30 Kasım 2020 Pazartesi

İzlediğim Filmler 37//Cici Baba, Feride, Bir Ay Masalı^^

Selam^^
Okuyor musunuz bilmiyorum ama film yorumlarıma devam ediyorum. :D Sizlere önerilerde bulunmayı seviyorum, umarım işe yarıyordur. :)
Bu sefer iki yerli, bir animasyon filmi izledim. Gelin bakalım bu filmler nelermiş^^


Cici Baba ne zaman vizyona girdi bilmiyorum ama ilk zamanlarda fragmanları izlemiştim, az çok akılma gelmişti. Diğer filmleri güzeldi diye izledik bizde.
Konusu, çocukları kendi yuvalarını kurduktan sonra yalnız kalan annenin yeniden aşık olup, evlenme isteğini konu alıyor. Ama yaşları büyük olan çocuklar kendi düşüncelerine uzak olan cici babalarını sevemez ve annelerinden ayırmak ister. Lakin iş öyle olmaz, cici babaları yardımlarına koşup iyi davranınca işler tam tersine döner ve sevmeye başlarlar, bir kardeş hariç.
Konumuz böyle, eğlenceliydi. Sadece cici babaları ile rastlantı sonucu karşılaştıklarında ki muhabbet iyi değildi, sevmedim orayı. Ama geri kalan kısım zaman geçirmek ve az da olsa eğlenmek için güzeldi. Tavsiye ederim. :)

25 Kasım 2020 Çarşamba

Emily Paris'te Dizi Yorumu^^

Selam^^
Blogda ilk Kore dizisi dışında yabancı bir diziden bahsedeceğim. Emily Paris'te^^
Netflix'in orijinal dizisi olan Emily Paris'te'yi tabii ki de ilk izleyip seveni, sevmeyeni oldu. Çok çabuk her şeyi tüketiyoruz bu arada. Daha dizi 24 saatini doldurmadan izleyip bitirenler var. Biz İkizle 2-3 haftaya yayarak anca bitirdik.
Diziyi sevdim ama daha da çoook sevmeme vesile olan bir şey vardı, sebebi birazdan sizlerle olacak. Şimdi konusuna geçelim.



Emily patronunun gitmesi gereken Paris'e kendisi gidince çok sevinir. Avrupa'nın en iyi şehri, aşıklar şehri. Gittiği ofiste yardımcı olarak çalışmaya başlayan Emily ilk günler kadar güzel günler pek göremez. Heyecanla geldiği şehirde uzak ilişkiyi istemeyen sevgilisiyle ayrılır, iş yerinde kendi doğrultusunda giden çalışanlara laf anlatamaz ve tek kelime Fransızca bilmemesi başına dert açar.
Klasik ortama alışmama dizilerinden biriydi. Bu serüvende bir sürüde erkekle tanışan Emily en sonunda imkansız bir aşkın içine düşer. 
Bir sürü erkek dedim, normal yani bu dizilerde, tam tersi olsa şaşırırdım. Kendine has bir havası olan Emily'nin zekasıyla herkesi ters köşede yapacak, tabii bazı zamanlar yaptıkları yüzünden çuvallayacak.


Lily Collins, severim kendisini. Bir çok projesini izledim, bu da diğerleri gibi güzeldi. Giydiği kıyafetler, rol olarak güzel performans sergiledi. İkinci sezon haberini de verdi kendisi, bakalım ne zamana yayımlanacak. 


Dizimizin şefi, zaten şefsiz dizi mi olur? :P Dizideki en sevdiğim ve en tatlı bulduğum kişiydi. Bi bakayım nereli, İngiliz ya da ABD vatandaşı diyecektim ama Fransız çıktı. :D Dizide kim nereliyse oralı, yani Lily ABD vatandaşı, arkadaşı olacak kız Çinli. :D Saçma oldu ama şöyle ki Amerikalı gelip Fransa'da Fransızmış gibi dizi çekebilirdi. :D O değilde Bu Fransız oyuncular senaryoya nasıl tamam dedi anlamadım. :D

