarda da varım^^









23 Ağustos 2023 Çarşamba

Eski Sevgili Mevzuları//Rachel Lynn Solomon Kitap Yorumu^^

 Herkese merhaba^^
Nasılsınız? Ağustos'un yarısını da geldik, yaz bitiyor diye üzülüyorum açıkçası. Tamam sıcak, sıcaktan bayılacaz ama yazı seviyorum. O hafif esintiyi, akşamları dışarda oturmayı, çırçır böceklerinin ötüşünü. Siz hangi mevsimleri seviyorsunuz?
Kitabımızda tam yaz kitabı, romantik ve sahte ilişki. Bu mevsimde kolay okunan kitaplar favorim. 
Kitabı sevdiğim, takip ettiğim bir bookstagram'da görüp aldım.
Kitap bana netflix'in noel filmi Magnolia'da Yılbaşı filmini anımsattı. İzleyenler kitabın konusunu okusun anlarlar. ;)


BU YAYINDA AŞK VAR
Shay Goldstein, mezun olur olmaz girdiği yerel radyoda yaklaşık on yıldır yapımcıydı. Kendini başka bir yerde hayal edemese de ukala ve kibirli yeni çalışma arkadaşı Dominic Yun işleri onun için epey zorlaştırıyordu.
İstasyonları maddi sorunlar yaşamaya başlayınca Shay yeni bir program fikriyle çıkageldi. İki eski sevgili canlı yayında ilişkiler hakkında tavsiye verecek ve dinleyicilerin hikayelerini paylaşacaktı. Ancak Shay'in fikrin onaylanmasından daha çok şaşırdığı bir şey varsa, o da programın sunucusu seçilmekti - hem de Dominic'le beraber.
Her ne kadar ikisi de yalan söylemekten hoşlanmasa da kariyerlerinde bir sıçrama için bu teklifi kabul etmekten başka şansları yoktu. Ancak Eski Sevgili Mevzuları gitgide popüler olur ve ikilinin arasında aşk kıvılcımlanırken, bu aldatmacanın bir bedeli olacaktı.

Shay üniversiteden sonra ulusal bir radyoda işe başlar ama arka planda. Aslında hayali program yapmak. Bir gün patronu küçülmeye gitmelerinin gerektiğini söylediğinde hiç yapılmamış ve herkesin dikkatini çekecek bir fikir ortaya atar. Başta kimsenin ilgisini çekmediğini düşünsede patronu onu ve radyoda yeni başlayan Dominic'i yanına çağırır. Hayatının fırsatını yakalayan Shay bir süreliğine de olsa Dominic'e katlanmak sorunda kalacaktır ama tanıdıkça aslında Dominic'in öyle bir insan olmadığını anlar.
Shay klasik hayalleri olan ama bir türlü onlara kavuşamayan karakterimiz, bir de durduk yere yeni gelen adamdan nefret eden. :D Yani oğlan yüksek lisans yaptı diye neden bu kadar kötü oluyor anlamış değilim ama zamanla onu tanıyıp sevmesi hoşuma gitti.
İşinde yapılan haksızlıklara aşırı sinir oldum, o konuya devamında değineceğim. :)


Dominic radyoda yeni başlayan gazetecidir, büyük haberler bulduğu için herkes tarafından sevilir ama onunda sıkıntıları vardır.
Shay kadar çok detaya girmeyeceğim. Kendisi aşırı minnoştu, yani böyle Shay'e karşı olan nazik davranışlarına bayıldım. :D Eskiden hoşlanıyormuş mevzusu yok burada, ondan daha çok sevdim.
Bu arada kitabın sonunda aile mevzusu geçiyor ve ben Dominic'im Kore'li olduğunu çok sonradan öğrendim. :D Yani başlarda yazdı da ben mi gözden kaçırdım bilmiyorum ama sonundan öğrenmem aşırı saçma değil mi? :D


Diğer karakterlerde patrona kıl oldum, resmen cinsiyetçiydi. Shay'e eh işte davranırken Dominic'e canım cicim demesi Shay kadar beni de sinir etti. En çokta yıllarını vermesine rağmen Shay'e yaptıkları. -_-
Shay'in anne detayı güzeldi ama arkadaş olayı biraz garipti. Yani aralarındaki sorunu anlamadım bile, herkes kendi yolunu çizmiş kardeş, bu ne dert?
Arkadaşına hak verdim ama Shay'de kendince haklı. Kimseden yardım istememiş ki. :/


