30 Eylül 2023 Cumartesi

Bo Ra! Deborah//Kore Dizi Yorumu^^

Herkese selam^^
Nasılsınız? Nasıl gidiyor? İzlediğiniz dizi, diziler var mı? Ben şu an güncel olan Destined With You'ya başladım, dokuzuncu bölümdeyim ama daha yeni 12.bölüm geldi. :/ Bekle bekle dur. :( Şey diyordum, ben izleyene kadar final yapar ama hasta olduğumda bir kaç bölüm izledim. :( Pişmanım hakim beyyyy :D
Bu dizide yazın izlediğim en güzel dizilerden biriydi, tabii beklediğim bir konu değildi. Ben daha çok romantik-komedi bekliyorum bambaşka bir şey çıktı.
Sevdim mi? Çooook ama bu kadroyla böyle minnoş, aşklarından yumuş yumuş olacağım bir dizi beklerdim. :)
Yine de cidden sevdim.
Dizi daha çok aldatılan, ayrılan, evli ama sorunları olan çiftleri anlatıyor. Onların ruh halleri, atlatma ve pişman olma süreçleri. Evlenme konusunda sadece neden evlendiler, özel hayatlar falan filan anlatılıyor. Bu tarz ilişki konularını sevenlere öneririm. Ben farklı buldum ve sevdim. Genelde üç, beş gün ağlar sonra yeni maceralara yelken açar karakterlerden olur ama burada süreç daha uzun sancılı ve uzun sürdü ve başroldekilerin acı çekmelerini, bunu beraber bir şekilde atlatmalarını izledik.
İlginç bir deneyimdi ve öneririm. :) Ama bu çiften başka bir dizi daha bekliyorum şimdiden söyleyeyim(Hee Esra yapımcılarda senin demeni bekliyordu, hemen not aldı zaten :P)



Konusunu yukarıda az çok bahsettim. Gelenek bozulmasın, burada da azıcık bahsedip geçeyim. :)
İlişki hakkında kitaplar çıkaran bir flört koçuyla, duygularını gizlediği için ilişkilerde sınıfta kalan bir adamın hikayesini konu alıyor.



Yoo In Na//Yeon Bo Ra(Deborah)^^
Flört koçu olup, kitaplar çıkaran Bo Ra uzun yıllardır beraber olduğu adamdan evlilik teklifi beklemektedir. Bunun için hayaller kurarken ben neden teklifi etmiyorum deyip evine gidince çok büyü bir sürprizle karşılaşır. Burası spoi değil aslında, basbayağı aldatıyor ve Bo Ra'da haliyle basıyor bunları.
Ondan sonra ilk önce ağlama nöbetleri, inkar, daha çok ağlama, nedenler, bu sefer özür bekleme, gelmeyince sinirlenmek, ağlamak diye devam etti ama sonunda kabullenme evresi ve hayatına devam etme. Yoo In Na'nın oyunculuğunu seviyorum, zaten güzel kadın daha ne olsun. Öyle skandalı falanda yok, tabii Lee Dong Wook ile skandala karışmasını isterdim, mesela evlenmeleri gibi. :D Halen daha Goblin'i unutamamam peki?? 
Neyse, karakterini de sevdim. Ayrılma, aldatma mevzusunu çok gerçekçi oynadı, sanki gerçekten yaşamış gibi. İşte oyunculuk ve arayı fazla açmadan yeni diziler gelsin ki.
Bu arada stilisti kimse harikaydı, kıyafetleri, kombinleri çok güzeldi. 



Yoon Hyun Min//Lee Soo Hyuk^^
Ünlü bir yayınevinin editörü ve ortağı olan Soo Hyuk işinde ne kadar başarılıysa aşk hayatında o kadar kötüdür. Duygularını çok fazla belli etmeyen Soo Hyuk sevgilisinden ayrıldığında çok üzülür ama elinden bir şey gelmez. Bir sebepten dolayı laf dalaşına girdiği Bo Ra’nın yayınevinin yeni yazarı olduğunu görünce hiç memnun olmaz ama kader bu ya bir şekilde hep karşı karşıya gelirler.
Yoon Hyun Min’i en son My Holo Love dizisinde izlemiş çok sevmiştim, burada da sevdim ama orada çok başkaydı. <3
Buradaki inat halleri bazen beni deli etti, yani biraz konuşsan, sinyal versen güzel olmaz mıydı? Yine de onu da anladık, onunda aşk acısını izledik. Yani erkek ayrılınca ya da terk edilince ne hale geleceğini izledik. Bu yönüyle güzeldi. :)
Yine böyle romantik bir dizide oynarda gözlerimiz bayram eder. :D



