29 Ekim 2020 Perşembe

İzlediğim Filmler 37//Enola Holmes, Küçük Ayak, Küçük Cadı Kiki^^

Selam^^
Nasılsınız? Bu ay yoğunluktan dolayı çok az yazı paylaştım, ay bitmeden bir kaç yazı yayımlıyayım diyorum, İnşAllah olur. Kısa olsun diye de film yorumlarına giriştim, umarım seversiniz.
Bu sefer izlediğim üç filmde çok iyiydi, ikisi de animasyon diğeri ise yeni ve tarihi. Tarzınıza göre tavsiye ediyorum şimdiden. :)



Netflix'in en yeni filmi. Shelock Holmes'ın kız kardeşini konu alan film oluyor kendisi. Fragmanlardan çok merak ettik kendisini. Bizden önce izleyen arkadaşlar beğenmediği için biraz tereddüt ettim. İkizle biraz beklemiş olsakta izledik sonunda, sevdim ben. Eğlenceli, güzel filmdi. Henry Cavill'ımız da var zaten, nasıl güzel olmasın. Gerçi filmin baş kahramanı Elona olsa da Henry'yi az da olsa görmek güzeldi. :D
Her şey güzeldi, sadece konunun gidişatı biraz sakin geldi bana, eğer devam etmeyi düşünüyorlarsa biraz daha hareketli, heyecanlı yapabilirler. ;)


Bu kızın 17 yaşında oluşu beni bitirdi arkadaşlar.


19 Ekim 2020 Pazartesi

Dikenler ve Güller Sarayı//Sarah J. Maas Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^

Çok sevilen ve tavsiye edilen serinin birinci kitabını sonunda okudum arkadaşlar. İlk okumaya başladığım zaman bu kitap çok fazla sakin geçecek, diğer kitaplarda olaylar daha çok diye mesajlar aldım. Gerçekten çok sakin geçti, akıcıydı ama belli bir zamana kadar kızın ortama alışmasını okuduk. Kitabı okudukça yaşanan olaylar aklıma Güzel&Çirkin masalını getirdi. Zorla sarayına hapsetmesi, Tamlin'in lanetlenip yüzünde maskeyle gezmesi hepsi benziyor. Peki gidişat öyle mi? Yorumumun devamında. ;)


Kış çok ağır geçiyor. Feyre ailesini beslemek zorunda… 

Bir gün, avlanırken av olmamak için öldürdüğü kurdun intikamını almaya gelen bir canavar çalıyor kapısını. Ama Feyre’yi almaya gelen canavar bir hayvan değil, Tamlin... Bir zamanlar dünyayı yöneten ölümcül, ölümsüz perilerden biri. Feyre’nin, hayatı boyunca dehşet dolu hikâyelerini dinlediği perilerin diyarında yasamaya başlamasıyla dünyası altüst oluyor. Kendini bildi bileli hissettiği şiddetli düşmanlık bu güzel ama tehlikeli ülkede bambaşka bir boyut kazanıyor. Feyre’nin çok önemli bir görevi var: Ülkenin üstüne gittikçe çöken eski, karanlık gölgenin onu yok etmesini önlemek. 