Kitabı sevdim ama wowluk bir şey beklemeyin. Bir kere Shay'in 29, Dominic'in 25 yaşında oluşu beni şok etti. Yani yine 27-28 falan olsaydı neyse de sürekli küçük yaşta oluşunun belirtilmesi hoş değildi. Tam karakterleri uyumlu buluruz hooop küçük bu çocuk yaa mevzusu dönüyor. -_-
Gel de sinirlenme.
Bir de ben bu tarz kitaplarda aşkın, sahte bile olsa ön planda olmasını isterim ama aşk ikinci planda kalmış gibiydi. Çift olarak çok iyilerdi ama geri planda kalmaları kitabı sevmeme engel oldu. Radyo mevzularına daha çok takılmış yazar sanki.
Başka bir hoşuma gitmeyen mevzuda diğer karakterlerin hangi yolun yolcusu olduğunu anlamamam. Zaten yabancı isimleri ayırt edemiyorum, bir de saçma sapan sevgili, eş mevzusu girince kıl oluyorum. Burada da illa ki değinilecekti ama çok şükür uzaktan değinmiş yazar. -_-
Hiç mi karşı çıkan bir yazara denk gelmeyeceğiz kardeşim, usandık -_-


Uzun lafın kısası eğlenceli ve okunulabilir bir kitaptı ama İkiz dese ki okuyayım mı, daha güzelleri var onları oku derim.
Hatta okursa direkt satmayı düşünüyorum.
Bu pahalılıkta çokta paranızı çar çur etmeyin, pdf bulursanız okuyun. Çok uyguna bulursanız da alabilirsiniz ama yine diyorum daha güzellerini okudum. Eğer onlar neler derseniz bana yazın, size söyleyeyim. :D



Kitaba puanım 5/3,5^^





Alıntılar^^


“… Çok güzelsin Shay. Çalışırken, pijamalarınla ya da bir dağın tepesindeyken.”



Diğer yazılarımda görüşmek üzere^^







16 Ağustos 2023 Çarşamba

Bir Kimya Meselesi//Bonnie Garmus Kitap Yorumu^^

 Herkese merhaba^^
Cidden böyle başlamayı özlemişim. :) Eski blog takipçilerimden özlemiştir inşallah. Bana eskiyi hatırlatıyor, tabii o zamanlara geri dönemeyiz ama ufak ufak hatırlatma güzel olabilir. :)
Gelelim şu an yorumu yazacağım kitabımıza. Eğer instagramda geziniyorsanız kitabı illa ki görmüşsünüzdür. Bir sürü ödül almış, okuyanların sevdiği kitapları biri. Ben de okuyanlardan biri oldum. Kitabı sevdim, bu kadar övülmesini anlayabildim, çünkü kitap hep genel soruna değiniyor hem de anlatım olarak farklılığı kitaba hoşluk katmış. :)
Biraz garipseyerek başladım ama merak ederek ve severek okudum.


Kimyager Elizabeth Zott’ı anlatmak için pek çok sıfat kullanılabilir ama “ortalama” bunlardan biri değil. Aslında o, hiçbir kadının ortalama olmadığını söyleme cesareti gösterenlerden biri. Üstelik bunu, 1960’larda bir araştırma enstitüsünde, tamamı erkeklerden oluşan ve eşitlik konusunda pek de bilimsel davranmayan bir ekiple çalışırken söylüyor. Ona itiraz etmeyen tek istisnaysa yalnız, zeki, kindarlığıyla ve Nobel adaylığıyla ünlü Calvin Evans. Calvin, Elizabeth’in her şeyine ama en çok da zekâsına âşık olmak üzere. Yani gerçek kimya sonuçlarını vermeye başlıyor.
Ama bilimde olduğu gibi hayatta da bazen asla tahmin edemeyeceğimiz şeyler olur. Böylece Elizabeth birkaç yıl sonra kendini bekâr bir anne ve televizyonda yayınlanan bir yemek programının isteksiz sunucusu olarak buluyor. Elizabeth’in seyircilerine bir çorba kasığı asetik asit ile bir tutam sodyum klorürü karıştırmalarını önerdiği bu program büyük ses getiriyor. Ancak elbette Elizabeth herkesi mutlu edemiyor.
Çünkü o, kadınlara sadece yemek yapmayı değil, statükoyu değiştirmek için ne yapmaları gerektiğini de öğretiyor. Gülmekten kırıp geçiren mizahı, gözlem gücü ve göz kamaştırıcı karakterleriyle Bir Kimya Meselesi, en az başkahramanı Elizabeth Zott kadar kendine has ve capcanlı.