Joo Sang Wook//Hang Sang Jin^^
Yayınevi şirketinin başkanı olan Sang Ji işi gücü gırgır şamatadır ama işinden dolayı bunları yapmak durumda kalır.
Kendisini böyle yan rolde görmek çok şaşırttı beni, yani çok güzel dizilerinden sonra böyle rolde oynaması garipti ama rolü gereği çokta gözüme batmadı açıkcası. Sevdim yani ama sonlara doğru bir karakterle aralarından bir şeyler oluyor ve ben bundan çokta memnun kalmadım yaaa :D
Kendisine çok güldüm, çok tatlı bir karakterdi. Tabii tam bir erkoydu ama olsun sdfghjklş
Uzun lafın kısası sevdim ama başka, başrol olacak bir diziyle geri dönmesini çok isterim.



Park So Jin//Lee Yu Jung^^
Bo Ra’nın en yakın arkadaşı olan Yu Jung evlidir ve evlilik hayatı kendince bir şekilde gitmektedir. Kocasıyla araları iyidir ama tam bir karı-koca mevzusu yokturdur. Bu da Yu Jung’u sinir etmektedir ama yine de kocasını seviyordur, kocasıda Yu jung’u. <3
Kendisini ilk Shooting Stars dizisinde izledim, orada çok sevmiştim burada da sevdim. Burada Bo Ra’ya o kadar iyi geldi ki. Tabii evlilik hayatı için çok güldüm. Yani karı-koca çabalıyorlar ama ortada bir şey yok. Yine de sevgilerinin bitmemesi çok tatlıydı.
Sevmediğim yerleri saçları neden öyleydi ya? Bir de sürekli uzun tırnak takması çok gözüme battı. Yani yakışan var(yine yakışmıyor ama olsun) ama burada hiç hoşuma gitmedi, keşke daha kısa kullansaydı dedim. Battı gözüme yani. :D
Shooting Stars’da daha sert bir karakterdi, burada daha eğlenceliydi. Bu arada kendisi Girl’s Day grubunun üyesiymiş ama grubun sonu ne oldu bilmiyorum. En son 2017 yılında Mv yayınlamışlar, şimdi pek bir şeyleri yok. 



Lee Sang Un//Yang Jin Woo^^
Lee Yu Jung’un kocası olan Jin Woo kafe işletmektedir. Karısını çok sevmektedir ama evlilikleri hakkında çokta düşünmez ve çabalamaz.
Kendisini ilk Netflix’de olan mini bir dizide izledim ama o diziyi sevmediğim için yorum yazmadım. Bu arkadaşta orada çok sevdiğim bir karakteri oynamadı, hatta burada normal görünce nasıl sevindim anlatamam. Resmen adamın yakışıklı olduğunu öğrendim bu dizide asdfghjkl
Rica ediyorum başka diziler çekerse bunun gibi, adam gibi adam diziler çeksin. :D
                 


Kim Ye Jin//Yeon Bo Mi^^
&
Koo Jun Hoe//Yang Jin Ho^^
Bu çiftimizinde aşk hayatına değiniyor dizi. İkiside kendince haklı ama oğlanın aşkı çok tatlıydı. Kızı sevmedim, tamam iyi hoştu ama hem ablasına hem de sevgilisine karşı olan tavrını hiç hoş bulmadım. Bazen beni sinir etti, ergen tavırları diyeceğim ama sona doğru yaşananları görünce çokta ergen değillermiş değil mi diyorum. Ablasının sabrına hayran kaldım, yani o tavra iyi dayandı hani.
İkisini de yeni izledim, çift olarak yakışmışlardı.



Song Min Ji//Seo Soo Ji^^
Aslında dizide çok bir rolü yok ama onunda boşandığı zamanı, süreci, neden ayrıldıklarını ve karşı tarafın nasıl davrandığını konu almıştı. Yani dizide hangi çifte el atsak hepsinin bir sıkıntısı  var ve bunun sebeplerini, getirdiği durumları anlatıyor. Bu yönüyle sevdim. Bu kadını da davranışından dolayı çok sevdim. İlk defa bu dizide izledim.