15 Kasım 2020 Pazar

Gül Limanı Oteli//Debbie Macomber Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Nasılsınız? Her zaman cevap gelmiyor ama ben yine de başlangıç olarak yazayım. :) Depremdi, virüstü derken zor zamanlar geçiriyoruz, Rabbim hepimizi korusun, güzel, hayırlı günler görürüz inşAllah^^
Zor günler olsa da bir şekil atlatmaya çalışıyoruz, hayat düzenimize geri dönüyoruz. Şu an boş durduğum için yorum yazayım dedim, normalde video editleyecektim ama yoruma girdim, biraz yazayım da video editlerim inşAllah.
Kitabımız Debbie'nin serilerinden biri, seri adı nedir bilmiyorum ama bir sürü serisi var kendisinin. Bu kitabı da uygun bir kitapla takas yaptım, o sıra tarz olarak bunu seçince okuyayım dedim. Doğrusu eskiden sevsem de şimdi nedense çok hoşuma gitmiyor, aşk temalı böyle kasaba hikayelerini daha çok seviyorum. O yüzden üzülerek söylüyorum ki bundan önce ki Debbie kitabı gibi bunu da sevemedim.


Jo Marie Rose, Sedir Koyu'na yeni bir başlangıç yapmak ve biraz olsun huzura kavuşmak için gelir. Kocasının ölümünün acısını atlatmaya çalışan genç kadın, burada bir otel satın alır ve otelin adını değiştirip Gül Limanı Oteli koyar. Buranın yeni başlayacağı hayatı için doğru yer olduğunu hissetmektedir. Ancak otel ve ilk gelen konuklar, Jo Marie'ye beklediğinden çok daha büyük sürprizler yapacaktır.

11 Kasım 2020 Çarşamba

Be Melodramatic//Kore Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
Bilgisayar almadan önce keşke bilgisarayım olsa da daha çok yazı yazıp paylaşsam diyordum, evet belli bir saatte değilde canım istediği zaman yazı yazıyorum ama, yine eski halime döndüm, zaman yaratamadığım için istediğim gibi yazılar yazamıyorum. Dizi yorumları da bundan nasibini alıyor tabii ki. Bu diziyi izlemek iki ay sürdü, yazısını yazmak, yayımlamak üç ay sürer herhalde. Şöyle planlı işler yapsam belki böyle olmaz ama bazen canımda istemiyor ya. Aslında yeni bilgisayarımda yazı yazmakta ayrıca çok güzel. :D Çok fazla ikilemde kaldığımın farkındasınız değil mi? 
Dertlerimi dinlemeyi özlemişsinizdir. :P O yüzden kısa kesiyorum ve hemen dizimin yorumuna geçiyorum.^^


Diziyi bir çok yerden görmeme rağmen başlamadım, ilgimi de baya çekiyordu. Sonra Nabrut'da okuyunca daha çok merak ettim ve Netflix'den başladım. Merak ettiğim kadar güzeldi, şey gibi diyebilirsiniz, Age Of Youth gibi. Ama onun gibi değil, tamam kız arkadaş grubu arasında geçiyor ama öyle de değildi. Bu daha gerçekçi ve içimizden! gibiydi. Bir kaç rahatsız eden durum haricinde diziyi çok sevdim. Keşke daha erkenden bitirseydim de dedim. Sıkmadan, sizi de yormadan orta şekerli devam ederek bitti.

Konusu;

Dizi, aynı evi paylaşan, birbirlerinin en yakın arkadaşı olan 30’lu yaşlardaki üç kadının kaygılarını, aşklarını, arkadaşlıklarını ve günlük yaşamlarını konu almaktadır.

Güney Kore Sineması'ndan alıntıdır.



Chun Woo Hee - Im Jin Joo^^
İş aradığı sırada dizi senaristinin yanından yardımcı olarak çalışmaya başlayan Jin Joo Senaryo yarışmalarına girer ve kazanır. Yanında çalıştığı senaristten çok çektiği için senaryosunu da yanına alıp işten ayrılır. Senaryosunu beğenenler vardır ama dizi olması için çok yollardan geçmesi gerekmektedir.
Çok tatlıydı ya, çok komikti. Dizide belki de en sevdiğim kendisi oldu.
Senaryosu için çok çalıştı, çok azim etti bunun sonunda da aşk kazandı.
Senaryosu izlediğim dizinin senaryosu gibiydi, belki de senarist kendi hayatını bu karakterde göstermiştir. İlk defa bu dizi de izledim, neden başka dizilerde yok şaşırdım açıkçası. Meraktan biyografisine baktım da daha çok filmlerde oynuyormuş.