Konumuz böyle, farklı bir dünya, farklı yaşamlar ve periler. İnsan halkı ve periler girdikleri savaştan sonra anlaşma yapar. İki dünya arasına duvar örülerek ne insanlar perilerin dünyasına girer, ne periler insanların. Tabii kurallarda vardır, işte bu kurallar sayesinden Feyre periler dünyasına, Bahar Sarayına gider.
Zenginken babasının yaptığı girişimden sonra bütün paraları gidince Feyre, babası ve kız kardeşleri çok zorlu zamanlar geçirir. Kış ise çok daha kötü geçer. Kardeşler arasından kendini tehlikeye atıp ormanda avlanmaya giden Feyre ise Kurt kılığına girdiği periyi fark eder ve öldürür, öldürme Tamlin'e ulaşır ve anlaşma üzeri Feyre'yi sarayına götürür.
Ailesi için üzülen Feyre ise uzun zaman bocalar.
Feyre'yi sevdim, fantastik karakterlerin geneli biraz fazla uçarı ve aklı havada oluyor ama bunda yaptıklarına hak verdim. Tabii devam kitaplarda beni ne kadar sinir eder ayrı muamma ama bakalım.
Tamlin hakkında bir şey demeyeceğim, çok fazla yorum yapıldı kendisi hakkında hala neyin ne olduğu anlamış değilim, ikinci kitapta her şey ortaya çıkacak gibi, yakın zamanda okuduğumda detaylı yorumu öyle yazarım. Tamlin hakkında da neler oldu birazdan yazacağım.

7 Ekim 2020 Çarşamba

Sarı Puantiyeli Şemsiye//Betül Güçlü Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Betül Güçlü'nün kitaplarını sevdiğimi herkes biliyordur artık, yazarın çıkan en son kitabı okuyup bitirdim. Şu an çok üzgünüm arkadaşlar, başka okuyacak kitabım kalmadı. En kısa zamanda çıkarsa iyi olur, yoksa tekrardan Süper Dadı'dan başlayacağım okumaya. :D Bu kitapla beraber Mısra'nın ailesi bitmiş bulunmakta. Bilmeyenler için değineyim biraz, Yalancı Aşklar Sokağı'nda Mısra, Aşk ve Diğer İhtimaller'de Sinan, Sevgili Limon Çiçeği'nde Ecrin'i ve bu kitapta ise Emre'yi okuyup bitiriyoruz. Çok sevdim bu aileyi, tekrardan okurum belki. :) 


Stalker
1.Takipçi
2. İz süren avcı
3. Defne Bilger
Hedef 8 adımdan sonra kafeye girip bir kahve istiyor. Siparişini alan görevliye gülümseyip bir şeyler söyledikten sonra kafenin diğer ucundaki boş bir masaya oturuyor. Bilgisayarını ve dosyalarını açarken, tahminen mesaj sesi geldiği için cebinden telefonunu çıkarıyor ve ekranda gördüğü şey onu güldürüyor. 
Bu beklenmedik bir durum merkez. Tetikçi tehlikede. Bize onun gülüşüyle insanları felç edebildiğini söylememiştiniz!
Merkezin verdiği bu görevde Emre Sezgin zorlu bir hedefti. Ben ise güçlü bir ajandım. Onu alt edebilirdim. Hayatına sızabilir, tüm sırlarını öğrenebilir ve yapılması gerekenleri yapabilirdim. En azından hayalimdeki Defne Bilger böyleydi.
Gerçekte ise işler planladığım gibi gitmemişti. Yürüdüğüm yollarda bazen korkmuş, bazen kaybolmuş ama ne olursa olsun neşemi ve ışıltımı hiç kaybetmemiştim.
Belki biraz tuhaftım. Heyecanım yüzünden sık sık zor durumlara düşüyordum. Belki hayali arkadaşlarımla çok fazla konuşuyordum ama ne olursa olsun kendimi sevmeyi biliyordum.
Emre Sezgin’in de beni sevmesi için bu kadarı yeterli olur muydu?