Hong Hwa Yeon//Bang U Ri^^
Bu kızı başta çok sevdim, işinde iyi olması, çokça çalışması iyiydi ama sonrada hoşlandığı kişiyi öğrenince çok sevemedim. Yani neden böyle senaryo? Ne gerek vardı? Platonik olarak kalabilirdi. Tamam bu da ayrı bir ilişki mevzusu ama sevmedim.
Kızı ilk defa burada izledim, daha çok çalışması gerek.



Chan Sung//Noh Ju Won^^
Kendisi aslında ünlü bir oyuncu ama buradaki karakterinden dolayı en sona atmak durumunda kaldım. Karakter olarak aldat, hata de, kızın peşinden koş diye izlenir dizi ama resmen pişkin bir karakterdi. Neredeyse Bo Ra’yı suçlayacaktı. Öyle sinir bozucu bir karakterdi. 
Bu adam ne zaman düzgün bir karakteri oynayacak bilmiyorum, yani şart farklı, tatlı bir karakteri oynaması. Eğer şarkıcılığı bıraktıysa oyunculukta daha iyi roller almasını öneririm.
Bu arada kendisi 2PM’in üyesiydi, en son ya sevgilisi vardı ya da evlenecekti bilmiyorum ama hayatında büyük değişimler oldu.
Başarılar diliyorum, oyunculukta iyi yerlere gelmen ümidiyle.



Resimler^^



İlk toplantılar.





Bo Ra’nın ağlama, kabullenme ve kariyerinde değişimler bu kısımda oluyor. Güzel ağladı, normalde koreli oyuncular ağlama konusunda iyi değiller ama burada hakkını veriyor. Zaten Goblin’de de çok iyiydi.


Burada kız kardeşine üzüldüm ama sinirde oldum. Güzel bir kamu spotuydu asdfghjkl


Yayınevlerinde böyleleri var mı yaa, maşallah asdfghjklş



Rastlantılarının hepsi çok komikti, burada kızın hareketleri der susarım asdfghjkl



Bundan önce ki olanlara üzüldüm yaa :/



Soldakinin tırnaklarına bakar mısınız?????
Bo Ra’da tırnaklarına oje sürüyordu ama bunun gibi uzun değildi, daha renkli ve güzeldi.





Yakışmışlardı <3




Çizgili giyinen erkek>>>>>>>>



Burada bir sahne var, editlerde görmüşsünüzdür asdfghjklş
Çok komikti yaaa, abla senin aklından neler geçiyor öyle :D


Basın tanıtımından^^


Gifler^^


Ayy ben de çok duygulandım burada.





Bu yere kadar kız çok üzüldü, hani bırakıp gitse neyse de aldatılmak. Bakın yine diyorum spoiler değil, zaten konu olarak geçiyor ya da bir yerde edit olarak görürsünüz.



Biri 38, diğer ise 41 yaşında. Siz şaka mısınız???
Maşallah diyelimde nazarlara gelmesinler. :D





Bir kalp kırıcı sahne daha :/



Birbirlerine destek olmaları, sonradan işlerin değişmesi güzeldi. Çünkü ikisi de kendince yaralıydı ve birbirlerinin yarasını sarmaya çalıştılar.



Ve çokta yakıştırlar^^




Ve Son^^
Dizi 12 bölüm ve ben doyamadım. Neden doyamadın diye sorarsanız. Ben bu çiften böyle romantik komedi, eğlenceli, aşka doyacağımız bir dizi beklerdim ama sürekli bahsettiğim ilişkilerin üzerinde duran bir dizi olduğu için o vıcık vıcık romantikliği izleyemedik. Tamam son kısımlarda vardı ama bana yetmedi. :D Mesela oğlanın yavaş yavaş kızı fark etmesi, o ağır çekim olayı çok güzeldi, sevdimmm. İlk karşılaşmaları ki orası aşırı aşırı tatlıydı bence çok güzeldi. Daha fazla beklerdim. :/
Dizinin her şeyi iyiydi ama sevmediğim bir olay yüzünden atladığım yerler oldu. O kısımları okuyanlar anladı bence. :D
Arka plandaki karakterleri, olayları da çok sevdim. İzlemesi zevkli bir yapımdı ama herkese hitap eder mi tartışılır. Dediğim gibi ilişkiler üzerine durduğu için pek sarmayabilir.
İzlerken üzüldüm, duygulandım, sinirlendim, eğlendim. Bir sürü duyguyu yaşamışım ve izlemek için sabırsızlandığım doğrudur. Artık eskisi kadar izlemek için sabırsızlandığım diziler olmuyordu ama bu yıl şeytanın bacağını kırdılar sanki, güzel diziler izliyoruz. :)
Konu olarak beklediğim gibi çıkmamasına rağmen kadro ve yaşattıkları için sevdiğim diziler listesine attım. En ve çok sevdiğim olmadı ama sevdiğim oldu. :)
Ben Koreantürk’den indirerek izledim. Sizde oradan ya da online dizi sitelerinden bulabilirsiniz^^