Jeon Yeo Bin - Lee Eun Jung^^
Belgesel yönetmeni olan Eun Jung çektiği belgesel sonucu büyük başarı elde eder. Yeni belgeseli için yeni arayışlara giren Eun Jung bu zamanda hayatının aşkını bulur. Güzel zamanlar geçirir ama kaderin büyük oyunları vardır.
Dizide de en sert karakterdi. Eğlendiğinden iyi eğlendi ama yaşadıklarından sonra böyle olması da normal. Doğrusu bu rolde başkası oynasaydı karaktere birebir benzer miydi tartışılır, o yüzden kadro çok iyi. Bu oyuncuyu da ilk defa izledim, geçenlerde sevdiğim bir oyuncuyla dizi çekme söylentisi çıktı ama bakalım ne olacak. Yeni yüzler görmek güzel.^^

5 Kasım 2020 Perşembe

00:00 Biri Sizi Düşünüyor//N.G. Kabal Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Ne zaman yayımlayacağımı bilmediğim kitap yorumumla geldim. :)  Bu sefer ki kitabımız son bir kaç aydır adından fazlaca bahsedilen Biri Sizi Düşünüyor, serinin tam adı ise Gençlik Serüveni. Bu kitap haricinde üç kitap daha var. 
Kitabı ilk duyurdukları zaman konuda Jane Austen geçmişti, tamam benim kitabım dedim ama tahmin ettiğimden çok çok farklıymış. Konu olarak devamında bir kaç şey yazacağım ama kitapta en sevdiğim şey yazarın kalemi oldu.


 İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyan Nazlı ve Ezel, Jane Austen üzerine ortak bir ödev hazırlamak zorunda kalırlar. Ancak bu ödev zamanla Nazlı’nın kendi hayatıyla hesaplaşma işine dönüşür. Geçmişini unutarak kendine yeni bir kimlik belirleyen Nazlı, her attığı adımda karanlık düşlerine biraz daha gömülür. Bu yolda ona ne en yakın arkadaşı Ecem, ne Ezel, ne de diğer insanlar yardımcı olabilirler. Çünkü bu tamamen, Nazlı’nın çözebileceği bir kördüğümdür.

29 Ekim 2020 Perşembe

İzlediğim Filmler 37//Enola Holmes, Küçük Ayak, Küçük Cadı Kiki^^

Selam^^
Nasılsınız? Bu ay yoğunluktan dolayı çok az yazı paylaştım, ay bitmeden bir kaç yazı yayımlıyayım diyorum, İnşAllah olur. Kısa olsun diye de film yorumlarına giriştim, umarım seversiniz.
Bu sefer izlediğim üç filmde çok iyiydi, ikisi de animasyon diğeri ise yeni ve tarihi. Tarzınıza göre tavsiye ediyorum şimdiden. :)



Netflix'in en yeni filmi. Shelock Holmes'ın kız kardeşini konu alan film oluyor kendisi. Fragmanlardan çok merak ettik kendisini. Bizden önce izleyen arkadaşlar beğenmediği için biraz tereddüt ettim. İkizle biraz beklemiş olsakta izledik sonunda, sevdim ben. Eğlenceli, güzel filmdi. Henry Cavill'ımız da var zaten, nasıl güzel olmasın. Gerçi filmin baş kahramanı Elona olsa da Henry'yi az da olsa görmek güzeldi. :D
Her şey güzeldi, sadece konunun gidişatı biraz sakin geldi bana, eğer devam etmeyi düşünüyorlarsa biraz daha hareketli, heyecanlı yapabilirler. ;)


Bu kızın 17 yaşında oluşu beni bitirdi arkadaşlar.