Bu zamana kadar çok fazla çatlak karakter okudum ama bu sefer ki karakterimiz aşırı çatlak.
Defne, ağzına geleni söyleyen, duygularını hiçbir şekilde gizlemeyen, sosyal medyada iyi Stalker olan Defne. Kuzeninin yanına gittiğinde Emre'yi görür görmez aklı gider. Araştırmaları sonucunda Ecrin'le arkadaş olan Defne her türlü Emre'ye sulanır ama Emre'nin pek haberi olmaz. Tabii bundan Emre ile hiç konuşmadı, görüşmedi anlamı çıkmasın. Sinan ve Ecrin sayesinden görüştü ama ilk görüşmeleri kendi çabası ile oldu.
Emre ise kendini ailesine adayan, sosyal hayatla hiç alakası olmayan, sadece aile ve işle kafayı bozmuş küçük beyimizdir. Etrafında dolanan açık sözlü kızı fark ettiğinde ona kapılmaya başlar ama kabullenemez. Defne'ye usulünce her şeyi açıklayan Emre karşılaşacağı tavra hazır değildir, işte o zamanda sonra aslından Defne'ye çok alıştığını fark eder. 


Biraz önce Defne için çok farklı bir karakter demiştim, okurken yaptıklarına o kadar şaşırdım ki bu kadar da olmaz dedim. Cesareti büyük yani. :D Yazarımız kendine benzeyen karakterin Defne olduğunu söyledi, acaba onun kadar cesaretli olabilir mi? :D
Yaptıklarına çok şaşırmış olsam da iyi ki yapmış, Emre'yi anca öyle ikna edebilirdi.
Bir de Defne'nin Emre'ye olan ilgisini uygun ve mantıklı dile açıklamasına bayıldım. Orayı yazmayacağım, zaten kelime kelimesine unuttum ama zaten siz okuyun, öğrenin, sevin istiyorum. :D
Defne'nin kendini düşündüğü yerde ise kalbimi bıraktım arkadaşlar, o ne güzel sahneydi öyle. Üzüldüm tabii ama her zaman böyle dobra karakterlere denk gelmiyoruz, biraz şımartmalı. :)

Mısra'yı, Sinan'ı, Bayan Renk'i ve Ecrin'i okumak çok güzeldi. Sadece Bayan Renk'i bilmeden bu kitapta okusaydım herhalde sevemezdim. İyi ki ilk Aşk ve Diğer İhtimaller'i okumuşum. :)
Hazır seriden bahsetmişken her yorumumda yazdığımı buraya da yazayım. Kitaplar birbirlerinden bağımsız, yani gidip Sarı Puantiyeli Şemsiye'yi ilk okuyabilirsiniz, sıralama önemli değil ama ne kadar sürekli bağımsız olduğunu söylesek de bana göre sıralamalı okumak daha güzel olur bence. :)
Son olarak kitabı çok sevmeme, bayılmama rağmen bana birazcık garip gelen şeylerden bahsedeceğim.
İlk olarak Defne'nin bir anda aileye, arkadaşlar arasında girmesi biraz garipti. Yardımlar vs. gerçekten garipti. Sonrasında, en son kısımda Emre'nin davranışlarına şaşırdım. Çocuğum seviyordun neden süründürdün, az biraz geri çekseydin kendini. Zaten Defne senin yerine yeterince yakın olurdu. :D Biraz utangaç Emre'yi görmek isterdim. :)


Evet gelelim son satırlara. Serinin her kitabına hayranım ama en sevdiklerim sıralamasında Aşk ve Diğer İhtimaller birinci sırasını hala koruyor. Tabii bunu sevmediğim anlamına gelmesin, çok sevdim ama Aşk ve Diğer İhtimaller çok farklı ve aşırı güzel bir kitap. Bu tarz kitaplar bana göre değil derseniz bence Aşk ve Diğer İhtimaller'e şans verin derim.
Tabii Defne ve Emre'yi de es geçmeyin, böyle çatlak ve sevilesi karakteri de okumalısınız. ;) Çok eğleneceğinize garanti verebilirim.^^



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Bu merasimde dileğin kimden dilendiği hakkında hiçbir fikrim yok. Pastadan mı? Artan Yaşımdan mı? Doğduğum günden mi? Dileklerimi özel bir günde değil, her gün dualarımda dile getiriyorum zaten.