Bir yorum daha böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^ 
Sevgiyle kalın… <3


Buralarda da varım^^




28 Eylül 2023 Perşembe

Patron//Vi Keeland Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yeni bir kitap yorumuyla geldim, bu sefer ki yılın en hızlı okuduğum kitabı olabilir. Bir akşam pdf indirdiğim sitede bu kitaba denk gelince konusuna bakayım dedim, çünkü yazarın yeni çıkan kitabının kapağı çok farklıydı. Ve son zamanlarda çıkan kitaplara bakınca belki bu da şaşırtır dedim ve cidden beklediğimden çok iyi çıktı.
Kitap 300 sayfa, okumaya başladığımdan aktı gitti, bir bölüm, bir bölüm daha derken baktım kitap bitiyor. :D
Kapağa aldanmayın arkadaşlar, karakterlerin geçmişte yaşadıkları ve şimdi ki hayatları etkilemesi çok güzeldi. Bunun hakkında belki spoiler olarak yazabilirim. :)



Chase Parker’la ilk tanıştığımda verdiğim ilk izlenim pek hoş sayılmazdı. Beraber yemeğe çıktığım adamdan beni kurtarması için restoranın tuvalet sırasında telefonla arkadaşımı arıyordum. Telefonda dediklerimi duyduğunda benim adi biri olduğumu söyleyip istememiş olmama rağmen tavsiyede bulunmuştu. Ona çenesini kapamasını söyledikten sonra beraber çıktığım adamın yanına geri dönmüştüm, o da beraber olduğu kadının yanına. Yanımızdan geçerken bana o muhteşem gülümsemelerinden biriyle baktı. Gece boyunca onun oturduğu tarafa kaçamak bakışlar atmaktan kendimi alamadım. Birkaç kez göz göze geldikten sonra beraber olduğu kadınla birlikte masamıza geldi ve eskiden beri tanışıyormuşuz gibi bir hikâye uydurup beni içinde bulunduğum durumdan kurtardı. O yemekten sonra Chase’i çok düşündüm. Bir ay sonra yeni işime başladığımda kendisinin patronum olacağını bilmiyordum tabii…

 
Reese çıktığı randevudan kurtulmak için arkadaşını ararken Chase ile karşılaşır. Başta tavrından dolayı sinir olsa da Chae sayesinde randevusundan kurtulunca bir oh çeker. Adam o kadar yakışıklıdır ki bir türlü unutamaz, hatta sosyal medyada aratıp fotoğraflarını falan bulur.
Kendine itiraf etmese de Chase'in nerelere gittiğini merak eder ve şans bu ya bir kaç kez görüştüğü adamla aynı spor salonuna gittiğini öğrenir. Onunla beraber salona gittiğinde yine şans bu ya Chase ile karşılaşır.
Orada da ayak üstü yalanlar söylemesine(Burayı detaylı yazacağım) hayran kalan Reese sonunda onunla irtibata geçecek bir şey bulur.
Yeni çıktığı işi yüzünden yeni iş arayan Reese kendini bir anda Chase'in patronu olduğu şirkette işe başlar.
Reese'i çok sevdim ya, Chase olan davranışları çok tatlıydı. Geçmişte yaşadıkları yüzünden tedirgin olması ve Chase'in ona yardım etmesi aşırı aşırı tatlıydı. Okumak isterseniz bunu spoiler olarak yazacağım. :D


Chase daha gördüğü ilk dakikada Reese'e vurulmuştur ama onu kurtardığı geceden sonra daha da karşılaşmazlar.
Bir gün spor salonundan çıkarken onunla karşılaşması şans mıdır, kader midir? Bir de tekrardan yalan söylemesi gerekmektedir ama çok eğlenir.
Chase'i çok sevdim yaaa, o kadar tatlıydı ki. Bir de ayak üstü öyle yalanlar söylüyor ki bayıldımmm
Eskiden yaşadığı olayın getirilerine ayrıca üzüldüm, hele bir yerde kalbim kırıldı resmen. :/