Bu sefer yorumumda ayrı ayrı karakterlerden bahsetmeyeceğim, zaten spoiler olmasın diye sadece Elizabeth'den bahsedeceğim. Çünkü kilit noktamız Elizabeth ve onun yaptıkları. Zaten onun hayatına girenler var.
Elizabeth kadınların zor kabul gördüğü, hatta görmediği, zorbalığa uğradığı bir alanda çalışmaktadır, kısacası kimyagerdir.
Yüksek Lisansını yapacağı sırada uğradığı haksızlık sonucunda çok fazla adı, sanı bilinmeyen bir araştırma merkezinde çalışmaya başlar. Burada da zorbalığa uğramış olsa da yine de ayakta durmaya kararlıdır. Bu sırada rastlantı sonucu tanıştığı Calvin'le başta sürekli atışsa da zamanla bu sevgiye, aşka dönüşür.
Bununla beraber hayatın getirdiklerinden sonra Elizabeth daha zor zamanlar geçirmeye başlar çünkü Calvin ünlü bir kimyagerdir ve ondan yararlanıyormuş gibi gözükmektedir ama aslında öyle bir şey yoktur ama Elizabeth'i çok zor durumlara bırakır.


İlk sayfada gelecekten bir kesit okuyoruz, sonradan taa geçmişe gidiyor. Ondan sonra Elizabeth'in başına gelenleri, yaşadığı haksızlıkları, iftiraları, zorbalığı okuyoruz.
Okurken o kadar zor oldu ki, düşünsenize sadece kadınsınız diye bütün herkes kendinde saçma sapan haklar buluyor. İftira atıyor, vereceği ifadeyi hiçe sayıyor falan filan. Şu an böyle yazıyorum ama o kadar kötüydü ki anlatamam ve en acısı ne biliyor musunuz, bunların gerçekte de olması.
Tabii bir yerden sonra sırlar, arkadan iş çevirmeler bana yeşilçamı anımsattı bana. :D
Kitaptan mizah konusunda iyi diye bahsediyor ama gülecek pek bir şey göremedim. :/
Bunun dışından bol bol sinirlendim.

Kitabı okumaya devam ettiğimde acaba diğer sayfada ne gibi bir şey olacak, acaba kötü bir şey olacak mı diye korkarak okudum. O yüzden diken üstünde okudum desem yalan olmaz. Bunların dışından bol diyaloglu olması kitabın akıp gitmesini sağladı. Sevdim bu yönünü. Sadece kadınlar hakkında daha farklı şeyler beklerdim, evet bir ayaklanma tarzından bir şeyler oldu, sırlar ortaya çıktı. Ondan sonra değişti bir şeyler ama tatmin etmedi beni.
Böyle büyük bir şeylerin olması daha güzel olabilirdi, sonuçta gerçek hayattan alınma değil, hayal ürünü. 


Genel olarak gerçekten sevdim, şaşırdığım yerler oldu, tahmin ettiğim yerlerde ama başta olanlara çok üzüldüm.
Kitapta sevdiğim karakterler oldu ama en sevdiğim altı buçuk oldu, arada onunda iç sessini okudum ve bayıldım. Çok iyiydi ama okurken ona da bir şey olacak diye ödüm koptu. Peki oldu mu? Onu okuyun öyle öğrenin derim.
Eğer denk gelirse okumanızı öneririm, güzel, eğlenceli değil ama akıcı ve farklı oluşu okumaktan keyif aldırır.



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


"Biliminsanı olmak istemiyorum," diye çıkıştı Elizabeth.
"Zaten biliminsanıyım!"


*****


Ama işte burada, kerameti kendinden menkul ahlak bekçileriyle, muhakeme gücünden yoksun, kibirli hakimlerle oturmuştu.