19 Ekim 2020 Pazartesi

Dikenler ve Güller Sarayı//Sarah J. Maas Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^

Çok sevilen ve tavsiye edilen serinin birinci kitabını sonunda okudum arkadaşlar. İlk okumaya başladığım zaman bu kitap çok fazla sakin geçecek, diğer kitaplarda olaylar daha çok diye mesajlar aldım. Gerçekten çok sakin geçti, akıcıydı ama belli bir zamana kadar kızın ortama alışmasını okuduk. Kitabı okudukça yaşanan olaylar aklıma Güzel&Çirkin masalını getirdi. Zorla sarayına hapsetmesi, Tamlin'in lanetlenip yüzünde maskeyle gezmesi hepsi benziyor. Peki gidişat öyle mi? Yorumumun devamında. ;)


Kış çok ağır geçiyor. Feyre ailesini beslemek zorunda… 

Bir gün, avlanırken av olmamak için öldürdüğü kurdun intikamını almaya gelen bir canavar çalıyor kapısını. Ama Feyre’yi almaya gelen canavar bir hayvan değil, Tamlin... Bir zamanlar dünyayı yöneten ölümcül, ölümsüz perilerden biri. Feyre’nin, hayatı boyunca dehşet dolu hikâyelerini dinlediği perilerin diyarında yasamaya başlamasıyla dünyası altüst oluyor. Kendini bildi bileli hissettiği şiddetli düşmanlık bu güzel ama tehlikeli ülkede bambaşka bir boyut kazanıyor. Feyre’nin çok önemli bir görevi var: Ülkenin üstüne gittikçe çöken eski, karanlık gölgenin onu yok etmesini önlemek. 


Konumuz böyle, farklı bir dünya, farklı yaşamlar ve periler. İnsan halkı ve periler girdikleri savaştan sonra anlaşma yapar. İki dünya arasına duvar örülerek ne insanlar perilerin dünyasına girer, ne periler insanların. Tabii kurallarda vardır, işte bu kurallar sayesinden Feyre periler dünyasına, Bahar Sarayına gider.
Zenginken babasının yaptığı girişimden sonra bütün paraları gidince Feyre, babası ve kız kardeşleri çok zorlu zamanlar geçirir. Kış ise çok daha kötü geçer. Kardeşler arasından kendini tehlikeye atıp ormanda avlanmaya giden Feyre ise Kurt kılığına girdiği periyi fark eder ve öldürür, öldürme Tamlin'e ulaşır ve anlaşma üzeri Feyre'yi sarayına götürür.
Ailesi için üzülen Feyre ise uzun zaman bocalar.
Feyre'yi sevdim, fantastik karakterlerin geneli biraz fazla uçarı ve aklı havada oluyor ama bunda yaptıklarına hak verdim. Tabii devam kitaplarda beni ne kadar sinir eder ayrı muamma ama bakalım.
Tamlin hakkında bir şey demeyeceğim, çok fazla yorum yapıldı kendisi hakkında hala neyin ne olduğu anlamış değilim, ikinci kitapta her şey ortaya çıkacak gibi, yakın zamanda okuduğumda detaylı yorumu öyle yazarım. Tamlin hakkında da neler oldu birazdan yazacağım.

7 Ekim 2020 Çarşamba

Sarı Puantiyeli Şemsiye//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Betül Güçlü'nün kitaplarını sevdiğimi herkes biliyordur artık, yazarın çıkan en son kitabı okuyup bitirdim. Şu an çok üzgünüm arkadaşlar, başka okuyacak kitabım kalmadı. En kısa zamanda çıkarsa iyi olur, yoksa tekrardan Süper Dadı'dan başlayacağım okumaya. :D Bu kitapla beraber Mısra'nın ailesi bitmiş bulunmakta. Bilmeyenler için değineyim biraz, Yalancı Aşklar Sokağı'nda Mısra, Aşk ve Diğer İhtimaller'de Sinan, Sevgili Limon Çiçeği'nde Ecrin'i ve bu kitapta ise Emre'yi okuyup bitiriyoruz. Çok sevdim bu aileyi, tekrardan okurum belki. :) 