300 sayfalık bir kitaptı ama dolu doluydu resmen. Yan karakterlerden de sevdiğim oldu tabii ki, Chase'in hem çalışanı hem de arkadaşı mesela.
Sonrasında insanların yaralarına, korkularına değinmesine ayrıca bayıldım. Instagram'da paylaşmıştım, kitap çok güzel ama kapağı içerikle alakalı bile değildi. Tamam okurların ilgisini çekmek istemişler ama zaten içerikle sen ilgi çekiyorsun ki. Konusunu okumasam hiç bakmayacağım bir kitap kendisi.
Eğer yayınevi tekrardan basmak isterse lütfen, lütfeeen başka kapak çıkarsın.

Yazarın kalemini sevdim, zaten bundan önce İkizim yazarın yeni çıkan Davetiye kitabına merak salmıştı, o salınca ben de merak ettim tabii ama yazarın kalemiyle ilk defa okuyacağımız için almakta tereddüt ettim. Sonrasında pdf olarak bunu okuyunca hemen Davetiye'yi indirimde bulup aldım. :D
Geçen gün geldi ve şu an İkize Patron kitabını okutuyorum. Kesinlikle biriyle dedikodusunu yapmak istiyorum. :D
Kitapta tabii ki smut var, yok diyemem ama kapağa baktığımız zaman sanki daha ilk dakikadan smut algısı yapılmış. Öyle bir şey yok, aşık olmaları, birbirlerini anlamaları ve ilgi duymaları falan hep yavaş yavaş oldu. Hatta Reese sürekli olmaz dedi, Patron'u sonuçta. O yüzden smut kısımları atladığınız zaman on numara bir kitap okuyacağınızı söyleyebilirim.



-Spoi Başlandıcı-

İlk tanışmalarını, Chase'in sahte olarak okulda tanışmalarını, orada yaşadıklarını sanki gerçekmiş gibi anlatmasına bayıldım. Hele o spor salonunda kuzen mevzusu olaydı. Reese yanlışlıkla bilgisayarın arka planını Chase'in facebook'tan indirdiği fotoğrafını yapıyor ve buna bir kaç kere çıktığı adam görünce kuzenim demesi aşırı komikti. :D
Sonrasında iş mevzusu ve Chase'in iş ayarlaması ama kendi departmanında olmasını istememesi çok güzel değil miydi? Orada kızın gururla istemiyorum lan ben demesini hayranlıkla okudum. Bir kadının gururunu ön plana almasına, sonrada erkeğin durumu düzeltme çabaları>>>>>>>>
Chase'in eski sevgilisinin başına gelenler ve onun yüzünden olduğunu öğrenmesi ve sonradan yaşadıkları. Yazar cidden çok iyi yerden vurmuş haa. Üzdün bizi Chasee :/
En son kısımda Chase'in Reese'i merdivenlerde beklemesi offf arkadaşlar offff
 Orada gerçekten kalbim kırıldı ve üzüldüm.
Sonrasında Chase'in kıskanması falan güzeldi yaaa.
Chase'in Reese'in evine girip her yere dört kere bakması iseeee, bakın bununla güzel reels yapılır yaaa asdfghjkl
Attım kafaya yeni reels planı iyi miii :D


-Spoi Sonu-



Kitap hakkında çok yazmak isterdim ama bana yazmak değil, konuşarak içimi dökmek yarar şu an, İkizzzzz acil oku şu kitabı!!!!
Kitabı hem Reese'den, hem de Chase'den okuyoruz ama Chase'in eski mevzusunu daha çok okuyoruz.
Akıcı, eğlenceli, kalp kırıcı bir kitaptı ama cidden sevdim. Pdf okudum, kapağı uygun olsaydı kesinlikle alırdım ama buraya bile yabancı kapağın fotoğrafını atacağım, o yüzden pdf olarak devam edeceğiz ne yapalım.
Bu arada yazarın diğer kitapları hoşuma giderse favori yazarım olabilir. :)
Şimdi aklımda En Güzel Hatam ve Davetiye var. Bakalım onları da sevecek miyimm :)



Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^


Gözlerini üzerimde hissedip birkaç bakış attım.
Gözleri benimkileri hep bekliyordu.