*****


"Aslında düşününce kürek çekmek tıpkı çocuk büyütmek gibi. İkisi de sabır, direnç, kuvvet ve bağlılık istiyor. Ve ikisi de nereye gittiğimizi görmemize izin vermiyor, sadece nerede olduğumuzu görebiliyoruz..."


*****

"... Hayat bir muamma, öyle değil mi? Onu planlamaya çalışan sonunda kaçınılmaz olarak hayal kırıklığına uğruyor."


*****

Ancak haksızlığa uğramış birileri benzer şekilde haksızlığa uğramış birileriyle karşılaştığında ve paylaştıkları tek şey bu olsa bile çok şey paylaştıklarını fark ettiklerinde yeşeren bir dostluktu onlarınki.





Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^






15 Ağustos 2023 Salı

Rüzgargülü//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu yazın daha böyle akıcı, tam yaza uygun kitaplar okumak istiyorum. Bu kitapta imdadıma yetişti ve tam yazın okunacak kitaplardan biri oldu.
Kübra Nur'un kalemine bayılıyorum, yeni kitaplarını takip ediyorum. Hatta şu an eski kitaplarına gözümü diktim, onları da almak istiyorum. Zaten burada geçen bir karakterin bir kitabı varmış, onu merak ediyorum mesela. :)
Kitabı çok sevdim, karakter, konu, geçen yerler, olaylar gerçekten çok güzeldi.


Asi kızlar ile ilgili hikâyeleri bilirsiniz. Hani ailelerinin bir türlü zapt edemediği, sürekli sorun çıkaran, bir süre sonra artık uğraşılmayıp sadece bir yerlere postalanan ve kendilerinden hiçbir şey beklenmeyen kızlarla ilgili hikâyeler… Klasiklerdendir bunlar. Mutlaka duymuşsunuzdur. Duymadıysanız da hoş geldiniz, şimdi o kızlardan biriyle tanışmak üzeresiniz. Yaz mevsimini, denizin rüzgârını ve güneşin parlaklığını iliklerinize kadar hissedeceğiniz, eğlenceli ve kalbe dokunan bir hikâye. Hayat bazen planlarımızı buruşturup bir kenara atar ve karşımıza hiç beklemediğimiz insanlar çıkarır. Bazen birilerinin bizimle birlikte savaşması kadar bize karşı savaşması da değerlidir. Rüzgârgülünün altı yaprağı vardır ve her birinde bambaşka bir hikâye saklıdır. İşte bu da onlardan biri. Bir genç kızın kendine dönmesinin ve aile kelimesinin asıl manasını öğrenmesinin hikâyesi.

Beyza babasının zoruyla hiç istemediği bir ailenin yanında yaz tatilini geçirmek zorunda bırakılır. Bu sürede yine haylazlık yapmak ister, yapar da ama karşısında öyle bir aile vardır ki ne yapsa karşılığını alıyordur. Bunlar yüzünden planları ters tepince uyum sağlamak ister ve işler bu sefer eğlenceli bir hal alır ve bu sayede bu zamana kadar nerede hata yaptığını çözmeye çalışır.
Beyza gibi bir karakteri ilk defa okudum desem yeridir, o kadar haylaz biriydi ki bazen yaptıklarına aşırı şaşırdım ama bu kadar haylaz birinden daha fazlasını da beklerdim yalan değil. :D
Geçmişte yaşananları Beyza'nın yüklenmesi, kendinden başka herkesi düşünmesi kalbimi kırdı. En çokta babasının yaptıkları. Kalbim parçalandı resmen o kısımlara. :/
Sonlara doğru yaptığı inatçılığa biraz kızmış olabilirim, tabii anlıyorum ama kızdım. Nedenini okuyanlar anladı. :D


Ayaz, bir anda evlerine gelen ve bir sürü garip saçmalıkları olan kıza ailecek alışmaya çalışırlar ama Ayaz Beyza'ya daha çok dost olarak yaklaşmak ister. Zamanla daha sık yan yana geldikçe aslında farklı biri olduğunu anlar ve o zamandan sonra onu anlamaya çalışır.
Bu anlama mevzusu uzadıkça yanından ayrılmak istemez ve bir anda aşık olduğunu anlar.
Ayaz'a bayıldım, bayıldımmmm
Kübra Nur'un erkek karakteri bir başka zaten, Ayaz'da onlardan biriydi. Böyle düşünceli hali, Beyza'ya yaklaşımı çok tatlıydı. Aynı babası gibi. :D