Not: Nedense bu kitapta alıntı az çıktı. :D 
Başka yazılarda, alıntılarda görüşmek dileğiyle, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^










30 Eylül 2020 Çarşamba

İzlediğim Filmler 36//Hıçkırık, Zengo, Baba Parası^^

Selam^^
Eylül ayı bitmeden bir tane daha yazı paylaşmak istedim. Kitap ve dizi yorumum var ama film yorumları daha hızlı yazar yayımlarım diye buna başladım. Gelelim en son izlediğim filmlere. :)



Özelikle açıp izlediğimiz film değil Hıçkırık, TRT 1'de başladı bizde izledik. Normalde çok uzun ve Türkçe Dublaj olmadığı için izlemiyoruz, buna da denk gelince bakalım dedik. Seviyorum ben Hint filmleri aslında, sadece uzunluktan biraz korkuyorum. :D 
Film çocuk yaşta hıçkırık hastalığına yakalanan genç bir kızın hayatını anlatıyor, azim ediyor öğretmen oluyor, bir sürü diploması olmasına rağmen hiçbir okul kabul etmiyor, en sonunda sorunlu bir sınıfa verilen öğretmenimizin ve öğrencilerin hayatı değişir.
Konu kısacası böyle, çok güzeldi, klişe hayat değiştirme olayını konu alsa da ben sevdim, en son ki kısım ise çok güzeldi. Ne demek istediğimi izleyenler anladı.
Çocuklarınızla beraber izleyeceğiniz çook güzel bir film, tavsiye ederim. ;)


24 Eylül 2020 Perşembe

Tanyeri- Zifir//Merve Özcan Kitap Yorumu^^

Selam^^
Bu zaman kadar elimde en uzun kalan kitap olur kendisi, tamam araya iki kitap okudum ama yine de kaldı. Merve Özcan'ın kalemine hayranım, her yeni kitapta daha geliştiriyor kendini.
Kitabı alalı yıllar oldu, sonra yazar yeni ve bağımsız bir kitap daha çıkardı ve onu bile okudum. Nedense okumadım kitabı, konusu belki farklı geldi ama okuduğum zaman aslında tahmin ettiğim gibi olmadığını anladım. Çok sıra dışı konuydu, karakterler, yaşadıkları ve sonu. Her şeyiyle çok sevdim, sadece sıkıntı elimde kaldı. :/


Birbirine düşman iki halk ve zamandan, dünyadan soyutlanmış, kısıtlanmış, dışlanmış bir bölge; Ateşoyuk.
Ve bu toprakların şahit olduğu savaş, efsane, kan, aşk ve kaybın hikâyesi...
Bir orman vardı.
Adamı gizler, kadını saklar, dalları arasına gecenin zifirini sarardı.
Kadın adamı bir okla vurur ama yine kendini yaralardı. Zihnindeki eksikleri adamın izleriyle yamar, sonra da yine adamın gölgelerini kovalardı.
Bastığı topraklar zulümle sarılmışken ikisi de savaş için silahlarını kuşanmıştı fakat onları bekleyen ilk savaş zihinlerinde çoktan başlamıştı.

17 Eylül 2020 Perşembe

The Legend Of The Blue Sea//Kore Dizi Yorumu^^

Selam^^
Dizi izlemem o kadar kötü ki dizi yorumlarını bile yazmıyorum. :D Bunu izleyeli iki ay falan olmuştur mesela ama yeni yazıyorum. Zaten çok sevdiğimde söylenemez. İki başarılı oyuncunun çektiği diziye bakın ya. :D 
Dizi 20 bölüm, 16 olsa süper olurdu, hatta 18 olsaydı yine iyi olurdu ama 20 bölüm çekip diziden soğuttular insanı.
İzlemeye başlamadan önce yorumlarda beklentiyi yüksek tutmayın diyorlardı ama öyle güzel kesitler vardı ki gel de izleme mooddu. :D İzlediğim zaman ilk bölümler çok iyiydi, hatta neresi kötü bu dizinin dedim ama devam ettikçe ne demek istediklerini anladım. Konu olarak güzeldi mesela, tarihi zamana gidip gelmelerine bayıldım ama dizide bizi tatmin etmeyen şeyler de vardı ama. Bunların tam adı konmuyor tabii ki ama izlediğiniz zaman o diziden zevk almıyorsanız oyuncularda mükemmel olsa beğenmiyorsunuz. 