*****

Reese ne zaman kahkaha atsa güzel gülümsemesini görmekten dolayı mutlu hissettim.
Sonra o gülümsemeyi yüzüne konduran kişi olmadığımı hatırladığımda anlık neşemi yerle bir eden ezici bir his geldi.

*****

Aniden onun ne olduğu gerçeği dank etti.
Kalbimdi.
O zaten kahrolası kalbimin içindeydi.
Fiziksel olarak onu bırakıp gidebilirdim ama zaten içimdeydi. Mesafeler bunu değiştirmezdi. Hayatımda olmasa bile kalbimde olacaktı.


*****

Chase yüzümü ellerinin arasına alırken başparmaklarıyla gözyaşlarımı sildi.
"Senin hatan değil."
Gözlerine baktım. "Senin de hatan değil."


*****

"Benim için korumanı istediğim tek bir şey var."
"Söyle ve olsun."
"Kalbim sana ait. Onu güvende tutacağına söz ver."
"Sen de benimkini asla geri vermeyeceğine söz verirsen."


*****

Elini sıkıp cesaret verdim, titremesi durdu. Birbirimiz için işte bunu yapıyorduk. Ben onun çalkantılarının dengesiydim. O da benim korkularımın cesaretiydi.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^

25 Eylül 2023 Pazartesi

Çiçekler ve Yasemin//Sümeyye Demirkan Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Saat 22:30 ve ben yorum yazmaya başladım(01:27, daha yeni bu bitti) o kadar çok yazacak yorumum var ki inşallah bu akşam şöyle bir kaç yorumu yazmış olurum, son hazırlıkları da yapsam güzel olur ama bakacağız artık. :D
Kitap ilk çıktığında çok merak ettim, hatta hemen sepete ekleyip indirimli bulduğum an aldım. Biraz sıkıntılı oldu ama bir şekilde elime ulaştı.
Hemen okumak istemedim, yaza sakladım. Aldım elime, nasıl hevesliyim okumak için, içim kıpır kıpır ve beklentim everest dağından resmen ama büyük hayal kırıklığı oldu ve aşırı üzüldüm. Böyle beklemiyordum. Son yüz sayfayı atlayarak okuduğum doğrudur.



Yasemin Duman, ninesi ve hayatına renk veren dostlarıyla birlikte Muğla’nın küçük bir kasabasında yaşamaktadır. Yasemin’in bu tatlı dünyasına bir gün başka bir şehirden, gizemli ve en az onun kadar kendi iç dünyasında yaşamaktan keyif alan bir genç girer. Hiç ummadığı bir anda Yasemin’in hayatına dâhil olan bu genç, günden güne onun kalbine doğru bir yolculuğa çıkar.
Adımlar atılır, mesafeler çoğalır ama izler baki kalır.
“En güzel çiçek sensin,” dedi gözlerime, yüreğime dokunuyormuş hissiyle bakarken. “Yasemin… Çiçeklerin en güzeli.”
O çizdiğim resimdi ve kendini gözlerindeki sevgiyle boyadı.


Yasemin ninesiyle sessiz, sakin bir kasabada yaşamaktadır. Bahçesinden ve hayvanlarından aldığı ürünleri pazarda satan Yasemin bir anda tezgahına çarpan arkadaş grubu yüzünden ürünlerinden olunca çok kızar ama aralarındaki biri yardım edince olaylar başlar. Zamanla o arkadaşı, yani Melih'i sürekli görünce farklı biri olduğunu anlar ve ondan etkilenmeye başlar.
Yasemin karakterini sevdim, bahçesiyle ilgilenmesi, ailesine olan sevgisi çok güzeldi.
Aşk konusunda da çok iyiydi ama, aması var işte. :/


Melih arkadaşlarıyla kafasını dağıtmak için gittiği kasabada Yasemin'i görünce ilk görüşte aşık olur. Ondan sonra sürekli onunla karşılaşmak için pazara giden Melih sonunda bir şekilde Yasemin ile arkadaş olmayı başarır ve birbirlerini tanıdıkça aşk başlar.
Melih karakteri iyiydi, o da Yasemin gibi güzel sevdi.
Yaşadığı sıkıntılar üzücüydü, gerçi son kısımları atladığım için detayları bilmiyorum. Sadece aile olarak zor zamanlar geçirdiğini okudum.