Stalker
1.Takipçi
2. İz süren avcı
3. Defne Bilger
Hedef 8 adımdan sonra kafeye girip bir kahve istiyor. Siparişini alan görevliye gülümseyip bir şeyler söyledikten sonra kafenin diğer ucundaki boş bir masaya oturuyor. Bilgisayarını ve dosyalarını açarken, tahminen mesaj sesi geldiği için cebinden telefonunu çıkarıyor ve ekranda gördüğü şey onu güldürüyor. 
Bu beklenmedik bir durum merkez. Tetikçi tehlikede. Bize onun gülüşüyle insanları felç edebildiğini söylememiştiniz!
Merkezin verdiği bu görevde Emre Sezgin zorlu bir hedefti. Ben ise güçlü bir ajandım. Onu alt edebilirdim. Hayatına sızabilir, tüm sırlarını öğrenebilir ve yapılması gerekenleri yapabilirdim. En azından hayalimdeki Defne Bilger böyleydi.
Gerçekte ise işler planladığım gibi gitmemişti. Yürüdüğüm yollarda bazen korkmuş, bazen kaybolmuş ama ne olursa olsun neşemi ve ışıltımı hiç kaybetmemiştim.
Belki biraz tuhaftım. Heyecanım yüzünden sık sık zor durumlara düşüyordum. Belki hayali arkadaşlarımla çok fazla konuşuyordum ama ne olursa olsun kendimi sevmeyi biliyordum.
Emre Sezgin’in de beni sevmesi için bu kadarı yeterli olur muydu?

Bu zamana kadar çok fazla çatlak karakter okudum ama bu sefer ki karakterimiz aşırı çatlak.
Defne, ağzına geleni söyleyen, duygularını hiçbir şekilde gizlemeyen, sosyal medyada iyi Stalker olan Defne. Kuzeninin yanına gittiğinde Emre'yi görür görmez aklı gider. Araştırmaları sonucunda Ecrin'le arkadaş olan Defne her türlü Emre'ye sulanır ama Emre'nin pek haberi olmaz. Tabii bundan Emre ile hiç konuşmadı, görüşmedi anlamı çıkmasın. Sinan ve Ecrin sayesinden görüştü ama ilk görüşmeleri kendi çabası ile oldu.
Emre ise kendini ailesine adayan, sosyal hayatla hiç alakası olmayan, sadece aile ve işle kafayı bozmuş küçük beyimizdir. Etrafında dolanan açık sözlü kızı fark ettiğinde ona kapılmaya başlar ama kabullenemez. Defne'ye usulünce her şeyi açıklayan Emre karşılaşacağı tavra hazır değildir, işte o zamanda sonra aslından Defne'ye çok alıştığını fark eder. 


Biraz önce Defne için çok farklı bir karakter demiştim, okurken yaptıklarına o kadar şaşırdım ki bu kadar da olmaz dedim. Cesareti büyük yani. :D Yazarımız kendine benzeyen karakterin Defne olduğunu söyledi, acaba onun kadar cesaretli olabilir mi? :D
Yaptıklarına çok şaşırmış olsam da iyi ki yapmış, Emre'yi anca öyle ikna edebilirdi.
Bir de Defne'nin Emre'ye olan ilgisini uygun ve mantıklı dile açıklamasına bayıldım. Orayı yazmayacağım, zaten kelime kelimesine unuttum ama zaten siz okuyun, öğrenin, sevin istiyorum. :D
Defne'nin kendini düşündüğü yerde ise kalbimi bıraktım arkadaşlar, o ne güzel sahneydi öyle. Üzüldüm tabii ama her zaman böyle dobra karakterlere denk gelmiyoruz, biraz şımartmalı. :)

Mısra'yı, Sinan'ı, Bayan Renk'i ve Ecrin'i okumak çok güzeldi. Sadece Bayan Renk'i bilmeden bu kitapta okusaydım herhalde sevemezdim. İyi ki ilk Aşk ve Diğer İhtimaller'i okumuşum. :)
Hazır seriden bahsetmişken her yorumumda yazdığımı buraya da yazayım. Kitaplar birbirlerinden bağımsız, yani gidip Sarı Puantiyeli Şemsiye'yi ilk okuyabilirsiniz, sıralama önemli değil ama ne kadar sürekli bağımsız olduğunu söylesek de bana göre sıralamalı okumak daha güzel olur bence. :)
Son olarak kitabı çok sevmeme, bayılmama rağmen bana birazcık garip gelen şeylerden bahsedeceğim.
İlk olarak Defne'nin bir anda aileye, arkadaşlar arasında girmesi biraz garipti. Yardımlar vs. gerçekten garipti. Sonrasında, en son kısımda Emre'nin davranışlarına şaşırdım. Çocuğum seviyordun neden süründürdün, az biraz geri çekseydin kendini. Zaten Defne senin yerine yeterince yakın olurdu. :D Biraz utangaç Emre'yi görmek isterdim. :)