Evet hazır baba dedik onlarda da bahsedelim. Meriç ve Damla, Çirkin Ördek Yavrusu kitabındaki karakterlerimiz. Ben okumadım ama konusu çok hoşuma gitti. O yüzden almayı düşünüyorum. Onunda dışından burada çok tatlılardı, hele Meriç. Damla'yı çok okuyamadık ama Beyza'ya yaklaşımı çok tatlıydı. Bulup alabilirsem bundan sonra onu okumayı düşünüyorum inşallah. :)
Eğer satmak isteyen varsa bana ulaşsın. :)

Beyza'nın babası hakkında çok şey yazardım da hem spoiler olur hem de yazarsam duramam diye sadece diyeceğim şu ki iyi ki kitapta azıcık okuduk, yoksa kitabı zehir ederdi. -_-
Kitabı çok sevdim, okurken çok eğlendim. Gidemiyor olsam da tam bir deniz insanıyım ve Beyza'nın denizden çıkmaması, onu sevmesi ve Ayaz'la sürekli gitmeleri çok güzeldi. Diyorum ya tam bir yaz kitabıydı, o yüzden daha çok sevdim.
Bir kaç karakter daha var ama söylersem spoiler olur diye es geçiyorum.
Bu arada kitapta çoğu sahneyi sevdim ama bir bulaşık yıkama sahnesi var ki evlere şenlik. :D


Karakterlerin kendini bulduğu, aşkın nahif halinin anlattığı, akıcı ve tam yaz aylarına laik bir kitap istiyorsanız kesinlikle öneriyorum. Zaten yazarın her yeni kitabında kendisiyle o kadar çok gurur duyuyorum ki anlatamam. Bu yüzden bile öneririm sizlere. Günümüzde çıkan kitapların yanında o kadar masum kalıyorlar ki alıp bağrıma sokasım var yani, o yüzden okuyun okutun. Bu tarz aile bağları güzel olan, arkadaş ve aşkı anlatan kitapları daha çok ihtiyacımız var. :)



Son olarak arkadaşlar, kitabın tasarımı ŞAKA MI???
Arife Şeyma Gök gün geçtikçe değil de her zaman çok iyi ve her çalışması bir diğerinden çok iyi. Sürekli tasarımı incelerken kendimi buluyorum inanın. <3 Sadece bu yüzden bile kitabı alır insan <3




Kitaba Puanım 5/5^^


Alıntılar^^

Bir yerlerde birileri, çocuklarının mutluluğunu tavana yıldızlar yapıştıracak kadar önemsiyordu. Ne hoş.


*****


Bu zamana kadar bütün kalp kırıklıklarıma yaptığım gibi bunu da yuttum. Üzülüp surat asmanın hiçbir şey kazandırmayacağını biliyordum.


*****


"Birine sarıldığımızda güvende hissederiz ve kötü şeylerin geçeceğine daha kolay inanırız. Sarılmak bize yalnız olmadığımızı hissettirir. Böyle zamanlarda birilerine sarılmaya ihtiyaç duyarız."


*****

Hayatta bazı kırılma anları olduğunu biliyordum. Bunlar bazen büyük acılar ya da büyük sevinçler olurken bazen de beklenmedik küçük korkular ya da bir anlık şaşkınlıklar oluyordu. Bu kırılma anlarından sonra insanın bir daha eskisi gibi olması güçtü.




Aybarsların sayısı yediye çıktığında ortalık düğün yerine dönmüştü. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Herkes birine sataşıyor, birileri sürekli gülüyor ve hepsi daima konuşuyordu. Ürettikleri enerjiyi, elektrik enerjisine dönüştürmek mümkün olsaydı bu küçük kasabayı günlerce aydınlatabileceğimize inanıyordu.


*****


"Sen çok güzelsin  ama en çok denizdeyken güzelsin. Neden, biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü denizdeyken mutlusun ve hiçbir şey sana mutluluk kadar yakışmıyor."


*****


Sizi bir kuyuya indiren iple oradan çıkaracak olan ipin aynı ip olması ilginç değil miydi?


*****

Aras gülümsedi. Öyle geniş bir gülümsemeydi ki bu, kalbimin semalarını aydınlattı.






Bu sadece alıntıların yarısı, diğerleri bana kalsın spoiler olur falan. :D
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^