Konusu;

Dünya üzerindeki son denizkızı (Jun Ji-Hyun) bir dolandırıcı (Lee Min-Ho) ile karşılaşır ve bu denizkızı karada yaşamak için mücadele etmeye başlar.


Güney Kore Sineması'ndan alıntıdır.


Jun Ji Hyun&Sim Chung-Se Hwa^^
Deniz kızı olarak dünyaya gelen Se Hwa içindeki his ile karaya adım atmak zorunda kalır. Kader bu ya adım attığı yerde de aradığı adam vardır.
Zar zor Joon Jae'i ikna edip Dünya'ya uyum sağlamaya çalışan Se Hwa zamanla Dünya'daki yaşantısının belli bir zamanı olduğu öğrenir.
Evet spoiler mı verdim acaba? :D Amaaaan zaten izlemeyen bir ben birde K-Drama sevmeyenler kalmıştır. :D Kadının tek bir dizisini izledim ve hasta oldum. Bu nasıl oyunculuk, bu nasıl mimik. Mesleğini çok iyi icra ediyor, keşke birazda senaryoya odaklansaydı. Gerçi senaryo sonradan tozutuyor, burada Ji Hyun çok iyiydi. Belki de tek sıkıntı Min Ho ile olan uyumsuzluğudur. Bilemiyorum ama yine oyunculuğu ve güzelliğiyle benden yüksek puan aldı. :)
Az dizisini izledim, zaten fazla dizisi de yok gibi ama yine böyle eğlenceli ama süper bir dramayla dönse ne iyi olur.

16 Eylül 2020 Çarşamba

Kılıflarım ve Dekoratif Kabaklarım Satışta!!^^

Merhaba^^
Uzun zamandır amigurumiyle ilgileniyoruz, sonra bir ara etamine göz koydum ve şimdide çizimleri kumaşa geçirip, nakış işleyerek kitap kılıf yapıyorum. Bunun yanında örgü olarak dekoratif kabakta örüyorum.
Yani çok fazla ürün olduğundan bunun bir satışı olmalı dedim ve Shopier hesabı açtım. Oradan ürünleri görüp sipariş verebilirsiniz. ;) 

Shopier'daki ürünlerimizi görmek için Tık Tık^^

Ürünlerin bir kaç fotoğrafı ise şimdi sizlerle^^


11 Eylül 2020 Cuma

İzlediğim Filmler 36//Bayi Toplantısı, Work It, Crazy Rich^^

Selam^^
Yeni yorumumla sizlerleyim. Yazın çok film izleyemiyorum demiştim ama arada ikizle bir şey bulamayınca izliyoruz. Bu filmlerde onlar. :D Bir kaç film daha var, onlar diğer yazımda olacak inşAllah^^



Bu tarz filmleri gördüğüm zaman ne yalan beklentiyi fazla yüksekte tutmuyorum, çok fazla bel altı espriler vs. derken çok hoşuma gitmiyor. Bazısı güldürmüyorda. :D Ama bu filmi beğendim, gerçekten beğendim. Konusu biraz hava da kalıp, saçma olsa da izlerken eğlendim. Karakter olarak İbrahim Büyükak'ı daha komik bir rolde bekliyordum ama diğerlerine göre daha ağır başlıydı. :D Onur Buldu komikti ama beğenmedim rolünü. :)
Bunlar dışında öneririm, güzeldi. Şu an Netflix'de mevcut, oradan izleyebilirsiniz.