Evet gelelim son satırlara. Serinin her kitabına hayranım ama en sevdiklerim sıralamasında Aşk ve Diğer İhtimaller birinci sırasını hala koruyor. Tabii bunu sevmediğim anlamına gelmesin, çok sevdim ama Aşk ve Diğer İhtimaller çok farklı ve aşırı güzel bir kitap. Bu tarz kitaplar bana göre değil derseniz bence Aşk ve Diğer İhtimaller'e şans verin derim.
Tabii Defne ve Emre'yi de es geçmeyin, böyle çatlak ve sevilesi karakteri de okumalısınız. ;) Çok eğleneceğinize garanti verebilirim.^^



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Bu merasimde dileğin kimden dilendiği hakkında hiçbir fikrim yok. Pastadan mı? Artan Yaşımdan mı? Doğduğum günden mi? Dileklerimi özel bir günde değil, her gün dualarımda dile getiriyorum zaten.





Not: Nedense bu kitapta alıntı az çıktı. :D 
Başka yazılarda, alıntılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^










30 Eylül 2020 Çarşamba

İzlediğim Filmler 36//Hıçkırık, Zengo, Baba Parası^^

Selam^^
Eylül ayı bitmeden bir tane daha yazı paylaşmak istedim. Kitap ve dizi yorumum var ama film yorumları daha hızlı yazar yayımlarım diye buna başladım. Gelelim en son izlediğim filmlere. :)



Özelikle açıp izlediğimiz film değil Hıçkırık, TRT 1'de başladı bizde izledik. Normalde çok uzun ve Türkçe Dublaj olmadığı için izlemiyoruz, buna da denk gelince bakalım dedik. Seviyorum ben Hint filmleri aslında, sadece uzunluktan biraz korkuyorum. :D 
Film çocuk yaşta hıçkırık hastalığına yakalanan genç bir kızın hayatını anlatıyor, azim ediyor öğretmen oluyor, bir sürü diploması olmasına rağmen hiçbir okul kabul etmiyor, en sonunda sorunlu bir sınıfa verilen öğretmenimizin ve öğrencilerin hayatı değişir.
Konu kısacası böyle, çok güzeldi, klişe hayat değiştirme olayını konu alsa da ben sevdim, en son ki kısım ise çok güzeldi. Ne demek istediğimi izleyenler anladı.
Çocuklarınızla beraber izleyeceğiniz çook güzel bir film, tavsiye ederim. ;)


24 Eylül 2020 Perşembe

Tanyeri- Zifir//Merve Özcan Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bu zaman kadar elimde en uzun kalan kitap olur kendisi, tamam araya iki kitap okudum ama yine de kaldı. Merve Özcan'ın kalemine hayranım, her yeni kitapta daha geliştiriyor kendini.
Kitabı alalı yıllar oldu, sonra yazar yeni ve bağımsız bir kitap daha çıkardı ve onu bile okudum. Nedense okumadım kitabı, konusu belki farklı geldi ama okuduğum zaman aslında tahmin ettiğim gibi olmadığını anladım. Çok sıra dışı konuydu, karakterler, yaşadıkları ve sonu. Her şeyiyle çok sevdim, sadece sıkıntı elimde kaldı. :/


Birbirine düşman iki halk ve zamandan, dünyadan soyutlanmış, kısıtlanmış, dışlanmış bir bölge; Ateşoyuk.
Ve bu toprakların şahit olduğu savaş, efsane, kan, aşk ve kaybın hikâyesi...
Bir orman vardı.
Adamı gizler, kadını saklar, dalları arasına gecenin zifirini sarardı.
Kadın adamı bir okla vurur ama yine kendini yaralardı. Zihnindeki eksikleri adamın izleriyle yamar, sonra da yine adamın gölgelerini kovalardı.
Bastığı topraklar zulümle sarılmışken ikisi de savaş için silahlarını kuşanmıştı fakat onları bekleyen ilk savaş zihinlerinde çoktan başlamıştı.