Şimdiiiii gelelim asıl mevzuya. Ben okumaya başladığım zaman biraz daha böyle köy, kasaba, mahalle aşkı bekledim ama tanışmaları, buluşmaları ve birbirlerine aşık olmaları bir garipti. Tamam yavaş yavaş olacak bazı şeyler ama burada adlandırmadığım bir şey vardı. Ben daha çok böyle değişik, nefretten doğan bir aşk bekledim ama bir anda hooop bir şeyler hissediyoruz modu güzel değildi. Yani hemen aşık olmaları, olayların hızlı gelişmesini sevmedim.
Nasıl desem bilemiyorum, bu yüzden de o derinlemesine aşkı hissedemedim.
Kitap köy, kasaba değil de yabancı bir ülkenin kasabasında geçiyormuş gibi geldi. Melih Yasemin'in evine falan gidiyor, kalıyor. Nine bir şey demiyor. Gerçeklik yoktu ne yalan ki yazarı tanıyoruz, biliyoruz neden böyle oldu?
Sonra kaç senedir gelip gidiyor, o sürede hiç karşılaşmamışlar ama ikinci günde Yasemin'in kaçan koyunları Melih'lerin evine gidiyor, aşırı saçmaydı buralar. Yeni gelselerdi tamam ama kaç yazdır kalıyorlarmış hiç mi rastlamadılar? Neden böyle oldu bu kitap. :D


Daha ne yazsam bilemiyorum, işte böyle kalıyorum sevemediğim, yükselemediğim kitaplarda. 
Son yüz sayfayı atlayarak okurken üzüldüm açıkçası, yani bu kadar istekli başladığım kitabın böyle hayal kırıklığı olması cidden üzdü. Kitaptan çok beni nasıl üzdüğünü bahsediyorum ama ne yapayım.
Melih'in bir anda ortadan kaybolması, çiftimizin aralarından aşkın bir garip olması ne bileyim aklıma gelenler bunlar. Resmen kafamdan resetlemişim kitabı, neden sevmediğimden bile bahsedemiyorum. :D
Güllük, gülüstanlık kitabın içine bir de dramı eklemeleri kalp kırıcıydı. Yani neden yani, NEDEN?
Olmak zorunda değildi, böyle bir olay beklemiyordum. 



Ya işte kitabı çok beğenemedim, uzun zamandan sonra ilk defa bir kitaba üç puan vereceğim, buçuğu bile yok. :D Bilmiyorum çok mu beklentim yüksekti, ondan mı bu kadar sıkıntılı oldu ya da kafamda kurguladığım hikayenin olmaması mı üzdü beni bilmiyorum ama olmadı, olamadı.
Okumak isterseniz eğer yazar wattpad'de kitabı yayımlamış, oradan bakabilirsiniz.
Siz yine de bir şans verin, belki benden daha çok seversiniz. :)
Not: Yazarın kalemini gerçekten seviyorum, Mürekkebe Boyanan Sardunya serisi çok güzel, okumadığım son kitap kaldı. Yorumlarımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. O yüzden de beklentim yükselmiş olabilir. Diyorum ya kalemi güzel, kurgu olmamış.
Dipnot: Bu arada kitabı çok sevemedim ama bir sürü alıntı çıkmış yaa :D



Kitaba puanım 5/3^^




Alıntı^^

"Seni birkaç gündür göremeyince..."
"Dört gündür," dedi Melih. "Dört gündür ben de seni göremiyorum, Yasemin."


*****

"Sahte heaptan bakacağım herhalde. İyi bir Stalker asla kendi hesabını kullanmaz. Bunu bilmem gerekir ama senin kendi hesabın bile manav Hüseyin amca gibi. Nerede çiçek, böcek, koyun varsa doldurdun profiline..."


*****

"Bir deniz kenarı olur belki..." diye ekledim.
"Bir akşamüzeri olur ya da..."
"Biraz çilek olur, biraz kek..."
"Biraz rüzgar olur, biraz da sen..."


*****

"Peki, çok kız var mı?"
"Var."
"Güzeller mi?"
"Bilmiyorum."
"Nasıl bilmiyorsun?"
"İlgilenmiyorum, Yasemin," derken içimi sıcacık etti.
"Melih Şahiner'in güzellik anlayış Yasemin Duman'dan ibarettir."


*****

"Gidebilirsin, söz veriyorum, küsmem... Ama diyorum ya, en azından veda et."





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^