31 Ağustos 2020 Pazartesi

Geekerella//Ashley Poston Kitap Yorumu^^

Merhaba^^
Yeni blog tasarımına tamamen geçiş yapmadan yorumlarımı yapsam iyi olur. Yenisini beğendiniz mi? Şahsen yenilikler güzel oluyor ama eksikleri ile eskiyi aratıyor. Tabii bu ilk kullanıma açtıkları zamandı, şimdi istediğim bir kaç şeyde gelmiş. Bakalım tamamen olunca alışmaya çalışacağız, sonuçta bize soran olmadı. :P
Şu an boş oturuyordum ve neden yorum yazmayayım, boş vaktimi değerlendireyim dedim ve başladım yeni bitirdiğim kitabımın yorumunu yazmaya.
Tanyeri-Zifir'i okurken bir anda eğlenceli bir şeyler okumak istedim, Geekeralla'yı almak çok istiyordum ama pahalı olduğu için bıraktım, sonran U Kitap'dan çok uyguna buldum, kitap öyle iyiydi ki bir kez daha U Kitap'la tanıştığıma sevindim. Sonra başladım Geekeralla'ya. Normalde böyle heyecanla başladığım kitaplar hep hayal kırıklığı oluyordu, bu kitap tam tersi oldu. Çook beğendim, klasik Külkedisi masalından uyarlama ama yazarın direk bu konu üstünden değildi daha farklı olaylarla yazması çok hoşuma gitti.

Yıldız ışığım, bu gece istediğin herkes olabilirsin.
Elle Wittimer, babasını kaybettikten sonra içine düştüğü cehennemden sadece Yıldızalanı ile kaçabilen gerçek bir geekti. Yeni çıkacak olan filmin tanıtımı için yapılacak kostüm yarışmasını gördüğünde, kaderinin onu çağırdığını hissetti. Sihirli Balkabağı’na, biraz tuhaf olsa da bir arkadaşa ve bir çift cam ayakkabıya ihtiyacı vardı.
Aynı anda genç aktör Darien Freeman, sinirli bir hayran tarafından “çekici bir sersem” olarak yaftalanmadan önce hayatının rolünü aldığını düşünüyordu. Büyük gün yaklaştıkça kendini daha da fazla sahte hissetmeye başlamıştı, ta ki onu aksine inandıracak bir kızla karşılaşana kadar.
Saatler gece yarısını vurduğunda, gerçek hayatta masallar mutlu sonla biter miydi?

24 Ağustos 2020 Pazartesi

Duman Ve Kemiğin Kızı//Laini Taylor Kitap Yorumu^^

Selam^^
Nasılsınız? Şu an başka bir şey için bilgisayarı açtım ama ne onu yapabildim ne de yorum düzenleyebildim. En azından bu kitabın yorumuna başlayayım dedim, o da artık ne zamana devam ederim bilemiyorum. :D 
Kitap için aylar önce hikayeden anket yapmıştım ama ikizimin istediği kitabı okudum, bunu da en kısa zamanda okumayı aklıma koydum, okudum da. Şimdi hangisi daha iyiydi diye sorarsanız bence bu kitap Karanlık Zihinler'den daha iyiydi. :D Evet anket olarak ilk Karanlık Zihinler çıksa da bu kitabı daha çok sevdiğim bir gerçek. Belki o kitap biraz durağan geçtiğinden ya da benim geç bitirmemden bilemiyorum bu bir tık önde. Ama seri olarak ikisini de çok merak ediyorum, öyle bir yerde bittiler ki kitap.

Bir zamanlar, şeytanın ininde yerde tüylerle oynayan küçük ve masum bir kızdı.
O, artık masum değil…
Bir varmış bir yokmuş, bir Melek’le şeytan birbirlerine âşık olmuş
Ve hikâyenin sonu hiç iyi bitmemiş.