17 Eylül 2020 Perşembe

The Legend Of The Blue Sea//Kore Dizi Yorumu^^

Selam^^
Dizi izlemem o kadar kötü ki dizi yorumlarını bile yazmıyorum. :D Bunu izleyeli iki ay falan olmuştur mesela ama yeni yazıyorum. Zaten çok sevdiğimde söylenemez. İki başarılı oyuncunun çektiği diziye bakın ya. :D 
Dizi 20 bölüm, 16 olsa süper olurdu, hatta 18 olsaydı yine iyi olurdu ama 20 bölüm çekip diziden soğuttular insanı.
İzlemeye başlamadan önce yorumlarda beklentiyi yüksek tutmayın diyorlardı ama öyle güzel kesitler vardı ki gel de izleme mooddu. :D İzlediğim zaman ilk bölümler çok iyiydi, hatta neresi kötü bu dizinin dedim ama devam ettikçe ne demek istediklerini anladım. Konu olarak güzeldi mesela, tarihi zamana gidip gelmelerine bayıldım ama dizide bizi tatmin etmeyen şeyler de vardı ama. Bunların tam adı konmuyor tabii ki ama izlediğiniz zaman o diziden zevk almıyorsanız oyuncularda mükemmel olsa beğenmiyorsunuz. 



Konusu;

Dünya üzerindeki son denizkızı (Jun Ji-Hyun) bir dolandırıcı (Lee Min-Ho) ile karşılaşır ve bu denizkızı karada yaşamak için mücadele etmeye başlar.


Güney Kore Sineması'ndan alıntıdır.


Jun Ji Hyun&Sim Chung-Se Hwa^^
Deniz kızı olarak dünyaya gelen Se Hwa içindeki his ile karaya adım atmak zorunda kalır. Kader bu ya adım attığı yerde de aradığı adam vardır.
Zar zor Joon Jae'i ikna edip Dünya'ya uyum sağlamaya çalışan Se Hwa zamanla Dünya'daki yaşantısının belli bir zamanı olduğu öğrenir.
Evet spoiler mı verdim acaba? :D Amaaaan zaten izlemeyen bir ben birde K-Drama sevmeyenler kalmıştır. :D Kadının tek bir dizisini izledim ve hasta oldum. Bu nasıl oyunculuk, bu nasıl mimik. Mesleğini çok iyi icra ediyor, keşke birazda senaryoya odaklansaydı. Gerçi senaryo sonradan tozutuyor, burada Ji Hyun çok iyiydi. Belki de tek sıkıntı Min Ho ile olan uyumsuzluğudur. Bilemiyorum ama yine oyunculuğu ve güzelliğiyle benden yüksek puan aldı. :)
Az dizisini izledim, zaten fazla dizisi de yok gibi ama yine böyle eğlenceli ama süper bir dramayla dönse ne iyi olur.

16 Eylül 2020 Çarşamba

Kılıflarım ve Dekoratif Kabaklarım Satışta!!^^

Merhaba^^
Uzun zamandır amigurumiyle ilgileniyoruz, sonra bir ara etamine göz koydum ve şimdide çizimleri kumaşa geçirip, nakış işleyerek kitap kılıf yapıyorum. Bunun yanında örgü olarak dekoratif kabakta örüyorum.
Yani çok fazla ürün olduğundan bunun bir satışı olmalı dedim ve Shopier hesabı açtım. Oradan ürünleri görüp sipariş verebilirsiniz. ;) 

Shopier'daki ürünlerimizi görmek için Tık Tık^^

Ürünlerin bir kaç fotoğrafı ise şimdi sizlerle^^


11 Eylül 2020 Cuma

İzlediğim Filmler 36//Bayi Toplantısı, Work It, Crazy Rich^^

Selam^^
Yeni yorumumla sizlerleyim. Yazın çok film izleyemiyorum demiştim ama arada ikizle bir şey bulamayınca izliyoruz. Bu filmlerde onlar. :D Bir kaç film daha var, onlar diğer yazımda olacak inşAllah^^



Bu tarz filmleri gördüğüm zaman ne yalan beklentiyi fazla yüksekte tutmuyorum, çok fazla bel altı espriler vs. derken çok hoşuma gitmiyor. Bazısı güldürmüyorda. :D Ama bu filmi beğendim, gerçekten beğendim. Konusu biraz hava da kalıp, saçma olsa da izlerken eğlendim. Karakter olarak İbrahim Büyükak'ı daha komik bir rolde bekliyordum ama diğerlerine göre daha ağır başlıydı. :D Onur Buldu komikti ama beğenmedim rolünü. :)
Bunlar dışında öneririm, güzeldi. Şu an Netflix'de mevcut, oradan izleyebilirsiniz.