 Konuların şöyle gizemli oluşuna sinir oluyorum, arkadaşım ben okuduğumu bilmek isteyen bir okurum. Tamam çok dikkat etmiyorum, anca okuyunca konuyu anlıyorum ama en azından neyi anlatacağını çözüyorum.
Neyse. Ben anlatayım bari. :D
Okul ama lise mi üniversite mi okuduğunu pek anlamadığımız kızın hayatı sıra dışıdır. En yakın arkadaşının bile bilmediği ailesi ve işi olan Karou'nun hayatı çok zor geçmektedir. Fantastik ve dilekler ile uğraşan, değişik şekilleri olan(Buraları ben bile gözümde canlandıramadım, siz okuyup anlayın derim. :D) ailesinin verdiği görevleri yapan Karou'nun hayatı en son ki görevinden sonra karışır. Ailesi ile buluştuğu gizemli kapılar işaretlenir ve bir gece bütün sığınaklar yanar. O sırada zorlu günler geçiren Karou'nun başına, kanatları kocaman olan melek musallat olur. Başta düşman gibi davranan meleği tanıdıkça aslında eskiden tanıdığını hisseder.
Melek ise başta kıza farklı bir çekim duysa da gerçekleri, kızın kim olduğunu gördükten sonra ikilemde kalır. Omuz omuza çarpıştığı arkadaşları ve Karou arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.

17 Ağustos 2020 Pazartesi

İzlediğim Filmler 35//Aslı Gibidir, Eltilerin Savaşı, Ritmi Hisset^^

Merhaba^^
Yeni film yorumlarının hepsi yeni, hepsi eğlenceli filmler. Bu tarzlar size hitap ediyorsa hepsini seversiniz diye düşünüyorum. ;)
Filmlerin hepsini Netflix'den izledim. ;)



İlk fragman yayımlandığı zaman merak etmiştim ama konuyu pek anlayamamıştım. Netflix'e gelince fazla zaman kaybetmeden izledik, güzeldi eğlenceliydi ama çokta tatmin etmedi beni.
Sosyal Medyada izlenme rekorları kıran kişiler neden filmlerde yere çakılıyor. Çok komik videoları var Aslı İnandık'ın ama filmde o enerjiyi alamadım, çok çabuk oldu bittiye geldi sanki. Konusu da, oyuncu kadrosu da çok güzeldi oysa ki. Zamanla daha güzel filmler çeker ama o da belli. ;)




Filmde bu kılıklara girdi, en iyisi sağdan başta ki. :D


Bu da oyuncu kadrosu.

6 Ağustos 2020 Perşembe

Bir Deli Bahar Düğünü//Damlanur Büyükşen Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Üst üstte Türk yazar okudum bu ara, pişman mıyım? Hayıııır. :) Seviyorum ama bazen çok fazla geliyor. O yüzden şu an Jane Austen'ın kitabı okuyorum. Hala daha okuyorum. :D
Serinin ilk kitabı ben okudum, sonra ikiz okudu, bunda ise ilk ikiz okudu sonra ben. O okuduktan sonra onun fikirlerine önem veriyorum. Birebir aynı kitapları seviyoruz çünkü. Yazarın kalemini seviyorum, eğlenceli bir tarafı var. Zaten konusu da güzeldi, tam ismini yansıtıyor karakter.
İlk kitabı ne kadar çok sevdiysem, bunu da sevdim ama hangisi daha iyiydi derseniz ilk kitap derim. Sebebi az sonra. :D


Bahar'ın hayatı en gizli hayallerinin, rüyalarının da ötesinde bir düzene girmiştir ve artık güzel günlerin kendisini beklediğinden neredeyse emindir. Çünkü âşık olduğu adamla, âşığı olduğu şehirde, güzel İzmir'inde mutluluğa yelken açmanın tatlı hazırlığı içindedir.
Ancak iş ciddiye bindiğinde evdeki hesap çarşıya uymaz. Hazırlıklar başlayınca her kafadan ayrı ses çıkarken Bahar ailelerle sevdiği adamın arasında kalmış halde bulur kendini.  Selim'in ise tek istediği, sevdiği kadına bir an evvel kavuşmaktır ve hazırlıklar dallanıp budaklandıkça işler iyice karışır.
Bahar yirmi sekiz yıldır düşlediği düğüne kavuşmak için neleri göze alacaktır? Daha da önemlisi dünür çetesi, iş gerçekten dünür olmaya geldiğinde bu işin altından kalkabilecek midir? Ne olursa olsun aşktan taraf olabilecekler midir?

İlk kitabın sonunu bayıla bayıla okumuştum, o ne güzel sondu öyle. <3 Evlilik teklifini aşırı güzel yapmıştı Selim ama gelin görün ki talihsiz olaylar Bahar'ın peşini bırakmıyor. Olaylar tam halloldu derken bir de eski patron çıka gelmesin mi? Orayı okurken ikiz şey demişti, çok gereksiz, keşke öyle bir şey yazmasaydı. Ben öyle bir şey hissetmedim ama çok çabuk olması, sonradan yaşanan olaylar yüzünden keşke biraz daha ilerleyen kısımlarda olsaydı dedim.
Yoksa bu tarz olaylar kitapların tuzu biberi. :D
Bahar artık evlenmeye adım adım yaklaşmakta ama Selim gibi hemen evlenme derdinde değil, çünkü o bir bahar gelini olmak istiyor. Zaten ailelerin baskıcı tarafı ve Bahar'ın hayalindeki düğünü göz önüne alırsak anca bahara olur, tabii bir anda ortalığı karıştıracak olaylar çıkmazsa.
Doğrusu bu kısımda daha heyecanlı, sürekli düğün hakkında detaylar bekliyordum ama olmadı. Bahar heyecanlı, aşk dolu ve hayalindeki düğünü bekliyor ama fazla sakin geldi bana. Deli Bahar'dan daha abartılı hazırlıklar beklerdim. :D Selim'de hadi evlenelim demesin mi? O kısımda tabii ki sürtüşmeler yaşandı, okurken iki tarafa da hak verdim, ama Selim'cim insan on kere de evlenmiyor, kızın içinde mi kalsın? :D Zaten erkekler ne anlar. :P Gerçi benim de pek yükseklerde gözüm yok, sakin, sessiz düğünler favorim. :D

27 Temmuz 2020 Pazartesi

Film Meydan Okuması #2^^

Selam^^
İkinci meydan okuma yazıma hoş geldiniz. :D Doğrusu blogda gezinmesem hiç görmeyeceğim, tamamen aklımdan çıkmış bu yazı. Daha fazla uzatmadan da devam edeyim, ama bu sefer istekleri dikkate alıp biraz uzun tutacağım, umarım zor sorular gelmez. ;)
Sorulara geçmeden önce ilk 10 sorunun cevapları burada! Keyifli okumalar^^




11. En sevdiğiniz sinema salonu hangisi?
İlimizde üç tane sinema salonu var, bir tanesi bodrum kat gibi bir yerde olduğu için sıkıntı basıyor bana, bir diğer ise baya küçük. O yüzden en sevdiğim AVM'de olan sinema salonu.


12. En sevdiğiniz animasyon hangisi?
Çok fazla animasyon filmi izliyor ve istisnasız hepsini seviyorum. :D Ama sürekli izlemek istediklerim Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı, Klaus Sihirli Plan, Şirinler, Güzel ve Çirkin ve böyle devam eder gider. :D


13. En iyi kitap uyarlaması sizce hangisi?
Aşk ve Gurur. <3 Bay Darcy hepimizin sevdiği karakter ve bence Matthew Macfadyen çok iyi oynamış. Tabii Alacakaranlık'ı es geçmemem gerek, hele o son film. <3